17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2J NİSAN 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA 21 Telekom Eski Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, yeni yayımlanmaya başlayan aylık "Kırmızı Çizgi" dergisine, DSP-MHP- ANAP koalisyonu döneminde yaşanan kimi olaylan anlatmış. Biri, o süreçte "Gölge Başbakan" diye de nıtelendirilen eski Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ile ilgili: "Birgün Başbakan'ın odasında Hüsamettin Özkan'la biriikte çalışıyoruz. özkan, elime bir mektup tutuşturdu. 'ABD Büyükelçiliği'nden gelen bir mektup, şuna bir bak' dedi. Sıkıntıyı anladım. Mektubun daha ilk paragrafını okuduğumda, diplomatik üsluba aykın, Türkçe düşünülmüş, Türkçe yazılmış, sonra da Ingilizce tercüme edilmiş olduğunu hemen anlaytverdim. Anlar anlamaz da bu mektubu yırtmaya kalktım. özkan, 'Ne yapıyorsun?' diyerek üzerime geldi ve mektubu yırttırmadı. Tesadüfün böylesi olacak ya, fılm gibi, Başbakan Ecevit içeriye girdi ve 'Ne oluyor?1 diye sordu. 'Uydurma bir mektubu ABD Büyükelçisi'nin üttimatornu gibi ifade etmeye çalışıyoriar bana' dedim. Mektubu Ecevit'e gösterdiğimde, 'Maalesef böyle oyunlar çok olur, böyle oyunlara gelmeyin' uyansında bulundu. özkan'a da dönerek, 'Enis Bey haklı galiba' dedi. Mektup o saatten sonra bir daha ortaya çıkanlmadı. özkan'ın, mektubun sahte olup olmadığı hakkında bir bilgisi var mıydı, bilemiyorum. Kanımca yoktu." öksüz, Telekom'un satışında tanık olduklannı da şöyle özetlemiş: "...Meğer bütün bunlann arkasında eski bir başbakan ile büyük bir holding patronu arasında yapılan pazariık yatıyormuş. Bu başbakan, o holding patronuna önceden söz vermiş. 'Sen GSM ihalelerine girme, 2 milyar dolara biz sana Telekom'u vereceğiz' demiş... Ben o günlerde direnince, konsey başkanı gibi görünen holding patronundan bahsedilerek 'Buna sataşmak hükümetle uğraşmaktan daha tehlikelidir" laflan söylendi bana..." Anımsayınız, 2001 yılında Enis öksüz, Telekom'un özelleştirilmesi aşamasında yaşananlara karşı çıkınca birdenbire dolar "yükselmiş", borsa "düşmüş"tü\ Bakan da koltuğundan olmuştu! ISIK KANSU Egemenlik devri "Halka arz" masalı ileyola çıkılmışt. İlk kav- şakta dönüp arkaya bir bakıyorsunuz ki, öz- beöz halkın olan dev kamu kuruluşlan yaban- cılara devredilmiş.... TÜPRAŞ'ta böyle oldu: Petrol-lş Sendika- sı'nın saptamalarına göre, Nisan 2000'de TÜPRAŞ'ın "halka arz" uygulamasında369 bin 665 kişiye hisse satışı yapıldı. Bunlann yartsı yabancılara gitti. Geçen mart ayında da, TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'lık kamu hisse- si yurtdışında yerleşik ve arkalannda kimle- rin olduğu bilinmeyen 6 yabancı fona blok olarak devredildi. Böyfece "halka arz" edil- diği ileri sürülen TÜPRAŞ'ın toplam serma- yesinin yüzde 30.16'sı yabancılann eline geç- ti. Petkim'de de böyle oldu: Petkim'in yüz- de 34.5'lik kamu payı geçen hafta "halka arz" edildi. Bu hisselerin yüzde 71.5'i yurt- dışı fonlara aktanldı. Böylece Petkim'in top- lam sermayesinin dörtte biri (yüzde 24.6'sı) yabancılann eline geçti. Bugün Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bay- ramı. Sevgili çocuklar, bilesiniz... Büyük- leriniz; süslü sözler ve aldatıcı masallarla egemenliği parça parça yabancılara dev- rederek geleceğinize ipotek koyuyorlari Dün başlayan Uluslararası Ankara Karikatür Festivali'nin bu yılki özelliği çocuklarla iç içe olması. Rusya'dan Klyukva Çocuk Karikatürcüler Kulübü, Romanya'dan ölü Sanatçılar Derneği Çocuk Karikatürcüleri, Çorum'dan Neşeli çocuk festivali Tebeşir Çocuk Karikatür Grubu, Japonya'dan Minoru Tanaka, Hollanda'dan Cor den Dulk, Kamil Masaracı ve Nezih Danyal bu yüzden Ankara'da buluştular. Nezih Danyal, karikatüre ilgi duyan çocuklan yann saat 14.00'te Alman Kültür Merkezi'nde (Atatürk Buh/an No: 31, Kızılay) çok neşeli geçeceğe benzer "karikatür çizim afö7yes/"ne çağınyor. "Gelsinler; hem eğlenelim, hem gütelim, hem çizelim..." * • Çanakkale'den Okyanus Otesme: 2 5 Nisan ve Düşündürdülderi Prof. Dr. CENGİZ KUDAY Birinci Dünya Şavaşı'nda Ça- ruekkate Boğazı, Itilaf devletlen için Istanbul'a uzanan yolun açılmakzc- rmjnda olan tek kapısıydı. Istan- bMJİ'un düşmesı Osmanh'yı savaş dışına itmekten başka Balkanlar'ı lcendi taraflanna çekmeyı ve Rus- yra ile karşılıklı bağlantılannın açıl- rrıasını sağlayabilirdi, ancak bu bü- yrük planın tek koşulu Çanakka- le'yi geçmekti. Diğer yanda Ça- nsakkale'nin Osmanlı Devleti'nin s-avunulması için ne denli önemli odöuğunugörenAlmanya, Bogaz'ın Ingiltere ve Fransa'nın geçme gi- rfcşımıne karşı mutlak savunulma- S' ı gerektiğini bilıyordu. Kasım 1914 ile Ocak 1916 ara- s ı olağanüstü yoğunlukta yaşanan Çanakkale Savaşlan'nda taraflar b»üyük kayıplar verdiler. Çeşitli cephelerde süren Dünya SSavaşı, Anadolu'yu tüketmiş, göç v-e yoksulluk beraberinde salgın h astalıklan getirmişti. Osmanlı en- telektüel zümresinin yetiştiği üç aına kurum olan Harbiye, Mülkiye v-eTıbbiye'nin öğrencileri de silah atltına alınmıştı. Toplumun tüm sı- mıflannın katıldığı Çanakkale Sa- v aşlan, Mustafa Kemal'in "Biz AVıafartalar'da birDarülfünun göm- cMûk" sözlerinde özetlendi. 1915 Çanakkale: 25 Nisan'da eyece yansından sonra Anzaklar Ingilizlerie biriikteAnburnu'nda Ge- lifcolu'ya çıktılar. Yamaçtan aşağı imen bir grup Türk askeri ile bır sün- çyü hücumu yaşandı, çok kayıpve- rüldi; çıkarma yaplan sahil 50 m. açı- ğ)a kadar kıımızıya boyanmıştı. O döneme baktığımızda, sava- ş-ı ızleyen Sunday Tımes muhabı- rî E. Ashmeod Bartettle'ın yazı- lannda bu harekâta bir Haçlılar ha- vası verecek kadar ılen grttiğini gö- rOrüz. Şöyle demektedir savaş mu- htabiri: "Son Haçlı seferinden be- rf ilk defadır ki Batı, Doğu'ya yö- rretmiş bulunuyor. Hıristiyanlıkâle- rni Fatih Surtan Mehmet'/n 29 Mayıs 1453 uğursuz tarihinde Bi- zansImparatortuğu'na indirmiş ol- duğu şiddetli darbenin öcünü al- mak için toptanhareketetmiş bu- lunuyor. Birkaç gün içinde kanlı savaşlaria karşılaşacağız ve öyle kanlı savaşlar olacaktır ki sonun- &a Ayasofya ya Htristiyan âlemi- rn'n eline geçecek, yahut hilal üst- üaşlan kanlara bulanmış yeniçeri atsken'nin başında olarak 29 Ma- yıs 1453 uğursuz tarihinde Istan- ttul'a zaferie girdiği gûnden daha fazla şan-şerefe kavuşacaktır." 25 Nisan'dan itibaren Anzakla- rm tuttuğu üçgen biçimindeki top- rak parçası 1.5 mil uzunluğunda- lcı tabanı denize dayanmakta, ucu ise kıyıdan 900 metre uzaklıktaki Sanbayır eteklerine kadar uzan- maktadır. Türk siperieri ile Anzak htattı arasındakı uzaklık bazı yerter- dte 10 metreden azdır. Avustralya sJperterinin hemen arkasındadikbr /ar doğruca denize ınmektedir. EnverPaşa'nın 11 Mayıs'ta Ça- nakkale cephesine yaptığı ziyaret- te 5. Ordu Komutanı Uman von Sanders ile biriikte büyük bir ta- arruzkararlaştınlmıst!. Kuzey Grup Komutanı Esat Paşa'nın taze kuv- vet olarak kullanılmak üzere iste- diği ve çoğu gönüllülerden oluşan 2. Tümenlstanbul'dan hareket et- tirlmiş, 13-16 Mayıs'ta Akbaş ıs- kelesine, buradan da bir süre son- ra Kuzey Grubu emrine girmek iizereönceSarafim Çiftliği'ne gön- derilmişti. 19 Mayıs genel taanuzu arifesin- de Kuzey Grubu biriikleri, Anbur- nu mevzılennde kuzeyden güne- ye doğru 19.5 ve 16. Tümen ola- rak sıralanıyordu. Yeni katılan 2. Tümen asıl taarruz gücünü oluş- turacak ve başlıca vurucu kuvvet olacaktı. Ayın 18'inde toplanan Esat Paşa komutasındaki 42 bin ka- daraskerte 19 Mayıssabahı 3.30'da hücum emri verildı. Plan, şafakla biriikte yapılacak büyük bir baskın taarruzu ile bir darbedeAnzak köp- rübaşını yok etmekti. Birlikler ses- sizlik içinde Legge vadisınde top- lanmışlardı ama, eşine kolay rast- lanmayan berraklıkta bir sabah ol- duğundan, binlerce süngünün pı- nltsı saat 31en hemen sonra Avust- ralya ıleri karakollan tarafindan gö- rülmüştü. Türk biriikleri yaylanın zirvesine tırmandıklannda bir kur- şun fırtınasıyla karşılaştılar. Saat 3.30'da koordinasyondan mah- rum bir muhanebe, bütün şiddetiy- le devam etmekteydi. Hücumlar- dan biri erirken cephenin diğer bir kesimınde bir başkası başlıyor ve korkunç bir katliam yaşanıyordu. öğle vakti muhanebeye son ve- rildi, ancak zayiat 51 'i subay ol- mak üzere 3420 şehrt, 97'si subay olmak üzere 6064 yaralı ve 486 kayıptır ki zayiat genel toplamı yak- laşıkiObinibulmuştu. 18-19 Ma- yıs 1915 hücumu hakkında Liman von Sanders "Türkiye 'de Beş Se- ne" isimli hatıratında şu satırlan yazar Maamafih mezkûr taarruzu benim taraftmdan ihtiyarolunmuş bir hata telakki ederim... O dönemde Istanbul'da hiçbir gazete 19 Mayıs günü Anzak mev- zilerinde gerçekleşen korkunç kı- yıma yer vermemekte, Harbiye Ne- zareti de cepheden her gün artan mıktarda gelen yaralının kentege- ce yansından sonra, sokakiann ıs- sız olduğu saatlerde sokulmasına özen göstermektedir. Birçok büyük okul binası hastaneye çevrilmiş, Tıbbiye binası da "Askeri Ihtiyat Hastane" haline getirilmişti. 2. Tü- men'le Çanakkale'ye gkten gönül- lülerin çoğu geri dönemedi... Çanakkale Savaşlan'nda yitirilen çoğu eğitimli gençlerin sayı ve ni- telikleri bugün hâlâ tam olarak bi- linmemektedir. Üniversiteliler olarak karanlıkta kalan bu noktalan gün ışığına çı- karmak, bu savaşlann araştırılma- sı gereken belki en önemli yönü- dür ve henüz ödenmemiş bir vefa borcudur. Çanakkale'de doğan ve Milli Mücadete'yi tetikleyen bu ru- ha bugün de ihtiyacımız vardır, ge- lecekte de ihtiyacımız olacağı ke- sindir. Karşı cepheden baktığımızda, Anzakiann yenikjiyle biten bir sa- vaşı destanlaştırmalannı, biryenil- giden bir "millet olma ruhu" ya- ratmalannı ve bu uzak topraklara hiç bıtmeyen bir vefa ile her 25 Ni- san'da gelişlerinı izleriz. Gelibo- lu'da her yıl Anzaklann torunlannı karşılayan bizler, 1915'in 25 Nisa- nı'nda topraklanmızı savunduğu- muzu, büyük kayıplar verdiğimizi ve onlar için henüz "Abdül" oldu- ğumuzu ise ne yazık ki hiç hatırla- mayız ve 25 Nisan'ı yalnızca bir "Anzak Günü" olarak kutlamayı(!) kabullenır gideriz... Sahilleri kan kırmızı boyayan şehitlerimizi unu- tur gideriz... Bu anlamda, Istanbul Üniversi- tesi olarak Tıbbiye Şehitleri adına başlattığımız, sonraki yıllarda ge- lenekselleşerek tüm üniversite gençliğini kucaklayan ve geçmi- şiyle buluşturan bir noktaya gelen 18-19 Mayıs Çanakkale ziyaretle- ri Çanakkale ruhunu canlı tutmak adına büyük değer taşımaktadır. Rahatsıdık varsa... Sabah'tan Muhar- rem Sankaya, Başba- kan Recep Tayyip Er- doğan'a, "ABbizipar- çalamak istiyor, dedi- niz. Bilmediğimiz bir gelişme mi var" soru- sunu yönerbnce, şu ya- nrtı almış: "Bizim için aslolan AB 'nin yetkili organla- ndır, temaslanmızı on- laha yürütürüz, yürü- tüyoruz da. Ancak AB içindeki bazı çevrelerin olumsuz davranışlannı da hepimiz biliyoruz. Türkiye'ye geliyorlar, Ankara-Diyarbakır-ls- tanbul arasında gezip gidiyortar. Hepside Di- yarbakır'agidiyor. Tür- kiye'nin Diyarbakır'dan başka ili yok mu? Ni- yet belli değil mi?" Protokole göre, ya- bancı konuklann res- mi ziyaret programı, her iki tarafın karşılıklı gö- rüşmeleri ve ev sahibi ülkenin onayıyia befir- lenir Anmsadığımız ka- danyla eski Dtştşleri Ba- kanı Şükrü Sina Gürel, 2002 yılında Isveç Dı- şişleri Bakanı Anna Lindh'in Diyarbakır'a gitmesine onay verme- miş, ziyaret de iptal edilmişti. örnek ortada... Bir rahatsızlık varsa, ikti- dar yakınmaz, gereği- ni yapar. KÎM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behicakca turk.net ÇİZGİLtK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci(> mynet.com HARBl SEMtHPOROY [email protected] HAYAT EPİK Ttt com ŞAİR SUNAY AKIN BUÖÜN (23 NJtSAN 2QO5) OYUNCAK MÜZESI KURDU!.. MflSTAFA BİI/ltN abi ben senın camlarırıı sncvım sende benf bugün coKT.erfemistir, edıye edeyım em tfe oyuncak nuızesını görcyimL TARÎHTE BLGÜrs MLMTAZARJKAN 23 Sıstııı ınmcnuuntaz-arikan.com COCUK YILDIZ SMRLEY TEMPLE,. 23MISAKI 192S'D£, ÜHLLİ ÇOCUK SIKIEMA YfL&IZl SHtRLE/ TSIHPLE öeLi TEMPTL) ASD'oeOOĞDÜ. &<xr YAŞIMM EMA OYUNCUUJSUMA BAŞUYAN TEMftB, gi/e- KAÇ YIL İÇIMPE, bÜNrANIN EN VHNINMIÇ VE EN ÇOK PARA KAZANAH YILDIZLARt AZASINDA Y£eAJACAKTt8.13M'TE] ÖZEL BİK OSCAK ÖCHJLÜ VEHİl£N SHIRLEY TSMPL£, İ ÖJŞ , C Tİfi. 54- 8UKLBU SAÇI, 6AMZ£U SBVİMU YÛZÛYL£, neiz ÎÇİAJDEKJ AME&IKAN HAUCIUI 6ÛLS>ÛX BİLEM P£K AZ KtŞİOSU SİBİ SAYlLACAKTHg. 'KÜÇÛK BAYAAt MAe/CSg", "HE/Pl*, **£ÇÛK PeEMSES"6'Sİ ÇOK-rUTVLAN FİLMLEfSDE 8AÇ&OL OYNAYAN TEMPLS, ZO YAÇt-A&MPA SlHEtAAYI BlRAtMCAHne.. PAHA SOUeALAe.1 POLİTİ- KAYA ATILACAIC, 19?4'TE iSB BÜYÜtCELÇİ OLACAİC- SAĞNAK NtLGÜN CERRAHOĞLU Viva Zapatero! Jose Louis Rodriguez Zapatero, bir yıl önce Is- panya'da iktidan devraldığında, "Vıva Zapatero!" başlığını kullanmıştım. Tekrarediyorum: "Viva... Oley... Yaşasın Zapatero!" Avrupasiyasetinin kerli ferli isimleri, "gehcilikşam- piyonu Papa XVI. Benedict" önünde düğme ilikler- ken Ispanya'nın 44 yaşındaki sosyal demokrat Baş- bakanı kestirip attı: Papanın "tahta geçme" töreni- ne katılmayacak. Ne bu böyie? Kutsal Roma Impa- ratortuğu gibi. Sıktı artık. Papa'nın ölüsü önünde ha- zırola geçmeler, gözyaşı, keder, taziye, cenaze töre- ninde sıraya dizilmeler Çiçeği bumunda "dirisine" say- gı, selam, kutlama derken bir de "devralma töreni"... Dünya bir ay boyunca papa ile yatıp, papa ile kalk- tı... Başka hiçbir sorun kalmamış gibi... Vatikan'daki törene gitmiyor Ama işte kilisenin devlet işlerine kanşmasından rahatsız olan Zapatero resti çekti. Vatikan'daki "de- vir-teslim törenine" gitmiyor. Açık ve net tavnnı baş- tan koyuyor. Bush'a yaptığı gibi tıpkı... Geçen yılki seçimlerde hatırlayacaksınız, "Ispanyoi askerlehni Irak'tan çekme sözü veren" sosyalist lider, bu vaadi, iktidara gelir gelmez oyalanmadan derhal yerine ge- tirmişti. VVashington'ın öfkesi, sitemi, aba altından so- pa gösterme teşebbüsleri falan fayda etmedi. ispan- ya Başbakanı aynı şeyi şimdi ezeli ve ebedi "süper güç" Vatikan'a yapıyor. Hiç eveleyip gevelemeden "kırmızı çizgilerini" çekiyor. "Kadın, eşcinseller ve laiklik düşmanı" Papa XVI. Benedict -namı diğer Ratzinger- Vatikan'daki "emi- nence grise" (akıl-fikir hocalığı) günlerinden beri, kendisiyle taban tabana zrt görüşlere sahip olan -fe- minist, demokrat, laik- Zapatero ile bilek güreşi için- deydi. "Mecburi din dersi" eğitimine bayrak açan Za- patero'yu, "köktencilaiklikle" \tham eden Ratzinger, Başbakan'ın "eşcinsel evlilikleriyasallaştırmak" pro- jesine de şiddetle karşı çıkmıştı. Projeyi rafa kaldırması için Vatikan'dan açıkça "uyanlan" Zapatero, Ratzinger'in papalıktaki ilk gü- nünü burnundan getirmeyi başardı ve bildiğini oku- yarak pariamentodan çatır çatır "eşcinsel evlilikya- sasını" geçirdi. Protestoya yeltenen kilise çevrelerine de gereken cevabı derhal verdi: "Anayasal devletin mekanizma- lan, görevine devam edecektir!" Anayasal devlet me- kanizmalanna din müdahale edemez... anlamında. 'Bu papa sekülerieşmeyi durduramaz' Ratzinger'in papalığı yalnız Ispanya'da değil dün- yada tepki yaratıyor ve insanlığı bölüyor. TV'lerdeki "papa-show"a aldanmayın. Papalıktan nefret eden Ingilizler gazetelere "Tann'nın RottweilerT başlık- lan attı. Daha aşağılayıcı tarif olur mu? Fransa'nın Protestanlan kaygılı. Laikleri şokta. Va- tikan'a ev sahipliği yapan Italya'da bile bu böyle. Dinci ABD dahi bölündü. Amerikan Katoliklerinin yal- nız üçte biri "memnun" Ratzinger'in seçiminden. Dünya Katoliklerinin yansının yaşadığı Latin Ameri- ka ülkeleri, Meksika'sından Brezilya'sına "düş kınk- lığı" içinde. Papa'nın vatanı Almanya'da da kutlamalann ha- vası limoni. Televizyonlara yansıyan coşku havasının arkasında tedirginlik var. Yüzde 4O'ı Katolik olan Al- manya'nın geri kalanı Protestan çünkü. Nüfusun yüz- de 33'ü fiilen "dinsiz". Gerici ve bölücü Papa, Alman- ya'ya da "zehihi birarmağan". "Alman Papa'nın seçimini nazik övgülerte karşı- layan Şansolye Schröder'in, gece kafasını yastığı- na koyduğundasöylediklerini tahmin edebiliyorum!" diyor örneğin Timothy Garton Ash. Ünlü tarihçi özetle, sonra şunlan ekliyor "Karizmadan nasibini almamış buyaşlı, skolastik muhafazakânn papalığına dinsizler sevinmeli. XVI. Benedictyalnızyaşlı değil, eskikafalı. Avrupa'yı, ar- zusu hilafına büsbütün dinden uzaklaştıracak. Av- rupu misyonerlere geçit vermeyen, dünyadakien se- külerkıta. (Medyatik ve karizmatik) Bir fenomen olan Papa VVojtyla, bu trendi gizledi. AB'nin genişleme perspektifi ve göç nedeniyle, Avrupa'nın genişleyen, tek dinamik dini ıslam bugün, XVI. Benedict'in kişi- liği, biyografisi, prensipleri ve stratejisinde ben bu trendi tersyüz edecek tek bir öğe göremiyorum. 'Le Figaro' söyleşisinde Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan Ratzinger'in ömrü, 2015 Avrupa'sını görme- yeyetebilir. On yıl sonrasının Avrupası, fakirbölge- leri bugünkünden daha Islamcı, zengin yöreleh ise hiçbir zaman olmadığı denli seküler bir Avrupa olacaktır..." Timothy Garton Ash haklı. İşte Ispanya ömeği. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDIA.NSAĞA: 1/1914'tebir Ingiliz deni- zaltısı tarafin- danÇanakka- le Boğazı'nda batınlan Os- manlı firka- teyni. 2/ An- lann çıkardı- ğı bir tür sal- gı...Sarhoşya dakülhanbeyi bağırması. 3/ Yayılma, dağılma. 4/ Mersin'in Silifke il- 1 çesinde antik bir 2 kent... Kızıldeniz'in 3 kuzeydoğu ucunda- 4 ki körfez. 5/"— de- 5 diğindemirkale'Ya 6 alınır ya alınmaz" 7 (Karacaoğlan). 6/Aı- 8 goda çok çalışan öğ- 9 renciye venlen ad... Eskiden Kantgöz oynatılan kahvelere verilenad. 7/Muğla'nınbirilçesi. 8/Rüt- besiz asker... Bir gösterme sıfatı. 9/ Yol yordam gereğince, yöntemine uygun olarak. YUKARIDAN AŞAĞIY4: 1/Ordu'nunbirilçesi. 2/Sukıyüanndayetişenve kökühekırnlıktekullanılanotsubırbıtkı... Çanak- kale Boğazı'nda, pek çok deniz kazasının mey- dana geldiği bir burun. 3/ Bir hastahğın bir baş- kasınageçmesi. 4/Sınırnişanı... Sarp geçit. 5/Uçu- rum. 6/Dişi sığır... Tropikal Amerika'dayaşayan, vücudu bir zırhla örnîlü ve tortop olabilen bir hayvan. II Namlusu eğmeçli ve iki yanı da kes- kin olan bir savaş bıçağı. İlKoca... Pasta hamu- ru. 9/ Önemsemeden, üstünkörü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle