25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 12 NİSAN 2005 SALI NETCELLI I F T I i I M H I Z M I T L İ K I Tüm Nokia cep telefonları Netcell Satış Noktalarında Bonus Card ve Shop&Miles Card ile ilkkez Kampanya stoklarla sınırlı olup tum Nokıa cep telefunları ıgn geçerlıdır Taksıt tutarlan model bazında değiştklik gösterebihr Netcell kampanya kapsdmındaki urunleri ve kampanya carthlennl değışnrme hakkını sakh tutar Oranlarda ve vorgilerde olabilecek değısiklikler, kampanyaya yansttılabıhr NETCELL DANIŞMA HATTI: 0216 553 45 00 www nokia com tr IMOKIA CONNECTING PEOPLE OLAYLAR VE GORUŞLER Hep böyle başlıyor. Hep, böyle!.. Masal anlatmıyorum; görmesini, duymasını, yo- rumlamasını bilen herkes gibi neyin, nasıl başladı- ğını, başlatıldığını, sonu- cun nereye varacağını bil- miyor muyuz? Once ufak tefek kışkırtmalar, ya- vaş yavaş topluma sızmalar; ba- sınla, radyoyla, TV ile türlü yollar- dan bır toplumun içıne karmaşık duygular, görüşlersokmalar... Der- ken sokak gösterileri, linç deneyim- leri, sol olsun, sağ olsun, hatta hiçbıranlamtaşımasın, insanların çoluk çocuk sokaklara dökülüp bir şeyler istemeleri, dükkânlara, arabalara saldırılar, yağmalar, düş- man bildikleri örgütleri, insanları döverek, söverek korku salmalar... Anımsar mısınız, 12 Eylül'den birsüre önce Çağlayangil ne de- mişti gazetecılere, kı o günlerde cumhurbaşkanı vekiliydi; "Altımı oymuşlar haberim yok". Kim oymuş? Ardından darbe, demokrasiye son; partiler kapatı- lır, politikacılar, yazarlar ıçeri alınır, gazetelere baskılarla ülke bir çe- şit hapıshaneye döner! Kim oy- muştur Çağlayangil'in altını, da- ha doğrusu demokrasiye güven duyanların altını!.. EVET / HAYIR OKTAY AKBAL 'Altımız Oyuluyor mu? f "CIA" diye bir örgüt var. Birza- manlar sık sık TV'lerde izlemiştik; hangi ülkede ABD karşıtı biryöne- tım varsa bazı adamlar gider, tür- lü yoldan, çeşıtlı ustalıklı çalışma- lardan sonra o ülkenin başındaki adamı devırırler, yerıne kendl gü- vendiklerini getirirler.. Biz seyirci- ler de, "Bakın diktatör ortadan kaldırılmış, demokrasi getirılmiş " dıye saf saf seviniriz! Çocukluk günlerimizde izledığimız filmleri düşünün! "Gunga Din" adlı film- de Hindistan'dakı Ingiliz emperya- lizminin nasıl övüldüğünü; Hıntlı bir çocuğu örnek göstererek ken- di ulusuna karşı çıkan ınsanları, nasıl özgürlük kahramanı diye dün- yaya yutturduklarını!.. GüneyAmerikaülkeleriyıllaryı- lı ABD baskısı altındadır. "Arka bahçe"ö\r oraları! ABD yanlısı ol- mayan bir iktidar işbaşına geldi mi, Amerikan sermayesı ıçin bir tehlike yaratıldı mı, hemen gizli açık güçler eyleme geçer! Şili'de Allende nasıl dev- rümişti? Pinochet adlı bır adam nasıl otuz yıla yakın bir süre ABD ile iyi geçmerek ayakta kalmıştı? Daha nice ör- nekler var. Son zamanlarda da Ukrayna'da, Gürcistan'da, Kırgızistan"da yaşananlar or- tada... İşbaşına şu ya da bu yoldan gelenler, getirilenler söz- de halk desteğine dayanarak ıktı- darı ellerine geçirmediler mi? Son günlerde yurdumuzda da yer yer halk arasında çekişmeler, kavgalar başladı. Bayrak konusu en başta! Nereden, nasıl kışkırtıldığını, kim- lerden güç ve destek aldığını bil- medığımız eylemler, tehlikeli ol- maya başladı. özgürce anayasal haklarını kullananlara karşı linç gi- rişimleri sık sık gündemde.L Çağ- layangil'in söylediği sözü anımsa- yalım: "Altımı oymuşlar, haberim yok." Türkiye Cumhurıyetı'nın, Atatürk devrim ve ilkelerinin, halk yararına bir demokrasi arayışının önü kesilmek mi isteniyor? Gerçek mıllıyetçılık, gerçek halk- çılık ulusal onura sahip çıkmaktır, ulusun temel çıkarlarını korumak- tır, sokak kabadayılığı değildır!.. Yabancı güç odaklarının çıkar- larına bilerek bilmeyerek araç ol- mamaktır. Denktaş Gider, Kıbns Biter... İnanıyoruz ki, Denktaş da ömrünü verdiği KKTC'nin çok kısa bir zamanda parçalanıp gitmcsine, Girit'e dönüşmesine razı olmayacak ve bu konudaki sorumluluğunun bilincinde olacaktır. Aydın OLGUN S ağır sultan bile duydu KKTC Cumhurbaşkanı Sa- yın Raııf Denktaş nisan ayında yapılacak cumhur- başkanlığı seçimlerindc aday olma- yacağını açıkladı Bu açiklama kıışkusuz Atına'yı, Rtım lıden Papadopulos'u, AB'de- kı Rum hayranlarını son derece memnun edcn bir açıklamadır Görünüşe gore Denktaş'ı bu karara mecbur bırakan güç, ma- alesef Türkiye'deki AKP iktida- ndır. Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan, Rum lıderı Papadopulos'la kahve ıçerek sorunıı çözebileceği- ni düşünmektedir! Türkiye'nin güvcnliği ile ilgıli yaklaşık clli yıllık bır sorunlaryu- mağını Sayın Başbakan bir kahve içerek çözebileceğini düşündüğü- ne göre Türkiye'nin AB uğruna Kıbrıs'ı gözdcn çıkardığını anla- mamak içın pek saf olmak gere- kır. #. PekiTürkdünyasınınKıbnsda- Vasını elli yıldan bu yana savunan, bu yola yaşamını adayan ve kim ne derse desın KKTC'nin kurulu- şıuıdaki en büyük paya sahip olan Denktaş, cumhurbaşkanlığına aday olmazsa nc olacak 7 Ne mi olacak? Hıç kuşkunuz ol- masuı, Türkiye'nin işgalci olduğu- nu her fırsatta beyan cdcn, adada- kiTürk askerinın çekilmesıne hoş- görü ile bakan, Rum sever M. Ali Talat cumhurbaşkanlığı koltuğu- na oturacaktır! Böylece bu genç cumhurıyetin binlerce şehit vererek kurduğu tüm yönetım düzenı de tabiatıyla Kıb- rıslı Talat'm eline gececek. Talat, aklındaki Rumlarla birleşme ve yeşil Euro'lar uğruna ıkıncı sınıf vatandaş olma planını, Türkiye karşı çıksa da çıkmasa da Rum ve AB'nin yardımlanyla en kısa za- manda gerçeklcştırecektır. Bu durumda bırkaç yıl içinde ICıbns tiimüyle Rum olacak, Me- galo Idea ve Enosis, büyük onder Atatürk 1 ün işaret ettiği tehlike, yani Yunanlılann I urkıye'yı çem- ber ıçıne alma planlarına gün do- ğacaktır. Görünen odur ki, iktidardakı AKP hükümeti böyle bır durum da AB'ye karşı çıkamayacak ve tek kelıme ile Kıbns elden gide- cek ve ıkınci Girit olacaktır. Denktaş Kıbns'taki gelişmeler- le ilgili olarak Türkiye'deki ıktida- nn gelmış geçmış ıktıdarlara hiç benzemedığını, KKTC'ye gerek- li yardımların yapılmadıgını, bu genç devletin dış güçler karşısın- da yalnız bırakıldığım vurgula- makta, haklı olarak "Kıbns soru- nu bcnim sorunum dcğildir. Kıb- ns sorunu Türkiye'nin sorunudur. Türkiye gerektiği şekilde soruna eğUmemektedir!" demektedir ve Başbakan Erdoğan'ın bu tutumu- nu protesto için cumhurbaşkanlı- ğına aday olmamak kararını al- mrştır. Yanı üenktaş'ın bu ince mesajının hedefı bizzat Başbakan Erdoğan'dır. Ancak Başbakan Erdoğan'dan bu ince ve anlamlı mesajın alındı- ğı yolunda hıçbır işaret gelmemek- te, aksine bir memnuniyet havası sezilmektedir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbns'ın kay- bryla ilgili olası bir durumda bu mil- li davanın sorumluluğunu taşıya- cağı da unutulmamalıdır Bu arada Denktaş'a da bir çift sözümüz vardır. Görünüşe görc önümüzdeki aylarda Kıbns konu- sundaözcllikle AB'de çetın müza- kereler olacaktır Bu arada, M. Ali Talat'ın da adadaki birlik ve bera- berlığı parçalayacak oynak tutumu- nu da unutmamak gerekır tçte ve dışta bu denlı yaşamsal gelışmeler olurken elbette KKTC'nin kurucusu ve en onde ge- len savunucusu olan Denktaş'ın devletin başından ayrılması, tela- fisi güç sonuçlar yaratacaktır. Denktaş'ın karizmasının ve üstun yeteneklerinin önümüzdeki ya- şamsal kritik günlerde kesınhkle gerekli olduğu bilinmelidir. inanıyoruz ki, Denktaş da öm- rünü verdiği KKTC'nin çok kısa bir zamanda parçalanıp gitmesıne, Girit'e dönüşmesine razı olmaya cak ve bu konudaki sorumluluğu- nun bilincinde olacaktır. Denktaş yıllarca arkasında olan binlerce dava arkadaşını da unut- mamalı, onlan tüm ınançlan yıkıl- mış bir şekilde ortada bırakma- malıdır. Sonsöz: Kıbns'ın Girit'e dönüşmemesi Denktaş'ın elinde- dir. Ancak Denktaş'a bu gücü vere- cek olanın da Türk toplumu oldu- ğu unutulmamalıdır. îşte burada topluma büyük ve önemli bır ış düşmektedir. Siyası partılere gerekli baskıyı yaparak Sayın Denktaş'ın ulusal birlik ve beraberliği sağlayıcı tek aday olarak saptanmasım sağla- mak ve bu arada Denktaş'ı da bu konuda ıkna etmek... Denktaş'ın birkaç yıl daha Cum- hurbaşkanlığı koltuğunda oturma- sının önemi ortadadır. Ülke çıkar- lannı her zaman gözeten Kıbns Türklerinin bu durumun bilincin- de olduğuna gönülden inanıyoruz. însan, Doğa ve Sanat Abdullah AKAY V ar olan her nesne sanatla güzelleşir. Sanatçı en güzeli yaratma duygusuyla do- ludur. Özgürlüğün doru- ğunda yaratacağı yapıtın irngelenni kurar beyninde. Önemli olan düşünmek, bağımsızlığın sınırsızlığı içinde özgürce bakabil- mek çevreye. Duyabilmck insanlardan ve doğadan gelen sinyallen Tümdü- ğümleri çözerek varabıl- mck başka var'ların bey- nine Doğa bır özgürlük alanıdır Çıçeklerıstedık- len renkte açarlar. Koku- lannı özgürce salgılarlar. Tohumlarını toprağa bı- raknıada, çoğalına ve soy- larını sürdürmede bıı en-. gellerı yoktur. Kuşlar dal- dan dala sekerken istedik- leri şarkılan söylerler. Şar- kılannın anlamından, yo- rumundan dolayı suçlu sa- yılamazlaı. Yaratmak doğum yap- mak gibi bir olaydır. Sanat- çı yapıtını oluştururken insanüstü bir doruğa ula- şır. Fırçasındaki renk, ka- lemindeki sözcük, bakı- şındakı açı, dizesındekı anlam bır dığer ınsanın gozetımı altındadır. Kısıt- lıdır özgürlüğü. Onun ıçın- dir ki anlatımında gızem ve eşanlamlar vardır. hde- biyatın olümsüzlüğü bu dogurganlıkla oluşur Ne- hirlerin önüne yapılan her barajda yıne de bır dolu- savak vardır. Ya da denvas- yontünellen. Savaklardan dökülen sular şarkılarını kendı çağıltısı ile söyler. Tüm sanat dallannda bir gızem vardır. Aktör acı- yı, sevıncı ya da gülnıece- yi oyııarken anlatımı ve duyarlıhğı ile canlandır- dığı modelin kişiliğine bü- rünür. Onunla yaşar, onunla öfkelenir, onunla sakinle- şir. Yazar daöyle değil mi- dir? Kendi yarattığı imge- nin içine girmiş ruh gıbı- dir. Bazen soyut düşünce- lere kaptınr kendinı. Ba- zen dc somutlaşır tasvir- lerin, tahlillerin hamııru- nu oluşturur. tlk insan belkı de şaır'dı. Doğanın tum güzellıklen, firtınaları, hırçınlığı ve vahşı oluşumu içinde bu- lunan ve yaratılan elbette yaratma gücünü denemiş- tır. Taşlara, mermerlere ve duvarlara duygulannı ka- zıyarak resimleyen, kor- kulannı ve sevinçlerini iş- leyen insanlar varla yok arasındaki en gü/el ve be- lirgin çizgilerdir. İnsan, yazdıklan ile yaz- madıklaı ı, konuştuklan ile konuşmadıklan için de in- sandır. Sanat insanı diğer- leri ile bir ayncalığa ulaş- tırır. Sanatın olduğu yer- de sevgı ve akıl vardır. Sevginin olduğu yerde ıse şiddet oluşamaz. insan ön- ce korkuyu yaşadı Korku ile ılkellik şıddetı doğur- dıı Silahlanma yarışının kökünde korku vardır. Sa- vunmak veya saldırmak korkudandır. Çağımızda nükleer si- lahlaryanşı sürmekte, bir- çok ülke bu silahlara salıip olabılmek için milyonlar- la ınsanın açlığı pahasına varlarını ve gelirlerinin bü- yük bır bölümünübu uğur- da harcamaktadırlar. Hız- la silahlanan halklann po- lıtıkacıları, siyaset simsar- lan insan olduklannı unut- makta, insanlığın yok ol- ması pahasına bu yarışı sürdüı mektedirler. Yapı- lan nükleer denemeler tüm güzellikleri ustunde taşı- yan gezegcnimizi, yaşan- maz bir karanlığa itmek- te ve bataklığa dönüştür- mektedır. Bilım ve teknolojının getırdığı yenılık ve buluş- lan tüm insanlığın yararı- na kullanmak zamaııı gel- dı de geçıyor artık. Sevgi- nin yıkamayacağı duvar- lar yoktur. Perdelen mut- lu yarınlara ve pınl pınl ba- harlara aralamalıyız. Hız- la gelışen iletişimle bir dünya devleti kurmalıyız. Bu güzel dünyaınızın gü- zellık ve bizlere sunduğu hazineleri bir babannı ço- cuklan gibi hakça bölüş- melıyız. Acıları dindirip sevinci ve mutluluğu ya- şamalıyız. Tüm silahlan yok edip, sınırları kaldınp, ordulan tcrhis etmeliyız. Biz hepimiz insanız. Sev- meliyiz birbirimızı Bu dünya vc nimetlen hepımı- ze yeter de artar bıle. Bu düşlerimi ırdclerken ha- yal kurduğumu söyleye- bilirsinız. Şaır güzel kur- gularla yaşar Doğanın tüm güzelliklennde, varoluş- lannda oluşan şiirselliğe kendinı kaptırmadan yaşa- mın güzellıklen anlatıla- maz Şaır doğayı, insanı, ya- şamı sever. Sevgisini dize- len ile ölümsüzleştirir. Bir avuç çıkarcı ve duyumsuz ınsannı doğayı yok etme- sıne göz yuınmamalıyız. Tüm insanlığın geleceği kirlenmemiş bir doğa güzelliği ile mutlu olacak- tır. PENCERE Son Kırmızı Çizgi Nedir?.. Kuzey Irak'ta Türkiye'nin kırmızı çizgileri vardı, Amerika bölgeyi işgal edince hepsini çiğnedi, üs- tüne üstlük orada bulunan Türk askerinin başına çuval geçırdı... Hepsini sineye çektık.. Ancak Başkan Bush bununla da yetinmiyor, Amerıka'dan yükselen seslere bakılırsa bize dönük hevesleri ilginç... Bush, Erdoğan'dan hoşlanmışa benziyor... Diyor ki: - Türkiye'yi ılımtt Islam Devleti yapacağım, Ame- rikan güdümü altındaki Müslüman coğrafyasına 'model' olacak... Hazretin 'BOP'una diyecek yok!.. Başarı kazanacak mı?.. Bilinemez; ama, Bush'un ortalığı adamakıllı ka- rıştırdığı kesin!.. Bu gidişle Türkiye'nin de altını üs- tüne getirecek... • Peki, Türkler ne düşünüyorlar?.. Geçenlerde 'önemli bir kişi' bana bir 'sual tev- cih etti': - Sen ne düşünüyorsun?.. - Vallahi, dedım, ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Or- tadoğu'da Amerikan emperyalızmine karşı çıkmak- la yükümlü olduğunu düşünmüyorum, ama.. -Ama?.. - Kuzey Irak'ta ABD'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin kırmızı çizgılerını çiğnemesi de görmezlikten geli- nebilir, ama.. - Ama?.. - Bizim bır yaşamsal ve vazgeçilemez kırmızı çiz- gimiz var ki, onu çiğnemeye kalkıştı mı, dostumuz ABD düpedüz düşmanımız olur... - Nedir o kırmızı çızgı?.. - Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin dokunulmazlığı- dır... - Nasıl?.. - Laik Türkiye Cumhuriyeti'ni ılımlı Islam Devle- ti'nedönüştürmekisteyenlerdüşmandır;çünkübu işlem yalnız demokrasıyı yıkmakla kalmaz; ülkemi- zı ortaçağ karanlığına gömer... önemli kışı: - Ben de senin gibi düşünüyorum, dedi; ama, bu açık gerçeği içerde ve dışarda göremeyenlere de şaşıyorum... • Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin yazgısı üzerine BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kurgulamasının 'vahame- tı' Bush yönetimine öyle ya da böyle kesınlikle an- latılmalıdır... Bush yönetiminin Irak'taki hesapları doğru çık- madı.. Türkiye üzerine hesapları da yanlış çıkacaktır... Atatürk Cumhuriyeti'nin var olan ulusal güçleri ılım- lı Islam Devleti çerçevesine sığamazlar; çünkü bu, Türk tarihini gerıye çevirmek demektir. • Ülkemızde elle tutulan, gözle görülen bir gerılım yaşanıyor, gırtlağına dek borçlu ülke dışardan ve ıçerden baskı altına alınmış gibi... Laik Cumhurıyetı demokratik içeriğinde yaşata- bilmek için her şeyden önce takıyye sözcüğünün Türk sıyasal yaşamından tasfiyesi gerekıyor... Ne demek takıyye?.. Bush yönetimiyle el ele Türkiye Cumhuriyeti'ni ılım- lı Islam Devleti modeli yapmak üzere takıyye mi ya- pılıyor?.. OŞMANLI DEVLETİ'NDE MİSYONER OKULLARI Dr. ŞAMİL MUTLU Günürnüzdekl kilise evlerîn tarlhi 200 yıl öncesine dayanıyor. Osmanlının son za- rnanlannda misyoner okullanntn yoğunlaş tığı yerler ile ışqal edilen bölgGlorın paralelliğı (junumut için de endişp vericı. Bu eser, misyoner okul- larınm mılH kimllğe yönelık bır haroket olduğunu göster- m^ktedir 8 yıllık bir çalışmanm ürünü bu eser korıunun tarihî sürecini ilk defa arşiv belgelerl Ue açıklıyor. TEKİRDAĞ CUMOK'TAN ÇAĞRL TOPLANIYORUZ a Ulusal onur bayrağı, toplıımsal umut "Kemalizm" yo- lunda bırleşen bizleı, küresel emperyalızme ve onların yerlı işbirlikçileıine kar^ı tam bağımsi7, latk ve demokra- tik bir Türkiye ıçın yan yana gelıyoruz GLNDEM: 1 A D D Tekırdağ Şubcsı'nın 30 Nısan Cumartesi giinü geıçekleştıreccğı "Erol Manısalı" konferansına verece- ğınız destek 2 Genel CUMOK eylem planının değerlendınlmesi 3. Ülke gunclındeki C'UMÜK hareketlerinin dunımu ve bundan sonraki Tekirdağ CUMOK etkınlıklerımız. Toplantı tarihi. 14 Nısan Pcr^cmbe. Toplantı yerı. Yelken Kulübü. Ibplantı saatı 18 00 Tüm Cumhuriyet okurları ve Kemalıst ulusalcılan toplan tımıza beklıyoruz. tSTANBUL 1. tCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKUL SATIŞ İLANI DoiyaNo 2004/2148 Tal Bır borçtan dolayı rchınlı bıılıın.ın ve d^agıda cıns, mıktar ve kıymctlen yazılı mallaı salı^.ı «,ık:uılmı^lır Bırrnüi arttırma 27 04 2005 giinü saat 1600-16.10 arası Ulus yolıı Ahmet Saygun C'ad No 17/A-D Ulus Otopnıkı Ulus Ist ad rcMntlc yapılacak vc o gun kıymetleımm y\ut\e 60'ıno ıslcklı bu- lunmadığı lakdırde 02 İ)S !{){)•) gıınıı aynı yer ve saattc 2. arttırma yapıl.ıı.ık s,ıiılaı.uğı !>u kadar kı, arttırma bedelının malın lahmın «dılen bedelının yüzdc kırkını bulnuM ve satış ısteyenııı aljeağına rııv'hanı olan alacaklının (opl.ımından fa/la olrnasının ve bundan başka paıaya ı,evırme ve payların paylaştırma masraflarını geçme- sının sart olduğu, merhunun satış bcdclı u/eıinde yu/de KDV'nın alıcıya aıt olacağı ve satış şaıiııamesının ıcıa dusyabinda gorulebı- leecğı. fa7İa bılgı Jİmak ısteyenleıın yııkarıda yuzılı dos.ya numa- rdsıyl.ı daııeınıze bjşvıırmaları ılan olumır, Mıılııımmcıı kı>mcti lira: 35.000 -YTI Adedi: I Cinsi ve önemli nitelikleri: 14 IV 71X5 plaka nolu BMW 3,16 marka 2001 model <ir.ii, Basur 16150
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle