25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6HAZİRAN 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET l l i l v U i N l_fİVIJ. ekonomkacumhuriyet.com.tr Alkim Kimya, Kanadalı Saskatchewan Minerals'e talip • Satın alma işlemi gerçekleşirse doğal sodyum sülfat üretiminde dünyarun ilk 6 kuruluşundan biri olan Alkim'in uluslararası konumu daha da güçlenecek. Ekonomi Servisi - Alkim Kimya, Gold Corp Inc. bünyesindeki, Amerika'nın en büyük sodyum sülfat üreticilerinden Kanada Saskatchevvan Minerals'i satın almak için harekete geçti ve görüşmelere başlamak üzere gizlilik anlaşması ımzaladı. Satın alma işlemi gerçekleşırse, Avrupa'mn 2., dünyanın ilk 6 üreticisinden biri olan Alkim'in uluslararası pazardaki konumu daha da güçlenecek. Saskatchewan Minerals de Alkim gibi, deterjan başta olmak üzere cam, kâğıt ve tekstil sektörlennın temel hammaddelerinden biri olan doğal sodyum sülfat üretiyor. Şirketten yapılan açıklamaya göre Goldcorp. Inc, bünyesindeki Saskatchewan Minerals'in hisselerini de\Tedeceğmi New York ve Toronto borsalannda açıkladıktan sonra, konuyla görevlendirdiği yatınm bankası dünyadaki sayılı üreticilerden biri olan Alkim'e yazılı olarak başvurdu. Alkim Yönetim Kurulu da yaptığı toplantıda Gold Corp. ile gizlilik anlaşması imzalanarak Saskatchewan Mınerals'in satın ahnmasıyla ilgili gerekli incelemenin derhal başlatılmasına karar verdi. Alkim Genel Müdürü Nihat Erkan. "Anlaşma olumlu sonuçlanırsa, Alkim'in dünyadaki konumu daha da güçlenecek. İlk teklifin bize yapdmasL, Alkün'in ulusal alanda ulaşüğı yerin vurtdışında da yakından i/Jendiğini gösteriyor ve bize gurur veriyor" dedi. ONERA TAHKİME GİTTİ 'Çukurovay nın iyi niyetini beUiyoruz' Ekonomi Servfci - Sonera Holding B V , Turkcell Holding hisselerinin ÇTukurova Grubu'ndan satın ajfcımıyla ilgili gelişmeler üzerine vaiıslararası tahkime başvurdu. Tırkcell. Sonera Holding B.V'den g;«len konuyla ilgili yazıyı Borsa'ya g;enderdi. Sonera Holding B.Y'nin yazısında, Uluslararası Ticaret CMası'nın Uluslararası Tahkim N-^ahkemesi nezdinde yapılan tahkim başvurusunun "haklannı hconımak amacıyla" yapıldığı t>elirtilirken. "Daha önce de »cklandığı üzere, Çukurova Grubunun işlemleri tamamlamak Hçin eünden gelen en iyi gayreti göstermek surethle ve iyi niyetle hmaneket etme yükümlülüğü altuıda olduğuna güçlü şekilde isıanmaktavız" denıldı. K OĞAN YAYINHOLDİNG: APAK DA YENİLENDİ Yeni Rakı ince bellişişede Ekonomi Servisi - "tçkiye gelecek yeni bir ÖTV 7 ne üretici, ne tüketki ne de devlet için uygun olur" diyen Mey Içkı CEOsuGahp Yorgancıoğhı, kapsamlı bir yeniden yapılanma programına girdiklerini söyledi. Tekel'in alkollü içkilerbölümünün , satın alınmasıyla geçen yıl (kurulan Mey Içki. $1 yaptıklan 30 milyon dolarlık yatınmla yeni rakı şişesini ve kapağını yeniledi. ; Yorgancıoğlu yeni şişenin * tanıtımının yapıldığı ~sE" toplantıda. "Yeni ^ , tasarladığmuz bttyeü kapak — içki teknoiojteinin en son noktası ve taküt edilmesi çok zor" dedi. Şişe ve kapak tasanmı için 30 milyon dolarlık yatınm yaptıklannı belirten Yorgancıoğlu, "Markalar beDi bir zaman sonra toplumun vazgeçilmezi oiur. Yeni rakı da bunlardan biri" ifadesınde bulundu. Bugünden ıtibaren piyasaya sunulacak yeni rakının fiyatının da değişmeyecegi belirtildi. D Satış RTÜK'ün alanı dışında tSTANBUL (AA) - Doğan Yayın Holding (DYH), borsaya gönderdiği açıklamada, Doğan TV Radyo Yayıncıhk'ın yüzde 19.99'unun Deutsche Bank'a satışı konusunda RTÜK veya diğer yetkili mercilerden alınan görüş ve izin belgesi bulunmadığını bildirerek "Doğan TV, 3984 sayıh Radyo ve Televizyonlann Kunıluş ve Yayınlan Hakkında Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında faaliyet gösteren bir yayıncı kunıluş değildir'' denildı. Açıklamada, şunlara yer venldi: "Kanumın Kunıluş ve Hisse Oranlan başhklı 29. maddesi, münhasıran yayuı izni verilen veya verilecek anonim şirkederin hisse oranlan ve şirket yapılarryla ilgili düzenlemeleri içerdiğinden, hisse saaşının bu kapsamda değerlendirflmesi ve yayın kuruluşundaki yabancı sermaye payı olarak nitelendirilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Bu haüyle Doğan T\; Türk Ticaret Kanunu'na tabi bir anonim şirket statüsündedir. Bu itibarla söz konusu saüş işlemi ile ilgili olarak RTÜK veya diğer yetkili mercilerden alınan görüş veya izin belgesi bulunmamaktadır. Gerçekleştirilen hisse sabşı sonucunda, Doğan Yayın Holding AŞ bünyesJnde faaliyet gösteren ve yayın izni abnış bulunan televizyon ve radyo şirketierinin sermaye ve ortakhk yapılannda herhangi bir degişiklik söz konusu değildir.'" Bu yılın sonuna kadar 600 bin işletmeye 2 milyar dolar kredi kullandıracak Garantfden KOBIlere destek « l l l l v.~* >- y • I j •»» n Türk Hava Yollan'nın(THY) İstanbul-Lizbon karşıhkh uçak sefer- LÂlJ)Oft U IIK SCÎCT l e r i d ü n başladL THY'ıün ilk seferinin tanıümı amacıyla THY yet- •' kflileri ve gazetecilerin kaüldığı bir uçuş düzenlendL THY Genel Mü- dürü Temel KotiL, Lizbon'daki basın toplanüsında. Türkiye'nin bayrak taşı>icısı havayolu şirketi olarak lizbon seferlerini başlatmaktan büyük mutluluk duyduklannı belirtti. KotiL Lizbon seferlerinin saİL perşembe ve pa- zar olmak üzere haftanm 3 günü karşıbklı olarak gerçekleştirileceğini söyledi. tstanbul'dan Lizbon'a gelen yol- culann rahadıkla Cüney Amerika ve Afrika'ya ulaşabileceklerini anlatan KotiL THY'nin yurtdışında 78 nokta- ya uçruğunu, bu ay içinde Norveç'in başkenti Oslo'ya da tarifeli seferler başlatüacağını ka\ detti. (Fotoğraf. AA) Biliııı sanayiyle buluştu ANKARA (AA) - ODTÜ, OS- TlM işbırliği ve TÜBtTAK des- teğı üe OSTÎM'de kurulan Osüm Ortadoğu Ileri tmalat Sistemleri ve Teknolojileri Ar-Ge Merke- zi'nın (ODAGEM) hızmet bina- sı, düzenlenen törenle açıldı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun. üniversitelerde kapalı kapılar ardında bılim adına yapı- lan araştırmalann. kurulan tek- noloji merkezleri ile açığa çıktı- ğını, üniversite-sanayi işbirliği ile kurulan araştırma merkezleri yo- luyla da bilimin alana indiğini söyledi. Törende konuşan Anka- ra Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan da merkezin araş- tırma sonuçlannm en kısa sürede sahaya yansıdığım görmeyi um- duğunu belirterek fırmalann Ar- Ge amacıyla yaptığı harcamala- nn gider göstenlebilmesını ıste- dı. ABD'run yılda 250 milyar do- larlık, Almanya, Japonya gıbi ül- kelerin 50 milyar dolarlık Ar-Ge harcaması yapabıldığını anlatan Çağlayan, Türkıye'de hem Ar-Ge harcamasının çok düşük hem de gelişmiş ülkelerde 13-14 kışı olan bin kişiye düşen araştırmacı sayı- suun Türkiye'de bir kişi olduğu- nu söyledi. TÜBtTAK Başkan Yardımcısı Ömer Cebeci de, ODAGEM i "ünhersite-sanayi eviiliği'" olarak nitelendirirken TÜBtTAK'ın, sanayinin Ar-Ge için ayırdığı fon kadar kaynağı, destek amacıyla verdiğini söyle- di. Cebeci. "Böylece TUBİTAK1 lira koyurak 2 Krahk Ar-Ge yapd- masını sağnyor. Sanavici de 1 lira koyarak 2 liralık Ar-Ge hizmeti ahvor" dedi. • Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, "Herkes KOBl'yi büyük bir iş segmenti olarak tanımlıyor. Büyüğünden küçüğüne dünyadaki bütün ülkeler KOBÎ'lere inanıyor" dedi. Ekonomi Servisi - Garanti Bankası'nın, bu yıl sonuna kadar 600 bin küçük ve orta ölçekli işletmeye (KOBt) 2 milyar dolar kredi kullandırmayı hedeflediği bildirildi. Toplam kredileri içinde KOBÎ'lere ayırdığı pay ilk çeyrek sonunda ^ d e 18 olan banka, bu oram iki yıl içinde yüzde 30 seviyesine çıkarmayı hedefliyor. Garanti Bankası'nın KOBÎ'lere yönelik olarak hazırladığı destek paketleri, Banka Genel Müdürü Ergun Ozen'in de karıldığı bir basın toplantısıyla tamtıldı. Başka ülkelerdeki KOBl'leri de yakından takip ettiklerini belirten Özen, KOBl'leri global pazarda faaliyet gösteren güçlü kuruluşlar haline getirebilmek için karşılaştırmalar yaptıklannı söyledi. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, "Toplam krediler içinde KOBİ'lere kullandınlan kredilerin payı 20O3'te yüzde 9'dan 2004'te yüzde 13 ve 2005 Mart sonundaysa vüzde 18'e vükseldL Hedefimiz bunu yüzde 30'a çekmek" dedi. Garanti Bankası şu anda eczane, ihracat, kırtasiye, mobilya, nakliye, oto yan sanayii, taksi, tanm, toptan gıda ve turizm faaliyetlerine yönelik KOBÎ kredısı kullandınyor. Toplantıda verilen bılgilere göre, Garanti'nin 2003 yılında toplam 365.000 adet olan KOBİ müşterisı, 2005 Mart sonu iribanyla 501.000 adede ulaştı. Karadere, "Amacunız 2005 sonunda KOBİ'lere 2 milyar dolar kredi vermek" dedi ve yıl sonu için müşteri sayısı hedeflerinin de 600.000 adet olduğunu belirtti. Rusya pazannın açılması için yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamadı Bavulun anahtarı denize düştü• TZD Başkanı Yetkin, Rusya'yla yaşanan krizin diğer ülkelerle yaşanması durumunda, Türkiye'nin tanmsal dış ticarette açığında büyük açık verebileceği uyansını yaptı. Laleli, tekstil ihracatında zorlamrken CHP konuyu Meclis'e taşıdı. Ekonomi Servisi- Türkive Ziraatçılar Derneğı (TZD) Başkanı Ibrahim Yet- kin, Rusya'nın sebze ve meyvede ge- tırdiği ithalat yasağıyla yaşanan krizin, başka ülkelen de kapsar hale gehnesi durumunda, Türkiye'nin tanmsal dış ticaret dengesinde son yıllann en büyük açığının oluşabileceğı uyansmı yaptı. Yetkin yaptığı yazılı açıklamada, ih- raç edilen meyve ve sebzede Akdeniz mey\'e sineği görülmesi üzerine kapa- nan Rusya pazannın açılması için, Rus- ya Federasyonu yetkilileriyle görüşme- İerde bulunan heyetin çabalanmn olumlu brr sonuca ulaşamadığını ifade etti. Laleli Sanayici ve tşadamlan Derne- ği Başkanı Ayhan Karahan da, Rusya ile Türkiye arasındaki bavul ticaretini kastederek "Bavulun anahtan denize düştü. Aramak için vakit ka\ betmek- tense yeni oluşunüara gideinn" dedi. Öte yandan CHP Antalya Milletve- kili Osman Ozcan, Tanm ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'e sorular yöneltti. Özcan TBMM Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Rusya'nın 8 ay önce Türkiye'yi sebze ve meyve alımını dur- duracağı yönünde bilgilendirip bilgi- lendirmediği sorusuna yer verdi. IMF, Unahtan 1a görüştü Yeni stand-by anlaşmasmuı ilk gözden «ecirnıesine ilişkin çahşmalan vürüten L\IF he- yeti, Maliye Bakanı Kemal Lnakrtan'la görüştü. Goriiş- mede. bütçenin. SSK ve Bağ- Kur'a yönelik prim affi dü- zenlemesinin. Gelir ve Ku- rum Vergisi'nde yapdacak değişikliklerin ele ahndığı be- lirtilryor. MaB>e Bakanı Una- kıtan, ENIF heyetivie yapügı görüşmelerin ardından gaze- tecilerin sorulannaj-amtver- mezken bu hafta bütçeyle il- gili basın toptannsı düzenleye- ceğinibelirttLOAA) EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Özelleştirme Denilen Soygun Elektronik posta adresime geçen hafta A. Aydos imzasıyla "Bir ERDEMİR Masalı" başlıklı bir rapor ulaştı. Bir ERDEMİR emeklisi olduğunu açıklayan Sa- yın Aydos, kısa ancak çarpıcı çalışmasında, ERDE- MİR işletmesinin sadece 2004 yılında 3.2 milyar do- lar satış geliri ve 463 milyar dolar net kâr elde ettiği- ni ve kendisine bağlı dokuz yan kuruluşla birlikte 15 bin çalışanı olduğunu belirtiyor. Aydos, ERDEMİR'de kamunun eiinde bulunan toplam yüzde 49.93'lük his- sesinin bir oldubirtiye getirilerek blok satış yöntemiy- le tek bir alıcıya (AB konusundaki destek sözüne gü- venerek, tercihen Fransız-lspanyol şirketi Arcelor'a) sadece 2-2.5 senelik toplam net kânna ancak ulaşan bir bedelle pazarianıyor olmasına haklı olarak isyan ediyor ve bu satışın ekonomik-sosyal-siyasi hiçbir gerekçeye sığdınlamayacağını vurguluyor. • • • Geçen hafta özelleştirme gündemindeki bir diğer gelişmeyse Danıştay 13. Dairesi'nin TÜPRAŞ'ın özel- leştirilmesine ilişkin kararıydı. Petrol-lş Sendikası TÜPRAŞ'ın mevcut yüzde 65.76 oranındaki kamu hisselerinin blok olarak satışının hukuk dışı olduğunu öne sürerek Ankara 10. Idare Mahkemesi'nde dava açmış ve yürutmenin durdurulmasını sağlamıştı. Da- nıştay, 23 Mayıs tarihli karan ile Özelleştirme Idaresi Başkanlığı'nın temyız gerekçesini haksız bularak yü- rütmeyi durdurma karannın iptalini uygun bulmadığı- nı açıkladı. Söz konusu dava, yolsuzluklar ve hukuk- suzluklar ile dolu TÜPRAŞ özelleştirme "programı" üzerine Petrol-lş'in açmış olduğu sekizinci dava idi. • • • TÜPRAŞ ve ERDEMİR, Türk sanayiinin iki öncü ku- ruluşu olarak, uluslararası tekellerin ve onunla çıkar birliği içinde bujunan yerli burjuvazinin iştahını ka- bartmaktadır. TÜPRAŞ'ın 2004 yılı satış geliri 16.1 milyar dolara, net kânysa 491 milyon dolara ulaş- maktadır. TÜPRAŞ tek başına yıllık vergi gelirinin yüz- de 20'sini karşılamakta ve Türkiye'de yaratılan top- lam katma değerin tek başına yüzde 3.3'ünü üretmek- tedir. ERDEMtR ve TÜPRAŞ'ın toplam satış bedellerinin yaklaşık 3.5-4 milyar dolar olacağı tahmin edilmek- tedir. Oysa, Türkiye kamu sektörü sadece 2004 yılın- da 45 milyar dolara yakın iç borç faiz ödemesi ger- çekleştirmış, 2005 yılı bütçesine de 40 milyar dolar- lık faiz ödeneği koymuştur. Dolayısıyla kamu borç servisinın yükü, ERDEMİR ve TÜPRAŞ'ın satışından beklenen özelleştirme geliri yanında karşılaştırma gö- türmeyecek düzeydedir. Bunun ötesinde söz konu- su özelleştirme gelirleri, özelleştirme işlemleri boyun- ca satın alınan danışmanhk hizmetleri, reklam ve du- yuru giderieri gibi bir dizi masraf düşülduğünde da- ha da güdükleşecek ve net düzeyi anlamını yitirecek- tir. Bu gerçeklere karşın Türkiye borç yükünü hafiflet- mek gerekçesiyle en değerli kamusal varlıklannı yer- li ve uluslararası sermayeye yok pahasına pazariama- ya koşullandınlmaktadır. Nitekim, örneğin IMF'ye sunulan 26 Nisan tarihli Ni- yet Mektubu'nun 33. maddesi TÜPRAŞ, PETKİM, ERDEMİR ve Türk Telekom'un yıl içinde özelleştirile- ceğini taahhüt etmekte ve yıl sonu özelleştirme gelir- lerinin asgari 1.5 mityar dolar olacağını "gösterge ni- ieliğinde hedef" olarak duyurmaktadır. Sermaye kesiminin sözcüleri IMF'nin aslında "Tür- kiye taraftndan davet edildiğini" ve "Türkiye'nin u/us- lararası rekabet gücünü arttıracak ve borçlannı ha- fıfletecek" reformlan uygulayabilmek için "yard/mcı" olduğunu savlamaktadır. Gerçekten öyle midir? Lüt- fen ekonomik verilerin ve siyasi gerçeklerin ışığında ciddi olarak düşünelim. Söz konusu olan Türkiye'nin sanayileşmesi ve geleceğidir. Ppolilo, turizm ve inşaatta iddialı İSTA\BITL (AA) - Profilo Holding Genel Koordinatörü Göksen Körezlioğlu, beyaz eşyadan çıktıktan sonra turizm ve inşaat gibi sektörlere daha fazla ağırlık verdiklerini belirterek tunzmde hedeflerinin, Holding Yönetim Kurulu Başkanı Jak Kamhı'nin kendine edindiği misyon olan Bodrum Yalıkavak'ı Türkıye'nin St. Tropez'i yapmak olduğunu söyledi. Körezlioğlu, Bodrum Yahkavak'takı "Port Bodrum Yalıkavak" projesini anlatarak genel tanımıyla marina adı altında toplanan ve 30 milyon Avro'nun üzerinde yatınm yapılan projenin 450 yat kapasiteli marina, küçük bir butik otel, amfi tıyatro ve Osmanlı mimarisiyle inşa edilen 60 dükkânı kapsadığını kaydetti. Körezlioğlu, Port Bodrum Yalıkavak'ın resmi açüışmı ağustos ayında yapmayı planladıklannı bildırdi. İLGİ TOPLUMUNA DOĞRU/ ÖZLEM YÜZAK 0zknt.vu2ak@c1nnhuriyetc0n1.tr Bülent Eczacıbaşı, Avrupa Jenerik llaç Birliği Başkanı Greg Perry ve Polon- yallaç işverenlerı Sendikası Başkanı Ce- zary Sledzievvski ile sohbet ediyoruz. Kaygılı görünüyor Bülent Bey. Çünkü yerli ilaç sanayii bugün ciddi anlamda köşeye sıkışmış durumda ve bir çıkış yo- lu anyor. Bülent Eczacıbaşı uzun yıllardan beri Türkiye llaç Endüstrisi işverenler Sendi- kası'nın (İEİS) başkanlığını yürütüyor. İE- İS geçen hafta Avrupalı meslektaşlarını Ankara'ya davet ederek "Avrupa Birliği ve Jenerik llaç Endüstrisi" konulu bir pa- nelde deneyimlerini aktarmalannı istedi. Amaç yerli sanayicinin içinde olduğu aç- mazı ve Avrupa Birliği'ndeki uygulama- lan hükümetin ilgili üst düzey yetkilileri- ne aktarabilmekti. Isterseniz önce küçük bir hatırlatma yapalım. Türkiye ilaç konusunda jenerik üretici konumunda. Yani 20 yıllık patent süresini doidurmuş ilaçları geçerli kalite ve standartlarda üreten bir ülke. 60 yıla yakın deneyim sonucu, kendi kategori- llaç Sanayicisi Çıkış Yolu Anyor sinde birçok ülkeye parmak ısırtacak ka- dar gelişmiş, kaliteli ve üretim kapasite- si yüksek bir ilaç endüstrisine sahip. An- cak Türk ilaç sanayii bugün ciddi şekil- de köşeye sıkışmış durumda. Çünkü ulu- sötesı şirketlerin payı yüzde 65'lere ka- dar ulaştı. Eczacıbaşı yerli sanayicinin desteklenmesini istiyor ve bu konudaAv- rupa'daki uygulamalardan örnekler veri- yor. Yaşlı nüfusun hızla çoğalması sonu- cu sosyal güvenlik sisteminde yaşanan tıkanıklık, hükümetleri bir süreden beri maliyetlerin nasıl düşürülebileceği konu- sunda politikalar üretmeye yöneltiyor. Bugüne kadarjenerik ilaç kullanımını göz ardı eden ülkeler bile hızla orijinal ilaç tü- ketimıni azaltmanın formüllerini geliştiri- yoriar. örneğin Portekiz'de son yıllara ka- dar jenerik ilaç kullanımı yok denecek kadar az iken (binde 3) 2001 yılında hü- kümetin işe el atması sonucu bu oran birkaç yıl içinde yüzde 12'ye çıktı. Fransa'da sağlık alanında çalışanlaria jenerik ilaçlan destekleme anlaşmasına vanldı. İlk aşamada 2005 yılında 330 mil- yon dolartasarruf sağlanması bekleniyor. ABD, bu tür ilaçların kullanımını teşvik etmek ve ruhsatlandırmasürecini hızlan- dırmak için FDA bütçesine ek ödenek tahsis etti. Avusturya'da jenerik ilaçlarda hasta katkı payı orijinal ürünlere göre da- ha düşük olarak beliriendi. Polonya'da daha çok jenerik ilacın geri ödeme liste- lerine dahil edilmesiyle 2004 yılında 235 milyon dolar tasarruf edildı. Tabii tüm bu ülkelerin Belçika ve Japonya da dahil ol- mak üzere sürekli reklam ve bilinçlendir- me kampanyalan ile halkı jenerik ilaç kul- lanımı konusunda bilgilendirmelerini de unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye de, eğer isterse, bu konuda bilinçli politikalar oluşturabilir. "İsterse" diyoruz, çünkü hem hüküme- tin hâlâ işin vahametini anlamadığını gö- rüyoruz hem de uluslararası ilaç devleri- nin hükümete yönelik baskısı alabildiği- ne sürüyor. Avrupa Jenerik llaç Birliği Başkanı Per- ry, ısrarlı bir şekilde ilaç devlerinin artık ye- ni ilaç keşfedemediğini, ancak küçük de- ğişiklikler yaparak patent aldığını ve bu şekilde ilaçlannı korumayı başardıklannı vurguluyor. Perry'nin dediğine göre dün- yada yeni ilaçlann yalnızca yüzde 22'si gerçekten yeni. Ar-Ge ise 1996 yılından ben yüzde 35 düşmüş durumda. Hindistan, Çin ve Brezilya durumu ön- ceden fark edip jenerik ilaç üretimini art- tırarak bu alanda ihracatlannda son yıllar- da inanılmaz sıçrama yapabilmiş ülkeler. Bülent Eczacıbaşı dafürk ilaç endüst- risinin ihracat potansiyeline dikkat çeki- yor ve bunun göz ardı edilmemesi gerek- tiğini ısrarla vurguluyor. Ancak Sağlık Ba- kanlığı jenerik ilaç ruhsatını aylarca oya- lamayı büyük bir başan ile hâlâ sürdürü- yor. Ânkara'daki panelde konuşmacılar sunumlannı yaparken Sağlık Bakanı ile Eczacılık Genel Müdürü'nün kalkıp sa- londan çıkmalan size 'Deja vu' duygusu- nu yaşatmıyor mu? Telekom 'da süre uzadı ANKARA (AA) - Türk Tele- kom'un yüzde 55'lik bölümünün blok sarışına ilişkin ihalede. ortak- lık bildirimi için daha önce 10 Ha- ziran olarak açıklanan son tarih, 1 hafta uzatıldı. Edinilen bilgiye göre. Telekom ihalesinde oluştunılacak ortaklıkla- nn bildirimi için son tarih 17 Hazi- ran'a çekildi. Telekom'daki son teklif verme ta- rihi olan 24 Haziran tarihinde ise bir değişiklik yapılmadığı belirtiliyor. Bu arada Telekom'da 31 Mayıs olan son teklif tarihi. mayıs ayında yapılan uzatma ile 24 Haziran 2005'e, ortakhk için bıldirim süre- side 17Mayıs'tan lOHaziran'açe- kilmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle