28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24TEMMUZ 2005 PAZAR CUMHURİYET Bekironik posta: <fenizsontfteimhuriwt.com.tr Teb 6.212J12 05 05 Faks: 0J212.512 44 9? SAYFA 17 Sıpa Tank Konal: "Sırada, Ecevit ve hoşgörü ödülcülerinin, Atatürk'e Osmanlı hanedanına soykınm suçlaması olmalı!" - Kuran kursları denetim dışı bırakılmış... "Nasıl olsa arka bahçedeler!" sa a Erdoğan'ın yeni konutu: Ana uçağı! Güç Hamza Saykan: "Stratejik öneme sahip kuruluşlar birkaç yıllık geliri karşılığında satılıyor. CHP de bundan şikayetçi ama sözünü geçiremiyor. Oysa CHP, satışa sunulacak kuruluşun taşınır taşınmaz mallanyla gerçek değerini belirlese; kamuoyuna ve 1 alıcılara açık bir bildiri yayımlasa; 'Bu kuruluşun gerçek değeri şudur. Eğer bu değer üzerinden satış gerçekleşmezse, iktidara geldiğimizde bu kuruluşlan satıldığı fiyattan yeniden devletleştireceğiz' dese. Işte size muhalefette iken iktidar gibi güç kullanma yolu!" HALK ozanı "Karaoğlan" almış sazı eline, demokratik sol telden çalıyor: Vahdettin hain degildi... Aşıklar, eskiden yollara düşerdi. "Karaoğlan"ı televizyonda gördüm; evinin salonundaki bir koltuktan öteki koltuğa, başkalannın kolunda anca gidebiliyordu. Medyatik âşık devri demek ki böyle oluyor. Tik deyince... Birer klasik haline gelen tiklerine bile mecali kalmamıştı. Ama Vahdettin için sanki bir ilahi güç tarafından gençlik aşısı zerk edilmiş gibiydi. Mübarek hoca efendisi, okyanusun öte yakasından okuyup bir nefeste bu yakaya doğru üflemiş olabilir diye düşündüm. Hem öyle bir üflemiş olmalı ki Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a gittiğini dahi biliyormuş. Işte orada durup, âşık ozanı uyarmak; gerekirse tarikat uykusundan uyandırmak gerek: KaraoğlanHayır bilmiyordu! Çünkü, Mustafa Kemal Paşa bile Samsun'a gittiğini bilmiyordu; hava izin verse Samsun'dan önce Sinop'tan da karaya çıkabilirdi. O halde Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa'nın Karadeniz kıyılannda bir yeriere doğru gittiğini biliyordu. Aşık ozanın hatın kalmasın; evet biliyordu. Çünkü Vahdettin, Mustafa Kemal Paşa'yı Dokuzuncu Ordu Müfettişi olarak görevlendirmişti ve hatta görevinin ne olduğunu da biliyordu. Mustafa Kemal Paşa'nın görevi, Karadeniz bölgesinde Rum ve Ermeni çeteleri ile çatışmaya giren Türkleri engellemek, silah bırakmalannı sağlamaktı. Çünkü işgalci Ingilizler; Türklerin, Rumlara ve Ermenilere karşı saldınya geçmesine sinirienmişti. Türklerin mutlaka sindirilmesini istiyorlardı. Âslında Vahdettin'in böyle bir görevi Mustafa Kemal Paşa'ya ya da herhangi bir paşaya vermek gibi bir düşüncesi de yoktu. Istanbul'dan Anadolu'ya geçmek için müfettişlik görevini yaratan ve talip olan ve alan Mustafa Kemal Paşa'nın ta kendisiydi. Bizim eskiden saçlan kara şimdilerde boyalı oğlan bunlan bilmiyor mu? Bilmez olur mu; Amasya genelgesine, Erzurum ve Sivas kongrelerine bakınca zaten tarihi gerçekler, adamın suratında şamar gibi patlıyor! Hani neredeyse, ulusal kongre kararlannın altına Vahdettin'in imzasını da atacak ama o kadanna şimdilik aklı ermiyor. Inşallah, birkaç yıl içinde. Allah uzun ömür versin; damariar tıkandıkça bakın daha neler çalıp söyleyecek! SESSİZ SEDASIZ (!) Askerin çalışma sistemi ve vazife TÜRK Silahlı Kuvvetleri'ndeki çalışma sistematiğini kısaca şöyle anlatıyor Kamil Acar: Vazifenin saptanması. Vazifeyi başarabilmek için yapılması gereken görevlerin ve bu görevleri yerine getirecek unsurlann belirlenmesi. Görev emrinin verilmesi. Planlamanın yapılması ve uygulamaya geçilmesi. Kamil Acar "Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral llker Başbuğ'un terörle ilgili kamuoyunu bilgilendirme toplantısında söylediklerini bu çerçevede degerlendirirsek pek yanlış yapmış olmayız. Orgeneral Başbuğ, terörle mücadelede vazifeyi; ülkede terör örgütünün başan umudunu yok etmek olarak tespit etti ve arkasından bu vazifenin başanlması için yapılması gerekli görevleri sıraladı. Türk Silahlı Kuvvetleri adına konuşan Orgeneral Başbuğ, açıklamasını bir talimat, muhtıra ya da vesaire haline sokmamak için }. sıraladığı görevleri kimin, ne ' zaman ve nasıl yapacağını belirterek emir haline getirmiyor ama birilerinin de bu görevleri kendiliğinden üstlenerek yapmasını ve bu sayede vazifenin başanlmasını istiyor. Bekleyip göreceğiz. Türk Silahlı Kuvvetleri için açık, bazılan için kapalı olan bu görevler sahiplenilip yerine mi getirilecek, yoksa göz ardı edilerek ateş düşen ocaklar mı çoğaltılacak?" CEDKOŞESİ OKTAY EKİNCt Dostluk 'Ev'lerdeydi... Dünya Mimarhk Kongresi ne- deniyle tstanbul a gelen konuk- lar arasında "Ermenistanh mi- mariar" da vardı Taşkışla'nın yanındakı Mühendishane'de bir öğlen yemeğinde buluştuk; "komşu''lar olarak "mimarhk" adına neleri "birtikte" yapabile- ceğimizi konuştuk... Masaya oturduğumuzda, "Tûrkrye" olarak Akdamar'daki "restorasyoıru da başlatmış ol- mamızın "gururu"nu taşımak ne kadar da güzeldi... Üıaleyi ger- çekleştiren Kültür ve lürizm Ba- kanhğı'yla birlikte yükle- niciCahitZey- danh da an- lamlı bir jest yapmış, Er- meni kökenli mimar dostu- muz Zakarva Miklanoğ- * hı'nu uygula- manın "danış- manı" kılmış- ü... Böylece, İS 915'lerdeVas- purakan Kralı L Gagik tara- Kayseri'de "TavukçıT evL. findan mimar ve keşiş ManueTe ziantep'e ait gözlemlerinde şun- "ev"lerdir. Anadolu'da sayısız Ermeni us- tanın yapüğı evlerde Türkler de yaşadılar; hatta evler "Türkler içm" de tasarlandı... Sayısız Ermeni aile, hastalan- dıklannda "komşu ev"lerdeki Türklerin getirdiği çorbalarla iyi- leştiler. Sayısız Türk ve Ermeni kadını "birbirierinin evteri w nde börekler pişirdiler, semaverlerin başında keyif dolu, bol dedikodu- lu günler geçirdiler. Türklerin ve Ermenilerin evle- ri, dahası kılık kıyafetlerinden yedikleri iç- tiklerine ka- dar "vaşam tardarT bile çoğu kentte öylesine bir- birine benzer- di ki... Örne- ğin, 1830'lar- da 4 yıl Os- manlı ordu- sunda görev yapan Alman General Hel- muth von Moltke'nin ünlügezinot- larmdaki Ga- yaptınlan ünlü kilisenin ömrü, yine aynı kültürden gelen bir mi- mann gözetiminde uzatılıyor- du... Ermenistan Mimarlar Birliği Başkanı Mıgırdiç Minasyan, ya- zar ve sanat eleştirmeni Garen Mikaehan, öğretim üyesi Aşot Grigoryan ve mimar Narek Sar- kisyan'la birlikte tstanbul"da ya- yımlanan Agos gazetesi yönet- meni Hırant Dink in ortak dilek- leri; "restorasyona Ermenis- tan'dan da uzmanlann kaülma- a"ydı... Ardından gündemimize "yeni işbüüği projeteri" gelince, Ana- dolu'daki başka "Ermenikilisde- ri"nin de ele alınabileceği teklif- lerine "nazikbir çekjnce"miz ol- du... 4 Cami ve kilise' yerine... Ashnda bu konu, "Yunan"lı- larla görüşürken de hep gündeme geliyor. "Farkhkültürterin ortak projeteri" denilince, hemen biz- deki *küiseler''le onlardaki "ca- müer"i, karşılıklı "eşiflik'' içinde onarmak üzerinde duruluyor. Oysa, "kühür"lerimiz arasında- ki' tt ferk"ın(!) mimarideki tek karşılığı "ibadet" mekânlan mı- dır? Anadolu, aynı zamanda "ge- lenekselevmimarisi''nin geçmiş- ten gelen "çok kültürlü müzesT değil midiı? Üstelik, bu "ortak" projeler, temelde "dostluklann andarTnı yaşatmaya dayandığı- na göre, farklı "inanç"lardaki toplumlar arasında oluşmuş ta- rihsel beraberliklerin asıl gelişti- ği ve hatta "ortak yaşam değer- leri"ni yarattığı mekânlar da ön- celikle "srvil" ortamlar. yani lar yazılıydı: "Ermenilerle Türkleri günlük yaşamda,çarşıda pazarda birbir- İerinden ayırmak mümkün değiL Onlan sadece kilise ya da camile- re ghtikkrinde fark edersiniz_" 'Önyargısız'lığın müzeleri Bu düşuncelerimizi açtıgımız- da, Ermeni mimarlardan aldığı- mız olumlu ve coşkulu tepkiyi anlaünam olanaksız. Dahası, ay- nı görüşümüze; "Kaktakikiliseve cami konusu hem kimi hassasi- yetier nedeniyle sorun yaraöyor; hem de siyasi isüsmarcılar tara- findan kolay kullanılry or~" sapta- mamızı da ekleyince, kadehlerin "evter"in şerefıne nasıl arka ar- kaya kalktığıru da görmeliydi- niz... Evet... Ermeni mimarlarla, Anadolu'daki Ermeni toplumun yaşadığı o güzel, zarif ve "biz- den* olan evlerle. Ermenistan'da- ki vaktiyle Türklerin oturdukları ve "kimlik'' olarak da Türklerin izlerini taşıyan evlerin "ortak projeler" olarak korunmalan ça- hşması için fiktr birliğine vardık. Eğer. gelecek günlerdeki gö- rüşmeler de aynı içtenlik içinde sürerse, örneğin Kayseri'deki yok olmak üzere olan "Tavukçu Ma- haDesi"nin Ermenilerden kalan bembeyaz taş evleri ile Güm- rü'deki 1920'lerden bu yana ayakta duran verandalı Türk ev- leri, "önyargısız dostiuk mfizele- ri" olarak yaşatılabilirler... Yeter ki şu "cami ve kilise" sap- lantısından hep birlikte kur- tulabilelim... oekinci(« cumhuriyetcom.tr KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakOı yahoo.com.tr HAYAT EPtK TÎYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepîk(S mynet.com ı ı ı I.,:A, -4 bin 322 kuran kursuna ve 155 bin öğrenciye 59 müfettıs az diyorlar?,, -Teksas-tommiks okuyanlara müfettis var mı? -ne?!!! -başka sorunuz var mı?.. -Ğogol'un "tnüfettis'ini okudunuz mu? -bos ıslere ayıracak zamanım yok, ama istersen ölmijşlerinc bi fatiha okuyayım!.. TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 24 Temmuz uncıcmıtmtaz-arikan. com SÛREKLİ BLCİLIK.. 1733'TE 8USÜN, OSMANLI DBVLErİ, İLK SÜR£KU Ei.- çisiNi eöeevLBNPieMiçri. DAHA ÖMCS DIŞ ÜUCE- LER£ YOLLAMAM ELÇİL&S, BEÜ/Si.1 SİR AMAÇIA 6İOİP, KISA ZAMANDA G£& PÖN£&Oİ. /SEFO6M- CU PADİŞAHM.SELM, AI/euPA'PAtCİ 6EUŞME- LeKi yn/aNOAN I2LEYE8İLM£K AMACYLA, itj- 6tLVEee'Y£, YEGLEŞİK SİS ELÇİ ArAMAV4 KABAft VERMİŞrt. Bü /f iÇİNj ÇEÇİ7T-İ DEVLET GÖREVLSRlNPE DENEYİMLİ, ttd yABANCI OİL KOUUŞASİLEN YUSUF A6ÂH EFENOİ UY6UN BULUNMUÇTU. BiRKAÇ AY İÇİNPE HAZlRLIICLA- R(NI TAMAMLAYAGAIC BU ÜUCEYE GİPEM OS- MANLI ELÇİSİ, KRAL m. SEOK6E TÖGEtJLE KA9UL EPİLMİfTİ.. KOCAEIİ 5. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK AKTIRMA İLANI DosyaNo: 2004/2180 Bir borçtan dolayı hacizli bulıman aşağıda yazılı taşınmazlar açık artırma yolu ile satılarak paraya çevrilecektir. Taşınmazın cinsi, niteliği, kıv-rneti. adedi, önemli özellikleri: Kocaeli ili. Hikmetiye Köyû, Parsel: 1551, Sayfa: 253, Cilt: 3'te kayıtlı 1/60 arsa paylı A Blok 5 No'lu bağımsızbölüm 125 m2 dubleks \illaaşağıda vazılı satış günü saat 14.00-14.10 arasında 38.250.00 YTL tahmini değerde, Kocaelı ili. Hikmetiye Köyü. Parsel: 1551, Sayfa: 253, Cilt: 3"te kayıtlı 1 '60 arsa paylı B Blok 19 No'lu bağımsız bölüm 140 m2 dubleks villaaşağıda ya- zılı satış günü saat 14.20-14.30 arasında 42.750,00 YTL tahmini değerde, Kocaeli ili. Hikmetiye Köyû, Parsel: 1551, Sayfa: 253, Cilt: 3te kayıtlı 1 60 arsa paylı B Blok 20 No'lu bağımsız bölüm 140 m2 dubleks villa aşağıda ya- zılı satış günü saat 14.00-14.50 arasında 42.750.00 YTL tahmini değerde. Kıymete tesir eden hususlar: Hikmetiye Köyü tapunun 1551 parsel üzerinde Büyükderbent Belediwsi'nin 10.082001 tarih ve 208 sayılı ruhsatla inşa edi- len kaba inşaatı bitmiş, çatı örtüsü dış cephe du\arlan örülmüş. pencere doğTamalan takılmış dunımda olup. tamamlama oranı %45'tir. Sosyal tesis, yüzrae ha\ıızu, istinat du\arlan. site içi yollar ve çe\Te düzenlemesi yapılmıştır. Saüş şartlan: 1- Satış 20.09.2005 günü Kocaeli Adliyesi 1. kat 5. Icra Müdürlüğü adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edi- len kıymetin "oöO'ını ve rüçhanlı alacaklılar \arsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranm taahhüdü baki kalmak şartıyla 30.09.2005 günü aynı yer ve saatte ikinci artırmaya çıkanlacaktır. Bu artırmada bu miktara elde edilememişse gayrimenkul en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki. artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetimn Vo40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka. paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2- .\rtumaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymetin %20'si nisbetinde pey akçesi veya buraiktarkadar milli bir bankanın teminat mektubunu verme- leri, yurt içinde tebligata yarar adres bildirmeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Ihalenin feshi davası açılsa bile verilen süre sonunda satış bedelinı nakit olarak yatırmak zorundadır. .\ksi takdirde ihalenin feshine karar verilir. thale damga resmi, tapu alım harcı ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler. ihale tellaliye resmi ve tapu satım harcı satış bedelinden ödenir. 3- tpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- thaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale be- deli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faizınden müteselsilen mesul olacaklardır. thale farkı \e temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kal- maksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark. varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daire açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüs ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. başkaca bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya numara- sıyla müdürlüğümüze başvurmalan ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadaralara tebliğ yerine kaim olacağı ilan olunur. (*) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildır. ' Basm: 35200 PANO TÜPkiye'de'Yurttaş'Otmak başhkh yazıma ilişKin olarak birçok okurumdan görüşlerimi destekleyen posta iletılen ve telefon- lar aldım. ,.... . . Kadıköy'de oturan ve belediye "yetkılılennden ürktüğü" için adını vermemi istemeyen bir hekım okurum yayalara ait alan olan, daha doğrusu oi- duğu söylenen Kadıköy Çarşeı'ndakı taşıt trafiğın- den şikayetçi. Ne var ki o birçoklan gıbı tepkısız kalmamış, ilgilileri birçok kez uyarmış. En son ko- ca bir turist otobüsünün kilise meydanında yolcu indirdiğini görûnce olayı seyreden resmi elbıselı birzabıtaya 'Burası yaya bölgesi neden engel ol- muyorsunuz' diye sorma gafletinde" bulunmuş. Bulununcada "yurttaş "sorumluluğunasahıp her- kes gibi o da, "Git işine kardeşim, başka ışın yok mu senin?" yanrtını almış. Iş o noktada kalsa ge- ne iyi, zabıtalar üç kişi olmuşlar ve hala,u Nıçın gö- revinizi yapmıyorsunuz" diye soran y u f " a 5 ı n üzerine yürümeye, itip kakmaya, yumruk göster- meye başlamışlar. . Okurum, "Kadıköy'deki o yaya bölgesındekı ta- şıt karmaşasını çözmeye niyetli bir görevlı çıka- cakolursakendisiyleyüzleşmeyehazır olduğunu' yazıyor. Bakalım Kadıköy Belediyesi'nden ses ge- lecek mi? O.N.D. adlı okurum da çoğumuz gibi, ınsanla- nn haksızlıklar karşısındaki kayıtsızlıklanndan ve bir anlamda zorbalığa (bilinçli ya da bilinçsiz) ver- dikleriprimden"ş\kâyetç\, kendisi haksızlıklar kar- şısında tepki gösterdiğinde çevresindeki insanlar tarafından "çıkıntılık, lüzumsuzluk yapmakla" eleş- tirildiğini yazıyor. Haklı, çünkü benzerşikayetı yu- kandaki hekim okurum da dile getirmiş, kendisin- den dinleyelim: "Bu sırada yanıma gelen birkaç yurttaş, 'Haklısın, bunlar böyledir' dediler, ama bir kişi bile zabıtalara karşı benim yanımda olmadı. En son bu vatandaşlardan biri beni iterek 'Git kar- deşim, bak, işler senin aleyhinde, buradan uzak- laş' dedi. Ben artık ümidim kalmadığı için, dayak yememek için meydandan uzaklaştım."_ Ergun Göknel ise şunlan yazıyor: "Ulkemizin tepkisiz ve umursamayan, gününü gün etmeye çalışarakyaşamını sürdüren toplumunda, ben de genelde 'yurttaş' gibi hareket ediyorum. Trafikle veya diğer konulaha ilgili olarak insanlan olağan kurallara davet etmeye çalışıyorum. Herdefasın- da da 'gene bıçaklanmadım' diyerek kendimi te- selli ediyorum. 'Yurttaş' olarak hareket etmek gi- derek daha büyük cesaret istiyor. En kötüsü de, 'Başka işin yok mu?', 'Durup dururken ne kaşını- yorsun?', 'Rahat mı battı?' gibi tepkiler. Birdefa- sında bir banka şubesinde sıra konusunda mü- dahale ettiğimde, 'Ne kanşıp duruyorsun? Nasıl olsa hepimize sıra gelecek!' sözlerine karşı, daya- namayıp bu sözü söyleyene, 'Sizler gibi koyunlar oldukça hiçbir şekilde uygariaşamayız 1 dememe rağmen cevap alamadım. Yani karşımdaki res- men 'koyun' olmayı kabul etti. Gerçek koyunlar da herhalde bu 'insanlan' görünce intihar etmek- ten başka çare bulamıyorlar." Mektubuna, "yurttaş" olmaya çalışan birisiyim diyerek başlayan okurum Sayın Melih Anık ise be- nim Bauhaus mağazasında başıma gelenin aynı- sının kendi başına da geldiğini anlatıyor mektu- bunda. "Bauhauaida benim de başıma benzerbir olay geldi. Teşhir fiyatı ile kasa fiyatı arasındaki uyuşmazlığı evegelince farkettim. Evim Şişli'de... Bauhaus karşıda... Yanlışlığı düzelttirmek için git- sem birdert, gitmesem birdert. (Biliyorsunuz 5e/- // bir süre içinde itiraz etmek zorundasınız.) Kendime iş edindim. Yazılar yazarak durumu anlatmaya çalıştım. Ashnda böyle bir durumda ben sadece fiyattaki fark kadar fazla ödeme yap- mış olmuyorum, aynı zamanda salt hakkımı ara- mak için ilave masraf etmem gerekiyor. Evime teslim istedim, ama anlatamadım. Ama sonunda, bir uğradığımda geri ödeme aldım. Ama malum tavırla: İşin yok mu senin?" öbür mektuplardan söz etmeye yer kalmadı, a- ma yukandaki dört örnek de Türkiye'de yurttaş ol- manın zorluğunu göstermek açısından yetiyor da artıyor zaten, öyle değil mi? (e-posta:dkavukcuogluSsuperon line.com) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Dibi tuttu- rularak hafif ^ yanık kokusu 2 verilmiş mu- 3 hallebi. 2/ Bir başan karşılı- ğmda verilen 5 armağan... 6 Kategori. 3/ -, Ticaret eşya- sı... îyilik, ih- 8 san. 4/ Hay- 9 vanlara vuru- lan damga... Panltısı- nı arttırmak için el- 1 mas taşlannm altları- 2 na konulan ince me- 3 tal yaprak. 5/ Kıl \e 4 saçlann dökülmesi 5 yadayokluğu. 6/As- 6 ya'da bir ülke... Bir 7 cetveltürü.7/Sözleş- 8 me,anlaşma...Dogal 9 \ u vetarihselözelliklerinden dolâyı~rumaaİünaaİı- nan alan. 8/ Osmanhlarda taşradaki nüfuzlu ailele- re verilen san... "-,. ömür biter bir uzun sonbahar olur" (YahyaKem*!). 9/Dinselkurallargereğince kirlenrmş saydan bu-ş e y i e n ^ ü ç k e z Südan •[ np kirlı sayümaktîsn kurtarmak YUKARIDAN A^AĞIYA: 1/Cevizli sucuk... Antalya'nmbir ilçesi. 2/Birüi- miz... Yapraklanndüz ve parlak bölümü. 3/Ayıp- lanacak şey... lçın<ie diri balık saklanan, denizden aynlmış havuz. 4/-Içimde renkler uçuşur /—ya- nar, yeşil tutuşur (B.R. Eyuboğlu)... Macaris- tan'ın para bınmı 5/Cilacılıkta kullanılan bir çe- şıt reçine. 6/ Kıderdilik bakırrundan başta gelen diplomat... Bir notj. 7/Birpeygamber... "Hadi ver ellenm / Ufkumd<a esen — yellerine" (B. Neca- tigıl). 8/Havabasncı birimi... Özen. 9/Üstüka- palı olarak anlatna... Bir kimsenin davranışlan- na temel olan ahlüc ilkelerinin tümü
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle