Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MART 2005 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Erdoğan'ın 'SEKA şov merkezi oldu' sözleri muhalefetin tepkisine neden oldu:
Iktidartahrik ediyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın "SEKAşov merke-
zi oldu" sözleri, muhalefetin
tepkisine neden oldu. CHP Ge-
nel Başkan Yardımcısı Cevdet
Selvi, "Başbakan,külhanbeyli-
gi bıraksın. Yeni bir anarşik or-
tanıın yaratılmaması lazım. İk-
tidar geldiği gündcn beri hep
tahrik etti. Oysa iktidarların
duygusal davranmaya hakkı
yoktur" dedi. MHP Genel Baş-
kan Yardımcısı Mehmet Şan-
dır, Erdoğan'ın Türkıye gün-
deminden kaçtığını belirterek
erken seçim istedı,
Başbakan Erdoğan'ın, "SE-
KA şov merkezine dönüştüriil-
dü. Artık dalıa la/Ja tahanımül
edemeyeceğiz. Yasal merciler
• CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi "Başbakan külhanbeyliği
bıraksm" derken DYP'li Adan ise "Tahammülümüz kalmayabilir diyor,
saym başbakan. Ne yapacak, vatandaşı mı öldürecek?" diye sordu.
kararlannı vermiştir. Yürütme
de uygulamayı yapacakur" söz-
leri, direnişçılere gözdağı ola-
rak değerlendirildi..
CHP Genel Başkan Yardım-
cısı Cevdet Selvi, bu iktidardö-
nemınde çalışanların reel üc-
retlerinin geriye gittiği, emek-
li olma şanslannın azaltıldığı
ve hastanelerde kuyruklann art-
tığına dıkkat çekti. Selvi, "Dı-
şarıdan tahriklerle değil ama
artık iktidaruı bu duyarsız dav-
ranışlarına halk lepki göster-
meye başladı" dedi.
SEKA'daki durumun çok kri-
tik olduğunu vurgulayan Selvi,
iktıdan dikkatli olmaya çağır-
dı. Selvi, "Eğerhükümethalk-
la, emekçi kitlelerle yanşa, kav-
ga etnıeye girişir, güç gösterme-
ye kalkarsa toplumsal paüama-
ya kendisi neden olur. Külhan-
beylikle, sert tavırlarla bir yere
vanlmaz" uyansuıda bulundu.
MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Şandır ise "Türkiye'de ka-
çakiçkiden insanlar ölüyor, SE-
KA'da, Tekel'de, Et-Bahk'ta, be-
lediyelerde işçilerişlerinden aü-
lıyor, ekmekleri ellerinden alını-
yor. Saym Başbakan bunları
önemsenıiyormu? tskeleSancak
yaparak GüneyAirika'nın Ma-
sa DağVnda hangi çözümü ara-
maktadır" diye sordu.
Başbakan'ın Türkiye günde-
minden kaçtığını, ancak bunun
çözüm olmadığını kaydeden
Şandır, "Kaçmanmçözüm obna-
dığuu anlamakve emaneti sahi-
bineiade etmek, Sayın Başbakan
için en akıllı yol olacaktır, erken
seçim kaçınümaz çözümdür"
dedi.
DYP Genel Başkan Yardım-
cısı Celal Adan da asıl Erdo-
ğan'ın kendisinin şov yaptığı-
nı belirterek "2.5yıldırtekyap-
üğ> şey şov. Bugün Türkiye'nin
her yerinde yanguı var, işçilerle
görüşüp toplumsal mutabakat
sağlamadan faşist bir yaklaşun
sergiliyor. SEKA işçisiyle görü-
şüp gerginliklereyol açmadan bu
sonıını çözmeliydi" dedi.
Adan, Erdoğan'ın SEKA'da-
ki direnişle ilgilı olarak yaptı-
ğı, "Arokdahafazla tahanımül
edemeyiz" açıklaması hakkın-
da da "Tahammülü yoksa ne
yapacak, vatandaşı mı öldüre-
cek?" dedi.
CHP Gençlik Kollan Genel
Başkanı Ayhan Yalçınkaya da
"Türkiye'de SEKA direnişiyle
doruğa çıkan bir sııufsal uyanış
var. CHP bu uyanışm kitle par-
tisidir" dedi.
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞ1:
Basın özgürlüğü
sansür edilemez
DİYARBAKLR/İS-
TANBUL (Cumhuriyet)
- Gazetemi/ yazarı Hik-
met Çetinkaya'nın "Fet-
huIlahCüIen'in40Yıllık
Yol Arkadaşı Anlatıyor"
başlıklı yazı dizisi hak-
kında verilen sansürkara-
rına tepkiler sürüyor.
Atatürkçü Düşiince
Derneğı (ADD) Genel
Başkanı ErtuğrulKazan-
cıyaptığı yazılı açıklama-
da, anayasada "basının
özgürlüğü ve sansür edi-
lemeyeceği" hükmünün
yeraldığını anımsattı. Ni-
teliği ve niceliği kesin so-
nuçlara ulaşmamış yayın-
lar hakkında yasaklama
getirmenin yasal dayana-
ğı olmadığını vurgulayan
Kazancı, "Böylesine bir
yaklaşnııın hangi nt'snel
hukuk ilkelerine oturdu-
ğıııııı anlamak olanaksız-
dır" dedi. Yargı kararla-
nnın Atatürk devrim ve
ilkelerine koşut olduğu
zaman anlam taşıdığını
ifade eden Kazancı şöy-
le devam etti: "En azya-
nnı yüzyıldır bu ülkeve bu
halkındevrimcivecumhu-
riyetçi yaşam şeküni hedef-
leyen saldırdara birde tar-
nşılır hukuksal kararlar
eklenirse lelaket ivice yak-
laşmış olur."
ADD Diyarbakır Şube
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Rı-
zaGül de gazetemize gön-
derdiği destek açıklama-
sında, "Hikmet Çetinka-
ya'nın aydınlanma ve
cumhuriyetdüşmanı olaıı
bir şeyh hakkındaki yazı
dizisinin yargı karanyla
durdurulmasını, Diyar-
bakır ADD olarak olduk-
ça anlaınlı buluyor, bu ola-
yı yüreğimiz burkularak
kınıyor ve tüm ıılusalcı
güçleri bu karanhk ve sin-
si odaklara karşı güç bir-
liğineve mücadeleye davet
ediyoruz" ifadelerine yer
verdi.
Türkiye Yazarlar Sendi-
kası Genel Başkanı Cen-
giz Bektaş da yaptığı ya-
zılı açıklamada, "Abdül-
hamil istibdadı dönemini
anımsatan sansür uygu-
lamasıyla, düşiince özgür-
lüğünü,demokrasiyi ayak-
lar altına alan davranışı
şiddetle kınıyoruz" dedi.
Eylcmlerini sürdüren işçiler,Erdoğan'ın maaş konusundaki açüdamalaruun gerçeği yansıhnadığını savundu. (AA)
SEKA işçileri bordro yaktı
AHMETKURT
tZMİT-lzmit SEKA tşletmesi'ninkapatılmasını pro-
testo etmek için 47 gündür işyerini terk etmeme eyle-
mi yapan işçiler dün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
"SEKAişçilerinin maaşları2 müyar" yönündeki açık-
lamalannın gerçeği yansıtmadığını belirterek maaş
bordlannı yaktılar.
Fabrikanın mekanik atölyesinde eylemlerine devam
eden işçiler dün fabrika önünde toplandılar. Maaşla-
nnın 500-850 milyon lira arasında değiştiğinı vurgu-
layan işçiler, bordrolannı yaktılar. işçiler "Sayın Baş-
bakan hem SEKA konusunda hem de SEKA çalışan-
lannuı maaşlaruun miktan konusunda yanlış bilgilen-
diriliyor. Kendisini bu eylemimizle aydmlatmak iste-
dik" dediler.
Bu arada SEKA Izmıt tşletmesı Müdürlüğü, ışçile-
rin geçici istihdamını düzenleyen 4C maddesi için baş-
vuru tarihinin 18 Mart'ta sona ereceğini ilan etti. Fab-
rika kapısına asılan ilanda 587 ışçinin başka bir işlet-
mede çalışma hakkından yararlanabıleceği belırtildi.
Bu tarihe kadar başvuru yapmayan ışçılenn hem ya-
tay geçiş hakkının kaybolacağı hem de ışsızlik tazmi-
natını da alamayacağı öğrenilirken işçiler ilanı yırtıp
attılar. Selüloz-lş Sendıkası Genel Başkanı Ergin Al-
şan ve Izmit Şube Başkanı Adnan Uyar da dün Koca-
eli Emniyet Müdürlüğü yetkililen tarafından çağrıla-
rak işçilere olası birmüdahale konusunda uyanldılar.
Anayasa ve TBMM İçtüzüğü'ne göre devamsızlık yapan milletvekilinin üyeliği düşürülebiliyor
Erdoğan'ın 'devam' çelişkisi
EMtNE KAPLAN
ANKARA - Başbakan Tay-
yip Erdoğan, milletvekilleri-
nin devamsızlığını engellemek
için "yedek milletvekilliği"ni
önerirken anayasa ve TBMM
îçtüzüğü'ne göre devamsızlık
yapan milletvekillerinin üyeli-
ği düşürülebiliyor. Ancak bu-
güne kadar hiçbir hükümet ve
TBMM Başkanı, bu hükmün
uygulanması yönünde herhan-
gı bir girişimde bulunnıadı.
Başbakan Tayyip Erdoğan,
TBMM'de milletvekillerinin
devamsızlığı sorununun "yedek
milletvekilliği" uygulamasıyla
sona erdırilebileceğini savu-
nurken "Hiçbir siyasipartiek-
silmeyi göze alamadığı için o
devamsızhğı yapanlan parti-
den ihraç etmiyor. Bakıyoruz
birçok arkadaş Mcclis çalışma-
larmı ciddiye almıyor, gelmi-
yor, her siyasi parti seçimlerde
yedek listesini ilan etsin. De-
Başbakan da Meclis'e gelmiyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Millet-
vekillerinin devamsızlığından yakınan Baş-
bakan Tayyip Erdoğan da Meclis çalışmaları-
na çok seyrek katılıyor. Erdoğan, çok önemli
gördüğü yasa tasarıları, bütçe ve bakanlarıy-
la ilgili soruşturma önergelerinin görüşmele-
rinde hazır bulunuyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan ile bakanlar, Mec-
lis çalışmalarına çok sık katılmıyor. Bakanlar,
kendi bakanlıklanyla ılgıli yasa tasanlarıyla söz-
lü soru önergelerinin görüşmeleri dışında
TBMM'ye çok az uğruyor. Günlennın büyük
bölümünü yurtdışı ve yurtiçi gezilere ayıran
Başbakan Erdoğan ise yalnızca çok önemli
gördüğü anayasa ve yasa tasarıları, Türki-
ye'nin yurtdışına asker göndermesiyle ilgili tez-
kere, bütçe, TBMM'nin yeni yasamayılına baş-
laması ve bakanlanyla ilgili soruşturma öner-
gelerinin görüşmeleri için Meclis çahşmala-
nna katılmayı yeğliyor.
Erdoğan, grup toplantılannın olduğu gün-
lerde bile toplantıyı yaptıktan ve bir grup mil-
letvekiliyle görüştükten sonra Meclis'ten ay-
nlıyor.
vamsızlık, istifa, ölünı halinde
yedek listeden oraya geçiş sağ-
lansın" önerisinde bulundu.
Erdoğan, yedek milletvekil-
lıği önerisinin gerekçesini
"Meclis'te devamlılığı sağla-
ma"ya dayandırırken anayasa
ve TBMM içtüzüğü'ne göre
devamsızlık yapan bir millet-
vekilinin üyeliği düşürülebili-
yor. Söz konusu hüküm, şu dü-
zenlemeyi öngörüyor:
"Bir millefsekili Meclis çalış-
malarına özürsüz veya izinsiz
olarakbirayiçindetoplam 5 bir-
leşim günü katıhnazsa devam-
sızhğı Başkanük Divanı'nea tes-
pit edilir ve anayasa ve adalet
komisyonlan üyelerinden ku-
rulu karma komisyona gönde-
rilir. Karma komisyon, dunı-
mu inceler ve raporunu ha/ır-
lar. Bu raporu görüşen genel ku-
ruI, devamsızhk nedeniyle mil-
lervekiUiğinin düşmesi gerek-
tiğine üye tam sayısının salt ço-
ğunluğu ile karar verirse üye-
liği düşer. Üycliğinin düşmesiis-
tenen nıillervekili isterse kar-
ma komisyonda ve genel ku-
nılda kendisini savunur veya
bir üyeye savundurur. Son söz
herhalde savunmanmdır. Bir
yasama yıh içinde izinsiz veya
özürsüz olarak toplam 45 bir-
leşimden fazla yok sayılan mil-
letvekilinin yolluklarının üç ay-
hğı kesilir."
AKP, 360'ın üzerinde sandal-
ye sayısı olmasına karşın sık sık
TBMM Genel Kurulu'nda ka-
rar ve toplantı yeter sayılarını
bulmakta güçlük çekiyor. Mil-
letvekillerinin devamsızlığın-
dan yakınan Erdoğan, bugüne
kadar bu hükmün uygulanma-
sı yönünde herhangi bir girişim-
de bulunmadı.
TBMM Anayasa Komisyo-
nu Başkanı Burhan Kuzu, ye-
dek milletvekillığinden önce
bu hükmün işletilmesi gerek-
tiğini söyledi. CHPTi Atilla
Kart ise yedek mületvekilli-
ğinin "Demokles'in kıhcı" gi-
bi kullanılabileceğine dikkat
çekti.
Koç, Ondokuz Mayıs Üniversitesi için araştırma önergesi verilmesine tepki gösterdi
'AKP kendi karanlığına baksın'
Haluk Koç.
SAMSUN (Cumhuriyet) -
CHP Samsun Mületvekıli ve
Grup Başkanvekili Prof. Dr. Ha-
luk Koç, Ondokuz Mayıs Üni-
versitesi için araştırma önerge-
si veren AKP mılletvekillerine
tepki göstererek "Aydınhkla uğ-
raşacağımza kendi karanlığıııı-
za bakın" dedi.
AKP'li milletvekillerinin
OMÜ'de kadrolaşma yaşandığı
ıddıalanyla ilgili araştırma öner-
gesi vermelerı konusunda ilgili
açıklamalarda bulunan Haluk
Koç, "OMÜ, Samsun'un adım
yücelten ve kente yakışan Ata-
türkçü birkunımdur. Türkiye'nin
saygın bir üniversitesi için araş-
orma önergesi vereceklerine işsiz-
liksorunununasılçözecekleronun
için önerge versuıler" diye ko-
nuştu.Koç, üniversite yönetimi-
nin kadrolaştığı iddialarının da
gerçeği yansıtmadığını ifade ede-
rek "Üniversitede kadrolaşma
var diyeceklerine önce Türkiye'ye
baksınlar. MilliEğitim'e, DSt'ye
baksınlar. AKP manoğını üniver-
siteyekabulettirıneye nıi çahşıyor-
lar?" dedi. OMÜ'nün çağdaş bir
eğitim kurumu olduğunu vurgu-
layan Koç, tepkisini, "AKP aydın-
hkla uğraşacağma kendi karan-
lığına baksın. Her yeri işgal ede-
ceklerini sanıyorlar ama hüsrana
uğrayacaklar" diye dile getırdi.
'Rakı hadisesi'
Sahte rakı nedeniyle insanların
ölmesi, Tarım ve Köyişleri Bakanı
Sami Güçlü'ye soruldu. 5 dakika
boyunca konuşan Güçlü'nün bu
süre içinde bir kez bile "rakı"
sözcüğü kullanmaması dikkat
çekti. Güçlü, "Rakı" yerine "nesne,
unsur, hadise" gibi sözcükleri
yeğledi: "Bu hadise, insan sağlığını
ölüme varmcaya kadar tehdit
eden, kaçak olarak üretilen ve bu
sebeple, emniyet ve güvenlik
birimlerini daha çok ilgilendiren bir
hadisedir. Hadise, insanların
içecekleri bir nesnenin, sadece
üretiminin ötesinde kolay kazanç
elde etme ve insan hırslarının
ulaşabileceği bir noktadır. Bu olay,
şu anda güvenlik ve sağlık
hadisesidir. Toplumumuza iletmek
istediğimiz düşünce ise çok
dikkatli davranmaktır. Sadece
beslenmek değil, onun ötesindeki
bir kısım kullanacağımız unsurların,
içeceğimiz nesnelerin sağlığımıza,
hayatımıza, ailemize ve
toplumumuza olumsuz yönde
etkilemeyecek şeyler olması
konusunda hassasiyet göstermek
gerekir."
Dokunulmazlığın 81 yıllık seyri
TBMM Genel Kurulu'nda geçen
hafta AKP Genel Sekreteri Idris
Naim Şahin hakkındaki
dokunulmazlık dosyası
görüşmeleri ilginç tartışmalara
sahne oldu. CHP Grup
Başkanvekili Haluk Koç, Şahin'e
savunma hakkı verilmesini
istediklerini söyledi. AKP Grup
Başkanvekili Sadullah Ergin,
"zırhı" savunurken dokunulmazlık
kurumunun 1924 Anayasasfndan
beri var olduğunu söyledi:
"Parlamenter demokrasilerde
yasama, yürütme ve yargı erkleri
arasında çok ince bir çizgi vardır
ve hassas dengeler üzerine
kurulmuştur. Bir bütün olarak
değerlendirilmesi gereken bu
dengelerin içerisinden sadece
milletvekiUiği kurumunu çekip
alarak onun dokunulmazlık
konusunu tartışmak ve bu konuda
fikirbeyan etmek hakça bir
yaklaşım olarak değerlendlrilemez.
Milletvekillerine haksızlık
yapmayalım." CHP'Iİ Atilla Kart,
oturduğu lojmana ait bilgileri
kamuoyundan gizlediği için istifa
etmek zorunda kalan Fransa
Maliye Bakanı'na dikkat çekerken
Maliye Bakanı Kemal Unakrtan ile
ilgili savları da anımsattı: "Bir
tarafta Fransa Maliye Bakanı, diğer
tarafta ise sahte fatura ve hayali
ihracat yoluyla 150 bin dolarlık
alışveriş yaptığı yolunda yasal
raporlar bulunan bir Maliye
Bakanı. Hakkında düzenlenmiş
olan dava dosyaları mahkeme
arşivlerlnde kaybolan, sümen altı
edilen bir Maliye Bakanı. Bu
dosyaların akıbeti sorulduğu
zaman "Merak etmeyin biryerden
çıkar" diyen birgayri ciddi ve
sorumsuz bir Maliye Bakanı. Yine,
bir tarafta belediyenin 146
trilyonluk zararı konusunda suskun
kalan ve mekanizmayı hiçbir
şekilde çalıştırmayacağı anlaşılan
ıçişleri Bakanı. En nihayet,
soruşturma izni ve dokunulmazlık
kavramları konusunda kamuoyunu
ısrarlı bir şekilde yanıltmaya
devam eden Sayın Adalet
Bakanı." Kart, dokunulmazlığın 81
yıldır uygulandığını anımsatan
Sadullah Ergin'e de çattı:
"Sayın Ergin'e şunu hatırlatmak
istiyorum. 1924'lerde ve
devamında hiçbir başbakan, hiçbir
içişleri bakanı, hiçbir dışişleri
bakanı ve devamında hiçbir maliye
bakanı hakkında sahtecilik ve
kamu bütçesini zarara uğratma
yolunda hiçbir zaman biriddia söz
konusu olmadı. Münferit olarak
olan hadiselerde de Suat Hayri
Ürgüplü olayında olduğu gibi
dokunulmazlık zırhına bürünmeye
tenezzül etmeyerek, yargının
huzuruna gitti o insanlar."
Vekillerin
can güvenliği tehlikede!
TBMM'de geçen hafta bir "anayasa
değişikliği" rüzgân esti. Ortada
değişiklik önerisi metinleri dolandı.
Ancak her ne hikmetse kimse bu
önerileri sahiplenmedi. Kimliği
saptanamayan kişi -ya da kişilerce-
hazırlanan bu anayasa değişikliği
önerisinde, partilerınden istifa
edenlerin son seçimde yarıştığı
partilerden herhangi birinden aday
olmaması öngörülüyordu. Ortada bir
metin olmasa da, "yedek
milletvekiUiği" formülü de tartışıldı.
Buna göre partilerinden istifa
edenlerin milletvekilliğinin düşmesi
ve yerlerine "yede/("lerinin gelmesi
öngörülüyor. Grup yöneticilerinin
sahiplenmediği bu önerilere karşı
milletvekilleri de "infial" içindeydi.
Özellikle "yedek milletvekiUiği"
konusu milletvekillerini ürkütmüştü.
öyle ya, istifa ya da ölüm gibi
nedenlerle milletvekiUiği düşen
kişilerin yerine "yecfe/("lerinin
geldiğini düşünün. Bazı bölgelerde,
bazı milletvekillerinin can güvenliği
tehlikeye girmez mi? CHP Gaziantep
Milletvekili Mustafa Yılmaz, öneriyle
ilgili bu hissiyatını şöyle özetledi:
"Olmaz böyle şey. Vallahi billahi bizi
vurdururlar. Yedekler, milletvekillerini
öldürtür, kendileri gelir..."
Mavi Kitap ve İrlandalılar.
CHP Istanbul Milletvekili ve emekli
Büyükelçi Şükrü Elekdağ
bugünlerde sözde Ermenı soykırımı
savlarını çürütmeye dönük önemli
bir çalışma içinde. Elekdağ, Ermeni
savlarını çürütmek için Türkiye'nin
şimdiye kadar çok zaman kaybettiği,
kendini yeterince dünya kamuoyuna
anlatamadığı inancında... Elekdağ,
ömeğin, Ermenilerin soykırım
savlarına en önemli dayanak
gösterdiği ve 1. Dünya Savaşı
sırasında Türkiye aleyhine
propaganda faaliyetleri yürüten
Ingiliz Propaganda Birimi VVellington
House'un desteğiyle çıkan ünlü
tarihçi Toynbee'nin "Mavi K/fap"ının
2000 yılında yeniden basıldığına
dikkat çekiyor. O yıl, kitabın
tanıtımını Lordlar Kamarası'ndan
Lady Cooks'un yaptığını anlatan
Elekdağ, kendisinin de birkaç ay
sonra Pakistan kökenli Lord
Ahmet'in daveti üzerine Mavi
Kitap'taki ıddiaların doğru olmadığını
anlatmak üzere Ingiltere'ye gittiğıni
belirtti. Elekdağ, orada yaşadığı
anısını şöyle aktarıyor: "Orada
Lordlar, Avam Kamarası'ndan
milletvekilleri, o zamanki
büyûkelçimiz rahmetli Korkmaz
Haktamr var. Ben onlara 1920'de
Ingiliz ordusu Istanbul'a girdiğinde,
bütün Osmanlı Arşivleri'nin
Ingiltere'nin kontrolüne girdiğini
anlattım. Sevr Antlaşması'nın 235.
maddesindeki 'Ermeni Vahşeti'nin
suçluları bulunsun, cezalandırılsın'
hükmü doğrultusunda Ingilizler
sorumlu gördükleri 144 kişiyi
yargılamak üzere topladılar. Tabii
Ingiliz mahkemesine kanıt sunmak
için Osmanlı, Ingiliz, hatta Amerikan
arşivleri araştırıîdı. Bu 144 kişi, delil
toplama uzun sürdüğü için 2 yıl
Malta'ya sürüldüler. Tabii hiçbir
kanıt bulunamayınca serbest
bırakıldılar." Elekdağ, toplantıda bu
olayı anlattıktan sonra toplantıya
katılanlara, eline ünlü Mavi Kitap'ı
alıp sorar: "Bu kitap 1916'da çıktı.
1920-21'de Malta Mahkemesi
kuruldu. O zaman Toynbee'nin
kitabı neden delil olarak
kullanılmadı. Soykırımı anlatan
görgü tanıklan neden mahkemeye
çıkanldı. Nedenini ben söyleyeyim,
çünkü hepsi uydurmaydı."
Elekdağ bu konuşmayı bitirince
orada bulunan 15-20 kişi kendisini
hararetle kutlar. Tabii Elekdağ,
durumdan çok memnundur. Bunu
Büyükelçi Haktanır'la paylaşınca,
ummadığı bir yanıtla karşılaşır: "Tabii
çok iyi oldu da.. sizi kutlayanların
hepsi Irlandalıydı..." Elekdağ, o
günü acı bir gülümsemeyle
anımsayıp, "Tabii adamlar
Ingiltere'den hoşlanmıyor. Ne güzel
giydirdin şu Ingilizlere deyip, beni
bir güzel kutlamışlar" deyip sözü
bağladı: "Maalesef Türkiye, Ermeni
işini uzun yıllariyi takip edemedi,
bunun da yıllardır acısını çekiyor."
Türey Köse, Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Bülent Sarıoğlu
tbmmcum@tnietnet.tr