Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B HAZİF1AN 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
YeşilBk
Savaş Ünlü: "Yeşil
serrnayenin
hortumladıgı
d olariann yeşili;
hacı.hoca,
cami. türbe,
takke, cüppe,
tarikatlara göre
deği-şik tonlardaki
yeşil lerle tüm kentler
yenryeşil olma
yolunda. Kım demiş
yeşil kentler uzakta
diye'?"
Eekfronik posta: dertizsom©cumhuriyetco»n.tr www.detrizsoni.coin Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Başbakan Amerika'ya
gitmiş...
"Hasret giderecektiri"
Annç 28 Şubat'ta
AB'ci o/muş.
Bafcalım Türkiyeci
ne zaman olacak!
İstek
İSTANBUL Barosu, "Ermeni Savlan ve Soykınm
Suçunun Hukuksal Niteliği" konulu bir panel
düzenliyor.
Panel, 11 Haziran Cumartesi saat 14.00'te
Bahçeşehir Üniversitesi'nin Beşiktaş
kampusundaki konferans salonunda yapılacak.
Istanbul Barosu Başkanı Avukat Kazım
Kolcuoğlu'nun açış konuşmasının ardından paneli
Istanbul Barosu Genel Sekreteri Evukat Hüseyin
Özbek yönetecek.
Panele konuşmacı olarak Paris Barosu
avukatlanndan Georges de Maleville, eski
Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal, emekli
büyükelçi ve CHP Istanbul Milletvekili Şükrü
Elekdağ. Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr.
Yusuf Halaçoğlu katılacak. Konuşmacılara
bakınca kimi çevreler panel için "resmi tarih"
tezlerini savunanların bildiklerini okuyacağı bir
Korkutoplantı diyebilir. Hatta, Sabancı Üniversitesi
öğretim üyelerinden ekonomist, iktisat tarihçisi ve
ortaçağ Avrupa uzmanı Doç. Dr. Halil Berktay'ın
tanımı ile "Ku-Klux-Klan" benzetmesi bile
yapılabilir. Fransız avukat Georges de Maleville adı
bile "alternat'rf tarihçiler" için toplantıya uluslararası
bir boyut katmayabilir. Çünkü Malaville, bildiğiniz
gibi Ermenilerin Orly Havaalanı katliamından sonra
Türkiye Cumhuriyeti'ni savunmuştu. Yabancı da
olsa sonuçta "resmi görev" üstlenmiş biri.
Peki dünyanın en saygın, Avrupa'nın en büyük
barolanndan biri olan Istanbul Barosu, kimileri için
"taraflı" ve "tek sesli" böyle bir toplantıyı nasıl
düzenlemiş olabilir, dünyanın dört bir yanına
dağılmış Ermeni diasporasının hiç olmazsa kendini
savunma hakkını nasıl elinden alabilir; erteledikleri
"bilimser toplantılarla bile Türkiye'yi ayağa
kaldıran "alternatif tarihçeler"i nasıl görmezden
gelebilir?
Sorulan uzatmadan sadede gelelim...
Istanbul Barosu, 11 Haziran'daki panele Sabancı
Üniversitesi'nden Halil Berktay'ı da konuşmacı
olarak davet ediyor.
Halil Berktay, daveti kabul etmiyor. Istanbul
Barosu Genel Sekreteri Avukat Hüseyin Özbek,
davetini ısrarla yineliyor. Halil Berktay yine kabul
etmiyor. Sonunda baklayı ağzından çıkanyor;
"Şükrü Elekdağ'ın olduğu yerde ben olmam."
Diplomasinin çemberinden geçmiş, nezaketi
dünya çapında tescilli Şükrü Elekdağ, Halil Berktay
gibi cesur bir bilim adamını böylesıne korkutacak
ne yaptı acaba? Bilgi bazen bilgiçleri bu hale
getiriyor olmasın!
Ahrr*et önen: "Turban
ve kaçak Kuran
kurslarında olduğu
gibi, sıkıştığı her
konuda hükümet, 'ne
yapalım, halk böyle
istiyor'un arkasına
sığımıyor. Bu durumda
işsırliğin
gicjerilmesini,
asgari ücretin
yükseltilmesini,
eğ ıtim ve sağlıkta
çağın gereklerinın
uygulanmasını, adil
vergî politikasını,
millertvekili
dokunulmazlıklannın
kaldinlmastnı millet
istemiyorsa,
hükümetin
suçu ne?"
•v
t
SESSİZSEDASIZ(I) Çağın en suçundan kurtulma yolları
SOYGUNCU, asalak, hortumcu, "Epilasyon": Her şeyden kıllanan
sömürücü olmak değil de genç ve • • günümüz insanını için zorunlu
Hollyvvood standartlarına göre
güzel olmamanın çağımızın en büyük
suçu sayıkjığını anımsatan Akrf
Kökçe, bu suçtan kurtulmak için
kapitalizmin dayattığı yöntemlerden
bazılannı açıklıyor: "Liposuction":
Gariban ülkelerde uygulanan
hortumlama yönteminin, insan
vücuduna bölgesel olarak uygulanıp
alınan yağlar sayesinde dolgunluk ve
olgunluğun azaltılması işlemi.
"Kimyasal peeling": Yılanlann
kabuk değiştirme ışleminin insanlara
uyarlanmış hali.
olarak bulunmuştur.
"Silikon": Dudak, göğüs ve kalçaya
bir tür kaçak hat çıkılmasıdır. Her an
patlama tehlikesi de var ki; kişi
kendisini "bomba gibi" hisseder.
"Estetik cerrahi": Hem dış
görüntüsünü değiştirip, hem de
alacaklılardan kurtulmak için bir
yöntem.
"Anti aging": 120 yaşına kadar
yaşamak düşüncesiyle; diyet,
stressiz yaşam, hormon takvıyesi,
terapi diye koşturup "erken bunama"
olma haline denir.
Yüksek Yerilim Hattı
ertlincutkufayahoo.com
Kilo vermeyi iyice kafasma taktı:
Aklını peynir ekmekle yiyor!
ÇED KÖŞESt
OKTAY EKİNCİ
Ordu'nunEvleri...
Karad^nızli aşıklann sevdık-
lerine n&sıl bağlandıklannı ünlü
Ordu türküsü ne de güzel anla-
tır:
"Ordu'nun derekri, aksa yu-
kanaksa;
Vermem seni eBere. Ordu ûs-
tüme kalksa~"
Suyun >oıkan akmasını bile
hayal edebilecek kadaı "divaııe"
olan bu "âşık^lar, acaba hangi
evlerde yaşamışlardı; sevmeyi
hangi evlerde öğrenmışlerdi?
Soruniun yanıtı yine bir Ordu
türküsü; "Hekimo^u''ndan..
"Konaklaryupardımmermcr
direkli;
Hekümoğlu dediğin de (nari-
nim) aslan yüreklL
Konaldar yapördım döşede-
medhn;
Ünye de Fatsa bir oMu da (na-
rinim) baş edemedinL.."
Scvdalann güvencesi
tşte böylesine *narin* sevgi-
lerin, böylesıne "'türküleştiği''
eskı Ordu ev lennden "elde ka-
labilenler" için ç. ç /u
başlaülan ko-
ö /
j>
ruma çabalan O R D U '
2040
da eminim ki "sevda"lardan
kaynaklanıyor...
Ordulular, "apartmanlaşan"
kentlerine baktıkça, dillere des-
tan aşklannın bile "betonlaşö-
ğTnı fark ederek harekete geç-
miş olmalılar.
Eğer böyle olmasaydı, Bele-
dıye Başkanı Seyit Tonın. ge-
çenlerde "TarihiEvierKıınuta-
yTnda şu sözleri nasıl söyleye-
bılirdi?
"- Insanlann hayata bakısı,
kentin varohışunu da belirkr. Bu
evierimizde Ordu insarunın ince
zevkini göriirüz—"
Ve >ıne eğer böyle olmasay-
dı, dünyarun en meşgul insanla-
nndan Oktay Ekşi kalkıp Or-
du'ya giderek şunlan söyleme-
>e nasıl zaman ayırabilirdi?
"- Kurultay denince akhnıza
srtıkCHPgelrnesiaBukıırultay
da Ordu'yu çirküıleştirmekteıı
horuma kurulta>T._"
Ya aynı oturumlara katılan
"KaradenizlT mimarlık ve şe-
Mrcilik hocalan?
Prof. Dr. CengizEnızun, emi-
• rim ki tstanbul'a döndüğünden
beri sazını daha bir duygulu ça-
lıyordur; memleketi "Fındık-
• Pdaki o eski evleri de anarak...
Prof. Dr. Hüseyin Kaptan ise
syn zamanda "Ordulu" olarak
kim bilrr kaç "Fadüne" fıkrası-
nı daha akşam masalanna arma-
ğanediyordur...
Doğrusu, geçen yıllarda ben
de Ordu'ya gidip o eskı evlerin
sıralandığı yokuşta, şimdi son-
suz dinlencesinde olan aziz dos-
tumuz Mûslûm Kaptan'ı dınle-
yinceye kadar bu "kent ve duy-
gu kucaklaşmasrnı fark ede-
mezdim. Müslüm demışti kı;
"Hanioıshkçahnıpgözkırpılan
Ordu türküsü v-ar ya: bu sokak-
ta vaknyle kulı erkekli gezinen
gençkri anlatiyor.J"
Işte o günlen Ordu'ya yeni-
den kazandırmak için düzenle-
nen kurultayın diğer konuşmacı-
sı, Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
îsmet VUdan Alptekin de demiş
ki; "Boztepe'ye çıkıp baküğun-
da görchım ki kentin ruhu yaşı-
yor;>
f
ani, duygular yokohnamış
ama sûımişler; şimdi bu evierk
yeniden doğacaklar^."
Ordu evleri, işte böylesine et-
kileyici ve de heyecan verici...
Nitekim Mimarlar Odası Baş-
kanı Oktay Topçuoğlu da 14-
15 Mayıs 2005 günlennde ger-
çekleşen kurultay-
danbakın nasıl söz
ediyor; "Tarihido-
kuyu sadece kültü-
rel miras olarak
değü, 'yaşarrun an-
lamı' içindekoru-
makgerekryw._"
Bu duyarkhğa
adeta önderlik
edercesine katılan
ValıKemalYazıcı-
oğlu ise temeh
1936'da atılmasına rağmen ta-
mamlanamayan "Halkevi" pro-
jesini 67 yıl sonra "AtatürkKffl-
tür Merkea" adıyla yaşama ge-
çirmenin haklı gururunu taşı-
yor...
Karadeniz'in Park Oteti
Hemen herkesı sarmalayanbu
heyecanın özgün bir projesi de
"Ordu-2040"...
Yıllardır kendisini bu ilin kül-
türüne ve doğasına adayan Enis
Ayar'uı adeta "nıilitaıı"ca sa-
vımduğu proje, tüm tarihi yapı-
lan 2040 yüına kadar yeniden
"kent peyzajına egemen kd-
ma"yı amaçhyor. Bunun için kı-
mi eski dokuya saygısız yeni ya-
pılann >ıkılrnası öngörülüyor...
Örneğin, bu yönde belediye-
ye toplu ımzayla verilen dilekçe-
de, kentin Taşbaşı semündeki
deniz siluetini parçalayan ve 25
yıldır inşaatı bitirilemeyen,
«Karadeniz'inParkOteli(!)" de-
nilebilecek dev binanrn "kakb-
rüması'' isteniyor.
Eğer bu da gerçekleşirse, Or-
du'nun derelerinin artık yukan
akması gerekmeyecek: çünkü
herkes sevdiğiyle ömür boyu
türküleT söyleyecek...
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicakia turk.net
ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci ' mynet.com
H A R B İ SEMtH POROY semihporoy(â yahoo.com
HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA BILGIN hayatepik o mynet. com
oekinciio cumhuriyet.com.tr
"DOKUNULMAZMRBİRİJ6İ" YİNE ŞAMPİYON!
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARJKAN 8 Haziran urwicnuuntaz-aruuin.com
PADISAU KUŞKUCUYSA..
189S'TE BUGdfJ,
$İHCİ KEZ SAP&UAM OLMUÇTU.
( Ç ) , &£-
W', K. ABDÛL-
ÂÇ$,
OLMUŞ, PAPİÇAH'M 6ÜVSUİNİ KA2ANAISAK MAZ//S-
6AZtC*N A SP£AAMLtgA ĞRİLMİÇ
( ) Ş , , Ş YÖNB-
TİME İÜŞK/N ti&RLEgİNİ AYMEAJ UY&ULAYAN,HA
PIY£LER£ VE jVKNALC/L£f?E DE ÖNEM V£g£Al
BtR SiytTÛKOCÜYDU. DİĞER YANPAN,OU1MUJ ÇA-
L/Ş/M4L4/?/ 8ULUNAM, BAĞlMSlZ MAHZEMELE:-
RİN OjeULM*£>NI SAĞLfiYAhJ, 8Ü7ÇEYİ OENGELB-
MEYE ÇAUÇ/lfJ, TICARETODAS/MIAÇAN 8/Z DEV-
L£T ACAMIYPi. TÜM SADtHCATİNE. tCAe$(N,SON YIL
LAJHM PA&ŞAH/U KUŞKUSUUU ÇEKTİĞİNOENjf.
MEÇ&JTfYETE DEGlN EMEKLIÜĞİ YESLEtECEKTt.
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Şaka Değil Gerçekmiş
Geçen pazar günkü "Işin suyunu çıkarmak" baş-
lıklı yazımda adımın da bulunduğu bir "vatan hain-
leri" listesinden sözetmiş, bunun soğuk bir "şaka"
olduğunu yazmıştım; şaka değil gerçekmiş. Aydın
Engin, bu lıstenin yayımlandığı kaynak intemet si-
tesini bulmuş, bildirdi. Girip baktım, "Kapkaranlık
hainlerasil Türk milletine duyurulur" başlığı altında
yayımlanan listede 66'sı profesör, 42'si yazar ve ga-
zeteci, 16'sı sivil toplum kuruluşu yöneticisi, 8'i hu-
kukçu, 7'si araştırmacı, 4'ü sendikacı, 3'ü tiyatro sa-
natçısı ve 32'si de çeşitli mesleklerden olmak üze-
re 178 kişi yeralıyor. Islamcı/milliyetçi birgruptara-
fından hazırianan listedeki adlara bakıldığında "va-
tan hainliği"r\\n oldukça geniş bir yelpazeye yayıl-
dığı görülüyor. Listeyi düzenleyenler hangi ölçütter-
den yola çıktılarsa, ideolojik/siyasal görüşleri açısın-
dan bir araya gelmeleri olağan koşullarda olanaksız
kişilerı "vafan hainliği" kavramı altında buluşturma-
yı başarmışlar. Pazar günkü yazımda bu listede yer
alan Erdal Öz'ün, Ercan Karakaş'ın. Müjde Ar"ın,
Adalet Ağaoğlu'nun, Ali Nesin'in, Can Dündar'ın,
Erhan Bener'ın, Nilgün Cerrahoğlu'nun Ülkü Az-
rak'ın, Aydın Güven Gürkan'ın, Hikmet Çetinka-
ya'nın. Tarhan Erdem'in, Üstün Akmen'in, Zey-
nep Göğüş'ün ve Aydın Engin'in adlannı vermiştim.
Bugün bu listeyi biraz daha zenginteştirmek istiyo-
rum. Çünkü bu "vatan hainliği" denen "şey" kimte-
re kadar uzanıyor, bilmekte yarar var.
örneğin, eski Istanbul Büyükşehır Beledıye Baş-
kanı Ahmet Isvan ve eşı Reha Isvan da lısteye gö-
re bırer "vatan haini"yrruş, aynen tiyatro sanatçılan
Rutkay Aziz ve Genco Erkal' ın ya da orkestra şe-
fi Gürer Aykal, bankacı Ibrahim Betil ve Prof. Ta-
nerTımur'un olduklan gibi. Görüldüğü gibi "vatan
hainliği" söz konusu olunca ölçütler birer "muam-
ma"ya dönüşüyor. Ne kadar kafa yorsanız da söz-
gelımi Orhan Bursalı'nın, Prof. Taner Berksoy'un,
Prof. Öget Öktem Tanör'ün, Prof. Nilüfer Kuruya-
zıcı'nın, Prof. Nilüfer Tapan ıle eşı Prof. Mete Ta-
pan'ın, Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu ve DİSK
Genel Başkanı Süteyman Çelebi nın hangi ölçüt-
lere göre bu listeye dahil edildiklerini anlayamıyor-
sunuz. Bu kişilerin "vatan hainlikleri" bir de "Erme-
ni sempatizanlığı" ile ılişkilendirilince büsbütün şa-
şırıyorsunuz.
Belkı bana da üç gün öncesine kadar geldıği gi-
bi size de "şaka "gibi geliyordurtüm bunlar, ama de-
ğil. Inanmazsanız www.selenga.com adlı siteye gi-
rip kendiniz bakın, göreceksiniz ve rastladığınız ki-
mi adlar karşısında çok şaşıracaksınız.
Nasıl oluyor bu? Nasıl oluyor da birileri oturup
böyle lısteler hazırlıyorlar, bu insanlan kim bilir kim-
lere hedef gösteriyorlar, gösterebiliyoriar? Bu birile-
rinin sahip olduklan cesarette, salt "öyle sandıkla-
n" ya da kendılerı "öyle değeriendirdikleri" için dü-
şüncelerini paylaşmadıklan insanlan uluorta "vatan
haini" ilan eden politikacıların, bürokratların, televız-
yon yorumcularının, basındaki köşe yazarlannın
paylan yqk mu?
Ülkenin toprak bütünlüğü, terör gibi konularda
duyarlılık gösterilmesi düşüncesine ben de katılıyo-
rum, ama bu duyarlılığın hiç kimseye kendilerinden
farklı düşünüyoriar diye başkalarını "vatan hainliği"
ile suçlama hakkı vermediğıni düşünüyorum. Bakı-
yorum, en ağırbaşlı bildiğim insanlar bile belli konu-
larda önünü ardını düşünmeden karşısmdakileri en
ağırsözcüklerle, kavramlarla, nitelemelerlesuçlaya-
biliyoriar. Sonuç dayukandaki gibi listeler oluyor, öl-
çü bir kez kaçtı mı, nesnel dengelerin yeniden ku-
rulabilmesi için uzun yıllar gerekiyor. Toplumda ye-
ni düşmanlıkların yaratılmasına izin verilmemesi ge-
reken bir dönemden geçiyoruz. Çoğu dış kaynaklı
olan kışkırtmalar karşısında eskisınden de soğuk-
kanlı davranmamız gerektiğine ınanıyorum.
Bu yurt hepımizin ve yurdumuzaolan bağlılığımı-
zın, sevgimizin yoğunluğu insanlanmızı birbirlerine
karşı düşmanlığayöneltmemefi, diye düşünüyorum.
öncelikli hedefimiz birbınmizi suçlamadan, birbiri-
mıze küfretmeden, birbirımizin kafasını gözünü yar-
madan sorunlanmızı özgürcetartışabileceğimizsağ-
lıklı bir ortam yaratmak olmalı. Aksı halde htçbir ye-
re, hiçbir çözüme varamayacağımız gibi bu bece-
riksizliğımiz de en önce başkalannın işine yaraya-
caktır. Görunen köy kılavuz istemiyor çünkü.
e-posta-.dkavukcuoglu@superonline.com
Faks:0212-234 68 73
BULMACA SEDATYAŞAYAN
SOLDANSAĞA:
1/ Genel kul-
lanıma açık
aletlere takı-
lan, para ya
da jeton atıla-
rak aletin ça-
hşmasını sağ- 5
layankumba- 6
ra. II Brezil-
ya'run para
birimi... Yu-
nan mitoloji- 9
sinde, Ze-
us'un habercisi olan
zafer tannçası. 3/
Uyanık, gözü açık...
Unvan. 4/ Motorlu 3
taşıtlarda direksiyon 4
ile tekerlek arasrnda- 5
ki bağlantıyı sağla- 6
yanmil...Çokesnek
birkumaş. 5/Tuzlan- 8
mış ve deri tuluma 9
bastınlmış peynir... En kısa zaman süresi. 61 Iç-
yüz... "'Selam" anlamuıda Latince sözcük. 7/Ja-
pon lirik drarnı... En tarunmvş sinema ödülü. 8/
Birilimiz... Nikel elementininsimgesi. 9/Şiddet-
li belirtilerle birdenbire ortaya çıkarak hızla iler-
leyen hastalıklar için kullanılan sözcük... Mah-
keme sonucunu gösteren resmi belge.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
XISüreğen eklem hastalığı... Fas'uı plaka işareti.
2/Bir soru sözü... Imkân. 3/ Bir ilimiz. 47 Gözde
sanya çalar kestanerengi... Bir soru eki... "—-
Kuyruğu": AzizNesin'inöykükitabı. 5/lzmir'in
Menderes ilçesinde antik bir kent. 6/ Bir şeyin e-
sas tutulan yüzü... Küçük mağara... Haberci, u-
lak. 7/Zarara uğrama tehlikesi... Aktinyum ele-
mentinin simgesi. 8/ Atış taliminde hedef tahta-
sını bile vuramama. 9/Aydın ilindeki Afrodisyas
antik kentinde yaptığı kazılarla tamnmış ar-
keoloğumu?.