Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 MAYIS 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
[jCeliri vakfa ba0ışlanacak____ _ j
UMUT Vakfi kurucusu
Dedeman'dan şiir kitabı
• Bugüne kadar işkadını ve sivil toplum lideri
kimlikleriyle tanınan Nazire Dedeman'ın
1978'den 2000 yılına kadar yazdığı şiirleri,
kızlan Özlem Önal ve Özben Önal Yüksel'in
çabalanyla kitap haline getirildi.
İstanbul Haber Servisi - UMUT Vakfi kurucusu
Nazire Dedeman'ın 1978-2001 yıllan arasında
yazdığı şıırlerden oluşan "Bir Avuç GöF adh
kitabı çıktı. Bugüne kadar işkadını ve sıvil
toplum hden kımlıklenyle tanınan Nazire
Dedeman'ın şıırlen, kızlan Özlem Önal ve
Ozben Önal Yüksel'in çabalanyla
kitap haline getınldı. Şıır yazmaya
1978'de Ankara'da başlayan,
Isvıçre ve Istanbul'da devam eden
Nazire Dedeman ıçın şıır, kapısı
olmayan evlerden çıkışı, yeşıl
tarlalarda özgürlüğe koşuyu,
mapcup coşkulan ve umudu
sımgıleyor. Kitabı "çok sevdikleri
anneierini yüreklendirmek için
armağan olarak" hazırladıklannı
belırten Özben Önal Yüksel'e göre
şıırlen Nazıre Dedeman'ın kaygı.
korku ve hıçbır yere çıkmayan yollanm
anlatıyor. Daha önce yayımlanmış "Nazire" adlı
bir şıir kitabı daha bulunan Dedeman'ın bazı
şurleri geçen yıl bestelenerek soprano Gülderen
Erdoğmuş tarafindan seslendırilmişti. Farklı yer
ve dönemlerde yazılan Bır Avuç Göl kıtabının
tüm gelın UMUT Vakfi'na bağışlanacak.
Dedenıan*ın kitabı
Kaa alamnda yapılan \e büyük ilgi gören Casta Dhanın dans gösterisi tarihle sanatı aynıyerde birieştirdi.
Afirodife uzananyol açığa çıkıyor
FATtH ERDOĞDU
PAMUKKALE - Afrodissıas Antık Kenh'nı gün ışığına
çıkararak, kent dokusunu layık olduğu şekılde sergılemek
ısteyen Geyre Vakfi, tanıtım atağına geçti Adını "Tannça
Afrodit''ten alan şehırde yapılan kazı çalışmalannda ortaya
çıkacak eserler "Yeni Afrodisias MüzesTnde sergilenecek.
Afrodisias'a ait eserlenn ortaya çıkanlması, onanlması,
saklanması. korunması ve ıncelenmesıni önceliklen arasına alan
Geyre Vakfi, Afrodısıas'ın güzellıklennı yurttaşlann da
yakından takip etmesı amacıyla kazı çalışmalannı tamttı.
Koçbank'ın sponsor olduğu tanıtım etkmliklen kapsarmnda,
geçen hafta sonu Aydın'dakı kazı alanlan ıncelendi. Etkinlıkler
arasında yer alan, "Casta Diva''nın dans göstensi ise büyük ilgi
gördü. Bir depremın karanlığa mahkûm ettiğı Afrodisias'ın
gizlı güzellıkleri arkeolojık kazılarla ortaya çıkanlmaya
çalışılıyor. Bugüne dek yapılmış kazı çalışmalanna karşın
eserlerin yalnızca dörtte bın gün ışığına çıkanlmış durumda.
Yüzlerce kişi 'sesler ve renklerle' banşa yürüdü, halaylar çekti, şarkılar söyledi
Diyarbabr'da coşku
Ağaçlar ona emanet
İstanbul Haber Servisi - "Don
Kişot" lakaplı çevreci Osman
Akkuş, atı, kalkanı ve mızrağıyla
dün Istıklal Caddesi'ndeydi. Atıyla
Galatasaray Lisesı'nin önüne gelen
Akkuş'un hedefinde bu kez Istıklal
Caddesi'nde yapılacak çevre
düzenlemesı kapsarmnda
ağaçlann kesılmesı vardı.
Yurrtaşlann şaşkuı bakışlan
arasında basın açıklamasını
okuyan Akkuş, "ÎBB Başkanı
Kadir Topbaş, caddeye granit
mermer döşetecekmiş. Tıpkı
Osmanh'nın çöküş dönemındekı
sefahatı çağnştıran bu
savurganlıktan bir an önce
dönülmeli" dedi.
ÖSS'de sıra karmaşası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Öğrenci Seçme Sınavı'na
(ÖSS) katılacak adaylann sınava
girecekleri yerleri "bilgisayar
programlannın yenilenmesi
sırasuıda istem dışf olarak TC
kimlik numaralanna göre
belu-leyen Öğrenci Seçme ve
Yerleştırme Merkezi (ÖSYM),
aynı soyadını taşıyan adaylann
aynı salonlara veya bınalara
atandıklannı tespit edince önlem
aldı. ÖSYM aynı soyadlan
taşıyan ve aynı salonda sınava
giren öğrencılerin ısimlerini
görevli salon başkanlanna
bildirerek arka arkaya
oturmamalannı sağlayacak.
Arkın yaşamını yitirdi
GULŞAHDUR\K/
İBRAHtMKARAARSLAN
DtYARBAMR- Diyarbakır 5. Kül-
tür Sanat Festivali renkli etkinlikler-
le sürüyor. Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi'ninbuyübeşıncısinı ger-
çekleştirdiği kültür ve sanat festiva-
li, önceki gün sanatçılar, aktrvistier,
belediye başkanlan, politikacılar,
folklor ekipleri, sivil toplum örgütü
Cüneşln ısısı arttı
8binyûınen
yakıcı dönemi
BER1İN (AA) - Almanya'da
yapılan bır araştırma, güneşin
yaklaşık 8 bin yıldan bu yana hiç
bu kadar yakıcı olmadığını
ortaya koydu.Max-Planck
Enstitüsü görevlilerinden Prof.
Dr. Sami Solanki Bild
gazetesine yaptığı açıklamada,
"Güneşte, dünyadaki son buzul
döneminin sonundan bu yana en
yüksek ısryı ölçtük" dedı.
Güneşin mıknatıs alanının
sürekli bir şekilde değiştiğine
dikkati çeken Solanki, "Bugüne
kadar güneşte ölçülen ısının her
11 yılda bir arttığmı biüyorduk.
Ancak şinıdi uzun vadede de
ısının büyük ökjüde artûğmı
tespit ettik" dedı. Meteorolog
Helmut Malewskj Almanya'daki
birçok meteoroloji istasyonunun
hafta sonunda rekor düzeyde
sıcaklık kaydettıklerini, bırçok
bölgede ısının güneşte 40
dereceyi aştığını söyledi.
Malewski, mayıs ayı sonunda bu
kadar ısı artışının normal
olmadığını söyledi.
temsilcıleri ve yurttaşlann katıldığı
yürüyüşle başladı.
Yüzlerce kişi,"Sesler ve renklerle
banşa yürüyoruz" söylemıyle Dağ-
kapı Meydanı'nda bır araya geldı.
Davul ve zumalareşhğinde halay çe-
ken topluluk, renkli görüntüler vere-
rek meydandan tarihı surlar boyun-
ca ilerleyip Keçi Burcu önüne ulaş-
tı. Kortej dağılmadan önce katılan-
lara seslenen Büyükşehir Belediye
Başkanı Osman Baydemir, "Bugün
yine seslerimizve renklerimizle banş
gelsin diye temennide bulunuyoruz.
Bunun için yürüdük. Bu yüriiyüşü-
müz banşgelinceyekadar devamede-
cektir" dedı. Öte yandan festrvalın en
ılgınç etkinliklennden bıri önceki
gün gerçekleştırildı Saksofon virtü-
özü Murat Taner, "Güneşin doğu-
şundan baüşına saksofonresitaü"ad-
lı bir duıletı verdı.
Festıvalin merakla beklenen açık
hava konseri ise Selda Bağcan'ın ka-
tılımıyla Kayapınarbeldesindeki ge-
niş alanda venldi.
Çoğunluğu kadın on binlerce yurt-
taşın rengârenk gıysılenyle ızleme-
ye geldığı konserde, Kuzey Iraklı
Kürt gruplardan Süleymaniye Or-
kestrası, Koma Gıüen Garzan ve Se-
yid Yusif da şarkılanyla ızleyenleri
coşturdu.
Kansu ödülü
sahibini buldu
Bu yü 19'uncusu düzenlenen
"Ceyhun Atuf Kansu Şiir
Ödülü", yanşmayı "Yorgun
Denge" adlı dosyasıyla
kazanan Hüseyin Atabaş'a
verildi. Çankaya Belediyesi
Çağdaş Sanaüar Merkezi'nde
dün düzenlenen tören,
Kansu'nun doğa şürlerinden
oluşan dinleti ile başladL Şnr
dinkrisL Ayhan Gökler'in doğa
konulu saydamlan eşüğinde
Binnur Özel ve Bahar Gökler
tarafindan gerçekleştirdi
Emin Özdemir, Müslim Çelik,
Adnan Binyazar, Refîk
Durbaş, SaMh Bolat,
Abdülkadir Budak ve Bahar
Gökler'in yer aldığı seçici
kuruL bu >il ödüle 'Yorgun
Denge' dosyasıyla Hüseyin
Atabaş'ı layık gördü. Atabaş
ödülünü Muzaffer Kansu'dan
aldı. Törende a>nca Çağdaş
Yaşamı Destekİeme Derneği
üyelerinden oluşan müzik
grubu bir konser verdL
• İstanbul Haber Servisi - Spor
yazan ve Sürekli Basın Kartı
sahibi Ömer Arkın dün yaşamını
yitirdi. 1948 yılında Istanbul'da
doğan Arkın, mesleğe 1967
yılında Foto-Spor'da başladı.
THA, Cumhuriyet, Hayat Spor,
Milliyet, Günaydm, Flash TV,
Kanal E ve Bizim Gazete'de
çahşan Arkın, aynı zamanda
Namık Kemal Başan Ödülü'nün
da sahibıydı. Arkrn'm cenazesi
bugün öğle namazuıın ardmdan
Osmaniye (Bakırköy) Camn'nden
aluıarak Altınşehir Mezarlıgı'nda
toprağa verilecek.
3 kişiye 35 biner YTL
• ANKARA (AA) - On Numara
Oyunu'nun bu haftakı çekilışınde 10
bilen 3 kışı 35 bin 896 YTL 80'er
YKr ikramiye kazandı. Şanslı
numaralann 1, 2, 3, 7, 11. 12, 14,
23, 26,27, 32,34,39,41,42,46,47,
50,61,62, 64 ve 72 olarak
belirlendigi çekilişte, 9 bilenler 1264
YTL 5'er YKr, 8 bilenler 74'er
YTL, 7 bilenler 9"ar YTL, 6 bilenler
1 YTL 35'er YKr, hiçbir numarayı
doğru tahmın edemeyenler de 1
YTL 15"er YKr ikramiye kazandılar.
\ Embriyolog Rocowsky, seçilen sağlıklı embriyolann anne karnına yerleştirildiğini söyledi
I Çoğul gebelilder önleniyor
AB STANDARDINA UYUM BİRPROFESÖRE 200 ÖĞRENCÎ
Sigortada yenilik Eğitimde acı tablo
—j
| ANKARA (AA) - AB standartlanna
\ uyum sağlayan sigorta şirketleri,
evdekı evcıl hayvanın komşulara
ı verdiği zarardan üzerine çay dökülen
i misafirin kuru temizleme faturasının
! ödenmesine kadar genış bir
\ yelpazede poliçe sahiplerine hizmet
venyor. Türkiye'deki sıgortacılık
• anlayışuıı değıştıren sigorta şirketleri,
2005 yılının ılk 3 aylık döneminde 1
j milyar 954 YTL'lik sigorta primi
ı satışı yaptı. Ankara Ticaret Odası
| (ATO) Sigortacılık Komitesı Başkanı
, Recai Rençberoğlu, Türk ınsanının
artık sıgortacılığa ve sigorta
| şırketlenne gü\ en duymaya
başladığını kaydetti.
ANKARA (ANKA) - Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) her yıl
yayırnladığı "Y'ükseköğretim İstatistiğT
kıtabmın 2004-2005 yılı sayısında,
yükseköğretim kurumlanndaki öğrenci
ve öğretim elemanı sayılanna aynntılı
biçimde yer verildi. Buna göre,
yükseköğretim kurumlannda 823 bin
925'i kadm, 1 milyon 145 bin 161 'i
erkek olmak üzere toplam 1 milyon 969
bin 89 öğrenci eğitim alıyor. ÖSYM
verilerine göre, Türkiye'deki
yükseköğretim kurumlannda toplam 82
bin 96 öğretim elemanı görev yapıyor.
Buna göre yükseköğretim kurumlannda
profesör başına yaklaşık 200 öğrenci
düştüğü dikkati çekiyor.
ŞULE KÖKTÜRK
Tüp bebek teknolojıle-
rmde en önemlı sorun olan
çoğul gebelik, embriyonun
genetik olarak incelenme-
si ve sağhklı embriyolann
seçilerek anne kamına yer-
leştirilmesıyle önlenebili-
yor.
Tüp bebek ve genetiğiy-
le ilgilı ilklere imza atan
birçok bilim adamını bır
araya getıren "13. Dünya
bıvitro Fertflizasyon, Yar-
dunla ÜremeTeknikleri ve
Üreme Genetiği Kongre-
si"nde sorulanmızı yanıtla-
yan, ABD Harvvard Ünı-
versitesı'nden ünlü embri-
yolog CatherineRocovvsky,
geçen yıl ıçınde laboratu-
vardaönemli gelişmeler ol-
duğunubelirtti. Rocowsky
"Bunlardan bir tanesi emb-
ri\vyu, anne rahmioe yer-
leştirmeden önce, genetik
olarakinceleyîbflmek. Ddn-
cisi embrhonun, görüntü-
sü ile yaşama kudreti ara-
sında bağlantı kurmak.
İ çüncüsü embriyo, muay-
yen bir besi smsı içindeya-
şnor. Bu sıvı içinde yaşar-
ken embrrvo snı maddesin-
den kendisinebesialıyorve
a>TU zamanda mua»tn mo-
lekülermaddelerembriyo-
dan beslenme srvısma geçi-
wr. Bu sı\idan eoıbmonun
fonksiyonlanteşhisedîliyor.
Bu tekniklerie en iyi emb-
riyo seçüebüiyor. Gebelik
şansmıartnrmakiçinönce-
den 3-4 embrrvo anne kar-
nına konuyordiLBugünka-
liteli embriyoyu ayuarak
onu kovTivûruz" dedı.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Ermeni Konferansı
Bu konuda, söy lenecekve yazılacak çok şey var.
Ve bu konuda, özel sohbetlerimizde aynı görüş-
leri paylaştığtm pek çok meslektaş ve arkadaşım;
"Demokrasi ve özgüriük düşmanı" ve "faşist nıh-
lu" kimı tiplerle, aynı paralelde görülmemek endi-
şesiyte ve "entelektüelbaskılardan" kaçınmak için,
görüşlerini dile getirmekten çekiniyorlar. Benim
bu türden endişelerim olmadığı için bu konudaki
görüşlerimi dile getirmek istiyorum.
• • •
Bu konuda, öncelikle vurgulamak istediğim iki
husus var. Bunlardan birincısi; "üniversite özerkli-
ğinin" ne olması ve nasıl yaşama geçirilmesi ko-
nusundaki düşüncelerim. Bu seminer ve ardm-
dan gelen tartışmalar nedeniyle, Bilgi Üniversite-
si'ndeki arkadaşlarımın kaleme aldıkları ve benim
de imzaladığırn bildiride, bu düşünceleri görebi-
lirsinız. Yer darlığı nedeniyle, bu bildiriyi köşeme
taşıyamıyorum.
fkinci husus; bu toplantının "amacıyla" ilgili.Top-
lantıyı düzenleyenlerle ilgili eleştirimi biraz aşagı-
da okuyacaksınız. Fakat bunlann "sözcüsü" gibi
davranan ve görünen bir meslektaşımın, Radikal
gazetesinde alt manşete çıkartılan; "Bizamacımı-
za ulaştık" sözleri, insanın kafasını kanştınyor. Aca-
ba bunlann amacı; şimdi "dokunaklı seslerie" di-
le getirdikleri gibı, "bilimsel gerçeklerin açıklan-
ması mıydı"; yoksa, Türkiye'nin bıraz daha zora so-
kulması mıydı?..
Eğer bu toplantı yapılsaydı, (ki, ben; tüm eleşti-
rilerime ve itirazlanma karşın, yapılmasını içtenlik-
le isterdim ve bugün de istiyorum) Türkiye biraz
yıpranabilirdi. Fakat toplantının yapılmaması ve
bunun sorumluluğunun YÖK ve hükümete "yıkıl-
mak" istenmesi, Türkiye'yi çok daha fazla yıprat-
tı. Kimi arkadaşlanmız, YOK'ü ve hükümeti çok de-
mokratik sanıyorlardı herhalde{!).
Ve bu "manzarayı" görünce, "Acaba amaçlan ger-
çekten neydi?" sorusu akla geliyor. Acaba gerçek
amaçlan neydi?..
• • •
Erteleme karan açıklandığı zaman, okula gelen
bir televizyon kanalına geniş bir açıklama yaptım.
Ve kendimce sorumluları sıraladım. Şimdi bu gö-
rüşümü, sizinle paylaşmak istiyorum. Bence bu işin
sorumlulan şöyle sıralanıyor:
~\)"Birincisorumlu" butoplantıyı, "teksesli"ola-
rak düzenleyenlerdir. Doğrusunu ısterseniz, "Efen-
dim, yargısızinfazyapıldı. Nelersöyleneceğini kim
bitebilir?.." gibisinden savunmalar, tek kelimeyle
korkaklık ve karşısındakilerı budala yerine koy-
maktır.
Evet, toplumsal bılimlerde, "siyah vebeyazara-
sında, grinin çeşitli tonları vardır". Fakat öyle bazı
konular vardır ki, bu konularda, renginizı belli et-
mek zorundasınız.
Türkiye'de, 1915 yılından itibaren; "çok büyük
birtrajedi"değ\\, "çok büyük trajediler" yaşanmış-
tır. Ve bu trajediler, Osmanlı Imparatorluğu'nun
Rumeli'den çekilmesiyle birlikte başlamıştır. Bu
arada Ermeni tebaa da, sonsuz acılar çekmiş, yüz
binlercesi "tehcirsırasında" (ve öncesinde ve son-
rasında) yaşamını yitirmiştir. Burada "sayı tartış-
malanna" girmeyeceğim. Fakat bunu yadsımamız
ve o dönemde ölen diğer "unsuriara", (örneğin kı-
zı olan annemi görmeden ölen dedem mülazim Ba-
hattin Efendi ve silah arkadaşlanna), nasıl ve ne
kadar üzülüyorsak, Ermenilere de üzülmememiz
mümkün değildir. Sorun, bunun bir "soykınm" olup
olmadığındadır.
Çok uçtaki bazı meslektaşlarımız, bu yapılanla-
nn, 1948'de tanımlanan soykınm kavramına uy-
duğunu ve bunun bir soykınm olduğunu söylemek-
tedirier. Buna karşılıkTürkiye'nin resmi anlayışı, bu-
nun bir soykınm olmadığıdır. Bu iki "uç" arasında,
gri renk falan olmaz. Bu toplantıyı düzenleyenler,
sözcülerinin dilinde ifadesıni bulduğu üzere, "soy-
kınm kavramını benimseyenleri" toparlamışlardır.
Şimdi, "düşünce özgüriüğü" kavramının arkasına
sığınmak istemeleri, çok ayıptır. Hele üniversite
özerkliği kavramını dilegetirmeleri, "komiktir". 2547
sayılı yasadan sonra, üniversite özerkliği kalmış mı-
dır?..
2) İkinci sorumlu" Sayın Adalet Bakanımızdır.
Düşüncelerine katılmasam ve çoğuna karşı olsam
bile, "ağırbaşlı" bir siyasetçi olarak gördüğüm Sa-
yın Çiçek'in konuşması; hem "üslup" ve hem de
"içerik" olarak "yakışıksızdı". Zaten bu konuşma,
"cadı avına" gırişmek isteyen başkalarına da ce-
saret verdi.
3) "Üçüncü sorumlu", Boğaziçi Ünivresitesi'nin
sayın yöneticileridir. Böyie birtoplantıya izin verip
salonlannı açtıktan sonra; muhtemel bazı olayla-
n bahane ederek toplantıyı ertelemeleri ile, Türki-
ye'yi gerçekten çok zor bir durumda bırakmışlar
ve yukarda da değindiğim üzere, düzenleyiciler-
den birinin ifadesiyle; bunlann "amaçlanna ulaş-
malanna" yardımcı olmuşlardır.
Soruyu bir kez daha sormak istiyorum: "Acaba
amaçlan neydi ve Boğaziçi Üniversitesi yönetimi,
bu amacın ne kadannı paylaşıyordu?"
• • •
Bu konuda, sorulabilecek çok soru var. örne-
ğin, AB Türkiye Karma Parlamento Komisyonu
Başkanı Lagendijk, bu erteleme kararına karşı
neden yazılı bir açıklama yapıyor? Türkiye'de öz-
gürlüklerin kısrtlılığı konusunda, başka örnek yok
mu?
Son bir soru da, "Acaba bu işin finansmanı kim-
den?" Böyle bir semineri düzenlemek için "epey-
ce milyar" harcamak gerek. Acaba bu milyarlan,
"düzenleyiciler" mi karşıladı? Eğer onlar kar-
şılamadıysalar, paralar nereden geldi?
VEFAT VE TEŞEKKÜR
Merhum Süreyya Evren-Firdevs Evren'in
kızlan; Gülsen Ann, merhum Özden Evren'in
ablalan, merhum Dr. Erol Arın'm baldızı; Pınar,
Çağlar Ann, Süreyya-Nâlân Evren, Ece
Balkan'ın sevgili teyzeleri.
Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu
üyelerinden, Kandılli Kız Lisesı mezunlanndan
Çankaya Lisesı emekli kimya öğretmeni
F. Bîrsel Evren
aramızdan aynldı.
Acı günlerimizde bizleri yanlız bırakmayan,
telefonla arayan yakınlanmıza, dostlanmıza ve
Ipsala halkına sonsuz teşekkürler...