23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER AÇI MUMTAZ SOYSAL Unutulamaz Boyut KIBRIS sorunu kritik bir aşamaya giriyor. Seçim sonuçları, referandumdaki tablonun tek- rarı gibi: Kıbrıs'ın Türk seçmeni, ezici çoğunlukla olmasa da genellikle "Avrupalı" olmayı her şey- den daha önemli saymakta. Bu temel yaklaşımın olası, hatta kaçınılmaz so- nuçlarını da göze alarak. Yani, Annan Planı'nı kabullenmekle kalmayıp Papadopulos'un istediği ve isteyebileceği "dü- zeltmelere ve yeni ödünlere şimdiden razı olarak. 0 planın, eşitlik görüntüleri gerisinde kendileri- nl ikinci sınıflığa ve bir çeşit azınlık statüsüne in- dirgeyişine aldırış etmeyerek. Türkiye'ye sağlanan gözetim ve müdahale hak- larının zayıflatılmasını, hatta zamanla büsbütün kaldırılmasını önemsemeyerek. Daha da önemlisi, 24 Nisan 2004'te çifte refe- randum düzenlenmesiyle doğrulanıp perçinlenen bağımsızlık hakkından kendi oylarıyla vazgeçe- rek. Bir bakıma, bu temel yaklaşımı ve onun olası ya da kaçınılmaz sonuçlarını göze almayı an- lamak ve anlayışla karşılamak mümkündür. 1974 öncesinde çekilen eziyetler ve Türkiye'nin özverileri unutulup 1974 sonrasının başarısızlıkla- rı, beceriksizlikleri, sıkıntılan ağır basıyordur. Ankara'daki zorlukların bir bölümü adaya da bu- laşıp tepki yaratmış olabilir. Bunlara içteki yöneti- min kusurları, hataları daeklenmiştirdoğal olarak. Ayrıca, Türkiye'den gelenlerin bir bölümünde kırıcı, itici davranışlar da görmüştür belki bazıları. Öte yandan, Annan Planı, iyi kamufle edilmiş, al- lanıp pullanmış aldatıcılıklarıyla kimilerine çekici, rahatlatıcı, gurur okşayıcı bile geliyordur. Ne kadar inkâr edilirse edilsin, son otuz yılda Tür- kiye'nin desteğiyle yapılanlar genel refahı arttıra- rak Kuzey'in insanlarına ekonomik güven duygu- su vermiş, Rum çoğunlukça ezilip eritilme korku- sunu zihinlerden silmiş de olabilir. Kim bilir, yetmiş küsur yıl için de olsa sömürge dönemini yaşamak ve "birayağı hâlâ Londra'da olmak" kimilerinin düşünce yapısına bağımsızlık konusunda Anadolu halkından farklı bir bakış açı- sı aşılamıştır belki de. Bütün bunlardoğru olabilir ve nihayet, kendi ge- leceği konusunda karar vermek ora halkının hakkıdır. Ama, Kıbrıs sorununun tek boyutu bu mudur? Başka bir deyişle Kıbrıs'ın Türk halkı soruna yal- nız bu açıdan bakabilir mi? Daha doğrusu, ora Rumları böyle mi bakmaktadır? Onlar Elenliği dü- şünürken "bizimkiler" dediklerimiz Türkiye'yi dü- şünmeyebilirler mi? Ankara'nın gelip geçici iktidarını değil, Türki- ye'yi, Türkiye'nin halkını, güvenliğini, denizlere açılma özlemini, Ege'de sıkışmak yetmezmiş gi- bi, birdeAkdeniz'deufkukarartılıpkaradevletiol- maya mahkûm edilmek istemeyişini. Lefkoşa'yı ve hatta Ankara'yı yönetenlerdüşün- mese bile düşünenler çıkacak ve görevlerini yerine getirip gereğini yapacaklardır herhalde. Cumhuriyet kitap kulübü MUSTAFA BALBAY Çin'in Uzun Yürüyüşü Mertaz : Türkocağı Cad. No: 39/41 Cagaloglu-İSTANBUL - Tel: 0212 514 01 96 Şube : Istiklal Cad. Zcmbak Sok. 4/1 Taksim-İSTANBUL - Tel: 0212 252 38 81 Ankara : Atalütk Bulvart No: 125 Kat: 4 Bakdıklar-ANKARA - Tel: 0312 419 50 20 ATATÜRK'ÜN İLK İNANÇLI NEFERLERÎNDEN, İZMİR NAMIK KEMAL LİSESİ MATEMATtK ÖĞRETMENLERİNDEN, BİRTANECÎK ANNEANNEMÎZ NERMİN SEYMEN (D. 1917) 21 Şubat 2005'te aramızdan ayrıldı. Anısı önünde saygıyla eğiliriz. Turunları ZEYNEP ve SİNAN HÜKÜM HOŞ CELDÎN POYRAZ BEBEK Arkadaşlarınıız Yasemin-Aykut Küçükkaya çiftinin bir erkek çocuğıı dünyaya merhaba dedi. POYRAZ bebeğe uzun, sağhklı ve ıııaılıı bir yaşam düeriz. Cumhuriyet çalışanları... Yeniden Öğrenci AffL. Doktorayı başaramayan, istiyorsa bir süre sonra yeniden başvursun. Afla gelme aşağılanmasını gençlere yaşatmayalım; yeniden başlamayı denesinler. Prof. Dr. Ühan TOMANBAY • • niversite zorunlu de- U ğildir. Yükseköğrenim görmek isteyen öğren- ci kendi istenciyle (ira- desiyle) gelir, üniversi- tenin kurallanna uyarak öğrenimi- ni görür. Başarılı olursa diploma- sını alır. Yasal süreler içinde başa- rılı olmazsa üniversite ile ilişiği kcsilir. Bu, kurulu bir (lii/endıı Bütün dünyada aynıdır. Üniversi- te kurumsal bir yapıdır. En insani duygularla bile olsa, vicdani bile olsa o kıırum dışından yapılan mü- dahaleler bu kurumsallığı bozar; ül- kenin bir kurumu yavaş yavaş tah- rip cdilmcyc başlanmış olur. F.n son 2000 yılında çıkarılan öğrenci affi beş yıl sonra yeniden gündemde. Af Türkiye'nin vicda- nmın gereği gibi sürekli gündem- de aslında. Herhangi birgerekçey- le üniversite ile ilişiği kesilen öğ- renci her yıl af bekliyor. Af hak ol- du Türkiye'de. Oysa hakolan okıı- mak'tır. Bu hakkını kullanamaya- nın o süreçte yeni birhakkı kalmaz. Bankadan aldığı krediyi batırana o banka bir daha kredi veriyor mu? Kamu yönetimi sınavına giren, bir işyerinin işe alma sınavına giren ya da girmek isteyenler ekonomik ne- denlerle sınavı kaçınrsa ya da is- tediği puanı alamazsa onlara af an- layışıyla arkasından özel bir sınav hakkı veriliyor mu? Bu hakkını yi- tiren genç bunu kabul eder. lçine sindirir. Universiteye giriş için ül- kede geçerli olan yollan tekrar de- nemeye başlar ve bu hakkını yeni- den değerlendirmeye çalışır ve so- runlannı çözmüş olarak daha cid- di boyutta öğrenimine yeniden baş- lar. Başaramayan öğrencinin tabii ki gerekçeleri çoktur. Ekonomik nedenlerle okuyamayan, kayıtpa- rasını yatıramadığı için, disiplin soruşturması geçirdiği için oku- yamayanlar olduğu gibi haylazlık, lakaytlık, sorumsuzluk, zamanın- da kayda gelmeme, araya adam koyma, çalışmadan diploma iste- me, sıyaset, cinsıyet, memleket, ti- caret ilişkilerıyle geçmeye çalış- ma ve bunu başaranıayınca kendi iradesiyle bırakma gibi çok çeşit- li başka nedenler de var. Üniversitenin dışına çıkınış gen- ce bir hak daha vcrmck, cğitimi eğitim, kurumu kurum olmaktan çıkanyor. I Iele, akademik ortalama- yı tutturamayan öğrenciye ıstedığin üç dersi sen seç, sınavına gir, ka- zan ve devam et demek, akademik ortalamasını yükseltmek için çalı- şan ve yüksek bir akademik orta- lamayı tutturan öğrenciler karşı- sında ciddi bir vicdani haksızlık örnegidir. Bu özel kolaylıkla aka- demik ortalamasını yükseltip yük- seköğretım kunımunu bıtiren bir kişi yann ülkenın yönetım ve üre- timinde söz sahibi olacaktır. Yasal kaynlma ile geldiği bu noktada da aynı anlayışı yaşamının her alanın- da kullanmaya yetki sahibi olacak- tır. Hem bu gençleri böyle harca- maya, hem ülkenin geleceğini ris- ke atmaya ve hem de üniversite öğ- retiminin düzeyini bu denli düşür- meye kimsenin hakkı olmamalı. Oğretim sürecinde birçok öğ- renci sık sık benzer ve haklı gerek- çelerle bizlere geliyor. Anlıyor ve üzülüyorsunuz. Ancak bunlann ne kadan içtenlikli bilmek olanaklı olmuyor. Babasının dükkânını iş- letme, bulduğu iyi bir işi yitirme- me, yatalak annesine bakma gibi zorunluluklanndan ötürü öğreti- mine ara vermek isteğiyle gelen öğrenciler için ilgili yönetmelikte olur bulunmuyor ve bu doğrudur. Buna olur sağladığınız takdirde o yıl dersleri iyi gitmeyen, o yıl ken- disini yıkan bir aşk nedeniyle psi- kolojisi bozulduğu için öğretimi- ne ara vermek isteyen, bir futbol ta- kımından lisans aldığı için ara ver- mek isteyen, ticarete başlayıp tut- turursa okumayacağını, tuttura- mazsa okula döneceğini düşünerek öğretimine ara vermek isteyen öğ- rencilere de yasal ve yalan bir ge- rekçeyi kâğıda dökerek izin vemıek zorundasınız. Bunlara hayır dedi- ğiniz zaman öğrencinin bir kısmı öğretimini sürdürmeyi seçiyor; di- ğer bir kısmı zaten özgüvensizlik- ten ya da akademik ortalamasının düşüklüğünden ünıversiteyle ilişi- ğini kendi kesiyor. Bunlann yanında, üniversitele- rimizde, ekonomik, ailevi, kişisel nedenlerle bunaldığı halde, yükse- köğrenimine ara verip askere git- mek ve sonra okumak istediği hal- de, bunlann yönetmelik gereği ola- mayacağını öğrenince tüm yoksııl- luk ve sıkıntılan içinde öğrenimi- ni sürdünııeyi seçen, kamu perso- neli sınavında kazandığı kadroyu yitirmeyi göze alarak öğrenimini sürdüren, geceleri yatalak annesi- ne bakıp gündüz okuyan, gece iş- lerinde çalışarak gündüz sebatla öğrenimini aksatmayan öğrenci- lerin sayısı, herhalde benzer ne- denlerle öğrenimini bırakan, bı- rakmak zorunda kalan öğrencile- rin sayısının kat kat üstündedir. Askerliği, memuriyeti yanda bı- rakıp tekrar başlamak ilkece nasıl olanaksızsa seçilen öğrenimin ke- sintisiz sürmesi de esastır. Bu öğ- rencilerin de mağduriyetlerine yol açmamak hepimizin sorumlulu- ğundadır. Eğjtimi sulandırma... Toplum affı bekliyor, diyorlar. Tabii bekler. 1983 yılından bugü- ne değin dokuz kez af çıkanlırsa ve her gelen hükümet bunu, vicda- ni bir olay gibi yaklaşıp sürdürür- se, toplum bunun bir hak olduğu- nu düşünmeye başlar. Politik kay- gılanmız nedeniyle toplumu yan- lış eğitiyoruz. Aynı toplum ceza- evi aflanna, somut acılarını yaşa- dığı için karşı çıktı. Öğrenci affi so- yut ve topluma yansıyacak uzun ev- reli sonuçlanyla toplum için daha da tahripkâr olacaktır. Bu afların birkaç yılda bir yine- lenmesi zorunluluk mu? Sonu gel- meyecek mi? Zaten kapasite üstü öğrenim görülen ve bu nedenle is- tenen verimin alınması çok zor olan yükseköğretim kurumların- da, beş yıllık birikmelerle ve afla gelen bunca öğrencinin öğrenim- leriyle ilgili yoğunlaşmanın yara- tacağı kargaşa nasıl çözülecek? Af öğrencilerin bilinçlerine daha uni- versiteye girdikleri anda öylesine yerleşmiş ki kendisıne, bu düşük notlarla ilişiğının kesilebileceği anımsatıldığı zaman, dalıa birinci sınıf öğrencisi nasıl olsa bir af çı- kar, gene gelir okurum diyebiliyor ve bu beklenti onun çalışmasını da, üniversiteyi ciddiye almasını da önceden engelliyor. Sayın Milli Eğitim Bakanı, "bir üniversite öğretim üyesiolarak,ön- ce, doğnı bir saptamayla, çok sık af çıkarmanın eğitim sistcmine za- rar verdiğini, bunun do»m olma- dığınr, "ancak bu afla sıcak bak- tıklarmı" belirtiyor. Bir üniversite temsilcisi, bir öğretim üyesi, bakan- lığı sırasında inandığı ilkeleri uy- gulayamıyorsa, yann gelecek ve üniversiteden olmayan bir bakan bu af alışkanlığını sürdürmekte hiçbir sakıııca görmeyecektir. Sayın ba- kanın bizzat dediği "affın eğitimi sulaıulıı•ması" süregidecektir. Olan dagençlerimize ve ülkeye olacak- tır. Aynca ekonomik nedenlerle kayıt yaptıramayana öğrencilerin affı diyorsunuz sayın bakan; eko- nomik nedenlerle dershaneye gide- mediği için universiteye giremeyen öğrencilerin üniversitede okuma hakkının yaşama aktanlması için ne gibi planlannız var? Bırakalım, herhangi bir neden- le ilişiği kesilen gençler, yine oku- mak istiyorlarsa, yasal süreçler içinde, yani lisans öğrenimi görmek isteyenler yeni bir üniversite giriş sınavıyla, sınavsız giren önlisans adaylan yeni başvurulanyla yeni- den başlasınlar. Doktorayı başaramayan, istiyor- sa bir süre sonra yeniden başvur- sun. Afla gelme aşağılanmasını gençlere yaşatmayalım; yeniden başlamayı denesinler. Böyle olur- sa, a) Üniversitelerin saygınhğı on- lann gözünde de büyür; b) Okuma- ya pek gönlü olmayanlar bu sıkın- tıya girmez ve gerçekten okumak isteyenler azimleriyle şahlanırlar; c) Daha iyi yetişirler; d) Ülke ka- zanır; e) Her alanda sıkışınca baş- vurulan ve çağdaş hukuk kuralla- nnın işlediği başka ülkelerde akıl- lara bile gelmeyen af gibi bir hak- sızlığı ve düzeysizliği Türkiye ya- şamamış olur. Af her anlamda Tür- kiye'nin gündeminden çıkmah. GAYRİMENKULÜN AÇK ARTTIRMAİLANI TC AVANOS İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Dosya No: 2004-52 Talimal Bir borçtan dolayı satrlmasına karar verilen, Nevşehir ili, Avanos ilçesi, Yııkarı mahallesinde kain tapunun, 854 ada. 24 parsclindc kayıtlı Kargır çanakhane tayın- maz olup tapu kayıtlarına göre 90.00 nı2 büyiiklüğündedir. Borçlunun hissesi 1/2'dir. Taşınmaz 02.09.1983 tarrh 350 no'lu kayıl ile korunması geıekli taşınmaz kiil- tür varlığıdır. Taşınmaz, zemin ve 1. kattan teşekküldiir fakat zemin olarak belirtilen giriş kısmı kapısından itibaren aşağıya doğnı takriben dokuz adct basamakll bir merdiven ile inilmektedir. Yapının bu kısmı taş kemerli olup tabanı karo mozaiktir, /enıin katı dip kısmından 1 kata çıkılmaktadır, bu kal yığma olarak inşa cdilmış olup boyalı vesıvalıdır, yapının ön cephesi yöresel sarıtaştan inşa edilmiştir. Taşınmaz belediye, üst ve altyapı hizmetlenndcn yararlanabüecek durumda ilce merke- zinde yer almakta olup yerlı ve yabancı turistlere yönelik ticari kapasitesi yüksek bir dükkandır. Muhammen değeri: 42.206.40 YTL'dir. Birinci Satısj Ciün ve Saati: 04.04.2005 Gün ve 11,00-11.10 Saatleri arasında İkinci Satış Gün ve Saati: 14.04.2005 Giin ve 11.00-11.10 Saalleri arasında satılarak paraya çevrilecektir. Salış şartları: 1- Satış, 04.04.2005 Pazartesi günü 11.00-11.10 saatleri arasında Avanos Hiikümel Konağı Giriş salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacak. Bu arttırmada tahmin cdilen kıymetin yüzde 60'ını ve rüçlıanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedel- lealıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 14.04.2005 Perşembe günü 11.00-11.10 saatleri arasında Avanos hükümet konağı Giriş Salonu'nda ikinci arttırmaya cıkarılacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edilcmemışse gayrimenkul en vok arttıranın taahhüdü saklı kalmak iizerc arttırma ilanında gösterılen müddet sonunda en çok artlırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacagına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masratlarını geçmesi la/ımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talcbi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermclcri lazımdır. Satış, pcşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve ınasrafları ile KDV alıcıya aittır. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı bclgeleri ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabil olmadıkça paylaş- madan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye kalılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak surelıyle ihalcnin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kelillerı, teklif ettikleri be- del ile son ihale bedeli arasındakı farklan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden nıüteselsilen mesul olacaklardır. İhale l'arkı ve temerrül faı/ı ayrıca hükme hacet kalmaksızın daıremizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmcsi için daircde açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlcrın şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmış sayı- lacakları, başkaca bilgi almak istcyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasryla müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlra teblıg yerine kaim olacağı ilan olunur. 14.02.2005. (*) llgılıler tabirine irtifak hakkı sahiplcri de dahıldir. Basın: 7131 PENCERE Dinci Düzen Faşizmden Betendir.. Fransa'nın ünlü Le Figaro'sunda Alain-Gerard Slama Türkiye'de yaşanan sorunu özetle şöyle yo- rumluyor: Erdoğan Hükümeti köktendinciliğe sırt çevire- ceğine daha çokyaklaşıyor.. Atatürk'ün laik eserini ortadan kaldırmayı amaç- layan Islamcıların taleplerine boyun eğiyor.. Faşizm ve Nazizmi tanımış Avrupa için bunu gör- memek bağışlanmaz bir saflık olur.. Türkiye ile müzakere kapısını kapatamayız, ama, beş yıllık bir katı program uygulanmalı.. Başarısız olunursa 'imtiyazlı ortaklık' çözümü gündeme girmeli. • 'Ucu açık', daha başka deyişle 'belirsiz' bir -en aşağı- on yıllık 'müzakere süreci'nde elberte Av- rupa'dan çeşitli sesleryükselecektir; ancak Le Fi- garoyazarının ilginç olan yani 'köktendincilik' teh- likesini vurgularken Avrupa'nın yakından tanıdığı Nazizm ve Faşizmi anımsatması... Daha önce bu köşede Faşizm ya da Nazizm ile dinci düzen arasındaki ayrımın altını bir iki kez çiz- miştim; ikisi arasındaki dağlar kadar farkı kuram- sallığa kaçmadan gözler önüne sermek çok ko- lay... 20'nci yüzyıl ortasındaki Faşist Italya ya da Nas- yonal Sosyalist Almanya ile bugünkü Suudi Ara- bistan, Kuveyt, Sudan, Iran gibi ülkelere uzaktan birkuşbakışı, gerçeği en çarpıcı biçimdealgılamak için yeterlidir... Köktendinci rejim ortaçağ karanlığıdır... Faşist rejim 20'nci yüzyılın sermaye diktasıdır... • Türkiye'de bugün yaşanan sorun Avrupa'da yok!.. Kilisehukuku Batı'datarihegömülmüş, 1802'de Fransa'dan başlayarak tüm kıtaya yayılan laik hu- kuk Türkiye'de Kemalist devrimle benimsenmiş, devlet düzenine dönüşmüştür... Türkiye'de kadın Islam şeriatının yasalarından Atatürk sayesinde kurtulmuştur, biz bunu yaşadık; bunun ne demek olduğunu Avrupalı bilemez!.. 1930'ların Alman kadınıyla bugünkü Suudi ya da Iran kadınının fotoğraflarına bakmak insani irkilte- bilir... • Nazizm uygariıktarihindebirsapıklıktır; ama, "üs- tün insan" kuramında Hitler, Nietzsche'den esin- lendi, ırkçılıktaGobineau'yadayandı, savaş vegüç propagandasında Hegel'den yararlandı, müzikte VVagner baş tacıydı. Ortadoğu'daki dinci düzen Avrupa'daki faşizm- den de beterdir. Politikadadini kullanan, toplum yaşamında ka- dını tesettüre bağlayan, Avrupa'ya dönük yüzün- de takıyye yapan bir siyasal iktidara karşı Türki- ye'de duyarlı davranıp uyanık olmak da yetmiyor; laik, Atatürkçü, ulusalcı, çağdaş, kadın-erkek eşit- liğini insanlığın ve uygarlığın baş koşulu sayan tüm yurttaşların yaratacağı ortak örgütlenme gerçek- leşemeden kendimizi güvencede sayamayız. ÇIĞLIK Türkiye'nin Onurlu ve Şerefli İnsanlan SEKA direniyor. İşçi Alpaslan YILDIRIM GAYRÎMENKULÜN AÇIK AKTTIRMA İLANI TC AVANOS İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN üosya No: 2004-434 Bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen, Nevşehir ili Avanos ilçesi, Yukarı mahallesinde kaın tapunun, 864 ada, 8 parsehnde kayıtlı Kargır ev cınsınden ta- şınmaz olup tapu kayıtlanna göre 253.00 m2 büyüklüğündedir. Borçlunun hissesi tamdır. Taşınmaz korunması ge- rekli taşınmaz kültür varlığıdır. Taşınmaz üzerinde yığma olarak yapılmış, avlu ıçerısınde ıkışer katlı ikı adet yapı bulunmakta.Söz konusu yapılar yöresel taştan yapılmış ahşap çatılı, kiremıtlı yığma olarak yapılan yapılardır, ıç kı- sımlan onarım ihtiyacı vardır, yapıların tabliyelen ahşap kiriş üzerine sıkıştınlmış toprak şeklındedır. Taşınmaz bele- diye alt ve üst yapı hizmetlerinden yararlanabilir durumdadır. Muhammen değen: 45.000.00 YTLdır. Birinci Satış Gün ve Saati: 04.04.2005 Gün ve 11.30-11.40 Saatleri arasında ikinci Satış Gün ve Saati: 14.04.2005 Gün ve 11.30-11.40 Saatleri arasında satılarak paraya çevrilecektir. Saüs şartlarr 1- Satış 04.04.2005 Pazartesi günü 11.30-11.40 saatleri arasında Avanos Hükümet Konağı Oırış salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacak. Bu arttırmada tahmın edilen kıymetin yüzde 60'ını ve ruçhanlı alacak- lılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü bakı kalmak şarUyla 14.04.2005 Perşembe günü 11.30-11.40 saatleri arasında Avanos hükümet konağı Giriş Salonu'nda ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırmada da bu miktar elde edılememışse sayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ilanında gösterılen müddet sonunda en çok art- tırana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde 40 ını bulması ve satış istevenin alacagına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştır- ma masraflannı geçmcsi lazımd.r. Böyle fazla bedelle alıcı ç.kmazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırrnaya ışt.rak edeceklerin tahmin cdilen kıymetin yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar mı lı bir bankanın te- minat mektubunu vermeleri laz.md.r. Satış, peşin para iledir, alıcı ıstedığınde 10 günü geçmemek üzere meh. verı- lebılır. Tellaliye resmı, ihale pulu, tapu harç vc masraflar. ile KDV alıcıya aıttir. B.nkrmş vergiler satış bedelmden ödenir. 3- Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililenn (•) bu gayrimenkul üzerindeki haklann. hususiyle faız ve mas- rafa dair olan iddialannı dayanağı belgeleri ile on beş gün içinde dairemize bıldırmelen lazımdır. Aksı takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıpı daha sonra ihale bedelı- nı yatırmLak suretiyle ihalenm feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefillerı, tcklıi ettıklen bede .le son ihale bedeh arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden nıüteselsilen mesul olacak ardır. İhale tarkıve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemızcc tahsil olunacak, bu fark, varsa oncehkle teminat bedelin- den alınacaktır 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için daırede açık olup masrafı verıldığı takdirde isteyen alıcıya bir örneğ! gönderilebilir. 6- Satışa iştirak edenlerin şartnameyı görmuş ve münderecatını ka- bul etmiş sayılacaMan, başkaca bılgı almak isteyenlerin yukar.da yaz.l. dosya numarasıyla mudurluğumuze başvur maları ile satış ilanın tebliğ edilemeyen alakadarlra tebliğ yerine kaım olacağı ılan olunur. 14.02.2005 ( ) llgılıler tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. ö a s l n - ACI KAYBIIVIIZ t.Ü. Edebiyat Fakültesi'nden emekli, M.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi cskı Öğretim Üyesi Felsefeci, Denemeci ve Yazar prof Dr NERMİ UYGUR (GS Liscsi 1944) vefat etmiştir. Cenazesi 23 Şubat Çarşamba günü (bugün) Fenerbahçe Camii'nde kılmacak öğlc namazından sonra Zincirlikuyu Aile Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. EşiNİLGÜN UYGUR, Kızı PINAR UYGUR BELER, Damadı ZAFER BELER, Kardeşi GÖNÜL GÜNGÖRMÜŞ Not: Çiçek gönderilmemesi, isteyenlerin GS Eğitim Vakfi'na veya diledikleri bir kuruluşa bağışta buluntnasıricaolunur. KALECİK SULII HUKUK HÂKtMLÎĞÎ'NDEN EsasNo: 2004/154 Karar No: 2004/263 Davacı llüseyın Süzer vekili Av. Seyıt Erbil tarafından davalı Binnaz Süzer aleyhıne mahkemcmıze aç.lan Işt.rak halındeki miilkiyetin müşterek mülkiyete çevrılmesi davasının yapılan açık duruşması sonunda; DavfZûsu A L a li Kaleck Uçesi Elmapınar köyünde kain 2, 5, 27, 96, 103, 182 ve 381 parsel say.l, taŞın- maz alkT,şt"aî;n Ka.eck Su.h HuLk Hâk.mliğı'nin 2004/80 Esas 2004/8, Karar say.l. nu,r, Isma, Süzer> * veraset ilamına göre çözülerek iştirak halindeki mülkiyetın müşterek mulkıyete çevnlmes.ne ve tapuya bu şek.lde S L S karar venlm.ş olup; Işbu karar tüm aramalara rağmcn bulunamayan daval, Bumaz Suzer'e ılancn ebhğ edilmesi gerekmış ve .lan.n yay.nland.gi tarihten it.baren 8 gün sonra tebliğ edılmış say.lacağ. ve bundan sonrak, 8 gün içinde temyiz yoluna başvurulmad.ğ. takdirde kesinleşeceği ilanen tebl.ğ olunur. Basın:72U ^ VEFAT Kurumumuz üyesi, değerli felsefeci Prof. Dr. NERMİ UYGUR u kaybettik. Ailesinin, meslektaşlarının ve dostlarının acısını paylaşır, sabırlar dileriz. Türkiye Felsefe Kurumu Derneği AYDIN 2. ASLÎYE HUKUK M A H K E M E S İ ' N D E N " EsasNo: 2004/601 Türk Medeni Kanunu'nun 32. ve müteakip maddelen uyannca davacı Mehmct Bezır- gan tarafından hakkında gaiplığme karar verilmcsı talebiyle mahkememızde açılan Meh- met ve Feruz oğlu 14.05.1976 Eskişehır dogumlu Hakan Bezırgan'ın sağ veya olu olup olmadıgı, sag ise nerede olduguna dair bilgisi olanlann malıkememizın yukarıda esas nu- marası yazılı dosyasına iiügi vermclcn ilanen dııyıırulur. Basm: 6987
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle