25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 NİSAN 2005 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Egemenlikten Kaçış ULUSAL egemenlığini ilan ederek Bağımsızlık Sa- vaşı'nı başlatmış olan Anadolu halkı, Kıbns Türklü- ğü'nün nasıl olup da kendi iradesiyie egemenlikten ve bağımsızlıktan da vazgeçmek istediğini anlamak- ta güçlük çekiyor. Bugün 85. yıldönümü kutlanan bir ulusal başkal- dınşı anarken, güneydeki Akdeniz adası insanlannın nasıl bir ruh hali içinde olduklanna biraz yakından bak- mak ilginç ve ibret verici olabilir. Bir toplu intihar mıdır bu? Yani, bağımsız devlet görüntüsüne karşın anavatana bağlı, fakat dün- yadan kopuk yaşamaya son verip başka bir âleme göçme girişimi mi? Ama, o başka âlemde özgür, bağımsız ve başı dik bir cennet yaşamı yok ki... Tersine, görünen tek ola- sılık, Rumlann egemen olacağı bir biriiktelik yoluyla AB'ye girmek ve orada, yirmi küsur devletin gölge- sinde ucuz bir tatil adasının ikinci sınıf vatandaşlan olmak. Oysa, bütün dinlerin tasvir ettiği cennet ya- şamlannın hiçbirinde bu tür bir zillet yoktur. Acaba Türkiye, resmi makamlar ve özel kişiler olarak, Kıbns'ın Türk halkını iten, bezdiren, nef- rete sürükleyen bir şeyler mi yaptı ki, anavatandan böyle bir kopuş ve başını alıp gitme özlemi ortaya çıkmıştır? Olabilir. Ama, ailelerinden en kötü davranışlan gör- müş bireylerin bıle yaşamlannda "ana" sözcüğünün çok derin bir şeyleri titreten bambaşka bir anlamı var- dır. Koskocaadamlarzoranlanndahep "anacığım" çığlığı atmazlar mı? Kaldı ki, anavatanla soydaşlık gi- bi dogal yakınlıklar ve kurtanlışın yaratmış olması gereken duygusallıklar bir yana, şimdi sığınılmak is- tenen kucakların yakın geçmişteki gaddarlıklarını ve Avrupa denen topluluğun sürdürdüğü ambargolan anımsamak da mı yoktur? Adanın iç politikasındaki beceriksizliklere, kayır- malara ve haksızlıklara bir tepkıdır bu belki de. Ama, o durumlann çaresi, daha başanlı, adaletli ve haksever insanlar işbaşına gelsin diye iç politikada uğraşmak değil midir? Galiba, orada ve burada, bütün Türklenn ortak bir özellıği var; "Biz adam olmayız" deyip dıştan, elin re- çetelerınden medet ummak. Çok şükür, Türkiye'de bu kötü alışkanlık henüz kendi devletinden vazgeç- me aşamasına gelmedi ve yıne çok şükür, halkın bü- yük çoğunluğu bu haliyle AB'ye girecek bir ülkenin ister istemez sömürgeleşecegini görmeye başladı. Şaşırtıcı olan, üstelik bir sömürgelik dönemi yaşa- mış olan Kıbns Türk halkının bu tehlikeyi sezmemiş olmasıdır. Kimbilir, tersine, o halkın şimdiki tuhaf davranışını açıklayabilecek temel neden de tam bu olabilir Üç çeyrek yüzyıl da olsa bir süre için sömürge olmuş ol- manın yerleştirdiği, içe işleyen bir ruh hali. Böyle bir dönemi hiç yaşamamış olan Anadolu halkının bilme- dıği ve anlayamadığı da belki budur. Ulusal Egemenlik... Vedİİ BİLGET Emekli Amirul B izı büyük savaşa sokarak emperya- lızme teslim edenler ülkemizden kaç- tılar Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 15 Mayıs 1919"da baş düşmanımız emperya- lızm, Yunan işgalcisini tzmır'e çıkardı. Her yönden ışgal altında olan ülkemizi örgüt- leyip emperyalıst düşmanlanmızla savaşarak kurtaran Mustafa Kemal'dir. Amasya Bildirgesi'nde, Erzurum ve Sıvas kongrelerinde büyük önem taşıyan kararlar alın- dı. Ancak halkımıza ve kendilerine güveni ol- mayanlara, "Kurtuluşu emperyalist işgalcilerde arayanlara'" Mustafa Kemal şıddetle karşı çık- tı. Ulusal egemenliğe dayalı bağılsız, koşulsuz (tam) bağımsız bir Türk Devleti kurulacaktır. Öyleyse ya bağımsızlık ya ölüm. gerçek kur- tuluşu isteyenlerın parolası olacaktır. 1 'inci BMM, 23 Nisan 1920'de ulusal egemen- lik ve tam bağımsızlık eylemini Kurtuluş Sava- şı'nda bayrak edinerek göreve başladı Musta- fa Kemal ulusalcıdır, teslimiyet ve mandacılığı yadsır. Antiemperyalist tutumunu açıkça belirler. Dü- zenli ordusunu lcurar, savaşın sürdüğü tüm cep- helerde kurtuluş savaşı verir, yengiye (utkuya) ulaşır. 1' inci, 2 'nci Inönü utkulan ve sakarya ut- kusundan sonra 30 Ağustos gûnü geldiğinde Başkomutan Mustafa Kemal Büyük Taarruz'un büyük komutunu verdi "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz dir, Ueri." 26 Ağustos saldın buyruğu ve 30 Ağustos utkusu, Izmir'in 9 Eylül 1922'de kurtuluşuyla sonuçlanmıştır ••• Mustafa Kemal'in deneyim zenginligi, bütü- ne bakabilmesidir? Bütünlük, bellı bir zaman ke- sitmi olduğu kadar tüm tarihselliği de içenr. Ta- rihsel olarak bakan Mustafa Kemal güncelden daha derine indı. Tarihin eksık olan parçalanm askersel dehası ile ulusal egemenliğimizi ve tam bağımsızhğımızı tamamlama karan aldı. Mustafa Kemal'e ve Türkiye Cumhuriyeti or- dulanna düşman olanlara yineliyorum. Ordula- nmız her ordu gibi bir ordu. kendisi için bir or- du değıldir. Bu başat nıteliğüıin aynmına pek va- ramayan gericilleşmiş, baskıcı amaçlar güden, emperyalist çevreler ve yandaşlan Mustafa Ke- mal'den kalıt de\Tİmciliğe koşut bir demokra- siyi eylemli kılacak, ülkemizin ve dünyamn so- nınlannı uluslararası dengeler düzeyinde algı- layan nice değerli sivil. asker gerçek Atatürkçü bulunduğunu bilsinler. Ve Mustafa Kemal'in gür sesine kulak versinler: "Her sırası geldikçe belirttiğim gibi bir daha söylemek ve pekiştirmek isterim ki, biz ülkemizin ve ulusnmuzun varhğı- nı ve bağmısızlığını kotannak için karar verdi- ğhniz zaman kendi görüşlerimize uyuyor, kendi gücümüze dayanryorduk. Hiçbir kimseden ders almadık. Hiç kimsenin aldaücı sözJerine kana- rak işe girişmedik." Mustafa Kemal'e ve Türkiye Cumhuriyeti or- dulanna düşman olanlara yineliyorum: Tarihsel birikimlerimiz ve donandığımız Atatürkçü ilke- Ier ve devnmler güncelden yanna uzanan yolu her zaman aydınlatacaktır. ••• Mustafa Kemal'in Kurtuluş Savaşı'nda so- mutça eyleme geçirdiğı "Ulusal Demokratik DevrimTne "karşıdevrimcikr ve saldırgan Ba- üemperyalizmiT 'karşıçıkmıştır Ulusal Demok- ratik Devnm antiemperyalıst olduğu için ulusal- du". Sıvil, asker, aydın, ışçı ve köylüyü, küçük burjuvalan hep birlikte içerdiği için demokra- tiktir. Mevcut düzene karşı bir eylem olduğu için devrimcidir. Ana füar yapısı: Antiemperyalist mücadele, sosyalizm ya da kapitalizm mücadelesi değıldir. Vatanmı sevenlerle, (vatanımızı Batı emperya- lizmine satanlarla) somutça vatan satıcılan ara- smdaki mücadeledir. Kemalist devrim ve 27 Mayıs hamlesi doğrultusunda aülması gerekli dev- rimci adımm gerektirdiğı ulusal bir mücadele- dir. Devrimin temel kuvvetleri, asker, sivil, ay- dın zümre, şehirveköyemekçileri ile küçük bur- juvalardır. Bır avuç işbirlikçi ve asalak dışında kalan Türk ulusunun. "Ya tstiklal Ya Ölüm" şi- an çevresinde saf tutmasıdır. Ülkemizi kavrayan belli başlı sorunlan algı- lamada. yorumlamada, çözümleme ve aşmada olgunlaşan yurttaşlanmızın dünya görüşü, temel düşünce ve tutumunun Mustafa Kemal çizgisin- de yetkinleştiği somut bir saptamadır. Tek adam Mustafa Kemal Türkiyesi'nde bi- tırilecek değil. daha başlamlmamış işlerin bay- raktanyız. Us dışı yeller ancak gönderimize çarpar, da- ğılular. Bavrağımızı asla ipe dolayamazlar. Onu dalgalandıracak yelleri, ancak tek vatanh tek adam Mustafa Kemal'in Türk Gençliğı yarata- caktır. 23 Nisan'ı yalnızca çocuk bayramı yapma ça- basında direnenler, ulusal egemenliğimizi yok etmek isteyenler bütün alanlarda uzun süreden beri iç ve dış düşmanlanmızla tam bir işbirliği içindedir. "Bunlar ashnda Cumhuriyet ve bay- ramlarma da karşıdırlar. FırsaOnı bukhıklann- da Vahdettin ve Damat Ferit Paşa döoemini ge- ri getirmenm hazutklan içmdedirleıf Mustafa Kemal, ülkemizin ve ulusumuzun varlığını, tam bağımsızlığını, ışgalci emperya- lizme ve işbirlikçılerine karşı topyekûn savaşa- rak kurtarmak için 23 Nisan 1920'de 1 'inci BMM'yi oluşturmuştur. Ankara'da Cumhuriyet okurlan Türkiye Cum- huriyeti'nin kuruldugu ilk Meclis'te 23 Nisan Cu- martesi sabahı Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı sevinçle kutlayacaktır. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayra- mı tüm ulusumuza kutlu olsun. 23 Nisan 'Yalnız' Çocuk Bayramı... Prof. Dr. Leziz ONARAN S eksenli yıUardaydı. ki- mın önerisı olduğunu öğrenemedik."23NJ- san llusal EgemenlikveÇo- cnkBayramı" ad değıştırdi Yalnızca "ÇocukBayTamı" oldu.Ve. "tatil", "geneTol- maktan çıkanldı. Kliniğimizde bir iki he- kimle hemşirenin ilkokul- da çocuklan vardı. Törenle- re, göstenlere, eğlencelere katılacak çocuklannı geti- rip götürmenin dışında, on- lann keyiflerini paylaşacak olan ana-babalara tatil ol- mayınca çocuklar yalnız ne yapacaklardı? Çocuklanmm ilkokul çağ- lannı düşundüm O günkü bayramlannın sevinçlerini: balolanna, gösterilerine gö- türüp alışlanmızı. katıldık- lan etkinliklerde duyduğu- muz kıvancı unutmamıştım. Bu duygusal yönü göz ardı etsek bile, bazı toplantı yer- lerine çocuklanmızı bizle- nn götürmesi gerekmişti. En meram anlatabilece- ğim yer olarak Sağlık Ba- kanhğı'nı düşundüm. O dö- nemde bakan, Prof. Dr. Nec- mi Av-anoglu ıdı Zaten baş- ka bir konu için bir hafta ka- dar önce bakandan rande- \M ıstemiştim. Bayram tati- linden de söz açmaya karar verdim. Ama ne yazık ki, 22 Nisan sabahına kadar randevu verilmedi. Bunun üzerine ben de bakanın e\i- HEM PÜAN KAZARI! HEM KONTÖR KAZAIM! BU VVORLD'ÜN FARKI! Her 50 YTL'lik Akaryakıt ve Gıda Alışverişinize Hediye!^ ya da 7 dakika CELL ne telefon açüm. Eşim uz- manlık eğitimini Necmi Ayanoğlu'nun kliniğinde yapmışti. Eşiyle de görüş- müştük. Kendimi taruüp der- dimi anlattım. Acaba Sağ- lık Bakanlığı içinde, ilko- kul çağında çocuğu olanla- ra tatil iznı tanınamaz mıy- dı? "ÖğJe>in geldiğinde an- lanr, sonra size telefon ede- rim"dedi "Sizezahmetot- masın, ben kaçta arav^abtti- rim M diye sordum. Isteği üzerine bir buçuktan sonra aradım "Ayncank yapda- mayacağmı söytedj" yanıtı- nıaldım. O dönemde. hastanemiz- de personehn devam sorum- luluğu şeflerdeydi. Çocuk- lanrun "yamE" kalmaması için, ilkoloılda çocuklan olanlara bir gün izin verdi- ğimi söyledim. Yoklama kâ- ğıdına da onlann "hastane dışında görevM" olduklannı yazdım. Bu durum kimsenin dik- katüıi çekmedi. Arayan so- ran da olmadı. 23 Nisan Çocuk Bayra- mı'nın adı, bir yıl sonra ye- niden "ITusal Egemenlft"ı de içine aldı. Tatil günü ge- nelleştirildi. Bayramın nitehğinin ni- çin bozulduğunu, bir>il son- ra ne düşünülerek düzeltil- diğıni bir türlü anlayama- dım. • • • Bu yıl, nedenleri anlaşıl- sa da, hükümetçe bu- "geri çekme", ya da "çekilme* olayı yaşandı. Yeni Türk Ce- za Yasası'nın uygulanmaya başlangıç günü olarak açık- lanan, beklenen güne saat- ler kala bu tarihin iki ay er- telendiği bildirildi. Bazı hü- kümet üyelerinin bunu, her- kesle birlikte öğrendiği üze- rine söylentiler bile duyul- du. tnanılacak bir şey gibi görünmüyor. Ögüileri tenzih ederim. Yalnız, Sayın Adalet Ba- kanı'ran kendi ağzmdan, TV kanallannda duyduğuma gö- re (aşağı yukan), "Yasanın eksikleri. yannşlan olabüir- miş. Uygulamada karşılaşı- lacaktersfildersonradandu- zehflebilirmiş''. Bir >ıldan az bir zaman içinde, dahauygulamaya ge- çihneden anlaşılabilen bir yetersizlik, demek ki, önce- den öngörülebilirmiş. tçinde yaşadığımız denge- sizlık sınırlannı zorlayan, çok kaynaklı. çok yönlü et- kenlerin kol gezdiği ortam- da, koşullarda, sayın yöne- ticilerimizden daha "karar- h" davTanışlar beklemek, bu ülkenin vatandaşlan olarak hakkımızdır diye düşünü- yorum. Bazı oyuncaklar vardır, ne kadar değişik biçimlerde koyarsanız koyunuz, o ta- sarlandığı yerindeki ağırlı- ğına göre duruşunu düzel- tir. Ulusal çıkarlanmıza bağ- lı kalarak kendi ağırlıklan- mızı uygun biçimde yerleş- tirelim derim. PENCERE AKP'ye Erkek Tesettürü Gerek... Inciriik'te ABD'ye ne veriyoruz?.. Sorunun yanıtı gizli!.. Peki, gizlisi saklısı olmayan bir utanılacak ger- çek otuz iki dişiyle sıntmıyor mu?.. Sıntıyor.. Nediro?.. Amerika Inciriik'i Ortadoğu ve Asya'daki Müs- lümanlann ocağına incir ağacı dikmek için kulla- nacak... Müslümanlann icabına bakacak Bush yöneti- mine Incirlik'i kapalı kapılar arkasında veren ikti- dann başı kim?.. Recep TayyipL * Olmaz böyle şey!.. Hiç unutmayın ki bu Tayyip iktidara şiir okuya- rakgeçmişti... Kürsüde elinde mikrofon.. Gözleri kısık.. Sesi gür.. Bağınyordu: "Camilerkışlamız.. Müminler askerimiz.. Kubbeler miğferimiz.. Minareler süngümüz.." Sen kalk şimdi Evangelist Bush'un Müslüman dünyasına saldırısını desteklemek için Incirlik'i Amerika'ya ver!.. Ne oldu da yelkenleri indirdi Recep Tayyip Er- doğan?.. Hani Kasımpaşalıydı?.. Kansı türbanlıydı?.. Sağa sola hava atıyordu?.. İktidara geçmek için camili minareli şiirler oku- yordu?.. Şimdi okuyacağı şiir başka?.. Camiler borsamız.. Müminler müşterimız.. Kubbeler tezgâhımız.. Minareler kazığımız.. Çünkü kutsal Müslümanlığın sıyasal iktidar kol- tuklanna otuımak uğruna böylesine pervasızca kullanıldığı şimdiye dek görülmemiştir... Tezkereyi Meclis'ten kaçıramamışlardı... Incirlik'i kaçınyorlar.. Peki, cemaatte bir helal süt emmiş yok mu ko- nuşacak: - Ey Ümmet-i Müslüman!.. Müslümanlık afrası tafrası yaparak seni kandı- ranlar şimdi Islama karşı Hıristiyanla işbirfiğinde ûlke topraklannı satmak girişimi içindediıier. Bu pazarlamayı da Meclis'ten gizli saklı yapıyoriari.. Diyojen gündüz vakti sokaklarda neden elinde fener dolaşıyordu?.. Bugün Meclis'te elindeki fenerle Müslüman ara- yacak bir Diyojen yok mu?.. • Kutsal Müslümanlığı siyasete sokan kişi ya da parti sonunda ayvayı yemek zorundadır... Ancak bugünkü iktidar şimdiye dek görülmemiş bir çaprazın rezaletinde koskoca ülkeyi kafakola almaya çalışıyor... Kadının tünbanında siyasal çeşitlemeyle Müslü- manlık taslayanlar, Türkiye topraklannı Müslüman dünyasına saldırsın diye Hırıstiyanlara teslim edi- yorlar... Peki, bunun ayıbını, günahını, günahı kebairini ne örtecek?.. Türban mı?.. Çarşaf mı?.. Peçe mi?.. Kadınlan bir yana bırakalım, AKP'li politikacıla- nn ayıplannı örtmek, utançlannı gizlemek için er- kek tesettürüne gerek var... KMMZIBAUK ÇOCUKEVİ SEVGtLİ ATATtJRK 23 NtSAN'DA ÇOCUKLARIZ 19 MAYISTA GENÇLERtZ 29 EKİM'DE BİZLERİZ BAYRAMIMIZI KUTLUYORUZ. Kınnızı Bahk 1: Mehmetçik Sokak No: 3 Alnntepe-Bostancı Tel: 0216 417 16 36 Faks. 0216 366 14 31 Kırmızı Balık 2: Latilokum Sokak 5 7 l-2 Mecıdıyeköv-Istanbul Tel: 0212 213 95 88 Faks 0212 213 87 40 e-mail: www.lurmizibalik.com kirraizibslikfa superonline.com BASEVDUYURUSU 23 Nisan 1920'nin 85. yılı ULUSAL EGEMENLİK konulu toplantı ile kutlanıyor. Kadın Araştırmaları Derneği ile Türk Kadınlar Birtiği Şişli Şubesi'nin birlikte düzenlediklen toplan- ti 26 Nisan 2005 Salı günü saat 13.00 -17.00 arası Har- biye Askeri Müze'de (Harbiye) yapılıyor. Kadın Araştırnıalan Derneği Başkanı Prof. Dr. Necla Arafın Açış Konuşmasını yapacagı toplantının konusu Ulusal Egemenlik Prof. Dr. Coşkon Özdemir'in yönetecegi toplantının konuşmacılan Bedri Baykam (Ressam - Yazar)), Os- man Özbek (Emekli General), Prof. Dr. Tûrkel Mi- nibaş (Istanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi) ve Ümit Zileli (Gazeteci-Yazar) Toplantıya giriş serbesttir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle