Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2005 CUMARTESİ
HABERLER
Sayıştay'ın raporunda, gereksiz alımlar nedeniyle ilaçta büyük israf yaşandığına dikkat çekildi
Cihaz atılda,hastakuyruktaEMİNE KAPLAN
ANKARA - Sayıştay'ın Sağhk Ba-
kanhğı 'na bağlı hastanelerde ılaç ve tıb-
bi cıhaz kullanımına yönelık hazırla-
dığı raporda, hastanelerin çoğunluğun-
dapcrsoncl yetersızliği yada gereksiz
alımlar nedeniyle bırçok tıbbı cıhazın
atıl durumda kaldığı, hastalara ıse ay-
lar sonrasına randevu verildıği vurgu-
landı. Tiirkiye'deki cihazların sayısının
belirlenemediğıne ışaret edilen rapor-
da, gereksınım fazlası alımlar nede-
niyle ilaçta da büyük israf yaşandığı-
na dikkat çekildi.
Sayıştay'ın Sağlık Bakanlığı'na bağ-
lı hastanelerle ılgılı hazırladığı rapor-
da, ilaç ve tıbbı cihaz kullammındaki
başıbozukluğa işaret edildi. Raporda,
şu tespitlere yer vcrildi.
ı/ Hastanelerde ılaç ıhtıyacının kım
tarafından, nasıl belırleneceğme ılişkın
prosedürlerin oluşturulmamış olması,
ihtiyaçlann belirlcnmesinde halalara
ve israfa yol açmaktadır. Malzeme yö-
netımınden sorumlu temel bır bırım
• Sayıştay'ın Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerle ilgili hazırladığı raporda, "Bakanhk
tarafından hastanenin cihaz ihtiyaçlarına yönelik bir değerlendirme yapılmadan cihaz
alımı yapıldığından alınan tıbbi cihazların kapasite ve nitelik itibanyla hastanenin gerçek
ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğu tespit edilmiştir" denildi.
olmadığı içın ıhtıyaç belırlemesını ge-
çıcı olarak kurulan ve bu konuda ye-
teıince uzmanlık ve deneyımi olınayan
salınalmaön araştırmakomisyonu, ön
hazırlik komısyonu, ıhtıyaç tespit ko-
mısyonıı ya da bazen hastane eczane-
si yapmaktadır.
Aynı malzeme alındı
• Bir hastanede, 2001 yılında 200
adet alınan Vinblastinc sul fale (10 mg)
malzemesinden 2002 yılı ıçınde yalnız-
ca 17'sının kullanıldığı, 183'ünün ıse
ıhtıyaç olmadığı gerekçesıyle başka
bir hastaneye devredildiği görülmüş-
tür. Buna karşın hastanede, 2003 yılı
ıhalesınde yıne aynı malzemeden 200
adet satın alınmasına karar venlmıştır.
%/ Bakanlık tarafından hastanenin
cıha7 ıhtıyaçlanna yonelık bır değer-
lendirme yapılmadan ve hastane yöne-
timiyle yeterli bir işbirliği gerçekleş-
tirilmeden ciha/ alımı yapıldığından alı-
nan tıbbı cıha7İann kapasite vc nitelik
itibanyla hastanenin gerçek ihtiyacını
karşılamaktan uzak olduğu tespit edil-
miştir. thtiyacın doğru tespit edilme-
mesı, gerçek gereksınım karşilığı ol-
nıaması ve kullanıcı personel bulunma-
ması gibi nedenlerle alınan cihazların
birkısmı fiilen kullanılama/ken has-
tanenin başka cıhazlara olan ıhtiyaci de-
vam etmektedır
• Özel sektöre ve kanıuya aıt tüm
tıbbi cihazların mevcut durumunu da
tespit etmek amacıyla, Sağhk Bakan-
lığı tarafından 2003 yılı sonunda ya-
pılan ve bakanlığın ınternet sıtesınde
yayımlanan Türkiye Sağlık Envantcri
çalışmasıolumlubıradımolmaklabir-
lıkte, bılgılerin henüz taın olarak top-
lanamadığı ve ülkemızdeki bütün tıb-
bi cihazların toplam sayısının tespit
edilemediğı gomlmuştür.
Uzman eksikliğl
v' Bır hastanede, radyoloji uzmanı
standart kadrosu 5 olmasına karşın yal-
nızca 1 radyoloji uzmanı geçicı görev-
li olarak görev yapmaktadır. Hastane-
nin kadrolu radyoloji u/manı ise diğer
bır hastanede başhekım olarak çalış-
maktadır. Hastanede geçicı görevle bu-
lunan radyoloji uzmanı, toplamı 15
adedi bulan cihazın sorumluluğunu ta-
şımaktadır Bu durum bazı cıhazların
tamamen atıl kalmasına ya da eksık ka-
pasiteyle çalıştınlmasına yol açmakta-
dır. Örneğin, radyoloji uzmanı, renkli
dopler ciha/ını kullanmayı bilmedigi
ıçın bu cıhaz atıl kalmaktadır
• Bır hastanede dopler cıhazı, kul-
lanıcı personel olmadığı için henüz
kurulmamıştır. Zaten hastanenin has-
ta kapasıtesı de, bu cıhazın alınması-
nı gerektırmeyecek kadar azdır. Mev-
cut cihaz kullanılmadığından dopler
çekimi için gündc 1 -2 scvk yapılmak-
tadır Yıne kullanıcı personel yetersız-
lığı nedeniyle ultrason cıhazı yanm
gün çalışmakta, günlük 25 çekım ya-
pılarak 1 ay sonrasına randevu veril-
mektedır
•' Bır başka hastanede, ıkı ultrason
cihazı saat 16.00'ya kadar, 2 ultrason
cihazı saat 12.00'ye kadar çalışmakta-
dır Diğer 2 ultrason cihazı ise perso-
nel yetersızlığı gerekçe gösterılerek
hiç kullanılmanıaktadır. Cihazların atıl
kalması sonucu ultrason randevuları
1.5 ay sonrasına verilmektcdir. Atıl ka-
patıseyle çahştınlan dobler cıhazıyla
günde 10 çekım yapılmakta ve 6 ay son-
rasına gün verilmektedir.
ABD'YE CÎNAYET TEPKİSİ
Gazeteciler
8 Nisan'ı protesto
günüflanetti
tstanbul Haber Servisi - Uluslararası Gazeteciler
Federasyonu (FIJ), 8 Nısan'ı "Gazeteci cinayetlerinin
cezasız kalmasına karşı uluslararası protesto günü"
ılan ettı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ABD'nın Ankara
Büyükelçisi Eric Edelman'a birer mektup göndererek
Irak'ta ABD güçlerinin saldırılan sonucunda
öldürülcn gazetecilere ılişkın ciddı bır soruşturma
yapılmamasını protesto ettı. Dünyanın dört bır
yanındaki FIJ üyesi meslek örgütleri, ülkelerindeki
ABD elçiliklerine protesto mektuplan gönderdiler.
FIJ Sekrctcri Aidan White da ABD Başkanı George
W. Bush'a gondcrdığı mcktupta, Amerika'nin Irak'ta
öldürülen meslektaşlan konusunda sorumluluk
almaktan kaçman tavnnı bir an önce değiştirmesinı
istedi. TGS Genel Başkanı Ercan tpekçi ve ÇGD
Genel Başkanı Doğan Tılıç da mektuplannda, hugunc
dek ABD askerlerinin kanştığı öldürme olaylanyla
ilgili olarak hazırlanan raporlann hemen hemen
tümünün ınandıncıhktan uzakolduğu vurgulandı.
8 Nisan 2O03'te Bağdat'takı Filistin Oteli'ne ABD
güçlerince düzenlenen saldırıda 2 gazeteci
öldürülürken birçok gazeteci de yaralanmışti. Aynı
günün sabahında El-Cezire televizyonunun
Bağdat'takı bürosuna bir ABD savaş uçağından atılan
bomba sonucunda bır gazeteci daha ölmüştü.
BAŞBAKAN'A HAKARET DAVASI
Altemur Kdıç
tazminat ödeyecek
tstanbul Haber Servisi -
Gazeteci Altemur Kılıç,
Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'a hakaıet ettiği
gerekçesiylc yargılandığı
davada tazminat ödemeye
mahkûm oldu. Ankara 14
No'lu Asliye Hukuk
Mahkemesi'ndc görulen
hakarct davasmda,
Altemur Kılıç'ın Başbakan
Erdoğan'a 10 bmYTL
tazminat ödemesine karar
verildi Kılıç, 50 yılhk
gazetecılık hayatında
bırçok cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet adamı
hakkında yazı yazdığını söyleyerek, ilk kez bir
Başbakan'a tazminat ödemeye mahkûm olduğunu
ıfade ettı. Kılıç hakkında, Yenıçağ Gazetesi'nde
14 Mayıs 20()4'te yayımlanan "YOK tasansı"yla
ilgili yazısı nedeniyle la/minat davası açılmıştı
SINIR TANIMAYAN GAZETECİLER
'Erdoğan yasal
takipten vazgeçsin'
ANKARA (AA) - Sınır Tanımayan Gazeteciler
örgütü, Türkiyc'de yetkilileri hicveden gazetecilere
yönelik yasal takipten vazgcçilmesi çağnsında
bulundu.Sınır Tanımayan Ga/etccilcr tarafından,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en son kişilik
haklannı ıhlal ettığı gerekçesıyle açtığı davada
gazetecı-yazar FikretOtyam'dan, 5 mılyar lıra
manevı tazminat kazanmasının ardından yayımlanan
açıklamada, Otyam'ın, Başbakan'ın Aralık 2004'ten
bu yana dava ettiği 4'üncü gazeteci olduğu ifade
edildi. "îfade vc basııı özgürlüğünc, Avrupa yargı
standartlannın temel ilkelerine saygı gösterilmesi
çağnsında" bulunulan açıklamada şöyle denildr
" Türk gazetedlerine, sistemli olarak mahkemelere
sevk cdileccklcri endişesi olmadan Avrupah
meslektaşlan gibi yetkilileı hakkında taşlanıah
ifadeler kullanmalanna i/iıı verilmeli. Aksi takdirdc,
(gazeteciler) basın özgürluğüne uldukça zarar veren
otosansür uygulama tehlikesi içine gireceklerdir."
Altemur Kılıç
TBMM'nin MiDi Egemenlik Yılı etldnlikleri kapsanıında Meclis yerlcşkcsinde çi-
çeklerden
r
rürldyeharitasıoluşturuldu.
a
Türkiye'ninÇiçekleri
w
adıyladü/Jenlenen
alanın açılışını yapan TBMM Başkanı Bülent Annç, Meclis'i ziyaret eden çocukla-
ıı da yaıııııa alarak kürsüde konuştu. Annç, ycrlcşkcdc Meclis başkanlan parkı da oluşturulacağuu, buraya her Meclis başkanı adına bir
sedir ağacı dikileceğini, Atatiirk için mavi ladin dikileceğini belirtti. Annç daha sonra seçim böigcsi olan Manisa'nın temsil cdildiği bölgeye
"anomen" olarak adlandınlan Manisa lalesi dikti. Annç, diktiği çiçeği sularken gazetecilere "İnşallah Kamer Cenç'in adnıı yazmazsınız"
diye espri yaptı. Tömıe katılan Sanayi ve Ticaret Bakaru Ali Coşkun da çiçek diktikten sonra "Atatürk'ün bize emanet ettiği bürokratik
cumlıuriyet demokrarik cumhuriyete döııüşüyor. Egemenliği daha çok içimize sindirir hale geüyoruz" diye konuştu. (Fotoğraf: AA)
6
Maldnistler günah keçisf
Demiryolu işçileri, Pamukova'da meydana gelen hızlandırılmış tren kazası
yüzünden işten çıkanlan meslektaşlarmın geri dönmesi için dava açtı
İstanbul Haber Servisi-Demiryolu çalışan-
ları, Pamukova'da geçen yıl meydana gelen
hı/landırılmış tren faciası nedeniyle makinist-
ler FikretKarabulut ve RecepSftnmez'in iş-
ten çıkanlmasını protesto ettı Bırleşık Taşi-
macılık Çalışanları Sendikası (BTS) Genel
Başkanı Fclınıi Kütaıı, TCDD'nin kendi ku-
surunu örtbas etmek için faturayı personele
kesmesıni eleştırerek ışten atılmalann gen çe-
kılmesi ıçın ıptal davası açtı.
Haydarpaşa Tıen Garı önünde toplanan
BTS uyesi birgrup demiryolu çalışanı, "Ma-
kinisri at, Haydarpaşa'yı sat, tabrikalan ka-
pat, İştc adalct işte kalkınma","Yapyap kinı-
se fark etmez UlaştırMAMA Bakanı 1000
Ali" yazilı dövızlertaşıdı Sık sık "Makinis-
te değil şovculara ceza", "Hızlandınlmış ce-
zaya liayır", "Şov yolu değil demiryolu'1
slo-
ganlannı atan grup adına basın açıklaması ya-
pan BTS Genel Başkanı Kütan, bıhrkışı ra-
porlarının, kazanın hızdan olmadığını açık-
ça belirtmesine karşın, makinistler Karabu-
lut ve Sonmez'in işten atılmasının doğru ol-
madığını söyledı Kütan, "Raporlar, ihmal
ve dikkatsizliği olan en büyük taran TCDD
olarakgösteriyordu. Buna karşın makinist ar-
kadaşlanmızın -üstelik dava siirerken- işten
atünıası kabul edilemez. TCDD yönetiminin
kendi kusurlannı örtmck için her olayda fa-
turayı personele kesme mantığıııa hiç de ya-
bancıdeğiliz" dedı. Makinistler Fikret Kara-
bulut ve Recep Sönmez de çok üzgün ve kır-
gın olduklannı vurgulayarak, "Günah keçi-
si ilan edildik. Suçlu olan biz değil, hızlandı-
rılmış tren projesi" diye konuştular
Pamukova'da 22 Temmuz 2004'te meyda-
na gelen Iren kazasında, 41 kişi yaşammı yı-
tirmiş, 100'e yakın kişi de yaralanmıştı. Ka-
za nedeniyle görevinden alınan eskı TCDD
Genel Müdürü Süleyman Karaman hakkın-
da soruşturma izni, Ankara Bölge tdare Mah-
kemesi'ncc iptal cdilmişti
Doktorlardan yenl TCYye tepkl
Hekimlerin başı ağnyacak
İstanbul Haber Servisi - Yeni
Türk Ceza Yasası'nda
(TCY), hekimlerin riskli
meslek grubunda
değerlendirilmeyip holigan
ve sarhoş sürücülerle biı
tutuldukları belirtildi.
tstanbul Tabip Odası'nca
düzenlenen "Yeni Ceza
Kaıııııııı ve Hekiınler"
konulu pancldc, yeni
TCY'nın hekımler ve
hekımlık mesleği üzennde
oluşruracağı olumsuzluklar
tartışddı. Panelın açılışında
konuşan İstanbul Tabıp
Odası Başkanı Prof. Dr.
Cençay Cürsoy, Sağlıkta
Dünü^üm Prujcsi'nc ilişkin
ciddi cndişelerinin devam
ettiğini belirtti. Yeni
TCY'nin hekımlık mesleğı
üzennde oluşturacağı
olumsuz etkılerle ilgili bılgı
veren Onur Kurulu üyesi
Doç. Dr. FaikÇelikde
hekimleıin riskli meslek
kavıamından tamamen uzak
tutulup holiganlarla ve sarhoş
sürücülerle aynı kefeye
konulduklannı söyledi.
TCY'deki kavramların çok
muğlak olduğuna dikkati
çeken Çelik, "Yasanın 280.
maddesine göre hekim işini
gücünU bırakıp, adli
dıırunılarda, hasta suçlu mu
degil mi diye araştıracak,
suçluysa poüse şikâyet
edecek. Bu uluslararası
sözleşmelerc dc ay kın bir
madde" diye konuştu.
Polisköpekleriilgiçekti
Folis I lattası etkinlikleri kapsamında Ankara İskitler'dcki Mig-
ros AJışveriş Merkezi'nde Özel I larekât Timleri ve Küpek Eği-
tinı Merkezi (KEM) gösteriler gerçekleştinU. Etkinlik kapsanıın-
da Özel Harekât Dairesi Başkanlıgı timleri Migros'un çatısın-
dan saı kıtılan ipleıle inerek Türk bayragını açtı. KKM tarafın-
dan yctis.tiıileıı köpeklerin "pentatlon, temelve ileri itaat" ile "can-
lıiıısanaııuııa"gö\leıikrideilgr>1eizlendLEtkinlikte, ÖzelHarekât
Tinıi'nde görev yapan kadın polisler de dikkat çekti. (AA)
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Sap ve Saman
Türkiye'deakıl sağlığımızı, sağduyumuzu, soğuk-
kanlılığımızı; tek sözcükle, insanlığımızı koruyarak
yaşamak gıttikçe güçleşıyor. Bunun başlıca neden-
lerinden biri, denebilir ki bütün bir toplum olarak,
halk kültürünün o çok anlamlı deyimiyle, sapla sa-
manı birbirine karıştırmamız. Bu belki bizim toplumu-
muzda hep böyle oldu. Fakat ben, tüm yaşamımda,
sapla samanın birbirine böylesıne karıştınldığı bir
başka dönem anımsamıyorum.
Orneklemeye en sondan başlayalım, Trabzon'da
bildiri dağıtan TAYAD'lı beş öğrenciye linç girişimi ve
tutuklanmalan olayından Eğer şu satırlar yazılmak-
ta olduğu sırada bu oğrenciler hâlâ tutuklularsa ve
linç girişiminde bulunan "güruh"ur\ elebaşıları yaka-
lanarak yargı önüne çıkarılmadılarsa, bunu ne ya-
sayla, ne adalet duygusuyla açıklayabiliriz. Aynı şey
bir gün sonra Samsun'da yaşandı. Bir ülkede saldır-
ganlar değil saldırıyauğrayanlarcezalandırılıyorsa, ora-
da uygarlık yasalarının değil, orman yasasının ege-
men olduğunu kabul etmemız gerekir.
• ••
TAYAD örneğinı daha gerıye alırsak, sap ve sama-
nın en baştan karıştırıldığını görürüz. Bu sütunda, F
Tipi diye adlandınlan cezaevlerı konusunda çok ya-
zıldı. TAYAD ("Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derne-
ği") bu cezaevlerindeki baskı ve "tecrit" koşullarına
karşı çıkmak ıçın kuruldu. Kendisı de baskılara gö-
ğüs gererek bu insanca amaç için savaşım veriyor.
Kimi yönetıcıleri şu anda F Tipı cezaevlerınde. F Ti-
pi cezaevleri yüz karasıdır. Birbiri ardına çıkarılan af
yasalarının her türlü suçluyu kapsamına alarak "s/-
yasal suçlu" diye adlandırılanları kapsam dışı bırak-
ması, daha da büyük bir yüz karasıdır. Daha önce de
bırçok kez yazdtğım gıbı, bu adaletsızlik devam et-
tikçe ve toplumsal vicdan buna isyan etmedikçe;
Türkiye'de aklın, sağduyunun egemenliğinden söz edi-
lemez.
•••
Halkımız neden böyle davranıyor? Kışkırtmalara ne-
den bu kadar kolaylıkla kapılabiliyor? Neden, "geri-
ci", "tutucu" diye nitelenebilecek çevrelerin dışında
kalan milyonlarca insan, demokratik haklar konu-
sunda yeterince duyarlı değil? Çoğaltılabilecek bu ne-
denler bır çırpıda yanıtlanamaz. Fakat demokrasi ge-
lenekleri yeterince güçlü olmayan, bu alanda örgüt-
lenme düzeyı çok düşük olan toplumumuzda, demok-
rasi savaşımı veren çevrelerin de sapla samanı ço-
ğu kez karıştırdıkları görülüyor. Mersın'deki "bayrak
provokasyonu" ve sonrasındayaşananlar bunun bir
göstergesiydi. Bazı "aydın "larımız pek hoşlanmasa
da, Türkiye'de yaşayan farklı etnık kökenden insan-
lar arasında bir de (çok farklı etnik kökenlerden de
gelseler) kendilerını "Türk" olarak duyumsayanlar
var ve bu insanlar bu ülkenın çok büyük çoğunluğu-
nu oluşturuyor. Bu insanlar, ekonomik sıkıntıların ya-
nı sıra, ABD'den ve Avrupa Birlığı'nden gelen baskı-
ları, ülkenin uğradığı hakaretleri biliyor, algılıyorya da
sezıyorlar. Ulkelerının geleceğının, bu günlerınden
de karanlık olabileceğini duyumsuyorlar. Bu insan-
ların duygularını anlamaksızın, onların kalbini kaza-
nabilecek yolları (hem içerik hem söylem olarak) bul-
maksızın, demokrasi savaşımında başarıya ulaşa-
bılmek çok guç.
•••
Başka örnekler de verecektım, fakat köşemde ye-
rim kalmadı. Söylemek istediğimin özeti şudur: De-
mokrat olmak (toplumculuk da diyebilirsiniz) ve yurt-
severlik birbırınin ozdeşidir. Birbiriyle çelişmez. Bu,
Türkiye gibi bir ülkede özellikle böyledir. Türkiye'de
demokrat olduğunu düşunen aydın, kendini ülkesi-
nin ve halkının üstünde görme kibrinden ve sevgi-
sizliğinden kurtulmalıdır. Hangi sıkıntıları, hangi bek-
lentileri olan, hangi duyarlılıklara sahip bir ülkenin ay-
dını olduğunu bilmek zorundadır. Bu, demokrasi sa-
vaşımı veren kurumların da bilmesı gereken bir olgu-
dur. öte yandan, Trabzon'da, Samsun'da, Sıvas ci-
nayetınin bırbenzerını gerçekleştırmeye çalışan "pro-
voteför"lerin ve onlara alet olan "güruh "un ise ne de-
mokrasi ne de yurt sevgisiyle ilgısı olabilır. Kışkırtıcı-
ların dışında kalan bu bilinçsiz topluluklar, en hafif de-
yimiyle sapla samanı birbirine karıştırıyor?
• • •
Son birkaç yıldaki en "vahim" sap ve saman karı-
şıklığı, bugünkü siyasal iktidarla ilgili olanıdır. Bu in-
sanlardan "demokrasi" beklentisi olanların, yanılgı-
larını anlamaya başladıklarını umarım?
Düzelti ve özür: Geçen haftaki yazımda "Konak
Belediyesi" adı yanlışlıkla "Karşıyaka Belediyesi"
olarak geçti. Her iki kuruluşumuzdan da özür diler-
ken, Konak Belediyesi'nin değerli başkanı, sevgili
arkadaşım Muzaffer Tunçağ'ı ve çalışma arkadaş-
larını, çok başarılı dünya şiir günü etkinlikleri nede-
niyle bir kez daha kutlarım.
ataolb(n cumhuriyet.com.tr
Faks:(0212)513 85 95
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesl
Uzanlar'm vergi
davası başladı
tstanbul Haber Servi-
si - Gıyabı tutuklu Ke-
mal Uzan ve Yavuz
Uzan'ın da aralannda bu-
lunduğu 14 sanığın lıııar
Bankası'nda toplanan
mevduatlara ilişkin ver-
gilerin ödenmesi sııasın-
dahileli işlemleryaptık-
lan gerekçesiyle yargı-
lanmasına başlandı
İstanbul 2 Ağır Ceza
Mahkemesı'ndekı dunış-
maya, tutuksuz sanıklar
YaşarAvni Cüral, Gürol
Demirkol, BirolÇilingir,
Fikri Akyüz, NuralOzel
ve Nurettin Sivlim katıl-
dı Sanıklann haklann-
dakı suçlamaları kabul
etmedıklerı duruşmada
Cumhuııyet Savcısı Or-
han Erbay görüş bildir-
di. Erbay, gıyabi tutuklu
olarak aranan ve halen
yakalanmamış olan Ke-
mal ve Yavuz Uzan'ın
tutuklanmalannı talep et-
tı. İstanbul Muhakemat
Müdürlüğü'nün davaya
müdahil olmasına,
TMSF ve lnıaı Banka-
sı'nın müdahil olma is-
temlerinin reddine karar
veren mahkeme heyeti,
Kemal Uzan ve Yavuz
Iban'ın savcının talebı
doğrultusunda gıyabı ola-
rak tutuklanmasına ka-
rar vererek duruşmayı er-
teledi.
tstanbul Cumhuriyel
Savcısı Emln Ateşağa-
oğlu tarafından hazırla-
nan ıddıanamede sanık
ların 11 ıle 33 yıl arasın
da hapis cezasına çarp-
tınlmaları isteniyor.