18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 NİSAN 2005 CUMARTESİ 4 HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Sorumsuzlar Artık Sorumlu Olacaklar mı? Irak Kürdistan Yurtseverler Birliğı li- deri CelalTalabani'nin, IrakCumhur- başkanlığı'na seçilmesinın Ankara ta- rafından olumlu karşılandığı bildirili- yor. Doğrusu Ankara'nın memnuniyeti- nı anlamak ve buna inanmak oldukça güç. Belki de Ankara memnun gıbı görünmeyı yeğlemiş olabilir. Ankara'nın memnuniyetini açıkla- yanlar bunu iki nedene bağlıyorlar. Bunlardan birincisi Talabani'nin Cum- hurbaşkanı olarak, kendisinetevdi edil- miş olan Irak'ın toprak bütünlüğünü ko- ruma namus görevini yerine getirece- ğıdır. llk bakışta pek kurnazca sanılan bu manevra, aslında, en tembel ve ele avuca sıgmaz öğrencinin mümessıl yapılarak sınıfın asayiş sorununu çöz- mek ne kadar akılcıysa, ancak o den- li makul görünüyor. Ankara, Talabani'nin Kerkük konu- sunda bir güvence olduğunu, hiç de- ğilse çok beklenmedik kanlı olaylara yol açmayacağını düşünüyor. Ankara, Celal Talabani'yi yakından tanır, tanımalıdır da... Eğer gerçekten tanıyorsa, Talabani konusunda fazla ha- yale kapılmamak gerektiğini de bilir. Bir zamanlar Türk solu, bu arada bendeniz de, Celal Talabani'de solcu birantiemperyalist görürdü. Sanki böl- gede sürekli emperyalizmin güdümün- de, onun oyununu oynamaya soyun- muş biraşiret liderinin solcusu olurmuş gibi... * * * Celal Talabani'nin ne kadar güvenil- mez ve kıvrak olduğunu bilenler, yine de onun seçimınden memnun olduk- larını söylerlerken, içtenlikliyseler eğer, geçmış deneyimlerinin onu sorumlu bir siyasetçi haline getirdiğini düşün- düklerindendir. Gerçekten de bu kadar kaygan, kay- pak, çok bilinmeyenli, fevkalade di- kenli birzeminde bunca yıl politikaya- pan kişinin, artık, sonu çok kötü bite- cek sorumsuz davranışlardan kaçına- bilecek tecrübeye ulaştığı söylenebi- lir. llk bakışta pek haklı ve doğru gibi gö- rünen bu düşünceyi, ne yazık ki, geç- mişin ve günümüzün olayları doğrula- mıyor. Tecrübeler göstermiştir ki, bir siya- setçinin sorumlulukderecesi, temsil et- tiği veya adına polıtika yaptığını söy- lediği kitlenin zekâ, birikim, olgunluk düzeyiyle doğru orantılıdır. Talabani'nin temsılcisı olduğu ya da adına politika yaptığını ileri sürdüğü tabanının zekâ, birikim, olgunluk dü- zeyi acaba nedir ki, ondan şimdıye kadar göstermediği bir doğruluk ve olgunluğu bekleyelim? *•• Bir siyasetçiden gösteremeyeceği olgunluğu beklemenin, o siyasetçiden çok, ondan bu olgunluğu bekleyenle- re ne kadar pahalıya patlayacağının en güzel örneğini Leyla Zana ve arkadaş- larının yol açtıöı olaylar göstermiştir. Başta Erdal lnönü olmak üzere, es- ki SHP'liler, bu yanlış değerlendirme- nin kendilerine ve Türkiye'ye nelere mal olduğunu gayet iyi bilirler. Yanlış anlamaya meydan vermemek için belirtmelıyim ki, SHP'nin onları si- yasete sokma düşüncesini o zaman- lar ben de çok akıllıca, çok doğru, çok yürekli buluyor ve canı gönülden des- tekliyordum. Ama Leyla Zana ve arkadaşları, ta- rihin kendilerine yüklediği misyonun adamı olamadıklarını, böyle bir yükü kaldıracak çapa erişemediklerini, da- ha TBMM çatısı altına adımlarını attık- ları anda kanıtladılar. Belki de onlara da fazla kızmamak gerek.. tabanlarının sorumluluk düze- yınin çok üstüne çıkamadıkları için. Üstelik bu şahıslar, hâlâ kımı ger- çekleri görmemekte direnmelerinin, şimdiye kadar yaşanan bunca olaya, verilen bunca şehide karşın, olayı hep terör çizgısinde algılayan, hiçbir za- man biretnikdüşmanlığadönüştürme- mek olgunluğunu gösteren geniş kit- lelerin de sabırlarını taşmak noktası- na getirdiklerinin de farkında değil gö- rünüyorlar, Oysa Türkiye'nin dört bir yönünde her an patlak verebilecek olan olayla- rın emareleri çıkıyor ortaya. Ama belki de, sözünü ettiğimiz so- rumsuzların ve de dış desteklerinin amacı da böyle birsonucu elde etmek- tir. Oysa böyle bir gelişmenin dış des- teklerine yaraması olasıdır, ama ken- dileri için hayırlı sonuç doğurmayaca- ğı kesindir. [email protected] Anayasa değişikliğine hazırlanan hükümet, özelleştirme çalışmalanna da hız verecek AKP'nin yeni yol haritasıANKARA (Cıımhuriyet Bii- rosu) - Acil Eylem Planı uygu- lama sonuçlannı değerlendıren hükümet, yeııı bir "yol harita- sı" çıkardı. AKP iktidaıı, "Acil Eylem Planı (AEP) Uygulama Sonuç- lan" başlıklı bırrapor hazırla- dı. Hükümetın bugüne kadar yaptığı çalışmaları ve hedefle- n ortaya koyan raporun önsözü- nü Başbakan Tayyip Erdoğan yazdı. Erdoğan, AHP'te yeralan temel amaçlardan sapmadan yollarına devam edeceklerini bildirdi. AEP'teki 204 faaliyc- ti oluşturan 4 tcmcl hcdcf, "Ka- mu Yönelimi Reformıı, Ekono- nıikDönüşüm Prograım, Sosyal Politikalaı, Demokratikleşmc vc Hııkıık Ut'fnrııııı" başlıklanyla adlandirıldı. AEP'te en fazla sorumluluğun verildiği bakan- lıklariseu AdalelBakaıılığL,Ma- • Acil Eylem Planı uygulama sonuçlarını değerlendiren AKP hükümeti, yeni hedeflerini de ortaya koydu. Buna göre: Tiim sosyal tesisler satılacak, satılamayanlar uzun süreli kiraya verilecek, YÖK. Yasası değişecek, ÖSYM yeniden yapılandınlacak, ekonomi tek çatı altında toplanacak. liye Bakanlığı, MiIliEgirimBa- versiteler böltinerek yeni üni- çim Yasası değişecek (Adalet vcrsitcler kuı ulacak. Öğretîmkanlığıve TannıBakanhğT ola rak sıralandı. AEP'teki 55 faaliyetin henüz lamamlanamadığı vurgulanan raporda, bu aksama "YÖK Ya- sası, kamıı Yönetinıi Yasası ile Sosyal Cüvcnlik Yasasırı ndaki gecikmeye bağlandı. Hükümet, bu raporda, YÖK Yasası'nda yapılacak değışıklıklen şöyle sıraladı: "ÖSYM yeniden yapılandı- nlacak. Yükseköğretim Kuru- lu yeniden yapılandınlacak. Ye- ni üniversitc kuı ulınası objcktif kriterlcre bağlanacak. Yönclile- bilir olmaktan çıkan biiyük iini- iiyesi ve fıziki altyapısı olan iller- de yeni üniversiteler kurulacak. Ümversiteleridariveakadeınik özerkliğe kavuşturulacak. Mes- lek Yüksekokulları yeniden ya- pılandırılacak." YÖK Yasası ile Yükseköğ- retim Personel Yasası'nda De- ğişiklik Yapılması Hakkında Yasa Tasarılarının TBMM'de olduğu vurgulanan raporda, di- ğer hedefler de şöyle sıralandı: - Yeni bir anayasa tasansı ha- zırlanacak. (Adalet Bakanlığı hazırlıyor.) - Siyasi Partıler Yasası ve Se- Bakanlığı'nın çalışması devam edıyor) - Anayasa Mahkemesi'nin Kunıluş Görev ve Yetkileri ye- niden düzenlenecek. (Adalet Bakanlığı çalışması devam edi- yor.) - Hâkimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığını sağlayacak düzen- lemeler yapılacak. (Adalet Ba- kanlığı çalışması devam edı- yor.) - llköğretımın 6. sınıfından ıtibaren öğrencinin ılgi ve ka- biliyetine uyguıı tarzda eğitim alması sağlanacak. (Milli Eği- tim Bakanlığı hazırlık yapıyor.) - Bor îşletmesı özerk bir ya- pıya kavuşturulacak. (Enerji Ba- kanlığı bu yönde çalışıyor.) - Mevzuatımızdaki sırkavra- nıı yeniden belirlenecek. (Ada- lel Bakanlığı çalışıyor.) - Ekonomi yönetimi tek çatı altında toplanacak. (Başbakan- lık'ın sorumluluğundaki çalış- ma sürüyor.) - Devlet Personel Rejımı Re- formu gerçekleştırilecek. Ha- zırlanan yasa taslağı ilgili kamu kurum ve kunıluşlarının görüş- lerıne gönderildi. - Tüm kamu kurum ve kuru- luşlannın dış temsilcilikleri göz- den geçirilerek gereksiz otanlar kapatılacak, personel fazlalık- ları azaltılacak. - Sosyal tesisler satılacak, sa- tılamayanlar veya satüamayacak nıtehkte olanlar uzun süreli ki- raya venlecek. (Maliye Bakan- lığı çalışma yapıyor.) JR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Süleyman Demirel'in Sabah gazetesinde Yavuz Donat'ın sorularını yanıtlarken dile ge- tirdiği "derln devlet" açıklama- ları ilginçti. Donat, bu konuşma- nın ilgi görmesi üzerine Kenan Evren'le de bir görüşme yap- tı. Bu konuşmaları dikkatle ve altını çizerek okudum. Demirel'in "derin devlet"\ meşrulaştıran yorumları olduk- ça dramatikti. Siyasette boş- luk olursa derin devlet bu boş- luğu doldurur ve devlet haline gelirdiyordu Demirel. Nereden nereye dedim kendi kendime. • • • Süleyman Demirel, siyasete 27 Mayıs 1960 müdahalesinin ardından atılmıştı. Adalet Par- tisi'nin liderliğine geldiğinde, mağdur bir siyasi ekibinsözcü- süydü. 27 Mayıs'tan sonra Yas- sıada'da yargılanıp idam edi- len Başbakan Adnan Mende- res'in mırasını temsil ettiği için halkın desteğini almış, kısasü- rede tek başına iktidar olmuş ve Demirel'in 'Derin Devlet'i Başbakanlık koltuğuna otur- muştu. Süleyman Demirel bu anlamda birsivil hareketin söz- cüsü ve lideri olarak öne çıkmış- tı. Onun uzun yıllar rakibi olan Bülent Ecevit'in siyasetteki yükselişinin ardında da benzer birdeney yatıyordu. Bülent Ece- vit de 12 Mart 1971 askeri mü- dahalesine karşı çıkmış, bu ne- denle CHP'nin efsanevi lideri Ismet Inönü ile çatışmıştı. Bu çatışma Bülent Ecevit'in CHP'nin liderlik koltuğuna otur- masıyla sonuçlanmıştı. • • • Süleyman Demirel de, Bü- lent Ecevit de 12 Mart 1971 as- keri darbesinin karşıtı ve mağ- duru siyasetçiler olarak kabul edildiler. Tabii bu arada Süley- man Demirel, 12 Mart askeri darbesinin solu ezmesine men- nun oldu ve bu yöndeki uygu- iamalarıdestekledi. 1961 Ana- yasası'nın budanıp demokra- fik içeriğinin boşaltılmasında Demirel'in desteği unutulamaz- dı. Deniz Gezmiş'lerin idam kararının Meclis'teonaylanma- sında da Süleyman Demirel'in özel bir gayreti olmuştu. Süleyman Demirel'le Bülent Ecevit, 12 Mart darbesinden çı- kışta ittifak yaptılar. Darbenin li- deri Orgeneral Faruk Gürler'in cumhurbaşkanı olmasının önü- nü kestiler. Böylece sivil bir dö- nem başladı. Işte bu dönemde Bülent Ecevit sivilleşme yönünde ilerlerken Süleyman Demirel Mll- liyetçi Cephe hükümetlerini kura- rak baskıcı, milliyetçi, demokra- si dışı bir çizgiyi tercih etti. • •• 12 Eylül askeri darbesi, iki li- der için de bir dönüm noktası oldu denebilir. Başlangıçta her ikisi; de askeri darbeye karşı çıktılar, sivilleşme amacıyla ken- di çaplarında bir direnış sergi- lediler. Hapislere girdiler, siya- si haklarını yitirdıler. Sonra ye- niden iktidar dönemleri başla- dı. Işte bu iktidar dönemlerin- de farklı bir siyasi kimlikle kar- şımıza çıktılar. Her ikisi de askeri darbeler- den dersler çıkarmışlardı. Sü- leyman Demirel'in son söyle- şide belirttiği "derin devlet" ar- tık onun için bir dost kadar ya- kın hale gelmişti. 28 Şubat dö- neminde artık Demirel, "derin devlef'le birlikteydi. Ecevit'in değişiminde de Kürt sorunu önemli bir rol oynadı. Bülent Ecevit yıllarca karşı kar- şıya geldiği derin devletle tam bir uyum içine girdi, devletin merkezi siyasetlerinin kararlı bir savunucusu olarak öne çıktı. Demirel'le eski gerginlikleri de bu arada ortadan kalktı. Çün- kü ikisi de artık "derin devlet"\n^ yabancısı ve karşıtı değillerdi. ••• Her iki liderin şu anda bulun- dukları siyasi nokta, aslında ül- kemiz politikacısının dramını da sergiliyor. Her iki politikacı da si- vil kimlikleriyle siyaset sahne- sine çıkmışlardı. "Derin dev- tef'in mağduru olmuşlardı. "De- rin devletle çatışmışlardı. An- cak hayat onları, sivilleşmek değil devletleşmek yönünde değiştlrdi. "Halk" diye başla- yıp "devlet" diye bitirdiler. • •• Bu bir kader miydi? Ülkemizin son 40 yılına damgasını vuran bu iki deneyimli politikacının "derin devlef'e yaklaşmaları, kişisel bir dram mı yoksa ülkemizde siyasi yaşamda ayakta kalmanın kaçı- nılmaz sonucu mu? Türkiye'de gerçekten güçlü birdemokrasi hareketi olsaydı, köklü demokratik gelenekler üzerine otursaydı, sanırım bu tablo ortaya çıkmazdı. Başarmak Zirvede Kalmaktır... Üniversiteye yerleştirmede kuruluşundan bu yana Eyüboğlu Lisesi'nin %98, Eyüboğlu Fen Lisesi'nin %100 başarıya ulaştığını biliyor musunuz? Eğitimde Okul Tanjtım Günü 24 Nisan 2005 Pazar Saat: 10:00 Çamlıca Kampüsü Eyüboğlu Eğitim Kurumları Namık Kemal IVIahallesi Dr. Rüstem Eyüboğlu Sokak No: 3 Ürnraniye 34762 İstanbul Tel : 0216 522 12 12 www.eyuboglu.k12.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle