26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 2005 PAZAR HABERLER DUNYADABUGÜIV ALt StRMEN Başka Bir Türkiye... Sevgili, Dostum, uluslararası çapta tiyatro adamı Mehmet Ulusoy, Paris'teki törenden sonra Tür- kiye'ye gönderildi. AKM'deki törende, kendi ül- kesinin insanları, dostlan bir kez daha andılar Mehmet'i ve çalışmaJannı; onun ardından topra- ğa verildi. Paris'teki törenin en duygulandıncı yanlann- dan biri de çeşitli uluslardan sanatçılann, Meh- met' in çok sevdiği Bodrum türküsü "Çökert- me"y\ aksansız, mükemmel bir Türkçe ile söyle- meleri oldu. Ulusoy'un Paris'te yaşayan Türk dostlannın da katıldığı törende başka dikkati çeken nokta da Türkiye Büyükelçilıği veya Başkonsoloslu- ğu'ndan kimsenin bulunmayışıydı. Oysa şu sıralarda, dışandaki görüntüsü pek parlak olmayan Türkiye'nin adının Fransız bası- nında olumlu bir şekilde geçmesini sağlamıştı Mehmet. Le Monde, La Liberation ve Le Figa- ro'da "Türk Tiyatro Adamı" Mehmet Ulusoy'dan övgü ile söz eden yazılar yayımlandı ölümünün ardından. Şu sıralarda pek kolayca sağlanabilecek bir şey değil bu. Ama hemen belirtmeliyim ki UNESCO'daki Büyükelçimiz Selçuk Bey, Mehmet'i hastanede ziyaret etmek vefakârlığını göstermişti. • • • Mehmet Ulusoy ile kırk beş yılı aşan dostluğu- muzun sonucu birçok ortak anımız var. Artık onlara yenilerinin eklenmesi olanaksız ne yazık ki... Dostlar ile ilgili anılann hepsi okurian ilgilendir- miyor, ama insan bir yakınını kaybedince her za- man bu gerçeği kavrayamayabiliyor ve yine de yazıyor. Gel gelelim kimi anılar var ki mutlaka paylaşıl- ması gerekiyor. Onlan kendine saklamamak da bir görev. Mehmet'in kendi anlattığı bir olayı mutlaka hem seninle hem de bütün okurlanmla paylaş- mak istenm. Mehmet Ulusoy, tiyatroya Galatasaray Lise- si'nde öğrenciyken oyuncu olarak başladı. llk önce okuldaki oyunlara çıkan Mehmet, za- manla profesyonelliğe geçti. llk profesyonelliği de Ulvi Uraz'da oldu. 0 yıllarda Ulvi Uraz Tiyat- rosu okulun iki adım ötesindeki Küçük Sah- ne'de perde açıyordu. Mehmet, temsillere katılabilmek için geceleri okuldan kaçıyor, oyunu bittikten sonra, yine aynı yöntemle kaçak olarak okula dönüyordu. Istersen gerisini Mehmet 1 in kendisinden dinle- yelim: "Bu iş birzaman böyle sürdü gitti. Bir akşam, oyun bittikten sonra selama çıktık, bir de ne göreyim! En ön sırada okul müdürü AJi Teoman Bey oturuyor. Yapacak bir şey yok, renk vermedim, arna içimden 'Şimdi hapı yut- tun oğlum Mehmet' dedim..." • • • Nitekim ertesi gün, daha ilk ders başlar başla- maz, Müdür Ali Teoman Bey, Mehmet'i odasına çağırtır. Bizimki içeri girer girmez de Ali Teoman Bey konuşmaya başlar: - Bu iş böyle devam edemez, çok utanç verici bir şey bu. Ben buna izin veremem. Mehmet ne diyeceğini bilemeden dinler. - Her gece okuldan kaçıp oyuna gitmek çok yakışıksız, buna son vermek gerek. "Bu iş burada biter" diye düşünür Mehmet. Tam o sırada Ali Teoman yeniden başlar: - Buna bir çare b>ulmak gerek. Düşündüm de, en iyisi ben sana oyun geceleri için bir izin kâğı- dı vereyim. Adam gibi o kâğıdı gösterip kapıdan çık git, sonra da temsil bitince vakitlice dön!.. Dikkat et, kontrol edeceğim, oyundan sonra orada burada eğlenme! Olay, her şeyin bugünkünden daha sıkı oldu- ğu. disipline bugünkünden daha değişik açıdan bakıldığı altmışlı yıllann başında geçmektedir. Işte bin dokuz yüz altmışlar Türkiye'sinden, eğitim sisteminden bir kesit. Görüyorsun Sevgili, bir başka Türkiye daha var. Ve ondan asla umut kesilmez. [email protected] 12 EYLÜL ARŞÎVt OLUŞTURULACAK 78liler Araştırma Derneği Mersin 'de MERSİN (Cumhtıri- yet) - Mersin 78'liler Araştırma Derneği bina- sı açıldı. Derneğin, 12 Eylül dönemi ve öncesi için geniş bir arşiv o>luş- turmayı hedeflediğini be- lirten Başkan Müslüm Tank, yurttaşlann elle- rinde bulunan fotograf, bilgi ve belgeleri derne- ğe sunmalarmı istedi. Tank, "12 Eylüldönemin- deyaşananlann aydınla- tılması için TBMM'de arasürma komisyonu ku- rulmah" dedi. Kuruluşunu geçen ni- san ayında tamamlayan Mersin 78'üler Araştırma Derneği'nin binasımn açıhşı çok sayıda davet- linin katılımıyla yapıldı. 1970'liyıllaraaitfotoğ- rafvegörüntülerden olu- şan bir gösteri ile başla- yan etkinlikte, dernek ku- rucu üyelennden Etfaem Dmçer, 12 Eylül 1980 öncesinde ve sonrasmda sokak çaüşmalannda, in- fazlannda ve idamlarda yaşamını yitirenler hak- kında bilgi verdi. Dernek Başkanı Müs- lüm Tank ise 78"lilerin temel hedeflerinin mem- nu haklann iadesi, ana- yasanın geçici 15. mad- desinin kaldınlarak 12 Eylül darbecilerinin yar- güanması ve TBMM'de araştırma komisyonu ku- rularak dönemin incelen- mesi olduğunu belirte- rek "Hedeflerimizde kıs- men başanholduk Ama TBMM'de bir araşürma komisyonu kurulmasıve darbedkrin yargdanma- 9 hedefineıdaşmanuziçin kamuoyunun desteğine ihtiyacımızvar" diye ko- nuştu. CHP, hükümetin IMF'den gelecek 833 milyon dolar için sosyal haklardan vazgeçtiğini belirtti 'AKP yurttaşıpazarlıyor'AYŞESAYTN ANKARA - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bu hafta görüşülme- si beklenen "Sosyal Sigortalar ve Ge- nel Sağhk Sigortası" Yasa Tasansı (GSS) ile devletin yurttaşa sağladığı temel sosyal haklar arasmda yer alan sağhk hizmetinden yararlanma, "prim ve kaûhm payıödeme" koşuluna bağ- lanıyor. CHP'lı TBMM Sağlık, Aile. Çalışma ve Sosyal Işler Komisyonu Üyesi izzetÇetin. hükümetin "kaza- nümış haklann korunacağT yönün- deki açıklamalanna karşın, yasanın yü- rürlüğe gıreceğı 1 Ocak 2006"dan iti- baren tüm sosyal kesimlerin olumsuz etkilenmeye başlayacağını söyledi. Talı Komisyon niteliğindeki TBMM Sağlık, Aile, Çabşma ve Sosyal Işler Sağlık, eğitim, güvenlik ve adaleti kamu hizmeti olarak sağlamasının sosyal devletin "olmazsa olmaz" 4 koşulu olduğuna dikkat çeken CHP'li Çetin, tasanyla sağlık hizmet- lerinin "hak olmaktan çıkanldığını ve piyasalaştırıldığını" söyledi. Komisyonu'nda kabul edilen GSS Yasa Tasansı ile Emeklı Sandığı, Bağ- Kur ve SSK"ye tabi çalışanlar tek bir sosyal güvenlik kurumu çatısı altın- da toplanıyor. Ancak, tasanda adı ge- çen "tek çan" kurumu niteliğindeki " Sosyal GüvenlikKurumu Başkanh- ğı"nın kuruluşuna ilişkin yasa tasa- nsı henüz TBMM'ye ulaşmadı. Ta- sanyla, "maluDük" nedeniyle emek- liye aynlma koşullan da ağırlaştınlır- ken özellikle kısa vadeli sigortalılar için emeklılik olanağı neredeyse or- tadan kalkıyor. CHP'li komisyon üyesi ve Kocaelı Milletvekili tzzet Çetin, sağlık, eği- tim, güvenlik ve adaleti kamu hiz- meti olarak sağlamasının sosyal dev- letin "olmazsa olmaz" 4 koşulu oldu- ğuna dikkat çekti. Tasanyla sağlık hizmetlerinin "hakobnaktançıkarü- dığını ve piyasalaşünldığınr kayde- den Çetin. "Eğer bu 4 unsur çaürda- maya başlanuşsa devletin çivileri oy- namtş demektir" dedi. Tek çatı uygu- lamasıyla "iyinin örnek alınacağT beklentisinın yaratıldığma işaret eden Çetm, "Şimdi bütün kurumlara bağ- h olanlar daha olumsuz koşullarda emeldi olacak Hele kısa vadeli sigor- tah çahşanlar, 'Bir zamanlar annemız babamız emekli bile olmuş' diyecek- ler. Çünkü emekli olmalan imkânsız hak gehyor. Zaten emekli olabilseler de emekli maaşı bağlama oranlarm- da yüzde 30'lara varan gerilemeler yaşanacak" görüşünü dile getirdi. AKP hükümetinin "fakir fukara" edebiyatı yapıp, "IMF'den gelecek 833 milyon dolar için 72 milyon yurt- taşmı pazariadjğmı" kaydeden Çetin, "Bu durumdan kendi bakanlan da ra- hatsız. Ben bakan adına da üzülüyo- rum" dedi. Tasandaki önemli düzenlemeler ve hak kayıplan özetle şöyle: i/ Hiçbir geliri ve sosyal güvence- si olamayan kız çocuklan babalann- dan ömür boyu yetim aylığı almayı sür- dürebilecekler. Ancak halen hem ken- disinin bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumundan maaş alan hem de baba- sından yetim aylığı alanlann babala- nndan aldığı aylık, yasanın yürürlü- ğe girdiği tarüıten itibaren kesilecek. • Malulen emeklilik hakkından yararlanma koşullan ağırlaştınlıyor. Mevcut yasada 5 yıl veya 1800 gün pnm ödeyenlerin malulen emekli ol- malan mümkünken, tasanda en az 10 yıl çalışmış olma veya 3 bin 600 gün prim ödeme zorunluluğu getiri- liyor. • Devlete prim borcu olan Bağ- Kur'lular yasanm yürürlüğe gireceği 1 Ocak 2006 tarihinden sonra borç- lannı ödemedikleri takdirde sağlık hizmetinden yararlanamayacak. 'ERKEN SEÇlMlN HABERClSl' Doktor adayları zorunluhizrnete karşıçıkü tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Genç doktorlar, AKP'nin Meclis gündemine getirdiği "zorunhı hizmet yasası"nı istemiyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi 6. dönem öğrencileri, 2003 yıhnda adıl ohnadığı ve sorunlara çözüm getirmediğı gerekçesiyle kaldınlan yasanın tekrar gündeme getinknesinin, popülist politikalardan kaynaklandığmı ileri sürerek zorunlu hizmet yasasuıın erken seçım sinyali olduğunu belirttiler. tzmir Tabip Odası'nda basm açıklaması yapan öğrenciler, tasannın yasalaşmaması için dığer tıp fakültelerinden öğrencilerle ortak hareket etmek için girişimlere başladıklanm dile getirdiler. Türk Tabipleri Birliği'nin de kendilerini desteklediğini beluien öğrenciler, yasanın tekrar gündeme getirilmesinin altmda farklı amaçların yattığını vurguladılar. Öğrenciler adına basuı açıklamasuıı okuyan Yûcel Yıhnaz, sorunlan çözemeyen — — — — — — — — — sistemin, sadece Dokuz Eylül "A>'ağuııza hekim Cniversitesi Tıp gönderdik" demek için Fakültesi kullanılmasının yanlış x x . « . n ' i ^ olduğunu sövledi. oğrencılen, ümversıtevebaşlarken sorunlara çozum b ö y l e b ı r y j ^ getırmediği olmadığını anımsatan gerekçesiyle Yılmaz, "Ancak bu yasa kaldırılan yasarun î u ***&* okumakta olan ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN Cuma günkü karikatürün devamı: tekrar gündeme ? ^ .. ., devlethızmeü getmlmesının, yükümlülûp getiriyor. Bn popülist yerinegetirilmediği politikalardan takdirde. meslegimizi icra ka>naklandığını ileri etmemiz engeüenhor. Yani sürdüler ^ ^ cttiğinıiz hekimük __,...„_<_-,—.., ™__™ diplomamız verilmiyor. 100 bin hekimin bulunduğu ülkemizde sağlık hizmetlerinin sorununun sadece bizim üzerimizden çözülmesinin adil olmadığını düşünüyoruz" diye konuştu. Yenı düzenlememn anayasaya ve uluslararası hukukun, özellikle zorla çalıştırma yasağını içeren maddelerine aykın olduğunu dile getiren Yılmaz, "Clkemizde en önemli sağhk sorununun, sağhktaki eşitsizlik olduğuna inamyoruz. Bu alandaki eşitsizliğin gjderÜmesi için elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu beUrtmek istiyoruz. Ancak daha önce denenip hiçbir başan elde etmenıiş bir yöntem olan' sadece hekim gönderme'nin. bu sorunu çözmeyeceğini, hatta daha da dermleştireceğini düşünüyoruz" dedi. Tabip Odası adına konuşan Dr. Zafer Şişli de, AKP'nm bu yasavı gündeme getirmesinin "yeni bir seçim dönemine girildiğinin'' göstergesi olduğunu öne sürdü. Zorunlu göreve giden doktorlar kullanılarak "Ayağmıza doktor getirdik'' politikasmnı izleneceğini öne süren Şişli, AKP'nin yasalan adeta sorunlan devam ettinnek için çıkardığını söyledi. TASARIYA TEPKİBÜYÜK BASK 'ölümüne' açlıkgreviyapacak ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Memurlar. IMF'nin 833 milyon do- larlık krediyi serbest bı- rakması için önkoşullan arasmda yer alan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağ- lık Sigortası Yasa Tasan- sı'nda memur ve emekli- lerin temel kazanımlannı yok eden hükümler geri çekilmezse, "ölümüne" açlık grevi başlatma kara- n aldı. Bağımsız Kamu Görev- lileri Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay yaptığı yazı- lı açıklamada, Sosyal Si- gortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasansı'nın TBMM Sağhk, Aile ve Çalışma Komisyonu'nda kabul edildiğine dikkat çekerek "Bu tasan me- murlannkazanıhnışhak- lannı yok etmek için ha- znianmış bir sosyal yıkım tasansıdır" dedi. Hükü- metin memurlann kazan- dığı ne varsa, tamamına göz diktiğini ifade eden Akay. hükümetin bu ta- sanyı gündeme getirerek "memur düşmam oldu- ğunu" kanıtladığını kay- detti. Akay, "Kısacası hü- kümet, sosyal yıkım ta- sansı ik memurlan can evindenvurmaktadır. Me- murlann kayıplan sineye çeküecek cinsten değüdir. Memurlann tüm kaza- nımlannı bir celsede al- maktadır" diye konuştu. Tasannın TBMM Ge- nel Kurulu'nda görüşül- meye başlandığı gün BASK'a bağh sendikala- nn başkanlarmm açlık grevi başlatacağını belir- ten Akay, şu görüşleri di- le getirdi: "Açhk grevi, vardiyah, nöbetli veya dönüşümlü olmayacaktır. Ölümüne olacaktır. Elimizdeki işe sorramızdaki aşa, zor-be- la sağladığımız refahmu- za ve sosyal güveıüiğimi- ze el uzatan iküdara dur demek için sağhğmuzı ve hayatımızı riske atma ko- nusunda hiçbir tereddüt duymuyoruz. BASK baş- kanlan açhk grevine yat- nğmda yüz binlerce me- munın yüreğinde kaba- racak öfke seli, iktidan boğmaya yetecektir." Zücaciyeci, Oramiral Dervişoğlu'ndan bu yana tüm komutan eşlerini suçladı c Başka Füsıın Eirdîller de var' ANKARA (ANKA)- Eski De- niz KU\A etleri Komutanı Orami- ral Ühami ErdU'm eşı Füsun Er- dil'in, askeriyeyi zarara uğrattığı iddia edilen vazo faturasının al- tında imzası bulunan zücaciyeci YümazÇelik, alış\enşlerle ilgili olarak Oramiral Salim Dervişoğ- lu'ndan bu yana tüm komutan eş- lerini suçladı. tddianameye göre, Oramiral Ü- hami Erdil'in eşi Füsun Erdil. Ankara Beymen mağazasından kristal bir vazo aldı. Bilsan Bil- luriye isimli firma, vazonun be- deli olan 3 milyar 117 milyon li- rayı Beymen'e ödedi. Daha son- ra Bilsan Billuriye söz konusu vazo için 6 milyar 992 milyon tu- • Füsun Erdü'le birlikte yargılanan Bilsan Billuriye fîrmasının sahibi Yılmaz Çelik'in anlanmına göre komutan eşleri, istedikleri yerden ahşverişleri yapıyor, para Çelik'ten çıkıyor, Çelik daha sonra üzerine bir miktar kâr payı ekleyip DKK'den tahsil ediyordu. tannda bir fatura düzenledi. Fa- tura, Deniz Kuvvetleri Komutan- hğı Satın Alma Komisyonu Baş- kanlığı tarafindan onandı. Daha sonra 6 milyar 992 müyon liralık rutar, Yıhnaz Çelik'e ödendi. Bu nedenle Yılmaz Çelik hak- kmda, görevi kötüye kuUanmaya iştirak suçundan dava açıldı. Çe- lik, halen Deniz Kuvvetleri Ko- mutanhğYndayargılanıyor. Çelik, hazırlık ifadesinde, 1983 yılında Bilsan Billuriye fırmasını kurdu- ğunu belirterek şunlan anlattı: "Oramiral Salim Dervişoğlu zamanından itibaren Deniz Kuv- vederi'nin çeşim birimlerine, Sa- hfl Güvenlik Komutanhğı'na ve Lalahan'daki bnüklerine tabak- çanak, mutfak malzemeleri, sa- nayimutfaklanvebflumumzüca- ci\e malzemeleri satnm. Genel- de, Deniz KmTetieri persooeti ve komutanlan beğendiginde öde- nekleriobnasa da kendileri. güve- nedayaholarak ahşverişyaparlar- dı Aldıklan yeri bana bildirirler. Ben malzeme alınan yere ödeme- yi yapanm ve ödeme yapıldıktan sonra ufak bir kârla bunu ilgilibi- rime fatura ederim. Ödenekleri gekfikten sonra da paramı abnm. Mesela, bundan önceki (tlha- mi Erdil'den önceki) Deniz Kuv- veüeri Komutanı Oramiral Bü- lent Alpkav a" nın eşi de (Kenman Alpkaya) Kızılav Paşabahçe'den bazımalzemeleri beğenmiş. Bun- lanakhlar. Malzemelerinahmm- dan sonra Paşabahçe bana fatu- rayı kestL Ben de bilahare a\m yöntemle Deniz Kuvvetleri Ko- mutanhğı'ndan tahsil ettirn. Bu- nun miktan haöriadığım kada- nvia 23-3 mOyarâV IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çı- kanlar şu günlerde çok mutlu. Çünkü Avrupa Biriiği kendi içinde büyük so- runlaıia yüz yüze. Aynca Türkiye ile ilişkilerin de çok iyi olduğu söylene- mez. Son olarak Almanya Pariamen- tosu'nun 1915'teki Ermeni tehcirini "katliam" olarak niteleyen karan ger- ginliği daha da arttırdı. Almanya'da şu anda iktidarda bu- lunan Sosyal Demokrat Parti, Türki- ye'nin üyeliğini en çok destekleyen- lerden birisi olarak biliniyordu. Onlann çoğunlukta olduğu bir mecliste böyle bir karann çıkması, Avrupa Birliği'ne yönelik umutları olanlann canını sık- maya yetecek kadar önemli. • • • Gerçekten durum umutsuz mu? Ben her zaman iyimser biri olarak umutsuz olduğumu söyleyemem. 10 üyeden 25 üyeye çıkan Avrupa Birli- ği'nin bu kadar büyük bir lokmayı hazmetmesi kolay olabilir mi? Her bi- rinin farklı sosyal, kültürel ve mali ya- pısı olan bu kadar çok ülkenin bir-iki senede uyum sağlaması mümkün Avrupa Nereye, Türkiye Nereye? mü? Böyle hayal kuranlar mutlaka vardı. Şimdi ortaya çıkan sorunlan görünce moralleri bozulmuş olabilir. Gerçek duruma bakarsak her şeyin eşyanın tabiatına uygun olduğunu görebiliriz. Yeni katılan ülkelerle eski üye ülkeler arasmda maddi olanaklar açısından önemli bir fark bulunuyordu. Eski üye ülkeler, bu ülkeleri bir pa- zar olarak, bir yatınm alanı olarak gör- düler. Bu nedenle yeni katılımlardan farklı beklentiler içindeydiler. Onlann bekledikleri olmadı. Bu gelişmeden nispeten daha yoksul olan ülkeler kârlı çıktılar. Yatırımlar yeni ülkelere yönelirken eski üyelerdeki işsizlik ora- nı arttı, yatınmlar azaldı. • • • Işte eski üye ülkelerdeki şaşkınlığın ve tepkinin ana nedeni, uğranılan maddi kayıplar... Birieşmenin ve yeni katılımlann kendilerine zarar verdiğini düşünüyorlar. Kısa vadeli olarak ba- kıldığı zaman haklı sayılabilirler. An- cak her büyümenin, her farklı olanın bir araya gelmesinin bir bedeli olduğu muhakkak. Avrupalılar da genişleme- nin bedelini ödüyorlar. Çok ileri olma- nın bedelini ödüyorlar. Almanya çok kötü durumda diyen- ler, göreceli bir kötüleşmeden söz ediyorlar. Almanya hâlâ adam başına gelir düzeyinde dünyanın en zengin ülkelerinden birisi olmaya devam edi- yor. Ancak ekonominin eşitsiz geliş- me kanunu nedeniyle hızlı bir büyü- me ve refahın ardından şimdi bir dur- gunluk yaşanıyor. Diğer birçok Avru- pa ülkesi için de aynı şeyi söyleyebili- riz. Ben, Avrupa'daki krizin geçici oldu- ğuna ve de bu aşamalardan geçme- sinin kaçınılmazlığına inananlardanım. • • • Gelelim Türkiye-Avrupa ilişkilerine: Avrupa'da bir kesimin Türkiye'yi iste- mediğini biliyoruz. Son ekonomik kriz nedeniyle Türkiye gibi yoksul ve bü- yük bir ülkenin daha fazla sorun yara- tacağı da bir gerçek. Bu dönemde Avrupa'da Türkiye karşrtlığı artıyor. Bir süre daha artmaya devam edecek. Sorunun ikinci ayağı ise Türkiye'nin aşamadığı iç sorunlan. Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, birlikte yaptığı- mız Lübnan gezisi sırasında, AB ile ilişkilerde sorunun yasalardan çok uy- gulama boyutunda olduğuna dikkat çekti. Haklıydı. Ancak uygulama ko- nusunda hükümetin de çok duyarlı olduğu söylenemez. Başbakan Erdo- ğan, Diyarbakır'da faili meçhul cina- yetleri ortaya çıkarmaya çalışan sav- cının görevden alınmasından haber- dar değildi. Bu bir uygulama zaafı. Bu zaafın düzeltilmesi ancak Başbakan düze- yinde bir duyarlıkla çözülebilir. Ben söz konusu savcının görevden alın- masının Başbakan'a yansımasını di- lerdim. Ancak o düzeydeki bir duyar- lık bu engelleri aşabilir. Aynı şekilde Ortıan Pamuk'un ki- taplannı toplatan, Nâzım şiiri okuyan genci gözaltına alan kaymakamlar da hâlâ görev başında. Anadilde öğreni- mi savunduğu için ülkemizin en bü- yük öğretmen örgütü kapatılma teh- didiyle yüz yüze. Kızıltepe'de öldürü- len baba-oğul davasının sanığı polis- ler terfi etmeyi sürdürüyorlar. Ermeni sorunu konusunda konferans düzen- lemeye çalışan akademisyenler bu ül- kenin Adalet Bakanı tarafindan vatan hainliğiyte suçlandılar. Türk Ceza Ka- nunu, özgürlükleri hedef alan hüküm- lerie yürürlüğe girdi. ••• Bizim görüp eleştirdiğimiz bu geliş- meleri Avrupalılar görmüyorlar mı? Kafalarında tereddüt olanlann, bu olaylara bakarak olumlu yönde görüş değiştirmeleri mümkün mü? Türkiye, Avrupa Birliği üyeliği için çabalannı sürdürmek zorundadır. Bu- nun inişli çıkışlı bir süreç olacağı da ayn bir gerçek. Yolculuk sürecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle