Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
AÇI
MUMTAZ SOYSAL
Unutulamaz Boyut
KIBRIS sorunu kritik bir aşamaya giriyor.
Seçim sonuçları, referandumdaki tablonun tek-
rarı gibi: Kıbrıs'ın Türk seçmeni, ezici çoğunlukla
olmasa da genellikle "Avrupalı" olmayı her şey-
den daha önemli saymakta.
Bu temel yaklaşımın olası, hatta kaçınılmaz so-
nuçlarını da göze alarak.
Yani, Annan Planı'nı kabullenmekle kalmayıp
Papadopulos'un istediği ve isteyebileceği "dü-
zeltmelere ve yeni ödünlere şimdiden razı olarak.
0 planın, eşitlik görüntüleri gerisinde kendileri-
nl ikinci sınıflığa ve bir çeşit azınlık statüsüne in-
dirgeyişine aldırış etmeyerek.
Türkiye'ye sağlanan gözetim ve müdahale hak-
larının zayıflatılmasını, hatta zamanla büsbütün
kaldırılmasını önemsemeyerek.
Daha da önemlisi, 24 Nisan 2004'te çifte refe-
randum düzenlenmesiyle doğrulanıp perçinlenen
bağımsızlık hakkından kendi oylarıyla vazgeçe-
rek.
Bir bakıma, bu temel yaklaşımı ve onun olası
ya da kaçınılmaz sonuçlarını göze almayı an-
lamak ve anlayışla karşılamak mümkündür.
1974 öncesinde çekilen eziyetler ve Türkiye'nin
özverileri unutulup 1974 sonrasının başarısızlıkla-
rı, beceriksizlikleri, sıkıntılan ağır basıyordur.
Ankara'daki zorlukların bir bölümü adaya da bu-
laşıp tepki yaratmış olabilir. Bunlara içteki yöneti-
min kusurları, hataları daeklenmiştirdoğal olarak.
Ayrıca, Türkiye'den gelenlerin bir bölümünde
kırıcı, itici davranışlar da görmüştür belki bazıları.
Öte yandan, Annan Planı, iyi kamufle edilmiş, al-
lanıp pullanmış aldatıcılıklarıyla kimilerine çekici,
rahatlatıcı, gurur okşayıcı bile geliyordur.
Ne kadar inkâr edilirse edilsin, son otuz yılda Tür-
kiye'nin desteğiyle yapılanlar genel refahı arttıra-
rak Kuzey'in insanlarına ekonomik güven duygu-
su vermiş, Rum çoğunlukça ezilip eritilme korku-
sunu zihinlerden silmiş de olabilir.
Kim bilir, yetmiş küsur yıl için de olsa sömürge
dönemini yaşamak ve "birayağı hâlâ Londra'da
olmak" kimilerinin düşünce yapısına bağımsızlık
konusunda Anadolu halkından farklı bir bakış açı-
sı aşılamıştır belki de.
Bütün bunlardoğru olabilir ve nihayet, kendi ge-
leceği konusunda karar vermek ora halkının
hakkıdır. Ama, Kıbrıs sorununun tek boyutu bu
mudur?
Başka bir deyişle Kıbrıs'ın Türk halkı soruna yal-
nız bu açıdan bakabilir mi? Daha doğrusu, ora
Rumları böyle mi bakmaktadır? Onlar Elenliği dü-
şünürken "bizimkiler" dediklerimiz Türkiye'yi dü-
şünmeyebilirler mi?
Ankara'nın gelip geçici iktidarını değil, Türki-
ye'yi, Türkiye'nin halkını, güvenliğini, denizlere
açılma özlemini, Ege'de sıkışmak yetmezmiş gi-
bi, birdeAkdeniz'deufkukarartılıpkaradevletiol-
maya mahkûm edilmek istemeyişini.
Lefkoşa'yı ve hatta Ankara'yı yönetenlerdüşün-
mese bile düşünenler çıkacak ve görevlerini yerine
getirip gereğini yapacaklardır herhalde.
Cumhuriyet
kitap kulübü
MUSTAFA BALBAY
Çin'in Uzun Yürüyüşü
Mertaz : Türkocağı Cad. No: 39/41 Cagaloglu-İSTANBUL - Tel: 0212 514 01 96
Şube : Istiklal Cad. Zcmbak Sok. 4/1 Taksim-İSTANBUL - Tel: 0212 252 38 81
Ankara : Atalütk Bulvart No: 125 Kat: 4 Bakdıklar-ANKARA - Tel: 0312 419 50 20
ATATÜRK'ÜN İLK İNANÇLI NEFERLERÎNDEN,
İZMİR NAMIK KEMAL LİSESİ MATEMATtK
ÖĞRETMENLERİNDEN, BİRTANECÎK
ANNEANNEMÎZ
NERMİN SEYMEN
(D. 1917)
21 Şubat 2005'te aramızdan ayrıldı.
Anısı önünde saygıyla eğiliriz.
Turunları ZEYNEP ve SİNAN HÜKÜM
HOŞ CELDÎN
POYRAZ BEBEK
Arkadaşlarınıız
Yasemin-Aykut Küçükkaya çiftinin
bir erkek çocuğıı
dünyaya merhaba dedi.
POYRAZ bebeğe
uzun, sağhklı ve
ıııaılıı bir yaşam düeriz.
Cumhuriyet çalışanları...
Yeniden Öğrenci AffL.
Doktorayı başaramayan, istiyorsa bir süre
sonra yeniden başvursun. Afla gelme
aşağılanmasını gençlere yaşatmayalım; yeniden
başlamayı denesinler.
Prof. Dr. Ühan TOMANBAY
• • niversite zorunlu de-
U
ğildir. Yükseköğrenim
görmek isteyen öğren-
ci kendi istenciyle (ira-
desiyle) gelir, üniversi-
tenin kurallanna uyarak öğrenimi-
ni görür. Başarılı olursa diploma-
sını alır. Yasal süreler içinde başa-
rılı olmazsa üniversite ile ilişiği
kcsilir. Bu, kurulu bir (lii/endıı
Bütün dünyada aynıdır. Üniversi-
te kurumsal bir yapıdır. En insani
duygularla bile olsa, vicdani bile
olsa o kıırum dışından yapılan mü-
dahaleler bu kurumsallığı bozar; ül-
kenin bir kurumu yavaş yavaş tah-
rip cdilmcyc başlanmış olur.
F.n son 2000 yılında çıkarılan
öğrenci affi beş yıl sonra yeniden
gündemde. Af Türkiye'nin vicda-
nmın gereği gibi sürekli gündem-
de aslında. Herhangi birgerekçey-
le üniversite ile ilişiği kesilen öğ-
renci her yıl af bekliyor. Af hak ol-
du Türkiye'de. Oysa hakolan okıı-
mak'tır. Bu hakkını kullanamaya-
nın o süreçte yeni birhakkı kalmaz.
Bankadan aldığı krediyi batırana o
banka bir daha kredi veriyor mu?
Kamu yönetimi sınavına giren, bir
işyerinin işe alma sınavına giren ya
da girmek isteyenler ekonomik ne-
denlerle sınavı kaçınrsa ya da is-
tediği puanı alamazsa onlara af an-
layışıyla arkasından özel bir sınav
hakkı veriliyor mu? Bu hakkını yi-
tiren genç bunu kabul eder. lçine
sindirir. Universiteye giriş için ül-
kede geçerli olan yollan tekrar de-
nemeye başlar ve bu hakkını yeni-
den değerlendirmeye çalışır ve so-
runlannı çözmüş olarak daha cid-
di boyutta öğrenimine yeniden baş-
lar. Başaramayan öğrencinin tabii
ki gerekçeleri çoktur. Ekonomik
nedenlerle okuyamayan, kayıtpa-
rasını yatıramadığı için, disiplin
soruşturması geçirdiği için oku-
yamayanlar olduğu gibi haylazlık,
lakaytlık, sorumsuzluk, zamanın-
da kayda gelmeme, araya adam
koyma, çalışmadan diploma iste-
me, sıyaset, cinsıyet, memleket, ti-
caret ilişkilerıyle geçmeye çalış-
ma ve bunu başaranıayınca kendi
iradesiyle bırakma gibi çok çeşit-
li başka nedenler de var.
Üniversitenin dışına çıkınış gen-
ce bir hak daha vcrmck, cğitimi
eğitim, kurumu kurum olmaktan
çıkanyor. I Iele, akademik ortalama-
yı tutturamayan öğrenciye ıstedığin
üç dersi sen seç, sınavına gir, ka-
zan ve devam et demek, akademik
ortalamasını yükseltmek için çalı-
şan ve yüksek bir akademik orta-
lamayı tutturan öğrenciler karşı-
sında ciddi bir vicdani haksızlık
örnegidir. Bu özel kolaylıkla aka-
demik ortalamasını yükseltip yük-
seköğretım kunımunu bıtiren bir
kişi yann ülkenın yönetım ve üre-
timinde söz sahibi olacaktır. Yasal
kaynlma ile geldiği bu noktada da
aynı anlayışı yaşamının her alanın-
da kullanmaya yetki sahibi olacak-
tır. Hem bu gençleri böyle harca-
maya, hem ülkenin geleceğini ris-
ke atmaya ve hem de üniversite öğ-
retiminin düzeyini bu denli düşür-
meye kimsenin hakkı olmamalı.
Oğretim sürecinde birçok öğ-
renci sık sık benzer ve haklı gerek-
çelerle bizlere geliyor. Anlıyor ve
üzülüyorsunuz. Ancak bunlann ne
kadan içtenlikli bilmek olanaklı
olmuyor. Babasının dükkânını iş-
letme, bulduğu iyi bir işi yitirme-
me, yatalak annesine bakma gibi
zorunluluklanndan ötürü öğreti-
mine ara vermek isteğiyle gelen
öğrenciler için ilgili yönetmelikte
olur bulunmuyor ve bu doğrudur.
Buna olur sağladığınız takdirde o
yıl dersleri iyi gitmeyen, o yıl ken-
disini yıkan bir aşk nedeniyle psi-
kolojisi bozulduğu için öğretimi-
ne ara vermek isteyen, bir futbol ta-
kımından lisans aldığı için ara ver-
mek isteyen, ticarete başlayıp tut-
turursa okumayacağını, tuttura-
mazsa okula döneceğini düşünerek
öğretimine ara vermek isteyen öğ-
rencilere de yasal ve yalan bir ge-
rekçeyi kâğıda dökerek izin vemıek
zorundasınız. Bunlara hayır dedi-
ğiniz zaman öğrencinin bir kısmı
öğretimini sürdürmeyi seçiyor; di-
ğer bir kısmı zaten özgüvensizlik-
ten ya da akademik ortalamasının
düşüklüğünden ünıversiteyle ilişi-
ğini kendi kesiyor.
Bunlann yanında, üniversitele-
rimizde, ekonomik, ailevi, kişisel
nedenlerle bunaldığı halde, yükse-
köğrenimine ara verip askere git-
mek ve sonra okumak istediği hal-
de, bunlann yönetmelik gereği ola-
mayacağını öğrenince tüm yoksııl-
luk ve sıkıntılan içinde öğrenimi-
ni sürdünııeyi seçen, kamu perso-
neli sınavında kazandığı kadroyu
yitirmeyi göze alarak öğrenimini
sürdüren, geceleri yatalak annesi-
ne bakıp gündüz okuyan, gece iş-
lerinde çalışarak gündüz sebatla
öğrenimini aksatmayan öğrenci-
lerin sayısı, herhalde benzer ne-
denlerle öğrenimini bırakan, bı-
rakmak zorunda kalan öğrencile-
rin sayısının kat kat üstündedir.
Askerliği, memuriyeti yanda bı-
rakıp tekrar başlamak ilkece nasıl
olanaksızsa seçilen öğrenimin ke-
sintisiz sürmesi de esastır. Bu öğ-
rencilerin de mağduriyetlerine yol
açmamak hepimizin sorumlulu-
ğundadır.
Eğjtimi sulandırma...
Toplum affı bekliyor, diyorlar.
Tabii bekler. 1983 yılından bugü-
ne değin dokuz kez af çıkanlırsa
ve her gelen hükümet bunu, vicda-
ni bir olay gibi yaklaşıp sürdürür-
se, toplum bunun bir hak olduğu-
nu düşünmeye başlar. Politik kay-
gılanmız nedeniyle toplumu yan-
lış eğitiyoruz. Aynı toplum ceza-
evi aflanna, somut acılarını yaşa-
dığı için karşı çıktı. Öğrenci affi so-
yut ve topluma yansıyacak uzun ev-
reli sonuçlanyla toplum için daha
da tahripkâr olacaktır.
Bu afların birkaç yılda bir yine-
lenmesi zorunluluk mu? Sonu gel-
meyecek mi? Zaten kapasite üstü
öğrenim görülen ve bu nedenle is-
tenen verimin alınması çok zor
olan yükseköğretim kurumların-
da, beş yıllık birikmelerle ve afla
gelen bunca öğrencinin öğrenim-
leriyle ilgili yoğunlaşmanın yara-
tacağı kargaşa nasıl çözülecek? Af
öğrencilerin bilinçlerine daha uni-
versiteye girdikleri anda öylesine
yerleşmiş ki kendisıne, bu düşük
notlarla ilişiğının kesilebileceği
anımsatıldığı zaman, dalıa birinci
sınıf öğrencisi nasıl olsa bir af çı-
kar, gene gelir okurum diyebiliyor
ve bu beklenti onun çalışmasını
da, üniversiteyi ciddiye almasını
da önceden engelliyor.
Sayın Milli Eğitim Bakanı, "bir
üniversite öğretim üyesiolarak,ön-
ce, doğnı bir saptamayla, çok sık
af çıkarmanın eğitim sistcmine za-
rar verdiğini, bunun do»m olma-
dığınr, "ancak bu afla sıcak bak-
tıklarmı" belirtiyor. Bir üniversite
temsilcisi, bir öğretim üyesi, bakan-
lığı sırasında inandığı ilkeleri uy-
gulayamıyorsa, yann gelecek ve
üniversiteden olmayan bir bakan bu
af alışkanlığını sürdürmekte hiçbir
sakıııca görmeyecektir. Sayın ba-
kanın bizzat dediği "affın eğitimi
sulaıulıı•ması" süregidecektir. Olan
dagençlerimize ve ülkeye olacak-
tır. Aynca ekonomik nedenlerle
kayıt yaptıramayana öğrencilerin
affı diyorsunuz sayın bakan; eko-
nomik nedenlerle dershaneye gide-
mediği için universiteye giremeyen
öğrencilerin üniversitede okuma
hakkının yaşama aktanlması için
ne gibi planlannız var?
Bırakalım, herhangi bir neden-
le ilişiği kesilen gençler, yine oku-
mak istiyorlarsa, yasal süreçler
içinde, yani lisans öğrenimi görmek
isteyenler yeni bir üniversite giriş
sınavıyla, sınavsız giren önlisans
adaylan yeni başvurulanyla yeni-
den başlasınlar.
Doktorayı başaramayan, istiyor-
sa bir süre sonra yeniden başvur-
sun. Afla gelme aşağılanmasını
gençlere yaşatmayalım; yeniden
başlamayı denesinler. Böyle olur-
sa, a) Üniversitelerin saygınhğı on-
lann gözünde de büyür; b) Okuma-
ya pek gönlü olmayanlar bu sıkın-
tıya girmez ve gerçekten okumak
isteyenler azimleriyle şahlanırlar;
c) Daha iyi yetişirler; d) Ülke ka-
zanır; e) Her alanda sıkışınca baş-
vurulan ve çağdaş hukuk kuralla-
nnın işlediği başka ülkelerde akıl-
lara bile gelmeyen af gibi bir hak-
sızlığı ve düzeysizliği Türkiye ya-
şamamış olur. Af her anlamda Tür-
kiye'nin gündeminden çıkmah.
GAYRİMENKULÜN AÇK ARTTIRMAİLANI
TC AVANOS İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No: 2004-52 Talimal
Bir borçtan dolayı satrlmasına karar verilen, Nevşehir ili, Avanos ilçesi, Yııkarı mahallesinde kain tapunun, 854 ada. 24 parsclindc kayıtlı Kargır çanakhane tayın-
maz olup tapu kayıtlarına göre 90.00 nı2 büyiiklüğündedir. Borçlunun hissesi 1/2'dir. Taşınmaz 02.09.1983 tarrh 350 no'lu kayıl ile korunması geıekli taşınmaz kiil-
tür varlığıdır. Taşınmaz, zemin ve 1. kattan teşekküldiir fakat zemin olarak belirtilen giriş kısmı kapısından itibaren aşağıya doğnı takriben dokuz adct basamakll bir
merdiven ile inilmektedir. Yapının bu kısmı taş kemerli olup tabanı karo mozaiktir, /enıin katı dip kısmından 1 kata çıkılmaktadır, bu kal yığma olarak inşa cdilmış
olup boyalı vesıvalıdır, yapının ön cephesi yöresel sarıtaştan inşa edilmiştir. Taşınmaz belediye, üst ve altyapı hizmetlenndcn yararlanabüecek durumda ilce merke-
zinde yer almakta olup yerlı ve yabancı turistlere yönelik ticari kapasitesi yüksek bir dükkandır. Muhammen değeri: 42.206.40 YTL'dir. Birinci Satısj Ciün ve Saati:
04.04.2005 Gün ve 11,00-11.10 Saatleri arasında İkinci Satış Gün ve Saati: 14.04.2005 Giin ve 11.00-11.10 Saalleri arasında satılarak paraya çevrilecektir.
Salış şartları: 1- Satış, 04.04.2005 Pazartesi günü 11.00-11.10 saatleri arasında Avanos Hiikümel Konağı Giriş salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacak. Bu
arttırmada tahmin cdilen kıymetin yüzde 60'ını ve rüçlıanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedel-
lealıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 14.04.2005 Perşembe günü 11.00-11.10 saatleri arasında Avanos hükümet konağı Giriş Salonu'nda
ikinci arttırmaya cıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilcmemışse gayrimenkul en vok arttıranın taahhüdü saklı kalmak iizerc arttırma ilanında gösterılen
müddet sonunda en çok artlırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacagına
rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masratlarını geçmesi la/ımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa
satış talcbi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat
mektubunu vermclcri lazımdır. Satış, pcşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve ınasrafları
ile KDV alıcıya aittır. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz
ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı bclgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabil olmadıkça paylaş-
madan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye kalılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak surelıyle ihalcnin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kelillerı, teklif ettikleri be-
del ile son ihale bedeli arasındakı farklan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden nıüteselsilen mesul olacaklardır. İhale l'arkı ve temerrül faı/ı ayrıca hükme
hacet kalmaksızın daıremizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmcsi için
daircde açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlcrın şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmış sayı-
lacakları, başkaca bilgi almak istcyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasryla müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlra teblıg yerine
kaim olacağı ilan olunur. 14.02.2005. (*) llgılıler tabirine irtifak hakkı sahiplcri de dahıldir. Basın: 7131
PENCERE
Dinci Düzen
Faşizmden Betendir..
Fransa'nın ünlü Le Figaro'sunda Alain-Gerard
Slama Türkiye'de yaşanan sorunu özetle şöyle yo-
rumluyor:
Erdoğan Hükümeti köktendinciliğe sırt çevire-
ceğine daha çokyaklaşıyor..
Atatürk'ün laik eserini ortadan kaldırmayı amaç-
layan Islamcıların taleplerine boyun eğiyor..
Faşizm ve Nazizmi tanımış Avrupa için bunu gör-
memek bağışlanmaz bir saflık olur..
Türkiye ile müzakere kapısını kapatamayız, ama,
beş yıllık bir katı program uygulanmalı..
Başarısız olunursa 'imtiyazlı ortaklık' çözümü
gündeme girmeli.
•
'Ucu açık', daha başka deyişle 'belirsiz' bir -en
aşağı- on yıllık 'müzakere süreci'nde elberte Av-
rupa'dan çeşitli sesleryükselecektir; ancak Le Fi-
garoyazarının ilginç olan yani 'köktendincilik' teh-
likesini vurgularken Avrupa'nın yakından tanıdığı
Nazizm ve Faşizmi anımsatması...
Daha önce bu köşede Faşizm ya da Nazizm ile
dinci düzen arasındaki ayrımın altını bir iki kez çiz-
miştim; ikisi arasındaki dağlar kadar farkı kuram-
sallığa kaçmadan gözler önüne sermek çok ko-
lay...
20'nci yüzyıl ortasındaki Faşist Italya ya da Nas-
yonal Sosyalist Almanya ile bugünkü Suudi Ara-
bistan, Kuveyt, Sudan, Iran gibi ülkelere uzaktan
birkuşbakışı, gerçeği en çarpıcı biçimdealgılamak
için yeterlidir...
Köktendinci rejim ortaçağ karanlığıdır...
Faşist rejim 20'nci yüzyılın sermaye diktasıdır...
•
Türkiye'de bugün yaşanan sorun Avrupa'da
yok!..
Kilisehukuku Batı'datarihegömülmüş, 1802'de
Fransa'dan başlayarak tüm kıtaya yayılan laik hu-
kuk Türkiye'de Kemalist devrimle benimsenmiş,
devlet düzenine dönüşmüştür...
Türkiye'de kadın Islam şeriatının yasalarından
Atatürk sayesinde kurtulmuştur, biz bunu yaşadık;
bunun ne demek olduğunu Avrupalı bilemez!..
1930'ların Alman kadınıyla bugünkü Suudi ya da
Iran kadınının fotoğraflarına bakmak insani irkilte-
bilir...
•
Nazizm uygariıktarihindebirsapıklıktır; ama, "üs-
tün insan" kuramında Hitler, Nietzsche'den esin-
lendi, ırkçılıktaGobineau'yadayandı, savaş vegüç
propagandasında Hegel'den yararlandı, müzikte
VVagner baş tacıydı.
Ortadoğu'daki dinci düzen Avrupa'daki faşizm-
den de beterdir.
Politikadadini kullanan, toplum yaşamında ka-
dını tesettüre bağlayan, Avrupa'ya dönük yüzün-
de takıyye yapan bir siyasal iktidara karşı Türki-
ye'de duyarlı davranıp uyanık olmak da yetmiyor;
laik, Atatürkçü, ulusalcı, çağdaş, kadın-erkek eşit-
liğini insanlığın ve uygarlığın baş koşulu sayan tüm
yurttaşların yaratacağı ortak örgütlenme gerçek-
leşemeden kendimizi güvencede sayamayız.
ÇIĞLIK
Türkiye'nin
Onurlu ve Şerefli İnsanlan
SEKA direniyor.
İşçi
Alpaslan YILDIRIM
GAYRÎMENKULÜN AÇIK AKTTIRMA İLANI
TC AVANOS İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
üosya No: 2004-434
Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen,
Nevşehir ili Avanos ilçesi, Yukarı mahallesinde kaın tapunun, 864 ada, 8 parsehnde kayıtlı Kargır ev cınsınden ta-
şınmaz olup tapu kayıtlanna göre 253.00 m2 büyüklüğündedir. Borçlunun hissesi tamdır. Taşınmaz korunması ge-
rekli taşınmaz kültür varlığıdır. Taşınmaz üzerinde yığma olarak yapılmış, avlu ıçerısınde ıkışer katlı ikı adet yapı
bulunmakta.Söz konusu yapılar yöresel taştan yapılmış ahşap çatılı, kiremıtlı yığma olarak yapılan yapılardır, ıç kı-
sımlan onarım ihtiyacı vardır, yapıların tabliyelen ahşap kiriş üzerine sıkıştınlmış toprak şeklındedır. Taşınmaz bele-
diye alt ve üst yapı hizmetlerinden yararlanabilir durumdadır. Muhammen değen: 45.000.00 YTLdır.
Birinci Satış Gün ve Saati: 04.04.2005 Gün ve 11.30-11.40 Saatleri arasında
ikinci Satış Gün ve Saati: 14.04.2005 Gün ve 11.30-11.40 Saatleri arasında satılarak paraya çevrilecektir.
Saüs şartlarr 1- Satış 04.04.2005 Pazartesi günü 11.30-11.40 saatleri arasında Avanos Hükümet Konağı Oırış
salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacak. Bu arttırmada tahmın edilen kıymetin yüzde 60'ını ve ruçhanlı alacak-
lılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa,
en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şarUyla 14.04.2005 Perşembe günü 11.30-11.40 saatleri arasında Avanos
hükümet konağı Giriş Salonu'nda ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edılememışse
sayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterılen müddet sonunda en çok art-
tırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40 ını bulması ve satış
istevenin alacagına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştır-
ma masraflannı geçmcsi lazımd.r. Böyle fazla bedelle alıcı ç.kmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırrnaya ışt.rak
edeceklerin tahmin cdilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar mı lı bir bankanın te-
minat mektubunu vermeleri laz.md.r. Satış, peşin para iledir, alıcı ıstedığınde 10 günü geçmemek üzere meh. verı-
lebılır. Tellaliye resmı, ihale pulu, tapu harç vc masraflar. ile KDV alıcıya aıttir. B.nkrmş vergiler satış bedelmden
ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililenn (•) bu gayrimenkul üzerindeki haklann. hususiyle faız ve mas-
rafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bıldırmelen lazımdır. Aksı takdirde
haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıpı daha sonra ihale bedelı-
nı yatırmLak suretiyle ihalenm feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefillerı, tcklıi ettıklen bede .le son ihale bedeh
arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden nıüteselsilen mesul olacak ardır. İhale tarkıve
temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemızcc tahsil olunacak, bu fark, varsa oncehkle teminat bedelin-
den alınacaktır 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daırede açık olup masrafı verıldığı
takdirde isteyen alıcıya bir örneğ! gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyı görmuş ve münderecatını ka-
bul etmiş sayılacaMan, başkaca bılgı almak isteyenlerin yukar.da yaz.l. dosya numarasıyla mudurluğumuze başvur
maları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlra tebliğ yerine kaım olacağı ılan olunur. 14.02.2005 ( ) llgılıler
tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. ö a s l n
-
ACI KAYBIIVIIZ
t.Ü. Edebiyat Fakültesi'nden emekli,
M.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi cskı Öğretim Üyesi
Felsefeci, Denemeci ve Yazar
prof Dr NERMİ UYGUR
(GS Liscsi 1944)
vefat etmiştir.
Cenazesi 23 Şubat Çarşamba günü (bugün)
Fenerbahçe Camii'nde kılmacak öğlc namazından sonra
Zincirlikuyu Aile Mezarlığı'nda toprağa verilecektir.
EşiNİLGÜN UYGUR,
Kızı PINAR UYGUR BELER, Damadı ZAFER BELER, Kardeşi GÖNÜL GÜNGÖRMÜŞ
Not: Çiçek gönderilmemesi, isteyenlerin GS Eğitim Vakfi'na veya
diledikleri bir kuruluşa bağışta buluntnasıricaolunur.
KALECİK SULII HUKUK HÂKtMLÎĞÎ'NDEN
EsasNo: 2004/154
Karar No: 2004/263
Davacı llüseyın Süzer vekili Av. Seyıt Erbil tarafından davalı Binnaz Süzer aleyhıne mahkemcmıze aç.lan Işt.rak
halındeki miilkiyetin müşterek mülkiyete çevrılmesi davasının yapılan açık duruşması sonunda;
DavfZûsu A L a li Kaleck Uçesi Elmapınar köyünde kain 2, 5, 27, 96, 103, 182 ve 381 parsel say.l, taŞın-
maz alkT,şt"aî;n Ka.eck Su.h HuLk Hâk.mliğı'nin 2004/80 Esas 2004/8, Karar say.l. nu,r, Isma, Süzer> *
veraset ilamına göre çözülerek iştirak halindeki mülkiyetın müşterek mulkıyete çevnlmes.ne ve tapuya bu şek.lde
S L S karar venlm.ş olup; Işbu karar tüm aramalara rağmcn bulunamayan daval, Bumaz Suzer'e ılancn ebhğ
edilmesi gerekmış ve .lan.n yay.nland.gi tarihten it.baren 8 gün sonra tebliğ edılmış say.lacağ. ve bundan sonrak, 8
gün içinde temyiz yoluna başvurulmad.ğ. takdirde kesinleşeceği ilanen tebl.ğ olunur. Basın:72U ^
VEFAT
Kurumumuz üyesi, değerli felsefeci
Prof. Dr.
NERMİ UYGUR u
kaybettik. Ailesinin, meslektaşlarının ve dostlarının
acısını paylaşır, sabırlar dileriz.
Türkiye Felsefe Kurumu Derneği
AYDIN 2. ASLÎYE HUKUK M A H K E M E S İ ' N D E N "
EsasNo: 2004/601
Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve müteakip maddelen uyannca davacı Mehmct Bezır-
gan tarafından hakkında gaiplığme karar verilmcsı talebiyle mahkememızde açılan Meh-
met ve Feruz oğlu 14.05.1976 Eskişehır dogumlu Hakan Bezırgan'ın sağ veya olu olup
olmadıgı, sag ise nerede olduguna dair bilgisi olanlann malıkememizın yukarıda esas nu-
marası yazılı dosyasına iiügi vermclcn ilanen dııyıırulur. Basm: 6987