Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2005 PAZAR
HABERLER
DUNW)ABUGUN
ALt SİRMEN
Hacı Komünist'
Sevgili,
28 Şubat Pazartesi güno oğlum gelmişti, ko-
nuşuyorduk; birazdan o g decek, ben de çıkıp,
Şarabi'de, Ferhan Şensoy'un kitap imza gü-
nünde bulunacaktım.
Birden önce üşümeye, sonra da zangır zan-
gır titremeye başladım. Yatağa girdim, derece-
yi koydum, ateşim 38'i aşmıştı.
Telefon edip haber verd m ve o güzel günde
bulunamadım.
Oysa Şarabi'nin sahibi Gökhan Bey, bir Kü-
ba orkestrası getirtmiş, Chş bereleri bulmuş, Fer-
han da purosuyla kitabını imzalıyormuş.
Yaşanmaya değer bir zâman dilimi, ama ya-
şayamadım işte.
Hayat film şeridi değil ki, sonradan bobini ge-
riye sarıp yeniden gösteresin.
"Hacı Komünist", Ferhan Şensoy'un "Şans
Kapıyı Çalınca" filminin çekimi için gittiği ve
kendi deyimiyle hacı komünist olduğu Küba ile
ilgili anıları.
Okumuşsundur sanırımj bir özeti de Cumhu-
riyet'te yayımlanmıştı.
Küba, yalnız paraya ve tüketime dayalı, insa-
nın kendisine ve hemcinsine yabancılaştığı, il-
kel yabanıllığından daha da korkunç, teknolo-
ji destekli çağdaş yabanıllaşmanın tutsağı ol-
duğu yaşam biçiminden, daha başka, daha gü-
zel, daha insancıl bir olasıllğın da olduğunu dü-
şünen ve bunu arzulayanların hep merak ettik-
leri bir ülke.
••*
Yapıtlarında, Amerikan yaşam ve öldürme
tarzını eleştirmekle birlikte, onun antitezini hiç
düşünmeyip, sanki bu bdzukluklar, o ana fel-
sefenin kaçınılmaz sonudları değilmişçesine,
orasından burasından küçlük değişikliklerle dü-
zeltmeyi öneren Oliver Ştone'un Castro'yu
anlatan belgesel filmi "Comandante"y\ de bu
merakla izlemiş ve dünyaca ünlü Amerikalı si-
nemacının, Küba'yı hiç mi hiç anlamadığını,
amansız Amerikan cenderesini ıskaladığını, hem
hayret hem de üzüntüyİQ görmüştüm. Onun
üzerine Ferhan Şensoy'un Küba'nın ruhunu
yakalayan "Hacı Komünişt"\ şölen gibi geldi.
Insan sevgisine, üretken ve sevecen bir ya-
şama inanan birsanatçının, Fidel Castro'nun "Ül-
kemiz insanlara maddeselzenginliklersunmak
için yoksul olsa da, onlafia eşitlik duygusunu
ve insanlık onuru sunamfyyacak kadar yoksul
değildir" diye tanımladığı vatanına bakışı bam-
başka oluyor.
"Hacı Komünisf'te, 1510 yılında, Küba'daki
ilk isyanı başlatan ve işgalöi Ispanyolların da git-
tiği ileri sürülen cenneti onlaria karşılaşmamak
için reddeden Haiti kökenli reis, yiğit Hatuey'in
öyküsünden başlayarak, bütün Küba tarihini
görüyorsun.
•••
öykünün önde gelen üg kahramanı, halkının
"Biz ondan neden korkalm ki, o bizim Fidel"
dediği, 45 yıldır egemeni o Iduğu ülkesinde adı-
na bir tanecik bile heykel diktirmeyen Castro,
efsanevi Che Guevara, ac a halkının ve özellik-
le Cojimarbalıkçılarınınkadimdostu, bir zaman-
lar oturup içki içtiği, yemşk yediği, Terezza de
Cojimar'daki masasının üs^ünde, ölümünden be-
ri hep "rezervado" (rezervfedir) kartonu bulunan
Ernest Hemingvvay.
"Baba"nın barını, çalışma masasını ve Terez-
za de Cojimar'ın biraz ötesinde, balıkçı dostla-
rının, sandallarındaki brorız malzemeleri erite-
rek yaptırdıkları heykelini
ta. Dahası yok, olamaz da..
görebiliyorsun kitap-
. Hemingvvay de, Che
de gideli çok olmuş.
Commandante bizim Fidel de, birtek kez, ka-
palı yolda halk ile birlikte bekledikten sonra,
arabasıyla geçip giderker giriyor, filmin karesi-
ne...
Ama her üçü de kitabın her yerinde varlıkla-
rını hissettiriyorlar, Küba halkı ile kucak kuca-
ğa.
Ferhan Şensoy, Küba'yı beğendiği, beğenme-
diği, kızdığı, sevdiği yanlşrıyla, ukalalık ve na-
sihat etmeden, görece vaisıllığıyla kibirlenme-
den, tam tersine, özgürlük ve eşitliğe, yaratıcılığa
hayranlık duyarak anlatıybr.
Kitabı okuyunca, Sevgili, Küba'yı tüm eksik-
lik ve aksaklıklarına karşıri daha da sevdim; in-
sana, emeğe saygılı, eşitliğe ve özgürlüğe tut-
kulu has sanatçı Ferhan Şensoy'u da...
asirmen(a)cumhuriyet.^om.tr
DAVA REKORTME^Î SÎNAN KARA
Ülke, gazeteciler
hapishanesi olacak
ANKARA(ANKA)-
Hakkında açılmış on-
larca dava bulunan ga-
zeteci SinanKara, "Ye-
ni TCK'nin yürürlüğe
gireceği 1 Nisan sonra-
sını düşünmek bile is-
temiyorum" dedi.
Kara, daha önce ye-
rel bazda yayımladığı
Datça Haber gazetesi-
nin mahkeme kararıy-
la kapatılmasının ardın-
dan yazılannı
"www.memleketinse-
sLcom" ınternet sitesin-
de yayımladığını söy-
ledi. Kara, Datça Ha-
ber gazetesinin kapatıl-
masına ilişkin temyiz
karannın Yarg^tay'da ol-
duğunu belirterek kay-
makamhğın gazetedeki
haberlerinden ötürü
hakkında yaklaşık 35
dava açtığını söyledi.
Yeni TCK'nin, gazete-
çilik yapma imkânları-
jıı oldukça sınırlandı-
racağını dile getiren Ka-
|a,"Yasa ülkeyi gazete-
ciler hapishanesine çe-
Virecek" dedi. Yasayı
;azeteciler açısından
IdamfermanT olarak
ıiteleyen Kara, "Buya-
îayı okuduğu bir şiir-
ien dolayı ceza altnış
îir Başbakan'ın çıkar-
mış olması oldukça dii-
fündürücü" diye ko-
ııuştu.
Oğuz Oyan başkanlığmdaki 'Banka Kara Deliği Araştırma Komisyonu' çalışmalannı tamamladı
CHP'den 'hortum' raporuANKARA (ANKA) - CHP Genel
Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan'ın
başkanlığında faaliyetlerini sürdüren
ve MYK dışındaki üyelerden de des-
tek alan "Banka Kara Deliği Araş-
tırma Komisyonu", banka hortum-
lanması olarak tanımlanan banka-
ların içinin boşaltılması olaylan üze-
rindekı incelemesını tamamlayarak
tespitlerini rapor haline getirdi.
Bugün düzenlenecek bir toplantıy-
la kamuoyuna açıklanacak rapor,
sektörün önemlı temsilcileriyle gö-
rüşülerek oluşturuldu. Komisyon
üyeleri; TMSF, BankalarBirliği'nin
• Bugün düzenlenecek bir toplantıyla kamuoyuna açıklanması beklenen raporda bankaların
nasıl battığı, batan bankaların neden tasfiye edilmeyerek TMSF'ye devredildiği konuları
değerlendirilerek çeşitli iddialar gündeme getirilecek.
üst düzey yöneticileri başta olmak
üzere BDDK yetkililerinden batık
banka genel müdürlenne, banka avu-
katlanndan, batık banka sahiplerine
kadar bir dizi görüşme gerçekleştir-
di, bu görüşmeler kayda alındı.
Ekleriyle birlikte yaklaşık 40 say-
fayı bulan raporda, bankaların nasıl
battığı, batan bankaların neden tas-
fiye edilmeyerek TMSF'ye devredil-
diği, bankalarda oluşan zarar, siya-
sal açıdan yanlış uygulamalar ve
ImarBankası'nda yaşanan olaylar ge-
niş olarak değerlendınlerek çeşitli id-
dialar gündeme getirıldı.
Fonaekyük
Raporda, hükiimetın ve TMSF'nın
batık paraları tahsıl etme konusun-
da tüm olası araçları kullanma ira-
desinde olup olmadığına ilişkin açık-
lanmayan boşluklar tespit edildiği
öğrenildi. Batan bankalann TMSF'ye
devredılmesi seçeneğınin seçilmesin-
de, mevduat dışında özellikle dış yü-
kümlülüklerın dayattığı başka zo-
runlulukların olduğu öngörüsünün
yapıldığı raporda, zora düşen ban-
kaların yurtdışındakı kışı ve kuruluş-
lara olan yükümlülükleri, fon ga-
rantisinde değilken bunların garan-
ti kapsamına ahnması örnek olarak
verildi. Raporda, bu adımın atılma-
THE WASH1NGTON TIMES
'ABD
koşulsuz
ışbırlıgı
isûyor'
• The Washington Times'ta
yayımlanan yazıda, Türkiye
medyasında nefret dolu bir anti
Amerikan kampanya yürütüldüğü
ileri sürüldü.
WASHINGTON (ANKA) - ABD'de ya-
yımlanan The Washington Times gazetesin-
de Andrav Bonmiec imzasıyla yer alan ya-
zıda, Türkiye ve ABD arasında son dönem-
de basın üzerinden yürütülen tartışmalara
değinildi. Çeşitli Türk gazetelerinden ıfade-
lere yer verilen yazıda, "Türkiye'ninçoğun-
lııkla nefretdoluantiAmerikan medya kanı-
panyasıbir şekildeduruluyorgibigözüküyor
ama diplomatlar,iki müttefikarasındaki iliş-
kilerekaydadeğerzararverildiğinisöylüyor-
lar" yorumu dikkat çekti.
Washington Times'ta, gazetemizde yer
alan, "ABD, Türkiye'nin kcndisiyle koşulsuz
işbirliği yapnıasını istiyor. Böyle bir işbirliği-
nin reddedilmesi halinde (VVashington) I iir-
kiye'yi tecrit etmekle, hatta daha da ileri gi-
derek onu hedef ülke haline getirmekle teh-
dit ediyor" değerlendirmesıne yer verildi.
Yazıda, Ortadoğu gazetesi köşe yazarı Ah-
metÇakar'ın satırlanndan da alıntı yapıldı.
Çakar'ın kaleme aldığı "Tüm dünyaya hük-
metmeyihayaledenABD,özellikleMüslüman
ülkelere saldınyor ve Müslüman kanlanm
akrtıyor" yönündeki ifadelerı de yer aldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği
ışaretlerin kafa karıştıcı olarak algılandığı
belirtilen yazıda, "Bir gün Washington ile
aradaki farkları çok küçükgösteriyor, başka
bir gün bunlann etkisinc ilişkin uyanda bu-
hınuyor" denildi. Yazıda, ABD'nin Türkiye'yi
işgal senaryosunu işleyen "MetalFırûna'' ad-
lı kitabm üçüncü baskısını yaptığı ancak
ABD Büyükelçiliği'ni bunun ötesinde kay-
gılandıran durumun ise, kitabın Türk ordu-
sunda ve hükümet çevrelerinde kısmen tak-
dır edılmesi olduğu savunuldu.
Türklerin yüzde 82'sinin ABD Başkanı
GeorgeBushyönetiminin polıtıkalanna olum-
suzbaktığı anımsatılan yazıda, Ankara ve Was-
hington arasındaki ana sürtüşme noktasınm,
Kürtkonusundaortaya çıktığı yorumu yapıl-
dı. Yazıda, bu durum, "ABD'ninKürtasilere
destek verdiği yönündeki Türk algılaması,
Irak'la bağımsız Kürt devletine Amerikan
desteğikorkusuveTürklerinIrak'takiduruma
yöneük eleştirisi" şeklinde değerlendınldi.
Mumcu
Geçen hatta eski partisi ANAP'a dönen Isparta
Milletvekiü Erkan Mumcu, ANAP'ın kurucusu
Turgut ÖzaTın misyonunu tamamlamaya talip
olduğunu itade ederek genel başkan adayhğnü
açıkladı. Bcraberinde nıilletvckilleri Sait Armağan,
Mehnıet Erdemir ve Süleyman Sanbaş ile birlikte
1.5 saat gecikmeli olarak ANAP Genel Merkezi'ne
gelen Erkan Mumcu, Türkiye'nin dört bir
yanından toplanan coşkulu partililer tarafindan
karşılandı. Büyük bir izdihamm yaşaııdıgı
karşılama törenüıe, ANAP'ın mevcut yöneticilerinin
yanı sıra eski bakanlardan Oltan Sungurhı, Nejat
Arseven, Yaşar Dedelek, Mehmet Keçeciler ile eski
İstanbul Valisi Erol Çakır da kanldı. "Anm balım
peteğun" şarkısuun çaldığı törende, "83 ruhunu
Mumcu ile yaşatacagız, ANAP iktidar, Mumcu
açıkladı
Başbakan ve Özal misyonu, Mumcu vizyonu" yazılı
pankartlar dikkat çekti. Genel merkezdeki
konferans salonunda "Başbakan Erkan" sloganlan
cşliginde konuşmasuu yapan Mumcu, yapılacak
kongrede ANAP genel başkanlığıııa aday olduğunu
açıkladı. Mumcu, partililere "Sizuıle bana çok uzun
gelen bir aynlıktan sonra beraberiz" diye scslcndi.
Mumcu, bugünden itibaren partinin kapısının
herkese açık olduğunu belirterek "Kim ki
bugünden sonra bu partide sahiplik iddia eder, o
bizden değildir. Bugün rahmetli Özal'ın aziz
hanrası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.
Taüp olduğum şey yenilenmiş ANAP ile beraber
heyecan veren bir yolculuğa çıkmakür. Talip
olduğum şey, Özal'ın misyonunu tamamlamakhr"
diye konuştu. (Fotoğraf: AA)
sında IMF'nin ve onunla bağlantılı
uluslararası finans kuruluşlarının
doğrudan müdahalelerınin etkili ol-
duğuna dikkat çekildı.
Raporda ayrıca, TBMM'de Araş-
tırma Komisyonu kurulması çağrı-
sı yapıldı. Böylece, konunun iktidar
ve muhalefet partileri gruplarının
ve milletvekillerinin ortak bir kay-
gısına dönüştürülmeye çalışılacağı-
nı vurgulayan CHP komisyonu, da-
veti kendilerinin, gereğini ise oyla-
rıyla önergeyi destekleyecek iktidar
milletvekillerinin yapacağını vur-
guladı.
TCY'YE HAZIRLIK
Barodan
medyaya
seminer
BOLU (AA) - Bolu Gazeteciler
Cemıyeti Başkanı Caner Güngör,
1 Nısan'da yürürlüğe girecek yeni
Türk Ceza Kanunu (TCK) ile
gazetecilerin iş yapamaz hale
gelmesinin istendiğini söyledi.
Güngör, cemıyet tarafindan
düzenlenen "Hukuk"
seminerinin açılışında yaptığı
konuşmada, yeni TCK'nin
gazetecileri zor duruma sokacak
maddeler içerdiğini belirtti. Basın
mensuplannın halkın doğru ve
hızlı haber alması için
çalıştıklannı ifade eden Güngör,
"1 Nisan'da yürüriüğe girecek
yeni yasayla biriikte gazetecilerin
tamamen iş yapamaz hale gelmesi
istenmekte. Türkiye'de basın
özgürlüğü deniyorsa, nerde
kahyor bizim özgürlüğümüz" diye
konuştu. Yeni yasa hakkında
katılımcılara bilgi veren Bolu
Barosu Başkanı Tuncay Alnıak
da "1 Nisan'dan sonra
gazetecilerin yapmış olduklan
haberierde yasal
yükümlülüklerine dikkat etmeleri
gerekiyor. Aksi halde gazetecileri
ağır para cezaları ve
mahkûmiyeüer beklemektedir''
dedi. Belediye Meclis Salonu'nda
düzenlenen ve çok sayıda basın
çalışanının katıldığı semınerde,
Bolu Barosu avukatlannca yeni
yasal düzenlemeler ve 1
Nisan'dan sonra karşılaşılabilecek
sorunlar hakkında bilgi verildi.
Öymen, büyükelçinin, aldığı talimatlar doğrultusunda hareket ettiğini öne sürdü
'Eklelman'ın açıklamaLarı kişisel değil'
• MHP Genel
Başkan
Yardımcısı Faruk
Bal istifadan
memnun
olduğunu
söylerken, CHP
Genel Başkan
Yardımcısı Onur
Öymen istifanın
ABD'nin iç
meselesi
olduğunu
belirtti.
ANKARA (Cunıhuriyet
Bürosu) - ABD Büyükelçısı
Eric Edelman'ın ABD'nin
Ankara Büyükelçiliği ve Dı-
şişleri Bakanhğı'ndaki göre-
vınden istifa karan farklı de-
ğerlendirmelere neden oldu.
MHP Genel Başkan Yardım-
cısı Faruk Bal, diplomatik
teamüllerin dışına çıkmakla
suçladığı Edelman'ın istifa-
sından memnun olduğunu
belirtirken, CHP Genel Baş-
kan Yardımcısı OnurOymen,
Edelman'ın yaptığı açıkla-
maların kişisel olmadığını
vurgulayarak "Edelman,
ABD'den aldığı talimatlar
çerçevesinde hareket etnıiş-
tir" dedi.
Emeklı Büyükelçi ve CHP
İstanbul Millervekili Şükrü
Elekdağ, Eric Edelman'ın is-
tifasmın Türkiye'de yanlış
yorumlandığı eleştirisinde
bulunarak şu değerlendirme-
yi yaptı:
"Edelman,daha üst düzey-
de bir göreve gehnek istiyor-
du. Pentagon'unüç numara-
h ismi Douglas Feith'in yeri-
ne gelmeyi arzu ediyordu. Bu
onun için yapılnuş bir hare-
ket. Yani Dışişleri'nden Pen-
tagon'a geçecek. Daha etkin
olacagını düşündüğü bir gö-
rev için Ankara'danaynhyor.
Zaten çok daha önceden bu
yönde harekete geçmişti."
MHPTi Faruk Bal, Edel-
man'ın uluslararası diploma-
tik teammüllere uygun dav-
ranmadığına işaret ederek
"SayınEdelman'ın bu kural-
lar dışmaçıkarak,Türkiye'yi
yönlendirici faaliyetleri ol-
muştur. Bu faaliyetleri nede-
niyle Türkiye ve ABD ilişki-
leri açısından kamuoyu nez-
dinde olumsuz değerlendir-
melere yol açmışür" dedi.
CHP'li Onur Öymen ise
Edelman'ın istifa karannın
ABD'nin iç meselesi olduğu-
nu vurguladı. Edelman'ın
açıklamalannın kamuoyunda
yarattığı tepkileri de yorum-
layan Oymen, "Büyükelçiler
aldıklan (ahnıatlara göre ha-
reket eder. Bu nedenle Edel-
man'm sözlerini kişisel ola-
rak değerlendirmek yaıüış-
ür. Öyleanlaşüıyorkitalinıat-
lar çerçevesindehareketetmiş-
tir" diye konuştu.
Öymen Türk hükümetinin
muhatabının ABD hüküme-
ti olduğunun altını çizdi.
SlJFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Bu köşede, arada bir üniversite-
li gençlerin mektupları yer alır. Genç-
ler, kendi öfkeleri ve heyecanlarıy-
la yaşadıkları sıkıntıları, gördükle-
ri baskıları anlatırlar. Geçen dö-
nemde birçok üniversite öğrenci-
si çok sudan gerekçelerle okulla-
rından atıldılar. Bir kısmı daha son-
ra mahkeme kararlarıyla okulları-
nadöndüler. Bazı üniversite yöne-
timleri ise bu kararları uygulamak-
ta bile ayak dirediler.
Gençler yolladıkları mektupta,
bu kez de bazı üniversitelerde ya-
şananları, üniversitelerden atılan
öğrencilerin dertlerini aktarıyorlar.
Bu gençlerin bir kısmı, bir daha
üniversıteye dönemeyecek kadar
ağır cezalara çarptırılmışlardı. Bu
mektupta anlatılanları sizlerle pay-
laşmak istiyorum.
• • •
Gençlerin anlattığına göre ge-
çen haftalarda Zonguldak'ta bir
devrimci genç, ülkücülertarafindan
saldırıya uğradı ve hastanelik edil-
Universiteli Gençlerden Mektup
di. Bunun üzerine gençler hasta-
nelik olan arkadaşlarma destek
amacıyla, çeşitli protesto gösteri-
leri yaptılar. Zonguldak Karaelmas
Üniversitesi Rektörlüğü, bu destek
eylemi örgütlemesi nedenıyle on-
larca öğrenci hakkında soruşturma
açtı.
Gençlerin mektubundan öğren-
diğimize göre, açılan bu soruştur-
ma sonucunda 12 öğrenci hakkın-
da yükseköğretim kurumundan çı-
karılma cezası verildi. Birçok öğ-
renci de bir yıldan bir döneme ka-
dar değişen cezalara çarptırıldılar.
Bir öğrencmın yükseköğretim
kurumundan çıkarılması demek,
artık ömür boyu ünıversitede oku-
yamayacağı anlamına gelmiyor
mu? Üniversiteler böyle sert ve
geri dönüşü olmayan kararları na-
sıl alabiliyorlar? Birçoğumuzun
gençliğinde başı derde girdi, eylem-
lere katıldık. Üniversitelere bir da-
ha dönemeseydik, daha mı iyi olur-
du? Belki bu kararların altında im-
zası olan öğretim üyelerinin bile
başları benzer dertlere gırmiş ola-
bilir. Bizde ne yazık ki eğitme de-
ğil cezalandırma daha kolay bir yol
olarak tercih ediliyor.
• • •
öğrenciler, benzer sorunların
Trakya Üniversitesi'nde de yaşan-
dığını belirttiler. Bu köşede de za-
man zaman Trakya Üniversitesi'nde
yaşananları aktarmıştım. Birsüre-
dir buradan ses gelmiyordu. Ben
de mutlu oluyordum. Ancak belli
ki yıne sıkıntılar başlamış ya da de-
vam ediyor. Mektupta şunlar be-
lirtilıyor: "Geçen yıl gaz bombala-
rı ile polisin saldırdığı üniversite
şenliği sonrası tutuklama ve arka-
sından da soruşturma terörü dev-
reye sokulmuştu.
Bir dönem ile biryıl arasında de-
ğişen uzaklaştırma cezalanna çarp-
tırılan öğrenciler, idari mahkeme-
ye açtıkları davayı kazanmış ol-
malarına ve yürütmeyi durdurma
karan çıkmasına karşın, üniversi-
te rektörlüğü öğrencileriokula sok-
mamaya devam etmektedir."
Trakya Üniversitesi Rektörlüğü,
gerçekten de burada belirtildiği
gibi idari mahkemede yürütmeyi
durdurma karan alan öğrencileri
üniversiteye sokmuyor mu? Bu-
na inanmak istemiyorum. Belki bi-
zim bilmediğimiz bir gerekçeleri
vardır.
Gençlerin mektubundaki son şi-
kâyetleri de İstanbul Üniversitesi ile
ilgili. Mektuba göre öğrencilere
tebliğ edilmeden ve öğrenci işle-
rinin de bilgisi dışında, polis göze-
timindeki sorguların sonucunda 16
öğrenci yükseköğretim kurumun-
dan çıkarılma cezası aldı. öğren-
ciler bu cezaları veren soruşturma
kurulunun bazı öğrencilerin ifade-
sini dahi almadığını öne sürüyor-
lar. Ifadeleri alınanların da arka-
daşları hakkında itade vermeye
zorlandıklarını iddia ediyorlar.
Gençlerin mektuplarında belirt-
tiği olayların ne kadarının gerçeği
yansıttığını bilmem mümkün değil.
Ancak sonuçta çok sayıda öğren-
cinin, bir daha okullanna ve de üni-
versiteye dönmemek üzere atıl-
dıkları ve eğitimlerinin sona erdiği
bir gerçek. Acı olan da bu. Genç-
lerin bütün geleceğini karartan bu
tür kararları verirken öğretim üye-
lerimızin, üniversite yöneticilerimi-
zin biraz daha dikkatli olmaları ge-
rekmez mi?
• ••
Üniversitelerimizden daha mut-
lu haberler almak istiyoruz.