Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 MAYIS 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EüekfronHc posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr Tet: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
17
Akhisar
Manısa'nın Akhisar
ilçesindeki hayvan
bannağından birkaç
fotoğraf
göndermişler. Bazı
köpekler ölmüş;
hayatta kalanlar
leşleri yiyor.
Fotoğraflar, insan
olanlann yüzünde
tokat gibi patlıyor!
- Internette dava
açılacakmış...
"Yargıda sanal dönem!"
Ankara'da hilafet
istemişler.
"Afef'i geldi "hil"i
kaldı!
f
Yağmur
Erol Işisağ: "Bir
AKP milletvekili,
yağmur duasına
çıkmış. Dünyanın
en az yağış alan
ülkelerinden
Arabistan'daki
Müslümanlar yağmur
duasına çıkmayı akıl
edemiyoriar mı?"
Sonuç
#
Akif Kökçe: "Bu
gidişle; Kurtuluş
Savaşı'nı verenleri
Sevr'i tağyir, tebdil ve
ilga suçundan
yargılayacaklar!"
Baka baka
Süleyman Ekim:
"En başansız
Bakanlar,
başbakana en yakın
olan bakanlar."
MERKEZİ Ankara'da bulunan Tıp Kurumu'nun
Ankara Ticaret Odası'yla birlikte hazırladığı "llaç
Raporu", yabancı ilaç şirketleri tarafından dayatılan
"acı reçete"nin hükümet tarafından aynen
uygulandığını gösteriyor. Kanıt mı? Türkiye
pazannın yüzde 6O'ı yabancı ilaç şirketlerinin eline
geçtı ve Türkiye'nin ilaç ithalatı petrol ithalatının
yarısına ulaştı.
Rapordan bir bölüm:
"2003 yılında Türkiye'nin ilaç harcaması üretici
fıyatlanyla 4.3 milyar dolar, tüketici fiyatlarıyla yani
eczane satışıyla 6 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Türkiye ilaç pazarı, dünyada en hızlı büyüyen ikinci
ilaç pazarı oldu. Yalnızca 2003 yılında üretici
fîyatlanyla ilaç tüketimi yüzde 40 oranında artış
gösterdi. 2004 yılında ağırlığı ilaç olan eczacılık
ürünleri ithalatı ise 2.5 milyar doları buldu. Yılda 5
milyar dolara yakın petrol ithal ettiğimiz
Hap işide, petrol ithalatıffln yadüşünüldüğünde, petrol ithalatıffln yarısı kadar da
ilaç ithal ettiğimiz ortaya çıktı. Gelişmiş ülkelerde
ilaç harcamalarının toplam sağlık harcamaları
içindeki payı yüzde 10-18 civanndayken Türkiye'de
toplam sağlık harcamalannın yanya yakınını ilaç
harcamalan oluşturuyor." Açıkçası Türkiye'ye hapı
yutturmuşlar! Türkiye'nin ilaçta dışa bağımlılığı her
geçen yıl daha da artıyor. Tıp Kurumu Başkanı
Mehmet Attınok un verdiği bilgiye göre, ilaçta
ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 10'un altına
düşerek bu alandaki ticaret açığımız 2 milyar dolara
çıktı. Konunun bir de "biyotek" boyutu var.
Rapordan: "Tüm dünyada modern biyoteknolojiye
dayanan ve kısaca 'biyotek' olarak adlandınlan
ilaçlann pazan gittikçe büyüyor. ABD, AB ve
Japonya arasında kıran kırana bir rekabet
yaşanıyor. Çin, Hindistan, Güney Kore, Küba,
Meksika, Arjantin ve Meksika gibi ülkeler biyotek
ilaçlann jeneriklerini üretiyortar ve bu yolda önemli
mesafe kat etmiş durumdalar. Türkiye ise aralannda
insülin, büyüme hormonu ve hepatit B aşısının da
bulunduğu, son derece pahalı olan biyotek ilaçlan
ithal yoluyla temin ediyor. Türkiye'nin 2004 yılında
450 milyon dolar olan biyotek ilaç pazannın, 2010
yılında 1 milyar dolara çıkması bekleniyor. Türkiye
biyotek ilaçlann jeneriklerini Çin, Hindistan, Küba,
Meksika, Brezilya gibi ülkelerden beşte bir fiyatına
ithal edebilecek iken uluslararası ilaç tekellerinden
satın almak zorunda kalıyor. Çünkü uluslararası
şirketler yoğun lobi faaliyetleriyle biyotek ilaçların
jeneriklerinin başka ülkelerden ithalatını ve
ülkemizde üretilmesini baskı altında tutuyor."
Rapor bitmedi; devamı yann.
i SESSİZSEDASIZ(t) Yeni TCK ile hemoroit muayenesi!
MUĞLA Tabip Odası Başkanı
Dr. Naki Bulut diyor ki:
"Zina tartışmasına kurban
edilen birinci TCK yine kamuoyu
dışlanarak, kapalı kapılar arkasında
değerlendiriliyor. Ne yazık ki AB
sürecinde hükümetin yaptığı
reformlar(!) herhangi bir Avrupa
ülkesinin mevzuatını 'kopyala, yapıştır
ve çevir' yöntemi ile yapılmaktadır.
Buna en iyi ömek yeni TCK'nin 287.
maddesidır. Bu madde, 'Yetkili hâkim
ve savcı karan olmaksızın, kişiyi
genital muayeneye gönderen veya bu
muayeneyi yapan fail hakkında üç
aydan bir yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur' şeklindedir. Adli genital
muayene ve normal genital muayene
aynmı yapılmayan ve ifade yetersizliği
olan bu madde değiştirilmeyip 1
Haziran'da yürürlüğe gırerse ne
olacak biliyor musunuz?
Genital muayene tıpta genital
sistemin her türlü muayenesi olarak
kabul edildiği için, jinekologlar
jinekolojik muayene için, ürologlar
prostat muayenesi için ve genel
cerrahlar hemoroit muayenesi için
savcılık ya da mahkemeden sevk ya
da izin belgesi istemek zorunda
kalacaklardır. Aksi takdirde suç
işlemiş olacaklardır."
Yüksek Yerihm Hattı
erdincutkufn yahoo.com
Piyasalar istikrarsız. Anlaşılan
Tahtakale'nin de bir tahtası eksildi!
ÇED KOŞESİ
OKTAY EKİNCİ
Formula-1 Talanına
;
Rüşvet';
Mimarlık Doruğuna 'Nasihaf...
Türkiye'vı dünyaya tanıtan he-
men tüm sunumlarda
>
"miınari''si
var. Anıtsal yapılardan eski kent
dokulanna, antik yerleşmelerden
yalılara, konaklara, yayla evlerine
kadar Anadolu'nun hemen tüm
mimarlık bırikimlen tunzm afiş-
lerinın. broşürlerinin ve her türlü
tanıtım fılmlennın neredeyse "ye-
gâne"malzemelen..
Bir de elbetie ki doğal güzelhk-
lerimiz, koylar. kıyılar. göller, dağ-
lar, nehırler ve ormanlanmız
lşte bu zenginliğin geleceğe ta-
şınmasını tartışmak üzere temmuz-
da İstanbui'da yapılacak "Dünya
Mimarlık Kongresr hazırhklan
için hukumet ve devlet hâlâ oralı
bıle değilken, aynı zenginliği talan
ederek ormana ve su havzasına ko-
nuşlanan Formula-1 için sağlanma-
dıkolanakkalmadı...
Doğanın ve kültüriin "yok edü-
mediğT bir kentleşme politikası-
etkinlik mekânlanna "kural böy-
le" denerek milyarlarca lira kira
paralan istenirken, Formula'dakı
para kazanma tesislerinin imara
yasak alanlardaki "kuralaz" inşa-
atlanna törenlerle temel atıldı.
Yine Dünya Mimarlık Zirve-
si'nin yapılacağı Taskışla'yla Lüt-
fı Kırdar arasındakı "Kongre Va-
djsi"ni düzenleme yanşmasına
Kultür ve Tunzm Bakanlığı'nca
Başbakanhk Tanrtma Fonu'ndan
ıstenen 100 bin dolar için bile
"ödenekyok" denırken, aynı Baş-
bakanlık kaynaklanndan Formu-
la-1 'i düzenleyen FAO şirketinın
patronu Bay Ecclestone'ye 13.5
milyon dolar. hem de nakıt olarak
"avans" ödendığı ortaya çıktı..
Beyefendinin de nakde ihtiyacı
olmamalı kı. bu parayla hemen
Tuzla'daki tersanelerde özel bir
*yaı" yaptırmaya başlamış!
Son haberlere göre yaklaşık
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakid turk.net
ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciCn mynet.com
HARBİ SEMİH POROY
ButabnvçOned.asncatrivoriarödErivoc.
na hasret kalan Türkiye'ye esin
kaynağı olacak bir uluslararası bu-
luşmaya ilgisız kalanlar, hiçbir so-
runa çözüm içermeyen otomobil
yanşlarına devletın kesesıni sonu-
na kadar açmış durumdalar...
'Kent' umurlannda değiL
Uluslararası Mimarlar Birli-
ği'nin her 3 yılda bir farklı ülkede
düzenlediği Dünya Mimarlık
Kongreleri için bu kez Türki-
ye'nin seçilmesindeki önemli ne-
denler arasında "kültür ve çevre
zenginlikkrimiz" yer alıyor...
100'den fazla ülkeden binlerce mi-
man tstanbul'a çeken ise bu zen-
ginlıklerin tahribatına karşı "uhıs-
krarası dayaıuşma" çağnmızdı.
Mimarlar Odası, 2005 buluş-
ması için aday kentlerin yanştığı
1999"daki Pekın kongresinde dün-
ya mımarlanna demişti ki: "Ana-
dohı'nun mimari ve doğal mirası
tüm insanhğındır. Gelin, kentieri-
mizin ortak geleceğini tarihleiç içe
tarbşabm-."
lşte bu çağnya ilgi göstererek
"kimliksiz kentteşme" sorunlan-
mızı da paylaşmak üzere temmuz-
da tstanbul'a gelecek hemen tüm
ülkelerden mimarlar için. "mııha-
fazakâr" iktidar hâlâ bir "aferin"
bile demezken, Formula-rie ön-
ce ormanımızın yağmalanmasına
ve su havzalanmızdaki nâzım
planlara aybn rant yapılaşmasına
açıkça göz yumuldu. Şimdi de ay-
nı talana mılyonlarca dolarlık "teş-
vik"ler yağdınlıyor..
Dünya Mimarlık Kongresı'nın
yapılacağı kamuya ait toplantı ve
"150 milyon dolar"a malolacak
Formula-1 ıçın hükümet ve devlet
neredeyse hemen tüm masraflan
üstleniyor. Yine FAO'ya "25 mfl-
yon dolar"lık teminatla birlikte.
bilet gelirlerinın yüzde 45'i, diğer
gelirlerin yansı, sponsorluklann
yüzde 25 *ı ödenecek. Sadece tele-
vizyon yaytn hakkından ise "4mil-
yon dolar" veriliyor... (Vatan-
21.05.2005)
Buna karşılık, toplam bütçesi
sadece 3 milyon dolar olan Dünya
Mimarlık Kongresi'nden ise ne-
redeyse "üste para" isteniyor...
Tüm ülkelerden mimarlann "mi-
marhk tarihi ülkesi"nde toplana-
rak, kültürü ve doğayı gözetecek
bir kentleşmenüı evrensel politi-
kalarını belirlemelerini destekle-
mek bir yana. zorluk bile çıkan-
yorlar..
Sorun 'parasızhk' değil
"Formula" ile "mimarhk"a
karşı bu "davranış farkhhklan"nı
geleceğin tanhçileri nasıl değer-
lendirirlerbilemeyiz. Ancak bu kı-
yaslama açıkça gösteriyor ki. Tür-
kiye'yi yönetenlerin kultür ve uy-
garlık değerlerine karşı duyarsız-
lıklanndaki temel neden "para-
SE"lık değil, başka bir şeyden yok-
sunluk..
Bunun tanımını yapmak ise ba-
sın ahlak yasası sınırlannı zorlaya-
cağından, değerlendırmeyi okur-
lara bırakıyorum.
Dünya Mimarlık Kongresi'ne
ışte bu koşullarda ve "bu anlayışa
rağmen'
1
ev sahıpliği yapıyoruz...
oekinci . cumhuriyetcom.tr
semihporoyCayahoo.com
HAYAT EPİK TtYATROSU MUSTAFA BÎLGİN hayatepika mynet.com
NE BİRAZCIK VİCDANLARI VAR,
NE KURAL TANIYOLAR,
NE DE HAK HUKUK BtLİYOLAR BE!.. NE YAPALIM?!..
BtZ
BÖyLEYİZ
İSTE!..
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Mayıs ıcuncmumtas-arikan. com
ZORLUKLARA KARSI TfrATRO AŞKL
1974'Tt 8UGÜH,ÜfJLÜ TİYATRO OVUUCUSU UtŞİ UHAZ SS YAÇ/NDA ÖLOÛ.
AUKABA PEVLET tcotiSEm/ffruAIZl'M SiTVgpilCTSN SONRA f94-3'TŞ/
SAH-
NE yAŞAMINA gAŞLAYAKl U8AZ, SI8ASIYLA / DEVLEr TnrtTmoSU, OOH.-
MEM TIYATROSU, İSTANBÜL ŞEHtlS TJYAriGCSU VE K£N-
Oı <URPUĞU r/y/rreoM gAŞAetviA cyNADi. BÜYÛK.
YETEUESı SAYESlMDE HBM OISAM HEM PB KCMET>I
ÇOZ İYİ SONUÇLAR ALPI. İKı KEZ IL-
, S/G ££Z D£ EM İYİ
OYUNCU ÖPUUJ KA2ANAN UU/Î U&IZ,
, ŞEULİĞİ £N İ
KEZ OYUAJCU SEÇİLMİŞTİ. SOM YIUA&M', Ti-
YATROSUMU YASATABİLAAEK İÇ/AI ZO/ZLUKİ^E.
İÇİHDE GEÇl'RMif, SU AMAÇLA BÜYÜK
UELER İ
Ulri Unoz,
S'*e dAUa âmcje.
isluz*dtrAr-
PANO
DENİZ KAVUKÇUOGLU
İyiye Giden Ekonomi
2005 yazına, ekonomımizin iyıye gittığine ilişkin
müjdeli haberlerle gıriyoruz. Aslında bunun için bı-
rilerinin haber vermesine gerek yok, fakat kendi bil-
diğimizi başkalarının ağzından da duymak bir baş-
ka rahatlatıyor bızı. "Kendi bildiğimizi" diyorum,
çünkü gözlerimizle görüyoruz: Pazar tezgâhları,
mağaza raflan bin bir çeşit malla dolu, insanlar ka-
pış kapış kapışıyorlar. Pazarcılar, dükkâncılar müş-
terilerine mal yetiştirmekte zorlanıyorlar. Inanmıyor-
sanız Ulus Pazan'na, Akmerkez'e, Nişantaşı'na,
Teşvikıye'ye, Bağdat Caddesi'ne gidin, bir bakın.
Bakın da yüreğiniz ferahlasın, "Bizim nasıl da iyiye
giden bir ekonomimiz var" diye.
Sonra gidin, Ibrahim Tatlıses'ı dinleyin: Etiler'de
bir yerde hafta sonları "sahne a//yor"muş. Sahne
önü masalar yemeksiz adam başı 500 YTL'cikmiş,
ama yerli içkiye razı olacakmışsınız. Dilerseniz 350
YTL'cik daha verip bir şişe "yabancı viski" getirtebi-
lirmişsiniz masanıza. Şöyle dört kişi, viskili miskili,
ıvırfı zıvırlı, kaba hesap 3000 YTL'ye, (üç milyara ya-
ni) felekten bir gece çalabilirmişsiniz. Gidenlerden
duydum, 500 kişilik mekân ağzına kadar doluyormuş
hafta sonlan. Ya da gidip Boğaz'da balık yiyin, rakı-
sı mezesi adam başı 80-100 YTL'ye çıkıyorsunuz.
Daha ne olsun? Biliyorsunuz, son zamanlarda çe-
şitli konut şirketleri kampanyalar düzenliyorlar. 250-
300 bin Avro'yu gözden çıkardınız mı en lüksünden
olmasa bile başınızı sokacak "şık" bir daire sahibi
olabiliyorsunuz, hem de yeşillikler içinde. Tüm bun-
lar insanın içini ısıtıyor doğal olarak.
Şu ERDEMİR'İ, Seydişehir'i falan da bir özelleş-
tiriversek ekonomimiz daha da iyiye gidecek ama
ne yazık ki bu iyiye gidişe direnen, "Bindik birala-
mete gidiyoruz kıyamete!" diye düşünen bazı kö-
tü niyetliler var aramızda. Az kalsın SEKA'yı da, TE-
KEL'İ de özelleştiremiyorduk bunların yüzünden,
neyse ki sonunda kazanan yine iyi gidişten yana
olan iyi niyetliler oldu. Ben de iyi niyetli bir insan ol-
duğumdan bu iyi gidişe "tabiatıyla" çok seviniyo-
rum, özelleştirmeleri duydukça yüreğim yağ bağlı-
yor. Bir de doğal ki yabancı yatınmlar çok mutlu edi-
yor beni. Akmerkez'in, Dışbank'ın yarısı emin elle-
re geçtı derken Gima'yı da Fransızlar kaptılar. Bu
yürek yağ bağlamasın da ne yapsın?
• • •
Sabahlan ilk işim gazetelerin ekonomi sayfalanna
bir göz atmak oluyor, acaba yine hangi şirketimiz,
bankamız, alışveriş merkezimiz, turistik tesisimiz ya-
bancılann emin ellerine bırakıldı, diye. Aradığım ha-
berleri bulamadığımda içimi bir üzüntü kaplıyor,
umutlanmı ertesigünebırakıyorum. "Umutlanmı"di-
yorum, çünkü daha satacak, devredecek, bırakacak
o kadar çok malımız mülkümüz var ki bizim...
Bir de büyük sözü dinleyen bir millet olabilsek...
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Birinci Başkan Yar-
dımcısı, Anne Krueger Hanımefendi'nin uyanlan hâ-
lâ kulağımda, "Asgari ücretleriniz çok yüksek, indi-
rin!" diyor. öyle ya, bugün dünyanın neresinde, kim
kime 10-12 saat çalışma karşılığında 350.15 YTL
(hem de net) para ödüyor? Ruanda'da mı, Burundi'de
mi, yoksa Zambia'da mı? Hanımefendi, "Eğerbu in-
dirimi yapmazsanız, yapısal reformlannız tekler!" di-
yor. öyleyse siz "siz" olun, bu insanlar bu kadar pa-
rayla nasıl geçinır, diye sormayın. Yanıtı zaten belli de-
ğil mi? "Geçinmeye mecbursanız geçinmek zorun-
dasınız" diyerek mantıklı bir yanıt vermemiş miydi
Bayan Krueger bu soruya? Daha ne istiyorsunuz, ne
istiyoruz? Aynca ne isteyebiliriz ki?
lyisi mi, biz bu iyiye gidişin tekerine çomak so-
kan kötü niyetlilerden olmayalım. Gelin, bir an ön-
ce elimizde neyımiz varsa özelleştirelim. sonra ya-
bancılara devredip iyice sıynlınz bu işten. Bu ara-
da da şu asgari ücretleri düşürür, hem "kayıt dışı-
nın" önünü kesmiş hem de saygıdeğer ışverenle-
rimizi yüksek sigorta primlerinden kurtarmış oluruz.
Sayılan bilmem kaç milyon olan o asgari ücretlileri
düşünüp keyfimizi kaçırmayalım. Biliyorsunuz, beş
panmağın beşi bir olmaz. Zaten onlarnasılsa bir yo-
lunu bulup geçinirler. Akmerkez'den alışveriş yapa-
cak, Bağdat Caddesi'nde piyasaya çıkacak halle-
ri yok ya. Otursunlar, oturdukları yerde! llle de Tat-
lıses'i dinlemek istiyorlarsa haftada birtelevızyonun
karşısına geçip avutsunlar gönüllerini. Aliah'a şü-
kür kı bizim demokrasimizde çareler tükenmıyor.
Yoksa unutmuş muydunuz?
(e-posta: dkavukcuoglu -. superonline.com)
(Faks:0212-234 68 73)
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7
SOLDANSAĞA:
1/Sinirağnsı,
2/Ugraş... Iz- 1
mir'in bir il- 2
çesi. 3/ Kay- 3
natılmış buğ-
day... Doku
teli. 4/ Incir
ağaçlannda
Jullcıuncyı
sağlayan bir
cins sinek...
"Birçokgide- 9
nin her biri
memnun ki yerin-
denBirçok —'ler
1
geçti dönen yok se-
ferinden" (Yahya
Kemal). 5/Arnavut-
luk'unparabirimi... 5
Birgöstermesıfatı... 6
tran'ın plaka işareti.
6/ Ortadokslarda 8
tahta pano üzerine 9
yapılmış her türlü dinsel resme verilen ad
yak. II Muş'un bir ilçesi. 8/ Kaş ilçesinin karşı-
sındaki Yunan adası... " E m i n — " : Mimanmız. 9/
Klav^eli bir çalgı.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Her türlü siyasal düzeni yadsıyan, toplumun bi-
rey üzerinde hiçbir baskısını kabul etmeyen gö-
rüş. 2/Elma, armut, ayvagibi meyvelerin yenme-
yen iç bölümü... Katılmış, ulanmış parça. 3/ Kü-
çük demiryolu. 4/ " — Alnıaçık": Tiyatro sanat-
çımız... ABD Ulusal Havacılık ve Ûzay Daire-
si'nin simgesi. 5/Kuzey Buz Denizi'nde yaşayan
bir martı türü... Danslı ve içkili eğlence yeri. 6/
Adlan sıfat yapan bir yapım eki... Kenar süsü...
Alın ya da boynuzla vuruş. II "Afife —"': îlk ka-
dın tiyatro oyuncumuz... On dört dızeden oluşan
bir Batı şiiri türü. 8/Dizanteri... Tarla sının. 9/Vur-
guncu, dalavereci.