17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NİSAN 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J\^ U LJ i U M\ kultur(u cumhyriyet.com.tr 15 UYGARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Tarihi Milli Park'ı 'dünya barışına adayan' projeye aykırı uygulamalar yapılıyor... Gelibolu'da 'banş' unutulduBu yıl Çanakkale Savaşları'nı anmak için düzenlcnen etkinlikler çok görkemlıydi. . 18 Mart İ915'te gerçekleşen denız zaferi- nin 90. yıldönümü kutlamalan, Ça- nakkale'ylc birlikte ülkenın her bölgesindc günlerce devam ettı. Genelkurmay Başkanlığı'nın bü- yük önem verdıği kutlamalar için yazılı ve görsel basınımızda da ge- niş yayınlar yapıldı... Hemen tüm etkınlıklerde öne çı- kan söylem ise 'Gclibolu Desta- m'nı yaratan kahramanlanmız ıle 'düşman askerleri' arasındaki ef- sanevı ınsanı ıhşkilerdi. Vatanını savunan 'Mehmetçik' ile nedcn savaştığını bıle bılmeyen 'Anzak'ın, karşılıklı onca cankay- bına rağmen 'dost' olmalarının ar- dındakı duygu derinliği, ilhamım Atatürk'ten almıştı Anafaı talar'm muzaffer komu- tanı, savaşta yaşamım yıtıren İngi- li/, İrlandalı, tskoç, Galli, Malta- lı, Mısırlı, Sri-Lankalı, Pakistan- lı, Ilintli, Avustralyalı, Yeni Zc- landalı, Kanadalı, Fransız, Ku- zcy Afrikalı, Gambiyalı ve Seııe- galli askerler için şunları söylemiş- ti: "Mehnıetçiklcrle yan yana, ko- yun koyıına hir dost vatanın top- rağında hıızur ve sükûn içindc uyuyan, bu toprakta canlarını verdikten sonra bizim de evlatla- rımı/,olaıı kahramanlar..." Dostluğu duyumsamak îşte bu anlayışın Gelıbolu'daki savaş alanlarında 'sürekli algılan- ıııası', Milli Park'ı ziyaret edenle- nn çatışmalar yerine 'dostluğu vc insanlığı anımsamaları' için, 199O'lı yıllarda düzenlenen 'ulus- lararası fikir ve tasarım yarışma- sı'ndan 90. yıl kutlatnalarında he- men hiç söz cdilmedi. Oysa 1988 yılında sonuçlanan 'Dünya Barış Parkı' yarışması, şartnamesındeki açıklamayla; 'Ge- libolu Yarınıadası Tarihi Milli Parkı'nı önümüzdekl bin yıla in- sanlar ve insan-doğa arasında barışın her anlam ve boyutta dü- şünüldüğii, duyumsandığı ve ya- şandığı bir çevre olarak hazırla- mayı' amaçlamıştı. 1994'teki büyük yangından son- ra Mıllı Park'ın yeniden ağaçlandı- rılmasında da bu amaca uygun bir peyzajın yıne bu projeyle yaralıl- ması hedeflenmıştı... 1- Barış Parkı pro- jesinde Zafer Anıtı'nın çevresi piknik alanı olacak, bu görüntülere uygun düzenleme yapıla- caktı...(Solda) 2- Projeye göre bu siperlcr insanları artık hep 'barışı düşünmeye' davet edecektL.(Altta) 3- Bir Çanakkale Zaferi hatııası... Sa- vaşın ateşi içinde tu- tulan balıkların ver- diği yaşama sevinci. (Sağda) (Cumhuriyet Arşivi). Dönemin Cumhurbaşkanı Süley- man Demirel'ın hımaycsinde ve Genelkurmay Başkanlığı'nın des- teğıyle, Orman Bakanlığı tarafın- dan düzenlenen, çok sayıda ülke- den 121 mimarlık grubunun katıl- dığı bu yarışma ve sonuçları, şim- di 'unutulmuş' gıbı. Dahası, Milli Paık'ta son zaman- larda gerçekleştınlen kimi uygula- malar da aynı yarışmada bınnci se- çılen Norveçli Lasse Brogger ve Anne-Stine Reine'nın projesine tümüyle aykırı ve 'uygunsuz mü- dahaleler'ı içeriyor... Önceki yıl yıtırdığımız, yarışma- nın koordinatörü Prof. Dr. Raci Bademli'nın özverili cmekleriyle aynı projeye göre hazırlanıp 2003 yılı aralık ayında onaylanan 'Uzun Devreli Gelişme Planı' (UDGP) ise kâğıt üzerinde kalmış görünü- yor... Uygunsuz uygulamalar 90. yıl kutlamalan öncesınde, 'du- rumu' yerinde görmek üzere bir ın- celeme gczisi düzenleyen 'Gelibolu Barış Parkı Platformu', 6 Mart 2005 güııü şu saptamalan yapmış: "- Milli Park şantiyc alanına dö- nüşmüş. UDGP'nin bütüncül alt planlan oluşmadan, mevzii ve parçacıl birçok uygulamaya giri- şilmiş. - Yol boyunca inşa edilen ve sa- nat değerleri ile çevreye uyumları tartışma konusu olan yeni şehit- likler, bulundukları alanı ve çevre- sini de yapılaştırmaktalar. - Alçıtepe köyii ile Şehitler Abi- desi arasında ve civarlarında bir- çok yeni yol (otoban) açılnııştır. - Kamuoyunda tartışılan, Anzak Koyu-Haintepe civarındaki yeni yol inşası ise tanı bir faciadır. I)e- reler düzleştiriliyor, tepeler yarılı- yor, kepçeler ve kamyonlar harıl harıl çalışmaya devam ediyor. - Takip edenıediğimiz birçok ya- tırımın, aynı anlayışlarla devam ettiği söylenmektedir..." Çanakkale'deki sivil toplum kuru- luşlannın ve duyarlı kesimlerin oluş- turduklan platform, bu saptamalar ü/.erine bir deklarasyon yayımlaya- rak kamuoyunun dikkatını 'Barış Parkı Projesi'nin yok cdilmekte olduğu'na çektı Kuruluşlan temsil eden 42 kişinin imzasıyla şuıılar vurgulanıyor: "- Dünya Barış Parkı projesin- deki yaklaşımı yok sayan bu tür parçacıl uygulamaların, geri dö- nülmez yanlışları oluşturacağı or- tadadır. Bu anlayışın derhal terk edilmesi, evrensel ve bilimscl süre- ce işlerlik kazandırılması gerek- mektedir. - Barışın yerleşnıcsi ve sürdürül- mesinin güvencesi olan yerel ve si- vil inisiyatiflerin tüm karar süreç ve sonuçlarına aktif katdınıın sağ- lanması ortak talebimizdir..." Bakan Osman Pepe'ye... Gelibolu Tarihi Mıllı Parkı'nın Türkıye tarafından 'dünya barışı- na' adanmasını amaçlayan uluslara- rası yarışma, Minıarlar Odası'nın ve Uluslararası Minıarlar Birli- ği'nin kurallan ıle ve yıne uluslara- rası bir seçici kurul oluşturularak dü- zenlenmıştı. Birinci seçilen tasarımın temel yaklaşımı ise "en a/ müdahale ile barış duygularını yaratacak en et- kileyici düzenlemelcrin doğal ve kültürel peyzajla bütünleş.mesi" şeklındeydi... Bunu sağlamak ve Barış Parkı'nı aynı fıkre göre gerçekleştirmek ama- cıyla onaylanan UDGP, 1/25 bın ve 1/10 bın ölçeklerde üst düzey karar paftalarıyla birlikte hazırlandı. Ne var ki son zamanlarda yapılan tüm uygulamalar 'plansız bir karnıaşa' içinde gerçekleşıyor. Bakalım Çevre ve Orman Ba- kanlığı, tüm dünyadan fıkırlcrin ya- nşmasıyla elde edilen biı 'barış pro- jesi'nin sahıbı olduğunu, yeniden ve ne zaman anımsayacak? tSTANBUL CERVANTES ENSTÎTÜSÜ KÜTÜPHANESİ 'Don Kişofu ne kadar tanıyorsunuz?Kültür Servisi - IVIiguel de Cervantes'in ünlü yapıtı 'Don Kişot'un yayımlanma- sının 400. yıldönümü dolayı- sıyla istanbul Cervantes Rns- titüsü Kütüphanesı, Cervan- tes'in bu yapıtına ilişkin bir yanşma düzenliyor. Yarısma- ya katılmak ve özel ödülü ala- bilmek için belirleneıı 10 so- ruyu ecvaplamak yeterli... Son flün 17 Nlsan Yanşmaya katılanlar sorula- rı lspanyolca veya Turkçc ola- rak yanıtlayabilecek Her iki dildeki başvurular da kabul edılecek Ancak cevapların en gcç 17 Nisan 2005 günü saat 15.00'e kadar Cervantes Enstı- tüsü Kütüphane- si'neteslim edil- mesi ya da aynı zamana kadar "[email protected]" ad- resine elektronık posta yoluyla göıı- derilmesi gereki- yor Kütüphaneye teslim edilen ya da e-pos- tayla gönderi- len cevaplar- da, word dosyası ola- rak hazır- lanmış ol- ması ve her iki durumda da yazılı metınde hem soruların hem de cevapla nn yer alması koşulu aranıyor. Yarışmada bırınci olan kişi, Cervantes Enstıtüsü'nde 60 sa- atlik lspanyolca dil kursuna üc- retsız katılma şansına sahip olacak. Bırden fazla kişinin tüm soruları doğru yanıtlama- sı halindcyse kazananlar ara- İSte sorular... sında tek soruluk ikıncı bir bıl- gi yanşması düzenlenecek. So- runun cevaplanması için bir gün süre venlecek. Cevap, ens- titü kütüphanesine elden ya da elektronik posta yoluyla ulaş- tırılacaktır. tlk kişi yarışmayı kazanacak. Ayrıca yanşmaya katılan ilk 200 kişiye bırer adet Uon Kjşot kitabı verilecek. \ 1. Cervantes'e göre Don Kışot'un gerçek yazarı kimdır? 2. Don Kişot, kendisiyle gelmeye ıkna etmek için Sanc- ho'ya ne vaat ettı'? 3. Don Kişot'a 'Mahsun Yüzlü Şövalye' adını kimtak- mıştır7 4. Esır düşen komutan, hikâyesınde hangi savaşa atıfta bulunmaktadır? 5. Don Kişot, mütevazı bir başlangıçtan donığa yükselmiş soylar için hangi haneda- nı örnek olarak vermiştir? 6. Quiteria en sonunda kiminle ev- lenmıştir? 7. Geçmışı ve şu anı tahmin eden, fa- kat gclcceği bilmeyen hayvan hangi- sıdır? 8. Don Kişot, şövalyelerin ön- deri olmaya karar verdığmde hangi imparatorluğun tacıyla ödülleııdınlmeyı ıhmal etmiştir? 9. Cervantes, Don Kişot'ta, daha sonra 'Örnek Alınacak Hikâyeler'de (Novelas ejemp- lares) yayımlanacak hangi ro- mandan bahsetmektedir? 10. Büyük Vah Sancho Pan- za'nın yasaları nelerdır? Üçfarklı film üçfarklı hikâye. Kültür Servisi - 24. Uluslararası İstanbul Rlm Festivali bugün de farklı filmlen ızleyıcılerle buluşturmaya devam ediyor. Festıval kapsamında bugün gösterılecek fılmlerin en önemlilerinden bın, yönetrncnliğini Buster Keaton'un yaptığı 'General'. 'Özel gösteri' başlığı altında ızlenecek olan filmde sessız komedılerın en müthişi olarak bilinen Keaton, başrolü dublör kullanmadan üstleniyor. Amerıkan İç Savaşı'nda hem lokomotifını hem de sevdığı kadını sabotajcılardan kurtarmaya çabalayan demiryolu mühendisinin kahramanca öyküsünü anlatan klasık yapım, Akhank Oda Orkestrası'nın çalacağı, ünlü bestcci ve Şef Carl Davis'ın özgün bestesi eşliğindc sınemasevcrlere keyifli vakıt geçirtecek. Yönetmenliğini Mike Leigh'in yaptığı 'Vera Drake' de bugün yapılacak galada izleyiciyle buluşacak. Filmde scvgi dolu Anne ile hcrkese yardımcı olan altın kalplı temizlıkçi Vera'nın gizliden, para ahııadan ıstenmeyen hamileliklere son veren yasadışı kürtaj yapması konu edıllyor. Aıle dramlarının ustası Mike Leigh'den, savaş sonrası Ingiltere'sinde bir cadı avına feminist bir bakış. 'Dünya Festivallerinden' bölümünde yer alan 'Agnes ve Erkek Kardeşleri 1 adlı film de bugün göstenlecek. Birhirlerindcn olabildiğınce farklı, mutluluğu kendi yollarıyla arayan üç kardeşın konu edıldiği filmin yönetmeni Oskar Roehler. Film, cinscl takmtıları olan kütüphanecı Hans-Joerg, evliliği sallanan sıyasetçı Werner ve bir zamanlar erkek olan, şımdı gece kulüplerinde dans ederek yaşamım kazanan Agnes adlarında, üç kardeşın hayatını anlatıyor. 2001 'de Altın Lale'yı kazanan 'Çıkış Yok'un yönetmeninden hoş bir taşlama. 'General' filmindcn bir sahne. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Çağdışılıga Düşman Kent: Eskîşehir Yaklaşık on dört yıl önce, Anadolu Üniversi- tesi'nde göreve başladığımda, yağmurlu ha- valarda Istanbul'a dönüşlerimde rahmetli an- nemden hep aynı şeyi duyardım: "Oğlum, şu paçalarına bulaşmış olan, nasıl bir çamur? Sanki çımento, bir türlü çıkmıyor!" O zamanlar çamur, Eskişehır için sanki do- ğal bir yazgıydı. Aradan geçen on dört yıl gibi kısa bir süredeyse çamur yok oldu, onun ye- rini kentin kimliğini belirleyen başka şeyler al- dı. Perdelerini sürekli açan dört tiyatro salonu, konserlerini sürdüren dört orkestra ve nihayet kent-içi raylı ulaşım gibi şeyler. Eskişehir, karlı kışları kargaşadan ve aşırı tı- kanmalardan genellikle uzak kalarak yaşayan bir kentti. Ama özellikle karda ve buzda yine de kendine göre bazı ulaşım sorunları oluyor- du. öyle kj, bir defasında gardan Yunus Emre Kampusu'na gitmek üzere bindiğim taksinin şoförü, kampusun kapısındangirdiğimizanda: "Hocam, şimdi artık Avrupa'ya vardık, bundan böyle yol güçlükleriyle karşılaşmayız!" demiş- ti. Çünkü o zamanlar andığım kampus, canlı bir uygarlık anıtı olma bağlamında kentin ka- lan bölümüne epey fark atıyordu. Ama şimdi bu farklar silindi. Artık yalnız kampuslar değil, fakat kentin tamamı sanki uygarlık kavramının cisimleşmiş göstergesi. Prof. Dr. Yılmaz Bü- yükerşen, Büyükşehir Belediye Başkanı se- çıldığı günden başlayarak bir zamanlar Ana- dolu Üniversitesi'ni uygarlığın, çağdaşlığın bir kalesine döndürmek için harcadığı çabaları bu kez Eskişehir'in bütünü için harcamaya baş- ladı. Belediye Başkanlığı'nın ilk beş yılına bir orkestrayı ve Şehir Tıyatroları'nı sığdırdı. On dört yıl önce Eskişehirliler, tiyatroyu sa- dece kente turneye gelen topluluklardan sey- rederlerdi. Bugünse, ülkemizde bir üniversite- ye bağlı ilk -ve bildiğim kadarıyla tek- resmi ti- yatro olan Tiyatro Anadolu ile Eskişehır Büyük- şehir Belediye Tiyatrosu'nun üç salonu, tiyat- ro sezonunda Eskişehirli tiyatroseverleri sü- rekli ağırlamaktalar. Son haftalarda aldığım bil- gılere göre, bu tiyatroların tümünde aynı haf ta için bilet bulabilmek çoğunlukla olanaksız- mış ve bıletler ortalama iki hafta öncesinden tükeniyormuş. Ayrıca genç oyunculardan şu- nu da duydum: "Eskişehir'in iyiden iyiye eleş- tirel bir tiyatro seyircisi oldu, bu seyirci, oyunu tutmadığında tepki verlyor!" Tiyatro Anadolu ise, her oyundan sonra seyircilerle biraz önce gördükleri esere ilişkin yarım saatlik bir tartış- ma düzenliyor. Bu tartışmalara en az 30-40 ki- şi katılıyormuş. Bu tempoya bakılırsa, Eskişe- hir'in pek de uzak olmayan bir gelecekte tiyat- ro yaşamı bakımından Istanbul'a ciddi bir ra- kip olacağını söylemek, kehanet sayılmamalı! öte yandan Anadolu Üniversitesi'nin iki dö- nemdir rektörlüğünü yapmakta olan Prof. Dr. Engin Ataç, daha göreve gelir gelmez, çağı- mızda sanatın uygar insan yetiştirmede en güçlü araçlardan bıri olduğu teziyle, sanatı üni- versitenin bütününe yayma çabasına girişti. Kendisinin bir zamanlar üniversite bünyesin- deki Güzel Sanatlar Fakültesi'nin on yıl bo- yunca 'kurucu' dekanlığını yapmış olduğu ger- çeği göz önünde tutulduğunda, rektör olarak bu tutumuna şaşırmamak gerekiyor. Ama ça- balar, yine de çok kayda değer: 1999'dan iti- baren Tiyatro Anadolu'nun sürekli biçimde ha- yata geçirilmesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Hey- kel Bölümü öğrencilerince yapılan heykellerin bütün kampusayayılması, kampusta birÇağ- daş Sanatlar Müzesi'nin, kentte de, üniversi- te tarafından restorasyonu yaptırılan büyük bir tarihi binada bir Kankatür Müzesi'nin açılma- sı, Anadolu Senfoni, Gençlik Senfoni ve Oda orkestralarının kurulması - bütün bunlar, üni- versite yaşamının da Eskişehir'in, bugün oldu- ğu gibi, çağdışılığa düşman bir kent kimliğini kazanmasına çok büyük katkıda bulunduğu- nun göstergeleri. Eskişehir'in, bir zamanlar Milli Mücadele için dönüm noktası niteliğini taşımış savaş alanla- rının çok yakınında olduğu düşünüldüğünde, bunlar, aynı zamanda kentin tarihi kimliğine de çok yakışan çabalar! e-posta: ahmetcemairfj superonline.com acem20(Vı hotmail.com ÎSTANBUL FlLM FESTÎVALt • EMEK'te 10.00'da'Kutlama', 12.30'da 'Mondovino', 16 OO'da 'Kirli Utanç', 19. OO'da 'Uno', 21.30'da 'Vera Drake'. (0 212 293 84 39) • ATLAS'ta 10.00'da 'Ağlatan Oyun', 12.30'da 'İçimdeki Fırtına', 19.00'da 'Gencral', 21.30'da 'Kanlı Saltanat'. (0 212 252 85 76) • SİNEPOP'ta 12.30'da 'İnıla Hataları', 16.00'da 'Agnes ve Erkek Kardeşleri', 19.00'da 'Kuzey Rüzgârı', 21.30'da 'Güzelistan'. (0 212 251 11 76) • BEYOĞLU StNEMASl'nda 12.30'da 'Kralın Oyunu', 16.00'da "Tulse Luper'in Çantaları 111', 19 OO'da 'Cennet ve Sonrası', 21.30'da 'Tek Atış'. (0 212 251 32 40) • REXX'te 19 OO'da 'Güzel Hayat', 21.30'da 'Dünden Sonra'. (0 216 336 01 12) BUGÜN • LÜTFİ KIRDAR KONSER SALONU'nda 20.00'de Borusan İstanbul Filarnıoni Orkestrası konseri. Şef: Gürer Aykal. Solıst: Efe Baltacıgil(viyolonsel). (0 216 454 15 55) • CHEZ SAKMAN'da 22.00'de Tolga Tufacı dinletisi. (0 212 227 11 67) • BABYLON'da 21 30daPcte Lockett - Fahrettin Yarkın konseri (0 212 292 73 68) M tFSAK'ta 19.30'da 'Doğa' konulu ayın saydam yarışması. (0 212 292 42 01)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle