18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2005 PAZAR 4 HABERLER DUNYADABUGUN ALİ SİRMEN Bir Aydınlanma Eri Coşkun Kırca Sevgili, Fransız politikacıları konuşmasanatında usta ki- şilerdir, tıpkı üniversitelerindeki profesörler gibi... Gençliğimde sırf belagati yüzünden salonları dol- duran Fransız hocalara tanık oldum. Politikacılar ve devlet adamları içinde de, bu ül- kenin gelişmiş edebiyatı içinde de seçkin yeri olan- lara rastlamak mümkündür. Yetmişli yılların başlarında "Umut Anıları"n\ çe- virirken yarım sayfayı bulan tümceleriyle boğuştu- ğum Charles de Gaulle bunlardan biriydi. Eski başbakan ve aynı zamanda da bir ekonomi profesörü olan Raymond Barre'ın Galatasaray Li- sesi'nde konuşma yaptığı o geceyi hiç unutmuyo- rum. Heryılaralıkayının ilk pazan yapılan "kışp//av/"nın gecesindeki yemekte, o gün ellinci mezuniyet yılı madalyalarını almak mutluluğuna erişmiş ağabey- lerimiz, Lise'nin ve Üniversite'nin yöneticileri, Ga- latasaray camiasında mümtaz bir yeri olan Inan Ağa- bey (Kıraç) ve eşi Suna Hanım ile okulun çeşitli dönemlerinde mezun olmuş seçkin simaları da var- dı. Raymond Barre, kuruluşunda harcı bulunan, son- ra da hep izleyip sorunlarının çözümünde Fransız hükümeti nezdinde aracılık ettiği Galatasaray Üni- versitesi'ne hizmetlerinden dolayı toplantıya davet edilmişti. Monsieur Barre, muhteşem bir konuşma yaptı. Sonradan sahneye çıkan Coşkun Kırca ise ün- lü Fransız devlet adamını gölgede bırakan bir be- lagat örneği gösterirken eşine Fransızlarda bile az rastlanan bir Fransızca ile hitap etti salona... O geceki Coşkun Kırca'yı hiç unutamayacağım. ••• Türkiye'nin önde gelen okullarından birinde da- ha öğrenci iken sivrilen, nice tiyatro ve sanat ada- mı çıkarmış olan Galatasaray'ın sahnesinde ama- tör oyuncuyken dikkati çeken, diplomaside yıldız olmuş, zaman zaman birçok siyasetçiyle ters düş- müş, kendi kayınpederinin (Fuat Köprülü) partisi aleyhine tavır almaktan çekinmemiş, bir ihale ko- nusunda Dışişleri Bakanı (Fatin Rüştü Zorlu) ile an- laşmazlığı sonucunda parlak diplomatik kariyerini bırakıp üniversiteye girmiş, baskıcı bir iktidarın bir profesörü kürsüsünden atması üzerine, üniversite- yi bırakıp genç yaşta siyasete atılmış, orada da ki- mi liderlerle anlaşmazlıga girince bakanlık görevin- den bile tereddüt etmeden ayrılmış olan, birçok kurumda imzası bulunan Coşkun Kırca gibi bir in- sanı birçok niteliğiyle, birçok olayı ile anmak, on- dan bir sürü ilginç anı anlatmak mümkündür. Kendi alanında, dünyadaki bütün meslektaşlarıy- la boy ölçüşecek (yaşamı boyunca birçoğunu alt ederek bu niteliğini herkese kanıtlamıştır) Coşkun Kırca'nın benim açımdan en önemli yönü, Türk Ay- dınlanması'nın parlak ömeklerinden biri olmasıdır. 1927 yılında doğmuş olan Kırca, daha ortaokul yıllarındayken Türk Aydınlanması, Tercüme Büro- su, Tercüme Dergisi, klasiklerin çevirisi ve Köy Ens- titüleri ile birlikte doruğuna erişmiş bulunuyordu. Ne yazık ki, bu dönem kısa sürecek ve karşıdev- rimin ilk belirtileri daha Inönü'nün cumhurbaşkan- lığı zamanında kendisini göstermeye başlayacak- tır. ••• Cumhuriyet çocuğu, aydınlanma neferi Coşkun Kırca bütün ömrünü ülkemizin bitmek bilmeyen, bir türlü geride bırakamadığımız geçiş döneminin çalkantıları içinde, diplomat, üniversite öğretim üye- si, politikacı, bakan ve her dönemde bir düşünür olarak geçirdi. Siyasi yaşantımızın çalkantıları içinde, partiler yelpazesinin kâh ortanın solu, kâh ortanın sağında olanların içinde yer aldı. Gençliğimin ayırımların daha keskin olduğunu sandığım yıllarında, onun bu yelpaze içindeki yer değiştirmelerini yadırgardım. Ama kendisini yakından tanıyınca, aydınlanma, laiklik ve bağımsızlık gibi konularda hiç ödün ver- meyen fikri mustakim bir kişi olduğunu gördüm ve bütün kavgaların ardındaki sağlam noktayı fark et- mek imkânını buldum. Coşkun Kırca'nın Galatasaray Üniversitesi'nin kurulmasındaki emekleri de, kendisini yetiştiren yu- vaya vefa borcunu ödemenin yanı sıra, Cumhuri- yet'in onsuz olmazlarına olan sarsılmaz bağlılığının da ürünüdür. Kaybımız için yakınmanın âlemi yok. Yakınacak- sak eğer, onun da simgesi olan ve her geçen gün biraz daha geride bıraktığımızTürk Aydınlanması'na yakınalım. Coşkun Kırca'ya ise saygıyla "Güle güle aziz dostumuz, seni çok arayacağız ve çok anacağız" diyelim. [email protected] Hükümetten temsilci katılmadı Coşkun Kırca toprağa verildi tstanbul Haber Ser- visi - Kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle yaşamını yitiren eski ba- kanlardan, emekli bü- yükelçi ve yazar Coş- kun Kırca (78), dün tö- renle toprağa verildi. Coşkun Kırca için ilk tören Galatasaray Üni- versitesi'nde yapıldı. Törende konuşan YÖK Başkam Prof. Dr. Er- doğan Teziç, Kırca'yı farklı kılanın meziyet- lerini yerinde ve zama- nında kullanması oldu- ğunu belirterek "Dü- şündüklerini dile getir- mekten hiç üşenmedi. Bıınıı yazarak ve konıı- şarak dilegetirdi Hedef olnmktaııkorkmadı.Ay- dııı olmak iıısanlaıı dü- Şündürmektir" dedi. Kırca'nın Galatasaray Üniversitesi'nin kurul- masında büyük emekle- ri olduğunu dile getiren Teziç, "Coşkuyubuüni- versitede yaşadı. Coş- kun Ağabey hoşça kal" diye konuştu. Bu arada, CHP Mil- letvekili tnalBatu, Kır- ca'nın cenazesine hiçbir hükümet yetküisinin ka- tılmamasını eleştirerek, şunları söyledi: "Dışiş- leri Bakanı Türldye'de ise burada olması gere- kinli. Çünkü Kırca es- kibakandır. Dışişleri ba- kanlan birbirlerine ce- nazelerde gereldi saygı- yıgösteı nıcli, gcıvklî de- ğeri vermelidir. Hepi- miz bu dünyadan gelip gideceğiz. Bu gelenekle- ri ho/ınasm kiırısc." CHP, ulusal servetin 'ithalat' politikalan nedeniyle değerlendirilemediğini ortaya koydu KömüreAKP darbesiAYŞE SAYIN ANKARA - CHP, Türkiye'de sağ hükümetlerin uyguladığı politikalar nedeniyle haraç-mezat özelleştirilen ya da kapısına kilit vurulan ulusal sana- yinin temelı niteliğindeki kurumlara sahip çıkma çabasını sürdürüyor. Bu çerçevede hazırlanan Türkiyc Taşkö- mürü Kurumu (TTK) raporunda, taş- kömürü gibi önemli bir ulusal serve- tin ithalat politikalan nedeniyle de- ğerlendirilenıediği, yıllık 500 nıilyon dolarhk döviz kaybitnn yanı sıra "dı- şa bağımir bir enerji politikası oluş- lurulduğu kaydedildi. Zonguldak'da 1 milyar 354 nulyon tonluk taşkömü- rü rezervi bulunmasına karşın, yıllık • CHP grubu tarafından hazırlanan rapora göre Zongudak'ta 1 milyar 354 milyon tonluk taşkömürü rezervi bulunmasına karşın, yıllık üretim 2 milyon tonun altında kalıyor. Raporda, TTK'nin küçültülmesiyle "kentte tersine göç başladığı" vurgulanıyor. üretimin 2 milyon tonun altında kal- kaybettığine dikkat çekildi. Raporda, nün demir-çelik sektörünün gereksi- "• Kentte paııik ve umutsuzluğun ya- şanması sonucu tersine göç olayı baş- lamışnr" görüşü aktanldı. dığı belirtilen raporda, hükümetin yıl- lık rezervi 4.5 milyon tona çıkarma sö- zünü tutmadığı vurgulandı. CHP Gnıp Başkanvekıli KemalAna- dol ve 9 nıilletvekilinden oluşan he- yet, geçen günlerde Zonguldak'taki Türkiye Taşkömürü Kurumu'nda in- celemelerde bulunarak rapor hazırla- dı. CHP lideri DcnizBayka! tarafından bu hafla açıklanması beklenen rapor- da, "Türkiye'nin Almanyası" olarak ni- telenen Zonguldak'ın, TTK'nin kü- çültülmesiyle birlikte öneminı giderek 'Uygulamada yaııüşhk var1 TTK tarafından üretilen taşkömürü- nün yaklaşık yüzde 75'inin termik santrallarda, yüze 10'unun demır-çe- lik sektöründe, yüzde 15'inin ise di- ğer sanayi kunıluşlannda kullanıkh- ğına dikkat çekilen raporda, bu ııygu- lamanın yanlış olduğu belirtildi. Ra- porda, taşkömürünün büyük bölümü- nımini karşılamak üzere kullamlma- sı durumunda kurum kârlıhğının ar- tacağı vurgulanarak "Böylecemilyon- larca dolarhk ithalata giden kaynak, Türk ekonomisinin kendi iç dinamiz- nıinde kalacaktırn dendi. Raporda yer verilen bazı saptama- lar ve çö/.üm önerileri özctle şöyle: • Demır-çelik işlermelenmizin hc- men yanı başında yaşam savaşı veren TTK'nin ürettiği kömür yerine, bin- lerce kilometre uzaktan getirilip sıfır gümrükle ükemize sokulan kömürle- re yılda milyonlarca dolar ödenmek- tedir. Yıllık olarak demir-çelik sektö- rü için yaklaşık 4-5 milyon ton kok- laşabilir taşkömürü ve diğer sektörler için de yine aynı oranlarda taşkömü- rü ithal edilmektedir. 500 milyon do- larhk bir döviz söz konusudur. 'Dışa bağunlı ekonomi' • Ülkemiz açısından dövizin ger- çek maliyeti göz önünde bulundurula- cak olursa, Zonguldak'ta bulunan 1 milyar 354 milyon tonluk kömür rezer- vinin büyük bir anlam taşıdığı anlaşı- lacaktır. Bu üretim ve dolaşım sistemin- de ulusal kaynaklanmız bütünüyle dev- re dışı bırakılarak dışarıya bağımlı bir ekonomi şekillenmektedir. KIZILCAHAMAM Erdoğan 2-B'de kararlıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen yasama yılında Cumhurbaşka- nı'nın iade ettiği, orman niteliğini yitiren arazilerle ilgili 2-B düzen- lemesini yeniden gündeme getir- mekte kararlı olduklanm bildirdi. Başbakan Erdoğan, Kızılcaha- mam'da önceki akşam gerçekleş- tirilen AKP Yerel Yönetimler Da- nışma Kurulu Toplantısı'nın bası- na kapalı bölümünde yerel yöne- timler ve hükümetin kaynak he- defiyle ilgili açıklamalar yaptı. Edinilen bilgiye göre Erdoğan, Orman Yasası'nın 2. maddesinin B fıkrasında düzenlendiği için "2-B statüsündeki arariler" ola- rak anılan ve kaçak yapılaşmayla orman niteliğini yitiren alanlan satacaklarını yineledi. Bu çalış- manın gelecek günlerde gündeme geleceğini belirten Başbakan, dü- zenlemenin içeriği ve zamanla- ması konusunda aynntı vermedi. AKP yöneticileri, daha önce ana- yasa değişikliği ile gündeme ge- len girişimi, şimdi anayasa deği- şikliğine gerek olmaksızın ger- çekleştirmenın yöntemlerini tartı- şıyor. Başbakan da, Damşma Ku- rulu'ndaki mille'.Yekillerine "Siz de bir çalışma yapın, ne olur bile- mem" sözleriyle talimat verdi. Başbakan, belediyelerin gelirle- rinin arttırılmasına ilişkin bir ya- sa tasarısı için de hazıılıkların sürdüğünü bildirdi. Alınan bilgi- ye göre Erdoğan, borçlardan ve kaynak yetersizliğinden yakınan başkanlara tepki gösterirken, An- kara Büyükşehir Belediye Baş- kanı IVIelih Gökçek'in uygulama- larını isim vermeden eleştirdi. Erdoğan şöyle dedi: u Başkanlar sürekli borçlardan şikâyet etnıe- mell Yaurun yapmaya niyeti olan, gönderilen parayla da bu- nıın yolunu bulnr. Ama kanuınıııı yaptığı işi belediyeler yapmaya kalkarsa kaynak yetmez. Mesela biz Sosyal Yardımlaşma ve Daya- nışma Fonıı aracılıgıyla 1 milyon tondan fazla kömür dağıtuk, Be- lediyeler de kömür dağıbyor, bu- na gerek yok. Kömür dağıtmak zaten belediyenin görevi de değü." ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN DOĞAN NABIZ YOKLUYOR Soldayeni parti haurlığı ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)-CHP'de lstanbul Milletvekili ZülfiiLivane- H'nin istifasının ardından muhalif cephede hareket- lilik yaşanırken eski Gazi- antep Belediye Başkanı CelalDoğan, yeni parti olu- şumu için harekete geçti. CHP içindeki muhalifler- le görüşen Dogan'ın, kısa süre içinde yeni partiyi ya- şama geçırmeyi planladı- ğı büdirildi. CHP lstanbul Milletve- kili Kemal Der- viş'le yakınhğı bi- linen Dogan'ın, CHP içinde destek arayışını sürdürdü- ğü öğrenildi. CHP'de 29 Ocak'taki olağanüstü ku- rultaydan sonra parti yöne- riminden dışlanan muhalif- ler, "istifa, (ü/îik kıırıılla- vı, olağan kurultayı bekle- me" seçeneklerini değer- lendirirken eski Gaziantep Milletvekili Celal Doğan solda yeni parti oluşumu için kollan sıvadı. Do- gan'ın CHP içindeki mu- halıf mılletvekilleri ile te- masa geçerek parti oluşu- muna destek vermeleri çağrısında bulunduğu be- lirtildi. 'Dağınık unsıuiar toparianmalı' Muhaliflerden Ankara Milletvekili Mehmet To- manbay, Dogan'ın bu ko- nuda kendisiyle de tema- sa geçtiğini belirterek "An- cak solda dağınık bir yapı var. Bir yanda Murat Ka- rayalçm'mSHP'si, diğer yanda Mus- tafaSangül'ünbir iddiasıvar. Hiryaıı- dan da Celal Do- ğan yeni bir olu- şum arayışında. 1 1 ;ıl>ii gelişmeler ne getirir bilemem" dedi. Kendisinin CHP'den kopmayı zorunlu kalma- dıkça düşünmediğini de belirten Tomanbay, "An- caksiyasette gelecek ne ge- tirir bilinmez. Gelişnıeleri izleyeceğiz'' diye konuştu. Kulislerde Derviş ve eki- binin Dogan'ın yanında yer alması durumunda, CHP içindeki kopmalann hızlanacağı değerlendir- mesi yapıhyor. Şişli Belediye Başkanı, Deniz Baykal'la yargı önünde hesaplaşacağmı söyledi Sarıgül: Bizans oyununa geldik Sarıgül, Adıyaman'da kalabalık bir topluluğa hitap etti. ADIYAMAN (Cumhuriyet) - Şişli Belediye Başkanı Mus- tafa Sangül, CHP'nin 29 Ocak tarihinde yapılan olağanüstü kurultayında "Bizans oyunu- na geldiklerini 77 iddia etti. Adıyaman'ın Besni ilçesin- de dü/.enlenen açık hava top- lantısına katılan Sangül, "O salonda lıalkın üzerine gelen- lere en büyük cevabı vermek üzcrc Adıyaman'ın Bcsni ilçe- sine geldik. I lalk bizde,sokak bizde. Biz kurultayda yenil- medik, Bizans oyununa gel- dik. CHP Genel Başkanı De m/ Baykal, halktan korktuğu için kurultay salonuna arka kapıdan girdin dedi. Kurultayda Bakırköy Be- lediye Başkanı Ateş Ünal Er- zen'e vurduğu ıçın eleştirılen Sangül, "Bir dönem o baş- kan, Cem Uzan'a tetikçilik yapıyordu, şimdi o başkan BaykaFa tetikçilik yapıyor. Ben oraya eşimle, çocuğumla !'i ((i Mı. oturdum. Benim çolu- ğuma çocuğuma laf söyleyene vururum" diye konuştu. Baykal'la yargı önünde he- saplaşacağmı söyleyen San- gül, Zülfü Livaneli'nin CHP'den istifasına ilişkin ola- rak da "Bir kültür adanu, Zül- fii Livaneli gitti. Helal süt em- miş, iyi aileçocuklannı istemi- yorlar. Bunlar istiyor ki ken- dileri çalsui, kendileri oyna- sın" dedi.. Türkiye'nin bir kültür eroz- yonuna uğradığını savunan Sangül, televole kültürünün kaldınhp onun yerine Mevla- na, Hacı Bektaş Veli ve Ata- türk kültürünün getirilmesi- nin gerekli olduğunu ifade et- ti. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Mihail Vasilyadis, 80 yıllık, ülkemizin en eski gazetelerinden Apoyevmatini'yi ayaktatutabilmek amacıyla birkaç yıldır yeniden Türkiye'ye döndü. O zaten bir Istanbulluydu. Kendi topraklarına dönüş yapmış oldu. Abdülhalim Dede, Batı Trakyalı birTürk gazetecisi. Onun mem- leketi de Yunanistan'daTürklerin yoğun olarakyaşadığı Iskeçe. Başından geçen- leri anlatırken Türkiye için "Ânavatan", Yu- nanistan için "eabaı<'afan"deyimini kul- landı. "Batı Trakya, Istanbul ve Ege'de Yurt- taşhk Yolunda" başlıklı üçetkinliğin ikin- cisi dün Istanbul'da yapıldı. llki Gümüi cine'de yapılan etkinliğin Istanbul'daki konusu "Medya ve Sivil Toplum"du. Her iki ülkeden, azınlık gazetecileriy- le, bu konularda duyarlı olan gazetecile- rin katıldığı toplantıyı iki sivil toplum ku- ruluşu olan Azınlık Gruplan Araştırma Merkezi ve Lozan Mübadilleri Vakfı bir- likte düzenlemişti. Bu seminerin konuşmacılarından iki- si Mihail Vasilyadis ve Abdülhalim Dede, ayrı ülkelerde azınlık gazetecisi olarak mesleklerini yerine getirmeye çalışıyor- Heybeli'den Kalkan Son Vapur lardı. Yaşadıkları sıkıntılar aynıydı. Ab- dülhalim Dede, iki tarafın milliyetçiliğin- den başına neler geldiğini iki örnekle çok güzel özetledi: 1988 yılında "Babava- tan"\ Yunanistan'dan, "Anavatan"\ Tür- kiye'ye gelmek istemişti. Gelip anayur- dunu görecekti. Sınırı geçti veTürktarafınagelince pa- saportunu uzattı. Pasaportu içeri gidip ge- lince, başka görevlilerin de katılmasıyla bir araştırma işlemi başladı. Sonuç, onun Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlı- ğı'nın "Kara //sfe"sinde olduğuydu. Tür- kiye'ye giremezdi. 11 yıl da bu yasağı aşıp Türkiye'ye gelemedi. Yasak onunla kal- madı, Dışişleri Bakanlığı bu "sakıncalı" ga- zetecinin gazetelerinin abonelerinin de 3 binden 300'e düşmesini sağlayacak mü- dahalelerde de bulundu. Türkiye'deki yönetimler ondan hoş- lanmıyordu vetehlikeli buluyordu daYu- nanistan'dakiler çok mu hoşlanıyordu? Yunanistan'da da başına olmadık işler ge- liyordu. Bir keresinde evi basılmış ve rad- yo yayını yapmak amacıyla anten direği dikmeye hazırlık yaptığı gerekçesiyle gö- zaltına alınmıştı. Anten dikmemiş, ancak dikeceğiyönündebirduyumalınmıştı. Bu gerekçeyle hakkında dava açıldı. Önce 10 ay hapis cezasına çarptınldı. Sonra bu ceza iki aya düştü. Hiçbir temeli olma- yan bu dava beraatla sonuçlandığında 50 bin Euro'ya yakın bir para hancamak zorunda kalmıştı. Mihail Vasilyadis ise 1964 yılında birya- zısında "Rum" kelimesini kullandığı için bölücülükten yargılanmış, on yıllık biryar- gılamanın sonunda beraat etmişti. 1980 yılından sonra Yunanistan'a giden Mi- hail'in başı orada da dertten kurtulma- mış ve muhalif gazeteciliği nedeniyle Yu- nan milliyetçilerinin "Türk piçi" \an\m\a- malanna(!) maruz kalmıştı. Orada da "Türk yanlısı olmak" ve "Yunan menfaatlarına aykırıhareket etmek" suçlamasıyla hak- kında dava açılmıştı. *•• Azınlık olmak, herülkededezorzana- attı. Hele de Türk ve Yunan milliyetçiliği- nin karşılıklı olarak tırmandığı dönemler, azınhklar için en çekilmez zamanlardı. Çünkü iki tarafın milliyetçileri de azınlık- lan hedef alan uygulamaları sertleştiri- yorlardı. Bütün bu tartışmalar sırasında ortaya çıktı ki, her iki tarafta da evrensel bir ko- nu sürekli gündemdeydi: "Gazetecilik anlayışı" ile "milli menfaatlar" arasında paralellikler kuruluyor ve gazetecilerin "milli menfaatlara aykırı" yayın yapama- yacağı söyleniyordu. Mahkemelerde bu doğrultuda kararlar alıyorlardı. Toplantıda medyanın tutumu birçok açıdan eleştirildi. İki ülkenin milliyetçili- ğe karşı çıkıp, dostluğu ve banşı savu- nan gazetecileri konuşmalar yaptılar. Toplantıdan bir gece önce Bosporus topluluğu Yunanistan'ın lstanbul Baş- konsolosluğu'nda, Türk-Yunan müzik- lerinden oluşan etkileyici bir konser ver- di. Vasiliki Papayorgi, sözlerini kendi- sinin yazdığı, bestesini Hasan Esen'in yaptığı "Heybeli'den Kalkan Son Vapur" şarkısını söylerken herkesi hüzün kapla- dı. Şarkıyı Türkçe'ye gazeteci dostum Frango Karaoğlan çevirdi. Bu güzel sözleri sizlerle paylaşmak istedim: Konstantin, Angelis, Sofia, Prodromos, Pari Iskelede bekleyeceğim sizisaat sskizde, Heybeli'den kalkan son vapura. Afro Aga, Anastasia, Erasmia, Todori Anamız şarap ve sütsunacaksize Değir- men 'de Artık anılarda kalmış 1 Mayıs gününde. Ve patladığında Poyraz Diaspora yollanna saçılmış çtnar tohum- lan gibi, Dağıldı yaprakları da yüreğin. Aziz Yahya günü, tepenin eteğinde, Tam karşısından seyrettik Antigoni'yi Ve Çam Limanı'nda sabahı etti çocuklar Kendilerini eğlencenin havasına kaptırıp Maskeler, karanlık gölgeler, laternalar, maytaplar Birgünün oyunları, bir hayatın sıkıntıları, AtılırAziz Yahya ateşlerine.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle