Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15NİSAN2005CUMA CUMHURİYET SAYFA
Sezer Suriye'de
"ı/ciıtri vatamnda"
diye karşdanmış.
!\t> ffüzrl... Kiııci ıa-
« tandan ikinci vatana!
Elektronik posta; ctenizsom^cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
17
- Maliye Bakanı, aptesinden
şüphe etmiyormuş...
"Aptesli kazanc kutsaldır!"
Süper
ÜBalıkesir Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr.
Necdet Hacıoğlu'nun üç
fakültenin dekan
vekilliği ile bir yüksek
okulun müdür vekilliğini
de üstlendiğini
yazmıştık... Bir
üniversite, üç fakülte ve
bir yüksek okul
yönetmenin ötesinde
Prof. Dr. Hacıoğlu
meğer haftada 35 saat
de derse giriyormuş.
Çozum
zmir Bornova'dan Güneş Erkul şöyle diyor:
"Kemalizmi tarihe gömme amacındakilerin
erk sahibi olduğu, ele geçirilen kalelerin gide-
rek arttığı bir dönemde toplumun büyük bir
bölümü tepkisizleştirilmiş gibi. Ancak; ulusal uya-
nışın kıpırtıları, Attilâ llhan'a göre 'dip dalgası' ya-
vaş yavaş kendisini ulusçu ve bu nedenle Nobel
ödülü alma şansı hjç olmayan yayınlara olan ilgi-
deki artışla hissettiriyor.
örneğin; emekli tümgeneral Osman Pamukoğ-
lu'nun kitapları, Mustafa Yıldırım'ın Sivil örümce-
ğin Ağında kitabı, 'ulusal ruh'un dirilebilirliğine ör-
nek oluyor.
Bence böyle kafamızda şamar etkisi yaratacak
kitapların, yazıların daha çok yazılması ve daha çok
okunması ulusal dirilişin hızlanmasındaçokönem-
li bir etken olacaktır. Derin uykudaki halkımızın uya-
nışı; Kuvayı Milliye'nin uyanışıdır ve bu da Batı em-
peryalizminin en büyük korkusudur. Bu uyanış; da-
Uyanış çağrısıha tüm kaleler ele geçirilmeden gerçekleşmek zo-
rundadır. Çünkü; karşıdevrim adım adım ilerliyor!
öyle ki; henüz 'Atatürk dönemine son verdik' di-
yecek cüreti toplayamayanlar, Kemalist Devrim yı-
kıcılığını Mahmut Esat Bozkurt üzerinden yürü-
tüyor.
Vatanın tüm kaleleri AB yolunda bir bir düşerken
AB bu kez tankıyla, topuyla, tüfeğiyle değil para-
sıyla hedefe doğru ilerliyor. 'AB'ye uyum' diye
Sevr'deki azınlıklar maddeleri aşama aşama kabul
ettirilirken, Avrupa Parlamentosu Başkanı Borrell
ülkemizin güneydoğusuna 'Kürdistan' derken ve
burası lller Bankası'nın bir firmaya bastırdığı Türki-
ye haritalarında böyle gösterilirken, Fransız Parla-
menter Jacgues Toubon, Türkiye AB'ye girmek
istiyorsa; Sevr'i kabul etmelidir' derken, susarak
ihanete ortak olanları tarih affetmez ey aydın geçi-
nenler!
Ve sormalıyız: Semra hanımlarla, benzeri medya
oyuncakları ile oyalanan ve uyutulan sen; uyanır da
onurun için, bağımsızlığın için gerekirse yeniden
Kuvayı Milliye diyebilir misin? Vatan toprakları par-
sel parsel satılırken; Atatürk'ün kurduğu kurumlar
bir bir kapatılırken, kısacası çocuklarının geleceği
çalınırken; ayaktopu karşılaşmalarının pozisyonla-
rınıtartışmayı;emperyalistşirketlerle ortak bir avuç
patronunun sahibi olduğu medyada 'ülkeyi satan-
lara' övgüde sınır tanımayan 'ver kurtulcu' kiralık
kalemlerinin, bu yeni Ali Kemaller'in çizdiği pem-
be tabloları gerçek sanmayı bırakıp; varlığını borç-
lu olduğun Atatürk gibi 'Ozgürlük ve bağımsızlık
benim karakterimdir' diyebilir misin?
'Evet' yanıtları çoğaldıkça, uyanış, kurtuluşa dö-
nüşecek demektir."
Mehmet Ali Kılınç:
"Başbakan'ın Norveç
ziyaretinde, tasarruf
nedeniyle korumalarının
az olmasından dolayı bir
koruma zaf iyetinin
ortaya çıktığı saptanmış.
Çözüm çok kolay:
Hemen, promosyon
olarak koruma
verebilecek çokuluslu bir
şirketle alışveriş
bağlantısı yapılmalıdır!"
Sistem
Akif Kökçe:
"Memurlara 'kademe ve
derece' yerine
'basamak' sistemi
uygulanacakmış. Tek
başına 'basamak'
yetmez, torpilli memurlar
için de 'asansör' sistemi
yapılsın!"
Hâkimler, savcılar, subaylar, polisler
Içişleri Bakanlığı'nın genelgesı ile
bundan böyle trafik polisleri, hâkim ve
savcılara trafik cezası kesmeyecek.
llk bakışta bu uygulama, hâkim ve
savcılara ayrıcalık tanındığı izlenimi ve-
riyor. Ancak işin aslı başka; trafik polis-
leri cezayı gerektiren fiili, bölgede ağır
ceza mahkemesinin bulunduğu cum-
huriyet başsavcılığına iletecek ve olay
birdisiplinsoruşturmasınadadönüştü-
rülecek. Dolayısıyla, örneğin yanlış ye-
re park cezası, hâkim ve savcılar için di-
siplin suçuna sokularak sicillerine işle-
nebilecek. Böylece, bir hâkim ya da
savcı, başkalarının para cezası ile ge-
çiştirdiği bir kusurdan dolayı mesleki
geleceğinden olacak.
öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı da
bir yasayla asker, polis ve yargı men-
suplarının öğretmen eşlerinin eş duru-
mundan tayininin önünü kesmeye çalı-
şıyor.
Bir binbaşı, bu tasarı ile laik ve
demokratik devlete inanan öğ-
retmenlerin tasfiye edilmesinin
amaçlandığını söylüyor.
Subaylar, emniyet müdürleri, hâkim-
ler, savcılar mesleklerinin gereği olarak
Türkiye'nin değişik yörelerine tayin edi-
liyor ve buralarda değişik sürelerde gö-
rev yapıyor. Öğretmen eşleri de onlarla
birlikte tayin ediliyor. Şimdi eşlerin tayi-
ni yapılmayacak.
Böylece ya aile parçalanacak ya da
öğretmen eş, görevinden istifa edecek.
18 yılda dört farklı bölgede görev ya-
pan binbaşı, "Bu tasarının amacı, bo-
şalacak kadrolara iktidarın kendine ya-
kın kişileri doldurarak Türkiye'nin gele-
ceğini karartma girişimidir. Genelkur-
may Başkanlığı'nın kendi mensupları-
nı doğrudan ilgilendiren bu konuda fi-
kir beyan etmemesi de oldukça ilgi çe-
kicidir" diyor.
Papa Nasıl Ammsanacak?
MERÎÇ VELtDEDEOĞLÎT
2. Jean Paul beş yıl önce,
2000 yılında, Hıristiyanların i-
ki bin yılltk tarihindeki kimi ha-
taları için 95 kezözürdilemiş-
ti; özür konuları içinde kadın-
lara yapılan ayrımcılık da yer
alıyordu.
Ne var ki bu özürden son-
ra, kadınların kilise örgütünün
yönetim kadrolarına alınma
konusu yeniden alevlendiğin-
de, Papa yine karşı koymuş-
tu; işin ilginç yanı Papa Haz-
retleri bu tutumu için de özür
dilemişti...
Anlaşılacağı gibi cinsel ay-
rımcılık konusunda "özür di-
leme" bir sonuca götürmü-
yor; hataya son verilip uygu-
lamaya geçilmiyor.
Oysa Hıristiyanlığın bilimsel
alanla ilgili büyük sıkıntısı, en-
gizisyon yoluyla yıllarca acı
çektirilen Galileo'dan Pa-
pa'nın özür dilemesiyle son
buluyordu, çünkü güneşin,
dünyanın etrafında döndüğü-
nü kabul eden 2000 yıllık dog-
ma böylece geçerliliğini yitiri-
yordu.
öte yanda özür dilenen ko-
nular arasında "Haçlı Seferle-
ri" de var; 2. Jean Paul'ün bu
özrü ile Islam dünyasına ya-
kınlaşmak istediği belirtilir;
dahası bu istek, Fethullah
Gülen ile sarmaş dolaş poz
vererek de dünya kamuoyuna
sunulur. (Sahi, Fethullah Ho-
ca'dan dostunun ölümüyle il-
gili bir ses çıkmadı!)
Ne ki ince ince dokunan bu
anlamlı isteğe karşın Papa,
AB'nin bir Hıristiyan toplumu
olmasından yanadır, dolayı-
sıyla Türkiye'nin birliğe girme-
sine karşıdır.
Papa'nın bu karşıtlığını yar-
dımcısı Kardinal Paul Bopar
daha ileriye götürüp, Islami-
yetin Avrupa'ya ve genelde
Batı'ya bir meydan okuma ol-
duğunu, Mesih'in beşiği di-
yarlarda Hıristiyanların yarın-
larından endişe ettiklerini dile
getirmekten çekinmez.
Sıkı merkeziyetçi bir yöne-
tim kurmuş ve bütün dizgin-
leri elinde tutmuş Papa için,
yardımcısının bu tür söylem-
lerde bulunması kuşkusuz
düşündürücüdür.
Yine de Papa'nın Müslü-
manların gönlünde de taht
kurmuş olduğu, ölümü dola-
yısıyla görüldü; ne var ki ce-
nazesini iki milyon kişinın
uğurladığı 2. Jean Paul için
çok ağır eleştirilerin de dünya
basınında yer aldığı belirtildi.
Bunlardan Ingiltere'de
Manchester Üniversitesi'nde
kültür kuramı profesörü olan
Terry Eagleton'ın eleştirısi,
sanırız en yürekli, en çarpıcı
olanıydı.
T. Eagleton, 2. Jean Pa-
ul'ün, "gelişmekte olan ülke-
lerde sayısız Katoliği acılarla
dolu birAIDS ölümünden ko-
ruyabilecek prezervatiflerin"
aleyhinde olmakla "en büyük
suç" işlediğini, dolayısıyla Pa-
pa'nın "ebedl mekânına, elin-
de bu ölümlerin kanıyla birlik-
te gittiğini" açıkça belirtmiş;
makalesine de "Papa'nın
Elinde Kan Var" başlığını koy-
muş...
Ziyaret ettiği kimi ülkelerin
toprağını diz çöküp öpecek
kadar insancıl olmayı içinde
barındıran Papa'nın, bu ko-
nuda bu derece katılaşması-
nı insan gerçekten anlamak-
ta zorlanıyor; çünkü tarihte
papalar onca kanlı savaşa,
olaya karıştıkları halde hiçbiri
bu denli açık biçimde kamu-
oyu önünde "eli kanlı papa"
olarak anılıp ilan edilmedi...
Bir örnek gerekirse, 16.
yüzyılın ünlü siyasetçi yazarı
Makyavel'in kalemine dola-
dığı Papa 6. Aleksander'i
gösterebiliriz; yazar ile birlik-
te aynı dönemde yaşayan bu
Papa, oğluna büyük bir dü-
kalık yaratmak için pek çok
kan döküp -yazarın dediği gi-
bi- Italya'yı "altüst" eder; da-
hası kimi cinayetlere de karış-
tığı söylenir.
Makyavel yapıtı "Hüküm-
dar"da, iktidarı elde etmek
için her yolu geçerli görmesi-
ne karşın Papa'yı: Insanları
aldatmaktan başka bir şey
düşünmemiştir. Hiçbir insan
onun kadar güvenli vaatlerde
bulunmasını bilmemiş, hiçbi-
rini tutmadığı antlar verme-
miştir" diye eleştirir ama dök-
tüğü "kan"a bir yollama yap-
maz.
Kısacası T. Eoglaton'ın "Eli
Kanlı Papa" söylemi yenilir
yutulur cinsinden bir eleştiri
değil.
öte yanda, 2. Jean Paul
"azizlik" aşamasına yükselti-
lirse, ki ortam onu gösteriyor,
o zaman azizliği nasıl nitelen-
dirilecek dersiniz?
BURDUR 2. ASLÎYE HUKUK
(AtLE) MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 2004/28.1 KararNo- 2005/125
Davacı Ali Fuat Aldan Zengin vckili tarafından davah Fatma Aldan
aleyhine mahkememize ııçılan boşaruna davasının yapılan duruşması
sonunda, davacının davasının kabulü ile taraflann boşanmalarıııa karar
venlmıştır. Hüküm: Burdur ıli, Merkez llyas Köyü nüflısuna kayıtlı
Mehmet Ali oglu 1982 d.lu Ali Fuat Aldan ile aynı yerde nüfusa kayıtlı
Mehmet kızı 1985 d.lu Fatma Aldan'ın boşanmalarma, işbu karar adre-
sı tespıt edılemeyen davah Fatma Aldan'a ilancn tebliğ ile tebliğden itı-
baren 15 gün içinde kararı temyiz etmedigı takdirde karann kendiii yö-
nünden kesinleşeceği ilan olunur. Basın: 16461
Şişli Mahkemeler Veznesi'nin 530954 sayıh 6.5.2003 tarihli
Sayman Mutemedi Alındısı kaybolmuştur. Hükümsüzdür.
L Nüflıs hüviyet cüzdanımı yitirdim. Geçersizdir.
MEHMETÎLHAN
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇÎZGtLlK KÂMİL MASARACI kamilmasarackqmynet.com
OTOBÜSTEKİLER KEMALURCENÇ k_urgenc(<ı yahoo.com
HAYAT EPlK TlYATROSU MUSTAFA BILCIN hayatepikûı mynet.com
VERTANES KAlAVCT/AN,
. ATATÜRK ÎCİN: ..
"KIŞİSEL FIKRtME GORE
kEMAL DE BtR KASAPT1"
DEMÎŞL
KÎStSEL FtKRtME ĞÖRE
VERTANES DE BÎR
ÇOCUK PORNOCUSUDURI. \
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 15 Nisan ıciM.mumtaz-arikan. conı
SOYSUİLASMIŞ KESSAML
IBS&'&A BUGÜN, ALMAh) RESSAMI EMIL NOİ-OE, 83 YA~
$iN0A ÖLDÜ.DAHIA COCUK yAçm, mnm OYMACIUĞI
f»PA/i»K SANATHAD/M ATAN A/OLD£,MHA &ONKA İZ,
KeSME BAÇLAMıÇn. 19i3 TW Çl/rrtgt PGSİldt: APALA-
Rl TURUNDAN YEPYENİ HSlNLERLB &ÖN6N RESSAM,
StOEREK. OIÇAVUflUKtCUİ.uK'uNjiEK&PltESYOHİZM') k
VE FOVİZM'IN ETKİSİNB SİKDİ. "OZAN tÇİN SÖZCÜK,
sesrscf fçiN ses NB <$£, ÜBSSAM eçi/v ce RBNK ODUÜ.
KENK 6NOİTİDİIİ, ENEfJİ rA$/t/MP(#* DiHEU NOLPG,
IT.OÜHYA £AU4Şl SlHAS/NPA,NAZİLER TAHAF/HDAN
*SOy$UZlAŞMIŞ ReSSAM* DİYE NıTELBNPİBILEN SANAT-
Çı, OAHA <pae DİNİ'KONuLAftı /ŞLEY&N YASLIBOYA ve
İ İ TXN/AttrO£DtJ- SOLPA, K£fJOİ
vesfisoA &ÎRBA£XISI GÖKÜLUYOR.
BAKIŞ AÇISI
Dr. GÜRBÜZ ÇAPAN
Ozan İçin Yaşamak
Bir Seriivendir
Âşıklık-halk ozanlan Kars'ın geleneksel kültürüdür.
Âşık Şenlik (1852-1913): Yunus-Namık Kemal ka-
rışımıdır. 1876 sonrası Rusya'ya tazminat karşılığı ve-
rilen Kars-Ardahan-Acara'nın Çıldır sancağında doğ-
muş. Derin tasavvuf bilgisi yanında, yurtseverlik ve ba-
ğımsızlık bayrağı haline gelmiştir. Rus işgaline karşı ilk
sivil milis örgütlenmelerinin oluştuğu Cıldır'da bu kav-
ganın sözü-sözcüsü olmuştur. "Ehli Islam olan işit-
sin bilsin/ can sağ iken yurt vermeyiz düsmana"
Çarlık Rusyası'nın işgali altındaneanlamageldiği açık-
tır. Şenlik ölmüş ama düşleri 17 Ekim devriminden son-
ra Çıldır Islam Şûra hükümeti ile taçlanmıştır.
Dünü bugüne bağlamak, halkın dertlerinin ve sevda-
larının dili olmak, gelenek ve göreneklerinin korunma-
sında doğal bir çeşmedir Âşık Şenlik.
Bir sanatçı olarak, durumdan vazife çıkarmış, bu
uğurda öldürülmeyi dahi göze almıştır. Bir yandan kav-
ganın sözcülüğünü yaparken diğer yandan (Âşık Gü-
Ijstan gibi) çıraklar yetiştirmiştır. Tohumları yeşermiş
Âşık Gülistan'ın oğlu Murat Çobanoğlu bu serüveni
günümüze kadar taşıyabilmiştir.
Halk hikâyelerini sazıyla ve duru bir Türkçeyle aktar-
mıştır. Kerem ile Aslı, Salman Bey, Latif Şah (Yok-
sul biri sonra şah olur) hikâyeleri bunun örnekleridir.
Âşık Şenlik'in halefleri
Murat Çobanoğlu ve ŞerefTaşlıova... Bu saz ve söz
ışıklan, aydınlanmanın ışık bahçesinde(Halkevleri'nde)
yetişirler. Yazı ve şiir yazmak ile müzik kurslarına ka-
tılırlar. 1960'ta Halkevi Başkanı Dr. Budak Demirel,
hem doktoıiuk yapar hem de Cumhuriyetimizin mis-
yoneridir. Modern tanm, hayvancılık, arıcılık, maran-
gozluk kurslarının yanı sıra kültür-sanat bahçesine çe-
virir Halkevi'ni. Karseli dergisini çıkarır. lyiliklerin önde-
ri, hocası, abisi, hatta babasıdır. Bu iki genç ozan (âşık)
onun da teşvikiyle Konya âşıklar yanşmasına katılır ve
birinci olurtar. Dr. Demirel, kendi aralanndatopladığı pa-
ralarla her birine 300 lira ödül verir. Artık bunlar halkın
sevgilisi olmuştur. O sevgi yumağı, 68 bahannda en üst
seviyeye ulaşır. Köroğlu Destanı'yla, Bolubeyi, Ayvaz
türküleriyle onlar da 68'in ruhuna uygun meyveler ver-
meye başlariar. Onların "Köroğlusu" da yoksulun kı-
lıcı olmaya başiar. "Bir hışımla geidi geçti Kiziroğlu
Mustafa Bey. Hışımı dağı deldi geçti Kiziroğlu Mus-
tafa Bey."
Merkezde uyuyan, halkını unutan, hak ve adaletten
uzak yöneticilere karşı kendi kahramanlarını sürerler.
Haksızlığa, adaletsizliğe onlar da kendi lisanında isyan
ederler.
Arka bahçelerinde, Cumhuriyetin öncüleri: Halk Eği-
tim Merkez Md. Mahir Baranseli, Av. Sadık Müftahi,
öğretmenlerimizden; Erdal Özmen, Ismail Talınlı, Ha-
san Kartarı ve Dr. Budak Demirel hiç yılmadan bu iki
ışığımızı beslediler. Ta ki 12 Mart darbesine kadar. 12
Mart darbecileri, büyük bir başarıyla bu ışık bahçeleri-
mızi dağıttılar. M. Kemal'in aydınlanmacı kurumları ka-
patıldı.
Bu iki ışık
- 40 yıl Konya Âşıklar Bayramı'na katıldılar.
1989'da Ingiltere Kraliyet Sarayı'nda Royal Hall'de,
dünya halk hikâyeleri festivaline...
-1996, Galler'de uluslararası halk hikâyeleri festiva-
line...
-1996'da Kırgızistan'da Manas Destanı şölenlerine...
- 1987'de Almanya'da, Man'da yine Türk kültürünü
temsile katıldılar...
- BBC TV'de belgesel olarak yayımlanmaya değer
görüldüler...
- Japon TV'si NHK'nin 1983'te çekmiş olduğu Ipek
Yolu dizisinde geniş şekilde yer aldılar.
1940'ta doğup 2005'te yoksulluk içinde (Kazancı
Bedih gibi) öldü Çobanoğlu. Yerin cennet, ışığın bol ol-
sun. Ona en son yine Karslı hemşerileri sahip çıkarak
cenazesini götürüp bağııiarına bastılar. Kendisi gibi ge-
çim sıkıntısı çeken Ş. Taşlıova da 50 yıllık saz-söz ar-
kadaşını, can yoldaşını, gözü yaşlı, içi buruk uğurladı.
Ş. Taşlıova'yı konuşturmak istedim. O ozanca, Âşık
Şenlik'ten cevap verdi:
"Namertlerin kanadıyla uçmam Allah kerimdir.
Suyu abu kevser olsa içmem Allah kerimdir."
Dünü bugüne bağlayan taş köprülerimiz, üzülme-
yin, siz yoksul halkımızın aklında, yüreğinde hep yaşa-
yacaksınız. Çıraklannızı eğitmeye bakın. Şenlik öldü, öl-
dürüldü, ama adı yüz yıldır yaşamaya devam ediyor.
Haksızlığa, kadirbilmezliğe ilk uğrayan sızler değilsi-
niz.
Sözü yine, Âşık Şenlik'le bitirmek istiyorum.
"Dağılmış fikri hayalim uğraşır ne'ilen.
Tabipsiz derdi çekerim, merhemsiz yara ilen."
Bir gün benim ülkemde de hak ve hukuk mutlaka
yerini bulacak...
gurbuzcapan@eksev.org. tr Fax:0212 672 73 79
BULMACA SEÜAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5
SOLDANSAĞA:
1/ tstanbul'un
Eminönü ilçe-
sinde ünlü bir
cami. 2/ Halk
şairi... Burmalı
çivi. 3/Trabzon
ilinde bir yay-
la... Birtürtaze
ve tuzsuz pey-
nir. 4/ iki tarla
arasındakı sı-
nır... XII. yüz-
yıldan sonra
yaygınlaşan
Yahudi mistisizmi. 5/
Tahılyığını..."—kedi-
si": Dünyanın tek kuy-
ruksuz kedi cınsi. 6/
Çevrebilim. II Aksaray .
ilinde, tüf kayalara
oyulmuş, birçok dinsel
yaprnın bulunduğu ün-
lü vadi... Rcy. 8/Hindis-
tan'da, Tac-Mahal'in 8
bulunduğu kent... So- 9
yundan gelinen kimsc.
9/ Eski M ısır inanışında ana tannça... Üç kişi arasında 32
kartla oynanan, briçe benzer bir kâğıt oyunu.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Bingöl ilinde, "Kurucadağ" da denilen ve kayak mer-
kezi olan dağın adı. 2/Çanakkale'nin, peyniriyle tanın-
mış ılçesi... Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri yüz
bin akçeyi aşan dirlik. 3/ "Git, def ol" anlamında argo
sözcük... Çene altından bağlanan başörtüsü. 4/Dişi sı-
ğır... Birilımız. 5/Büyük balıkların göğsüne yapışık ola-
rak yaşayan küçük balıklara verilen ad. 6/Tuzağa duşü-
rülen şey... Ankara'nın bir ilçesi. 7/Italya'da bir kent..,
Bir renk. 8/Çok sevilen kimse ya da şey... Geleneksel
lspanyol şarkısı ve dansı. 9/ Arap dili ve edebiyatı.