20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 NİSAN 2005 PERŞEMBE HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Topaloğlu'ndan Unakıtan'a Türkiye... Ihsan Topaloğlu adı, ölüm haberinde bile ol- sa, birden içimdeki görünmez zaman düzene- ğini allak bullak etti. Her şey hızla hareket et- meye başladı ve yavaş yavaş ileri bir zamana doğru giden düzenek, aniden hızla geriye dön- dü, mevsim yine bahardı, ama ben gençtim. öyle günümüzdeki gibi haybe bir gençlik de- ğildi bu. Bizim sahibi olduğumuz, yapısını de- ğiştirmek istediğimiz, dahagüzelleştirecek, ha- vası solunur, sularında yüzülür bir vatanımız, meyvelerini birlikte derlemeyi kurduğumuz bir diinya, daha yaşanır kılacağımız, paylaşılabilir, bizi kucaklayıp nimetlerini sunmak üzere hazır bekleyen bir hayatımız vardı. Biliyorduk ki, vatanımızı da, yaşamımızı da, dün- yamızı da güzelleştirmek için bazı görevleri ye- rine getirmeliydik. Bu iyimserlikle dolu olarak ve dünyayı değiş- tireceğimize inanarak sevişir, tartışır, dövüşür- dük. Meydanlardayürürdük, dünyayı değiştirmek, ülkeyi sanayileştirmek, yaşamı daha paylaşılır kılmak için. Coşkulu, onurlu, umutlu ve azimli bir kuşak- tık... Kimilerimiz dünyayı değiştirmek isterken vu- ruldu, kimilerimiz yıldı duruldu, kimilerimiz kö- şeyi döndü, ikbal koltuğuna kuruldu. * • • Ama yaşamın başındayken umutluyduk. Ve yine yaşama başlarken bu vatanın edilgen mağdur yurttaşları değil gerçek sahipleriydik. Hedeflerimizden biriydi, daha zengin, sana- yileşmiş, gelirini daha iyi paylaşan Türkiye. Sanayileşme yolunda kilometre taşları oluş- turuluyordu, ama bir yandan da bugünleri ha- zırlayan çakallar pusuda bekliyorlardı. Kendi kamu kuruluşlarımızın, kendi zenginlik- lerimizin bekçisi olmamız, onları savunmamız ko- nusunda bize yol gösterenlerden biriydi, geçen gün toprağa verdiğimiz Ihsan Topaloğlu. Cumhuriyet'ten önce doğmuş, Cumhuriyet çocuğu ve genci olarak büyümüş, Cumhuri- yet'in kendisini ve halkını savunması için yetiş- tirdiği biriydi o. Politikaya da ikbalden çok bunun için atılmıştı. Ve bu yüzden bayrağı olmuştu gençlerin. Zaman içinde yol boyu ilerlerken, arkadaşı- mız, yoldaşımız, 'ab/'miz olacak olan genç ya- zarların ardında saf tutar yürürdük bu yolda. Azmlıktaydık ama azimliydik, sayımızdan çok- tu etkimiz. • • • Belleğimaracılığıylageçmişeyolculukazsür- dü. Zamanın düzeneği eski haline döndü. İçim- deki coşku duruldu, her şey yerli yerine oturdu. Altmışlı yetmişli yıllar geride kalmıştı. Kavramlar değişmişti, sahip çıkılan değerler eskide kalmış, unutulmuştu. Dünkü savaşımlar, artık kimi bir zamanlar ona katılmış olanlar ta- rafından bile saçma, olanaksız, budalaca bulun- maya başlanmıştı. Bu ortamda, sessiz sedasız gidiverdi Ihsan To- paloğlu. Bir zamanlar kavgasında on binler, yüz bin- lerle yürüyen bir insanın, böylesine sessiz gidi- şindeki tecellinin hazinliği, ona mı aitti, yoksa top- luma mı? "Milli petrol, ulusal sanayi, bağımsızlıkzincir- lerinikırmış Türkiye" gibi kavramlar anılmaz ol- muştu. Artık bunlar, azınlıkta ama azimli gençlerin çı- kar çevrelerini kızdıran talepleri değil, devrini tamamlamış yaşlıların, dile getirdiklerinde gülü- nen nafile anıları olmuştu. Siyaset dünyamızdan bir Ihsan Topaloğlu geç- ti, zenginliklerimize sahip olmamızı savunan... Onu geçen gün gömdük. Şimdi bir Maliye Bakanımız var; "Ne varsa satılacak, özelleştirilecek, hepsini satacağım, özelleştireceğim" diyen. 0 başımızda, istikrarlı iktidarımızın temel taş- larından biri. Bizler ise geldik gidiyoruz, şen olasın Türkiye CumhuriyetiL [email protected] 7 KlŞtYE SORUŞTURMA MEB bürokratlanna yargıyolu açıldı ANKARA(Cumhu- riyet BUrosu) - Danış- tay, yabancı dille eği- tim yapaıı liselerde ders kitabı yerine yabancı yayınevlerineaitkitap, CD ve kasetlerden olu- şan 40 eğitim aracına mevzuatça belirlenen inceleme yöntemi ve inceleme sürelerine ay- kırı davranarak uygun- luk belgesi verdikleri gerekçesiyle Milli Eği- tim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) Başkanı Ziya Selçuk'un da aralarında bulundu- ğu 7 bürokrat hakkında soruşturma açılmasını kararlaştırdı. Edinilen bilgiye gö- re, Eğitiın-Sen; Selçuk ve TTK Başkan Yar- dımcısı Veli Kılıç, Da- ire Başkanları Abdul- vahap Özpolal ve Na- mıkSönmez, Şube Mii- diirü Fııat lamam, Öğ- retim Materyalleıiııi Geliştirme İnceleme Merkezi Müdürii Ila- san Uslu ve Eğitim Araştırmaları Merke- zi Müdürlüğü Başyar- dımcısı Üııal Özmcn hakkında, 4483 sayılı Mcmurlar vc Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması I lakkın- da Yasa uyannca 7 ay- n eylem dolayısıyla şi- kâyette bulundu. Şikâyeti inceleyen Milli Eğitim Bakanlığı, bürokratlarhakkında so- ruşturma izni vermedi. Şikâyetçi, Eğitim-Sen bu karara itiraz ederek kaldınlmasınıistedi. ls- temi görüşen Danıştay 1. Dairesi, 4 suçlamadan bu kişiler hakkında so- ruşlurma açılmasına i/in verdi. Danıştay'ın karan kesin olduğuiçin soruşturmayı yapacak olan Ankara Cumhuri- yet Başsavcılığı, takip- sızlik kararı verebilece- ği gibi dava da açabi- lecek. întihalli kitaba bir de atıfta bulunduğu için zamanaşımmdan yararlanamayabilir Dinçer'e zamanaşımı sürpriziFIRATKOZOK ANKARA-Başbakanhk Müs- teşan ÖmerDinçer'in Prof. Dr. Ta- merKoçel'in kitabından intihal ya- parak yazdığı "tşletnıe Yöneti- mi" adlı kitaba, 2003 yılında ba- sılan "İşletme Yönetimine Giriş" adlı kitabında da atıfta bulundu- ğu orlaya çıktı. Hukukçular, bu ne- denle Dinçer hakkında yapıtacak ışlemin zamanaşımına girmeye- bileceğini belirtiyorlar. Cumhuriyet Üniversitesi öğ- retim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yahya Fidan ile birlikte yazdığı "İşlet- me YönetimT adlı kitapta, Prof. Dr. Tamer Koçel'in "İşletme Yö- neticiliği'' kilabından çok sayıda alıntı yapan Başbakanhk Müste- şan Ömer Dinçer hakkındaki su- çun zamanaşımına girmeyebüe- ceği belirtildi. Haberler üzerine yaptığı açık- lamada, "Tamer Koçel aradığın- da beynimden vurulnıuşa dön- ılünı. Hemen kitabı piyasadan toplattırdım, yeni baskı yapma- dım" diyen Dinçer'in, 2003 yılın- da basılaıı "İşletme Yönetimine Qh ö m e r Dinçeı; Stratejık Yönetim ve işletme Poluifcasn 5. Basikı» Beta JSasım İstanbul, 1998 •( 7 Ömer Dinçer Yahya Fidan; Jtşlettne Yönetimi, Beta Basırn, İstanbul, 1996 Öztin Akgflç; Finansal Yönetim, LO.ÎJP. Yay. No. 46, İstanbul, 1985 • Peter F. Drucker; Kapitalist Ötesi Toplum, Çev. Belfcıs Çorakçı, îrtkîlap Kjiabevi İstanbul, 1994 Ömer Dinçer, 2003 yılında basılaıı "İşletme Vönetimine Giriş" kitabında intihalli kitaba atıfta bulundu riş" kitabında intilıalli kitaba atıf- ta bulunduğu ortaya çıktı. Böyle atıflann, Koçel'in kitabına yöne- lik tecavüzü sürdüreceğinı belır- ten hukukçular, bu nedenle za- manaşımının işlememesi gerek- tiğini belirtiyorlar. Tartışmalara neden olan kitap- ları görmediğini, konuyla ilgili genel bir değerlendirme yapabi- leceğini belirten Prof. Dr. I Jnal Te- kinalp, konunun hem hukuk da- vası hem de ceza davası yönü bu- lunduğunu söyledi. Fikir ve Sa- nat Eserleri Yasası'nda hukuk da- vası bakımından intihal hakkın- da bir hüküm bulunmadığını be- lirten Tekinalp, yasanm 71. mad- desinde eeza davası bakımından hüküm olduğunu söyledi. Doktrinde de hukuk davası ola- rak hangi davanın açılacağının da tartışmalı olduğunu anlatan Teki- nalp, "Nuşin AyiterileŞafak Erer, bıirada açüacakhukuk davasının 'Eser sahipliğinin tespiti davası' olduğunu söylüyor. Fakat zanıa- naşımını söylemiyorlar. Ben ise, burada 'tecavüzün meni' davası olduğunu söylüyonım" dedi. İntihal konusunda eser sahipli- ğinin tartışmalı olmadığınadikkat çekcn Tekinalp, "Prensip itiba- nyla ben hukuk davasuıda zama- naşımı olmadığı görüşündeyim. Çünkii, intihal koııusu olan kitap bulunduğu sürecc, var olduğu sü- rece intihal devameder" dedi. "Bir kitabın baskısı bitmişse, piyasa- dan çekUnıişseoandan itibarcn te- cavüz sona ermiştir, zamanaşımı işler" yönündekı görüşün de yan- lış olduğunu anlatan Tekinalp, şunlan kaydetti: "O zaman za- manaşımı süresi ne ulur? Kimse bilmiyor. Kitabın basısı bitmişse/a- manaşunı işler diye yazılı bir gö- rüş yok, ben gömıcdiın. Kitap,pi- yasadan kalkmış isenrtadan kalk- mış olmuyor, mekân dcğiştiriyor.'' 'Zamanaşuın olmaz' Prof. Dr. Senıih Gemalnıaz da "intihalde zamanaşımı olmaya- cağını" vurgulayarak, "İntihal yaptığın kitap devam ediyorsa, bunu 95'te ya da 85'te yazmanın bir anlamı yok. Bugiin İstanbul f niversitesi HukukFakültesi'nde intihalli bir kitap varsa, bu ister- se 197S'teyazılsuı. İntihal intihal- dir. Kitabın piyasadan (oplatılma- sı birşeyi değiştirmez" dedi. DtNÇER'E ISTtFA ÇAÖR1SI 'Aşırmacılık kanayan yara' İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İntihal yaptığı üniversite raporlarına da yansıyan Başbakanhk Müsteşarı Ömer Dinçer'e yönelik tepkiler sürüyor. Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayhan Kantarlı, Dinçer'i istifaya çağınrken "bilimsel aşırmacıhkla" ilgili raflarda bekleyen dosyaların da yeniden incelenmesini istedi. Aşırmacılığın üniversitelerin "kanayan yarası" olduğunu belirten Kantarlı, Dinçer'in hiç olmazsa bu noktada etik değerlerc saygı göstermesi ve bir an önce görevinden ayrılması gerektiğini söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da kabul edilemez değerlendirmelerle müsteşarına sahip çıkmakla suçlayan Kantarlı, bu durumun istifa beklentilerinin boşa çıkacağının işareti olduğunu vurguladı. THE INDEPENDENT: Kaymaz 'ın cesedi AB hedeflni gölgeliyor • Ingiltcrc'dc yayımlanan gazetenin "Bir çocuğun mermilerle delik deşik olmuş cesedi Türkiyc'nin AB hedefini gölgeliyor" başlıkh yazısında, olaym Türkiye için hem içeride hem de dışarıda bir sınav haline geldiği ifade edildi. LONDRA (ANKA) - Kızıltepe'de babasıyla birlikte öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın delik deşik cesedinin, Türkrye'nın AB hedefini gölgelediği yorumu yapıldı. lngiltere'de yayımlanan The independent gazetesi, 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın Kızıltepe'de geçen kasım ayında babasıyla birlikte öldürülmesini konu alan habere tam sayfa ayırdı. "Bir çocuğun mermilerle delik deşik olmuş cesedi Türkiye'nin AB lıcdefîni gölgeliyor" başlıklı yazıda, olayın Türkiye için hem içeride hem de dışanda bir sınav haline geldiği ifade edildi. TIR şoförü Ahmet Kaymaz ve UğurKayma/.'ın öldürülmesine ilişkin olarak polısin, açılan atcşe karşıhk verdiği ve Uğur Kaymaz'ın cesedinin elıne bir tüfek tutuşturduğu iddialarına yer veren gazete, olayın kamuoyunda yarattığı etkiyi ise ilginç ifadelerle ortaya koydu. Yazıda, "Daha sonra görühnemiş bir şey oldu. Kürt azuıhğm istisınar edihnesinin görmezden gelindiği bir iilkcde, kamuoyu bu olayla ilgilendi. Uğur'un gazctclerdcki fotoğrafi kamııoyunıı kızdırdı. Gazeteciler, Uğur'un sırundaki 9 merminin sadece 50 cm mcsafcdcn ateşlendiğini belirten otopsi raporlannı ele geçirdi. Bir parlamento komisyonu güvenlik güçlerini eleştirdi. Başbakan, bir çocuğun vali taranndan terörist olarak tanınüanmasını eleştirdi 1 " denildi. Olaya kanşan polislerden dördünün görevden uzaklaştınldığını ifade eden gazete, dava için gün belirlendığine de dikkat çekti. Aııcak şu anda bu ivmenin kaybolduğuna işaret edilcn yazıda, olaya kanşan polislerin yeniden göreve döndüğü ve başka bölgelerde görevlendirildikleri kaydedildi. İĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN 'Operasyonlar kaygı vericV ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski DEP'in milletvckili LcylaZana, Doğu ve C-üneydoğu'daki askeri operasyonlardan duyduğu rahatsızlığı belirtirken sorunlann şiddet kullanarak çözümünün imkânsız olduğunu savundu. Zana, yaptığı yazılı açıklamada, cezaevinden çıktıktan sonra yaptığı göriişmelerde, "sorunlann demokrasi, barış ve diyalogla çözümünün nıümkün olabileceğini" belirttiklerini kaydetti. Son günlerde Türkiye'de kaygı verici gelişmelerin yaşandığını savunan Zana, "Aşın sağcı milliyclçi çcvrelcrdc Kürtlerc karşı bir silalılaıınıa olduğu yoluııdaki haberler, ortak dcğerinıiz olan bayrak iizerinden estirilcn milliyetçi rüzgâr, bölgede yoğunlaşan vc giderek artan operasyonlar bizleri kaygılandırdığı gibi, bir hiitiin olarak Türkiye toplumunıı da kaygılandırmakta olduğunu düşünüyoru/" dedi. Türkiye'nin etnik- millıyetçi çatışma ortamına çekılmek istendiğını öne süren Zana, "Bir demokrasi sorunu olan Kürt sorununun çözümünde ahlması gereken en acil ve yaşamsal adım, insan kaybını önlcmcktir. Dağdaki gençlerin silahsızlandınhp şiddetten anndnilması, demokrasi yolunda büyiik bir sinerji yaratacaktır. Yapılması gcrckcn, demokı atik bir yasa ile iıısaıılarımı/ı kucaklamak, siyasal ve sosyal hayata entegre etmektir" dedi. Savcıdan emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı tlhami Erdil davasına ilginç yorum: 'Basit bir maydanoz davası değil 9 tEYLA ZANA ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Genelkurmay Askeri Savcısı Al- bay Saim Öztürk, emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İl- hami Erdil'in haksız malvarlığı edindiği savıyla yargılandığı dava- yı "Basit bir maydanoz davası de- ğil" sözleriyle değerlendirdi. Emekli Oramiral llhami Erdil, eşi FüsunEıdUUekmDenizErdil ın Genelkurmay Askeri Malıkeme- si'nde yargılandığı davanın dünkü otunımuna, ailenin avukatı katıldı. Duruşmada, bazı tanıklann is- tanbul'da hâkimlikte alınan ifade- leri okundu. Erdil'in 1.2 milyon do- larlık evın alımında kendisine yar- dımcı olduğunu savunduğu Muh- • Emekli Oramiral Erdil'in haksız malvarlığı edinme suçlamasıyla yargılandığı davada Erdil 1 in sepetler ve hediye kutulanyla 12.5 milyar liralık kııruyemiş fatıırası aldığı anlaşıldı. terem Kolay'ın oğlu Selçuk Kolay, "yardunı" doğrularken yardımın şeklini bilmediğini söyledi. Selçuk Kolay, babasının Erdil'in babası- mn Heybehada'da ev alması sırasın- da da yardımcı olduğunu kaydetti. Ev alımına aracılık eden emlak- çı AhmetMamak ise alışverişi "çe- tinpazaıiıkoldu" diye yorumlarken pazarlıkta Muhterem Kolay'ın da yer aldığını söyledi. Erdil'in kuvvet komutanlığı dö- nemindeki özel kalem müdürü Tu- ğamiral CemGüldeniz, Yalçın Ka- yatunç'un Ankara'ya ayda bir iki kez geldiğini anlattı. Güldeniz, "Yalçın Kayatunç'un Kasımpaşa Ordu- evTııdc kaldığını biliyorum. Orada ofls gibi yeri olduğunu da biliyo- nım. Ankara'ya ayda 1-2 kez gelir- di" dedi. Savcı Öztürk, Güldeniz'in, Kayatuııç'un ayda 1-2 kez Anka- ra'ya geldiğini söylemesinin çok önemli olduğunu belirterek "Tersi olması ve 1-2 kez tstanbul'a gitmiş olması daha doğal olurdu" dedi. Savcı, "Tanık, llhami Erdil'in 24 saatini planlayan bir komutandır. 2 yıkla30yemeğin düzenlendiğini söy- lüyor. Her davette ortalama 20 kişi ağıı lansa toplamda 25-30 milyar li- rayı geçmez. Ama bu davada Hazi- ne'nin kaybının 160 milyar lira ol- duğu belirtilmektedir. Bu gözönün- de bulunduıiılursa, bu davanın ba- sit bir maydanoz davası olmadığnu ortaya koymaktadır" diye konuştu. Duruşmada, llhami Erdil'in ku- ruyemış aldığı YavuzÇetinkayada tanık olarak dinlendi. Çetinkaya, sepetler ve hediye kutularında gı- da ve kuruyemiş verdiklerini söy- lerken, bu alışveriş karşılığında 12.5 milyar liralık fatııra kesildiğini belirtti. Mahkeme heyeti duruşmayı 25 Mayıs tarihine erteledi. İşkence ve cinayet suçlamasıyla yargılanan sanıklann tutuklanmasına gerek görülmedi Savcı Mithat Ozcan'a el çektirildiMAHMUTORAL DİYARBAKIR-Diyarbakır'da ara- larında JİTEM'ci askerlerin de bu- lunduğu 8 kışi hakkında dava açan Savcı Mithat Özcan'ın faili meçhul dosyalardan el çektirildiği öğrenil- di. Sanıklann tuluklanmaları yolıuı- daki talep, suç tarihi itibarıyla geç- mişteki af yasalarından yararlanabi- lecekleri dikkatc alınarak geri çev- rilirken, 3 sanığın dosyası "görevsiz- lik" kararı verilerek askeri mahke- meye gönderildi. Bir sürc önce PKK ilirafçışı Ab- dülkadir Aygan'ın IJlkede Özgür Gündem gazetesinde yayımlanan açıklamalarının ardından, "Yeşil" • Aralarında JİTEM'ci askerlerin de bulunduğu sekiz sanıklı cinayet ve işkence davasında asker sanıklann dosyaları askeri mahkemeye gönderildi. Soruşturmayı yürüten Savcı Mithat Özcan'ın faili meçhul dosyalardan el çektirildiği öğrenilirken mahkeme diğer sanıklann tutuklu yargılanmasına gerek olmadığına karar verdi. kod adlı Mahmut Yüdınm, emekli Binbaşı Abdülkerim Kırca, halen görevde olan Jandarma Uzman Ça- vuş Yüksel Uğur, itırafçılar Abdul- kadir Aygan, Muhshı Cül, Fethi Çe- tiıı, Kcnıal Emlük ve eşi Saniyc Em- lük hakkında Diyarbakır 2 No'lu Ağır Ceza Mahkemesi'nde "cürüm işlemck için tcşckkül oluşturmak", "tşkenceyapmak" ve "taanunüdcn adam öldürınek" suçlamalarıyla ömür boyu hapis istemiyle dava açan Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Mit- hat Özcan'ın faili meçhul dosyalar- dan el çektirildiği ögrenildi. tddi- alara göre 29 Mart günii JİTEM ile ilgili iddıanameyi hazırladıktan bir gün sonra, daha önce soruşturması- nı yürüttüğü bir dizi faili meçhul dosya savcı Özcan'dan alındı. Ancak Özcan konuyla ilgili hiçbir açıkla- ma yapmadı. Öte yandan mağdur aılelerinin avukatlarının, sanıkların tutuklan- ması istemiyle yaptıkları başvuru üzerine, mahkemeye mütalaa veren Özcan, haklannda dava açtığı sa- nıklann tutuklanmalanna gerek gör- medi. Özcan, suç tarihleri itibany- la sanıklann geçmişte çıkarılan af- lardan yararlanabilecekleri ihtima- lini göz önüne alarak, sanıklann tu- tuklanmalanna gerek olmadığı yo- lunda mahkemeye görüş bildırdı. Mahkeme, sanıklann adreslerı dık- kate alınarak ifadelerinin talimatla alınmasını kararlaştırdı. JÎTEM davasında yaşanan önem- li gelişmelerden biri de ikisi asker, biri eski itirafçı şu an askeri perso- nel olan 3 sanık hakkındaki dosyaların, askeri mahkemeye göıı- derilmesi oldu. Mahkenıe, sanıklar- dan devlet övünç nıadalyası sahibi "JİTEM ÇctesPnin yöneticisi" ol- makla suçlanan emekli binbaşı Ab- dülkerim Kırca, halen Siirt'te gö- revde olan Jandarma Uzman Cavuş Yüksel Uğur ve eski itirafçı, JÎTEM çalışanı Saniye Emlük'ün dosyala- rını askeri pcrsonel olmalannı dik- katc alarak görevsizlik kararı ile ayı- rıp, ilgili askeri mahkemeye gön- derilmcsini kararlaştırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle