Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 TEMMUZ 2005 CUA
ROPORTAI
Elekdağ, Almanya'nın soykınm kararını tanımasını 'ciddiyetsizlik' olarakdeğerlendirdi BİR BAKIMA
'Nesnelliktenuzak,tek yanlı'
A
ANKARA (Cumhuriyet Bfirosu) -
CHP Istanbul Mılletvekilı, emekJi
büyükelçi Şükrii Elekdağ, sözde Er-
menı soykînmının Almanya Parla-
mentosu tarafindan araştırılmadan ve Türki-
ye 'nin taleplerine dikkat edılmeden kabul edil-
diğini söyledi. Elekdağ, parlamentonun karan-
nı "cJddij'etazük" olarak nitelendirirken, "Ka-
rartaslağuıı hazırlavanlar, işlerinegelmeyen hu-
suslan Alman Pariamentosu'nun dikkatinden
bilinçli olarak kaçırmışlar" dedi.
Emeklıbüyükelçi Elekdağ, Cumhurivet'in Al-
manya Parlamentosu 'nun sözde Ermeni soykı-
nmını tanımasına ilişkin sorulannı yanıtladı.
- Almanya Federal Paıiamentosu'nun Erme-
ni iddiaJan hakkuda aldığı karan nasıl değer-
lendiriyorsunuz?
- Karar, tek yanlı, hiçbir nesnel yönü bulun-
mayan, tarihseİgerçekJeri çarpıtan birnitelikta-
şıyor. Asılsız ve mesnetsiz suçlamalar içeriyor.
Özellikie, gerekçe bölümünde, hiçbiryargı ka-
ranna dayanmadan ve hiçbirkarşı görüş dikka-
te alınmadan, sadece bazı parlamentolann ka-
rarlarına ve bazı yazarlann sübjektif eserlerine
istinaden soykınm ıddıasına yer vermiş olma-
sı, büyük biradaletsizlik ve haksızlık olduğu gi-
bi, Alman parlamentosunun bu konudaki önyar-
gılı ve taraf tutan tutumunu yansıtıyor. Aynca,
karar bir yandan gerçeklerin ortaya çıkanlma-
sı için tarihçilerüı bir araya gelmesini öneriyor,
bir yandan da Türkıye'yi suçluyor. Tabiatıyla
bu, çelişkili ve mantıktan yoksun bir yaklaşım.
Parlamentoya bu kararla ilgili önerge sunul-
duktan hemen sonra bu girşimın nedenJerini
Alman medyası tartışmıştı. Bu tartışma, söz
konusu girişimın, sırf Türkiye'nin AB yolunu
kesmek içinyapıldığı hususunda çok açık ipuç-
larını ortaya koymuştu. Bu durumda, bir müt-
tefik devletinparlamentosunun, sırfsiyasi amaç-
larla Türkiye'nin tarihini karalamaya, tahrif et-
meye yeltenmesinin, çok yakışıksız, adaletsiz
ve etik değerlerle bağdasmayan birhareket tar-
zı olduğunu vurgulamak durumundayım.
84 YIL SONRA AYNI ADALETSİZLİK
- Almanya "nın Ermeni konusuna bakışıdaha
önce nasıldı? Bu karar ülkedeki Ermeni ktbisi-
nin baskısvla ahnnıış olabitir mi?
-1. Dünya Savaşı'ından sonra Batı basıru, Al-
man Genelkurmayı'nı Ermeni tehcırini Osman-
lı Devletı'ne sadece önermekle degil aynı za-
mandayönetmekle suçlamıştı. Bu ıthamlar, sa-
vaştan yenik çıkan Almanya'yı derinden etki-
lemiş ve bu psikolojik baskı altında savunma-
ya geçen Alman Dışişlen Bakanlığı, Türk düs-
manlığıyla ün yapmış olan dm adamı Lepsi-
usa ^AJmanya veErmenistan, 1914-18" adh,pro-
paganda amaçlı, Almanlan temize çıkaran, Os-
manlılan ise suçlayan bir kitap yazdırmıştı. Iş-
te böyle bir ortamda cereyan eden Talat Paşa
mahkemesinde, Alman hâkımler, öldüriilen Os-
manJı Sadrazamı Talat Paşa'yı suçlu, Ermeni
katil Taleyran'ı da kurban sandalyasine oturta-
cak şekılde kurgulayarak, Alman devletini te-
mize çıkarmayı amaçladılar.
Türkiye'de yasamış olan ve olaylan yakinen
bilen Alman subaylan, önce mahkemeye tanık
olarak çağnldılar, fakat sonradan bunlann ta-
nıklığına başvurulmadı. Mahkeme, tanık ola-
rak, olaylan görenleri, bilenleri, yaşayanlan de-
ğil, sadece olaylar hakkında ikincı elden bilgı
sahibi olanlan ve Ermeni yanlısı kişileri dinle-
dı.
Örneğin 1915 olaylannı Türkiye'de bizzat
yasayan, fakat görgü tanığı olarak mahkeme
tarafından kasıtlı olarak dinlenmeyen Alman
Generali Bronsart24 Temmuz 1921 tarihlı De-
utsche Allgemenie Zeıtung'dayayımlanan ma-
kalesinde "EK silah tutan bütün Müslümanlar
Türkordusunda silah aJündaolduklan için,Er-
menilerin savunmasız kalan halka karşı kor-
kunç bir katliam yapmalan kolay oldu. Erme-
tıiler. Ruslartarafiridan akışönlan Doğu (Osman-
h) Ordusu'na yandan ve arkadan saldınlar ger-
çekleştirmekle kalma\ip, bu bölgede yaşayan
Müslüman halkın kökünü kunıttuflar (yok et-
tiler). Bu gaddarnk daha sonra, Türklerin Er-
menilere karşı yapüklan iddia edilen zulümden
çok daha kötü idP diyordu.
Mahkemenin taraftutan davranışına General
—Bronsart gibi Türkiye tle görev yapan ve görgü
tanığı olmak isteyen Almanlar itiraz etti. Ama,
mahkeme bu itirazlan dikkate almadı ve verdi-
ği kararlakatili serbest bıraktı. 0 zaman Alman-
ya'da yayımlanan önde gelen gazeteler bu ola-
yı tam bir "hukuk skandalT olarak nitelediler.
"Adaletin.hak ve hukukun siyasi nedenlerlekat-
tedfld@ni" ve bunun "Almanya için utanç ve-
rici" olduğunu vurguladılar. Talat Paşamahke-
mesine benzeyen birskandal ve adaletsizliğe 84
yıl sonra Federal Parlamento'nun alet edilme-
si büyük talihsizliktir.
SUNTURLU YALAN!
- Fakat, Alman Pariamentosu suçlamalannu
Osmanlıfmparatoriuğunda görev yapanAlman
büyükelçilerinin ve konsoloslann raporianna
dayandınyor.
- Bu sunturlu bir yalan!.. Bu şekilde konuş-
maktan üzüntü duyuyorum ama gerçeği başka
şekılde ifade etmek imkârum yok. Türk Tarih
Kurumu'nun 2004 yüındayayımladığı "Sürgiin
veGöç" adlı kitapta 1915 olaylan sırasında Tür-
kiye'de görevli Alman büyükelçisi ıle başkon-
soloslannın orijinalleri Alrnan arşivlerinde bu-
lunan raporlannın metinleri var. Bu raporlar, Os-
manlı Ermenilerinin devlet eliyle ımhasının
planlandığı savının asılsız olduğunu ortaya
koyuyor.
C
HP Istanbul Milletvekîli, emekli büyükelçi Şükrü Elekdağ, sözde Ermeni
soykırımının Almanya Parlamentosu tarafından araştınlmadan ve Türkiye'nin
taleplerine dikkat edilmeden kabul edildiğini söyledi. "Karar taslağını
hazırlayanlar, işlerine gelmeyen hususları Alman Paıiamentosu'nun
dikkatinden bilinçli olarak kaçırmışlar" diyen Elekdağ şöyle konuştu: "Karan Türk-
Alman dostluğuna indirilmiş büyük bir darbe olarak görüyorum. Alman
Parlamentosu'nun bu karan Türk milletinin ve onun Almanya'daki temsilcisi olan 2.5
milyon Türk'ün milli duygularını rencide etmiştir. Yakın tarihte işlenen en büyük
soykırımın sorumluluğunu taşıyan Almanya'nın kendi vicdanını temizlemek için dost
bir milletin tarihini haksız ve asılsız iddialarla kirletmeye kalkışması hazindir."
Asmanlı'yı suçlayan belgelerseçildi
- Pekl o zamanAlman Pariamentosu böy-
le hatayı nasıl vapnor?
- Bunun nedeni, karan hazu^Iayanlann
1915 olaylanna, Alman din adamı Johannes
Lepsius'un 1919'dayayımlanan "AJmama
ve Ermenistan 1914-1918" adlı kıtabındakı
göriişlerperspektifınden bakmalanndan ile-
ri gelıyor. Size bu kitabınnı hangi koşullar-
da yazıldığını izah edersem, konu açıklık
kazanmış olacak. I. Dünya Savaşı'ndan son-
ra, Osmanlı hükümetinın tehcırkarannı Al-
man Genel Kurmayı'nın önerisi ile aldığı, son-
ra da Alman askeri makamlannın bilgisi ve
desteği ıle uyguladığı
hususunda Batılı
ülkelerde yerle-
şik bir kanı
vardı. Nite-
kim, Al-
manya'nın
Ermeni tehcirve kınmının baş miman oldu-
ğu 1914-1916 yıllannda Istanbul'da görev-
li ABDBüyükelçısi Morgcnthau tarafından
iddia ediliyordu. Büyükelçi Morgenthau,
anılannda, Ermenilerin tehcir edılmesıni
Türklere Almanlann önerdiğini AJman Ami-
rali Usedom'un kendisıne bizzat söylediği-
ni yazmıştır. Amerikalı tanhçi ve mısyoner
H. A. Gibbons da Ermenilenn "yok edilme-
sinden" Almanlan sorumlu tutar. Savaştan
yenik çıkmış olmarun ezıklıgi altmdakı Al-
man hükümeti, bu suçlamalann yarattığı psi-
kolojik baskıya karşı durabilmek, tehcir ve
uygulamasında hiçbir sorumluluğu olma-
dığun beiırtmek ve sorumlulugun strf
Osmanlılara ait olduğunu ortaya
koymak amacıyla, Alman Dışiş-
leri Bakanlığı arşivlerindeki sa-
dece işine gelen bazı belgelen
yayımlatma yoluna gitmiştir.
Bugörev, eşi de Ermeni olma-
sı nedeniyle Ermeni dostu ola-
rak tanınan Protestan Papazı
Lepsıus'averilmiştir. Gerçek
şu ki, Lepsius çalışmalan sı-
rasında belgelen, Osmanlı Dev-
leti'nı suçlayacak ve Almanla-
n aklayacak şekilde özen-
le seçmişti.
Almanya
Başbakanı
Schroeder.
- Vani Almanya iddialannı gerçek olma-
yan kaynaklara mı dayandırryor?
- Tamamen öyle. Gerçek şu ki, çok adet-
te bılunsel Alman yayınında, Lepsıus'un ki-
tabının, olaylan birMüslüman- Hıristıyan ça-
tışması açısmdan değerlendn-en önyargılı bir
görüşle yazıldığı, eserde sadece Türkdüşman-
Iığı yapıldığı ve esenn tanhı bir değen ol-
mayıp, propaganda vasıtası olduğu belirtıli-
yor. Bu söyledıklenmız, tarafsızlığı son de-
rece kuşkulu, Türklerle Müslümanlar hak-
kında önyargılı bir din adamı olan Lepsı-
us'un ve tarihı kaynak olarak güvenılır ol-
mayan yayınlannın, Alman Parlamento-
su'nun karanyla yuceltilmış oimasının ne
denli birtalıhsızlık oiduğunu ortaya koyuyor.
RAPORLAR TUTARSIZ
-Lepsius'un araşûrmasıvanhdiyorsunuz.
Anadolu'da ne kadar kalmış?
- Osmanlı Devletı bir dünya savaşı ıçınde
ölüm kalım mücadelesı veriyor. buna koşut
olarak bir de ıç savaş yaşıyor. Bu ortamda,
Lepsius sadece tstanbul'u zıyaret edip ken-
tin sınırlan dışına adım atmadan Doğu Ana-
dolu'daki Ermeni halkın durumu hakkında
doğru ve gerçekçi bir rapor hazuiayabilir
mi? Işın saçmahğı burada. Lepsius fılhakı-
ka 1915*te tstanbul'a geünış ve bir ay kal-
mışnr. 31 Temmuz'da Amenkan Büyükelçı-
si Morgenthau'yu ziyaret eden Lepsius, bü-
yükelçiye, Türklen tehcıre ve katlıama son
vermeye zorlamak amacıyla dünya çapında
birprotesto hareketı başlatacağını, bu amaç-
la CenevTe'ye gıderek uluslararası Kızılhaç
Örgütü'nden sonra da Papa'dan yardım iste-
yeceğini belırtmiş veyapacağı bu gınşımler-
de kullanılmak üzere "OsmanA \uhsetine"
ilişkin bilgi talebınde bulunmuştur.
Morgenthau da, Lepsius'a Amenkalı mis-
yonerlerin raporlannı ve bu raporlara daya-
nan konsolosluk raporlannı vermiştir. Bu
bağlamda, Amenkalı misyonerlenn Protes-
tanJaştırmak istedıklen Ermenılen hımaye-
lerine almış olduklannı ve Osmanlıyı da baş
düşmanJan olarak gördülderinı belirteyım.
Bu bakımdan Lepsıus'un elde ettiğı rapor-
lar, tümüyle yalan veya yan gerçek verilen
nakleden ve çarpıcı tutarsızlüdar içeren bel-
gelerdir. Morgenthau, aynı belgelen Ingılız
Savaş Propaganda Bürosu tarafından va>im-
lanan Ma\ı Kitap'ın editörü VîscountBrj'ce'a
da vermişti. İşte Lepsius, mal bulmuş mağ-
nbi gibi üstüne atladığı uyduruk misyoner
raporianna dayanarak Istanbul dışına adım
atmadan Türkiye'de Ermeni halkının duru-
mu konusunda rapor hazırlamış, ancak bu
rapor o dönemdeki Alman makamlan tara-
fından sansüre tabı tutulmuştur. Ancak, sa-
vaşın sona ermesiyle birhkte burapor 1918'de
u
Dr.JohannesLepsius'un Ermeni Kath'amı
Hakknıdaki Gizli Raponı" adıyla Paris'te
yaynnlanmıştır. Bu ifadelenm, Princeton
Üniversitesi Profesörü Dr. Heatfa Lown
r
ta-
raândan yazılan "BmükekiMorgenmau'mın
Hikâyesinin Perde Arkası" adlı kıtaptaki
değerlendirmeye dayanmaktadu".
kdanlannı temidemekiçinkaralıyorlar*
- Alman hükümeti sözde soykuimı tanır-
ken Türkiye'nin ortak çalışma önerisine
yer vennemiş. Bu durumu nasıl değerlen-
diriyorsunuz?
- Bu tutum, hayret verici ve düşündürücü-
dür. Anlaşılan, karar taslağını hazırlayanlar
işlerine gehneyen hususlan Alman Parla-
mentosu'nun dikkatinden bilinçli olarak
kaçırmışlar. Oysa, TBMM oybirliğı ile ka-
bul ettiği bildirisinde "Akıl ve mandğın.
TürkKe ile Ermenistan'nı ortak bir girişim-
le tabulan yıkmaktan korkmama-
larmı ve ortaklaşa yaşadıklan be-
şeri facianın tüm yönlerini açığa
çıkararak tarihlerrvle >üzleşmeye
ve hesaplaşmaya hazır olmalarnu
emrett^mi" açıklamıştı. Sonra da,
bu vüzleşme ve hesaplaşmanın, iktidar ve
muhalefet partilerinin ortaklaşa yaptıklan
öneriyle fiiliyata intikal ettirilebileceğini
Mirgulamıştı. Bu öneri, "Türkiye ile Erme-
nistan"ın kendi tarihçilerinden oluşacak or-
tak bir komisyon kurmalannı, ulusal arş>-
lerini lasrtlamaya tabi tutmadan arasürma-
ya açmalarınL ilgili diğer arşhlerde de $ür-
dürülecek ortak araştırmaJann sonuçlan
dünva kamuoyuna açıklanmasuu ve bahis
konusu komis>onun kuruluş v« çahşma
yöntemlerinin ikifilkearasında saptanması-
nı~" öngörüyor. Bu öneriye bugüne kadar
Ermenistan'dan bir yarut gelmemiştir. Bu
bakımdan, AJman Parlamentosu, biraz cıd-
diyet ve samimıyetle hareket etseydi ve ka-
rannda belîrttiği gibi gerçekten Türkiye-
Ermerastan ilişkilerinin düzelmesinı içten-
likle istiyor idiyse, TBMM"nin bildırisine
ve Türk hükümetinin önerisine atıfta bulu-
narak, Ermenıstan'a "tarihiyle yüzleşmek-
ten ve hesaplaşmaktan korfcmamasmT ve
Türkiye'nin akılcı ve uzlaşıcı
ortak tarih değerlendıril-
mesi önerisini kabujetmesı
gerektiğini tavsiye etme-
si icap ederdi/Aklın ve
basiretin yolu
POSTLUĞA DARBE
- TBMM'nin bu kanrta bir yanrtı olacak
mı?
- TBMM'nin 13 Nisan bildinsi şöyle bir
paragraf içeriyor: "TBMM, Osmanlı Er-
menilerinin tarihi gibi dünya tarihçUeri
arasında tartışmaiı olan bir konuda, bazı
pariamentolar tarafindan siyasi amaçlarla
karar ahnmasını ve aydınlığa kavuşturul-
mamış bir tarihsel sorunun hangi yanınni
doğru olduğuna yasa yolu ile karar veril-
mesini \aJaşıksız. anlamsız. keyfi ve adalet-
siz bir uygulama olarak görerek kuıamakta
ve bu tür karar ve yasalann Türkiye açısm-
dan hiçbir geçeıülikleri olmadığuıı ilan et-
mektedir." TBMM'nin buna ılave bir şey-
ler açıklaması fuzuli olur kanısındayun.
Ben, baştan sona kadar Türkiye'ye karşı
hasmane duygu ve düşüncelerle kaleme
alınan bu karan esefle karşılıyor ve bunu
tarihi Türk-Ahnan dostluğuna indiril-
miş büyük bir darbe olarak
görüyorum. Alman Parlamen-
tosu'nun bu karan Türk milletinin
ve onun Almanya'dakı temsil-
cisi olan 2.5 milyon Türk'ün
milli duygulannı rencide etmiştir. Yakın
tarihte işlenen en büyük soykınmın sorum-
luluğunu taşıyan Almanya 'nın kendi vic-
danını temizlemek için dost bir milletin
tarihini haksız ve asılsız iddialarla kirlet-
meye kalkışması hazindir. Alman par-
lamanterleri, benim bu konuşmamla Türk
milletinin duygulanna tercümanlık yap-
tığımı ve oniar namına Alman Parlamen-
tosu'nun bu karannı şiddetle protesto et-
tiğimı bılmelıdirler.
SERVER TANfLLÎ
GelinCanlarBîrOlalım!.
Yarın 2 Temmuz.
Yann Sıvas'ta olacağız; gidemediğimizde de
başlanmız ve kalplerimiz oraya çevrilecek. Düşün
celerimizde 2 Temmuz 1993'te, Sıvas'ta, Madı-
mak Oteli'nde yakılan 37 can parçası olacak. Asıır
Bezirci'yi, Behçet Aysan'ı, Hasret Gültekini,
Metin Aftıok'u, Nesimi Çimen'i... Anacağız; on-
ları ve geri kalanı, kalplerimizin vuaışlarında da
hissedeceğiz.
2 Temmuz 1993, bir vahşet günü oldu.
Aydınlığın üstüne yüründü o gün.
Tevhid, tekbir, şeriat avazeieri arasında aklın,
çağdaşlığın, ilerlemenin, Cumhuriyetin sesi ateşe
verildi; yangını çıkaranlaryaptığının bilincindeydi,
çünkü "Cumhuriyetin temelleriSıvas'taatıldı, bu-
rada yıkılacak!" diye haykırıyordu.
Kıyım, üstelik bizzat devletin gözleri önünde ol-
du.
Vahşetin sahipleri, neden sonra cezalannı gör-
dü ve hapsedildiler; ama bir gün de, hapishane-
lerin kapıları açılıp salıverildiler.
Salanlar ise AKP'liler.
Çelişme mi? Hayır! Hepsi de aynı dünya görü-
şünün izleyicisidirler.
Yarın, bunun da bilıncinde olarak, 2 Temmuz
1993'ü anacağız. Hiçbir şey kaybolmasın diye,
Madımak'ı, bir süredir kebap salonu haline geti-
rilmesine son verip onu müzeye çevirecegiz.
O olaydan geleceğe bir müze kalma/ı!
Müzeier, tarihi unutturmazlar, o da unutturma-
yacak.
Pir Sultan Abdal'ın yıkılan heykelini de yerine
dikeceğiz tekrar. Ulu şair, "Kalsın benim davam,
divana kalsın" dese de sazında, o davanın bu dün-
yada hesabı görülecek diyeceğiz.
Bizim "ikrar"ımız da budur.
Bitmedi: Her yerde olduğu gibi, yann Sıvas'ta da,
o 37 canın anısına 37 çınar fidanı dikeceğiz. Ge-
lecek kuşaklar, on/ara bakıp kendi geleceklerini çı-
narlaştıracaklar.
Ve yann Sıvas'ın ışığının sönmediğine bakıp ve
sönmeyeceğine de inanarak, kadın-erkek binler-
ce kişi semah dönmeye, deyiş söylemeye devam
edecegiz.
Bir uludur bu donüşler, bu sesler...
Bir de şu çağn: Gelin canlar bir olalım!
•
Yanndan sonra daha da çetin görevlerimiz.
Bağımsızlığını kaybetmiş bir ülkeyiz.
"Çılgın Türkler"\n ilk yaptığı, yaşadığımız şu top-
rakları çiğnenmeden kurtarmaktır. Bağımsız bir
yurdumuz, bağımsız bir devletirniz oldu.
1950'lerden beri de gitgide kaybettik onu.
Şu birkaç yıldır olduğumuz gibi de hiç olmadık:
Artık ortada, dış politikamızdan ekonomimize, kül-
türümüzden eğitimimize, dışandan gelen direktif-
ler yürürfükte. Her şey o doğrultuda biçimleniyor.
Hükmeden, hükümetimiz değil, başta ABD!
Dahası, iktisadi ve küttürel, dışandan ve içeriden,
iki yağma altında ülkemiz. Nice kuşakların nice
özverileriyle atılan temeller, art arda yok ediliyor ve
peşkeş çekiliyor: Seydişenir öyle oldu, TÜPRAŞ
bitirildi, sıraERDEMlR'de... Ülkemizin intiyacı yok
da, müteşebbislerimiz yad ülkelere gidip fabrika
yapıyor.
"Küreselleşme "nin gereğidir deniyor.
Acıdır, emperyalizmi unuttular; daha korkunç
olanı, aydınlar da var aralarmda.
Uğradığımız felaketler içinde, eğitimimizin başı-
na gelenler, daha kötümserleştirici olanı. Cumhu-
riyeti kuranlann eğitimden beklediği, "fıkri hür, ir-
fanı hür, vicdanı hür" kuşaklan yetiştirmesidir. Oy-
sa, kafaları ve ruhlan karanlığa yuvarlanmış bir ül-
keyiz. llköğretimden üniversiteye sadece üç ko-
nu: Kuran kurslan, imam hatip okulları ve türban.
Eğitim dinselleştiriliyor.
Bütün sorunlann olduğu gibi, bunun da önün-
de AKP koşuyor: Çağından habersiz olmanın bi-
linçsizliğiyle, ısrarla, inatla...
Onünü kesecekler kimler olacak?
Kendi ülkemiz ve halkımız için dönüp haykır-
manın -bugün de- sırasıdır: Gelin canlar bir ola-
lım!
OKURLARIMIZA OZEL TATİL
GÖKOVA, AKYAKA'DA
Türkiye Ziraatçılar Derneği - Ankara CUMOK
Organizasyonu ile Cumhuriyet Okuriarına özel
TATİL
Gökova'nın koynunda, doğanın kültürle zengınleştiğı bir
ortamda, Cumhuriyet okurlan buluşuyor.
DÖNEMLER: 7 gün (Cumartesi giriş-çıkış)
1. Dönem: 20 Ağustos - 26 Ağustos
2. Dönem: 27 Ağustos - 02 Eylül
3. Dönem: 03 Eylül - 09 Eylül
4. Dönem: 10 Eylül - 1 6 Eylül
_ konaklama + sabah kahvaJtıa + akşam yemekteri{aç(k büfe^—
30 YTL/KİŞİ, Ödeme: 1 Peşin, kalan 3 taksit
Ziraatçılar Dınlenme Tesısleri'nde sadece 48 yatak
CUMHURİYET OKURLARI BİZ BİZE OLACAĞIZ
"Bu ûlkenin aydınlık insanlan size Cumhuriyetyakışır"
Bılgi ve Rezervasyon: TZD Genei Merkez 0312 213 94 17
HürKeçeci0635 977 7448
CUMHURİYET ANKARA OKURLARI
DUYURU
Emekli-Sen Tüm Emekliler Sendikası
15-16 ve 17 Haziran 2005 tarihlerınde yapılan sendika-
mızın 5. Olağan Genel Kurulu'nda, sendikamız zorunlu
organlarına aşağıda ad ve soyadlan yazılı olan üyelerimiz
seçilmiştir. Üyelerimize ve kamuoyuna duyurulur.
SENDİKAMIZ ZORUNLU ORGANLARINA
SEÇİLENLERİN LİSTESİ:
MERKEZ YÜRÜTME KURULU
Velı BEYSULEN Genei Başkan
Şukru IRMAK Gerrel Sekreter
Nevın KIZILOZ MYK Uyesı
Mustafa TABANYELİ MYK Uyesı
Lutfı BIKMAZ MYK Uyesı
Atıla YAVUZ MYK Üyesı
Alı ALTIOK MYK Uyesi
Nurten DEMİREL MYK Uyesı
Muharrem ŞARKLI MYK Uyesı
PENETİM KURULU DİSİPLİN KURULU
Yakup ÖZDEMİR
Alı ŞERİK
Yılmaz OZTURK
Nurşen BİROL
Mustafa ASEFLER
Gul Ahmet BULUT
Yusuf YILDIRIM
Kamıl KAVAK
Ejder TOPTAŞ
Nurgul BİROL