23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 MAYIS 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER [jCeliri vakfa ba0ışlanacak____ _ j UMUT Vakfi kurucusu Dedeman'dan şiir kitabı • Bugüne kadar işkadını ve sivil toplum lideri kimlikleriyle tanınan Nazire Dedeman'ın 1978'den 2000 yılına kadar yazdığı şiirleri, kızlan Özlem Önal ve Özben Önal Yüksel'in çabalanyla kitap haline getirildi. İstanbul Haber Servisi - UMUT Vakfi kurucusu Nazire Dedeman'ın 1978-2001 yıllan arasında yazdığı şıırlerden oluşan "Bir Avuç GöF adh kitabı çıktı. Bugüne kadar işkadını ve sıvil toplum hden kımlıklenyle tanınan Nazire Dedeman'ın şıırlen, kızlan Özlem Önal ve Ozben Önal Yüksel'in çabalanyla kitap haline getınldı. Şıır yazmaya 1978'de Ankara'da başlayan, Isvıçre ve Istanbul'da devam eden Nazire Dedeman ıçın şıır, kapısı olmayan evlerden çıkışı, yeşıl tarlalarda özgürlüğe koşuyu, mapcup coşkulan ve umudu sımgıleyor. Kitabı "çok sevdikleri anneierini yüreklendirmek için armağan olarak" hazırladıklannı belırten Özben Önal Yüksel'e göre şıırlen Nazıre Dedeman'ın kaygı. korku ve hıçbır yere çıkmayan yollanm anlatıyor. Daha önce yayımlanmış "Nazire" adlı bir şıir kitabı daha bulunan Dedeman'ın bazı şurleri geçen yıl bestelenerek soprano Gülderen Erdoğmuş tarafindan seslendırilmişti. Farklı yer ve dönemlerde yazılan Bır Avuç Göl kıtabının tüm gelın UMUT Vakfi'na bağışlanacak. Dedenıan*ın kitabı Kaa alamnda yapılan \e büyük ilgi gören Casta Dhanın dans gösterisi tarihle sanatı aynıyerde birieştirdi. Afirodife uzananyol açığa çıkıyor FATtH ERDOĞDU PAMUKKALE - Afrodissıas Antık Kenh'nı gün ışığına çıkararak, kent dokusunu layık olduğu şekılde sergılemek ısteyen Geyre Vakfi, tanıtım atağına geçti Adını "Tannça Afrodit''ten alan şehırde yapılan kazı çalışmalannda ortaya çıkacak eserler "Yeni Afrodisias MüzesTnde sergilenecek. Afrodisias'a ait eserlenn ortaya çıkanlması, onanlması, saklanması. korunması ve ıncelenmesıni önceliklen arasına alan Geyre Vakfi, Afrodısıas'ın güzellıklennı yurttaşlann da yakından takip etmesı amacıyla kazı çalışmalannı tamttı. Koçbank'ın sponsor olduğu tanıtım etkmliklen kapsarmnda, geçen hafta sonu Aydın'dakı kazı alanlan ıncelendi. Etkinlıkler arasında yer alan, "Casta Diva''nın dans göstensi ise büyük ilgi gördü. Bir depremın karanlığa mahkûm ettiğı Afrodisias'ın gizlı güzellıkleri arkeolojık kazılarla ortaya çıkanlmaya çalışılıyor. Bugüne dek yapılmış kazı çalışmalanna karşın eserlerin yalnızca dörtte bın gün ışığına çıkanlmış durumda. Yüzlerce kişi 'sesler ve renklerle' banşa yürüdü, halaylar çekti, şarkılar söyledi Diyarbabr'da coşku Ağaçlar ona emanet İstanbul Haber Servisi - "Don Kişot" lakaplı çevreci Osman Akkuş, atı, kalkanı ve mızrağıyla dün Istıklal Caddesi'ndeydi. Atıyla Galatasaray Lisesı'nin önüne gelen Akkuş'un hedefinde bu kez Istıklal Caddesi'nde yapılacak çevre düzenlemesı kapsarmnda ağaçlann kesılmesı vardı. Yurrtaşlann şaşkuı bakışlan arasında basın açıklamasını okuyan Akkuş, "ÎBB Başkanı Kadir Topbaş, caddeye granit mermer döşetecekmiş. Tıpkı Osmanh'nın çöküş dönemındekı sefahatı çağnştıran bu savurganlıktan bir an önce dönülmeli" dedi. ÖSS'de sıra karmaşası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) katılacak adaylann sınava girecekleri yerleri "bilgisayar programlannın yenilenmesi sırasuıda istem dışf olarak TC kimlik numaralanna göre belu-leyen Öğrenci Seçme ve Yerleştırme Merkezi (ÖSYM), aynı soyadını taşıyan adaylann aynı salonlara veya bınalara atandıklannı tespit edince önlem aldı. ÖSYM aynı soyadlan taşıyan ve aynı salonda sınava giren öğrencılerin ısimlerini görevli salon başkanlanna bildirerek arka arkaya oturmamalannı sağlayacak. Arkın yaşamını yitirdi GULŞAHDUR\K/ İBRAHtMKARAARSLAN DtYARBAMR- Diyarbakır 5. Kül- tür Sanat Festivali renkli etkinlikler- le sürüyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ninbuyübeşıncısinı ger- çekleştirdiği kültür ve sanat festiva- li, önceki gün sanatçılar, aktrvistier, belediye başkanlan, politikacılar, folklor ekipleri, sivil toplum örgütü Cüneşln ısısı arttı 8binyûınen yakıcı dönemi BER1İN (AA) - Almanya'da yapılan bır araştırma, güneşin yaklaşık 8 bin yıldan bu yana hiç bu kadar yakıcı olmadığını ortaya koydu.Max-Planck Enstitüsü görevlilerinden Prof. Dr. Sami Solanki Bild gazetesine yaptığı açıklamada, "Güneşte, dünyadaki son buzul döneminin sonundan bu yana en yüksek ısryı ölçtük" dedı. Güneşin mıknatıs alanının sürekli bir şekilde değiştiğine dikkati çeken Solanki, "Bugüne kadar güneşte ölçülen ısının her 11 yılda bir arttığmı biüyorduk. Ancak şinıdi uzun vadede de ısının büyük ökjüde artûğmı tespit ettik" dedı. Meteorolog Helmut Malewskj Almanya'daki birçok meteoroloji istasyonunun hafta sonunda rekor düzeyde sıcaklık kaydettıklerini, bırçok bölgede ısının güneşte 40 dereceyi aştığını söyledi. Malewski, mayıs ayı sonunda bu kadar ısı artışının normal olmadığını söyledi. temsilcıleri ve yurttaşlann katıldığı yürüyüşle başladı. Yüzlerce kişi,"Sesler ve renklerle banşa yürüyoruz" söylemıyle Dağ- kapı Meydanı'nda bır araya geldı. Davul ve zumalareşhğinde halay çe- ken topluluk, renkli görüntüler vere- rek meydandan tarihı surlar boyun- ca ilerleyip Keçi Burcu önüne ulaş- tı. Kortej dağılmadan önce katılan- lara seslenen Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, "Bugün yine seslerimizve renklerimizle banş gelsin diye temennide bulunuyoruz. Bunun için yürüdük. Bu yüriiyüşü- müz banşgelinceyekadar devamede- cektir" dedı. Öte yandan festrvalın en ılgınç etkinliklennden bıri önceki gün gerçekleştırildı Saksofon virtü- özü Murat Taner, "Güneşin doğu- şundan baüşına saksofonresitaü"ad- lı bir duıletı verdı. Festıvalin merakla beklenen açık hava konseri ise Selda Bağcan'ın ka- tılımıyla Kayapınarbeldesindeki ge- niş alanda venldi. Çoğunluğu kadın on binlerce yurt- taşın rengârenk gıysılenyle ızleme- ye geldığı konserde, Kuzey Iraklı Kürt gruplardan Süleymaniye Or- kestrası, Koma Gıüen Garzan ve Se- yid Yusif da şarkılanyla ızleyenleri coşturdu. Kansu ödülü sahibini buldu Bu yü 19'uncusu düzenlenen "Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü", yanşmayı "Yorgun Denge" adlı dosyasıyla kazanan Hüseyin Atabaş'a verildi. Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanaüar Merkezi'nde dün düzenlenen tören, Kansu'nun doğa şürlerinden oluşan dinleti ile başladL Şnr dinkrisL Ayhan Gökler'in doğa konulu saydamlan eşüğinde Binnur Özel ve Bahar Gökler tarafindan gerçekleştirdi Emin Özdemir, Müslim Çelik, Adnan Binyazar, Refîk Durbaş, SaMh Bolat, Abdülkadir Budak ve Bahar Gökler'in yer aldığı seçici kuruL bu >il ödüle 'Yorgun Denge' dosyasıyla Hüseyin Atabaş'ı layık gördü. Atabaş ödülünü Muzaffer Kansu'dan aldı. Törende a>nca Çağdaş Yaşamı Destekİeme Derneği üyelerinden oluşan müzik grubu bir konser verdL • İstanbul Haber Servisi - Spor yazan ve Sürekli Basın Kartı sahibi Ömer Arkın dün yaşamını yitirdi. 1948 yılında Istanbul'da doğan Arkın, mesleğe 1967 yılında Foto-Spor'da başladı. THA, Cumhuriyet, Hayat Spor, Milliyet, Günaydm, Flash TV, Kanal E ve Bizim Gazete'de çahşan Arkın, aynı zamanda Namık Kemal Başan Ödülü'nün da sahibıydı. Arkrn'm cenazesi bugün öğle namazuıın ardmdan Osmaniye (Bakırköy) Camn'nden aluıarak Altınşehir Mezarlıgı'nda toprağa verilecek. 3 kişiye 35 biner YTL • ANKARA (AA) - On Numara Oyunu'nun bu haftakı çekilışınde 10 bilen 3 kışı 35 bin 896 YTL 80'er YKr ikramiye kazandı. Şanslı numaralann 1, 2, 3, 7, 11. 12, 14, 23, 26,27, 32,34,39,41,42,46,47, 50,61,62, 64 ve 72 olarak belirlendigi çekilişte, 9 bilenler 1264 YTL 5'er YKr, 8 bilenler 74'er YTL, 7 bilenler 9"ar YTL, 6 bilenler 1 YTL 35'er YKr, hiçbir numarayı doğru tahmın edemeyenler de 1 YTL 15"er YKr ikramiye kazandılar. \ Embriyolog Rocowsky, seçilen sağlıklı embriyolann anne karnına yerleştirildiğini söyledi I Çoğul gebelilder önleniyor AB STANDARDINA UYUM BİRPROFESÖRE 200 ÖĞRENCÎ Sigortada yenilik Eğitimde acı tablo —j | ANKARA (AA) - AB standartlanna \ uyum sağlayan sigorta şirketleri, evdekı evcıl hayvanın komşulara ı verdiği zarardan üzerine çay dökülen i misafirin kuru temizleme faturasının ! ödenmesine kadar genış bir \ yelpazede poliçe sahiplerine hizmet venyor. Türkiye'deki sıgortacılık • anlayışuıı değıştıren sigorta şirketleri, 2005 yılının ılk 3 aylık döneminde 1 j milyar 954 YTL'lik sigorta primi ı satışı yaptı. Ankara Ticaret Odası | (ATO) Sigortacılık Komitesı Başkanı , Recai Rençberoğlu, Türk ınsanının artık sıgortacılığa ve sigorta | şırketlenne gü\ en duymaya başladığını kaydetti. ANKARA (ANKA) - Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) her yıl yayırnladığı "Y'ükseköğretim İstatistiğT kıtabmın 2004-2005 yılı sayısında, yükseköğretim kurumlanndaki öğrenci ve öğretim elemanı sayılanna aynntılı biçimde yer verildi. Buna göre, yükseköğretim kurumlannda 823 bin 925'i kadm, 1 milyon 145 bin 161 'i erkek olmak üzere toplam 1 milyon 969 bin 89 öğrenci eğitim alıyor. ÖSYM verilerine göre, Türkiye'deki yükseköğretim kurumlannda toplam 82 bin 96 öğretim elemanı görev yapıyor. Buna göre yükseköğretim kurumlannda profesör başına yaklaşık 200 öğrenci düştüğü dikkati çekiyor. ŞULE KÖKTÜRK Tüp bebek teknolojıle- rmde en önemlı sorun olan çoğul gebelik, embriyonun genetik olarak incelenme- si ve sağhklı embriyolann seçilerek anne kamına yer- leştirilmesıyle önlenebili- yor. Tüp bebek ve genetiğiy- le ilgilı ilklere imza atan birçok bilim adamını bır araya getıren "13. Dünya bıvitro Fertflizasyon, Yar- dunla ÜremeTeknikleri ve Üreme Genetiği Kongre- si"nde sorulanmızı yanıtla- yan, ABD Harvvard Ünı- versitesı'nden ünlü embri- yolog CatherineRocovvsky, geçen yıl ıçınde laboratu- vardaönemli gelişmeler ol- duğunubelirtti. Rocowsky "Bunlardan bir tanesi emb- ri\vyu, anne rahmioe yer- leştirmeden önce, genetik olarakinceleyîbflmek. Ddn- cisi embrhonun, görüntü- sü ile yaşama kudreti ara- sında bağlantı kurmak. İ çüncüsü embriyo, muay- yen bir besi smsı içindeya- şnor. Bu sıvı içinde yaşar- ken embrrvo snı maddesin- den kendisinebesialıyorve a>TU zamanda mua»tn mo- lekülermaddelerembriyo- dan beslenme srvısma geçi- wr. Bu sı\idan eoıbmonun fonksiyonlanteşhisedîliyor. Bu tekniklerie en iyi emb- riyo seçüebüiyor. Gebelik şansmıartnrmakiçinönce- den 3-4 embrrvo anne kar- nına konuyordiLBugünka- liteli embriyoyu ayuarak onu kovTivûruz" dedı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Ermeni Konferansı Bu konuda, söy lenecekve yazılacak çok şey var. Ve bu konuda, özel sohbetlerimizde aynı görüş- leri paylaştığtm pek çok meslektaş ve arkadaşım; "Demokrasi ve özgüriük düşmanı" ve "faşist nıh- lu" kimı tiplerle, aynı paralelde görülmemek endi- şesiyte ve "entelektüelbaskılardan" kaçınmak için, görüşlerini dile getirmekten çekiniyorlar. Benim bu türden endişelerim olmadığı için bu konudaki görüşlerimi dile getirmek istiyorum. • • • Bu konuda, öncelikle vurgulamak istediğim iki husus var. Bunlardan birincısi; "üniversite özerkli- ğinin" ne olması ve nasıl yaşama geçirilmesi ko- nusundaki düşüncelerim. Bu seminer ve ardm- dan gelen tartışmalar nedeniyle, Bilgi Üniversite- si'ndeki arkadaşlarımın kaleme aldıkları ve benim de imzaladığırn bildiride, bu düşünceleri görebi- lirsinız. Yer darlığı nedeniyle, bu bildiriyi köşeme taşıyamıyorum. fkinci husus; bu toplantının "amacıyla" ilgili.Top- lantıyı düzenleyenlerle ilgili eleştirimi biraz aşagı- da okuyacaksınız. Fakat bunlann "sözcüsü" gibi davranan ve görünen bir meslektaşımın, Radikal gazetesinde alt manşete çıkartılan; "Bizamacımı- za ulaştık" sözleri, insanın kafasını kanştınyor. Aca- ba bunlann amacı; şimdi "dokunaklı seslerie" di- le getirdikleri gibı, "bilimsel gerçeklerin açıklan- ması mıydı"; yoksa, Türkiye'nin bıraz daha zora so- kulması mıydı?.. Eğer bu toplantı yapılsaydı, (ki, ben; tüm eleşti- rilerime ve itirazlanma karşın, yapılmasını içtenlik- le isterdim ve bugün de istiyorum) Türkiye biraz yıpranabilirdi. Fakat toplantının yapılmaması ve bunun sorumluluğunun YÖK ve hükümete "yıkıl- mak" istenmesi, Türkiye'yi çok daha fazla yıprat- tı. Kimi arkadaşlanmız, YOK'ü ve hükümeti çok de- mokratik sanıyorlardı herhalde{!). Ve bu "manzarayı" görünce, "Acaba amaçlan ger- çekten neydi?" sorusu akla geliyor. Acaba gerçek amaçlan neydi?.. • • • Erteleme karan açıklandığı zaman, okula gelen bir televizyon kanalına geniş bir açıklama yaptım. Ve kendimce sorumluları sıraladım. Şimdi bu gö- rüşümü, sizinle paylaşmak istiyorum. Bence bu işin sorumlulan şöyle sıralanıyor: ~\)"Birincisorumlu" butoplantıyı, "teksesli"ola- rak düzenleyenlerdir. Doğrusunu ısterseniz, "Efen- dim, yargısızinfazyapıldı. Nelersöyleneceğini kim bitebilir?.." gibisinden savunmalar, tek kelimeyle korkaklık ve karşısındakilerı budala yerine koy- maktır. Evet, toplumsal bılimlerde, "siyah vebeyazara- sında, grinin çeşitli tonları vardır". Fakat öyle bazı konular vardır ki, bu konularda, renginizı belli et- mek zorundasınız. Türkiye'de, 1915 yılından itibaren; "çok büyük birtrajedi"değ\\, "çok büyük trajediler" yaşanmış- tır. Ve bu trajediler, Osmanlı Imparatorluğu'nun Rumeli'den çekilmesiyle birlikte başlamıştır. Bu arada Ermeni tebaa da, sonsuz acılar çekmiş, yüz binlercesi "tehcirsırasında" (ve öncesinde ve son- rasında) yaşamını yitirmiştir. Burada "sayı tartış- malanna" girmeyeceğim. Fakat bunu yadsımamız ve o dönemde ölen diğer "unsuriara", (örneğin kı- zı olan annemi görmeden ölen dedem mülazim Ba- hattin Efendi ve silah arkadaşlanna), nasıl ve ne kadar üzülüyorsak, Ermenilere de üzülmememiz mümkün değildir. Sorun, bunun bir "soykınm" olup olmadığındadır. Çok uçtaki bazı meslektaşlarımız, bu yapılanla- nn, 1948'de tanımlanan soykınm kavramına uy- duğunu ve bunun bir soykınm olduğunu söylemek- tedirier. Buna karşılıkTürkiye'nin resmi anlayışı, bu- nun bir soykınm olmadığıdır. Bu iki "uç" arasında, gri renk falan olmaz. Bu toplantıyı düzenleyenler, sözcülerinin dilinde ifadesıni bulduğu üzere, "soy- kınm kavramını benimseyenleri" toparlamışlardır. Şimdi, "düşünce özgüriüğü" kavramının arkasına sığınmak istemeleri, çok ayıptır. Hele üniversite özerkliği kavramını dilegetirmeleri, "komiktir". 2547 sayılı yasadan sonra, üniversite özerkliği kalmış mı- dır?.. 2) İkinci sorumlu" Sayın Adalet Bakanımızdır. Düşüncelerine katılmasam ve çoğuna karşı olsam bile, "ağırbaşlı" bir siyasetçi olarak gördüğüm Sa- yın Çiçek'in konuşması; hem "üslup" ve hem de "içerik" olarak "yakışıksızdı". Zaten bu konuşma, "cadı avına" gırişmek isteyen başkalarına da ce- saret verdi. 3) "Üçüncü sorumlu", Boğaziçi Ünivresitesi'nin sayın yöneticileridir. Böyie birtoplantıya izin verip salonlannı açtıktan sonra; muhtemel bazı olayla- n bahane ederek toplantıyı ertelemeleri ile, Türki- ye'yi gerçekten çok zor bir durumda bırakmışlar ve yukarda da değindiğim üzere, düzenleyiciler- den birinin ifadesiyle; bunlann "amaçlanna ulaş- malanna" yardımcı olmuşlardır. Soruyu bir kez daha sormak istiyorum: "Acaba amaçlan neydi ve Boğaziçi Üniversitesi yönetimi, bu amacın ne kadannı paylaşıyordu?" • • • Bu konuda, sorulabilecek çok soru var. örne- ğin, AB Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Başkanı Lagendijk, bu erteleme kararına karşı neden yazılı bir açıklama yapıyor? Türkiye'de öz- gürlüklerin kısrtlılığı konusunda, başka örnek yok mu? Son bir soru da, "Acaba bu işin finansmanı kim- den?" Böyle bir semineri düzenlemek için "epey- ce milyar" harcamak gerek. Acaba bu milyarlan, "düzenleyiciler" mi karşıladı? Eğer onlar kar- şılamadıysalar, paralar nereden geldi? VEFAT VE TEŞEKKÜR Merhum Süreyya Evren-Firdevs Evren'in kızlan; Gülsen Ann, merhum Özden Evren'in ablalan, merhum Dr. Erol Arın'm baldızı; Pınar, Çağlar Ann, Süreyya-Nâlân Evren, Ece Balkan'ın sevgili teyzeleri. Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu üyelerinden, Kandılli Kız Lisesı mezunlanndan Çankaya Lisesı emekli kimya öğretmeni F. Bîrsel Evren aramızdan aynldı. Acı günlerimizde bizleri yanlız bırakmayan, telefonla arayan yakınlanmıza, dostlanmıza ve Ipsala halkına sonsuz teşekkürler...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle