Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 2005 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Salakça Satıcılık
ÖZELLEŞTİRMEDEKİ son
daJganın özelliği, kamunun elin-
de kalan büyük, stratejik, ve-
rimli ve kâriı işletmeleri de apar
topar satmaktır. Başbakan,
"Devlet artık ekonominin için-
de olmayacak, tüccartık yap-
mayacak" diyor.
Yapılan işin tüccariık olma-
dığı belli; çünkü tüccar böyle
salakça satıcılık yapmaz. Sa-
laklık, yalnızca "altın yumurt-
layan tavuklar"\n elden çıkan-
lışından, kamunun büyük ge-
lir kaynaklanndan ılelebet yok-
sun bırakılışından ibaret değil.
Bundan sonrası için ekonomi-
yi yönlendirmek, ulusal çıkar-
lan akıllıca kollamak ve toplu-
mun geleceğini güvence aitına
almak açısından yarartı olabi-
lecek araçlar da devletin elin-
den çıkıp başkalannın emrine
girmektedir.
Bu gidişle nereye varılacağı
ortada: Yalnız ekonomi değil,
artık cumhuriyetin bağımsızlı-
ğı da gitmekte, ülke sömürge-
leşmekte.
Konu, salaklığı da aşıp düpe-
düz haince bir rezilliğe dönüş-
müştür.
Görüntü, gerçekten utanç
verici, hatta kahredici.
Şu en son örneğe bakın: Bir
ülke, yıllardır süren çabalar ve
özveriler sonucu Erdemir gibi
bir büyük kuruluş yaratıyor ve
tam onun örtcülüğünde ekono-
mik kalkınmanın lokomotif gü-
cü olan demir-çelik üretimini
derleyip toparlayarak gerçek
bir sanayi atılımına hazırlanı-
yor ve siz tam bu sırada o ku-
ruluşu satışa çıkarıyorsunuz.
Tek neden, borç batağından
çıkmak için nasıl olursa olsun
birazcık hazır paraya konmak.
Olacak iş mi şu: Yüzde 46
hissesini blok halinde satma-
ya kalkıştığınız kuruluş, 2004
yılı sonunda yaklaşık 600 mil-
yon dolar net kârsağlamış. Yı-
ne de gemi, otomotiv ve be-
yaz eşya sanayiinin ana mad-
desi olan yassı çelik üretimin-
de gereksinimin henüz yansı
karşılanır ve eksiği kapatmak
için Erdemir gibi birkaç kuru-
luş daha kurmak gerekirken
bu satışı yapıyorsunuz. Hem de
ne satıcılık? Yenisinin ancak 6
milyar dolara yapılabileceği
hesaplanan kuruluşun yarıya
yakın hissesi satılınca ancak bir
milyar dolar civannda gelir ge-
lecek.
Bu paranın hemen gelip gel-
meyeceği ve borç ödemeye
gidip gitmeyeceği de belli de-
ğil. Büyük olasılıkla, daha ön-
ceki ömeklerin hep ortaya koy-
duğu gibi taksitter gecikecek ve
belki iç edilecek. Çalışıp işini dü-
zettmek yerine baba malını sat-
maya kalkan mirasyedinin doğ-
ru hesap yapabildiği görülmüş
müdür?
Yalnız Erdemir'in değil, Pet-
kim'in, TÜPRAŞ'ın, Türk Tele-
kom'un ve THY'nin satışında da
hep aynı yaklaşım: önce ano-
nim şirket görünümlü kuruluşun
hisselerinden küçük bir bölü-
münü çocuk aldatırcasına söz-
de "halka arzetmek", sonrada
kalanı "bloksatış"a çıkanp bi-
rilerine peşkeş çekmek.
Bu arada, bataktan çıkma-
nın akıllıca yollan üzerin-
de düşünmek büsbütün unu-
tulmuştur. Zaten borçlan kon-
solide edip zamana yaymak
gibi çarelerin başkalanna inan-
dıncı gelmesi için, ortada bir
rasyonelliğın, geleceği akıllıca
planlayan bir yaklaşımın bu-
lunması gerekir.
Şu salakça mirasyediliği ya-
panlann aklına kim inanır?
Alevilik Resmileştirilirken...
Vecihi TtMUROĞLU
S
aygın dostumuz Ühan Selçuk. sık
sık, Ale\ıliğın laikliğin çimentosu
olduğundan söz eder. Layiklik (la-
iklik). ülkemize Cumhuriyetin bir
armağanıdır, ama bu armağanı hal-
kımız korumakta zorlanıyor. "Layik" (laic.
laique) kavramı, dilimize Fransızcadan geç-
miştir. ama sözcüğün kökeni Grekçedır.
Grekçe "laos". halk anlamındadır. Ne ki.
"demokrasT teriminin kökü olan "demos"
da halk demektir. Ancak, eşanlamlı bu iki
sözcüğün içeriklen çok farİdıdır. "Laos".
sıyasal içerikten yoksundur. "Demos", sıya-
sal içeriklidir. Demostan olanlar oy verme
hakkına sahiptırler. Bu, o kişinin Demos tö-
renJerine katılabileceğini gösterir. Laostan
olanı Athena korumaz. Onlar, seçme ve se-
çilme haklanna sahip değillerdir. -
"Laos"un karşıtı "lderos"tur. Kleros. ruh-
ban sınıfinın üyesidir. Laostan olanlann ra-
hipleri yoktur. Bu yüzden, kilise kurallan-
na bağlı olmayan, herhangi bir dinsel örgü-
tün üyesi bulunmayan kımselere, "layik"
denmiştir. Kilise babalan, kendı tekellenn-
de bulunan Incil ekinıne sahip olmayan, her-
hangi bir bılgi daluıın yabancısı olan kım-
selere cahıl, ekuısız anlamlannda "layik"
demişlerdir. Bu yüzden. Fransızlar. tıp öğ-
renimi görmemiş psikanalıstlere "laic" di-
yorlar.
Layik kavramını, bilinçli bıçımde "dinaz,
din düşmanı, dine karsı, hatta Tannstz" an-
lamında kullananlar da oldu. Kilisenın ge-
lirinden yoksun kalanlar bu anlamı çok sev-
diler. ama Fransa'yı yönetenler. daha XIX.
yüzyüın sonlannda. toplumu birbirine düş-
man eden bu tür gelişmeleri önlemeyi ba-
şardılar. 1881 'de, Jules Ferr>' Yasası Ue, la-
yik okullar kurulmaya başlandı. Layik okul,
din bılgilerinden annmış. bilımsel bilgiyle
donatümış eğitim yapar. Oğretmenleri de, her
türlü dinsel yandaşlıktan annmıştır. Kısası,
kilıseden bağımsız bır okuldur layik okul.
Kuşkusuz, bir Islam toplumunda da, cami-
den ve medreseden annmış okul layik ola-
büir. Eğirimin Bırliği Yasası ile, bu okul ya-
şama geçirilmiştir. Bugünün okullan, ne ya-
zık ki, camiye ve medreseye yönlendiriliyor.
Son günlerdekı gelişmeler, Alevilerin de
coşkusuyla, layik okulun son duvannın da
yıkılacağını gösteriyor. Aleviler, gerçekte
"laos"tandır. Osmanlı'nın siyasal ıçeriğı ol-
mayan "halk'"uıdandır Alevi. Camiye ve
medreseye uzaktır. Yanı. Osmanlı'nın kulu
değıldir. Alevınin bır ıbadetevı yoktur. Ce-
mevini, bir ibadetevine çevirmek isteyen-
ler, tarihi boyunca kulluğu yadsımış Alevi-
yi, yirmı binncı yüzyılın eşiğınde, Tayyip'in
kulu yapmak ıstıyorlar. Cemevleri, Alevüe-
rin belirlı zamanlarda toplandıklan, aralann-
daki küçük anlaşmazlıkJan bir büyüğün
önünde gıderdikleri, dayamşma için sözleş-
tiklen. bu güzelliklerde anlaştıktan sonra da
insanı olanı kutsamak için içki içip samaha
durduklan, köyde seçilmiş herhangi bir ev-
dir. Hangi e\ uvgunsa, o evde yapılır cem.
Gülbenglenn okundugu. sazlann coştuğu, sa-
mahlann oynandığı, demlerin elden ele do-
laştınldığı "kulevi'" (ibadethane) olur mu?
Hüseyin Çelik. din derslerinın konudökü-
müne (müfredat) Alevıliğin de alınacağını
söylüyor. Prof. Dr. Mehmet Aydın da. Tür-
kiye"de din dersleri ohnadığını, "din kültü-
rii ve ahlak bilgjsi" derslerinin zorunlu ol-
duğunu savlıyor. Hüseyin Çelik. Avrupa Bir-
liğı yolunda şeriat kılıfi hazırhyor. Mehmet
Aydın da, desteksiz demagojı yapıyor. Ana-
yasanrn 24. maddesindekı "din kültürü ve
ahlak bügLH" kavTamı, AldıkaçO nın kaptı-
kaçtılığıdır. Dünyada, bılimle uğraşan ya da
azıcık bilimsel düşünmeden pay ahnış her-
kes bılir kı, dinın ekini (kültür) olmaz. Duı,
kurallan kutsal kitaplanyla kesin çizılmiş bir
toplumsal bilinç biçımidır. Dünyasal olanı
ahretsel olana dönüştürme işleMni üstlenmiş-
tir. Bu niteliğiyle, bu toplumsal bilinç,
"inanç''a dönüşmüştür. Kısası din, bir ınanç-
lar dızgesidır ve kesin bilgiyi gerektirir Al-
dıkaçü, Bay General'in buyruğunu. böyle bir
biçimsellikle çözümlemıştir. Ahlaktır ekin-
sel olan. Ahlakın köklü iki konusu, özgür-
lük veduyunçtur(vicdan). Soruyorumşim-
di, özgürlüğün ve buluncun bilgisi olur mu?
Descartes, "Pireneler'in bu yanında ahlak
olan, öte yanında ahlaksızukür" derken. bu
e\xensel gerçeği yansıtmışnr. Bay Çelık'e ve
Bay Aydın'a göre. bır genç kızın. bedensel
güzelhğini dışa vurarak giyinmesi ahlaksız-
lıktır, ama bir Fransız için, beğeni inceliği-
dir. lşte bu, bu" ekinsel tutumdur.
Aleviler, bu tuzağa birkaç çıkarcının ar-
kasında sürükleniyorlar. Camiye ve medre-
seye uzak duran halk, şimdi siyasal içerikli
bir ınanca yöneliyor. Alevilik resmileşiyor
özetle. Alevilerin bu gıdişe dur demeleri ge-
rekır Savaşım, her türlü inanç öğretıminden
anndmlmış "lavik okul" için verilmelıdır
Bir Başka Açıdan Çanakkale...
TürkanERKİN
T
elevizyonu izlerken. 18
Mart Çanakkale Utkusu
için bir şeyler yazmalıyım
diye düşünüyorum. Geçmişı bir
kez daha hüzünle yaşayarak...
Yıllar önce, Gelibolu bölgesin-
de komutan olan bir arkadaşımı-
zın, o kutsal yerleri dolaşırken eşı-
me ve bana anlattığı inanılmaz
olavı anımsadım.. "Gecenin ka-
rankğında böige>cgden askeri bir-
bğe, çıkarma yapan düşman bir-
Hkkri üzerinegünağarmadan bas-
kın emri verilir. Uusunu, \Tirdu-
nu canı pahasuıa savunmak için
oradaokhığumı bflen yürekMTürk
askeri bir an bile duraksamadan
hücumagecer.Ancak sabaha kar-
şı bölgeyi yoğun bir sis kaplamış-
tırvebuhınduldanyerderinbir>ar
kr>TSidır. Sabah otunca yann <&-
binde \TizJerce kahraman askerin
naaşı buhınur. Ooiumsuz koşukta
>anmı>öreani göreme.'enoncaca-
nmfaiçdüşünnıedenötümeadama-
sı, bu ulusun. bağımsıdığını ne bü-
D&R'da Anneler Günü fırsatları ve
teködemede%2
sizi bekliyor.
Kitap
13YTL
Kitap
2,90 YTL
$ T O R I
Axess tüm annelerin ve anne adaylannın "Anneler Günü"nü kutiar
444 25 25 www.axess.com.tr AKBAIMK
yük öz\erikrk ka7anınış okhığu-
nun hazin bir gerçeğidir_"
O günün dehsetinı yaşıyormuş-
çasına etkılenmıştık. Sözcükler
gücünü, anlamını yitirmişti...
Bugün artık. eşimle birlikte ya-
şadıgımız unutulmaz anılarunın
arasına katılan bu çok duygu do-
lu olayı gözlerimı kapayarak bir kez
daha yaşamak ısterken yanı ba-
şımda bir ses "lşte!" diye fisıl-
dadı."Yazacakbnıı orada, ki-
taphktaki nodannın arasmda
duruyoıf Gerçekten, birkaç yıl
önce Cumhuriyet gazetesine
göndermek üzere eşimin bana
yazdırdığ] o yazıjT anımsadım.
Bu yazı ile Çanakkale Utku-
su'na farklı bır boyut getırmiş,
tarihi bir yanılsamaya ışık tut-
muştu. Benim için ise, bugün
gecikmiş de olsam aşağıdaki bu
yazının yayımlanması. yerine
getırilmesı kaçırulmaz bır gö-
rev oldu. Bu yılda basın ve bir-
çok TV kanalan 18 Mart'ın
Deniz Zaferi olarak anıldıgını.
kuuandığıru dmıırdu. Busava-
şm,birdenizsavaşıoimadg,ge-
rek o günkrde tutıüan harp ce-
ridderinde gerekse Çanakka-
le Savaşı için bugüne kadar ya-
zıhmş harp tarihlerinde kara
muharebesi olarak bdirtüme-
sinden anlaşürnaktadır. Zlra,
Çanakkale Boğaa'nı geçmeyi
zorlayan düşman denizkırvvet-
krinekarşı,Osmanfc Donanma-
a o aralarda bu harekâta kan-
lacakdurumdaohnadığuHİan,
Haliç'tebağtanmtşor. Yazılnnş
olan tarihlerde beürtildiği üze-
re, bu savaşa Çanakkale Müs-
tahkem MevkiiKonıutanhğıve
Kara Ordusu birfikleri kaot-
nuşbr. Yafanz, savaşın ilk gün-
lerinde salt toplanndan yarar-
lanmak için donanmaya ait bir
savaş gemisi karaya oturtularak
düşman donanmasını top ate-
şinerutmakla göre\iendirilmiş,
ancako da dahasavaşm ükgün-
lerinde banrdmışur.
Boğaz sulan. geçişi engeDe-
mekiçin bir gecedüşmanasez-
dirilmeden "Karanlık Li-
majrdama>mlanmışviebuma-
ymlanma Çanakkale Müstan-
kem Mevkii Komutanhğı'nın
emridoğrutaısundaNusret Ma-
ym Gemisi iebir Istihkâm Yüz-
başı emrindekitstihkâm Bölü-
ğûtarafindan gerçekteştirihniş-
tir. Eroekü olduktan sonra bir
süre çahşmalanna kaukhğım
Gendkurmay Başkanhğı Harp
TarihiistanbulKururu'nda ba-
na -1912- 1918 yıllan arası
Osmanlı Donanması" konulu
birmcekmegöreviverflrnt^LBu
nedenleyapoğım araşbrmalar-
da saptadığım bu gerçekleri
kuşkusuz Silahh Ku>'v«tleriıııi-
zin değerii güçleri arasında bir
kara-denizayrunıyapmakiçin
ortaya koymuyorum.ancakbu
vanılgının Gendkurmay Baş-
kanhğı'nca dikkate ahnmag-
nın, Çanakkalel tkusu'nu Os-
manh Utknsu'ymuş (zaferiy-
miş) gibi göstererek Mustafa
Kemal'in admı bile anmadan,
saltonun askeri dehasnu,yüce-
Bğini gölgelemek isteyen, bu ül-
ke için canlarmı veren kahra-
man evlatlanmızı karanlık
amaçianna araçyapan; bflme-
den, araştırmadan. sağduyu-
dan yoksun karşıdeNTİmdler
için gerekli, hatta zorunlu ol-
duğu kanısmdayım.
(Cemal Erkia Harp Tarihi
yazarlanndan E. Topçu Kur.
Âlb.)
PENCERE
Medarı Ittihanmız..
Derviş...
Günlerden beri medyada Kemal Derviş'e yö-
nelik haberler ve köşe yazılan yayımlanıyor, bir an
ile vah kampanyasıdır sürüyor:
'- Elimizden kaçırdık..'
'- Kıymetini bilemedik..'
'- Kuş uçtu..'
'- Yemeyenin malını yerier..'
'- Biz nankörüz..'
Şimdi 'Birteşmiş Milletler Kalkınma Programı
Başkanlığı'na doğru uçuyor Istanbul CHP Millet-
vekili Kemal Derviş...
Kutlanz!..
Dünya Bankası'ndan gelmişti, Türkiye'de IMF ile
iş tutmuştu, Birleşmiş Milletler'e gidiyor...
•
Peki, biz Derviş'in değerini bilemedik mi?..
Nasıl bilemeyizcanım?..
Bülent Ecevrt Başbakanlık koltuğunda oturur-
ken Derviş'i Amerika'dan kırmızı balmumlu dave-
tıyeyle çağınp 'Üçlü Koalisyon Hükümeti'ne Ba-
kan yapmadı mı?.
Ekonomiyi Derviş'e teslim etmedi mi?..
Derviş de kollannı sıvayıp IMF'nin emir ve ko-
mutazinciri içinde Türkiye'nin ekonomisini, mali-
yesini, borç düzenini, vergısinden parasal koşul-
lanna dek girdisiyle çıktısıyla biçımlemedi mi?..
70 milyonluk Türkiye'nin ekonomisinde Kemal
Derviş neydi?..
Tek adam!..
Biz Türkler Kemal Derviş'in kıymetini bileme-
diysek, kim bilecek?..
•
Derviş'in IMF yönetimınde kurduğu düzen bu-
gün de sürmekte...
Halkın da anası ağlamakta...
Borç yönetimi harfi harfîne uygulanmakta!.. Bor-
cu borçla ödemek formülüyle tezgâh çalıştığından
IMF'nin memnuniyetine diyecek yoktur!.. Kemal
Derviş de bu nedenle AKP'yı çok beğendiğini ifa-
de etmiştir.
Peki, biz Türkler daha ne yapacaktık Kemal Der-
viş için?..
Biz Derviş'in kıymetini bilip değerini teslim et-
memişsek, bu işi başka kim yapabilir?..
•
Ne var ki Türkler gözü açık uyuyan insanlar ol-
duklanndan Derviş'in yaptığı ilginç ve siyasal hiz-
metleri göremiyorlar...
Türkiye, daha sonra Ukrayna'da, Gürcistan'da,
Kırgızistan'da düzenlenen Amerikan tezgâhına
Derviş sayesinde birincil olarak girdi...
Kemal Derviş IMF'yie bağlantıyı kurup Üçlü Ko-
alisyon'u torpılledi; Ecevit'in ayağının altından ik-
tidan Ismail Cem ile parti kurmak manevrasına
girerek çekti; sonra Cem'i de ortada bırakıp CHP'ye
yanaştı; Amerika'dan ıcazetli AKP'ye yolu açtı;
görevini yapmış, Türkiye'de işi bitmişti.
•
Kemal Derviş gerçekten çok değerii bir kişi...
Dünyayı yönetenlerin gözünden böyle değerier
kaçmaz...
Ama, "TürklerDerviş'in değerini bilemediler" di-
yenler hem haksızlık ediyortar..
Hem de biraz aptallık ediyorlar..
Geri zekâlılığın âlemi yok!..
Derviş bizim bir tanemiz!..
Medan iftihanmız...
HMUZ BU, 8NACK BU, SABAH, AKŞAM ZENGİN AÇK BÜK.
ooAuuttHMUTüulaflartaJşofBBi,
KÜMA, MÜZİ, THffM, T% SAÇ KüttJTMA.
02W?ÜCfifTXC?
« M OMM ÖÇÜNCÜ KtŞİ % 50İNDİRİNU
Yanm Pansıyofi Mayıs-Ekjm Hazıran-Eylül Temmuz-Ağustos
Bungatov M.ÛOYTI+KDV 40.00 YTL+KDV 50.00 YTL+KDV
Otetodast 40.00 YTL+KDV 55.00 YTL+KDV 70.00 YTL+KDV
MMPANYA(01-16TGHMUZ)
7 gece kal 6 gece öde
REZERVASYON
ftt 0252478 71 90-91
rJte02524787007
MnvMLnototnuvıooniLconı
Mo(" hotohuviıtoniLconı
İSTANBUL İMVERSİTESİ \IEZU\XARI DERNEĞİ
\T\Tİ RKÇİ DİŞDCE DERNEĞI Kıdıiö) Şk, DLMOKdATİK D4*AMŞMA
DER.
AYDINLANMA SÖYLEŞÎLERÎ
2004-2005 Dönemı No: 10
Konu
ANAYASANEV GÜVENLİĞ1
Yönetmen
Dr. ALEV COŞKUN
Konuşmacılar
YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN
SABİH KANADOĞLU
Gün: 30 Nısan 2005 Cumartesi. saat 10.30-13.00
Yer: Beşiktaş Belediyesı Ortaköy Kültür Merkezi
Dereboyu Caddesi, Dere Çıkmazı. No: 1 - Ortaköy
Iletişim: I.Ü. Mezunlar Derneği
(FatoşTaştan)0212 238 03 21
Aydınhk Yannlar Özlemi Içindeki
Tûm Yurttaşlanmız Davetlidir.
Giriş Serbest ve Ücretsizdir.