22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA. CUMHURİYET 10 HAZİRAN 2005 CUMA HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Fransa ve AB'de DönümNoktası PAR I-S - Fransa'nın son elli yıllık tarihinde dört önemli dönüm noktası var. Birin cisi. 1958'de Dördüncü Cumhuriyet'in çık- maza çgırmes ve General De Gaulle'ün iktidara gelerek Beşmci Cumhuriyet'i kurup yıllar boyu ulaşılamayan ıstikran sağlaması. Ikineisi, 1968 Mayısı'nda Paris'te patlak verip bir anda bütin ülkeyi, hatta tüm dünyayı etkile- yen öğprenci otaylan. Üçüncüsü 1981 baharında François Mitter- rand'ın cumrurbaşkanı seçılrnesi, hemen ardın- dan d a . biriiğni sağladığı sosyalistlerin seçimler- de çoğunluğj elde etmeden ve uzun yıllardan sonra ""so/"ur iktidar olması. Dördüncüsü ise 29 Mayıs 2005'te halkoylama- sında seçmenlerin yüzde 55'inin, hem politik Av- rupa'ya, hem de Fransa'nın geleneksel politik yapısıma "hayır" demeleri. Bunların son üçünü Paris'te gazeteci olarak yaşadırrı. Şu anda Fransa şokun etkisiyle sakin görünü- yor, bu konuda da diğer Avrupa başkentlerindeki insanlar olayın önemini kavramış izlenimini ver- miyortarhenüz... • • • Oysa Avrupa ülkelerinde seçmenlerin çoğunlu- ğu AB' nın bugünkü şekline ve daha yoğun politik enregrasyona karşı olduklannı ya sandık başında ya da kamuoyu araştırmalanna verdikleri yanıt- larda ortaya koymuş bulunuyorlar. Olayır bir başka ilginç yönü de, parlamento çoğunluklarının "evet" eğiliminin, tabanda tam tersi sonuç vermesi. Yani pariamentolann AB'yi onaylar tavırlan, tabanın eğilimini yansıtmıyor. Parlamentolar ile tabanlan arasındaki z/tlık, bü- tün Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, Fransa'da da temsili demokrasinin krizini yansıtıyor. Gazeteci dostum Marc Semo (ki kendisi aynı zamanda Türkiye uzmanıdır), araştırmalann; yaşlı- lann AB'ye daha çok, gençierin ise daha az yan- daş olduklannı gösterdiğini söylüyor ve ekliyor: - Tıpkı Türkıye'de olduğu gibi, deneyimli gaze- teci dostum daha da ileri gidiyor ve "Şu anda Fransa 1788 Fransa 'sını andınyor, yukandaki ya- ni vahrkiı Fransa AB'ye 'evet' derken aşağıdaki yani görece yoksul Fransa 'hayır' diyor" açıkla- masını yapıyor. Hatta sol egilimli kendi gazetesi içinde de yu- kandaki kadrolar "evef'te yoğunlaşırken alt kad- rolar "ftayır"da direnmişler. Daha da ilginci, Fran- sa'nın Brüksel'deki daimi temsilciliği personelinin yüzde 6O'ı "evet" derken yüzde 4O'ı olumsuz oy kullanmış. Fransa'nın AB başkentindeki daimi temsilciliği personelinin yüzde 40 gibi çok önemli bir oranı dahi yeni anayasa taslağına "hayır" diyorsa eger, bu ül- kenin yetkilileri uzun uzun düşünmek zorundadıriar. Benzer eğilımler, başka Avrupa ülkelerinde de görüldüğüne göre bütün kıtayı kapsayacak bir sorun ile karşı karşıyayız demektir. • • • Son oylamanın bir başka ilginç noktası da seç- menin ortada veya onun hemen sağı ile solunda bulunan geleneksel partilerde aradığını bulama- yıp, sağın ve solun ucundan gelen çağrılara uyarken Beşinci Cumhuriyet'in temel partileri ile yıllanmış politikacılara karşı çıkmasıdır. Semo, sohbetimizde, olayın Türk seçmeninin son yıllardaki sürekli tasfıye hareketini anımsattı- ğını söylüyor. Haklıdır. Türk seçmeni de son se- çimlerde bütün geleneksel partileri gömmedi mi? Fransa'da önemle üzerinde durulması gereken bir başka nokta da, Chirac ve başbakanına du- yulan tepkinin, bu kez sosyalistlerin işine yara- maması. Gerçekten de, Sosyalist Parti son oylama sıra- sında Fransızlara hiçbir konuda hiçbir somut öneri getiremediği gibi bu referandumdan daha da parçalanmış olarak çıktı. Bir politikacı, 1981'de solu, KP'nin lideri Geor- ges Marchais'nin karşı koymasına rağmen sos- yalistler çevresinde birieştirip partisini rejimin çe- kim odağı yapan François Mitterrand'a atıfta bu- lunarak "Son oylama, Marchais'nin ölümden sonra Mittenynd'dan aldığı intikamdır" diyor. 24 yıl sonra yeniden parça parça olan sol ve sosya- listlerin durumuna bakınca bu saptamaya hak vermemek mümkün mü? Burada da durum Türkiye'yı andınyor. Çuvalla- mışlıgı gıttikçe artan sağın karşısında bir türlü al- ternatif olamayan bir sol ve seçeneksizlikten sa- ğın batağında çırpınmayı sürdüren bir halk... Ancak bir noktayı da görmemiz gerekir. Bu- günkü küreselleşen dünyada, vahşi kapitalizme -ki şimdilefde liberalizm olarak niteleniyor- karşı durup, halkn sosyal güvenlik, istihdam ve sosyal devlet özlernlerine yanıt verecek, sol politikalan üretecek olanak ve mekanizmaları tek başına bu- lup yaşama geçirmek kolay mı? Avrupa'da, son oylamaların ve onlan izleyen olaylann giin ışığına çıkarak, herkesin görmesini sağladığı sorunlar, hem Fransa'nın hem de AB'nin herkesin üzerlerine dikkatle eğilmesi ge- rektiği birer laboratuvara dönüştüğünü gösteriyor. Bu gelişmeleri izler ve irdeierken temelsiz po- pülist yaklaşımlar, yüzeysel sloganlar sorunlann çözümüne yardımcı olmayacaklan gibi, gerçeğin ve çarenin bulunmasını da engellerler. asirmen(£ cumhuriyet.com.tr BASIN MÜZESl'NDE TÖREN TGC'nin 59. kuruluş yüdönümü kuûanıyor tstanbu) Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Ce- miyeti'nın (TGC) 59'uncu kuruluş yıJdönümü, Basın Müzesi'nde bugün yapılacak törenle kutla- nacak. TGC "den yapılan yazüı açıklamada, bugün saat 18.30'da başlayacak törende, Bizim Gaze- te'nin 11.. Basın Müzesi'nin ise 17. yıldönümle- rinin dekutianacağı belirtildi. Açıklamada, "Tür- Idye Gazeteciler Cemheti. 10 Haziran 1946'da Se- dat Sımavi ondertiğinde Sadun Galip Avcı, Cihat Baban, Hayn Alpar ve Sait Kesler taranndan ku- ruldu. Halen 3 bin 147 üyesi olan TGC'nin, ileti- şinı kütnphunesi, resim ve diksiyon atöryeleri, re- sim galerisL Basın Müzesi, Bizim Gazete adh ga- zetesi, adbnı taşıyan bir ilköğretim okulu, buzurevi \eBasın Dispanseri bulunuyor" denjjdi. Hâkim ve savcılann özlük haklanna yönelik iyileştirmeler yasa metninden çıkanldı Maliye,yargıyıkızdırdıİLHANTAŞCI ANKARA-Adalet Bakanlığı'nca Meclis'e sevk edilen; hâkim ve sav- cılann özlük haklannı da budayan ya- sa tasansıyla, seçim bürolanna "si- yaadenetinı" yolu açılıyor. "MaBde- netim" adı altuıda yapılacak denet- leme için seçim ış ve işlemlerine ilişkin belgelerin incelenmesi zo- runluluğuna dikkat çekiliyor. Alınan bilgiye göre, hâkim ve savcılann özlük haklanna yönelik iyileştirmeler Başbakanlık ve Mali- ye Bakanlığı'nın isteğiyle yasa met- ninden çıkanldı. Adalet Bakanlı- ğı'nca hazırlanan Hâkimler ve Sav- cılar Yasa Taslağı'nda yıpranma taz- minatı gibi özlük haklannı iyileşti- rici düzenlemeler yer alıyordu. An- cak, Meclis Adalet Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan tasanda, iyi- leştirici hükümlenn çıkanldığı orta- ya çıktı. Hâkim ve savcılar, haklan- nın budanmasına sert tepki gösterir- ken, hükümeti de "Adalet bir gün si- • Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan yasa tasansıyla seçim bürolanna "siyasi denetim" yolu açılıyor. "Mali denetim" adı altmda yapılacak denetleme için seçim iş ve işlemierine ilişkin belgelerin incelenmesi zorunluluğuna dikkat çekiliyor. ze de laznn oiacak" dıye uyardı. Adalet Bakanlığı kaynaklari ise taslağa özlük haklarının iyıleştiril- mesine dönük düzenlemelerin konul- duğunu anımsattılar. Ancak, taslak- taki iyileştirci düzenlemelerin Baş- bakanlık ve Maliye Bakanlığı'nın karşı çıkışı nedeniyle taslaktan çıkar- tıldığı öğrenildi. Başbakanlık'ın öz- lük haklannı ıçermemesi durumun- da taslağı hemen TBMM'ye sevk edeceğini belirtmesi. Maliye Bakan- lığı'nın ise parasal sonuç doğurdu- ğu gerekçesiyle karşı çıkması üze- rine düzenlemelerin budandığı an- laşıldı. Bunun üzerine de Adalet Ba- kanlığı "nın düzenlemede, yeni Ce- za Muhakemeleri Yasası ve îstinaf Mahkemeleri nedeniyle gereksinımın arttığı 1. sınıfhâkimlere ağırlık ver- diği kaydedildi. Kaynaklar, ''Mali- ye Bakanhğı her zaman en ufak pa- rasal bir sonuç doğuran düzenleme- ye,küçük çapta da olsa karşı çıkryor. Maliye, sinekten değil üvezden (sine- ğin küçüğü) yağ çıkarmaya çalışı- ytw" değerlendirmesini yaphlar. Ba- kanlık yetkilileri, özlük hakJanna ilişkin bu aşamada bir çalışmanın olmadığını bildirdiler. Seçim bûrolan baskı altmda TBMM Adalet Komisyonu'ndan alt komisyona gönderilen Hâkimler ve Savcılar Yasasf ndaki bazı dü- zenlemeler ise yargı bağunsızhğını zedeleyecek niteliği nedeniyle tartı- şılıyor. Görüşmeleri süren tasanyla seçim bürolannın adalet müfettiş- leri eliyle denetlenmesi öngörülü- yor. Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Ya- sa'nın 30. maddesine, "Seçimbüro- lan, seçim kuruhı başkanlan tarafin- dan ve seçim iş \e işlemleri dışmda Yüksek Seçim Kurulu'nun göriişü aluımak sureth le Adalet Bakanlı- ğı'nca çıkarülacak \ önetmeükle be- Mrlenecek usul ve esaslara göre ada- let müfettişleri vasıtası ile denetle- nir" hükmü eklendi. Madde gerek- çesi ise "seçim bürolaruun seçim iş- leri dışındaİd, seçim nedeniyle akta- nlan mali kaynaldannı harcama usul ve miktariaruun seçim kurulu baş- kanlan \v adalet müfettişleri eliyle de- nedenmesinin" amaçlandığı yazıldı. Tartışmalara neden olan bu dü- zenlemeye göre, Adalet Bakanı'na bağlı müfettişler, tüm seçim iş ve işlemlerinin yürütüldüğü ve belge- ler ile tutanaklann saklandığı seçim bürolannı denetleyebilecekler. Seçim bürolan, seçim kurulu başkanlanna, başkanlddar da Yüksek Seçim Ku- rulu'na bağlı çalışıyor. Tasan met- ninde yalnızca mali denetim yapıla- cağı belirrihnesine karşuı hukukçu- lar bunun gerçeği yansırmadığı gö- rüşünü dile getiriyorlar. YSK'ye bağ- lı çalışan seçimbürolannı. Adalet Ba- kanı'na bağlı müfettişlerin denetle- yecek ohnasının bağımsızlık açısın- dan doğuracağı risklere dikkat çeki- liyor. Seçim nedeniyle aktanlan mali kaynaklann denetiminin yapılabil- mesi ve harcamalann gerçeği yan- sıtıp yansıtmadığınm belirlenebil- mesi için seçim işlemierine ilişkin belge ve tutanaklan incelemesi ge- rekeceği de vurgulandı. Siyasi bir kimlik taşıyan Adalet Bakanı'na bağlı müfettişlerce tt mah' denetim" adı altmda da olsa denetim yapıl- masına karşı çıkan hukukçular. de- netimin belirli tarihlerde değil, olay özelinde YSK'nin isteğiyle yapıl- ması gerektiğini belirttiler. Türkiye'deki işçi hareketinin önemli olaylanndan olan 15-16 Haziran 1970 direnişinde, istanbuL Ankara, tzmir,Adana, Kocaetive Sakarya'da yüz binlerceişçi meydanlara çıknuşü. (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşivi) Büyükmücadelenin 35. yılı DİSK, 15-16 Haziran direnişininyüdönümündeKocaeli'nden îstanbuUayürüyecek tstanbul Haber Servisi - Türkiye Devrimci tşçi Sen- dikalan Konfederasyonu'nun (DlSK) örgütlenmesinin Adalet Partisihükümetince engellenmek istenmesi üze- rine 15-16 Haziran 197O'te gerçekleştirilen 2 günlük direnişin35. yıldönümünde işçiler, "sos\alde\1etintas- fryesine, özelİeştirnıelere, EVIF ve Dünya Bankası pon- tikalanna*" karşı Kocaeli'nden tstanbul'a yürüyecek. DlSK'ten verilen bilgiye göre, 1970 ydında DÎSK'in örgütlenmesinin önüne geçmek isteyen iktidar çıkar- maya çahştığı yasalarla, bunu gerçekleştirebilecegini düşünüyordu.DtSK'in başkan, yönetici ve üyeleri bu oyuna izin vermedi, 15-16 Haziran tarihlerinde direniş gösterdi, yasalann geri çekilmesini sağladı. DlSK'in açıklamasında özetle şöyle denildi: "1970te DİSK'i bitirmeplanlannı 12 EylüJdarbedleriyle uygu- lamaya koyanlar,hâlâbuçabalannı sürdürü>orlar.An- cak bir kez daha bu oyımlan geri tepecek 15-16 Hazi- ran direnişlerinin 35. yıhnda, Kocaeli'nden tstanbul'a büyük yürüyüşümüzü gerçeldeştiriyoruz. Bir kez daha sendikalaşmanm önündeki engeİkre, sosyaldevietin tas- fnesine, özeDeştirmelere. EVDF ve Düm^ Bankası poti- fikalanna'hayır' drvtnnz. Asgariücretininsanca)aşam sınınnaviiksehilrnesini.parasızeğitim,parasEsağlıkve grev ertelemelerinin kaldmhnasmı tstiyoruz." oralcalslaftajmhunyetcom.tr Türkiye-ABD îlişkileri Türkiye-ABD ilişkileri, "Bardak dolu mu boş mu" deyişini anım- satr bir şekilde gelişiyor. lyimser olanlar, Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ın gezisinin başarılı olduğu- nu düşünüyor. "Bazı sorunlar ol- makla birfikte" diye başlayan bu iyimser yorumlar, işlerin yolunda gittiğini ifade etmeye çalışıyor. Karamsarlar ise iki ülke arasın- daki ilişkinin en kötü dönemini yaşadığını, ABD'nin Türkiye'ye çok kızdığını ve Türkiye'nin de ABD gerçeğini göremediğini söy- lüyorlar. Daha çok ABD'ye yakın çevreler, Tayyip Erdoğan'ın, Bush'un bütün istediklerini yeri- ne getirmemesine kızıyorlar. Ikinci karamsar grubu ise mu- haleferteki milliyetçiler oluşturu- yor. Onlara göre; Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin çıkarlannı bir yana bı- rakıp ABD'ye boyun eğmiş du- rumda. örneğin CHP Genel Baş- kanı'na göre, "Başbakan Türki- ye'yi ABD'ye satmak istiyor" ama CHP buna engel oluyor. Burada ilginç olan; katı ABD karşıtlanyla, ABD'ye yakın olarak bilinenler birbirlerine çok zıt ku- tuplarda da olsalar, bu gezi ko- nusunda ittifak halindeler. Her iki tarafa göre de gezi başanlı geç- medi. Birine göre, Tayyip Erdo- ğan ABD gerçeğine gözlerini ka- pıyor ve Suriye gibi ülkelerdeki yönetimleri destekleyerek büyük hata yapıyor. Diğer kutuptakilere göre ise Tayyip Erdoğan, ABD yönetimine tam anlamıyla teslim oldu. • • • Siyasi tahlilin sağlıklı olabilme- si için önyargılardan uzak maddi verilere dayanarak bir tahlil ya- pabilmek gerekir. Türkiye'nin ABD ile ilişkisi her şeyden önce eşit bir ilişki değil. Türkiye, 300 milyar dolara yaklaşan borcuyfa Batı'nın kredi kuruluşlarına sıkı sıkıya bağımlı durumda. Bu ku- ruluşlar üzerinde ABD yönetimi- nin büyük ağırlığı bulunuyor. Bush'un, Dünya Bankası'nın ba- şına ABD şahinlerinin önde gelen temsilcilerinden birisi olan Wol- fowitz'i ataması bu gerçeği bü- tün çıplaklığıyla gözler önüne sermeye yeter. Ikinci olarak Türkiye, ABD'ye silah açısından da bağımlı du- rumdadır. Helikopterinden tankı- na kadar en temel askeri araçlar ABD'den alınıyor veya bu alanda ABD'nin desteği gerekiyor. Üçüncü olarak; ABD, bölgede- ki askeri variığıyla, bütün ülkeler üzerinde bir baskı oluşturduğu gibi Türkiye üzerinde de bir bas- kı oluşturuyor. Bu baskı Türki- ye'deki iç kamuoyunda öylesine içselleştirilmiş durumda ki, za- man zaman bazı yorumcular, ABD yönetiminin AKP yönetimini tehdit etmek amacıyla askere göz kırptığını bile yazabiliyorlar. • • • Bütün bu gerçekler ışığında bakıldığmda Başbakan Tayyip Erdoğan'ın gezisi önümüze ilginç bazı olgular koyuyor: 1. ABD, Kuzey Irak'ta PKK'nin varlığını hedef alacak bir askeri operas- yonu, bu ülkedeki stratejik he- defleri açısından şu anda yap- mak istemiyor. 2. ABD, Türki- ye'nin Suriye politikasından memnun değil. Türkiye ise bu si- yaseti savunmaya devam ediyor. Bölgedeki dengeler ve Türki- ye'nin çıkarlarıyla ABD yöneti- mindeki yeni muhafazakârlann istekleri arasında bir çelişme ol- duğu kesin. 3. Kıbns konusunda ABD'den çok etkili bir destek gelmeyeceği anlaşılıyor. Fakat Kıbns konusunda Türkiye'nin ini- siyatifi elinde tuttuğu da bir ger- çek. • • • Türkiye'nin ABD ile ilişkileri ba- zı sorunlar içerse de, iki ülke yö- netimleri birbirlerine muhtaçlar. Bu nedenle bu ilişkinin ABD yan- lısı çevrelerin göstermek istediği gibi çok kötü bir noktada olduğu söylenemez. Yine milliyetçi ke- simlerin iddia ettiği gibi Türkiye ile ABD ilişkileri ABD yönetiminin her istediğini elde ettiği şeklinde de gelişmiyor. Eşitsiz bir ilişki ol- duğu doğru. Daha çok ABD'nin dayatmacı olduğu inkâr edilemez bir ger- çek. Yine de bazı sorunlar oldu- ğunu da görüyoruz. Türkiye, kendi iç sorunlarını demokrasi ve barış temelinde götürebilirse; ABD ile olan ilişki- leri de daha sağlıklı bir temele oturabilir. 1 Mart tezkeresinin reddi Türkiye ile ABD ılişkilerini bozmak bir yana, daha kabul edilebilir yeni siyasetlerin ortaya çıkmasını sağladı. • • • Son gerçek: Türkiye, AB he- definden sapmadan yürüyebilir- se uluslararası ilişkilerde daha güçlü bir yerde duracaktır. ABD gezisi, var olan durumu çok da değiştirmeyecek. Görünen o. SAVCILIĞA ÖCALAN ÎÇÎN DlLEKÇE VERDlLER Şehit analanndan suç duyurusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Istanbul Sehit Analan Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, terör örgütü PKK İıderi Abduüah Ocalan hak- kında, "Devietin hâkimi\eti alnnda- ki topraklann bir lasmmı devlet ida- resinden ayırmaya yönelik hareket- lerde bulunduğu" iddiasıyla Ankara Cumhunyet Başsavcıhğı'na suç du- yurusunda bulundu. Ankara Adalet Sarayı'na gelen dernek üyeleri, suç duyurusu dilekçesini müracaat sav- cıhğına ilettiler. Dılekçelerin yer- leştirildiği dosyalara Atatürk fotoğ- rafi ve Türk bayrağı çıkartmalan yapıştınldı. Adalet Bakanlığı'na, ardmdan da Başbakanlık'ı ziyaret eden üyeler, Dışişleri Bakanı Ab- dullah Gül'ün danışmanı Sefa Uslu ile görüşerek dilekçe verdiler. hatemoglu 19 Haziran tarihleri arasında Hatemoğlu'ndan 4 9 , 5 0 YTL'LİK 6ÖMLEK AIANA KRAVAT HEDİYE* 19,90 YTL'lik kravat OSMANBE)WEW(EZ TOPT*N)-.Sam*Tyolu 18 Osmanoey Tel: (0212) 225 62 00 Fate: (0212) 233 30 50 SUADIVE (0216) 369 00 49 PENDİK OLTTLETi (0216) 473 52 55 MTEUİ OUTl£T: (0212) 549 40 56 İZMİT OUTÜTr CENTER: (0262) 335 57 35 KONyA M1 TEPE REAL(0332)26519 80KC>JyAMASERA: (0332)24161 15ÇORLUO»ON:(0282)673 •ii, 64 ERZURUM, (0442) 233 22 23 AyDIN ALL AUŞVERİŞ MERKEZİ: (0256) 521 23 93 xuf*3UU>Mi;i,uj,/K;K3ü ( / y B SHRT.- (0484) 224 00 43 ELAZJ& ^ 4 j ü « w m j 10 nat BATAAAN: (0468) 213 38 07 MARDIN: (0422) 324 W 31 ISPARTA: (0246) 218 41 4V MLÖROVA; AKK/MAA +/I.UVO; //Û JU «4 HU/. tKkGU: IUJ/K.J iti /y 01
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle