17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN 2005 PAZARTESİ 8 HABERLERtN DEVAMI TURKİYE Istanbul _Y 20 Sinop Y 19 Adana PB 27 Edırne Y 22 Samsun PB 25 Kocaelı Çanakkale Y Y J23 Trabzon PB 23 18 Giresun PB 24 Izmir Y 23 Ankara Y 22 Manisa Y 23 Eskişehir Y 21 Y 20Aydın Denızlı _Y 24 Konya Y 20 Sıvas Y 19 Zonguldak Y 20 Antalya Y 21 Kars Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıirt Hakkârı Van PB PB PB PB PB PB PB 27 25 28 24 22 17 16 PB 15 Tüm yurt parçalı ve çok bulutlu, Marma- ra, Ege, BatıAkdenız, Iç Anadolu'nun batı- sı, Batı Karadenız, Orta Karadenız'ın ıç kesımlerı ıle oğleden sonra, Iç Anado- lu'nun doğusu.Do^u Akdenız'ın ıç kesım- lerı Doğu Anadolu nun guneybatısı ya- ğışlı geçecek. MERKEZLER Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn A A B Y Y Y Y Y 1U 11 8 14 17 17 16 19 Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına HB Y Y Y Y Y PB Y i y 20 20 15 19 17 17 20 Munıh Y 13 Zürıh Y 14 ŞanT Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflıs Kahıre Y Y PB B B B PB A 13 21 15 29 28 28 15 33 A 30 t Açık Parçalı bulutlu Sıslı £ v i Bulutlu ^ Çok bulutlu H f c Yağmurlu b Karlı Dost mu, Düşman mı? • Baştarafi 1. Sayfada Başhakan Erdoğan'ın açıklaması ülkemizde son günlerde yaşanan gerilimin nedeıılcrini de açık seçik or- taya koymııştur. Toplumda yükselen ulu- salcı akımın nereden kay- naklandığı bellidir. Bu ıılusalcı lepkiyi sokak çatışmalarında harcamak isteyenlere kesinükle fırsat verilmemelidir. Türkiyc çok önemli gün- lerden geçiyor; öyle görülü- yor ki dost bildiğimiz ke- siınlcrcc kuşatılmak tchli- kcsine dc ülkcmiz açıktır. Bu durumda ünlü diişii- nüriin bilinen özdeyişini na- sıl anımsanıazsınız: "Tanrım ben düşmanlanm- la başa çtkmasını bılınm; sen bem dostlarımdan koru!" Cumhuriyet DEMÎREL-ECEVİT Aralarına 'derin devlet'girdi ANKARA (ANKA) - Cumhıırbaşkanı ve Başba- kan olarak görev yaptıkları döncmde sergiledikleri uyumla dikkat çeken Süley- ınan Demirel ıle Bülent Ecevit, "derin devlet" ko- nusundakı değerlendırmele- nyle ters düştüler. Süleyman Demirel, CNN Türk'te katıldığı bir prog- ramda "derin devlet" kav- ranıına ilişkin açıklamalar- da bulundu. Demirel, "Ne- dir derin devlet" sorusuna "Devletin kendisi. Devle- tin askeridir derin devlet" karşılığını verdi. Demirel şöyle devam ctti: "Cumhuriyeti kuran as- kerler, devletin yıkılıvernıe endişesinden dainıa korku dııynnışlardır... Derin dev- letc ülkcnin nıuhtaç olnıa- sı, ülkcnin yöııetilememe- sinden ileri gelmektedir... Derin devlet, yani devleti onların kanaatine göre yı- kılma sınırına getirmediği- niz takdirde derin devlet harekât halinde değildir... Onlar ayrı bir devlet dcğil- dir. Söylediğim gibi dcvlc- te el koydukları zaman de- rin devlet olurlar." 'Kendisi de başbakan oldu' Ecevit'in kendisınin derin devlet konusundakı açıkla- malannın ardından "Başba- kanlık, Cumhurbaşkanlı- ğı yaptı, neden bu konu- nun üzerine gitmcdi" dedi- ğinin belirtilmesi üzerine Demirel şunları dile getirdr "Kendisi de oldu başba- kan. Sayın Ecevit işin da- ha farkında değil, ne ol- nıuş ne bitmiş Türkiye'de. Türkiye'de yüzde 22 oy- dan yüzde 1.5'e inen tek başbakandır." Işadamına silahlı saldırı • ANTAKYA (AA) - Anlakya'da, bir otomobil kiralama şirketinin sahıbı Zeki Guzeloğlu (45), Turunçlu Beldesı Gültepe Sokak'taki evıne gelen kışılerle tartıştı. Guzeloğlu, tartışma sırasında tabancayla vunılarak öldüriıldü, o sırada evde bulunan annesı Semıha Guzeloğlu (67) ıse bacaklanndan yaralandı. Yetkılıler, yapılan soruşturmada, olayın alacak-veıecek meselesinden kaynaklandığını söylediler. 'Günaydın Başbakan' DSP lideri Sezer, Erdoğan'ınAB'ye yönelik eleştirilerinin kendi partisi tarafından aylar önce gündeme getirildiğini vurguladı. CHP'li Selvi ise Başbakan'ın bildiklerini açıklamasını istedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, ön- ceki gün AB'yı eleştınrken "Türki- ye'yi bölmeye yönelik çabalar" ol- duğunu savunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AB hedefinden vazgeçme eğiliminde olduğunu savu- narak "Günaydın Sayın Başbakan, biz bunu aylar önce söylemiştik" de- dı Başbakan'a tepkı gösteren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Sen AB ile ilgili teslimiyetçi zihniyetc girmiş, her şeye 'cvct' demişsin, şim- di vatandaşın tepkisini görünce AB aleyhine konuşuyorsun" dıye konuş- tu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi de Erdoğan'ın bildikle- rini kamuoyuyla paylaşmasını isteye- rek "Parçalama iddiası doğruysa tartışılıp yeni AB stratejisi oluştu- rulmalı" dıye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın AB'yi eleşti- ren ve Türkiye'yi parçalama hedefle- rine ilişkin demeçlerine siyasilerden farkh degerlendirmeler geldi. DSP h- deri Sezer, partisinın yerel yönetımler toplantısında Başbakan'ın AB'ye yö- nelik eleştirilerine dikkat çekerek "Günaydın Sayın Başbakan, biz bu- nu aylar önce söylemiştik" dedi. 'AB hedefinden vazgeçlyor' Erdoğan'ın AB hedefinden vazgeç- me eğiliminde olduğunu vurgulayan Sezer, "Türkiye, kaynaklannı yerin- dekullamrsa AB'ye hiçbirödünka- bul etmeden girer" dedı Başbakan brdoğan'ın, "AB bizi bö- lecek tekliflerle geldi, biz reddettik" AB sürecini değerlendirdl ! Demirel: Türkiye Yugoslavya olur ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, AB'nın Türkiye'yi parçalanmaya zorlayacak bir tavır içinde olduğunu aylar önce söylediğini belir- terek "Türkiye'yi Yugoslavya'ya çevirecek AB üycliğinin ülkeye faydası yoktur. O za- man Türkiye durup düşünecektir" dedi. Demirel, CNNTurk'te "Ankara Kulisi" programında Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'ın "AB, Türkiye'ye bazı dayatnıalarda bulıınuyor. Hatta bizi parçalamaya yönelik gayretler içerisinde önümüze tczler gcldiği de oluyor" bıçımindeki sözlerini değerlen- dirdi. AB'nın Türkiye'yi parçalamaya zorla- yacak tavır içinde olduğunu aylar önce söyle- diğini kaydeden Demirel, "Eğer böyle bir tavır takınırsa o zaman Türkiye durup dü- şünecektir, kendisinin parçalanmasını ka- bul etmeyecektir. Türkiye'yi bölecek, Tür- kiye'yi Yugoslavya'ya çevirecek, istikrar- sızlık yaratacak bir AB üyeliğinin Türki- ye'ye faydası yoktur" dedi. Demirel, "Bir yandan Kürt azmlık, bir yandan Ermeni iddiaları süratle gündeme geldi. Türki- ye'nin hem AB hedcfini dcvam cttirmesi heııı de Sevr sendromundan kurtulması için nasıl bir politika izlemesi gerekir" so- rusu üzerine şunlan soyledr "Türkiye, ye- diği yalpalarla çalkalanmayacak, panikle- meyecek, şaşkına dönmeyecek ve soğuk- kanlılığını nıuhafaza edecektir. Böyle bir devleti, insanların garezle itip kakıııası nıümkün değildîr. Biz burada yönetimde zaaf göstermedikçe, kararlarımızı denıok- ratik bir şekilde uyguladıkça, seçimleri za- manmda yaptıkça, kalkınmamızı devam ettirmeye çalıştıkça herkes bize aferin der. Bunları yapmazsak lıasta adama döneriz." Kadıköytieşenlihyürüyüşü Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) tarafından düzenlenen "27. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği" kapsamında konuk fllke- lerden çocukların da katılımıyla Bağdat Caddesi'nde şenük yürüyü- şü yapıldı. Suadiyc'de oluşturulan kortejde, aralarıııda Alnıanya, Azerbaycan, Çin, Fransa, Japonya, KKTC, Senegal, Güney Afrika, Kongo ve Filistin'in de bulunduğu 49 ülkeden gelen ve ülkelerinin yöresel kıyafetlerini giyen çocuklarla Türk ilköğretim öğrcncileri ycr aldı.Yürüyüşc katılan çocuklar, ülkelerinin bayraklarıyla Ata- türk'ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" sö/ünün her dilde ya/ıldığı dö- vizleri taşıdılar. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği etkinlik, yakla- şık 3 kilometrelik yürüyüşün ardından Göztepe'de sona erdi. (AA) şeklinde açıklaması olduğunu anımsa- tan CHP Genel başkanı Baykal, "Sen AB ile ilgili teslimiyetçi zihniyete girmiş, her şeye 'evef demişsin, şim- di vatandaşın tepkisini görünce AB aleyhine konuşuyorsun" diye konuş- tu. CHP'li Selvi de Erdoğan'ın şimdi- ye kadar "iç politikada IMF'nin, Dünya Bankası'nın, dış politikada ABD'nin, demokratikleşmede ve si- yasal yönden de AB'nin istemleri- nin dışına hiç çıkmadığım" belirte- ıek önceki gün yaptığı açıklamanın bu anlamda "dikkat çekici" ol- duğunu söyledi. 'Görmeye başlacir Şimdıye kadar tek bir ulu- sal politika üretemeyen, ülke- nın ıç dınamıklerını değerlen- dıremeyen Erdoğan'ın şımdi farklı bir yaklaşım sergiledi- ğını belırten Selvi, "Anlaşı- lan, Başbakan, Kıbrıs, Irak savaşı ve AB konularında her şeyi teslim olarak götür- menin yarar getirmediğini, yıllarca elde edilen birta- kım dirençler getirmesinin ciddi zarar doğurduğunu görmeye başladı" dedi. Yenl strateji oluşturulmair 3 yıla yakın suredir ülkeyı yöneten Başbakan'ın, kısa, şimdiye kadar uyguladığı po litikalann tam tersı bir açık- lama yapmasını "üzerinde durulması gereken bir me- sele" olduğunu kaydeden Cevdet Selvi, şu görüşleri di- le getirdi: "Başbakan ayrın- tılı şekilde kamuoyuna an- latmak zorundadır. Bu, üs- tü kapatılacak bir olay de- ğil. Gelişmeleri, Tiirki- yc'dcn fazla, yurtdışından izleyen bir başbakan bunla- rı süylüyorsa konu başta TBMM olmak üzere ülke- nin en yetkili organlarında ele alınmalı ve yeni strateji oluşturulmalıdır. Başba- kan parçalama, dayatma konusunda ne biliyorsa bu- nu TBMM ve kamuoyuna anlatmak zorundadır. Bu durum karşısında da ciddi politikalar Uretme mecbu- riyeti vardır." Yunanistan özür dilediI Btıştarufı I. Sayfada ra Harp Okulu öğrencılennin odasına, zedelenmış ve üzennde Türkiye aleyhi- ne ıfadelenn bulunduğu Türk Bayrağı bırakılması olayı, Yunan "Kosmos Tu Ependiti" gazetesınde, "Harp okulu öğrencileri Türk bayrağını yaktı" başlığıyla yer aldı. Koznıos Tu Ependı- tı gazetesının 16 Nisan 2005 tarihli sa- yısında, "Aristidis Ikonomu" imza- sıyla yayımlanan haber- yorumda, "Onceki gün ülkeyi ve orduyu zor bir durumla karşı karşıya bırakan, gö- rülmemiş bir olay meydana geldi. Ba- zı Harp Okulu öğrcncileri, bir Türk bayrağını yakıp, Türk askeri perso- nelin kaldığı odaya attılar" denildi. "Askeri hislerinin, Kıbrıs mesele- si dolayısıyla kabardığı söylenen öğ- renciler hakkında gerekli cezanın verilmesi için idari soruşturma baş- latıldığı" ifade edilen haber yorumda şöyle devam edildi: Örtbas etme girişlmi' "Olaydan Genelkurmay Başkan- lığı'ndan başka haberdar olaıı Sa- vunma Bakanı, gerekli soruşturma- nın derhal başlatılması ve sorumlu- lukların üstlenilmesi hususunda ta- limat vermiştir. Harp Okulu Mü- dürlüğü vc Kııınıay Heyeti olayı ört- bas etmek gayreti içindedir. Dııru- ıııun yansıdığı siyasi çevreler de okul müdürlüğü gibi, (olay açıklandığı takdirde zararın büyük olacağını), Türk subaylardan özür dilemekten başka, olaya olmamış gözüyle bakıl- ması ve suçluların cezalandırılacak- larına dair kesin garanti verilmesi gerektiğini düşünüyorlar." Yunan gazetesının haber yorumun- da, "bazı çevrelerin, olayın sorumlu- larının okuldan uzaklaştırılmaları gerektiğini" ıfade ettığı behrtılerek şu görüşlere yer verıldı: "Son zamanlarda orduda moral düşüklüğü olduğu gerçektir. Bu du- rum, Üsküp'ün isimlendirilmesi ve Dışişleri Bakanı'nın Ankara'da bu- lunduğu sırada meydana gelen Kar- dak olaylarında olduğu gibi, nıilli davaların baskısı altında vatanse- verlik hislerinin çok kabarmasına ve disiplinsizlik belirtilerine sebep olu- yor. Molivyatis'e yapılan hakaret, Bayrak yakılmasıyla I ürk meslek- taşlarına yapılan hakareti kesinük- le haklı gösteremez. Bu olayda Harp Okulu yönetiminin de sorumluluğu vardır ve Harp Okulunun işleyiş tar- zı ve verilen eğitim tarzı hakkında sorulara neden olmaktadır." 'Mlslileme yapılmaz' "Kosmos Tu Ependiti" gazetesı- nin haber yorumunda, "Türkiye' nin olayı sürdürmeyeceği ve bilhassa mübadele programında Yunan su- baylarının ağırlanmasında misillc- mede bulunmayacağının ümit edil- diği" belırtildi. ANKARA SOCUKKANL! ERDOĞAN: TACİZ EDEN ATİNA ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yunanistan Dışişleri Bakanı Petros Molivyatis'ın Türkiye zıya- retının ilk gününde Kardak'ta son yılların en büyük gerginliğinin ya- şannıası ve Yunan Harp Okulu'nda da bayrak provokasyonunun gerçek- leşmesi, soru işaretleri yarattı. Türk diplomatik kaynakları, Dı- şişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Molivyatis ile görüşmesi sırasında Yunan Harp Okulu'nda yaşanan ge- lişmeye ilişkin olarak Türkiye'nin tepkisini ilettiğini, ancak olayları tır- mandırmama düşüncesiyle bunun basına yansıtılmadığını ifade ettiler Ankara'da yapılan değerlendirme- lerde, tahrik amaçlı bu gelışmelenn arkasında Türk-Yunan dıyaloğunun gelişmesinden rahatsız olan marji- nal kesimleıin olduğu görüşü ağır- lık kazanıyoı. Yunanistan hüküme- tinden bu kesimleri kontrol altına al- ması beklenirken, olayların tırman- dınlmamasına ozcn gostcnlıyor Türkiye ve Yunanistan harp okul- lan arasında değişım programında yaşanan son olay, Molivyatis'ın An- kara ziyaretinde üzerinde anlaşılan yeni guven arttıncı onlemleri de be- lirsizlığe soktu. Diplomatik kaynak- lar, son olayın büyük sıkıntıya neden olduğunu belırtırken "Bazı güven arttıncı onlemleri yaşama geçire- bilmek, son olayların ardından zorlaşabilir" görüşünü kaydettıler. Haber Merkezi - Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan, Ege'de yaşa- nan gerginliklerin, Yunan savaş uçaklannınTurk savaş uçaklannı sü- rekli tacız etmclennden kaynaklan- dığını söyledi Erdoğan, Yunan Kathımennı ga- zetesıne verdığı demeçte, Yunanıs- tan'ınEge'de lOmılolarakgördüğu Yunan hava sahasının Türkiye tara- fından 6 mıl olarak kabul edıldığını hatırlattı Erdoğan, Türk uçaklannın uluslararası hava sahasında ve Türk gemılerının uluslararası kara sula- nnda seyretme hakkının kımse tara- fından engellenemeyeceğini söyledi. Erdoğan, buııa karşın Ege'ye giriş yapanTürk savaş uçaklarının hemen her gün NATO aracılığıyla Yunan makamlanna uçuş planlan verdıkle- rini de kaydettı Erdoğan, anlaşmaz- lıklann gıdenlmesı ıçın kararlılık ve ıyi nıyetın şart olduğunu belırttı. Yu- nanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcü- sü Yorgo Kumuçakos, Erdoğan'ın sözlennı "Türkiye'nin bilinen tez- leri" olarak nıteledi. Kumuçakos, yaptığı açıklamada, "Ayrıca bu tez- lerle ilgili olarakYunanistan'ın da uluslararası hukuka dayanan is- rikrarlı tezleri bilinmektedir" de- di. Kumuçakos, AB zırvesi sonuçla- nnda belırtılen komşuluk ılişkileri- ne saygılı olunmasının uluslararası hukuka uygun olarak hareket edil- mesini gerektirdiğini belirtti. GUNDEM MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada hükümetinin AB'ye uyum sürecine ilişkin yasala- rına omuz verdi. Şu tezi işledi: "Biz bu konuda partisel bencıllik yapmayacağız. Hükümetin, Türkiye 'nın AB 'ye tam üye olması yolun- da atacağı heradımı destekleyeceğlz." Gerçi kimi seçmene ters gelebilecek konularda o- muz vermediler, ama temel polıtıkalarını bu yaklaşım üzerine kurdular. Seçimlerin hemen öncesinde ve sonrasında Ge- nel Başkan Erdoğan, AB ülkelerinin büyükelçileriyle tek tek ya da toplu halde buluştu. Onlara, "Türki- ye'nin atacağı adımlara hazırolun" mesajları verdi. Büyükelçıler de ülkelerine şu mesajları geçtiler: "Türkiye'de reformcu birhükümetişbaştnageliyor." • • • AKP'nin seçim dönemindeki yaklaşımı daha son- ra da devam etti. 2 yılı aşkın suredir Meclıs'e gelen ve üzerinde "AB'ye uyum" rumuzu taşıyan hemen her yasa, sorgusuz sualsiz Meclis'ten geçti. Başta Kıbrıs olmak uzere AB'nın bir an önce çözün dediği temel konularda da şu tutum benimsendi: "Karşı tarafne adım attıysa bir fazlası bizden." Kasımpaşa usulü diploması doğal olarak karşı ta- rafın işine geldi. Kullanabildiği kadar kullandı. Bu za- man diliminde başta çok kısım medya olmak üzere hükümet destekçileri, her istemin gözü kapalı kabul edilmemesi gerektiğini söyleyenlere AB düşmanlı- ğından tutun da statükoculuğa kadar her türlü yakış- tırmayı yaptı. • •• Erdoğan bugün yukarıda sıraladığımız geçmişten farklı bir tutum izliyor. Haftanın başında ve sonunda söyledikleri oncekilerle çelişıyor. AB üyesı olmayan Norveç'te AB'ye mesajlargönderen Erdoğan, içinde AB kurumlarının da olduğu Batı'nın önemli bir dilımı- nin Türkiye'yi bolmek ıstedığını söyledi. Önceki gün kendi doğal tabanını oluşturan Müs- takil Sanayici ve Işadamları Derneği'nin (MÜSİAD) genel kurulunda şöyle konuştu: "AB'de birçok dayatmalar olduğu doğrudur. Hat- ta bizi parçalamaya yönelik gayretler içerisinde önü- müze tezlergeldiği de oluyor..." Başbakan yakın geçmişe kadar AB'den ne gelir- se, "Bunlar Türkiye için çok gereklidir Esasen onlar için değil, kendimiz için yapıyoruz" diyordu. Şimdi Başbakan'ın bunlar arasında ne tür dayatmalar ol- duğunu açıklaması gerekir. Başbakan neden böyle bir U dönüşu çizıyor? Ikı olasılık var: 1- AB'nin kimi perde gerisi istemleri çok arttı. Ka- bul edilemez hale geliyor. 2- AB'nın tutumunu öteden beri biliyordu. Temel amaçlarına AB üzerinden ulaşabileceğini düşündü- ğü ve Türk toplumunun yuzde 70'i AB'ye evet dedı- ğı ıçın o yolda yürüdü. Şimdi toplumda soru işaret- leri başlayınca "AB karşıtlığının da öncülüğünü ben yapıp oyalayım" dedi. Bize ikinci olasılık daha güçlü geliyor. AKR Türki- ye'yi AB kapısı önünde kul köle yapmakla, AB'ye du- var örmek arasında gidıp geliyor... Türkiye sağduyusu buna izin vermemeli! ankcum(W cumhuriyet.com.tr SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN .'Dönüşü Olmayan Yol'a, Nasıl Girildi?. 11 rr • Baştarafı Arka Sayfada O dönem yaşanılan, MilIîŞef'ın dış politikası konusun- da; başka bir 'tesbıt', bir de eleştiri var ki; kim işitse, ya da okusa, bir hayli düşündürücü olduğunu kabul edecektir: "... Arnavutluğu işgâle yeltendiği zaman, Inönü ses- siz kalmayıp: 'Balkan Paktı'nın üyelerini paktın hü- kümlerine göre harekete geçirmiş olsaydı, (Italya) ile- ri gidip, Yunanistan'a saldırmak cesâretini göstere- mezdi. Bununla birlikte Türkiye, Ingiltere'ye yaslan- mayıp, tarafsız bir siyâset izlemiş olsaydı, Balkan- lar'daki Türk etkisinden dolayı, Almanya bölgeye gel- mezdi..." (bkz. Hasan Rıza Soyak, II S. 527) Gâzi'nın prestijı, o zamanki Türkiye'nin Doğu Akde- niz'deki 'nüfuzu' hesaba katılırsa; bu 'tesbit' akla ve man- tığa, hiç de yanlış görünmüyor: haksız mıyım? Oysa 'Mil- lîŞef, besbelli o durumda da, 'yüzde on başarısızlık ih- timali gördüğünden', kılını bıle kıpırdatmadı! Yok canım, 'korkusundan' fılân demek ıstemiyorum! Daha da neler! Olayın "perde arkası'... Olayın 'perdearkası', gerekliaçıklığakavuşturulmamış- tır! Şöyle desek, acaba daha mı doğru olacaktır? Türk halkı Gâzi'nin, Türkiye'nin dış politikası üzerinde ne düşündüğünü, ne gibi tavsiyelerde bulunduğunu, asla öğrenememiştir. Oysa, II. Dünya Savaşı öncesinde, Al- manya da, Ingiltere de, yaklaşan bâdırede, Ankara'yı kendi tarafında görmek istıyordu. Zaten nıye, teklıf üze- rine teklıf yapılıyor, efendım: Elbette, bu amaçla!.. Bunlardan hiç olmazsa bınsının âkıbetını öğrenmek is- temez mıydınız? "... Dışişleri Bakanı Aras, Alman Ekonomi Bakanı Funk ile görüştükten sonra, konuk bakanın 'ittifak teklifini', Başbakan Bayar'a ilettiğinde, her ikisi bu konuyu etraflıca ele almışlar; Almanya ile yapılacak bir ittifakın, Türkiye'yi tehlikenin içine 'çekeceği' ko- nusunda, aynı görüşe ulaşmışlardı. Sonra durum Cumhurbaşkanı Atatürk'e sunulmuştur. Atatürk ise her ikisini de ayrı ayrı, etraflıca dinledikten sonra: '...isabetlidir; Türkiye tarafsız kalmalıdır, hiçbir ittifak içine girmemelidir; bu teklif ve kararı, hiç kimseye söylemeyiniz!' demiştir.."! (bkz. Dr. Ekınci...) Bu, bir! Ikincisi, Hasan Rıza Bey'in (Soyak) açıkladık- ları: Gâzi, kişisel vasıyetnâmesinı hazırladığı gun, Dışiş- leri'nin geleceğı konusunda, meğer şunları söylemış: ... Bizim şu ana kadar takip ettiğimiz, açık, dürüsi ve barışçı poiltîka, memlekete çok yararlı olmuştur. Arkadaşlar da buna alıştılar; gerçek ve hayâti mec- bûriyet dışında, bu politikamız devam edip gider..." (bkz Soyak Cilt. II s. 759) Bu, ıki! Üçüncüsü de, daha az önemli sayılmaz; Gâ- zi'nın son günlerınde, altını çızdiği önemli noktalardan bı- risi de, 'Sovyet/Türk ilişkilerinin, 1925 Anlaşması'nın temelleri üzerinde yürütülmesi'dır. M. Zekeriya Bey (Sertel), 'hatıralar'mda, şunu açıkça belırtıyor. "...(Gâzi'nın) istediği, Türkiye'yi yöneten devlet adamlannın, Sovyetler Birtiği'ne karşı, saldın politika- sına girmemeleri, 'doğrudan doğnıya, ya da dolaylı olarak', Sovyetler'eyöneltilmiş, herhangi biranlaşma- ya yönelmemeleridir..." (M. Zekeriya Sertel, Hatırladık- larım, Gozlem Yayınları, s. 217,1977) Nasıl.. hoşunuza gıttı mı?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle