Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 HAZlRAiN 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
17
Jandarma
CemaJ Tağcı:
"Geçen pazar Bolu
Gölköyde gol
kenaranda piknik
yaparfcen; İstanbul
plakal ı beyaz bir
minibüs, üzerinde
hoparlör ve ses
sonuna kadar
açıtmı:ş halde dini
yayın yaparak
#
gölün çevresini
dlolaştı. Herkesi
Islam'a davet
etti. Meclis
karannın ardından
böyle bir olayın
meydana gelmesine
hayret etmemek
mümkün değil.
Olayı iandarmaya
bildirdiik. Daha
sonra jandarma,
minibüsü
yakaladığını ve
gerekli yasal işlemin
yapıld ığını haber
verdi. Ne diyelim; iyi
ki jandarma var."
SekironHc posta: denizsoflnecumhuriyetconi.tr www.dtHifasoin.coiQ Tel: 0.212.512 05 05 Faks; 0.212312 44 »7
- TCY sakat doğmuş.
"Hükümet, kortuk
değneği olur!"
MİLLİ Eğitım Bakanlığı'nın dın külturu ve ahlak
bilgisi dersleri için hazırladığı yeni müfredata göre,
lise öğrencilerine camilerde uygulamalı namaz
eğitimi verilecek. Bir an öğrenci olasım geldi...
Bizim lisenin yakınında 10 dakikalık yürüyüş
mesafesinde bir cami vardı. Düşünebiliyor
musunuz; 40 kişilik smıf okuldan çıkmış camiye
gidiyoruz! En önde din hocası; onun arkasında
erkek öğrenciler; en arkada kızlar. Erkeklerin
elinde iğne oyası birer beyaz takke; kızlar evden
getirdikleri eşarplan türban niyetine başlanna
bağlamışlar. Yürüyüş disiplinini bozmamak için de
hep biriikte ilahi söytüyoruz.
Esnaf, kapıya çıkmış bizi seyrediyor. Bazılan,
"41 kere maşallah" diyerek arkamızdan "tüh, tüh"
yapıyor. Camiye geliyoruz. önce abdest alacağız.
Onceki hafta sınıfta uygulamalı abdest dersi
yaptık ama ortalık fena halde ıslanınca ders yanm
Camidekalmıştı. Şimdi musluklann başında daha rahatız.
Caminin şadırvanında 10 musluk var; erkekler
sıraya giriyor. Ceketlerimizi çıkanp,
gömleklerimizin kollannı sıvıyoruz;
ayakkabılanmızı ve çoraplanmızı çıkanp
paçalanmızı yukan kaldınyoruz. Abdest alıyoruz.
Sonra ıslak ayaklanmızı elimizle sıvazlayıp
çoraptan başlayarak giyiniyoruz...
Kızlar, caminin kadınlar tuvaletinde abdest
alıyon bizim hoca, kadınlar tuvaletine giremediği
için eksik olmasın imamın kansı, bizim kızlann
başında duruyor.
Namaz vakti değil ama biz camide namaza
duruyoruz. Kızlar yine arkada ve bu kez bir
paravanın arkasında; imamın kansı da yanlannda;
bilemediklen bir şey olursa o anlatacak.
Namazımızı kılıyoruz. Tam camiden çıkacakken,
çocuklardan biri mihrabın arkasındaki levhada ne
yazdığını soruyor. Bizim hoca çok duygulanıyon
başlıyor anlatmaya. Bir başkası, minberin
yanındaki yazıyı soruyor; hoca onu da anlatıyor.
Paravanın arkasından kızlann sesi geliyor; onlar
da kubbenin alt kenanndaki yazılan merak
etmişler; imamın kansı Arapça bilmediği için bizim
hoca devreye giriyor. Kubbenin altında bir çember
oluşturup hep birlikte yukan bakıyoruz; hoca
anlatıyor, hepimiz dinliyoruz.
Sonunda camiden çıkıyoruz. Fakat o da ne
arkadaşlardan biri ayakkabısının tekini kaybetmiş.
Başlıyoruz aramaya. Neyse buluyoruz
ayakkabının tekini; tek sıra halinde okula
dönüyoruz. Sınıfa giriyoruz; o da ne! öglenciler
gelmiş fızik dersi yapıyorlar.
AB, TV dizisi
olmuş.
| En az bin bölüm
** devam eder!
İlga
Akif Kökçe: "Avrupa
Biıiiği, Fransa'yı
anayasayı tadil,
te-bdil ve ilga
T suçundan
mahkemeye versin!"
SESSİZ SEDASIZ (!) Tarih tekrardan ibarettir; ihanet de!
ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği
Bursa Şubesi Başkanı Lütfü
Kırayoğlu. anımsatıyor...
Tarih: 27 Aralık 1919. Mustafa
Kemal Paşa, ulusal kongrelerden
sonra Ankara'ya gelmiş... Istanbul'da
işgal kuvvetleriyle işbiriiği içinde
olanlar Anadolu'daki ulusal direnişe
karşı konferanslar düzenliyoriar.
Mustafa Kemal Paşa, Istanbul'un
ünlü bir okulunda düzenlenen bir
konferansa ilişkin görüşünü açıklıyor:
Tekrar ediyorum. Aleyhimizde ileri
sürülen değerlendirmeler yanlıştır. Bu
gerçek, hem tarih, hem de mantık
açısından sabittir. Bu hususu yalnız
Batıya değil, hatta
vatandaşlanmıza da ehemmiyetli
bir surette ihtar etmek gereğini
duyuyorum. Çünkü, ender de olsa
üzülerek işitiyoruz ki, milletin tarihini
okumamış veya milli duygulardan
yoksun kalmış olan bazı kişiler,
yabancılann aleyhimizde ileri
sürdükleri suçlamalan
reddetmemenin yanında vatanını ve
milletini kusuriu göstermekten
çekinmiyoriar.
Bugün bile mektebinin
salonlannı aleyhimizde konferans
verdirmek için yabancılara açanlar
var. Bu gibilere lanet!"
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutkuıa yahoo.com
Seni anyordum; kendimi buldum karşımda!
Gelişmişlikte Roman
Azgelişmişlikte Şîir
t. Gürşen KAFKAS
UygarlıkJar kalemlerin ucun-
dan yazıya dökülürken, geçmişi
geeceğe taşırlar. Toplumlar ay-
na/a bakarak kendilerini görüp,
okjmanın, yazmanın ve kalemin
gücünün erdemine ulaşırlar.
Eoebi tür ajraştrmacılan, başlan-
gıçtan günümüze kadar uzanan
binkimleri ve sosyo-kültürel de-
gişimleri değerlendirirler. Uygar-
lık aşamalanndaki edebi yazın-
lada düşünme, oğrenme ve an-
latm önde tutulmuştur. Bugün-
lefe ulaşan küttür değişimleri ço-
ğınlukla şjir ya da şiirsel anla-
tımlılardır. Edebi eserler, çağlan-
na alanlanna ve kültürel aşama-
larna göre sınıflandınlırlar. Türk
ve dünya edebiyat tarihinde, ta-
rihe ve coğrafyaya bağlı yaşa-
mn evrim içinde bölünerek orta-
ya çıkan yeni türlerdeki yazınlar
aka gelir. Edebiyatımızda, Batı
örnekli "yeni edebiyat" güçle-
nip/yıpranırken, öte yandan hal-
ka inilip kendi özkaynaklanndan
dayararlanılarak bir etkileşim sü-
reci yaşanmaktadır. Halk edebi-
yatımızın çeşitli türieriyle karşı-
lıktı etkilenme sürüp gıtmektey-
ken, çoğunluğu köylerde yaşa-
yanlann baskısı "halk kültürüne
dayalı" yeni söylenceleri yarattı.
ömeğin: Musiki eşliğinde saz şi-
iri. anonim sözlü gelenekler vb..
yapıtlar. Yazınımızdaki evrimde
"Batı'ya Vöne//ş"ten önce, Isla-
mıyet sonrası "Divan edebiyatı-
nın etkin variığı" görülür. Bu sü-
reçte sarayın desteklediği med-
reseler ve din, kültürel bir çevre
oluşturmuştu. Yazılan her şey et-
kileyicidir. Şiirin de romanın da
toplumsal etkı alanı ve gücü var-
dır. Roman. uzun soluklu, sabır,
araştırma, düşünme, felsefe ve
duygu yüklü anlatmla ortaya çı-
kar. Şiir, duygu ortamının, düşün-
ce, mistik değer ve Iirik anlatımı
içeren kulağa, yüreğe hoş yankı-
laria seslenişidir. Şiirin ve roma-
nın kıyaslanması ve kesin sınır-
lar getirilmesi konusunda Kültür
Bakanı'nın "Azgelişmiş ülkeler-
de şiir, gelişmişlerde roman var-
dtr" şeklindeki anlatım biçimi ya-
dırganmıştır. Yüreği ulus özle-
miyle dolu, ulus, dil, Atatürk,
Anadolu ve insanımız vb.. imge-
leriyle Nâzım Hikmet; duygusal
şiırieriyleOrhan Veli; ölüm temi-
ni işleyen Cahit Srtkı; vatan âşık-
lan Namık Kemal, Tevfik Fikret;
sembolist imgeci Ahmet Haşim
ve çağımız şairierinden Özdemir
Asaf, Cemal Süreya ve daha ni-
celeri, geJişmemizdeki uzun so-
luklu yolun ozanlandır. Onlar
duygulannı, düşüncelerini şiirle-
riyle anlattılar. Ulusal kadersizlik-
teki kötü yönetimler bu ozanlara
heptepksliydi. Şair emekçilerimiz
"küçük memuriyetler, mahru-
miyetler, mağduriyetler ve
mahkûmiyetierle" geçen çileli,
zoriu bir yaşamın sesi ve soluğu
oldular. Şiir ve roman türlerinin
yazımında, insani ve toplumsal
değerler, duygu, düşünce, etki-
leşim, olaylann akışı, yaşam ke-
sitleri, iletişim gibi belirleyici un-
st*1ar tetıkleyıci özkaynaklardır.
İçinde bulunduğumuz dinsel
anafor, dış güçlerin egemenliği-
mizi gölgeleyici baskısı, iç gü-
vensizlik, işsizlik, sosyal yaşam
uçurumu vb.. olumsuzluklan içe-
ren duygular, ozanların renksiz
gözyaşlanndan dizelere akan şi-
irierdir. Yannlanmızın güvencesi
çocuklanmıza kalkınmış, güven-
li ve gönençli bir ulus bırakama-
manın üzüntüsü, şiirlerdeki hüz-
nün dışavurumudur. Azgelişmiş-
likle değil, ülkelerin yönetim biçi-
miyle de ilgilidir. "Düşlere dalıp
uyumak değil I nereye varacağı-
nı bilmeden, söylemek değil I
söylemi, eylemle kanştırmak de-
ğil I Kültüre destek, turizme e-
mekgerek." Duygumu şiirsel dil—
le anlatmak istedim. Edebi türle-
rin ürünlerinin tümünde olduğu
gibi, şiir de, roman da, uluslann
kültürel, sosyal, yaşamsal ve
folklorik etkileşimlennin dışavu-
rumudur. Dünya klasiklerinden,
Dostoyevski, Tolstoy, Maksim
Gorki ve diğerlerinin yapıtlan,
Rusya'nın azgelişmişlik dönemi-
nin eserleridir. Bu eserlerie top-
lumsal değişime yol açan kıvıl-
cımlan yarattılar. Okudukça, uf-
kumuzda yer alan betimlemele-
riyle, duygu yüklü anlatım ve dü-
şünceleriyle, usumuza zenginlik
katan yapıtlar, ulusun azgeliş-
mişlik döneminin anlatımıdır. Bi-
lişim, teknoloji, ekonomi, eğitim,
sanat ve kültürel değeıierde ge-
lişmiş ülkelerin dünleri azgeliş-
mişlikti. Ünlenen romanların ço-
ğu o günlerin çarpık görüntüsü-
dür. Homeros'un llyada'sı; Alp-
honse Daudet'in Değirmenim-
den Mektuplar'ı; Frartz Kaf-
ka'nın Metamorfoz Hikâyeleri;
John Steinbeck'in Cennetin
Doğusu; Balzac'ın Goriot Ba-
ba'sı; Dostoyevski'nin Karama-
zov Kardeşler'i; Maksim Gor-
ki'nin Çocukluğum'u; Jules Ver-
ne'nin Yüzer Şehir'i; Vıctor Hu-
go'nun Bir Idam Mahkûmunun
Son Günü; Platon'un Şölen'i ve
Yaşar Kemal'in Ince Memed'i
gibi ömekler, ülkelerindeki azge-
lişmişlik dönemlerinin anlatıldığı
olayiar dizgesidir.
Yazmanın ve kalemin gücü her
dönemde etkili olmuştur. Yaz-
mak, geçmişi geteceğe taşıyan
önemli bir süreçtir. Geçmişten
ders almak, onu okumakla ola-
caktır. Edebiyat türierinin tümü,
şiir, roman, öykü, deneme, tiyat-
ro toplumun gelişmişlik göster-
gesidir. Tüm yazım türierinde
Türkçeyi doğru, düzgün ve yerin-
de kullanmak, dil kiriiliğinden ko-
rumak görevimiz olmalıdır. Dili-
mizde kirlilik son yıllann giderek
artan sorunu olmuştur. 21. yüz-
yılın gelişkin ülkelerindeki yapı-
laşmada, kültürel farklılıklaryara-
tan ürünlerie insanlann gönenci
sağlandı. Bu gelişkinlik, edebi
türierin tümünde bir bütün olarak
görülmektedir. Gelişkin ülkeler-
de, şaire, yazara, sanatçıya,
sporcuya destek ve değer veril-
mektedir. öyle ki bu yetenek
emekçisi yazar, ozan ve sanatçı-
lara hayranlık ve tutku dolu ba-
kışlaria yaklaşılmaktadır. Ulusu-
muzda da bu başanlara ve olum-
lu bakışlara yürüyeceğinjıiz gün-
leri özlemle diliyorum.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak iı turk.net
ÇtZGİLÎK KÂMÎL MASARACI kamilmasaraciio mynetcom
HARBİ SEMÎHPOROY semihfyoroy@yahoo.com
HAYAT EPtK TÎYATROSU MUSTAFA BÎLGİN hayatepik@mynet.com
BU VATAN ÎCİN . _
YASADISI KURAN OÖRETEN DE
CAAAÎDE DÖVÎZ HORTUMLAYAN DA
BÎZtM ÎCÎN SEREFLİDÎRL
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 2 Haziran mctv.munuaz-arikan.com
TELGR4F TELLERI IÇfN..
isoz'oe eı/GûM, 'LK <EZ SAJAC
TBLİ PÖŞENMBYE
ii
gOJAC V/V İCAD/ OLAU ALET,
VÇ AKAÇCA ÇEJCİ-
ÇAUŞTttZtUYOIZ ; SÇAK.
PG/ltt SO-iÖOcm
, OTO_DEKİMLİĞİUDE Ç.UKUB
i f
M;f«W
. DiGSfZ OEMefJMİŞ YOL-
LAISPAN Ç.OK. OAHA UCU2A TBC~
6IZAP TBU DÖŞ&YEfiJ AL£T, BÜ-
YÜK. İUSİ A
DÜZ ÇİZGİ
ÜMÎT ZtLELt
Türkiye (İslam)
Cumhuriyeti!
Şimdilik parantez içinde,..
AKP'nin, bir son dakika çalımıyla (tabii ki Tayyip Be/in
direktifıyle) yeni Türk Ceza Yasası'na sokuşturmaya he-
veslendiği "tarikatlara eğitim özgürtüğü" maddesi, ikti-
dann varmak istediği hedefi, en körolanın bile görebile-
ceği şekilde gösteriyor... demeye hazırlanıyorduk ki; çok
daha vahim, çok daha tüyler ürpertici olanı Milli Eğitim
Bakanlığı cenahından geldi.
Kamuoyu, tarikatlara, dinci terör örgütlerine minnacık
çocukları bile dilediklerince "yoğurmalannm", sıkı bir
Türkiye Cumhuriyeti düşmanı yobaz yetiştirmelerinin
önünü açan maddeyı tartışırken, asıl darbeyi gözden ka-
çırdı. Lise öğrencileri için çıkanlan yeni müfredat uygu-
lamaya konulursa hiç kuşkunuz olmasın, kaçak Kuran
kurslarına bile gerek kalmaz!
Ortaöğretim ders programında yapılan değişiklik ne-
lergetiriyorbakalım:
- Öğrenciler 9. sınıfta abdest almayi ve namazı uy-
gulamalı öğrenecek. Yani öğretmen, alacak öğren-
cilerini camiye götürecek! Öğrencilere aynca Çağn
fllmi izletilecek ve sınıfa Kuran getirilerek bölümler
ezbertetilecek.
- öğrenciler 10. sınıfta namazın kılınışıyla ilgili sunum
hazırlayacak. Haccın nasıl yapıldığını gösteren filmler iz-
leyeçek. Kasetten Kuran dinleyecek.
- Öğrenciler 11. sınıfta dünya ve ahiret konusu iş-
lenirken mezarlık ziyaretJeri yaparak hayatan ama-
cını sorgulayacak. Aynca bütün sınıflarda "Kutlu Do-
ğum Haftası" etkinliklerine öğrencilerin kablımı teş-
vik edilecek.
Işte bu kadar! Tüm ortaöğretimin imam hatipleştirile-
ceği günlere de geldik! Sonrası ise gayet açık; tüm top-
lumun ümmetleştirilmesi! Tayyip Bey, Başbakanlık kol-
tuğuna oturduğu ilk günterde yaptığı Malezya seyaha-
tinde gayet açık bir ifadeyle bugünleri işaret etmişti as-
lında. Malezyalı muhabirin, "Türkiye'de bir Islami dev-
rim olmayacak mı?" soaısuna gülerek şu yanıtı vermiş-
ti:
- Türkiye'de bir İslam devrimi olmaz. Çünkü Tür-
kiye modern bir İslam devletidir!
Başbakan sozünü tuttu; Tam iki senelik süreçte Tür-
kiye bu noktaya getirildi. Türkiye'yi dığer 51 İslam ülke-
sinin karanlık kaderıne mahkûm eden böylesine bir "c/-
nayet" karşısında ayağa kalkması gereken laik Türk med-
yasında ise Cumhuriyet, Milliyet, Vatan ve yurtsever bir-
kaç kalem dışında ne bir ses. ne bir nefes... Yazık, çok
yazık...
5- Parantezin kalkmasına yalnızca bir adım kaldı!
Pazartesi günü, karanlığın sahiplerine karşı eyleme
geçtığini açıklayan yurtseveraydınlann ve demokratik kit-
le örgütlerinin desteklediği, salı günü Bedri Baykam'ın
köşesınde anlattığı "Yurtsever Hareket" bunun için
oluşturuldu.
- Bu ülkenin aydınlık insanlan, sahip çıkın...
Yer Eksi İki
Biliyor musunuz, yine ölmeye başladık...
Yıne, gencecik evlatlanmız vatan topraklannı savu-
nurken birer ikişer şehit olmaya başladı.. ımralı'daki mah-
kûm yine emirler vermeye, tehditler savurmaya başladı...
Ve biz hemen her konuda olduğu gibi yine "ölüm uy-
kulannda" geziniyoruz... Çünkü unuttuk; tam 15 yıl sü-
ren savaşı unuttuk... On binlerce insanımızın can verdi-
ğini unuttuk... Şimdi keskin bir acıyla uyanmaya çalışı-
yoruz!
Kitap, tam da bu acılann tekrarianmaya başladığı dö-
nemde geldi. Sevgili kardeşim Hakan EvrenseJ, Ter Ek-
si İki" kitabıylatoplumu sarsma, "Uyanın, kendinizege-
lin" diye haykırma görevini üstlendı. Hakan'ı "Güneydo-
ğu öyküleri" kitabından tanıyorsunuz. Yurtsever bir su-
bayın kaleminden Güneydoğu'da yaşanan akıl almaz
acılan, ihanetleri ve vatanı savunanlann yaşadıklannı yü-
reğtm kanayarak okuduğumu anımsıyorum.
Hakan Evrensel, bu kez Güneydoğu'nun romanını yaz-
mış. Hatırlamak, "korkak unutkanlığımızı" yenmek için
mutlaka okuyun! Gözyaşlarınız anımsamanıza büyük
katkı sağlayacak! Askerlik anılannı yazmış bir gazeteci
olarak çok etkilendiğim "YerEksi İki' deki şu cümleyi de
hiç unutmayın:
- "Burası, birbirlerinin yaşadıklanndan habersiz
insanlann ülkesiydi..."
Kitabı bitirdikten sonra Hakan'ı aradım ve şöyle dedım:
- Burası, kurşun ve bomba yağmuru altında şe-
hit olurken bile en gür sesiyle Istiklal Marşı'nı söy-
leyen yurtseverlerin ülkesidir kardeşim...
e posta: umrtzileli " gmail.com
BULMACA SEDATYAŞAYAy
SOUJANSAĞA:
1/ "Akpar-
mak" da denı-
len ve şarap
yapımında
kullanılan be-
yaz üzüm cin-
si. 2/ Şımak'ın
birilçesi...Tel-
li çalgılarda
telleri yüksek-
çe tutan tahta
köprücük. 3/
"tnsan bir —-
misali / Seni eken bi-
çer bir gün" (Karaca-
oğlan)... Eski ve bilin-
meyen bir tarihı anlat-
makta kullanılan de-
yim sözü. 4/ Türk mü-
ziğinde bir makam. 5/
Küçük mağara.. Bir
televizyon programı-
nın izlenme oranı. 6/
Kızıl tüylü bir kuş. .
Giysinin yaka, kol,
etek çevresine geçirilen üıce şerit. 7/ A\Tica değerii taş-
larla süslü olmayan, altuı ya da gümüşten yapılmış ku-
yumculuk ışleri 8/ Derinliği aynı olan sığ su alanı...
Borsada belli mıktardaki hisse senedini belirtmekte
kullanılan işlem birimi. 9/" — Beziıci". Yazanmız...
Telli çalgılan çalmakta kullanılan üçgen araç.
YUKARTOAN .\ŞAĞI\A:
1/ Erken olgunlaşan bir çeşit siyah üzüm.. Bir nota. 2/
Yanarken güzel koktuğu için tütsü olarak kullanılan bir
ağaç... Kıbns'ın Yunanistan'labirleştirilmesini amaç-
layan siyasal hareket. 3/ Ukrayna'nın başkenti... Dûz
ve açık su kıyısı. 4/ "Sûreyya" da denilen yıldız takı-
mı... "Gözümüze kara toprak / Dolmadan bir —- sü-
relim" (Karacaoğlan). 5/Hedefi vurma 6/Bitki. hay-
\*an ve insanlarda kahtım olaylannı inceleyen bilim da-
lı. 7/Hayat arkadaşı... Osmanlı donanmasmda tüma-
mirale eş rütbe. 8/ tzmir'in Kemalpaşa ilçesinin eski
adı... Ünlü b r Roma imparatoru. 9/B'jrnandalinac^-
si... Verme, ödeme.