23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MAYIS 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIZI Batı'nm töm baskılanna karşın hukuki ve siyasi olarak Türkiye'nin görüşleri doğrultusunda çözümlendi i sorunuLozan'la sonaerdi D oğu Anadolu'da 1917 yılının bahannda savaş durumuna bakıldığmda, Osmanlı ordusu aleyr ine bir tablo göze çarpıyor- du. Buna mul cabil Rus ordusu, Doğu Ana- dolu'yu kolayca işgal ede;bilecek bir konumdaydı. Di- yarbakır'ı, Harput'u, Irak'akadar daha güneyde bu- lunan bütün yöreleri alrıaya hazır görünüyordu. Ermenilere gelince, cnları büyük bir sevinç dal- gası sarmıştı. Rus Ermenistanı'na ilaveten Doğu Anadolu'yu da içeren Biiyük Ermenistan hayalleri- nin gerçekleşeceğinden artık emin görünüyorlardı. Ne var ki Rusya'daki Subat Devrimi Rus ordusunun harekât planlarını engelledi. 7 Kasım akşamı bir hü- kümet darbesiyle Bolşevikler iktidan ele geçirdi. 8 Kasım'da Lenin, Petersburg'da yönetimi ele aldı ve Rusya'da Bolşevik rejinı başladı. 7 Kasım'dan sonra Aradolu'daki Rus ordusu kit- lesel firarlar sonucunda birden eriyiverdi. Görev ba- şında kalanlar, birkaç yiz Rus subayıyla çoğu Er- meni olan birliklerden itaretti. Ermeni Cumhuriye- ti bırlikleriyle Ermeni çete birlikleri, önce Ruslar ol- madan Osmanlı ordusurıa karşı durabilecekleri ha- yaline kapıldılar. Ancak bunu yapamayacaklarını anlayınca Rus Ermenistanı'na ve eski Erivan iline çekilmek dunımunda k£ Idılar. Bu gelişmelere rağ- men Ermeniler henüz Doğu Anadolu'yu da içine ala- cak Büyük Ermenistan kurma umutlarını kaybet- memişlerdi. Bunun bir nedeni de 2 Nisan 1917'de Amerika'nın müttefikleı safında savaşakatılmasıy- dı. Bolşevik devrimi, doğudaki Osmanlı ordusuna toparlanma imkâıu sağladı. Ordu, 1918'de saldırıya geçti ve mart ayı sonuna gelindiğinde, 1914'ten iti- baren kaybedilen bölgelcri geri aldı. Bolşevik hükümet daha iktidan aldığı ilk gün hal- ka barış yapacağını vaat etmişti. Barış antlaşması 3 Mart 1918'de Brest-Litoysk'ta imzalandı. Bu antlaş- ma uyannca Rusya, Karj, Ardahan ve Batum'u Os- manlı Devletı'ne geri veriyor ve bütün Doğu Ana- dolu'dan çekilmeyi taahlıüt ediyordu. T ürkiye'nin batı cephelerindeki başanlan ve Kafkasya'daki gelişmeler Moskova'yı Türkiye ile anlaşmaya zorladı. Kars Antlaşması ile Ermenistan, Moskova Antlaşması'yla da Ruslar çizilen sınır hattını kabul etti. Her iki antlaşmada da Sevr'in tamnmadığına ilişkin hükümler yer almaktadır. Böylece, Taşnak hükümetinden sonra, Sovyet Ermeni hükümeti de her türlü talepten vazgeçti ve Sevr'in geçersizliği bir kere daha belgelendi. Bu başarı Ankara Antlaşması'yla güney cephesinde de tekrarlandı. Tarihsel Gerçekler Işığında Ermeni Soykırımı Savı L ozan'da Amerika, lngiltere, Fransa ve Italya nezdinde girişimlerde bulunan Ermeni heyeti, Türklere baskı yapılarak Çukurova'nın kendilerine verilmesi için ellerinden gelen her şeyi denedi, Azınlıklar Alt Komisyonu'nda "Ermeni Meselesi" gündeme getirildi. Türk heyeti üzerinde baskı kurma çabalanna rağmen Lozan Antlaşması metnine Ermeniler ile ilgili hiçbir hüküm konmadı. Böylece, mesele Lozan'da hukuki ve siyasi olarak Türkiye'nin isteği biçimde sonlandı. MONDOR< İZLEYEN M Ü T # L R E K 1 S İ ' N İ LAYLAR Osmanlı hükümeti, Br :st-Litovsk barışıyla doğu- daki topraklarını istiladan kurtardığı gibi, Kafkas- ya'da Ermenilerin, Gürci lerin ve Azerbaycan Türk- lerinin Bolşevik rejimi tiinımayarak bağımsızlıkla- rını ilan etmeleri üzerino bu durumdan faydalana- rak Bakû petrollerini ele gı:çirmek üzere harekete geç- ti. Bu hareket başlangıçta başanlı oldu ve 1918 Ey- lül ayında Türk kuvvetleri Bakû'ya girdi. Ancak Bulgaristan'ın, Ingiliz, Fransız ve Sırp kuvvetleri karşısında çözülerek 1918 EylüPünde savaştan çe- kilmesi Osmarilı Devleti'ni son derece zor bir du- rumdabıraktı. lngiliz ve Fransızların T -akya'da 7 tümenlik bir kuv- vet kurarak Istanbul ve Bc ğazlar üzerine harekete ha- zırlanmaları üzerine Osmanlı Sadrazamı hemen mü- tareke imkânlannı aradı ve gayet ağır şartlarla 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'nda yenilgisini tescil eden ilk belge oldu. Bu gelişme üzerine Türk ordu- su Bakû'dan geri çekilmek zorunda kaldı. 1 Mayıs 1920'de Bakû'ya gireıı Rus Kızıl Ordusu Azerbay- can'ı Sovyetleştirdi. Anadolu'daki Kuvayı Milliye güçlerinin Mustafa Kemal önderliğinde birlt şmelerinden sonra Erme- ni harekâtı bir süre telıır cdildi. Bunun nedeni Rus- ya'daki yeni rejimle başlatılan temaslann sonuçlan- nın beklemnesiydi. Ne var ki başlangıçta temaslar- dan pek olumlu bir sonuç alınamadı. Bu arada olay- lar süratle gelişiyordu. Mondros Mütarekesi s jnrasında Fransızlar Ada- na vilayetini, lııgilizler de Urfa, Maraş ve Antep'i işgal etmişlerdi. Daha sonta lngilizler kendi işgal böl- gelerini Fransızlara bırakmışlar ve Fransızların be- raberlerinde getirerek Fransız üniforması giydirdik- leri Ermeniler Türklere Bu zulüm Türklerin tepkı sız-Ermeni işgaline karşı tir. Bunun üzerine yine Tıirklerin Ermenileri katlet- tiğipropagandası başlam ş, ancak başta Fransız Ko- mutanlığı olmak üzere Ipu kez Ermenilere kimse inanmamıştır. 16 Mart işgal ederek Mis kapattı. 23 Nisan Antlaşması'nı im Ermenistan'ı özgür, lıükme bağlıyor, VVUson'un hakemli Anadolu'daki Ermen ;aldırmaya başlamışlardı. siyle karşılaşmış ve Fran- ürk direnişi örgütlenmiş- Van'ı kan gölüne çeviren Ermeni Taşnak çetesi (Üstte) Ermeni Devrim Komitesi'nin flaması. (Sağda) Taşnak liderinin arması (Solda) Ermeni çetelerinden ele geçirilen silahlar. (Altta) {Fotoğraflar Ermeni Hedefleri ve Devrimci Hareketleri Albümü 1-2'den alınmıştır) Karabekir'e hareket emri 192O'de Müttefik Kuvvetler Istanbul'u resmen ak-ı Milli'yi kabul eden Meclis-i Mebusan' 1920'de de Türkiye Büyük Millet Meclis'i toplandı, lOAğustos 1920'deyse Istanbul'daki Osmanlı hükümeti, Ermenileri bir kez daha umutlandıran Sevr zaladı. Antlaşma, Osmanlı Devleti'nin geçersız Tüm baskılara rağmen... Lozan Konferansı'nda azınlıklarla, dolayısıyla Ermenilerle ilgili konulann da görüşüleceğinin ortaya çıkinası üzerine, Ermeni çevreleri \ hem konferansa davet edilmek hem de isteklerini kabul ettirmek \ amacıyla yoğun bir faaliyet içine girmişler ve Lozan'daki Türk bağımsız bir devlet olarak tanımasını ınırlarının tespitiniyse ABD Başkanı ;ine bırakıyordu. Kafkasya ve Doğu mezaliminin tahammül edilmez bir hal alması üzerine Mustafa Kemal'in Ankara hükümeti, Şark Cephesi Başl Gümrü'ye girdi. Gümrii Ant sayıhyordu. Ayrıca comutanı Kâzını Karabekir Paşa'ya harekât talimatını vdrdi. Türk orduları 28 EylüPde bütün cephelerde taarmza geçerek 29 Eylül'de Sarıkamış'a, ardından da 30 Ekim'de Kars'a girdiler. Ermeniler mütareke şartlarını kabul etmeyince Türk kuvvetleri 3 Aralık'ta Ermenistan ile imzalanan aşmasıyla Sevr Antlaşması hükümsüz antlaşma hükümleri, Türkiye hudutlan içinde Ermeni çojğunluğunu içeren hiçbir arazi parçasının mevcut bulunmadığını teyit ediyor, Ermeni devletinin ancak iç \ asayişi sağlayacak ladar asker ve jandarma bulunduracağını ve \ Ermenistan hüküme tince istenildiğinde, iç ve dış tehlikelere karşı Ankara hükümetinin silahlı yardımda bulunacağını öngörüyordu. Ancak, Gümrü Antlaşması'nın imzalanmasından hemen sonra Ermonistan'a giren Kızıl Ordu, Taşnak hükümetinin yaşamına son verdi. / Türkiye'nin batı cephelerindeki başanlan ve Kaf- \ kasya'daki gelişmeler, Türkiye'nin kaderıni çizecek mer- \ ciin Ankara'daki TBMM hükümeti olduğunu ortaya koy- \ muştu. Moskova'nın bu bilince varması, onu nihayet Ankara \ ile müzakere masasına orurmaya teşvik etti. Türkiye 16 Mart 1921 'de, Sovyetler Birliği ile Moskova Antlaşması'nı imzalamış ve Türk-Sovyet sıııırı çizilmiştir. (Bu sınır, bugünkü Türkiye- Rusya Federasyonu sınırıdır). 3 Ekim 1921 'de Sovyet Ermenista- nı ile Kars Antlaşması imzalanmıştır. Kars Anlaşması ile Erme- nistan, Moskova Antlaşması ile çizilen sınır hattını kabul etmiş- tir. Her iki antlaşmada da Sevr'in tamnmadığına ilişkin hü- kümler yer almaktadır. Böylece, Taşnak hükümetinden sonra, ; Sovyet Ermeni hükümeti de her türlü talepten vazgeçmiş ve / Sevr'in geçersizliği bir kere daha belgelenmiştır. Doğu / . cephesindeki bu başandan sonra, güney cephesi de 20 Ekim 1921 'de Fransa ile imzalanan Ankara Antlaş- ması ile tasfiye edilmiş ve Fransız kuvvetleri beraberlerınde getirdikleri Ermeni lejyo- ^ nunu ve mahalli komitecileri yan- larına alarak çekilmişler- dır. heyetine karşı tam bir diplomatik sinir savaşı başlatmışlardır. Amerika, tngiltere, Fransa ve ttalya nezdinde girişimlerde bulunan Ermeni heyeti, Türklere baskı yapılarak hiç olmazsa Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile denize çıkışı sağlayacak olan . Çukurova'nın kendilerine verilmesi için ellerinden gelen her \ şeyi denemış, Türk heyetinın itirazlarına rağmen Azınlıklar Alt Komısyonu'nda "Ermeni Meselesi"ni gündeme getirmişlerdir. Ermenilerin bu çabalanna ve özellikle lngiltere ile Fransa'nın Türk heyeti üzerindeki baskı kurma çabalanna rağmen Lozan Antlaşması metnine Ermeniler ile ' ilgili hiçbir hüküm konmamıştır. Böylece, mesele Lozan'da hukuki ve siyasi olarak Türkiye'nin görüşleri doğrultusunda çözümlenmiştir. Son zamanlarda Ermenilerin, soykırım iddialannı dünyaya kabul ettirmek, bu amaçla dolaylı yollardan tekrar Sevr Antlaşması'ndaki lehlerine olan hükümleri canlandırmak ve bu bağlamda Lozan Antlaşması'nın kendileri açısından geçersiz olduğunu kanıtlamak için yoğun bir / çaba içine girdikleri görülmektedir. Ancak, bu, boşa gitmeye mahkûm bir çabadır. "Çünkü, Lozan Banş Antlaşması, usulüne göre onaylanarak yürüriüğe girmiş, çok taraflı ilişkileri düzenleyen hukuki bir çerçevedir. Lozan'uı sona crdirilıııcsi konusu, Ermenilerin sübjektif istcklcrine göre değiL, anlaşmada öngörülcn ö/el hüküm ve kurallar ile antlaşmalar hukukunun genel esas ve yöntemlerine göre işlem görebilir." Ermenilerin Sevr'e ilişkin talepleri bir anlam taşımamaktadır. ORTAYAÇIKANSONUÇ: Osmanlı soykırım yapmadı S oykınm iddiasına nesnel bir şekilde ve belgelere dayanılarak yaklaşıhrsa şu gerçekler tartışılmaz şekilde oraya çıkmaktadır. # Dünyaya soykırım olarak kabul ettirilmeye çalışılanolayın, bu kavramla ilişkisi yoktur. Zira Osmanlı hükümetinin Ermeni milleti- ne karşı sistematik bir kıyım uygulamak ve- ya Ermenileri yok etmek gibi önceden veya sonradan alınmış bir karan, planı veya niye- tı hiçbir zaman olmamıştır. # Ermeni ahalinin bir bölümünün zorunlu gö- çe tabi tutulmasının nedeni, etnik kökenleri veya dini inançlan değildir. Bu kişiler sırf sa- vaş sırasında Osmanlı topraklannı işgal eden Rusya ile işbirliği yaptıkları, gönüllü birlik- ler oluşturarak düşmana yardım ettikleri, Rus ordusu karşısında geri çekilme duru- munda kalan Osmanlı ordusuna karşı sabo- tajlar düzenleyerek ardını ve ikmal yolları- nı tehdit ettikleri, yer yer ayaklandıkları, Türk ve Müslüman ahalinin köylerine silah- lı saldırılar düzenledikleri ve ülke savunma- sını yapan cephedeki askerlerin hayatlanna kastettiklerinden dolayı yer değişimine, ya- ni "tehcire" mecbur edilmişlerdir. # Osmanlı Devleti'nin ölüm kalım savaşı ver- diği bir dönemde, Ermenilerin, düşmanla iş- birliğinde bulunarak devlete ihanet etmele- rinden, devletin güvenliğini ve ülke savun- masını büyük boyutlarda tehdit eden sabo- taj ve silahlı eylemler yapmalarından dola- yı, "tehcir" olayı, devletin varlığını koruma hakkı çerçevesinde meşru ve hukuken hak- lı bir önlemdir. # Ermenilerin Doğu Anadolu'daki çarpışma- lar ve "tehcir" sırasında kayıplar verdikleri doğrudur. Ancak, savaşın başlamasıyla bir- likte Doğu Anadolu'da ayaklanan Ermeni çetelerin Türk ve Müslüman ahaliye karşı bü- yük katliamlar yaptıklannı unutmamak la- zımdır. # Bu durumda, toplumlar arasında had safha- ya varmış olan kin ve intikam duygulan ve savaş koşullanndahükümetin asayişi sağla- maktan aciz kalmış olması, "tehcir" sürecin- de kafilelerin sevkıyatında ciddi düzensiz- liklere yol açmış ve Ermeni kafilelerin uğ- radıklan saldınlardan zarar görmesi sonucu- nu doğurmuştur. Aynca, araç, yakıt, gıda ve ilaç yetersizliği, ağır iklim koşullan ve tifüs gibi salgın hastalıklar, Ermeniler üzerinde ol- duğu kadar Türkler üzerinde de ağır tahri- bata yol açmıştır. # Bu gerçekler ışığında Ermenilerin, soykırı- ma ugradıklan yolundaki iddialannın geçer- sizliği tartışılmaz biçimde ortaya çıkmakta- dn-. Ancak, konuya hukuki açıdan bakıldı- ğmda bu gerçek daha berrak bir nitelik ka- zanıyor. Soykınmı kavramı, Birleşmiş Mil- letler'in bu konuda 1951 'de yürüriüğe giren Soykınmı Suçunun Önlenmesi ve Cezalan- dınlması Sözleşmesi'nde şöyle tarif edil- miştir: "Soykınını, ulusaL ırksaL etnik veya dinsel bir grubun mensuplarının, yok ctme niyet ve kastı ile tanıanıcn veya kısmen iıııha edflmesidir." Oysa, buraya kadarki izahatı- mızdan Osmanlı hükümetinin, Ermeni mil- letine karşı kıyım uygulamak ve Ermenile- ri kısmen veya tamamen imha etmek gibi bir plam hiçbir zaman olmadığı anlaşılacaktır. # Ermeniler de, 90 yıldır tüm çabalanna rağ- men, böyle bir niyet ve planı ortaya koyan tek bir geçerli belgeyi dünya kamuoyuna su- namamışlardır. Nitekim, ünlü bilim adamı ve tarihçi Bernard Lewisbu konuda 1993 'te Le Monde gazetesınde yayımlanan makalesin- de şöyle diyordu: "Osmanlı hükümetinin Ermeni ulusuna karşı kitlesel ûnhayı öngö- ren bir planı olduğunu gösteren geçerii kanıt yoktur? Türklerin tehcire başvurmalaruun meşru nedenleri vardır. Zira Ermeniler Os- manlıtopraklannıişgal eden Rusya ile itti- fak halindc Türklere karşı çarpışıyorlardı." BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle