17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2005 CUMARTESİ HABERLER Sayıştay'ın raporunda, gereksiz alımlar nedeniyle ilaçta büyük israf yaşandığına dikkat çekildi Cihaz atılda,hastakuyruktaEMİNE KAPLAN ANKARA - Sayıştay'ın Sağhk Ba- kanhğı 'na bağlı hastanelerde ılaç ve tıb- bi cıhaz kullanımına yönelık hazırla- dığı raporda, hastanelerin çoğunluğun- dapcrsoncl yetersızliği yada gereksiz alımlar nedeniyle bırçok tıbbı cıhazın atıl durumda kaldığı, hastalara ıse ay- lar sonrasına randevu verildıği vurgu- landı. Tiirkiye'deki cihazların sayısının belirlenemediğıne ışaret edilen rapor- da, gereksınım fazlası alımlar nede- niyle ilaçta da büyük israf yaşandığı- na dikkat çekildi. Sayıştay'ın Sağlık Bakanlığı'na bağ- lı hastanelerle ılgılı hazırladığı rapor- da, ilaç ve tıbbı cihaz kullammındaki başıbozukluğa işaret edildi. Raporda, şu tespitlere yer vcrildi. ı/ Hastanelerde ılaç ıhtıyacının kım tarafından, nasıl belırleneceğme ılişkın prosedürlerin oluşturulmamış olması, ihtiyaçlann belirlcnmesinde halalara ve israfa yol açmaktadır. Malzeme yö- netımınden sorumlu temel bır bırım • Sayıştay'ın Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerle ilgili hazırladığı raporda, "Bakanhk tarafından hastanenin cihaz ihtiyaçlarına yönelik bir değerlendirme yapılmadan cihaz alımı yapıldığından alınan tıbbi cihazların kapasite ve nitelik itibanyla hastanenin gerçek ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğu tespit edilmiştir" denildi. olmadığı içın ıhtıyaç belırlemesını ge- çıcı olarak kurulan ve bu konuda ye- teıince uzmanlık ve deneyımi olınayan salınalmaön araştırmakomisyonu, ön hazırlik komısyonu, ıhtıyaç tespit ko- mısyonıı ya da bazen hastane eczane- si yapmaktadır. Aynı malzeme alındı • Bir hastanede, 2001 yılında 200 adet alınan Vinblastinc sul fale (10 mg) malzemesinden 2002 yılı ıçınde yalnız- ca 17'sının kullanıldığı, 183'ünün ıse ıhtıyaç olmadığı gerekçesıyle başka bir hastaneye devredildiği görülmüş- tür. Buna karşın hastanede, 2003 yılı ıhalesınde yıne aynı malzemeden 200 adet satın alınmasına karar venlmıştır. %/ Bakanlık tarafından hastanenin cıha7 ıhtıyaçlanna yonelık bır değer- lendirme yapılmadan ve hastane yöne- timiyle yeterli bir işbirliği gerçekleş- tirilmeden ciha/ alımı yapıldığından alı- nan tıbbı cıha7İann kapasite vc nitelik itibanyla hastanenin gerçek ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğu tespit edil- miştir. thtiyacın doğru tespit edilme- mesı, gerçek gereksınım karşilığı ol- nıaması ve kullanıcı personel bulunma- ması gibi nedenlerle alınan cihazların birkısmı fiilen kullanılama/ken has- tanenin başka cıhazlara olan ıhtiyaci de- vam etmektedır • Özel sektöre ve kanıuya aıt tüm tıbbi cihazların mevcut durumunu da tespit etmek amacıyla, Sağhk Bakan- lığı tarafından 2003 yılı sonunda ya- pılan ve bakanlığın ınternet sıtesınde yayımlanan Türkiye Sağlık Envantcri çalışmasıolumlubıradımolmaklabir- lıkte, bılgılerin henüz taın olarak top- lanamadığı ve ülkemızdeki bütün tıb- bi cihazların toplam sayısının tespit edilemediğı gomlmuştür. Uzman eksikliğl v' Bır hastanede, radyoloji uzmanı standart kadrosu 5 olmasına karşın yal- nızca 1 radyoloji uzmanı geçicı görev- li olarak görev yapmaktadır. Hastane- nin kadrolu radyoloji u/manı ise diğer bır hastanede başhekım olarak çalış- maktadır. Hastanede geçicı görevle bu- lunan radyoloji uzmanı, toplamı 15 adedi bulan cihazın sorumluluğunu ta- şımaktadır Bu durum bazı cıhazların tamamen atıl kalmasına ya da eksık ka- pasiteyle çalıştınlmasına yol açmakta- dır. Örneğin, radyoloji uzmanı, renkli dopler ciha/ını kullanmayı bilmedigi ıçın bu cıhaz atıl kalmaktadır • Bır hastanede dopler cıhazı, kul- lanıcı personel olmadığı için henüz kurulmamıştır. Zaten hastanenin has- ta kapasıtesı de, bu cıhazın alınması- nı gerektırmeyecek kadar azdır. Mev- cut cihaz kullanılmadığından dopler çekimi için gündc 1 -2 scvk yapılmak- tadır Yıne kullanıcı personel yetersız- lığı nedeniyle ultrason cıhazı yanm gün çalışmakta, günlük 25 çekım ya- pılarak 1 ay sonrasına randevu veril- mektedır •' Bır başka hastanede, ıkı ultrason cihazı saat 16.00'ya kadar, 2 ultrason cihazı saat 12.00'ye kadar çalışmakta- dır Diğer 2 ultrason cihazı ise perso- nel yetersızlığı gerekçe gösterılerek hiç kullanılmanıaktadır. Cihazların atıl kalması sonucu ultrason randevuları 1.5 ay sonrasına verilmektcdir. Atıl ka- patıseyle çahştınlan dobler cıhazıyla günde 10 çekım yapılmakta ve 6 ay son- rasına gün verilmektedir. ABD'YE CÎNAYET TEPKİSİ Gazeteciler 8 Nisan'ı protesto günüflanetti tstanbul Haber Servisi - Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (FIJ), 8 Nısan'ı "Gazeteci cinayetlerinin cezasız kalmasına karşı uluslararası protesto günü" ılan ettı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ABD'nın Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'a birer mektup göndererek Irak'ta ABD güçlerinin saldırılan sonucunda öldürülcn gazetecilere ılişkın ciddı bır soruşturma yapılmamasını protesto ettı. Dünyanın dört bır yanındaki FIJ üyesi meslek örgütleri, ülkelerindeki ABD elçiliklerine protesto mektuplan gönderdiler. FIJ Sekrctcri Aidan White da ABD Başkanı George W. Bush'a gondcrdığı mcktupta, Amerika'nin Irak'ta öldürülen meslektaşlan konusunda sorumluluk almaktan kaçman tavnnı bir an önce değiştirmesinı istedi. TGS Genel Başkanı Ercan tpekçi ve ÇGD Genel Başkanı Doğan Tılıç da mektuplannda, hugunc dek ABD askerlerinin kanştığı öldürme olaylanyla ilgili olarak hazırlanan raporlann hemen hemen tümünün ınandıncıhktan uzakolduğu vurgulandı. 8 Nisan 2O03'te Bağdat'takı Filistin Oteli'ne ABD güçlerince düzenlenen saldırıda 2 gazeteci öldürülürken birçok gazeteci de yaralanmışti. Aynı günün sabahında El-Cezire televizyonunun Bağdat'takı bürosuna bir ABD savaş uçağından atılan bomba sonucunda bır gazeteci daha ölmüştü. BAŞBAKAN'A HAKARET DAVASI Altemur Kdıç tazminat ödeyecek tstanbul Haber Servisi - Gazeteci Altemur Kılıç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaıet ettiği gerekçesiylc yargılandığı davada tazminat ödemeye mahkûm oldu. Ankara 14 No'lu Asliye Hukuk Mahkemesi'ndc görulen hakarct davasmda, Altemur Kılıç'ın Başbakan Erdoğan'a 10 bmYTL tazminat ödemesine karar verildi Kılıç, 50 yılhk gazetecılık hayatında bırçok cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet adamı hakkında yazı yazdığını söyleyerek, ilk kez bir Başbakan'a tazminat ödemeye mahkûm olduğunu ıfade ettı. Kılıç hakkında, Yenıçağ Gazetesi'nde 14 Mayıs 20()4'te yayımlanan "YOK tasansı"yla ilgili yazısı nedeniyle la/minat davası açılmıştı SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER 'Erdoğan yasal takipten vazgeçsin' ANKARA (AA) - Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, Türkiyc'de yetkilileri hicveden gazetecilere yönelik yasal takipten vazgcçilmesi çağnsında bulundu.Sınır Tanımayan Ga/etccilcr tarafından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en son kişilik haklannı ıhlal ettığı gerekçesıyle açtığı davada gazetecı-yazar FikretOtyam'dan, 5 mılyar lıra manevı tazminat kazanmasının ardından yayımlanan açıklamada, Otyam'ın, Başbakan'ın Aralık 2004'ten bu yana dava ettiği 4'üncü gazeteci olduğu ifade edildi. "îfade vc basııı özgürlüğünc, Avrupa yargı standartlannın temel ilkelerine saygı gösterilmesi çağnsında" bulunulan açıklamada şöyle denildr " Türk gazetedlerine, sistemli olarak mahkemelere sevk cdileccklcri endişesi olmadan Avrupah meslektaşlan gibi yetkilileı hakkında taşlanıah ifadeler kullanmalanna i/iıı verilmeli. Aksi takdirdc, (gazeteciler) basın özgürluğüne uldukça zarar veren otosansür uygulama tehlikesi içine gireceklerdir." Altemur Kılıç TBMM'nin MiDi Egemenlik Yılı etldnlikleri kapsanıında Meclis yerlcşkcsinde çi- çeklerden r rürldyeharitasıoluşturuldu. a Türkiye'ninÇiçekleri w adıyladü/Jenlenen alanın açılışını yapan TBMM Başkanı Bülent Annç, Meclis'i ziyaret eden çocukla- ıı da yaıııııa alarak kürsüde konuştu. Annç, ycrlcşkcdc Meclis başkanlan parkı da oluşturulacağuu, buraya her Meclis başkanı adına bir sedir ağacı dikileceğini, Atatiirk için mavi ladin dikileceğini belirtti. Annç daha sonra seçim böigcsi olan Manisa'nın temsil cdildiği bölgeye "anomen" olarak adlandınlan Manisa lalesi dikti. Annç, diktiği çiçeği sularken gazetecilere "İnşallah Kamer Cenç'in adnıı yazmazsınız" diye espri yaptı. Tömıe katılan Sanayi ve Ticaret Bakaru Ali Coşkun da çiçek diktikten sonra "Atatürk'ün bize emanet ettiği bürokratik cumlıuriyet demokrarik cumhuriyete döııüşüyor. Egemenliği daha çok içimize sindirir hale geüyoruz" diye konuştu. (Fotoğraf: AA) 6 Maldnistler günah keçisf Demiryolu işçileri, Pamukova'da meydana gelen hızlandırılmış tren kazası yüzünden işten çıkanlan meslektaşlarmın geri dönmesi için dava açtı İstanbul Haber Servisi-Demiryolu çalışan- ları, Pamukova'da geçen yıl meydana gelen hı/landırılmış tren faciası nedeniyle makinist- ler FikretKarabulut ve RecepSftnmez'in iş- ten çıkanlmasını protesto ettı Bırleşık Taşi- macılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel Başkanı Fclınıi Kütaıı, TCDD'nin kendi ku- surunu örtbas etmek için faturayı personele kesmesıni eleştırerek ışten atılmalann gen çe- kılmesi ıçın ıptal davası açtı. Haydarpaşa Tıen Garı önünde toplanan BTS uyesi birgrup demiryolu çalışanı, "Ma- kinisri at, Haydarpaşa'yı sat, tabrikalan ka- pat, İştc adalct işte kalkınma","Yapyap kinı- se fark etmez UlaştırMAMA Bakanı 1000 Ali" yazilı dövızlertaşıdı Sık sık "Makinis- te değil şovculara ceza", "Hızlandınlmış ce- zaya liayır", "Şov yolu değil demiryolu'1 slo- ganlannı atan grup adına basın açıklaması ya- pan BTS Genel Başkanı Kütan, bıhrkışı ra- porlarının, kazanın hızdan olmadığını açık- ça belirtmesine karşın, makinistler Karabu- lut ve Sonmez'in işten atılmasının doğru ol- madığını söyledı Kütan, "Raporlar, ihmal ve dikkatsizliği olan en büyük taran TCDD olarakgösteriyordu. Buna karşın makinist ar- kadaşlanmızın -üstelik dava siirerken- işten atünıası kabul edilemez. TCDD yönetiminin kendi kusurlannı örtmck için her olayda fa- turayı personele kesme mantığıııa hiç de ya- bancıdeğiliz" dedı. Makinistler Fikret Kara- bulut ve Recep Sönmez de çok üzgün ve kır- gın olduklannı vurgulayarak, "Günah keçi- si ilan edildik. Suçlu olan biz değil, hızlandı- rılmış tren projesi" diye konuştular Pamukova'da 22 Temmuz 2004'te meyda- na gelen Iren kazasında, 41 kişi yaşammı yı- tirmiş, 100'e yakın kişi de yaralanmıştı. Ka- za nedeniyle görevinden alınan eskı TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman hakkın- da soruşturma izni, Ankara Bölge tdare Mah- kemesi'ncc iptal cdilmişti Doktorlardan yenl TCYye tepkl Hekimlerin başı ağnyacak İstanbul Haber Servisi - Yeni Türk Ceza Yasası'nda (TCY), hekimlerin riskli meslek grubunda değerlendirilmeyip holigan ve sarhoş sürücülerle biı tutuldukları belirtildi. tstanbul Tabip Odası'nca düzenlenen "Yeni Ceza Kaıııııııı ve Hekiınler" konulu pancldc, yeni TCY'nın hekımler ve hekımlık mesleği üzennde oluşruracağı olumsuzluklar tartışddı. Panelın açılışında konuşan İstanbul Tabıp Odası Başkanı Prof. Dr. Cençay Cürsoy, Sağlıkta Dünü^üm Prujcsi'nc ilişkin ciddi cndişelerinin devam ettiğini belirtti. Yeni TCY'nin hekımlık mesleğı üzennde oluşturacağı olumsuz etkılerle ilgili bılgı veren Onur Kurulu üyesi Doç. Dr. FaikÇelikde hekimleıin riskli meslek kavıamından tamamen uzak tutulup holiganlarla ve sarhoş sürücülerle aynı kefeye konulduklannı söyledi. TCY'deki kavramların çok muğlak olduğuna dikkati çeken Çelik, "Yasanın 280. maddesine göre hekim işini gücünU bırakıp, adli dıırunılarda, hasta suçlu mu degil mi diye araştıracak, suçluysa poüse şikâyet edecek. Bu uluslararası sözleşmelerc dc ay kın bir madde" diye konuştu. Polisköpekleriilgiçekti Folis I lattası etkinlikleri kapsamında Ankara İskitler'dcki Mig- ros AJışveriş Merkezi'nde Özel I larekât Timleri ve Küpek Eği- tinı Merkezi (KEM) gösteriler gerçekleştinU. Etkinlik kapsanıın- da Özel Harekât Dairesi Başkanlıgı timleri Migros'un çatısın- dan saı kıtılan ipleıle inerek Türk bayragını açtı. KKM tarafın- dan yctis.tiıileıı köpeklerin "pentatlon, temelve ileri itaat" ile "can- lıiıısanaııuııa"gö\leıikrideilgr>1eizlendLEtkinlikte, ÖzelHarekât Tinıi'nde görev yapan kadın polisler de dikkat çekti. (AA) CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Sap ve Saman Türkiye'deakıl sağlığımızı, sağduyumuzu, soğuk- kanlılığımızı; tek sözcükle, insanlığımızı koruyarak yaşamak gıttikçe güçleşıyor. Bunun başlıca neden- lerinden biri, denebilir ki bütün bir toplum olarak, halk kültürünün o çok anlamlı deyimiyle, sapla sa- manı birbirine karıştırmamız. Bu belki bizim toplumu- muzda hep böyle oldu. Fakat ben, tüm yaşamımda, sapla samanın birbirine böylesıne karıştınldığı bir başka dönem anımsamıyorum. Orneklemeye en sondan başlayalım, Trabzon'da bildiri dağıtan TAYAD'lı beş öğrenciye linç girişimi ve tutuklanmalan olayından Eğer şu satırlar yazılmak- ta olduğu sırada bu oğrenciler hâlâ tutuklularsa ve linç girişiminde bulunan "güruh"ur\ elebaşıları yaka- lanarak yargı önüne çıkarılmadılarsa, bunu ne ya- sayla, ne adalet duygusuyla açıklayabiliriz. Aynı şey bir gün sonra Samsun'da yaşandı. Bir ülkede saldır- ganlar değil saldırıyauğrayanlarcezalandırılıyorsa, ora- da uygarlık yasalarının değil, orman yasasının ege- men olduğunu kabul etmemız gerekir. • •• TAYAD örneğinı daha gerıye alırsak, sap ve sama- nın en baştan karıştırıldığını görürüz. Bu sütunda, F Tipi diye adlandınlan cezaevlerı konusunda çok ya- zıldı. TAYAD ("Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derne- ği") bu cezaevlerindeki baskı ve "tecrit" koşullarına karşı çıkmak ıçın kuruldu. Kendisı de baskılara gö- ğüs gererek bu insanca amaç için savaşım veriyor. Kimi yönetıcıleri şu anda F Tipı cezaevlerınde. F Ti- pi cezaevleri yüz karasıdır. Birbiri ardına çıkarılan af yasalarının her türlü suçluyu kapsamına alarak "s/- yasal suçlu" diye adlandırılanları kapsam dışı bırak- ması, daha da büyük bir yüz karasıdır. Daha önce de bırçok kez yazdtğım gıbı, bu adaletsızlik devam et- tikçe ve toplumsal vicdan buna isyan etmedikçe; Türkiye'de aklın, sağduyunun egemenliğinden söz edi- lemez. ••• Halkımız neden böyle davranıyor? Kışkırtmalara ne- den bu kadar kolaylıkla kapılabiliyor? Neden, "geri- ci", "tutucu" diye nitelenebilecek çevrelerin dışında kalan milyonlarca insan, demokratik haklar konu- sunda yeterince duyarlı değil? Çoğaltılabilecek bu ne- denler bır çırpıda yanıtlanamaz. Fakat demokrasi ge- lenekleri yeterince güçlü olmayan, bu alanda örgüt- lenme düzeyı çok düşük olan toplumumuzda, demok- rasi savaşımı veren çevrelerin de sapla samanı ço- ğu kez karıştırdıkları görülüyor. Mersın'deki "bayrak provokasyonu" ve sonrasındayaşananlar bunun bir göstergesiydi. Bazı "aydın "larımız pek hoşlanmasa da, Türkiye'de yaşayan farklı etnık kökenden insan- lar arasında bir de (çok farklı etnik kökenlerden de gelseler) kendilerını "Türk" olarak duyumsayanlar var ve bu insanlar bu ülkenın çok büyük çoğunluğu- nu oluşturuyor. Bu insanlar, ekonomik sıkıntıların ya- nı sıra, ABD'den ve Avrupa Birlığı'nden gelen baskı- ları, ülkenin uğradığı hakaretleri biliyor, algılıyorya da sezıyorlar. Ulkelerının geleceğının, bu günlerınden de karanlık olabileceğini duyumsuyorlar. Bu insan- ların duygularını anlamaksızın, onların kalbini kaza- nabilecek yolları (hem içerik hem söylem olarak) bul- maksızın, demokrasi savaşımında başarıya ulaşa- bılmek çok guç. ••• Başka örnekler de verecektım, fakat köşemde ye- rim kalmadı. Söylemek istediğimin özeti şudur: De- mokrat olmak (toplumculuk da diyebilirsiniz) ve yurt- severlik birbırınin ozdeşidir. Birbiriyle çelişmez. Bu, Türkiye gibi bir ülkede özellikle böyledir. Türkiye'de demokrat olduğunu düşunen aydın, kendini ülkesi- nin ve halkının üstünde görme kibrinden ve sevgi- sizliğinden kurtulmalıdır. Hangi sıkıntıları, hangi bek- lentileri olan, hangi duyarlılıklara sahip bir ülkenin ay- dını olduğunu bilmek zorundadır. Bu, demokrasi sa- vaşımı veren kurumların da bilmesı gereken bir olgu- dur. öte yandan, Trabzon'da, Samsun'da, Sıvas ci- nayetınin bırbenzerını gerçekleştırmeye çalışan "pro- voteför"lerin ve onlara alet olan "güruh "un ise ne de- mokrasi ne de yurt sevgisiyle ilgısı olabilır. Kışkırtıcı- ların dışında kalan bu bilinçsiz topluluklar, en hafif de- yimiyle sapla samanı birbirine karıştırıyor? • • • Son birkaç yıldaki en "vahim" sap ve saman karı- şıklığı, bugünkü siyasal iktidarla ilgili olanıdır. Bu in- sanlardan "demokrasi" beklentisi olanların, yanılgı- larını anlamaya başladıklarını umarım? Düzelti ve özür: Geçen haftaki yazımda "Konak Belediyesi" adı yanlışlıkla "Karşıyaka Belediyesi" olarak geçti. Her iki kuruluşumuzdan da özür diler- ken, Konak Belediyesi'nin değerli başkanı, sevgili arkadaşım Muzaffer Tunçağ'ı ve çalışma arkadaş- larını, çok başarılı dünya şiir günü etkinlikleri nede- niyle bir kez daha kutlarım. ataolb(n cumhuriyet.com.tr Faks:(0212)513 85 95 İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesl Uzanlar'm vergi davası başladı tstanbul Haber Servi- si - Gıyabı tutuklu Ke- mal Uzan ve Yavuz Uzan'ın da aralannda bu- lunduğu 14 sanığın lıııar Bankası'nda toplanan mevduatlara ilişkin ver- gilerin ödenmesi sııasın- dahileli işlemleryaptık- lan gerekçesiyle yargı- lanmasına başlandı İstanbul 2 Ağır Ceza Mahkemesı'ndekı dunış- maya, tutuksuz sanıklar YaşarAvni Cüral, Gürol Demirkol, BirolÇilingir, Fikri Akyüz, NuralOzel ve Nurettin Sivlim katıl- dı Sanıklann haklann- dakı suçlamaları kabul etmedıklerı duruşmada Cumhuııyet Savcısı Or- han Erbay görüş bildir- di. Erbay, gıyabi tutuklu olarak aranan ve halen yakalanmamış olan Ke- mal ve Yavuz Uzan'ın tutuklanmalannı talep et- tı. İstanbul Muhakemat Müdürlüğü'nün davaya müdahil olmasına, TMSF ve lnıaı Banka- sı'nın müdahil olma is- temlerinin reddine karar veren mahkeme heyeti, Kemal Uzan ve Yavuz Iban'ın savcının talebı doğrultusunda gıyabı ola- rak tutuklanmasına ka- rar vererek duruşmayı er- teledi. tstanbul Cumhuriyel Savcısı Emln Ateşağa- oğlu tarafından hazırla- nan ıddıanamede sanık ların 11 ıle 33 yıl arasın da hapis cezasına çarp- tınlmaları isteniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle