23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10HAZİRAN2005CUMA KULTUR kultur(Ş cumhuriyet.com.tr Neş'e Erdok, son sergisinde geniş bir süreçten derlediği desenlerine yer veriyor YAZI ODASI Çizgide aranan yaşam...SELCENAKSEL Neş'e Erdok, kişisel desen sergisiyle sanatse- verle buluşuyor. Sanatçı. öğrencilik ve öncesi desea çalışmalannadayerverdiği, 1953-2005 yıl- lan ar~asına yayılan süreçten **bir özet" sunuyor, kendi deyişıyle... Fıgürcü ankrımın ustalanndan Erdokc'la sergisı ve resim üzerine konuştuk. - Sanınm. ilk kez bir desen sergisi açıyorsu- nuz_. NE.Ş'E ERDOK- Daha önce tamamıyla desen- lerden oluşan bir sergi açmamış olsam da, hemen heme-n her sergimde desenlerime yer vermişim- dir. B üyük galerilerde açtığım sergılerde bu sa- yı olduıkça da yüksekti. Benim deseıüe ilgimi, hem egıtinrümi, hem de geçmişimi özetleyen, ancak tam ajılamıyla "retrospektiT olarak adlandıra- maya-cağımız - çünkü daha önce sergilenen ba- zı desenlenm bu sergıde yer alamadı - bir sergi. - Tiim dönemlerinta yansıtmasa da. öğrencilik yıllannızdan örneklerin de olması Uginç~ ERDOK -1953-63 arasından sonra eksık de- senler var, ancak, yine de bir özet sayılır, özel- likle öğrencilik yıllarımdan örnekJerle. Geçrnlsten bugüne tasınan - N«yi göz Önüne alarak seçim yapünız? ERDOK - Örnek olabılecek desenleri seçtim, çünkü bu sergiyi daha çok öğrencilen düşüne- rek düzenledim. Ne gibi çalışmalar yapmışız, nasıl malzemelerkullanmışız... Bizîm dönemi- mizde. şimdikı gıbi çok kaliteli malzemeleryok- ru. Elimize ne geçerse kullanırdık desen için... - Resim dilinia getiştirirken desen daha befir- gfaı b i r önem taşıyordu bdkL. ERDOK-Hem resme hazırlık olarak yapılmış desealer var burda, hem de desen olarak yapıl- mış olanlar... Öğrencilik döneminde yapılan, ışık gölge deseni değil de, daha çok çizgi ve modle- ye dayanan desenlervarbu sergimde. Bugünlerde, daha ağırlıkJı olarak ışık gölge deseni, veya va- lör deseni yaygın. 0 dönem modleye ağırlık ve- riliyordu... - Baıgün butunduğunıız noktanın ipuçlan,fıgür anlayışınızuı biçimlenişi sergide görülebilKor. sa- nı tercih etmiyorum. Araya bir başka aracı sok- mak istemıyorum. Sanatçının bir seçımi vardır model konusunda. çıplak ya da değil. Bir de çıp- lak modelın sanatçıyı terbiye ettiğini düşünürüm ben. insana bakışı konusunda. Tanımlarken ge- nelgeçer değer yargılarından kurtarır. Desenden reslme sadellk nınnı... ERDOK-Evet... Bu sergi, öğrenciyken Kum- kapı 'ya gidip balıkçılann desenini yapışımız gi- bi bırçok aruyı da taşıyor... Zaten mevcut olan bir- çok şey. şimdiki figür anlayışımla çakışıyor. - Desen sizin için kişisel olarak ne anlam taşj- yor, beüi ki kalem kâğıda özel bir bağuıız var~ ERDOK- Desen bence ressamın en samımi ol- duğu ifade biçimlerinden. Çocuklar bile, daha yazıyı öğrenmeden çiziyorlar bir şeyler... Önce- lıkle insana has bir ifade biçimi bu. Kalemi olan- lara, kalem kullananlara çok büyük saygım var... Bir çeşit düşünme bıçimı desen, diğer taraftan bi- çün oluşturmanızı, araştırmanızı, nede karar kı- lacağınızı belirliyor... Bazı desenlere ufak renk müdahaleleri yapüm ama sıyah-beyaz olanlan çok sevdim hep... Okula girmeden önce de yaptığım ressamın en samımi olduğu ifade biçimlerinden. Çocuklar bile daha yazıyı öğrenmeden çiziyorlar bir şey'ler... Öncelikle insana has bir ifade biçimi bu.' desenler, çizgi ile modle ağırlıklıydı. - Ülkemiz resmi içinde desenci anlayış?.. ERDOK-Türkıyede deseni ön plana çıkaran çok ressam var, hocamız NeşetGünal; ondan ön- celen Cevat Dereti, Hikmet Onat... Hepsı kendi resmine temel oluşturacak desenlere sahip... Son- raki kuşaklarda da var... Resimleriyle benzer bir ifadeye sahip olduğunu gözlemlebileceğiniz, de- senlerinı sergileyen genç ressamlar da var... - Desenlerinizde deçevrenizden insanlarve mo- deüer var». ERDOK- Daha çok tanıdığımız insanlar hep- sı... Dığerleri demuhakkakgordüğümkişılerdir... Bir ressam, etraftndan, sokaktan ınsanlan gerek- tiğinde hayalden çizebilmelıdır bana göre. Özel- liklefigüryapanlar. Rastgele bir yaklaşımı figür kaldırmaz. Ben, kendi adıma hazır bir doküma- -AtöKegeleneği sizin için ne anlam taşjyor? Mo- deti tanımaya da inanıyorsunuz sanınm... ERDOK-Atölye geleneği güzel bir şey, bir ara- da çahştığınız arkadaşlannız var, bazen hocadan daha fazla etkilerler... Sanatla gerçekten ilgile- niyorsanız, tartışmalar da yapabileceğiniz bir alandır. Tabii ileri dönemlerde tek başına kal- mak da önemlidir. - Resminizde de, deseninizdeki gibi biçim ağır- hkh bir anlaüm söz konusu divebilir miyiz? ERDOK - Benim resmimde, ışık gölge etkisi belirgin değil. îlginçtir, o tür çalışan sanatçılan çok beğeniyorum, fakat resmimde de açık bir an- latımı sevıyorum. Desenlerimdeki sadeliğe resim- lerimde de varmaya çalıştım. - Resünlerinizde de insanlarda soyutfama yok. Desenleriniz gibi, portreierinizdeki gibi, insan yü- zünün anlaümını öne çıkaran, o anı \ansitma duygusu desenlerinizde de var sanınnu. ERDOK - Objeleşmış, anorum değiller... Eş- yalaşmış insanlar değiller. - Desen geleneği deyince?_ ERDOK - Zaman zaman model çalışmayalım derler... Batı'da da böyle hareketler çıkar, ancak bır süre sonra tekrar dönerler yeni bir hevesle. Za- ten müzelerinde desen birikimı olağanüstü.,Tür- kiye'de ise bu konuda yeterli bırikim oluşturul- madı. Desen sergisi açanlar, koleksiyonJanna ka- tanlar birer Don Kişot sayılır. Bir gelenek oluş- turmayı desteklemek için müzelerde de yoğun ola- rak yer verilmeh. Ülkemızde oldukça iyi bir nok- tadayız aslında, yurtdışmdaki ilgımn ülkemizde de göstenlmesı gerekır. Resim bir bütün, sanat- çının deseni de incelenmeli. En az elemanla ya- pılan bir çalışma.. Hem zor hem daha etkili... (Sergi 25 Haziran 'a kadar Koşuyolu Sanat Galerisı nde görülebilir. Tel: 0 216 340 51 56) 'Doğu'nun kadınlan/Iştarlar kapımızda' başbklı sanat festivali 11 Haziran Cumartesi günübaşlıyor Doğıı'nun kaduılan IstanbuFda buluşuyor KültürServisi-Iran, Suriye, Irak. Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri. Bahreyn, Suudi Arabistan ve Mısır gibi iilkelerden kadın sanatçılan Tür- kiye'de ilk kez bir araya getiren 'Do- ğu'nun Kadmlan/tştariarKapımız- da' başlıklı sanat festivah 11-17 Ha- ziran tarihleri arasında Istanbul'da ya- pılacak. Festival 11 Haziran Cumar- tesi günü saat 20.30'da Lübnanlı sa- natçı Jahide Wehbe'nin konseriyle açılacak ve 17 Haziran Cuma günü saat 21.00'de Iranlı etnik caz sanat- çısı Sussan Deyhim'ın konseriyle sona erecek. Istanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞ'nin düzenle- diği festıvalin bütün etkinlikleri Ce- mal Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekJeştirilecek. Geleneksel îran ve Horasan mis- tik müziğinin en önemli yorumcu- su sayılan tranlı sanatçı Sima Bina Filistin geleneksel müziğinden yap- tığı yorumlarla tüm Arap dünyası ve Avrupa'da büyük beğeni toplayan etnik caz sanatçısı Reem Kelani fes- tival kapsamında konser verecek sa- natçılar. 'Cölgesl Olmayan Kadınlar' Ancak özel gösterimlerde izle- nebilen 'Gölgesi Oimayan Kadın- lar' filmiyle ülkesinde tartışmalar yaratan. Suudi Arabıstan'ın ilk ve tek kadın yönetmenı Haifa al Mansour, çocukken aynldıgı ülkesine 35 yıl sonra Amerikan işgalinden sonra dönen bir sanatçının gözlemleri ye yaşadıklannı anlatan 'Harikalar LT- kesineDönüş' filmiyle Iraklı sanat- çı Maysoon PachacM, gızemli Îran sinemasının en yetkin örnekJerin- den olan iki filmiyle Rakshan Beni Etemad. Kahire 'de yaşayan üç genç kızın hikâyesini ıronik bir dille an- latan k En Güzel Zamanlar' filmiy- le Hala Khalil etkınlik çerçevesin- den sanatseverlerle buluşacak. Ay- nca Iran sinemasınuı en yetenekli oyuncusu sayılan Leüa Khatami ve Raghda Nana festivale renk kata- cak ısımler arasında yer alıyor. Lüb- nanlı yazar HodaBarakat, tranlı ka- dın yazarlar kuşağımn önemli isim- lerinden şair, kısa öykücü ve roman- cı Shiva Arastul Körfez ülkelerinin kültürel birikimini sanatına yansıtan Maysoon Al Saqr, ülkesinin cesaret ödülüne layık görülen tek kadın romancı Miral Al Tahawi ve 2001 Berlin Kitap Fuan'nın en iyi Arap- ça kitap ödülünün sahibi Iraklı şair Amal Al Jubouri'de Istanbul'a gelecek isimler. (0212 317 7724) RomalılarAntalya'da GÜRSUKUNT "Dream of the Orient" Concerto Köln & Sarband n Haziran 2005, 20.00 Aya İrini Müzesi Doğu ile Batı bir düşün konserinde buluşuyor. Ünlü dönem müziği topluluğu Concerto Köln ile Sarband, Mozart'tan Dmitri Cantemir'e uzanan Doğu temalı bir programla, CD kaydı da büyük beğeni toplayan bu projeyi festival izleyicisine sunacak. •}\ konserie 6 Kaöran-2 Temmuz tarihleri arasında 33. UiusJararası Istanbul Mtlztk Festivali'ncfe listari MARMARA .iksv.org TURKCELL MARMARA ANTALYA - Aspendos Lluslararası Opera ve Bale Festivali'nin 12.'si 11 Haziran'da başlıyor. Bu yıl 3 yaban- cı topluluğun yer alacağı festival, Roma Opera ve Balesi'nin sahnele- yeceği Stravinsky'nin Petruşka ve Ateş Kuşu balelenyle açılı> r or. Top- lam 11 yapıtın sahneleneceği festi- vale, evsahibi Antalya Devlet Ope- ra ve Balesi bu yıl ilk kez katılamı- yor. Kendi binalannı, kolonlan pat- ladığı gerekçesiyle boşaltmak zo- runda kalan. 0 tarihten bu yana da prova yapmakta ve yeni temsil ha- zırlamakta sıkıntı çeken Antalya Devlet Opera ve Balesi, yeni birya- pıt sahneleyemediği için bu yıl fes- tivalde yerini alamıyor. 2 bln yıllık Aspendos Muhteşem akusfiğiyle, yapıtlann mikrofon desteği olmaksızın sahne- lenebildiği. bu özelliğiyle de diğer antik riyatrolardan a>Ti bir yerde du- ran, 2 bın yıllık Aspendos tiyatrosu, 19 Temmuz'a kadar çoğunluğu ya- bancı sanatseverlen ağırlamaya de- vam edecek. Romalılar döneminde yapılan tiyatroda, bu yılın ilk göste- risini Roma Opera ve Balesi sahne- leyecek. Festivale ibşkin basın top- lantısına katılan Roma Opera ve Ba- lesi yöneticileri Aspendos'a hayran kaldıklannı belirtirken, bu temsilin kendileri için farklı bir deneyim ola- cağını vurguladılar. Bale sanatçılan da kenti ve tiyatroyu "Bu toprakla- ra hayran kalduV:" cümleleriyle de- ğerlendirdıler. Roma Devlet Opera ve Balesi, ba- le öğretmeni Luc Bouy, ".\spendos'un bü\ülü atmosferinden esinlenerek, gösterimizi daha farklı bir duyguyla sahneleveceğiz. Festh'al açılışlannı >-apmak zor, ama kalbimiz Aspen- dos'a açık" diye konuştu. Yapıtın ko- reografısini yapan Andris Liepa ise "Başka ülkelerin antik tiyatroJann- da da festhallere kaoldık. Ancak As- pendos gösterisi bizim için çok heye- canverici'' dedi. Des'let Opera ve Balesi Genel Mü- dürü RemziBııbarah da Aspendos an- tik tiyatrosunun sadece Türkiye'nin değil, dünyanın ortak paylaşımına açık olmasının çok önemli olduğu- nu belırtti. Buharalı. "Aspendostiyat- rosu kent merkezine uzak olmasına rağmen, 0tiyatrojTidolduranlar, fes- tivalede>ıaşanıkajandırr\or" diye ko- nuştu. Buharalı, 2006 yılı programı- nın da festival devam ederken netle- şeceğini açıkladı. Festival, 15 Haziran'da tzmir Dev- let OperaveBalesi'nin Uçan Hollan- dalı operasıyla sürecek. 22 ve 24 Ha- ziran'da, Devlet Opera ve Balesi Ge- nel Müdürlüğü, adı festivalle özdeş- leşen 'Aida'vı sahneleyecek. 28 Ha- ziran'da bir Türk yapıtı, Fazü Sa>'"ın bestelediği, NâzımHiknıet'in şiirle- nnın yer aldığı, Genco Erkal'h. Zu- halOica\'lı 'Nâzun' sanatseverlerle buluşacak. Istanbul Devlet Opera ve Balesi. 1 Temmuz'da 'Romeove Ju- liet'i, 5 Temmuz'da ise 'Carmen'i sahneleyecek. Bir başka Türk yapı- tı olan 'Güldestan' ise Mercan Dede müzikleriyle 9 Temmuz'da sahnede olacak. Almanya'nın Lluslar Filar- moni Orkestrası 12 Temmuz'da '9. Senfoni'yi Devlet Opera ve Balesi Ge- nel Müdürlüğü 15 Temmuz'da Don Quixote'yi sunacak. 18 Temmuz'da Eugene Onegin'i sahneleyecek olan Marünsky Tiyatrosu KHW Opera ve Orkestrası 19 Temmuz'da da Ga- la Konseri ile festrvahn kapanışını ger- çekleştirecek. SELİM İLERİ İstanbul'da Tıyatno (1) Sonradan arşivleri tarayıp mevsimin tarihini saptadım: 1956 sonbahanymış. Cihangir'de otu- ruyorduk. Istanbul daha yeşertili olduğundan, sonbahar da daha kızartılı, daha sarartılıydı. 1956 sonbahannda hayatımda ilk kez 'büyük- leriçin' kotarılmış bir oyun izlemek üzere Istan- bul Şehir Tiyatrosu'nun Yeni Komedi bölümüne gittim. Annem, teyzem, ablam ve ben. Babam o sıralar Almanya'daydı. Şehir Tiyatrosu'nun o zamanlar iki önemli sa- lonu vardı: Bordo kadife perdeli ve hep ahşap gı- cırtılanyladonanmışTepebaşı Dram Tiyatrosu; bir de, Beyoğlu'nda, Yeni Ar Sineması'nın karşısın- da, Emek'e bitişik ve galiba 1950 sonrasında açılmış Yeni Komedi. Yeni Komedi'de George VVashington Bu Ev- de Kalmıştı oynuyordu. Sanırım cumartesi ya da pazara rastlayan bir matineydi. Biletler günlerce önce alınmış, tiyatroya gidebilmek tören haline sokulmuştu. Daima şık giyinen teyzem herhalde Nazaryan iskarpinliydi. Hani şu yüksek ökçeli, sivri topuk- lu, kenarlarına yılan derisi bordürler geçirilmiş zeytunî iskarpinler. Nazaryan, Istanbul'un en gözde kadın ayak- kabıcılarındandı. Mağazasında asla hazır ayak- kabı bulamazdınız. ölçü alınır, model, deri seçi- lir; ondan sonra on beş yirmi gün kadar bekle- nirdi... Mimari incelik açısından, Yeni Komedi'nin -o sıralar henüz görmediğim- Tepebaşı Dram'la kı- yaslanamayacak ıç döşemi bana yine de büyü- leyici, görkemli gelmişti: Geniş merdivenin fuayeye kıvrıla kıvnla indiği girişte ünlü tiyatro oyuncularının fotoğraflan ası- lıydı. Kimi gülümsüyor, kimi dalgın ve hülyalı, ki- mi trajedyen edasında. Her biri, biz ölümlülerin dünyasında pek rastlanılamayacak kişiliklerfısıl- dıyordu. Böylesi fotoğraflann sonsuz cazibesini kim yadsıyabilir?! Onlara bakıyordum; baktıkça, gön- lümden illeaktörolmak, ölümlülerin dünyasından kurtulmak geçiyordu. Derken kapılar açıldı, salona girdik. Tiyatro be- nim için daha ilk adımda bütün birtılsım oldu. Ti- yatronun bendeki asıl duygusunu bugüne dek ak- taramadım. Asıl duygusunda heyecanla endişe, sevinçle ür- perti, hatta hüzün birbirine dolaşıktı. Gerçi daha önce çocuk oyunları seyretmiştim. Ama o cumartesinin duygusu, coşkusu bam- başkaydı. Yazık ki sinemamız bu sahneleri gereksinmi- yor. Yoksa, benim o ilk matinem, Fellini'nin ha- tırladıkları kadaretkileyicidir, hiçalçakgönüllülük göstermeyeceğim. Salonu alaca ışıklanyla hatırlıyorum. Sessiz... Hayır, tam sessizlik değil. Fısıldaşarak konuş- malann var ettiği bir uğultu, kısık uğultu. Seyir- ciler, tiyatro denen büyük sanatla karşı karşıya olduklannın bilincindeymişler demek ki... Biri dore, ötekisi gök mavisi kadife, iki perde- siyle Yeni Komedi'nin sahnesi beni hemen etki- lemişti. George VVashington Bu Evde Kalmıştı'öan ha- tırladıklarıma gelince; balkonlu bir dekor kalmış aklımda, o balkon hiç silinmez. Çünkü bildik ev- lerin balkonundan enikonu farklıdır: Yapaylığın- da hayat üstü bir anlam gizlenip kalmıştır sanki. Sonra oyuncular beliriyor. Mesela papyonlu Reşit Baran'la çiçekli emprime elbise kuşan- mış Bedia Muvahhit. Çok genç AJev Gürzap. Berjer koltukta uyuklayan o adam Behzat Bu- tak olabilir mi? Engin Gürmen'in citt cilt Şehir Tiyatrosu der- gisi koleksiyonu var. Eşsiz bir koleksiyon. Geor- ge VVashington Bu Evde Kalmıştı'n\n emek ve- renlerini oradan bulup bu yazıya aktarmak müm- kün de, emeklerinin seyircideki uçsuz bucaksız etkisini nasıl kaleme getirebilirim ki... Işte ışıklar karardı. Salon artık alaca aydınlık bi- le değil. Oyun başlıyor! Sahnede bambaşka ışık- lar! Öneriler Kitap/Bitkilerin Gizli Yaşamı, Peter Tompkins- Christopher Bird, Sulhi Dölek'in çevirisi, Sungur Yayınları, 1983. K Ü L T l R • Ç İ Z İ K K A M Î L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle