23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 NİSAN 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA J\^ U J_j X U M\ kulturd cumhuriyet.com.tr 15 UYCARLIKLARİN İZİNDE OKTAY EKİNCI Kocaeli, Bursa ve Eskişehir için 'Sanayi Kentinde Çevre ve Mimarlık' konusu ele alındı Mimarlann Kocaeli bildirgesiTemmuz ayında Istanbul Vla ger- çekleşecek Dünya Mimarlar Kong- resi için artık gün sayıhyor... Mi- marlar Odası'nın ev sahibi olacağı bu uluslararası buluşmaya rıazırlık için "ulusal sorunJarın" saptan- dığı Türkiye Kongreleri'nde de so- nayaklaşıhyor... Geçen yılın haziran ayında Kon- ya'da başlanan ve ızleyen aylarda Trabzon, Izmir. Diyarbakır^Mardin ve Adana'Antakya'da devarn eden bu kongreler dizisinin altıncısı 15- 16 Nisan 2005 günlerinde Koca- eli'nde yapıldı. Istanbul'dakı dün- ya zirvesinden önce Ankara"da ger- çekleşecek 7. kongre ise 28-29 Ma- yıs2OO5'te... vapurda panel/forum Mimarlar Odası'nın Kjocaeli, Bursa ve Eskişehir şubelennin evsahibi olduklan 6. kongrede 'Sa- nayi Kentinde Çevre ve Mimar- lık' teması ele alındı... Kültür ve Turizm Bakanlığf yla birlikte Ko- caeli Valiliğı: Kocaeli ve Eskışehir Büyükşehir Belediyeleri ile Koca- eli Sanayi Odası'nın destekleri, VASCO Tunzm ve MAVl KA- LE'nin sponsorluk katkılanyla ger- çekleşen kongrenin ilk gün oturum- lan Grand Yükseliş Otel Toplantı Salonu'nda yapıldı. Uzmanlarla birlikte MLmarlar Odası şube başkanlarının da 3 ken- ti irdelemelerinın ardından. Türki- ye kongrelenndeki genel tema olan 'kentler ve mimarlık' konusunu Uluslararası Mimarlar Birlıgı Kon- sey Üyesı Louise Cox sundu. Avustralyah mımar Cox, 1999 dep- remi ıle Güney Asya'daki tsunamı felaketiyle bağlantı kurdugu konuş- masında; "mimarlığın gereklerini yerine getirmenin, aynı zanıan- da felaketlere de hazırlıklı olma- yı içerdiğini" dünyadan örnekler- le anırnsattı. Ikinci gündeki panel- forum ise Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne aıt 'Atatürk Vapuru'nda Kör- fez'deki sanayi-yerleşme ilişkileri gözlemlenerekgerçekleştırildi. Va- purdakı panele, Kocaeli'ninönce- ki valilerinden; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğ- lu dakatıldı... Sanayi çözüm'ü de üretmell 1990lı yıllardaki Kocaeli valili- ğı sırasında Nehrozoğlu tarafından 111 E 1 ; ı. I-TT" •**mH'- MİW P"p n •-J-. :: : ; : -;; »~ f5-' !• :s*uJ •*. • Eskişehir'de ulusal sanayinin öncüsü Cer Atelyeleri (üstte solda). Kocaeli'de tzmit körfezi kıyısındaki ağaçlık alanda kurulmasına izin verilen Fora Fabrikası protesto edilmişti (üstte sağda). Bursa'da "sanayi müzesi" olması istenen, Fransız mimarlarının kente armağanı esld "Tolon" fabrikası (yanda). söylenen "Kentlerimiz büyüdük- çe küçülüyor" deyişi. kongredekı genel kaygılann da özetiydi. Kent- ler yaygınlaşırken, eski dokunun azalmasıyla yaşanan kimlık kaybı- nuı "büyürken küçülme" şeklin- de betimlemesı, Türkiye'ye özgü bir gözlemın sonucuydu Çünkü Türkiye'de 'sanayileşme' denince. akla kalkınma yerine 'çev- re sorunları' ve 'sağkksız kent- leşme'nın gelmesindeki temel ne- denler 'planlamadan ve mimar- lıktan uzaklaşmak'... Oysa, dünyadaki sanayileşme sü- recinde yaşanan 'kentsel nüfus ve yapı yığılmalarf planlama disıplı- nini yaratmıştı. Kente göç edenle- re barınma olanaklan sağlamak ve fabrikaların yerlerini belirlemek üzere, mimarlığın ve planlamanın özel bır önem kazandığı bu süreç, aynı zamanda 'demokratikleş- me'yle birlikte 'bilimsel düşün- ce'yi de geliştirmişti... Ülkemizde de 1950'lere kadar benzer süreç gözlense bile, özellik- le son 40 yıl ıçindeki sanayileşme ile kent ilişkilerinde 'tam tersi' so- nuçlar yaşanıyor. Göçle birlikte planlamanm 'önemi' ve 'gereklili- ği' daha da artmasına rağmen, 'ya- tırımları teşvik' adına imar dısıp- lininden vazgeçiliyor. Nüfus artışı- nın barınma gereksınmelen ıçın de 'minıarlıktan yararlanmak' yeri- ne. •gecekonduların apartman- laşmaları'na destek veriliyor... îşte tüm bu sorunlar karşısında, sanayi toplumunun da\Tanış bıçı- minin de bilgi, teknoloji ve üretım desteğiyle 'çözüm üretmek' olma- sı gerekirken, 'çözümsüzlüğü nıeşrulaştırmak' yönündeki po- pülıst politikalar artarak sürüyor. Bu saptamalann ışığında derle- nen 'Kocaeli Kongresi Sonuç Bil- dirgesi'nde özetle şu vurgulamalar yer alıyor: Kocaeli 'metropolü'... Son yasalarla büyükşehir beledi- ye sınırlan ıl sınırlarına kadar yay- gınlaştınlan Kocaeli, ülkemizin Is- tanbul'dan sonraki 'metropol' kav- ramına uyan ikinci idari bölgesıni oluşturuyor. Özellikle Izmit Körfe- zi'ni çevreleyen yerleşmelenn, kı- yı kuşağuıdakı sanayi bölgelerine olan bağımlılıklan, mimarlık ve kent ilişkisinde ekonomik öncelik- leri belirleyici kılıyor... Bu durumun yarattığı sorunlan gıderme vönünde bazı 'radikal müdahaleler' gerektıği behrtilen bıldırgede şu önenlere de yer veri- liyor. tzmit 'Kıyfsına Kavuşmalı: Kentin denızle olan ılişkisını engel- leyen E 5 (D100) Karayolu ile de- mıryolunun yeraltına aluıarak yaşa- mın denizle buluşması sağlanma- lı... tzmit •Tarih'ine Kavuşmalı. 1990 yılında valilıkçe başlatılan 'Kapanca Sokak ve çevresi'ndekı eskı mıman dokuyu 'yaşatarak koruma' projesı yenıden canlandı- nlmalı... Eskişehir'de kimlikli büyiime' Cumhuriyet döneminde yurt dü- zeyinde planlı ve dengelı sanayileş- menin örnek kenti olarak gelişen Eskişehir'de, kentsel ve çevresel değerlerin de gözetildıgı 'bütün- cül planlama' anlayışı zamanla terk edildi. . Bunun yarattığı sorunlan gider- meye yönelik bir gelişme planla- masının başlıca öncelikleri ise bıl- dirgede şöyle belırlendi: Geçmişle Bugünün Buluşması: Kentin Odunpazarı bölgesındeki eskı ve özgün dokunun korunması çabalan ıle diğer bölgelerdeki 'kentsel tasarım' ve 'kültürel çev- re düzenlemelerT arasında uyum- lu bir süreklilik sağlanmah.. Nefes Alma Alanları Boşaltıl- dıktan sonra kent ortasında geniş bir 'tanımsız alan' olarak kalan 'eski sanayi bölgesi', toplumsal yaşamla bütünleşen bir rekreasyon alanı olarak değerlendirilmeli... Bursa da tarihin beklentlsl: Bursa'nm ise hem bır tarih kenti hem de sanayi kenti olarak kültür ve çevre değerlerini gözeten bir çağ- daşlığı hedeflemesi ve 2000'li yıl- larda üretilen 'Bursa 2020 Çevre Düzeni Planına sahıp çıkılması anımsatılan bıldırgede şu vurgula- malar var: Ovayı Kurtarmaya Öncelik: Türkiye'nin en bereketlı toprakla- rını barındıran Bursa Ovası'nda çevreye duyarsız müdahaleler dur- durulmah. tahrıbat yaratan yapılaş- malargiderilmelı. Sakıncalı bir gü- zergâhla geçmekte olan 'yeni çev- re yolu'nun yapı saçaklanmalanna neden olmaması yönünde kesin ön- lemler alınmalı. Nılüfer Deresi'nin kurtanlmasını sağlayacak 'arıtma tesisleri' de bir an önce tamamlan- malı... 'Yaşanabilir' Kent Merkezi: Bursanın ve ülkemizin sanayi mı- rası niteliğindeki Mennos fabrıka alanı. kent ıçınde geçmişle bağ ku- rulan bır rekreasyon alanı olarak yaşamakatılmalı... 'Kentin içinde kalan' ve çevreyi kirleten tesisler de bir an önce uygun yerlere taşın- malı... Merkezin uğradKjı yıkımın nedenlerini anajjz ediyor, düşünüyor, sorguluyor... Ve Türk siyasetinin yakın dönemdeki gündemini ve ufkunu şekillendirecek yeni bir merkez perspektifi sunuyor. CEMAL REŞlT REY KONSER SALONU'NDA "Söyiemez kitabmda, bilinmez bir geleceğe doğru ışık hızıyla götürülmeye çattşıtarı Türkiye'nin neden, nasıf bu noktaya ıjetirildiğini anlamaya ve göstermeye çalışıyor." Saygı Öztürfc - Gözcü "Söytemez'inkitabım okuduktan sonra uyanlanr hiç de yabana atılmaz olduğunu sizde kabul edeceksiniz." Şakir Süter - Akşam "Söylemez'in kitabı çaresizlik karşısında sorulan somlara buhınan yanıtlan dlle getiriyor." KurtulAttuğ-Gözcû Ufuk Soyletnez, kitabtnda siyaset bilimcilere taş çıkartacakçarpıcıtespitlerde ve öneriierde bulunuyor. Stm TuKseı cetecı - HO Tercuman "Uluslararası güçler tarafından Türkiye üzerinde oynanmakta olan oyunlan açıklayan, bu oyunlarda AKP'nin katkısmı anlatan, bu gidîşe dur demek için 'merkez siyasetin' yeniden oluşturulması «erektiğini savunan ve bu konulanJa ne yapılması gerektiğini irdeleyen çok ikjinç bir kitap." Etniıı Çölaşan - Hürrtyet *ıcten , KuımaH "Söylemez'in 3 Kasım seçimleri, ANAP-DYP ilişkileri, Türkiye merkez sağının yakın tarihi üzerine değetiendirmeleri ilıjnç ve okunmaya değer." Eroun Babahan - Sabah "Soytemez kitabında, Türkiye'nin etnik ve dini aynşmanın cenderesine sokulmak, kelimenin tam anlamı ile bir başka Yugoslavya olmaya doğru götürülmek istenildiğini vurguluyor. Erkın Usman - Yeni Asır V Uluslararası IstanbulDans Festivali bugün başlıyor 2 . B A S K I ! B U T U N K I T A P C I L A R D A Satış ve Pazarlama: Boyut Yaymcılık 0212 413 33 33 Kültür Servisi - îstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlediğı 'Uluslararası Istanbul Dans Festivali' bugün saat 20.00'de Phiüppe Gertv ın yazıp yönettiği 'Vanishing Point' (Birleşme Noktası) adlı gösteriyle başlıyor. Aynı gösteri cumartesi günü saat 20.00'de yinelenecek. 4 Mayıs'a kadar sürecek olan festivale 6 ülkeden 150 dansçı katılacak. Festivalin üçüncü günü CRR Konser Salonu sahnesı Bulganstan'dan gelen Burgaz Opera ve Filarmoni Derneği Bale Topluluğu'nu ağırlıyor. ABD'den Sikago Dans Yıldızları Topluluk koreografisini Hikmet Mehmedov'un yaptığı 'Une Nuit a Paris' (Paris'te Bir Gece) adlı gösterıyi sunacak. V. Uluslararası Istanbul Dans Festivali çerçevesinde ABD'den gelen 'The Stars of Dance Chicago' 1 Mayıs Pazar günü dansseverlerle saat 20.00'de buluşacak. V Uluslararası tstanbul Dans Festivali'nde ülkemizi temsil eden tek topluluk TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tstanbul Devlet Opera ve Balesi. Ünlü Macar koreograf Youri Vamos tarafından sahneye konan 'Carmina Burana'. bır kez daha Istanbullu dansseverlerle saat 20.00'de buluşacak. Ispanyol topluluk Nafas Dance Company 3 Mayıs'ta saat 20.00'de, müziği Arvo Part ve Alberto Iglesias'a ait olan 'Nightsongs' (Gece Şarkılan). Afrika kültürü ve müziğinden esınlenılmiş Caduta Libera ve Shakespeare'in Othellosundan esınlenılmiş Tuhmi, An Irreversible Action (Geri Dönülemez Eylem) başlıklı koreografıleri sahneleyecek. Rusya'dan St. Petersburg Balesi V Uluslararası îstanbul Dans Festivali, son gecesi olan 4 Mayıs'ta, Rusya'dan gelen kalabalık ve seçkin bir topluluğa ev sahipliği yapıyor. 1966'da Leonid Yakobson tarafından kurulan ve genel sanat yönetmenliğini Yuri Perukhov'un yaptığı St. Petersburg Devlet Akademik Bale Tiyarrosu, müziği Chopin'e ait olan 1 perdelik 'Chopinia', müziği Çaykovski'ye ait olan tek perdelik İtalyan Kapriçyosu ve Haçaturyanın Spartaküs balelerini saat 20.00'de sahneleyecek. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL liyatroda f Ben r ve Oyunculuk eğitiminde oyuncunun ben'inden, ro- lün simgelediği 'üaş/cas/'nauzananyol üzerindeye- terince durulmadığında, herhangi bir olumlu sonuç alınabilmesi düşünülemez. Oyuncu, her başkası'nı kafasında ve sahne üzerinde ancak kendi ben'iyle sınırlı olarak, başka deyişle, gerek zihinsel, gerek- se bedensel bağlamda kendi ben'ini tanıdığı ölçü- de yaratabilir. Bu açıdan düşünüldüğünde, eğitim sürecinde 'oynama' ve 'oyunculuk' sözcüklerinin biraz rasgele kullanılması, belki de zararlıdır, çünkü böyle bir kullanım, oyuncu adayinın zihninde oyna- ma eyleminin sanki bütünüyle kendi ben'inin dışın- da, salt taklide dayanan bir tutumla gerçekleştiği gi- bi bır izlenim yaratır. Yine bu bakımdan, bir karak- teri 'canlandırmak' ile onu 'oynamak' arasında as- lında bir eşanlamlılığın değil, fakat köklü bir iarklı- lığın' bulunduğu konusunda tiyatro öğrencisinin sü- rekli uyanlması gerekır. Bu uyanlar aracılığıyla öğ- renci, başkası gibi yapmak ile, başkasını kendi ben'inden yola çıkarak sahnede yeniden var etmek arasındaki temel aynmın, oyunculuk sanatının doğ- rudan temelini oluşturan bir aynmın bilincine vara- bilmelidir. Tiyatro eğitimini, sınırlarını darattarak 'oyunculuk eğitimi' kavramının sınırlan içersine hapsetmek, 'sahne derslen'ni konservatuvariardakı tiyatro bö- lümlerinin 'temel dersleri' saymak ve bu derslerin ağırlık noktasını çok geniş ölçüde rolleri canlandır- maya değil, fakat oynamaya kaydırmak, bugün ül- kemizdeki tiyatro egitiminin temel yanlışıdır. Çünkü 'oynamak' üzerinde yoğunlaşan/yoğunlaştırılan oyuncu adayı, bundan kendi ben'inden ve -genel- de böyle bir eğitim çerçevesinde üzerinde neredey- se hıç durulmayan- bıreysellığinden kopuk bir ey- lemlervedavranışlarbütünunüanlamaktadır. Ham- leî rolunü hazırlaması istenen oyuncudan, Shakes- peare'in metnindekı Hamlet gibi olması beklenmek- te, kımı zaman o kişiye -diyelım oyuncu adayının adı Mehmet ise- "Bu sahnede fazla Mehmet gibisin, oy- sa olman gereken kişi Hamlet!" gibisinden, görünüş- te uyan, ama gerçekte çözümsüz bir bilmeceden farksız söylemler yöneltilmektedir. Buna karşılık oyuncu adayının, hangı role hazırtanırsa hazırlansın, o rolü ancak çözümlemesinı tamamladığı kendi ben'i ile 'başkası' arasında yapacağı karşılaştırma- lar sonucu yeterince içselleştirebıleceği ve yine an- cak böyle bır içselleştırme aracılığıyla canlandırabi- leceğı gerçeği, yeterince -ya da kımı zaman hiç- vur- gulanmamaktadır. Uğraşı gereği, sahnelerde kaldığı sürece 'başka- lannı' canlandırmakla yükümlü olacak bir oyuncu adayı, yaşamı boyunca 'kendini tanıma' hedefinı de birincisine koşut bir yükümlülük niteliğiyle algılama- dığı sürece, her zaman inandırıcılıktan uzak 'g/b/1e- ri seyircilerine sunmaktan öte bir şey yapamayacak- tır. Her şeyden önce dünya edebiyatının, bu arada özellikle dünya roman edebiyatının eğitiminden geç- memiş bir tiyatro öğrencisi, yaşamın kendisince doğrudan yaşanmamış yanlarını kavramak ve yo- rumlarına çıkış noktası yapabilmek olanağından yoksun kalacaktır. Dünya şiirinin engınliklerine yol almamış bır tiyatro öğrencisi, sahnedeki simgeleş- tirme ve soyutlama eylemlerine ancak düzmece bır tutumla yaklaşabilecektır. Yabancı bir eleştirmenin çok yerinde saptamasıyla edebıyat, bıze kendi ya- şamadığımız mutluluklann hazzını ve yine kendi ya- şamadığımız mutsuzlukların acısını tanıtabilen en güçlü kaynaktır. Gerçek anlamda 'okur' olan kişi, edindıği edebiyat birikimini kendi zihinsel süreçle- rinden geçirerek içselleştırmiş, dolayısıyla da artık, tıpkı okuduklarıyla gerçek anlamda karşılaşmış olanlar gibi, yaşamın kimi yanlanna edebiyat düz- lemindeki gerçeklik aracılığıyla çok yakından tanık olabilmiş kişidir. Böyle bırtanıklık, 'ben'e her şey- den önce dünyadaki ve yaşamdaki kendi konumu- nu çözümleme bağlamında kesinlikle gereklidir. Böyle birtutumun eksikliği halinde, kendi ben'leri- nı çözümlemekte yetersız kalmış veya bırakılmış ki- şilerden sahnelerde 'başkalannın' karakterlerini inandıncı bıçimde çözümlemelerini beklemek, bo- şunadır! e-posta: ahmetcemal <; superonlirte.com acem20 hotmail.com ÇOCUK FÎLMLERİ FESTlVALÎ • ODEON CINEPLEX'te 12.30da 'Komik Hayvanlar', 14.30'da 'Sihirli Yüdız', 16.30'da 'Gaya'ya Dönüş', 19.00'da 'Terkel'in Başı Dertte 1 . • CAPITOL SPECTRUM'da 12 30 da 'Kurbağaların Kehaneti', 14.30da Küçük Uzunburun', 16.30'da'Denizin Derinliklerinde'. 19.00'da 'PeriliOrman'. • FR.\NSIZ KÜLTÜR MERKEZİ'nde 12.30'da 'Minik Öyküler', 14.30'da 'Uzun ÖyküJer-2', 16.30'da 'Perili Orman', 19.00'da 'Howl'un Yürüyen Şatosu'. • OSMANLIBANKASI MÜZESİ StNEMASI'nda 14.30'da 'Şişli TerakM Vakfi FUmleri', 16.30'da 'Prens Ahmed'in Maceraları'. (0 212 244 52 51) BUGÜN • ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ'nde 20.00'de Madame Butterfly operası. (0212 24310 68) • CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU nda Compagnie Phiüppe Genty dans gösterisi. Yazan ve yöneten: Philippe Genty. (0 212 232 98 30) M AKBANK KÜLTÜR \T SANAT MERKEZİ'nde 20.00'de Krisztina Dobo, Judith Bernhart, Maria Benischek, Zsuzusanna Janosi ve Caroline Auer'den oluşan Gitarissima gitar konseri. (0 212 252 35 00) • BABYLON'da 21.30'da Sherman Robertson & BluesMove konseri. (0 212 292 73 68) M İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ Dolapdere Kampusu'nda saat 15.00'te 'Sinema Tarihi-İlk Filmler U', saat 17.00'de Ruhların Kaçışı". saat 20.00'de 'BeUevUle'de Randevu'. (0 212 444 0 428)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle