Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2005 PAZAR
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Bir Yayıncı Yazar Salim Şendil
Sevgili,
Salim Şendil'i çok kısa bir süre önce yitirdik. Edebiyat-
çılar, dostlan, bu gerçekten alçakgönüllü, engin yürekli in-
san hakkında çok güzel şeyler yazdılar. Salim Şendil'i çok
az da olsa tanıyıp çok sevmiş bir kişi olsam da, yetehnce
tanımadığım için onun hakkında yazmak cesaretini bula-
madım.
Pazartesi günü eve döndüğümde, Cihangir'in ve Istan-
bul'un müstesna barlanndan ve buluşma yerterinden olan
Leyla'nın birinci yılı dolayısıyla, sahiplerinden ve yönetici-
si dostum Deniz Türkali'nin gönderdiği, Salâh Birsel'in
"Elit Kahvesi" kitapçığ/nı bulup birsolukta okudum. Salim
Şendil ile ilgili satırtannı, kısaltarak da olsa, hem seninle,
hem okurlarımla paylaşmak istedim. Şöz Salâh Birsel'in:
"Elit'in Ankaralı müşterilerinden biri de 'Seçilmiş Hikâ-
yeler Dergisi'n/n sahibi Salim Şendil'dir. Salim kapıdan
içeri girince şöyle bir dikilir, çevresine gülücükler dağıt-
mak üzere yüzünü ayariar ve kendi variığı belli olunca ağır
ağıryaklaşır, açılanyere çöker. Birazsonra da Elit'tekile-
rin topunu gülücüklere ve çığlıklara boğar. Çünkü 'Seçil-
miş Hikâyeler'cfeyay/m/anm/ş şiirierin, yazılann parasını öder
herkese. Bu en küçük şiire bile 15 lira olur.
Bu para ile bir kişi iki gece kafa çekebilir.
• • •
Ama Salim bu parayı verirken ezilir büzûlür, daha çok
ödeyemediği için özûr diler. Oysa o zamanlar para öde-
yen dergiler parmakla sayılacak kadaraz.
Salim, Sait Faik'/n Yaşar Nabi katındaki telifücretiniart-
tırmakta da büyük rol oynamıştır. Vartık 1951 yılında Sa-
it'e 15 lira verirken Salim kendisine 25 lira önermiştir. Sa-
it neredeyse havaya uçacaktır:
- Abi ben bir yüzlüğü bir arada görmedim. Sana dört
öykü göndereyim. Biriksin. Sen bana bir yüzlük gönder.
Al sana işte iki öykü.
Sait cebinden 'Harrtada Bir Nokta' ile 'Insan Gibi Bir Şey:
Huy' adlı öyküleri çıkararak Salim 'e uzatır. Salim onlan ce-
ketinin en sağlam yerine yeheştirdikten sonra eline bir tü-
fek alır. Ama bu kötü bir şey yapmak için değiidir. Sade-
ce -bu konuşma Radyoevi'nin arkasında kurulan Istanbul
Sergisi Luna Parkı'nda geçtiği için- karşısındaki hedefler-
den birine ateş edecektir.
Dan, dan! Salim siyah noktayı vurur.
Tring - tın - riting.
Mangnezyumpatlar. Sait'le Salim'in fotoğrafı çekilir.
Salim oraya ertesi gün de Nezihe MeriçV -onunla da-
ha henüz evlenmemiştir- getırecektır. Arpacığı geziyerin-
de tüfeği herzaman nasıl bulsun? Sait:
- Vay canına! derken o da eğilir tüfeğinin numarasını alır.
Salim birkaç gün sonra Tıcaret Bakanlığı Fuar Komiser
Yardımcısı olarak Izmir Fuan'na gider. Izmir'e hop bir tel:
- 50 lira gönder. Sait'tendir bu tel...
• • •
Yıl1954. Salim, Seçilmiş Hikayeler dergisinin 8. yılı için
mi ne, Maya Galerisi'nde bir sergi açar. Baylan'da Atilla
llhan, Sait Faik, Leyla Erbil, Salim Şengil biraraya gelir-
ler. Salim, Sait'in her öyküsüne elli lira, 10 öykülük, kitap-
lanna da 500 lira verecektir....
- Ayda iki gönderirsem?.
- Uç tane de göndersen bende yayımlanır...
Saityine uçtu uçacak.
Maya'daki sergiyi Fahrettin Kerim Gökay açacaktır.
Salim kokteyl dışında iki kişi için portakal suyu hazırlar. Bi-
ri Yeşilaycı Gökay, biri de Sait için. Ama Sait'in yeryüzün-
de sadece 15 günlük ömrü kalmıştır.
Salim kendisi de sanatçı olduğu için -1938 CHP öykü
Yanşması'nda birincilik almıştır- yazarian sömürmeyi hiç
düşünmemiştir. Bir gün Eminönü Halkevi'ndeki bir ede-
biyat matinesinde onun Orhan Kemal'e bir yüzlük uzat-
tığı görülür.
- Ne parası bu?
- Kitaplara verdiğim ücreti arttırdım. Artık her kitaba 150
lira ödüyorum. Sana 'Grev' için 150 vermiştim. Bu da se-
nin hakkın.
- Ne biçim yayıncısın sen!"
Güzel insanların güzel anılanyla dolu bu parçayı kendi-
me saklayamazdım. Paylaştığım için mutluyum.
Hepsini saygı ve rahmetle anıyoruz...
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Eski SPK Başkanı Karacan'dan, îslami holdingleri savunan AKP'li vekillere ilginç örnekle yanıt
'Kürt bankası olurmu?'BULENTSARIOGLU
ANKARA-"lsJamihoWmg" ola-
rak adlandınlan kayıt dışı şırketle-
ri araştıran TBMM komisyonunun
tutanaklanna, AKP milletvekilleri
ile eski SPK Başkanı M thsan Ka-
racan arasında geçen ilginç diya-
loglar yansıdı. Karacan, kayıt dışı
holdinglerin üzerine haksız olarak
gidıldığıni. bu şırketlenn önünün ka-
sıtlı olarak kesıldığını savunan AKP
mılletvekillerine, "Düşüncelermis-
tismar edilmesiyanhştır. Birisi çüap
'Kürt bankası kurdum' dese doğru
mu ohır?" karşıhğını verdı.
Karacan'ın araştırma komisyonu
tutanaklanndakı bazı değerlendir-
meleri ve millervekilleriyle arasın-
dakı bazı tartışmalar şöyle:
Karacan: Piyasalarda bu tür şir-
ketlerin kurulması 1995'in sonla-
nnda Kombassan'ın kurulmasıyla
başlamıştır Buda Türkiye'deolrna-
mıştır genel itibanyla. Bizim ülke
sınırlanmız dışında Almanya'da,
yurtdışında, diğerülkelerde olmuş-
tur. Müdahale etmeleri gerekmesi-
ne rağmen Türkler arası bir olay
olarak gördükleri için açıkçası mü-
dahale etmemişlerdir.
"Türklerin kendi aralanndaki
proMem, nasıl olsa paroi topiayan
Türk,parası batacakolan Türk be-
mflgüendirmiyor'' denmıştır. Kom-
bassan'ın kuryesi nasıl yakalandı ha-
vaalannıda? Uçağa binene kadar
bir şey yapmıyor, parayı taşıdığını
biliyor, görüyor, uçağa bindikten
sonra Esenboğa'daki emniyeti ha-
berdar ediyor. Clkesindeki hukuki
problemi bize satması açısından il-
ginç bir örnektir. "Gitsin orada
probtem oisun" diyor. Almanya'da
onu tuttuğu zaman başına dert ola-
cak. Çünkü gerisini getirmesi ge-
rekecek. Gensini getirdiği zaman
başına politık dert olacak. Onun
için ilgilenmıyor, bize satıyor.
belgelerini de iptal edin" dediniz.
SPK'nin veya sızlerin bir kusu-
ru var mı yok mu bu şirketlerin bu
hale gelmesinde. Zamanında önü-
nü açsaydık, sermayesınin artnnl-
masına izin verseydik, belki biraz
daha düzgün büyüyebilirdi.
Karacan: Hayır, yanılıyorsunuz.
Biz sadece Kombassan'la ilgili yaz-
mıyoruz.
'28 Şubat'ın etkisi olmacrT
Öksüz: Niye üzerine varmadınız
bat süreci içinde, ne bana ne bir ku-
rul üyeme ne MGK'den bir yazı
gelmiştir ne de bana bir telefon
edilmiştir. Bu işin 28 Şubat süreciy-
le hiçbir ilgisi yoktur.
Burada tam tersine olaypolitik sü-
rece çekilerek insanlann kanaatle-
rini, düşüncelerini istismar eden
bazı kişiler tarafından olay politik
bır sürece çekilerek mazlum rolü oy-
nanmak istenmıştı o devirde.
Prosedürlere uymalan esastır,
esas olan budur. Yoksa x düşünce-
• Eski SPK Başkanı Ali thsan Karacan, Îslami holdinglerin önünün
SPK tarafından kesildiğini savunan mületvekillerine "Birisi çıksa
'Ben bir Kürt bankası kurdum, ey Kürtler paranızı öteki bankalara
yatırmayın' dese kabul edilebilir mi?" karşıhğını verdi. Karacan, bu
şirketler için 'Babasına küfreden çocuk' nitelemesinde bulundu.
Özkan Öksüz (AKP Konya mfl-
letvekili): îhtıyati tedbiri koyarken
Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK)
size bir dahli oldu mu veya 28 Şu-
bat kararlan yayımlandıktan sonra
bu şirketlerin de isimleri geçti, bu
isünler geçtikten sonra bu şirketler
üzerine sıkı bir denetim olup da
bunlar sıkıştınldı da, büyümeleri
istenmedi mi?
Yetkiniz olmadığı halde bir yazı
yazdınız, "Bunlara teşvik belgesi
vermeyin, vermiş olduğunuzteşvik
o zaman Kombassan'a vardığınız
kadar? Niye onlara tedbır koydur-
madnuz?
Karacan: Bir dakika... Siz o za-
man Türkıye'de yaşamıyorsunuz
sayın mılletvekilim... Ben, eşim,
çocuğum 1.5 yıl Uzan ailesinin ka-
meralanyla yaşadım. Ben, Lüb-
nan'dan getirilen tetıkçiyle canıma
kastettınlmek ıstendım. Siz o zaman
Türkiye'nin gündemini hiç takip
etmemişsiniz.
Adına ne dersek dıyelim, 28 Şu-
si neymiş, banane, ne düşünürse dü-
şünsün. Ama kurallara uymak zo-
rundadır. Bu da son derece yanlış-
tır. Bugün çıksa birisi, "Ben bir ta-
ne Kürt bankası kurdum, ey Kürt-
ler paranızıgetirin öteki bankalara
yaürmaym" dese. böyle bir şeyi
kabul edebilir mi sistem, doğru mu
olur?
MustafcTuna(AKPAııkara\IB-
letveküi): SPK, 1997'de Hazine'ye
"sizbufinna>ateşvik\«Tne>in'' der-
ken yani "benim çocuğumişeyara-
maz, buna kız vermeym" demek
gibi olmuyor mu? Yani hasım gibi
davranması bana garip geüyor, doğ-
ru mu?
Karacan: Hayır, hasım gibi dav-
ranmamıştır, ben bunu kabul etmi-
yorum.
Tuna: "Teşvikvenneyin'' demek
dostane bir davranış mı?
Karacan: Bakın biz bu işleri ya-
parken aynı zamanda şirketlerimi-
zın, piyasadaki şirketlerimizin ku-
rallanna uymasını bekleriz. Çünkü
sadece Kombassan'ın meselesi pa-
ra toplamak değildi o tarihte. 365
gün dışanda para toplamayacak-
sın. Ancak belirli prosedürleri ye-
rine getirdikten sonrahalka arz ede-
ceksin.
luna: Yani hem "benim afleme
mensup birisi'' diyorsunuz ve aile-
nize mensup birisi bir iş yapmaya
kalkıyor, "bunu yapmasuı" diyor-
sunuz. Yani orada bir hissi durum
var, başka bir şey var.
Karacan: Bir aile diyorsaruz, ai-
lenin fertleri, ailenin diğer fertleri-
ne gerekli saygıyı göstermek zorun-
da. Babasına küfreden bir çocuk,
herhalde aile ilişkileri açısından...
Mevzuata uymak bir süreçtir, her
gün uyacaksınız.
1997'de, 1998'de bu işi çözebil-
miş olsaydık, belki 500 milyon do-
larda çözecektik. 28 Şubat süreci de-
mek ki çözmemiş.
ZEKİSEZER:
Başbakan
sisteme
muhalif
ANKARA(Cumhuriv«tBüro-
su)-DSP Genel Başkanı" ZekiSe-
zer, AKP hükümetinin, cumhu-
riyetin temel ilkelerini etkisiz
kıünak, rejimi yıpratmak, dev-
letin kadrolannı siyasallaştır-
mak isteyen girişimleri nedeniy-
le, Türkiye'nin en talihsiz döne-
mini yaşadığını söyledi.
Yurttaşlara "erkenya da zama-
nında vapıiacakseçimdemudaka
sandığagitmeleri
n
çağnsında bu-
lunan Sezer, hükümetin bilimi,
yargıyı dahi siyasallaştırmak iste-
diğini belirtti. Sezer, "Başbakan
acilçözümbekkyen soruniarla de-
ğü, sistemle savaşmaktadn: Baş-
bakan, belli çevrelerin sözcüsü gi-
bi hareket etmektedir. O çevreler
adına sisteme karşı adeta radikal
muhalefet >apmaktadır" dedl
ŞİŞLİBELEDİYE BAŞKANI ERZİNCAN'A GİTTÎ
Sarıgül: Bfldığfanden
asla aynlmayacağmı
CEMEVÎ VE AŞEVİ TEMELİATTI - ŞişüBekdiyeBaşka-
nı Mustafa Sangül, Erzincan Havaalanı'nda onlarca araçtan oluşan bir
konvoyla karşüandı. Seçim otobüsüyje şehirmerkezine giden Sangül, bu-
rada yapügı konuşmanın ardından Üzümlü ilçesine bağh Alünbaşak bel-
desine ghtL Sangül, Avcılar köyünde bir cemevi ile aşevinin temeoni atü.
ERZİNCAN(Cumhuri>rt)- Şiş-
li Belediye Başkanı Mustafa San-
gül, dün gittiği memleketi Erzin-
can'da yoğun ilgi nedeniyle ezilme
tehlikesi geçirdi.
Memleketi Erzincan'da dün uçak-
la gelen Sangül, havaalanında on-
larca araçtan oluşan kortej tarafın-
dan karşüandı. Seçim otobüsüyle
şehirmerkezine giden Sangül, yap-
tığı konuşmada CHP Genel Başka-
nı DenizBaykaTa göndermelerde
bulundu. Sangül, "Geçen sene bu
tarihlerde siz hemşerilerimin ha-
yır duasmı almaya gelmiştim. Siz-
de bana destek vermiştiniz. O gü-
cü Ankara'yagötürdüm. Ama An-
kara'datuzaklarla,(Ainüaria,zalim-
lerin o>ıınuna geldim. Ama siz me-
rak etme> üı etran dağhk ve ortası
bağhk, rüzgân sert Erzincan deü-
kanhsı olan bu toprağm çocuğu si-
ze bu baba topraklanndan şu sözü
veriyorum.Bayrağımdan, topra-
ğundan ve bildiğimden asla ve as-
la avrümayacağun" dedi.
Üzümlü ilçesine bağlı Altınba-
şak beldesine geçen Sangül bura-
da gazetecilerin sorulannı yanıtla-
dı. Gazetecilerin Baykal'ın iyi bir
yüzücü olduğunu anımsatması üze-
rine Sangül, "Erzincan'dan sesle-
niyorum denizlerdetehükevar her-
kes karaya yaklaşsm" karşıhğını
verdi. Altınbaşak beldesinde hem-
şerilerine seslenen Sargıgül şunla-
n kaydetti: "CHP'yiiktidarataşı-
yamayan hareket başanlı değil-
dn\Benim defterimde Anadohı in-
sanının kalemindebaşansızhk ola-
maz.Başarısız olanlargidecek, ba-
şann olanlar gelecek."
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oraicatislar@cumhuriyetcom.tr
Yüksekova Nere Istanbul Nere?
Mevsimin en sıcak günlerinde Hakkâri'nin
Yüksekova ilçesindeyiz. Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti ile Konrad Adenauer Vakfı'nın or-
taklaşa düzenlediği "Yerel Medya Eğitim
Seminerleri"n\n 35.'sine katılmak amacıyla
buraya geldik. Yüksekova ve çevresindeki
gazetecilerin katıldığı bu seminer bizim açı-
mızdan yerel gazeteci meslektaşlanmızı ta-
nımanın ötesinde yöreyi tanımaya, sorunla-
rını dinlemeye yarıyor.
Yüksekova, Istanbul'dan bakıldığında
Türkiye'nin en uç noktalarından birisinde.
Dağların arasında kendi kaderine terk edil-
miş gibi. Yüksekovalılar dertlerini anlata an-
lata bitiremiyorlar. Yüksekova'mn çaresizli-
ğini dile getiriyorlar, alınması gereken acil
önlemleri birer birer sıralıyorlar.
• • •
Belediye Başkanı, Tapu Müdürü, Milli Eği-
tim Müdürü, liselerin müdürleri, yurt müdür-
leri, hâkimler, savcılar, esnaf, gazeteci mes-
lektaşlarımız şunları söylüyorlar. "Hakkâri ili
her sene ünivers/teye giriş sınavlannda sü-
rekli Türkiye sonuncusu oluyor. Bir kere bi-
le en sondan ikinciliği elde edemedik. Bu-
nun en önemli nedenlerinden birisinin bu-
rada okul olmamasından kaynaklandığını
biliyor musunuz?"
Yüksekovalılar kentin nüfusunun yoğun
göç nedeniyle 100 bini aştığını belirtip ar-
dından eğitim konusundaki tablonun kor-
kunçluğunu şu sözlerle dile getiriyorlar:
"Kentimizde 13 ilköğretim okulu var. Bunlar
her sene 1800 civannda mezun veriyor. Li-
se sayıst ise yalnızca 4. Bu liseler ancak
mezunlann 600 kadarını kabul edebiliyor.
1200 civannda çocuğumuz açıkta kalıyor."
Hakkâri Yüksekova Haber gazetesinin
sahibi Necip Çapraz hafif gülümseyerek
"Oral Bey her gün gazetelerde reklamını
görüyoruz; 'Haydi kızlar okula' diyorlar.
Gelsinler Yüksekova'ya, görsünler, kızlar
için ne kalacaklan bir yurt var, ne de okul.
Bize bunlar mizah gibi geliyor" diyor.
Yüksekovalılar okul dertlerinin acil olarak
çözülmesini, bu kente okul yapılmasını isti-
yorlar. Kentlerinden yetişen zenginleri de bu
konuda göreve çağınyorlar.
•••
Yüksekova Belediye Başkanı Salih Yıldız
ise şehrin kanalizasyon sorununun bekleye-
meyecek duruma geldiğini ifade etti. Kaldı-
ğım otelin penceresinden kentin ortasından
akan dereye bakıyorum. Pislik içinde.
Etrafa kokular saçıyor. Yüksekova, DE-
HAP'ın belediye başkanlığını kazandığı ve
çok yüksek oy aldığı yerlerden. Acaba bu
kent yatırım yapılmayarak cezalandırılmak
mı isteniyor diye düşünmeden edemiyorum.
Belediye Başkanı Salih Yıldız'ı halk sevi-
yor. Onun çalışkanlığını anlatıyorlar, "Ama
elinde gücü yok" diyerek de çaresizliklerini
ifade ediyorlar. Başkan Yıldız, en önemli so-
runlanndan birisinin Esendere gümrük kapı-
sının açılması olduğunu vurguluyor.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Yükse-
kova'ya 40 kilometre uzaklıkta Iran sınırın-
daki Esendere'de gümrük binasını açmak
üzere dün Yüksekova'ya geldi. Belediye
Başkanı Yıldız, "Binanın açılması önemli
değil gümrük kapısı açılsın" diyerek acil is-
teklerini dile getiriyor.
Hakkârililer Esendere gümrük kapısından
15 Mayıs tarihine kadar halkın alışveriş için
Iran'a günübiıiik geçebildiğini ve günlük 500
marklık mal getirebildiğini söylediler. 15 Ma-
yıs'tan sonra yalnızca arabalı geçiş yapılabi-
liyormuş ve 500 marklık alışveriş olanağı or-
tadan kaldırılmış.
•••
Kente gelmemizden bir gün önce Yükse-
kova'da anadili öğrenme hakkı konusunda
bir gösteri düzenlenmişti. Yüksekovalılara
PKK'nin son dönemde başlattığı eylemleri
sordum. Olanlardan pek memnun değillerdi:
"Ancak şunu unutmayın, bu bölgede 20 yıl
süren bir çatışma dönemi yaşandı. Insanlar
bugün eylemleri doğru görmeseler de bu
olaylaıia duygusal bağlan sürüyor. Bir anda
kesip atmak mümkün değil. Olaylardan
mutlu olduklan söylenemez."
•••
Yüksekovalılaıia dikkatli konuşursanız si-
ze alçak sesle başka gelişmeleri de anlatı-
yorlar. Abdullah Ocalan'ın yakalandığı 15
Şubat'ta Yüksekova esnafı kepenk kapat-
ma eylemi yapmıştı. Bunun üzerine savcılık
3000 esnaf hakkında soruşturma açmıştı.
Tugay Komutanı bu olaydan sonra şehre
altşveriş için çıkan askerlere çarşı iznini kal-
dırmış. Hatta eğer çarşı izni verecekse as-
kerleri bu amaçla Hakkâri'ye gönderiyor-
muş.
Yüksekovalılar, Tugay Komutam'nın bu
yolla Yüksekovalı esnafı cezalandırdığını
düşünüyorlar. Çünkü kenrte çok sayıda as-
keri birlik bulunuyor, askerlerin hafta sonlan
çarşı izninde yapacaklan alışverişin kent es-
nafı açısından önemli olduğunu belirtiyorlar.
Yüksekova'dan anlatacak o kadar çok
şey var ki. Yarın devam edebiliriz.
ÖZÖZTURKLER ADAPAZARI (02M) 275 17 71 (9 hat) • ŞANÇELİK BURSA-İZMİR YOLU (0224) 441 75 00 (3 hat) • TEKOTO
BURSA-YENI YALOVA YOLU (0224) 216 05 05 • AÇI İSTANBUL-ALTUNİZADE (0216) 651 60 60 • AKTİF-İRİYIL İSTANBUL-
USKUDAR (0216) 428 93 00 • BERKE İSTANBUL-YENİKAPI (0212) 633 60 61 • CAN İSTANBUL-UMRANİYE (0216) 466 85 55
• EFE İSTANBUL-BAYRAMPAŞA (0212) 615 07 25 • MEPA İSTANBUL-İKITELÜ (0212) 698 44 44 • PARLAR İSTANBUL-ŞİŞÜ
(0212) 210 16 66 • SONKAR İSTANBUL-AVCILAR (0212) 422 34 34 • TEKOTO İSTANBUL-SARIGAZİ (0216) 621 05 00
• YILDIRIM İSTANBUL-ZİVERBEY (0216) 449 29 94 • OTO TEKNİK İZMİT (0262) 335 50 38 • GÖREN ÇORLU-TEKİRDAĞ
(0282) 685 47 70 • TUYLUOĞLU ZONGULDAK-K EREĞÜ (0372) 323 63 63 (4 hat)
TC
BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 2004'1611
Davacı Maliye Hazinesi vekili Av. Sıbel Bulur tarafindan davalı Vicdan Karabağ aleyhme mahkememize açılan tapu ıptalı meni müdahale ve kal
davası nedeniyle
İlgili davacınrn dılekçesının ve davayla ilgili 22.07.2005 tarihınde saat 09.00'da yapılacak duruşma gününûn yapılan araştırmalarla bulunamayan
Vicdan Karabağ'a ilanen tebhğıne karar venlmıştır.
Yukanda yazıb davayla ilgili mahkememız duruşma salonunda 22.07.2005 tanhınde saat 09 OO'da yapılacak duruşmaya davalı Vicdan Karabağ'ın
gelmesı gerektığı ve kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı varsa diyeceklerinı ve belgelennı dosyaya ıbraz etmedığı takdirde yokluğunda duruşmaya
devam edilip karar venleceği hususu davalıya ilanen tebliğ olunur.
Basın: 32157