09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 2005 PAZAR + CUMHURİYET SAYFA DİZİ Anzalanan toplar Türk askerlerinin insanüstü gayretiyle tekrar çalışmaya hazır hale getiriliyordu Oîağanüstii direniş S avaş sırasmda düşmanın yaptığı en büyük etki, arada bir attığı mermilerin çıkardıklan topraklarla, bataryalann yer yer örtülmesidir. Fakat askerimiz olağanüstü direnme ve çaba göstermekte olduğundan yarım saat gibi az bir zamanda bütün bu anzalar giderilmekte ve toplar hemen temizlenerek yine ateşe katılmaktadır. Bu görülecek bir sahnedir. Sanmam ki, benzerlerine dünyanm bir yerinde rastlansın... Öylesine onur verici, öylesine hayranlık uyandırıcı bir tablo... Y unus Nadi'ye cepheden yazılan mektuba kaldığımız yerden devam ediyoruz: Bu savaşta kaybımız yazdığım gibi, şehit ve yaralı 100'ü geçmiyor. Yalnız Dardanos'ta bir Batarya Komutanı olan Mülâzım evvel Hasan Mevsuf Efendi şehit olmuştur ki, çok değerli, gözüpek bir subaymış. Haberi alan Kumandan Cevat Paşa: "...Ben, Hasan'ı bir Bouvet zırhlısına değişmezdim!.." demiştir. Geçenlerde bu kahraman subay, yararhğından ötürü bir altın madalya ile de taltif edilmişti. Böylesine değerli bir subayımız daha şehit olmuştur. Aynca, Hamidiye istihkâmında 24'lük bir topumuz, tstanbul'da onarılması mümkün olacak şekilde kısmen parçalanmıştır!.. Diğer yıkım gören istihkâmlar da bir gün içinde onarılabilir. Nitekim dün ve bugün düşman gemilerinin görünmemesi üzerine bütün bu bombardıman gören yerler eskisinden daha iyi onarıldı. Dardanos istihkâmlan da çok iyi karşılık vermektedir. Her ne kadar ağır toplan yoksa da, hızlı ateşli 15'likleri ile düşmam daima kalbinden vurabilmektedir... Savaş sırasında düşmanın yaptığı en büyük etki, arada bir attığı mermilerin çıkardıklan topraklarla, bataryalann yer yer örtülmesidir. Fakat askerimiz olağanüstü direnme ve çaba göstermekte olduğundan yarım saat gibi az bir zamanda bütün bu anzalar giderilmekte ve toplar hemen temizlenerek yine ateşe katılmaktadır. Bu görülecek bir sahnedir. Sanmam ki, benzerlerine dünyanın bir yerinde rastlansın... Öylesine onur verici, öylesine hayranlık uyandırıcı bir tablo... Toplar kentln Içlne düşüyor Düşman şehre top atmıyor. Yalnız Hamidiye istihkâmlan şehrin hemen önünde yer aldığından, elde olmaksızın mevzileri aşan gülleler, bu yakınhğından ötürü Çanakkale'nin içine düşüyor!.. Bu mermilerin etkisi çok garip ve o kerte büyüktür, örneğin bir tanesi ahşap evlerden dördünü birden yıkabilmiştir. Birisi de, üç dört kişinin zor kucaklayacağı bir ulu çınar ağacını kökünden sökerek kaldırmış ve diğer bir çınar ağacının üzerine bindirmiştir!.. Bazıları da, istihkâmlann arkasındaki tarlalarda bostankuyusu büyüklüğünde 70-80 kuyu açmıştır. Çanakkale arazisi denizle çevrili ve sulak olduğundan 3 metre derinliğinde açılan bu kuyulardan hemen sular fışkırmıştır!.. Sonradan istihkâmlardaki evlerin durumları elverdikçe bu kuyuları doldurma zonında kahyorlar. Bununla beraber bu mermiler dehşetli gürültüleriyle orantılı bir yıkım gücüne sahip olduğu kadar, çıkardıklan sesler bakımından da apayrı şeyler. Bu mermilerden parçalanmış olanları, havada ıslık çalarak gitmede; bütün halinde gidenler ise köpek gibi ulumada ve dönerek gitmektedir. Böyle bir durumda en iyi korunma hemen yere yatmaktır... Boğaz'ı geçme konusu Düşman toplannın menzili çok uzun ve gemilerinin zırhları çok kahn olduğundan, hem korunma hem de direnme güçlerini arttınyor. O geleceği söylenen ve bir türlü gelemeyen bizim hızlı atışlı 35'likler olsa, herifleri kapıdan bile baktırmazdık. Ama gelin görün ki, bunların gereği daha önceden düşünülmemiş olmasına ne kerte YİLDONÜMU N U R E R U G U R L U - 3 - I stanbul Postahanesi buraya mektup ve posta emaneti almıyormuş!.. Buradaki subayların ve erlerin geride bıraktıkları ailelerinden zamanında haber almazlarsa, ailelerine gönderecekleri emaneti, parayı gönderemezlerse, nasıl gözleri ve gönülleri arkada kalmaz ki?.. Bizim erlerin böylesine unutulmuş olmasına karşılık, buradaki birkaç yüz Alman askeri için haftada iki kez İstanbul'dan 'General' vapuru gelmektedir. Rica ederim bunun için Posta Nezaretinde gerekli başvurmalarda bulununuz. Çanakkale'de Türk askerleri yoğun bombardıman altında dahi savaşmayı bırakmamış, anzalanan toplar büyük bir özveriyle onanlmıştır. esef edilse azdır!..Boğazı geçip geçmeme konusuna gelince; burada askerin yüzde sekseni geçemeyenleri, geri kalanları ise çok fedakârlık yaparlarsa geçebilecekleri fakat, o fedakârlığın da büyük olacağı düşüncesiyle bunu göze alamayacakları kanısındalar. Bu arada Kurmay başkanı, sorduğum bir soru karşıhğı: "Eldeki imkânlar elverdikçe her çeşit direnmeyi göstereceğiz...'' demiştir. Düşmanın Boğaz'ı geçmesi, ancak mayınları toplamakla belki başarılı olur. Çünkü diğer yoldan, yani bataryalarımızı uzaktan susturamaz. Yarıp geçme ile de olsa sonradan geri çekilme şansları kesilmiş olur. Oueen Ellzabeth'e atıs Kuvvet çıkarması cihetine gelince: Bu şimdilik mümkün görünmüyor. Yalnız karargâhın aldığı bazı haberlere bakılırsa; lngilizler, Mısır'dan birkaç alay; Avustralya'dan da iki fırka (tümen) getirmek üzereler. Limni Adası'na 20-30 bin kişilik bir kuvvet çıkardıkları da söyleniyor. Aynca, Bozcaada'ya da ingilizler ve Fransızlar ayrıca 2000 kişiyi geçmeyecek deniz birlikleri çıkarmışlar. Belki bu birlikler bir çıkarma için hazırlanan kuvvet de olabilirmiş!.. Geçenlerde düşman gemileri, aradaki mesafenin uzakhğından faydalanarak arkadan endirekt Kilitbahir istihkâmlarını dövmeye yeltenmişlerdi. Sanırım bu haltı Queen Elizabethyapmıştı!.. Bunlann ardından da bizim Barbaros hemen o yakınlara gelerek, o da endirekt karşılık top atışı yapmış. Öğrendiğime göre iki üç mermi de haşmetli Elizabeth hazretlerinin arkasına kondurmuştu!.. Bunun üzerine düşman geri çekilme zorunluluğunda kalmış. Yalnız Bolayır'ı yakıp yıktığı söyleniyor... Alman subaylar Hamidiye istihkâmlannda 160 kadar Alman eratı var. Can kaygısına kapılmadan bizim gibi cesaretle görevlerini yerine getiriyorlar... Düzen tutkuları, görevseverlikleri dikkate değer. Perşembe günkü savaşta 15 kadar yaralı, iki ölü verdiler. Alman subaylan da öylesine; beklenilenin üstünde yararlıklar gösteriyorlar. Karşı (Kilitbahir) istihkâmlannda da bu sayıda Alman kuvveti olduğunu haber aldım. Her halde onların, bizim asker arasında bulunmaları iyi etki yapıyor. Onlar bizimkilerden, bizimkiler onlardan utandıkları için istek ve çabayı arttırıyor... iki üç gün önce sekiz tane uzun çaplı, on beşlik seri ateşli top geldi. Fakat yeni değil(!). Yerlerine yerleştirilmeküzere... Istanbul burayı gereği kadar düşünmüyor!.. Oysa bazı ufak tefek ihtiyaçlar var ki, az harcamayla olur. Örneğin: Fener, halat gibi, görünürde parça şeyler ama, yeri gelince bazen birçok "insan hayaü"nın kurtarılmasında yararlı oluyor. Bence, şu sıra Istanbul, en çok yardım ve desteği şimdi buraya çevirmeli ve buranın isteklerini araştırarak, gereklilerini vakit geçirmeksizin yerine getirmelidir. Cerlde kalan alleler Bir konu daha var: İstanbul Postahanesi buraya mektup ve posta emaneti almıyormuş!.. Çok yanlış hareket ediyor!.. Buradaki subayların ve erlerin geride bıraktıkları ailelerinden zamanında haber almazlarsa, ailelerine gönderecekleri emaneti, parayı gönderemezlerse, nasıl gözleri ve gönülleri arkada kalmaz ki?.. Size bir erin mektubunu söz konusu edeyim; sansürde gördümdü. Bu er ailesine yazıyordu ki: "... Çoktan beri haber alamamıştını. Kuşku içindeydim. Aklını başımda değil gibiydi!.. Hamdolsun sıhhat haberiniz geldi. Şimdi gönlüm rahat!.. Gözüm arkada kalmayarak savaşır, vatan görevimi hiçbir kuşku ve kaygıya kapılmadan gayn yapabilirim." Şüphesiz ki, bu ruh haleti bütün askerlerde var. Esasında vatan, ailenin ve ailelerin tümünün örgütlenmiş görünüşü değil mi? Onlar olmaksızın taş ve toprağın değeri ne ifade eder? Bizim subay ve erlerin Kentin durumu K entinahvalinegelince: Kasabada erkek olarak ancak iki-üç yüz esnaf-memur kalmıştır. Yatacak yer, yiyecek yok! Birkaç bakkal dükkânı ile bir iki pis(?) ahçı var. Bunlar da öğleye kadar açıp akşama doğru kapayarak kısmen köylere gidiyorlar. Yemek büyük dert. Vakit geldi mi, hepimiz erzak araştırmasına çıkıyoruz!.. Kiminin elinde iki yumurta, birkaç zeytin; kiminin elinde bir kutu sardalya, böylece geçinip gidiyoruz. Ben, tedbirli davranmış olmak için bugün 7-8 kutu sardalya, ringa ve ton balığı alacağım. Bir okka da peksimet ısmarladım. Bir o kadar da zeytin, peynir alırsam, bir haftalık yedek erzakım çıkmış olacak!.. Çünkü bakkallarda, bir hafta sonra bunların da kalmayacağı anlaşılıyor. Ona bakarsanız, gazetesizlik de pek canımı sıkıyor... Burada hâlâ, 25 Şubat tarihli gazeteleri okuyoruz!.. Ha... hatınma gelmişken sorayım bizim makine işlemeye başladı mı? Rica ederim ilk sayıdan ne yapıp yapıp bana bir tane gönderiniz. Size bir müjde(!) daha vereceğim. Burada içki adına bir şey bulmak mümkün değil. Bundan ötürü de, zor kullanarak ateş edemiyoruz. Yalnız talihimizin ters düştüğü bir günde Muvakkar'ı, Jön Mehmed'i ve beni; bir Ermeni asıllı müteahhit kardeşimiz evine çağırdı. Imkânlan yeterince bizi ağırladı. Orada birkaç kadehçik ziflendik de, kurtlanmızı döktük!.. Bu Ermeni kardeşimiz de son bombardımanda köye kaçtığından badema o lûtuftan da yoksun kaldığımızı üzgiin, süzgün bildiririm. böylesine unutulmuş olmasına karşılık, buradaki birkaç yüz Alman askeri için haftada iki kez İstanbul'dan "General" vapuru gelmektedir. Almanlara özel vapur Bu vapur, Almanların mektuplannı, paralarını, diğer posta paketlerini getirmekle görevlidir. Sebze ve tatlı konservelerine, jambonlarına varıncaya kadar her ihtiyaçlarını gidermelerine imkân sağhyor! Rica ederim bunun için Posta Nezaretinde gerekli başvurmalarda bulununuz. Zaten Müstahkem Mevki Komutanlığına durumun telgrafla bildirildiğini de haber aldım. Hiç olmazsa haftada bir iki posta buradakiler için Kaleye düzenli işlesin!.. Posta, emanet paket alsın!.. Istihkâm Komutanlan arasında fedakârlığı ile tanınmışlardan biri Mecidiye Istihkâmları Komutanı Hilmi Bey'dir. Cevat Paşa ve diğer komutanlar da cidden olağanüstü çalışıyorlar. Boğazların tahkimatı her gün artıyor. Ben şimdilik eski kararımdayım. Yani inşallah düşman Boğazları geçemeyecektir. Fakat yüzde seksen ihtimalle haaa!.. Büsbütün de kesip atmayalım. Heriflerin zırhlıları pek müthiş şeyler!.. Yarın: Cepheden fotoğraflar Rehberler: Çanakkale'deki projeler dursuntstanbul Haber Servisi- Turist Rehber- leri Birliği (TUREB), bir ulusun özgür- lük yolunda attığı adımlann başlangıç noktası olan Çanakkale'de yürütülen bü- tün projelerin hemen durdurulmasını is- tedi. Birliktenyapılan açıklamada, hiikü- metin başlattığı 200 trilyon kaynağa sa- hip 66 projenin en kısa zamanda tarihçi- ler ve bölgeyle ilgili uzmanlardan oluşan uluslararası düzeyde bir komisyon tara- fından incelenmesi gerektiğine dikkat çe- kilerek "Çanakkale turisrik alan mıdır" sorusunun tartışılması istendi. Açıklamada, bölgenin "barış parkı" haline getirilmesinin önemine vurgu ya- pılarak şunlar kaydedildi: "Türklerin de Anzaklann da ortak tarihi olan bu savaş, aslında uluslann birbirine yakuılaşması- nı sağlanıak gibi önemli bir misyon da üst- leniyor. Çanakkale Savaşı, bu ülkede ya- pılmış binlerce savaştan biri değildir. Ta- rihi, ekonomik, politiksebepleri olan, hem ülkenıizde hem de dünyada çok derin iz- ler bırakan bir olaydır. Çanakkale'nin an- lamının kavranabUmesi ve ifade edilebil- mesiiçin muharebenin nerede olduğunun, kaç kişininöldüğünün anlaulmasıyetmez. Kapsamlı bir tarih, polirika bilgisi şarttır. Kısa süreli bir kılavuz eğitinıinin bu bilgi- leri veremeyeceği açıktır." Bölgede yürütülen projenin tarihçiler ve ehliyetli kişilerden oluşan uluslararası dü- zeyde birkomisyon taranndan incelerane- si gerektiği vurgulanan açıklamada, bu- rada yapılacak çalışmalarda arazinin has- sasiyetinin göz önüne alınması istendi. Yarımadanın şu anda müteahhitler ta- rafından yönetildiği kaydedilen açıkla- mada şöyle devam edildi: "Çanakkale'ye değil bir yol ya da oto- park, küçük bir patikanın bile yapıurken en ince aynntılanna kadar düşünülmesi gerekir. Ösmanlı İmparatorluğu'nun yı- kılnıasından bugiine kadar kaç ülkenin. kaç ernik grubun bu ülke toprağında gö- zü olduğunu hep birliktegördük. BizlerÇa- nakkale'yi anlatamadığunız sürece bu ta- leplerin devamı da kaçuulmaz olacaktır. Eğer rehberler Çanakkale'yi anlatacak milli şuura sahip değillerse, o zanıan Anıt- kabir'ideanlabnasınlar. Orayı da parkbek- çüerigezdirsin. 'Çanakkale turisrik alan de- ğildir' deyipçekilemezsiniz. Geçenyıhn Ey- lül ayında, alan kılavuzluğunun 1618 Sa- yüı Seyahat Acenteleri Kanunu'na da ay- kın olduğu, Çanakkale'deTürkçekılavuz- luk yapacakların suç işleyecekleri gerek- çesiylebu kurslann kaldınlmasıiçin üç ay- n dava açbk. Davalar sürüyor. Türkiye'de 9binprofesyonelturistrehberiolarakbiz- ler, her yıl başka hiçbir meslek grubu ile karşüaşhrılamayacak biçimde seminerle bilgilerimizi güncelliyoruz. Hurafelerden uzak, biümsel verilere dayalı eğitinı alan profesyonelturistrehberieri, Çanakkale'yi en doğru şekilde anlatacak kjşilerdir."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle