18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 MAYIS 2005 CUMA CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER dishab(a cumhuriyet.com.tr 11 Türkiye'm'n AB üyeliğine karşılık Ermeni soykınmı iddialannı gündeme getiren Paris'e tepki Frahsa'ya yaınt Cezayir'denDış Haberler Servisi - Cezayir Senatosu Söz- cüsü Amar Bakhouche, Türkiye'nin Avrupa Bir- liği (AB) üyeliğine karşılık Ermeni soykınmı iddialannı gündeme getiren fransa'ya, 1945 'te katledilen Cczayirlileri hat^rlatarak, "Fransa önce kcndi evinin önünü temizlemeli" dedi. Ermeni soykırımı iddialarıyla Türkiye'nin AB üyeliğini yokuşa sürmek isteyen Fransa'ya, Cezayir'in üst düzey yetkililerinden gelen tep- kiler sürüyor. Cezayir Devl;t Başkanı Abdü- laziz Buteflika'nın geçen (ıafta, Fransa'nın 1945 'te bu ülkede yaptığı katliamların sorum- luluğunu üstlenmesi çağrısına, Cezayir Sena- tosu Sözcüsü Bakhouche de katıldı. Bakhouche, ABhaber.com sitesine yaptığı açıklamada, Fransa'nın 8 Mayıs 1945'te kat- ledilen Cczayirliler için özür dilememekle ıs- rar ettiğini belirtti. "Fransa önce kendi evinin önünü temizlemeli" diyen Bakhouche, Erme- • Ermeni soykırımı iddialarıyla Türkiye'nin AB üyeliğini yokuşa sürmek isteyen Fransa'ya 1945'te katledilen Cezayirlileri hatırlatan Cezayir Senatosu Sözcüsü Bakhouche, "Fransa önce kendi evinin önünü temizlemeli" dedi. ni soykırımı iddialarının Türkiye'nin önüne bahane olarak konduğunu ve Müslüman bir nü- fusun AB'de istenmediğini söyledi. 1.5 milyon kişi öldürüldü ÜLKİYET TAR: Bakhouche, Fransızların yaptığına Ceza- yir'de "soykınm" denildiğini, ancak Fransa'da bunun başka bir şekilde tanımlanmaya çalışıl- dığını kaydetti. Cezayir'in bağımsızlık mücadelesi verdiği yıllarda sömürgeciler tarafından 1.5 milyon Ce- zayirlinin öldürüldüğünü belirten Bakhouche, tütn girişimlerine karşın Fransa'nın Ceza- yir'den özür dilemediğinı ifade etti. "Batılı ülkeler, gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelere kendi isteklerini bir şekilde empoze ediyorlar" diyen Bakhouche sözlerini şöyle sürdürdü: "Filistin'de, Vietnam'da, Kore'de, Irak'ta yapılan katliamlar, Birleşmiş Milletler tutanaklanna girmiştir. Bunlardan neden söz edilmiyor?" Fransa'nın Ermenilere yönelik soykınm id- dialanndan önce kendisini ilgilendiren bu ko- nuda adım atması gerektiğini belirten Bakho- uche, Fransa'nın, dönemin arşivlerini kapalı tut- masına da tepki gösterdi. Bakhouche, söz ko- nusu arşivlerin büyük kısmının Fransa'ya gö- türüldüğünü vurgulayarak, "Bunlar ne Fran- sızlara ne Cezayirlilere açılıyor. Arşivin bir an önce herkese açılmasını talep ediyoruz" dedi. Cezayir'de geçen hafta, 1945 'teki bağımsız- lık yanlısı gösterilerde sivillere ateş açılması ve havadan karadan saldınlar düzenlenmesi sonucu yaklaşık 45 bın sivilin öldürülmesinin 60'ıncı yıldönümü dolayısıyla Setif kentinde bir tören düzenlenmişti. Törende konuşan Devlet Başkanı Buteflika, Fransa'nın 1945'te bu ülkede yaptığı katliam- lann sorumluluğunu üstlenmesi çağrısında bu- lunmuştu. Buteflika konuşmasında, Fransa'nın Cezayir Büyükelçisi'nin geçen şubat ayında yap- tığı açıklamada, özellikle Setif teki katliam- ların "bağışlanamaz bir trajedi" olduğu söz- lerine atfen, "Fransa'dan, bu ifadelerdcn da- ha ileri adınılar bekliyoruz" demişti. 1ŞMASI Rum kesimi kanştı REŞATAKAR LEFKOŞA-Güney Kıbrıs'tjıki ana muhalefet DİSl Başkanv Nikos Anastasiadis'in, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a, "Annan PlanTnın mülkivctle ilgili bölümünü tek taraflı uygula 1 ' çağrısında bulunması Rum siyasileri arasında sert tartış.malara yol açtı. Annan Plam'nın mülkiyetle ilgili bölümü, taviz olarak verilecpk bölgelerin dışında kalan, Gifrıe ve civan köylerdeki Rum arazijerinin 2/3'ünün Türklere kalması, Runılara sadece 1/3 oranındfaki toprağın iade edilmesini öngörüyor. Rum hükümet sözcüsü Kipros Hrisostomidis, "Türkişgali altında kalan mallanmızın 2/3'ünün talan edilmesini nasıl kabul edebildiğini açıklanıası gerekir" diyerek Anastasiadis'i, Talat'ın elin© silah vermekle suçladı. Rum Yön|etimi Başkanı Tasos Papadopulosiun lideri olduğu DtKO Asbaşkanı Nikos Kleanthus da "Göçmenlerimizin yasal haklarımn hediye edilmesivle ilgili beyanlarda bulımmaııu/ talihsizliktir" diyc konuştu.' Güney Kıbrıs'taki koalisyoflun küçük ortağı, fanatik EDEKİ Başkanı Yannakis Omiru, Kıbrıs He|enizmi'nin 24 Nisan referandumunda Annan Planı'nı sildiğini belirtti ve ^Halböyle iken Talat'a, Annan Planı'nı uygulanıası ve Kıbrıs Rum mallanıım 2/3'ünün yağmalanmasını nasıl önerebiliriz" diye jsordu. KKTC'den BM GÜCÜ'IM; nota Güney Kıbrıs Rum yönetim|inin tedavi gören KKTC yurttaşlanna ÖM Barış Giicü kanahyla fatura göndermesi üzerine KKTC BM Gücü'nç nota verdi. KKTC Başbakan Yardımcıljğı ve Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Güney Lefkoşa'daki Makarios Hastanesi'nde 2003-2005 yılları arasında tedavi görcri Kıbnslı Türklerle ilgili 15 civanndaj ihbar niteliğindeki faturanın kabul edilmediği, ihbarlan getiren BM Banş Gücü'ne de uyan yazısı verildiği kaydedildi. Açıklamada, fa^uralarda "işgal altındaki Girne" ve "işgal altındaki Lapta" ifadelerin^n bulunduğu anımsatılarak bı|ınun kabul edilmcsınin mümkün olmaâığı belirtildi. Açıklamada, BMİBanş Gücü'nün benzeri taleplere aracıhk etmemesi konusunda uyarıjdığı vurgulandı. BM Banş Gücû'ne gönderilen notada, aynca njülkiyet ve sağlık konularmda KKTC vatandaşlarıyla KKTC'de yaşayan yabancılara yönelik tahriklerde bulunulduğuna dikkat çeki|irken Rum yönetiminin KKTC'de hiçbir yetkisi olmadığına vurgu yapıldı ve taciz girişimlerine karşı her tür önlemin alınacağı bildirildi. 'Gerginliği arttırıyor' AB Komisyonu'nun genişiemeden sorumlu üyesi Olli Rehn de mal- mülk konusunun kapsamlh bir şekilde acilen çözülmesi gereken nassas bir konu olduğunu belirtti. Bu konunun Annan Plam'nın bir parçalsını oluşturduğunu ifade eden Rehn, mevcut durumun adadaki gerginliği arttırdığının altını çizerek siyasi olan bu konuyla ilgili olarak sijvil malıkcmelerc gidilmesini desteklemediğini açıkladı^ Rehn, Kıbrıs'ın AB'ye bölünmüjş bir ülke olarak girdiğini belirtti. "Bunun can acıtıcı bir gcrçek olduğunu" kaydeden Rehn, adadaki statükonun artık sürdürülemez olduğmnu ifade ederek, Kıbrıs'ın diğer üyeler gibi barışın bulunduğu birleşik bir ülke olması gerektiğini kaydetti. Anayasa lehinde gösteri yapan gençler, Fransızca 'evet' yazıh dövizlerle Fransa'ya mesaj yolladılar. (AFP) Berlin 'den anayasaya evet BERLİN (AA) - Alman fede- ral meclisi, Avrupa anayasasıyla ilgili olarak dün yaptığı oylama- da, anayasayı büyük çoğunlukla kabul etti. Federal mecliste yapılan oyla- mada, 569 milletvekili Avrupa Anayasası'nı onaylarken 23 mil- letvekili anayasa için "hayır" oyu kullandı. Avrupa Anayasası'nın kabul edilebilmesi için meclis üyelerinin üçte ikilik çoğunluğu- nun onayı gerekiyordu. Başbakan Gerhard Schröder, Avrupa'da daha fazla demokrasi isteyen herkesin Avrupa Anaya- sası'nı onaylaması gerektiğini söyledi. Hıristiyan Sosyal Birlik Parti- si Genel Başkanı Edmund Sto- iber de, eleştirilecek yanlan ol- masına rağmen bu anayasayla AB'nin daha da güçleneceğini belirtti. Stoiber, AB'nin Hıristi- yan kültürü temellerine dayandı- ğını da ifade ederek AB'nin Tür- kiye ile ancak, kendileri tarafın- dan tam üyelik yerine önerilen "imtiyazlı ortaklık"la iyi ilişki- ler kurabileceğini tekrarladı. AŞBAKAN'DAN UYARI 'Türkiye de benzer kararlar alabilir' Dış Haberler Servisi- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözde Ermeni soykınm iddialannı ulusal meclislerinden geçiren ülkelere karşı Türkiye'nin de benzer karar alacağını açıkladı. Macaristan'ı ziyaret eden Erdoğan, soykınm iddiaları ile Türkiye'ye yönelik "çirkin bir tuzak" kurulmak istendiğini söyledi. Erdoğan, sözde soykırım kararını parlamentolarından geçiren 15 ülke içinde geçmişte soykınm yapmış ülkeler olduğunu anımsatarak u Ben de kalkar Meclisime larklı ülkelerde olan soykınmı getirebilirim, öyle bir çoğunluğa sahibim" dedi. Sözde soykınm iddialarıyla Türkiye'ye yönelik tuzak kurulmaya çalışıldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Türkiye'ye karşı kurulmak istenen tuzak çok çirkindir. Böyle bir tuzağa Türkiye girmeyecektir." Shaw, Halaçoğlu'na yönelik suçlamanm ifade özgürlüğüne aykın olduğunu söyledi ABD'li tarihçi: Isviçre medeniyetsiz ANKARA (AA) - ABD'li Modern Osmanlı Tarihi Profesörü Stanford Shaw, Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Hala- çoğlu hakkında Zürih'te bir toplantıda Ermeni soykınmı savlannı reddettiği gerekçesiyle so- ruşturma başlatan lsviçre'yi "medeniyetsiz" olarak nitelendirdi. Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Shaw, Halaçoğlu'na yöneltilen suçlama- nm akademik özgürlüğe ve ifade özgürlüğüne aykın olduğunu belirterek "Bu, medeniyetsiz- liktir. Bu,' Benim ulaşmanı istediğim sonuca ulaş- madığın takdirde, araştırma sonuçlarını açıkla- yamazsın' anlanuna gelir" diye konuştu. lsviçre'ye davet üzerine giden Halaçoğlu'nun orada kendi araştırma bulgulannı açıklayacağı- nın zaten bilindiğini belirten Shavv, lsviçre'nin tutumunu "diktatörce" bulduğunu söyledi. 'Asıl soykınnu işgalciler yaptı' Geçmişte Osmanlı tarihi dersi verdiği için aralannda Rum ve Ermenilerin de bulunduğu ba- zı grupların California Üniversitesi'ndeki sını- fına baskın yaptığrnı, dersi alan yüksek lisans öğ- rencilerine, hatta onların ailelerine saldırdığını anlatan Shavv, tsviçre'nin Halaçoğlu'na karşı tu- tumunu aynı türden bir saldınya benzetti. ABD'li profesör, saldırganların Los Ange- les'taki evini havaya uçurmaya bile kalkıştığını belirterek "Bu gruplar nasıl kendi istedikleri der- si vermediğim için bana saldırıyorsa, tsviçre de kendi görüşlerini yansıtmadığı için Halaçoğlu'na saldınyor" dedi. Ingiliz donanmasının savaş sırasında açlık ve hastahkla boğuşan Osmanlılara yiyecek ulaştı- nlmasına engel olduğunu anlatan Shavv, "soykı- nmdan söz edilecekse, bu suçu asıl işleyenin inı- paratorluğu işgal etmeye çauşan Ingilizler, Rus- lar ve Fransızlar olduğunu" söyledi. [ÇAK EROL MANİSALI Buna Sebep Olanları Tasfiye Etmek Zorundayız... - Almanya ve Danimarka dışişleri bakanları 2002'de Kopenhag'da, hem de basının gözleri önünde "Türkiye'yi önce uyutalım sonra unuturuz" demediler mi? - Eski Ingiliz Dışişleri Bakanı Cook, "Türkiye'nin sınırları belli değildir" demedi mi? - Verheugen 2004'te, "Talat kazanırsa, ancak o zaman seçim bizim için geçerli sayılır" beyanında bulunmadı mı? - Karen Fogg'un, "AB muhibi gazetecilere kaç parayı nasıl verdiği" belgeleriyle açıklanmadı mı? - Schröder Türkiye'de, "FenerPatrikhanesiekü- meniktir" diyerek, Tayyip Erdoğan'ın yanı başın- da Lozan'ı deldiğini söylemedi mi? - Avrupa Parlamentosu'nun 15 Aralık 2004'te al- dığı "Türkiye'ye evet" karar metni okunduğunda, bunun "Sevr'e evet" metni olduğu ortaya çıkma- dımı? - M.A. Talat'ın, "Türkaskeri adadan gitsin" der- ken adadaki Ingiliz ve Yunan askeri varlığından hiç söz etmediği, son 4 yıl içinde Türk ve dünya med- yasında yer almadı mı? - R.T. Erdoğan, 3 Kasım 2002'yi izleyen günler- de, daha milletvekili bileseçilmeden, "Buiş Denk- taş'/a olmaz; 40 yıllık Kıbrıs politikamız değişecek" açıklamasını yapmadı mı? - Nisan 2004 Annan Planı referandumunda Di- kelya Üssü'nün Ingiliz komutanı "evet" oyları için KKTC'de dolaşmadı mı? -17 Aralık 2004'te hükümetin Brüksel ile vardı- ğı "mutabakatbelgesinin", Türkiye'yi, üyeyapma- dan özel statüye götüren bir belge olduğu ortaya çıkmadı mı? - THY'nin, Tekel'in, Erdemir'in ve diğer büyük te- sislerin, özelleştirme ve halka satış adı altında, "ya- bancı tekeller tarafından alınmak istendiği", daha şimdiden anlaşılmadı mı? Bütün bu anormal açıklamaları ya da yasadışı sonuçları ortaya çıkaran ortam nasıl oluşuyor? - Hükümet neden tepkisiz kalıyor? Çaresiz bir durum sergiliyor? - Bütün bu hukuk dışı, siyaset dışı ve ahlak dışı olaylar neden TBMM'detartışılmıyor, konuşulmu- yor, gerekli sert tepkiler gösterilmiyor? - Medyamızın çok büyük bir bölümü neden "bü- tün bu anormallikleri, normal olaylarmış gibi karşı- lıyor"! Bir sömürge medyası gibi hareket ediyor? Bağlanmanın çaresizliği mi? - Kimi siyasiler iktidara gelip ayakta kalabilmek için Brüksel'e, VVashington'a ve bazı dış tekellere bağlanmışlarsa... - Ülke ekonomisinin ipleri Brüksel'e ve IMF yö- netimine bırakılmışsa... - Gayri milli sermaye ve tarikatlar iç dengeleri, halkın yerine belirliyorsa, bütün bunlar normal so- nuçlar haline gelir. En büyük anormallikler normal gibi gösterilme- ye başlanır. Aslında en büyük anormallik, "içerde gayri milli sermaye ve gayri milli Islamcı çevrelerin"; dışarıda ise Brüksel, ABD ve Batı'nın büyük tekellerinin sis- teme hâkim olmalarından kaynaklanıyor. - Kanunlar ÇUŞ'nin çıkarları doğrultusunda dü- zenleniyor. - Türkiye'nin büyük ulusal sanayi şirketleri ve ka- mu kurumları, yabancı tekellere satılıyor. - İç düzen (ve düzensizlik) tamamen dış güçle- rin ve onların içimizdeki uzantılarının tekeline bıra- kılıyor. Geçen hafta Bursa ve Gemlik çevresinde çiftçileri dinledim; -Cargill'in nasıl, "yerelyönetimlerce" desteklen- diğini, - Mahkeme kararlarının uygulanmadığını, - Pancar üreticisine nasıl darbe vurulduğunu, - Iznik'te 250 metre derindeki büyük su rezervi- ni tüketerek çevre çiftçiye nasıl zarar verdiğini, - Kullandığı mısırı nasıl doğrudan doğruya Ame- rika'dan getirdiğini dinledim. Ve kendi kendime sordum; Türk insanına ve ta- rımına bu kadar büyük zarar vermek için hangi si- yasiler çalışıyor? Hangi il yöneticileri "kendi halkı- na karşı Batı tekellerinin yanında yer alıyor"? www.istanbut.edu.tr/iktisat/emanisali SİLİVRİ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLAN1 DosyaNo. 2004/519 Tal. Bir borçlan dolayı ipotekh bulunan ve aşağıda özellikleri yazılı taşınmazın açık arttırma suretıyle satılarak paraya çevrılmesine karar verilmıştir. Satış ılanı ilgililenn adreslerine teblığe gönderılıniş olup, adreste tebligal yapıla- maması veya adreslerı bilinmeyenler için de ışbu satış ilanının ılanen teblıgat yenne kaim olacağı ilan olunur. Tapu kaydı: Satışa konu taşınmaz, istanbul ılı, Sılıvrı ılçesı, 2. bölge, Alıbey Mahallesı, Şerıf mevkii, 20 pafta, 142 ada, 39 parselde kaın, kat irti- fakında 20/260 arsa paylı, 4. kat 12 nolu daıre. lnıar durumu: İstanbul, Silivri Beledi- ye Başkanlığı lmar lşleri Müdürlüğü'nün 05.07.2004 tarihli ımar durum belgesine göre, İstanbul, Silivri ilçesı, Alıbey Mahallesı, 20 M IV pafta, 142 ada, 39 parselın bıtışik nızam, h: 15.50 (5 kat) imar durumu mevcuttur. Gaynmenkulün halıhazır du- rumu ve tahmını değerleri: Satışa konu taşınnıaz, İstanbul ılı, Sılıvrı ılçesı, Alibey Mahallesı, Şerif mevkii tapunun, 20 pafta, 142 ada, 39 parselde kayıtlı 20/260 arsa paylı 4 kat 12 nolu daıredir. Beledıyeden onaylı projesine bakıldığında 3 oda, 1 salon, mutfak, banyo ve vvc'den ibaret olduğu görülmüştür. Yaklaşık 110 nı2 cıvarındadır. Günlük alım satım ve değenne etkı eden tüm faktörler gözönünde bulundurulduğun- da gayrimenkulün değerinin 35.0O0.00.(YTL) edeceği kanaatine varılmıştır. Satış şartları: Bırıncı açık arttırma 01.07.2005 günü saat 13 30-13.45 arasında, Sı- livrı lcra Müdürlüğü'nde yapılacaktır. Bu arttırmada tahnıın edilen kıymetin yüzde 60'ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geç- mek şartı ile en çok arttırana ihale olunur Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak kaydı ile; ıkıncı açık arttırma 11.07 2005 günü saat 13.30-13 45 arasında Silivri lcra Müdürlüğü'nde ikinci açık arttırmaya çıkarılacaktır Bu arttırmada tahmın edilen kıymetin yüzde 40'ını, rüçhanlı alacaklıların alacağı mecmuunu ve satış masraflarını geçmesi şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Satış peşin para iledır. Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmın edilen kıymetin yüzde 20'sı nıspetınde pey akçesı veya bu miktar kadar mıllı bir bankanın teminat mektubunu ve- ya bu miktar karşılığında dövız veya mıllı bir bankanın teyidi yapılmış bloke çekını vermelerı lazımdır. Alıcı istediğınde (10) günü geçmemek üzere mehıl verilebılir. Tellaliye resmı ihale bedelinden ödenır. İhale damga pulu bedeli, mevzuatın belirledi- ği oranda Katma Değer Vergısi, tapu alım harcı ve masrafları alıcıya ait olup, bırık- nıış vergıler, tapu satını harcı satış bedelinden ödenir. Ipotek sahibi alacaklılarla ile diğer ilgılilerın (ilgilıler tabırıne ırtıfak hakkı sahıpleri de dahıldir) bu gayrımenkul üzerındeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa daır olan iddialannı dayanağı belgelerı ile on beş gün içinde müdürlüğümüze bildırmelerı lazımdır. Aksi takdirde hakları ta- pu sıcilı ile sabıt olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. Satış bedeli hemen veya verilen süre içinde ödenmezse IlK.'nun 133. maddesı gereğince ihale feshedilir. Ikı ihale arasındaki farktan ve yasal faizden alıcı ve kefılleri mesul turulacak ve hıç- bır hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsıl edilecektır. Şartname, ilan tarihinden daırede açık olup, isteyen alıcıya masrafı verıldiğinde bir örneğı gönderilebılır. Satışa iştirak edenlerın şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, baş- kaca bılgi almak ısteyenlerin müdürlüğümüzün 2004/519 Tal. sayılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 9.5.2005 Basın: 21773 ABD'NİN ANKARA BÜYÜKELÇİLİG1 GOP İLE İLGİLİ BİLGİNOTU YAYIMLADI Türkiye ılımlı İslam modeli değiP AYHAN ŞtMŞEK ANKARA-ABD'nin An- kara Büyükelçiliği, Türki- ye'nin bir "ılımlı Islam ıııo- dcliolmadıgınr bildırdi. Bü- yükelçilik tarafından yayım- lanan bilgi notunda, Türki- ye'nin Genişletilmiş Orta- doğu Projesi'nin "hedefi" değil "ortağı" olduğu vur- gulanarak "Laik ve demok- ratik bir ülke olarak Türki- ye, reform aşamalarının he- nüz başlarındayer alan ülke- lere aktarabileceği değerli de- neyim zenginliğine sahip olan bir ülkedir" denildi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkur- may Başkanı Orgeneral Hil- mi Özkök'ün "ılımlı İslam nıodeline" karşı çıkan açık- lamaları ve laiklik konusun- daki vurgularının ardından ABD yönetimi, bu konuda- kı tutumuna açıklık getirdi. ABD'nın "Genişletilmiş Or- tadoğu ve Kuzey Afrika Gi- rişimi(GOKAG)" konusun- da hazırladığı bilgi notu, bü- yükelçiliğin "ankara.usem- bassy.gov" adlı internet site- sinde yayımlandı. GOKAG'ın bir ABD prog- ramı değil, G-8 ülkelerince başlatılmış çok taraflı bir ça- ba olduğunun savunulduğu bilgi notunda, Türkiye'ye ilişkin şu ifadelere yer veril- di: - Türkiye 'Hedef değil, 'Ortak': Türkiye, özgürlük ve demokrasinin GOKAG böl- gesinde geliştirilmesinin güç- lü bir ortağıdır. Çoğunluğu Müslüman olan nüfusuyla birlikte, laik ve demokratik bir ülke olarak Türkiye, re- ibmı aşamalarının henüz baş- larında yer alan ülkelere ak- tarabileceği değerli deneyim zenginliğine sahip olan bir ül- kedir. - Türkiye 'Dımlıtslam Mo- deli' değil: GOKAG'ın, Tür- kiye'yi daha az laik ya da daha az demokratik bir hale getirmek gibi bir amacı yok- tur. Türkiye'yi değerli bir GOKAG ortağı yapan, de- mokrasisi ve reform konu- sundaki deneyimidir. - ABD, Türkiye'nin GO- KAG rolünü takdir ediyor: ABD, Türkiye'nin Italya ve Yemen'le birlikte 'Demok- rasi Yardım Diyaloğu'na' (DYD) sponsorluk yapma- sını takdirle karşılamaktadır. GOKAG'ın 'DestekPlanı'nın en önemli unsurlanndan bi- ri olan DYD, demokratik ku- rumların desteklenmesi, de- mokrasi programlarıyla il- gili bilgi paylaşımı ve yeni programlar başlatılmasıyla değişimlere destek olunma- sı amacıyla hükümet ve si- vil toplum liderlerinin bir araya getirilerek girişim he- deflerinin daha da ileriye ta- şınmasını amaçlamaktadır. Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye Ekono- mik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) ve kadın örgütleri temsilcileri, haziran ayında tstanbul'da gerçekleştirile- cek ve ilk bağımsız DYD et- kinliği özelliği taşıyan, de- mokratik bir toplumda ka- dınların rolüyle ilgili konfe- ransa ev sahipliği yapmaya hazırlanmaktadır. ABD Büyükelçiliği tara- fından yayımlanan bilgi no- tunda, Türkiye'nin şu görüş- lerine de destek verildi: - Demokratik Değişim, Bölge Içinden Gelmeli: De- mokratik değişim ve mo- dernleşmenin işe yaraması için ABD, bunların bölge- nin kendi içinden doğması ve her ülkenin mevcut şart- lanna uygun olarak şekillen- dirilmesi gerektiğine inan- maktadır. Bölgedeki hükümetlerden ve sivil toplum örgütlerin- den gelen reform çağrıları, özgürlük ve modernleşmeyi kucaklamak arzusuna işaret etmektedir. ABD bu çabala- n büyük bir heyecanla des- teklemektedir. - GOKAG, Israıl-Filistin Çatışması Birbirini Dışla- maz: Bazı eleştiriler, ABD'nin GOKAG'ı Israil- Filistin çatışmasına olan il- giyi geciktirmek ya da önle- mek için bir bahane olarak kullandığını ileri sürdü. Oy- sa doğru olan, bunun tam tersidir. ABD, Ortadoğu ba- rışı ve bölgesel demokratik- leşmenin birbirlerini destek- leyen ve aynı anda ilgilenil- mesi mümkün ve gerekli he- defler olduğuna inanmakta- dır. Bununla birlikte, bunla- nn birinde gelişme kaydedi- lememesi, diğerindeki geliş- meleri engellememelidir,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle