19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYF* CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA DM TSK, Avrupa BirliğVnin aldığı kararlar nedeniyle Türkiye'yeyaklaşımını kuşkuyla karşılıyor AB 'ye onurlugirmeliyiz O nceki bölümlerde açıkladığım mah- zurlanna rağmen Avrupa Birligi Türkiye ıçin bır çağdaşlaşma pro- jesıdir. Toplumun büyük bır bölü- •nü gıbi Türk silahJı kuvvetleri de Türkiye'nin onurlu bir şekilde A\nıpa Birliğı 'ne gırmesiru isternektedir. A\ıupa Parlamentosu ve AvTupa Birlıği'nın diğerorganlannın Türkiye ile ılgilı bugüne ka- ciar aldığı kararlar ve yayımladıgı raporiar ne- cieni>1e birliğin Türkıye'ye yaklaşımı Tiirk top- lumımun önemli bır kesımınde olduğu gıbi. güvenlik güçlerinde de kuşkuyla karşılanmak- tadır En önemli tereddüt A\Tupa Bırliği'nin 3ZinJıklarlailgıli talepleri nedeniyle ülkemızin tilusal bütünlüğünün bozulması noktasuıda ya- şanmaktadır. Bu konudaki hassasiyet sadece silahlı kuvvetlerle sınırlı değıldır. Nitekim Gazı Ünn ersıtesi tarafından 69 üni- versitemızde 130O'ün üzerinde öğretim üyesiy- l e yapılan ankette. Türkiye "yı bekleyen en önemli tehlıke olarak ulusal bütünlüğün zayıf- Laması görülmüştür. Müzakere süreci ıyı yöne- tilmezse, bılerek veya bilmeyerek venlebılecek SÜRECİNDE GUVENLİK EmekH Orgeneral AytBÇ Y A L M A N 41. Kara Kuvvetleri Komutanı Q taviz ve hakJarla, Türkiye'nin uzun vadede ulu- sal bırhğıni koruması güçleşebilecektır. Tür- kiye'nin AB ıçin önemı, Avrupa Bırlığı'nın Türkiye ıçin öneminden az değildir. Türki- ye 'nin üye olmasıyla AB' nın sağlayacağı avan- taj Türkiye'nin elde edecegi avantajdan daha fazladır. AB bunun bilincınde olmalı veya Tür- kiye Avrupa'ya bunu iyı anlatmalıdır. 17 Aralık'ta verilen müzakerelere başlama ka- ran, bugüne kadarkı karar ve raporlara benzer şekilde Türkiye içın çok önemli olumsuzluk- lan ıçermektedir. vrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği'nin diğer organlarının Türkiye ile ilgili bugüne kadar aldığı kararlar ve yayımladıgı raporiar nedeniyle birliğin Türkiye'ye yaklaşımı, Türk toplumunun önemli bir kesiminde olduğu gibi, güvenlik güçlerinde de kuşkuyla karşılanmakta. En önemli tereddüt Avrupa Birliği'nin azınlıklarla ilgili talepleri nedeniyle ülkemizin ulusal bütünlüğünün bozulması noktasında yaşanmaktadır. Bu konudaki hassasiyet sadece silahlı kuvvetlerle sınırlı değil. nün tam üye olsa bile bilahare yapılacak değer- lendırmelerle mümkün olabileceği, serbest do- laşım hakkının ya hıç verilmeyeceği veya üye olduktan çok uzun bır süre sonra venleceğı, or- dunun siyaset üzenndeki etkinlığinin azaİDİma- sı gerektiği, azınlık haklannın gelişririlmesi. anadılde eğıtim hakkı, Müslüman olmayan azınlıklara ılave haklar verilmesıdır. Bütün bu ıstekler dıkkate almdığında Türkiye'nin üyeli- ğinin çok uzun zaman alabileceği. müzakere- lerin her an kesilebıleceğı, ılave tavızlenn ıs- tenebileceği ortaya çıkmaktadır. Bunlann başlıcalan müzakerelerin ucunun açık olması ve heran askıya alınabılecegi, Kıb- ns Rum kesımıyle Gümrük Birliğı anJaşması- nın ımzalanması ve GKRY'nin adanın tümün- de tek hâkım otonte olarak tarunması, komşu ülkelerle anlaşmazlıklann adalet dıvanına gö- rürülme zorunluluğu, Ermenistan'Ia diploma- tık ilışkiyi başlatma, smın açma ve sözde soy- kınmı kabul etme, Fırat ve Dıcle sulannın ulus- lararası bir yönetim tarafından idaresi, hudut- lann sorumluluğunun silahlı kuvvetlerden ahn- ması, Türkiye'nin Schengen bölgesine kabulü- Ulusalbirliğin korunması önemli AVRUPA'DAN A vrupa Birliği'nin Türkiye'den güven- lik ve Türk Sılahlı Kuvvetleri'yle il- gili olarak bugüne kadarki ve bundan sonrakı muhtemel talepleri degerlen- dirildığinde, eğer an niyet yoksa önemli bır bil- gi yetersizlığinin v eya maJcsatlı olarak yanlış bil- gilendirmenın söz konusu olabileceği ortaya çık- maktadır. Silahlı kuvvetlerle ilgili taleplerin odak noktasını silahlı kuvvetlenn sivil kontrolünün güçlendırilmesı ve siyaset üzenndeki etkınliğinın azaltılması teşkil etmektedir. TSK'nin sıvil kont- rolü konusunda birkaç aynntı dışında, AB ülke- lerindeki uygulamalardan farklı değildir. TSK'nin etkinlıği ise yasalardan çok Türk halkının silah- lı kuvvetlere olan güven ve sevgisınden kaynak- lanmaktadır. Türkiye"nin önümüzdekı asgari 20 >il içınde çok güçlü bir silahlı kuvvete ıhtiyacı vardır Zira çevresınde meydana gelebilecek ge- lişmeler ve ıçeridekı potansiyel terör tehdıdı her an silahlı güç kullanılmasını gerektırebilecek ma- hiyettedir. Silahlı kuvvetlenn gücü sadece perso- nel sayısı ve silah sistemleriyle sağlanamaz. Mo- ral vemotivasyon enaz onJar kadar ö'nemlidir. Si- lahlı kuvvetleri çeşitli şekilde baskı altına alıp rnotivasyonunu bozmak, silahlı kuvvetlerden çok, ülkeye zarar verir. Silahlı kuvvetler hükümetin AB'ye uyum ıçin güvenlik ve doğrudan kendi- siyle ilgili düzenlemelerin bırçoğunu AB süreci içinde değerlendirmış, bazılannı da desteklemış- tir. Bundan sonraki muhtemel taleplerkarşılanır- ken ulusal bırliğımızın korunması ve TSK'nin >ıp- ratılmaması hayatı önemı haızdır. MCK DANIŞMA ORCANI 14 Nisan 2003 tanhinde AB Konseyi tarafın- dan kabul edilen ve önümüzdeki aylarda yeniden hazırlanacak Türkiye Için Katılım Ortaklığı Bel- gesi"nde( 1), *Ordu üzerindeki sivil denerimin AB üyesi iilke uvgulamalan ile uvumlu hale getirilmesi için, Milli Güvenlik Kunıhı'mın işleyişinin bu ülkelerinkine uyarlanması' ıfa- desi yer almaktadır. Aynca. 24 Temmuz 2003 ta- nhinde Resmi Gazete'de yayımlanan AB Mük- tesebatının Üstlenılmesuıe flışkin Türkıye Ulu- sal Programı'nda, (2) "Mifli Güvtnlik Kuruhı ve MflH Güvenlik Kumlu Genel SekreterfiğTnin iş- levieri. anayasa ile ilgili yasa değişiklikleriv le>eni- den tanımlanandanışma organı niteliğiv le uyum- laştınlacakür" ifadesı dıkkat çekmektedır. Yukandakı ıkı belge ile 1998 yılından itibaren yayımlanan ilerleme raporlannda dikkatı çeken husus. bır öncekı rapor döneminde belutilen hu- suslarda Türkıye taraftndan gereklı hukuksal dü- zenJemelenn uygulamaya konulmasına rağmen bir sonraki döneme aıt raporda silahlı kuvvetle- nn demokratik kontrolükapsamında yeni bazı hu- suslann yer almasıdır. Savunma harcamalannın tam bır kontrole tabi olması kapsanunda şu anda yürürlüktekı düzen- lemelerin yeterli olduğu düşünülmektedir. Bu harcamaiann denetim ve kontrolünde diğer ba- kanlık bütçelerinde olduğu gibi, MSB bütçesi de gerek planlama. gerekse harcama aşamasında Malije Bakanlığı, Sayıştay ve TBMM denetimi- ne tabi bulunmaktadır. Aynca, MSB müfettışle- n tarafından TSK'lerinin tüm harcamalan yıllık olarak denetlenmektedır. Ilave olarak, ihtiyaç du- yulduğunda, Geneüaırmay Başkanlığı'nda kay- nak yönetim ve tetkık kurulu teşkil edılerek de- netlemeler yapılmaktadır. Aynca. TSK'lennde tüm harcamalar Maliye Bakanlığı saymanlannın cnayı ile yapılmaktadır HUKUKI DUZENLEMELER YAPILDI MGK'ya ilışkin ilerleme raporlannda belirti- len anayasal \e diğer hukuki düzenlemelerin ta- mamı yapılmıştır. 3 Ekım 2005 tanhınden önce AB komisyonu- nun hazırlayacağı Türkiye ile müzakereler ıçin dü- 2enJenecek "Çerçeve Kâğnh". müzakere başlık- Lınnın hangı kriterler ile açılıp kapanacagını be- Lrleyecek, bir defaya mahsus olarak hazırlanacak M oybırliğıyle Dışışleri Bakanlan Konseyi tara- fodan onaylanacaktır. Bu nedenle, AB Komis- \orau ve Parlamentosu tarafından daha önce si- Uhlı kuvvetlenn kontrolü kapsamında ifade edi- len hususlardakı mevcut ve yenı düzenlemelerin önümüzdeki aylarda yeniden hazırlanacak Tür- kiye Için Katılım Ortaklığı Belgesi ve diğer AB raporlan ile Türkiye'nın hazırlayacağı kendi ulu- sal programında açık ve doğru olarak ortaya ko- nulması önem kazanmaktadır. TSK Iç Hızmet Kanunu"nun(3) 35'incı mad- desine göre, TSK'lerinın vazifesi, Türk yurdunu ve anayasa ile tayın edılmiş olan Türkiye Cum- hunyeü'ni kollarnak ve korumaktır. Iç Hızmet Ka- nunu'nun 43'üncü maddesıne göre TSK, her tür- lü siyasi tesir ve düşüncenın dışında ve üstünde- dir. Türkiye Cumhunyetı Anayasası"nın(4) 104'ün- cü maddesuıe göre, Cumhurbaşkaru TBMM adı- na TSK'nin Başkomutanlığını temsil eder, TSK'nin kullanılmasma karar venr ve başkanlığmda top- lanan Bakanlar Kurulu karanyla sıkıyönetim ve- ya olağanüsrü hal ilan eder ve kanun hükmünde kararname çıkanr. AjTica 117'nci maddeye göre, başkomutan cumhurbaşkanı olup, TBMM'ye karşı Bakanlar Kurulu, millı güvenliğın sağlanmasından ve si- lahlı kuvvetlenn yurt savıınmasına hazırlanma- suıdan sorumludur. TSK'nin kontrolünde değil OYAK ve TSK Güçlendirme Vakıflarının kuruluş ve faalıyetleri, TSK'nin demokratik kontrolü kapsamında gündeme gelen konulardan birisidir. OYAK, TSK personeline ilave sosyal hizmetler sunmaktadır. Bu kurum. mali ve idari olarak faalıyet gösteren diger kurumlar gibi hukuki ve ticari kanunlara uygun olarak çalışan bir kuruluştur. TSK mensuplan OYAK'ın daimi üyeleridir, ancak OYAK'ın yatmm, ücaret yapma, kaynak aktanmı veya herhangi bir şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri ile herhangi bir bağı bulunmarnaktadır. OYAK'ın sahibi olduğu bütün ait kuruluşlar ile bunlann gelır ve kredi işlemlen, dığer devlet kuruluşlannın tabi olduğu ayru hukuki düzenlemelere tabi olup bir ayncalık söz konusu değildir. Aynca, OYAK ekonomık faaliyetlerinin tamamı yürürluktekı vergi düzenlemelerine tabidir. Yukandakı nedenlerle, OYAK'ın hukuki bir dayanağı obnadığı şeklındekı ıddıalar gerçekçi ohnayıp OYAK tarafından icra edilen mali faalıyetler de hukuki yetkı ve sırurlamalar içensuıde yapılmaktadır. Avrupa Ekonomık ve Sosyal Komıtesi (EESC) tarafından hazırlanan raporun 4.3 maddesinde bu husus açık olarak belirtılmektedir.(6) "OYAK, hiçbir şekilde askeri teçhizat ve malzenıe temini gibi askeri konulara ilişkin herhangi bir ticari faalij ette de bulunmamakta. tamamen serbest piyasa koşuüanna göre faaByetgöstermektedir. OYAK'm bu nedenle, doğrudan TSKlerinin kontrofö amnda olduğunu söylemek de doğru değildir. Aynca, şeflaflığın bir göstergesi olarak OYAK, yıflık faaliyet raporu yayımlamakta ve bütün kumluşlan her yıl uluslararası denedeme kuruluşlannca denetime tabi tutubnakta, bu denetimlerin sonuçlan da} ayımlanmaktadır." DEMOKRATİK KONTROL TSK'nin ilişkileri AB'yle paralel G enelkurmay Başkanı, TSK'nin topyekün komuta-kontrolü. harbe hazırlığı ve askeri hare- kâtın etkin bir şekilde sevk ve ıdaresinden sorumludur. Genelkurmay başkanının görev ve yetkılerine ait kanu- na(5) göre görevi, silahlı kuvvetlenn sa- vaşa hazırlanmasında; personel, istihba- rat, harekât, teşkilat, eğıtim, öğretim ve lo- jistik hizmetlerine aıt ilke ve öncehkler ile ana programlannı tespıt etmektir. Genel- kurmay başkanı Bakanlar Kurulu tarafın- dan önenlir. ataması cumhurbaşkanı tara- fından onaylanır ve başbakana karşı so- rumludur. Genelkurmay başkanı, savaş zamanı cumhurbaşkaru namına başkomu- tanlık görev inı üstlenmektedir. Sahil Gü- venlik ve Jandarma Genel Komutanlıkla- n, Içişleri Bakanlığı'na bağlı olup, savaş zamanı Genelkurmay Baskanlıgı emrine girmektedır. Milli Savunma Bakanlığı, sı- lah ve teçhızat temini, seferberlik, asker alma, sağlık hızmetleri, sosyal haklar. alt- yapı ve savunma bütçesi gibi konulardan sorumludur. Bu bağlamda, general'amı- ral terfilen başbakanın başkanlık yaptığı Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) tarafindan ger- çekleştirilmekte, YAŞ kararlan cumhur- başkanı tarafından onaylanmaktadır. Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üze- re, TSK'ne verilen görevler anayasa ve il- gili diğer kanunlarda yer almakta. cum- hurbaşkanı-başbakan-Bakanlar Kurulu- Meclıs-TSK arasmdaki ilişki, AB ülkele- nndekı uygulamalarla paralellik arz et- mektedir. Türkıye'de Genelkurmay başka- nının MSB yerine başbakana bağlı olma- sı, demokratik sistemin işleyışını de olum- suz yönde etkilememekte. tesis edilen hi- yerarşık ilışkı TSK'nin demokratik yolla seçıüniş Meclıs ve hükümet kontrolü al- tında olduğunu da göstermektedir. Bu ne- denle, TSK tamamen siyasi otoritenin kontrolü alnnda olup, demokratik kontro- lünün olmadığını söylemek gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Silahlı Kuvvetlerın demokratik kontro- lü konusunda gündeme getinlen konular- dan birisi de savunma planlamasıdır. Mil- li savunma planlama faaliyetlennin yürü- tülmesüıde Planlama. Programlama ve Bütçeleme Sistemı (PPBS) kullanılmak- tadır. Bu sistem. TSK'nin ihtiyaç duydu- ğu kuv'vet yapısını oluşfurmak, idame et- tirmek ve harbe hazırhğın devamını sağ- lamak amacıyla kurulmuştur. Bu sistem, halen çok küçük farklılıklarla birçok ül- ke ve NATO tarafından kullanılmaktadır. (I)- Türkiye içın katılım ortaklığı belgesi, DPT-ABileIlişkiler GenelMüdürtüğıi. Nisan 2003 (2)- AB müktesebatınm üstlemlmesine ilişkin Türkiye Ulusal Programı, 24 Temmuz 2004 tarih ve 178 sayılı RG (3) - TSKlç Hiz- met Kanunu Kanun No 211, 04 01 1961 (4) - TC Anayasası, Kanun No 2709, 18 10.1982 (5) - 1324 sayılı Genelkurmay Başkanının Görey ve Yetkilerine Ait Kanun 31.07.1970. (6)-REKS/172. OPIN1ONEU- ROPEANECONOMICANDSOCL4LCOM- MITTEE, EU-TURKEYRELAT1ONS WTTH A \7EWTOTHEEUROPEANCOUNCILOF DECEMBER 2004, 15JULY2004 SÜRECEK GURAY OZ Avrupa'da Halkın İstemediği Ne? Fransa'da ve Hollanda'da yapılan referandumlar AB'ciler için bir yıkım oldu. FransızJann, Hollandalı- lann büyük bir çoğunlukla AB Anayasası'nı reddet- melerini, Türkiyeli AB'ciler derin bir üzüntüyle kar- şıladılar, ama yine de "müthiş" görüşleri doğrultu- sunda yorumlamaktan kendilerini alamadılar. Bir iddiaya göre, "aşın sağcı ve aşın solcu" Fran- sızlar ve HollandalılarTürkiye'nin tam üyeliğine kar- şı olduklan için anayasaya "hayır" demişler. Ortadakileri de kandırdılar herhalde! Doğrusunu isterseniz, Avrupa'da hem solda, hem sağda, hatta ortada Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkanlar epeycedir. Ama AB eliti, Türkiye'yi almaya ya da almamaya halkla birlikte karar verecek değil- dir. Hele şu son referandum yenilgisinden sonra, da- ha halksız yöntemler bulacaklanndan emin olabilir- siniz. Fransa'da ve Hollanda'da anayasa ile Türki- ye'nin üyeliği arasında bağ kuranlann oranı, bizim kendilerine hem tersten, hem yüzden hayran AB'ci- lerimizin sandığından daha düşüktür. Franselann ve Hollandalılann AB Anayasası'na "ha- yır" demelerinin nedenı, anayasanın kendisidir. • • • Ne var ki bu anayasada? Neoliberal politikalann Avrupa'nın ebedi sistemi haline getirilmesi var. Sosyal haklan sıfıriamanın ya- sal dayanağını yaratma çabası var. Işçileri, köyfüle- ri, çalışanlan. siyasetin dışına sürme gayreti var. Ge- rektiğinde, her yere. tıpkı ABD gibi müdahale ede- bilecek militer bir Avrupa oluşturmanın yollan var. Peki Türkiye var mı? Türkiye anayasada da Avrupa'nın yakın günde- minde de yok. Avrupa açısından Türkiye, sınınn öte- sinde, ama sıkıca bağlı tutulmasında yarar bulunan bir ülkedir. Mümkünse yalnız, crfmuyorsaABD ile bir- likte "kullanılması" gereken, küçümsenmesi ola- naksız. bu nedenle de dertterinin çogattılmasında ya- rar bulunan bir coğrafyadır. Avrupa'nın yönetici eli- ti, şimdi olumsuz sonuçtan azıcık yağ çıkarabilme- nin peşindedir. "Hayır'ın nedeni Türkiye"'zırvasının nedeni budur. Böylelikle, sonuçtan hem Türkiye so- rununu çözebilmek ıçin yararlanabilecekler hem de hayırcılann gerçekte neye "hayır" dediğini gözler- den gizleyebileceklerdir. Gizleyebilecekler mi? Zor görünüyor. Mızrak çuvala sığmıyor. • • • Avrupa eliti, Türkiye'yi, sorunlannı kendi başına çö- zemeyecek bir "Doğu ülkesi" olarak görmekte ıs- raıiıdır. Onlar, bu sorunlann (Ermeni sorunu, Kürt sorunu, Kıbns sorunu, olmazsa daha ekleyebilirter) Batı'yla birlikte, ama mutlaka Batı'nın isteklerine, çıkarianna göre çözülmesini isterler. Onlara göre Doöulu, kendi sorunlannı çözecek yetenekte değil- dir. Iflah olmaz şarkiyatçının mantığı hep böyle ça- lışır. Şarkiyatçı, Doğu'da sesini yükselten her mu- halifi sorun yaratmaya çalışan kışkırtıcı olarak gör- meye alışıktır. Şimdiki şaşkınlığının nedeni ise, uzun bir zamandır kurtulduğunu sandığı, kendi içindeki muhaliflerin, çok önemli bir sorunda taş koyması, yeniden boy göstermeye başlamasıdır. Teteşının ne- deni budur. Yana yakıla çare ve sorumlu anyor. Ara- sın. Şarkiyatçı Avrupalının foyası çoktan meydana çıkt. Onun kendi halkını da. Doğu halklannı da kan- dırması artık daha zor olacaktır. Emperyalist Batı tehlikelidir, ama bilinmez değil- dir. Asıl tehlikeli olan ve kendini gizleyebilen şarkiyat- çı, içimizdeki şarkiyatçıdır. Ona kısaca, "fikren ve cismen işbiriikçi" diyorlar. e-posta.guray.ozacumhuriyet.com.tr "Çevreye saygı' için yünüdulen • tstanbul Haber Senisi - '•Çevre Haftası" etkinlikleri kapsamında Kadıköy'de "Çevreye Saygı Yürüyüşü" yapıldı. Sualtı Temizlik ve Bilinçlendirme Hareketi, Kadıköy Kaymakamlığı ve Kadıköy Belediyesi'nin işbirliğiyle düzenlenen, karilanlann çoğunluğu öğrencilerden oluşan yaklaşık bin kişinin yürüyüşü, Suadiye sahilinden başladı. "Doğaya saygıh olalım", "'Sağlıkh yaşam için saglıklı çevre" ve atık maddelerin doğadaki kayboluş sürelerini gösteren "Pil 5000 yıl", yazılı döviz ve pankartlann taşındığı yürüyüş Caddebostan sahilinde sona erdi. Kayıp trilyonlar içîn hapis istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamuoyunda "kayıp trilyon" davası diye bilinen davada. kapatılan Refah Partisi'nin (RP) eski milletvekilleri Zeki Çelik ve Ali Güner'in 4 yıl 6 aya kadar ağır hapısle cezalandınlmalan istendi. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı Ünal Izgi, sanıklann il başkanhğı yaptıklan dönemde usulsüz harcama belgeleri düzenlediklerini kaydetti. Lojman cînayetinde yeni gelişme • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski milletvekili Erol Güngör'ün oğlu Mustafa Güngör'ün millervekili lojmanlannda öldürülmesinı araştıran komisyon, olayın kilit ısimlerinden ve Güngör'ün kız arkadaşı Çiğdem Taşkıran'ın izini buldu. Istanbul'da yaşadığı belirlenen Çiğdem Taşkıran'ın bilgisine başvurulacağı bildirildi. ft
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle