18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 ŞUBAT 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA J v U JLi J U M\ kultur(«'cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAY AKIN Nâzım'ın unutulan birşiiri!Zoolojide kısa ömürlü böceklere 'ephemera' adı verilir. Bu tanım, hayvanbiliminin dışında da kulla- nılır. Sahaftan aldığınız bir kitabı okurken sararmış sayfaları arasın- dan çıkan bir tramvay bileti, takvim yaprağı ya da yaldızlı bir çikolata kâğıdı da 'ephemera' olarak ad- landırılır. Günlük yaşamın kısa ömürlü bu tür küçük ve geçici bel- gelerini toplamak koleksiyonculu- ğun ilgi alanıdır. Elimdeki en ilginç ephemera, bir çiçekçinin hazırladığı buketlere ya- pıştırdığı etikettir. Bu etikette çi- çekçinin adı yazıhdır: 'Rodim'... Teksas okuyanlar tanıyacaktır Rodi'yi; hani ünlü çizgi roman kahramanınm yanından ayrılma- yan güler yüzlü çocuk! Zaten, çi- çekçi firmasma Rodi'ııin adını ver- mekle kalmamış, etiketlerine res- mini de koymuş. Rodi'yi anımsa- yamayanlar için, Rıdvan Dan- suk'un dizelerini yardıma çağıra- lım: Unuttun mu a çocuk Gülünce ne. de güzel açardı Teksas 'ta Rodi 'nin çilleri Denge çubuğu... Çizgi romanları annesinden ve babasından gizli olarak ders kitap- larının sayfaları arasında okuyan birkuşaktanım. 196O'lıve7O'liyıl- larda çizgi roman, eğitimin önün- de büyük bir engel olarak görülür- dü; bu kitaplara meyilli olan co- cuklara 'adam olmayacak' gözüy- le bakılırdı. Oysa bu tür kitaplar, çocuğun serüven ruhunu tatmin et- mekte, hayal gücünü genişletmek- tedir. Elbette ki, kovboy, filmlerin- de olduğu gibi çizgi rorrjanların ço- ğunda Kızılderililer vanşi olarak gösterilmiştir. Yazar Aydın Çubukçu, bir ilko- kul arkadaşını şu özelli|;iyle anını- Sen de cezalısm, arkada$lann da!.. sar."ÇelikBHekMçok! nıfta oıııın tngiliz sömıirgecileri- ne karşı Amerika'nın lığı için savaş veren t nıaıı olduğunu anlatırdı." Çelik Bilek de yabancı değil, Tek- sas'ın öbür adıdır. Çizgi cverdi. Sı- Müjdat Gczcn, Anadolu turne- lcrindc sürekli olarak Teksas, Tom- miks okur. Sanatçı, böyle bir gün, yolu, dilinı içine çeken bir canavar gibı yutan otobüs koltuğunda bir çizgi romanın sayfalarını çevirir- ken insanlara okumayı sevdirecek kitap hazırlamayı düşiinür. Müjdat Gezen'in, elindeki Tommiks'e ba- karken aklına düşen kurt şudur: "Neden okumayı sevmeyen ama bu kitapları okuyan kişiler de be- ııinı kitabımı okumasın?" Bu an layışla Gezen, kendisi gibi tiyatro sanatçısı olan aıkadaşı Savaş Din- çel'in çizgileriyle Nâzını Hik- met'in yaşantısını bir çizgi roman olarak hazırlamaya koyulur. 1978 yılında çıkan 'Çizgilerle Nâzım Hikmet' adlı kitabın sayfaları ara- smda şairin unutulan, kitaplarında olmayan bir şiiri de vardır! 1977 yılının haziran ayında Moskova'ya giderek, yazacağı ki- tap için çalısmalar yapan Müjdat Gezen, Nâzım Hikmet'ın yakın arkadaşı, Azeri asıllı Türkolog Ekber Babayev ile de tanışır. Ba- bayev bir gün "dün eski dosyala- rımı karıştırırken bir şiirini bul- dııın" diyerek şairin bir ijiirini uzatır Müjdat Gezen'e. Gezen de bu şiiri kitabına alır. Hemen söy- leyelim, şiirin yazılı olduğu kâğıt son dizeden sonra yırtılmış. Kâğı- dı şairmi yırttı, yoksa şiirin deva- mı var da kayıp mı oldu, orası bi- linmiyor!? Işte, Nâzım Hikmet'ın unutulan, daha doğrusu Müjdat Gezen'in kıtabının sayfalarına ta- kılı kalan şiiri: Çok sayın, çok sevgiliyoldaşlarım Yani 1961 taşında sıkıp dişlerini yaklaşanlar altmışma Yahııtayaklannın ucuna basarak geçenler altmışım Yolunuz düşerse bu Aralık Doğu Berlin 'e Akşam yemeğini Neva Oteli 'nin Inwaliden Strasse 115 Lokanta- sı 'nda yiyin Oradayemeklerden başka herşey kucakdaşımızdır. Yemeklerden başka her şey. Çünkü mesela Biftek ve Spagetti ermiştirsırrına ölümsüzgençliğin, mesela, Beatris ile Hamlet gibi yemeklerden başka her şey, Bir de otelin adını aldığı ırmak. Irmaklar da kocalmıyor yılda altı ay donsalar da. lrmaklar da ölebiliyor ama Kocalmıyor. Orada yemeklerden başka her şey: Yaldızlı oyma çerçevelipeysaj- lar ve gözlüklü garsonlar, hajifsalon orkestrası piyano, keman, çello, kontrbas, Tango, fokustrot dans edenler, Gelir akşam yemeğine 1920 yülanndan. Ve 1961 kışında yaklaşanlar altmışına geçenler altmışım. Neva Oteli 'nin Inwaliden Strasse 115 Lokanta- sı 'nda Dünyaya hakabilir dişlerini sıkmadan Sıkmadan dişlerini Dünyayı geçebilir ayaklannm ucunda. Belgeler?.. Ömer Deniz, Nâzım Hikmet'e şiirlerini okuttuğu ıçın tutuklanan ve 7 yıl 6 ay hapis yatan askeri öğ- rencinin adıdır. 'Kırdığımız Oyuncaklar' adlı kitabımızda, Ömer Deniz ile Müjdat Gezen arasındaki bağı yazmıştık. Şu ışe bakın ki, Müjdat Gezen de, şairin hayatını çizgi roman gibi anlattıgı kitabından dolayı 1980 darbesin- den üç yıl sonra Savaş Dinçel'le bir- likte tutuklanacak, Diyaıbakır ve Sağmacılar Cezaevleri'nin koguş- larını tanıyacaktır! 1980'li yılların ortalannda, Ka- dıköy'deki Gençlik Kitabevi'nde kıtaplarını imzalayan Kemal Sül- ker'e büyük bir gizlilik içinde yak- laşarak, kısık bir ses tonuyla Nâzım Hikmet'in dosyalannı bulduğunu söyleyen bir SEKA işçisine tanık olmuştum. Dosyaların hurda kâğıt olarak fabrikaya gönderildiğini söyleyen işçi, örnek olarak da bir- kaç tane fotokopi göstermişti. Sahi, o belgelere ne oldu!?. bağımsız- ir kahra- oman kah- ramanınm sömürgecilere karşı olan yönünü seven çocuğu d^ hepiniz ta- nırsınız: O çocuk ki, ülkesinin ba- ğımsızlığı için direnirken Teksas kadar şanslı olamayacak ve arka- daşları Yusuf Aslan vc Hüseyin Inan ile birlikte darağacında katle- dilecektir. Hayat, Deniz Gezmiş için bir çizgi roman değil, yaşam ile ölüm arasındaki çizgide insan sev- gisini denge çubuğu yaparak yürü- meye çalıştığı bir romandı. Kiffi, kimij kitnle... İstanbul Şehir Tiyatrolan'nın yeni oyununu Nedret Denizhan yönetiyor. Kültür Scrvisi - Istanbul Büyükşehir Be- lediyesi Şehir Tiyatroları, Alan Ayckbo- urn'uıı yazdığı, Orhan Azizoğlu'nun dili- mize çevırdığı ve Nedret Denizhan ın yö- nettiği yeni oyunu 'Kim Kimi Kimle'yi se- yircisi ile buluşturuyor. Perihan Savaş, Nejat Birecik, Senan Kara, Burak Davutoğlu Hikmet Kör- mükçü ve S. Bora Seçkin'in rol aldığı oyu- nun dekortasanmı Ayhan Doğan'a, kostüm tasarımı Canan Göknil'e, ışık tasanmı Mahmut Özdemir'e ve efekt tasarımı Lc- vent Akman'a ait. Aynı işyerinde çalışan farklı hayat görü- şüne sahip, aile ıçi ilişkileri ve ekonomık du- rumları birbirinden ayrı üç çiftin yanlış an- lamalar üzerine kurulu dıyaloglarını anlatan 'Kim Kimi Kimle', iki perdelik bir durum komedisi... Alan Ayckbourn'ün iki ayrı za- manı ve mekânı bir arada gösterdiği oyunu, 16 - 20 Mart tarihleri arasında Harbiye Muh- sin Ertuğrul Sahnesi'nde izlenebilir. ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Ben Böyle Aşk Görmedim? "Ben, ben olalı böyle aşk görmedim... Aşktan da öte bir tutku... Ama öyle ayakları yerden kesip, insa- nı çıldırtan değil, tam tersine ayaklann yere basma- sını sağlayan, ufkunu genişleten, insanı çoğaltan, ki- şinin kendi mutluluğunu ve doyumunu çevresine de yayan bir tutku... Bu tutku, bu aşk, tüm biryaşamı ku- şatmış..." Bundan on yıl önce yazdığım bir yazının başlığı ve ilk satırlarıydı, bu yukarıdakiler... Söz konusu aşk ya da tutku, edebiyatla felsefeyi, düşünceyle güzel sanatları, yazmak eylemiyle oku- ma eylemini bir insanda sarmaş dolaş buluşturuyor, bütünlüyordu. O insan Nermi Uygur'du. Bir haftadır içimde kocaman bir "Ah"\ Bu ülkeye bir Nermi Uygur yetmez, daha çok, da- ha çok Nermi Uygur'lara ihtiyacımızın doruğa çıktığı bir anda onu da yitirdik. Bir haftadır bu sayfalarda Nermi Uygur'un felsefe- ci, yazar ve hocalığına ilişkin çeşitli görüşleri, düşün- celeri okudunuz. Ben onunla hiç karşılaşmadım, yüz yüze konuşmadım, ama onunla içsel konuşmalarımı hep sürdürdüm. Onun öğrencisi olmadım, ama on- dan sürekli öğrendim. Nermi Uygur'u 'Güneşle' kitabıyla 'keşfettiğimde' üniversite yeni bitmişti. Ardından 'İnsan Açısından Edebiyat'\ okudum... O güne dek felsefe, edebiyat, kültür alanlarına bunca 'insanca' yaklaşımı hiç gör- memiştim. Onun denemelerinde Türkçenin nasıl bir düşünce diline dönüşebileceğine, Türkçenin sonsuz anlatım olanaklarına sahip olduğunu kavramıştım. Kitaplarında, sanki yazmıyor, konuşuyordu. Bilim adamıydı ama bilimsel dille sıradan insanın dili ara- sındaki tüm duvarları yıkıyordu. Nermi Uygur'un kitaplarla ilişkisini önüme seren 'Tadı Damağımda' (Yapı Kredi Yayınları) ne müthiş bir yol gösterici, yol arkadaşıydı! 'Bir okur-yazarın kitap okumaserüvenleri' alt başlığını taşıyan kitapta, 'oku- ma orkestralarının hem yöneticisi, hem izleyicisi, hem çalgıcısı' kimliğiyle Nermi Uygur, dünya coğrafyasın- da, edebiyat coğrafyasında kitaplarla, yazar larla dü- şünsel, düşsel, duygusal, tinsel ilişkilerini gözümü- zün önüne seriyordu. "Yunus'/a mıyım: sarı-pembe bir bozkırçiçeği elim- deki. Nâzım7a mı başlayayım: kale kapılannı kırıp ge- çen bir topuza dönüşüyorum. Ataç'ın kitabı: düpe- düz bir sapan. Gorki: bir çatana. Hamsun. yaban- geyiği. Goethe'nin Italya Gezisi: ikiyanı ağaçlıklı top- rakyollardan dolana dolana denize inen birataraba- 81. Gargantua: kıkırkıkırgülüşler. Oîdipus: delice bil- ge birbağırış. KötülükÇiçekleri: görünmez bağlarla bağlandığım eskipüskü birgelecek kenti. Capricorn: sevgiyatağı. Serin birakarsu: Çuang Çu..." 'Kurutulmuş Ringadan Marx'a' adlı denemesinde 1953'ten öğrencilik yıllarından biranısını anlatıyordu: İlk kez uğradığı balıkçıdan, akşam yemeğini, kuru- tulmuş ringa balığını aldıktan sonra, her akşam aynı balıkçıya gider. Neden mi? Çünkü balıkçı, ringa ba- lığını Manc'ın 'Das Kapital'üen kopardığı sayfalara sarmaktadır. Kentten kente, yazardan yazara, anılarla, alıntılar- la, çağrışımlarla, şiirlerle, aforizmalarla, duygu ve dü- şünce zenginliğiyle, renkten renge kanatlandırıyordu beni yazdıklarıyla. Sartre'la bulantı yeşiline, Ca- mus'yle yumuşacık, derin, alımlı püfür püfür Kuzey limanı mavisine bürünüyorduk. 'Tadı Damağımda' kitabının son sayfasında şöyle diyordu: "Adını anmak istemiyorum I Nasıl isterim I Burada kalacak tüm kitaplarım I Açık söyleyeyim gene de I öldükten sonra bile kitaplarlayım. I Tadı damağım- da..." lyi ki varsınız Nermi Uygur. lyi ki kitaplarınız var. Yazmakla okumak arasındaki ilişkide yol yordam gösterirken bizlere, edebiyatı sevmenin yaşamı sev- mekten farklı olmadığını gösterdiniz. Size minnetta- rım. e-posta: [email protected] Faks:0 212 25716 50 KÜITÜR • SANAT www.perareklam.com.tr • (0212) 293 89 78 MtlHHll DUriUMUNOIttK - A$KLA BAGUNHILAR \ i"' Samsun Konak 0362-43124 71 1400-1600-1800-2000 Diyarbakır Dilan 0412-222 3160 1130-1330-1530-1730-2130 Muğla Zeybek 0252-214 13 58 11 30-1330-1 600-1 830-21 00 Fethiye Hayal 0252-61 2 13 14 1 200-1 41 5-1 630-1 845-21 00 Samsun Galaxy 0362-230 68 30 1230-1430-1630-1830-2030 Rize Vizyon 0464-21 4 92 70 1 300-1 530-1 800-2030 I P L E R 4 Mart'tan İtibaren Beyoğlu CINE MAJESTIC, Mecidiyeköy ODEON CINEPLEX, Altunizade CAPITOL SPECTRUM 14 ve KADIKÖY TEPE CINEMAXX Sinemalarında... 2932466 11:30-14:00-16:30 19:00-21:30 Altunizade CAPİTOL SPECTRUM 14 65133 30 12:50 • 16:00 • 18:55 - 21:40 İpler Hebalon Imparatoru dramatik bir ötümle hayatını kaybedince tahta aday oğlu Hal Tara'ya kalan ilk miras babasının olümünün intikamını almak olur. Düşmanlan tarafından babasının Zeritler tarafından öldurüldügune inandırılan Hal Tara köle kılığına girer ve cocukluk arkadaşı savaşçı Erito ile büyük bir yolculuğa çıkar. Bu aman sız yolculukta kendilerine bekleyen tüm olaylarla geçmişine büyük bir yolculuk olan Hal Tara, savasla dostluğu, sevgiyle nefreti ve yasamla ölümü öğrenecektir. Danimarkalı yönetmen Anders Ronnovv Klarlund'un kamerasından şimdiye kadar tanımadığımız bir epik görsellik. İpler'in en büyük özelliği, bugüne kadar çekilmiş ilk uzun metrajlı kukla filmi olması. www.beyazperde.com Paris'te Kapadokya sergisi • PARİS (AA) - Azeri ve Tatar fotoğraf sanatçılannın çektiği Kapadokya fotoğraflan, Türkiye'nin Paris Kültür ve Turizm Müşavirliği'nin sergi salonunda sergileniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde ve Türkçe Konuşan Ülkeler Kültür Bakanlıklan'nın katılımıyla oluşrurulan TÜRKSOY'un desteğiyle sergi, 4 Mart'a kadar açık kalacak. 'Kapadokya Buluşması' adı altında düzenlenen sergide, Azeri ve Tatar fotoğraf sanatçılan, bölgedeki eşsiz manzaralan kendi vizyonlanndan yansıtıyor. IF İSTANBUL FİLM FESTİVALİ • AFM l'de 10.30'da 'Dikenli Yol', 12.30'da 'Gcri Döndüler', 15.00'te'PürNeşe', 19.00'daTerkeHnBaşı Dertte',21.30'daBolluk Ülkesi'. • AFM2'de 11.00'de 'tşgal Altında: Bir Seçki', 13.00'te 'Kızlann Oyunu', 15.30'da 'Günbatımından Önce', 19.30'daKısalar Ödül Töreni', 22.00'de 'Canbaz'. (0216 45.415 55)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle