Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA
14 KULTUR kulturf" cumhuriyet.com.tr
Değerli bilim insanı, yazar, eleştirmen ve çevirmen Akşit Göktürk etkinliklerle anılıyor
BizetemelyapıüarbıraktıGÖKÇEN EZBER
Bdebiyatçı, yazın eleştirmeni,
yazar, dilbilimci ve çevirmen Ak-
şit Göktürk, 1988 yılında aramız-
dan ayrılışından bu yana, geride
bıraktığı yapıtlarla ve onun izinden
yürüyen öğrencilerle hâlâ anılıyor.
Istanbul Üniversitesi, 23,24 ve 25
Şubat günleri, artık gelenekselle-
şen Akşit Göktürk'ü anma toplan-
tılarından birine daha ev sahipliği
yapacak. Îstanbul Üniversitesi ln-
giliz Dili ve Hdebiyatı Bölümü ta-
rafından her yıl düzenlenen anma
toplantısı, değerli bılım adamımız
Akşit Göktürk'ü anmak, önemini
bir kez daha anlamak ve hepsinden
dc önemlisi, onu ve yapıtlannı ye-
ni kuşaklara tanıtmak için gerçek-
ten iyi bir fırsat.
Temel yapıtlar bıraktı
Akşit Göktürk 1934 yılında doğ-
du. îstanbul Üniversitesi lngiliz
Dili ve Edebıyatı Bölümü'nü bi-
tirdi ve aynı bölümde asistan oldu.
1965 yılında doktora derecesini
alan Göktürk, 1978 yılında profe-
sör oldu. Ingiltere'de Nottingham
ve Almanya'da Konstanz üniver-
sitelerinde araştırmalaryaptı. Upp-
sala ve Batı Berlin üniversitelerin-
de isc çcviri kuramları ve yöntem-
leri konulu seminerleri yönetti.
Akşit Göktürk, uygulamacı bir çe-
virmcn olarak da Robinson Cru-
soe çevirisiyle 1969 yılında TDK
Çeviri üdülü'nii aldı. Göktürk,
1986 ve 1987 yıllarında, Boğazi-
çi Üniversitesi'ndc çeviribilim ders-
leri de vcrdi.
Akşit Göktürk, arkasında çok te-
mel bazı yapıtlar bıraktı. Bunlar-
dan ilki, 1973 yılında ilk basımı ya-
pılan "Ada" adını taşıyan doktora
tezidir. Göktürk bu yapıtında, ln-
giliz yazınında genel olarak ada
kavramını ele alıyor. Eksenini ada
olgusu oluşturan yazınsal yapıtla-
rı irdeleyen Göktürk, gerçekte ada
kavramı ileözdeşleşen, insanlann
arzularını, mutluluk, serüven ve
kaçış özlemlerini incelemiş. Ya-
pitta, lltopia, YeniAtlantis,Robin-
son Crusoe ve Gulliver'inSeyahat-
leri gibi birçok tanınmış yapıta
göndermelcr bulunuyor.
Yazarın 1979 yılında basılan
'Okuma Uğraşı' adlı yapıtı da son
derece önenıli bir kaynak. Kitabın
altbaşlığındadabelirttiği gibi, Ak-
şit Göktürk bu kitabında, yazın
metninin kavranışında okur, metın
ve yazar ilişkılerıni inceler.
'Çeviri: Dillcrin Dili' (1986) ad-
lı yapıtıyla, ülkemizde çeviriye bi-
limsel olarak yaklaşan ilk kişi Gök-
türk olmuşrur. Göktürk bu yapı-
tında ceviriyi bir bütün olarak ele
alır ve kuramsal temellerini akta-
rır. Çeviri uğraşını 'okuma uğra-
şı' ile bir koşutluk içinde görüp, çe-
viri metnini yeniden yaratılmış bir
nıetin olarak ortaya koyar. Çeviri-
si yapılacak metnin, yalnızca dil-
bilimsel bir dizge olarak değil,
içinde taşıdığı okyanus derinliğin-
deki bağlamıyla değerlendırüme
si gerektiğini savunur. Çeviri onun
için bir yorum sürecidir. Yaptığı
çevirilerin tümündc, yabancı dil-
de okuduğu metınlerden aldığı ta-
dı, dığer okurlarla paylaşmak iste-
diğini sezinleriz. Yaptığı çeviriler
hep sevdiği yazarlardandır, bu da
azın eleştirisi ve
çeviribilim alanlanndaki
yapıtlan hâlâ başucunda
tutulan ve adı saygıyla anılan
değerli bilim insanı Akşit
Göktürk bu yıl da üç gün
sürecek bir bilimsel
toplantıyla anılıyor.
Ardında; îngiliz yazınında ada
kavramını ele aldığı "Ada"
(1973) adlı doktora tezi, yazın
metninin kavranışında okur,
metin ve yazar ilişkilerini
incelediği 'Okuma Uğraşı'
(1979) ve 'Çeviri: Dillerin
Dili' (1986) adlı temel yapıtlar
bırakan Göktürk, kendisini
şöyle anlatıyor:
"... öğrencilerim, çocuklanm,
sevgi içinde, erdemi,
hoşgörüyü, içtenliği, açık
yürekliliği, inançla
yüceltsinler isterim. Insana
saygı, her türlü yapmacığı,
çıkarcıhğı, ikiyüzlü
buyurganlığı kovsun.
Gönlümde üstüne titreyerek
büyüttüğüm umut budur."
birbakıma, okuduğu metinleri biz-
lerle paylaşmak istediğini gösterir.
Akşit Göktürk'ün ilk çeviri ya-
pıtı T. S. Eliot'un 'Denemeler'idir.
Bu çeviriyle, yazın eleştirisi alanm-
da çok yetkin bir isim olan Eli-
ot'un beş denemesi Türk okuruy-
la ilk olarak 1961 yılında tanış-
mış. Kendisine Türk Dil Kuru-
mu'nun 1969 Çeviri ödülü'nü ka-
zandıran Robinson Crusoe çeviri-
sine yazdığı önsözde, metne ne ka-
dar genış kapsamlı yaklaştığını gö-
rebiliriz.
Göktürk'ün dilimize çevirisini
yaptığı diğeryazarlar arasında Ste-
inbcck, Lady Gregory, Bertnard
Rııssıl, Walter Kaufmann, Samu-
el Beckett, Friedrich Dürrenmatt,
Maksim Gorki, Juan Ramon Ji-
menez, Mark Tvvain, Francis Ba-
con, Friedrich Forster, John Con-
nell,Erich Kastner ve R. L. Steven-
son bulunuyor.
Akşit Göktürk'ün çeviri yapıtla-
rını incelediğimizde çocuk kitap-
ları ile de karşılaşırız. John Con-
nell'dan çevirdiği 'DefineAdası'na
Döniiş' ve 'Kralın Piresi'; Erich
Kastneer'dan çevirdiği 'Palavracı
BaroıT ve 'Açıkgöz Budalalar' ile
R. L.Stevenson'dan çevirdiği 'De-
fine Adası', Göktürk'ün çocuk ya-
zınına çeviri yoluyla kazandırdığı
yapıtlardır. Bunlardan başka, Fri-
edrich Forster'dan dilimize aktar-
dığı 'Robinson Ölmemeli', Daniel
Defoe'nun başyapıtının bir tamam-
layıcısı gibi gelir günümüze. Ço-
cuk yazınınm pek gelişmediği ül-
kemizde, Akşit Göktürk'ün bu ki-
tapları da çevirmiş olması, bize
yaptığı bir uyarı gıbidir daha çok.
Fantastlk olgu
Îstanbul Üniversitesi lngiliz Di-
li ve Edebiyatı Bölümü tarafından
düzenlenen Akşit Göktürk'ü An-
ma Toplantısı'nın bu yılki ana te-
ması, cdebiyatta vc çeviride fan-
tastik olgusu.
Akşit Göktürk gibi, adı hâlâ say-
gıyla anılan ve yazın eleştirisi ile
çeviribilim alanlanndaki yapıtla-
n hâlâ başucunda tutulan saygın bir
akademisyen ve bilim adamının
ardından yapılan bu toplantılann
sürmesini umuyoruz. Bu yazıyı,
Akşit Göktürk'ün bir sözüyle bi-
tirmek belki de en doğrusu ola-
cak. Onu yine, en iyi kendi 'sözle-
ri' anlatabilir:
"._öğrencileriın,çocuklanm,sev-
gi içinde,erdemi, hoşgörüyü,içten-
liği, açıkyürekliliği, inançla yücelt-
sinleristerim. Insana saygı, her tür-
lü yapmacığı,çıkarcıhğı,ikiyüzlü bu-
yurganlığı kovsun. Gönlümde üs-
tüne titreyerek büyüttüğüm umut
budur."
Anma etkinllğl Kuyucu Murat Paşa Medresesl'nde
İlk günün programı...
09.50 Açıhş
10.00-10.25 "Hayallerin Gerçekli-
ği". Konuşmacı: LatifeTekin. Oturum
başkanı: Prof. Dr. Oya Başak.
10.30-10.55 "Latife Tekin'de Fan-
tastik". Konuşmacı: Prof. Dr. Sibel Ir-
zık. Oturum başkani: Prof. Dr. Esra
Melikoğlu.
11.30-11.55 "Muhayyelat'taFantas-
tik". Konuşmacı: Prof.Dr.NüketEsen.
Oturum başkanı: Prof. Dr. Cevza Scv-
gen.
12.00-12.25 "FantastikEdcbiyatve
'Tekinsizjik' Kavranu-Edebiyanmız-
dan Bir Örnekleme Denemesi". Ko-
nuşmacı: Prof. Dr. Cengiz Ertem. Otu-
rum başkanı: Prof. Dr. Dilek Doltaş.
14.00-14.25 "Apulcius: Metamorp-
lıoses: Bir Eşcğin Gözündcn İıısaıı Man-
zaralarT. Konuşmacı: Prof.Dr.Çiğdem
Düriişken. Oturum başkanı: Prof. Dr.
Ayşe Dilek Erbora.
14.25-14-50 "Fantastiği Tanımla-
mak: BirTenıa ÜzerineÇeşitlemeler"
Konuşmacı: Doç. Dr. Nedret Öztokat.
Oturum başkanı: Prof. Dr. Ara Altun.
15.10-15.30 "Fantastik Romanda
Söz'ün Gücü". Konuşmacı: YnLDoç.
Dr. Deniz Tarba Ceylan. Oturum baş-
kanı: Prof. Dr. Nazan Aksoy.
15.30-15.55 "BieemdeKantastik:Za-
aMetroda". Konuşmacı: Doç. Dr.Emel
Ergun. Oturum başkanı: Prof. Dr.As-
lı lekinay
16.00-16.25 "Yüzüklerin Efendisi:
KehaneÜerveYanGerçeklik". Konuş-
macı: Buket Akgün. Oturum başkanı:
Yrd. Doç. Dr. DenizTarba Ceylan (Yer:
Kuyucu MuratPaşa Medresesi, Ayrın-
tılı hılgı için: îngiliz Dili ve FAebiya-
h Bölümü Tel: 0 212 4555700/15891)
SABAHAT AKKİRAZ & MUSTAFA ÖZARSLAN
"BİRLİKTE TÜRKÜLER SÖYLÜYORUZ" KONSERLERİ
Türkülerin dünyaca ünlü sesi
Sabahat AKKİRAZ ve türkülerin
genç kuşak sesi Mustafa ÖZARSLAN,
"Birlikte Türküler Söylüyoruz"
konserleri kapsamında IstanbuPda
üç konser gerçekleştirecek.
Beraber türkü söyleme geleneğinin
temel alınacağı konserler dizisinde,
farklı iki kuşak müzisyenin birlikte
gerçekîeştirecekleri performanslar
kendi dalında da bir ilk olacak.
îstanbul konserlerinin ardından
Nisan ayı sonunda Türkiye Tumesine
çıkacak olan Sabahat AKKİRAZ ve
Mustafa ÖZARSLAN Anadolu'daki
dinleyicileri ile de buluşacaklar.
Konser Tarihleri ve Yerleri:
123.02.2005 YeniMelek
Konser Salonu - BEYOĞLU
(0 212 244 97 00)
• 24.02.2005 Barış Manço Kültür
Merkezi-AVCILAR(50990 55)
• 27.02.2005 YaylaSanat
Merkezi - MALTEPE
(0 216 383 9920)
SABAHAT. MUSTAFA
AKKİRAZ ÖZARSLAN
1MMR
SJVlflVOK...
CUMARTESl VEPAZARGÜNLERİ 13.00-15.00 SAATLERİ ARASINDA YAPILACAK
Cam Ocağı'nda uygıılamalı
geziler ve sıcak cam gösterileri
• Katıhmcılar farklı
cam yapım tekniklerini
uygulama sırasında
tanıma, küçük
uygulamalar yapma,
sıcak cam gösterilerini
izleme ve dünyaca
ünlü sanatçılann
ürettiği cam yapıtları
görme olanağı
bulacaklar.
Kültür Servisi - Cam
sanatında geleneksel ve
çağdaş uygıılamalar ile
disıplınlerde eğitim ve
atölye olanağı sunan Bcykoz
Cam OcağTnda mart ayı
programı açıklandı.
Katıhmcılar için herhangi bir
sınırlama getirilmeyen, farklı
meslek ve yaş öbeklerınden,
cam sanatına ılgi duyan
herkesi buluşturan bu
merkezde sıcak cam
gösterılerı ve uygulamalı
geziler mevsimi de bu ay
açılıyor. Kontcnjanın sınırlı
olduğu bu gezilere katılanlar,
farklı cam yapım tekniklerini
uygulama sırasında tanıma,
küçük uygıılamalar yapma,
sıcak cam gösterilerini izleme
ve dünyaca ünlü sanalçılann
ürettiği cam yapıtları görme
olanağı bulacaklar. Cam
eğitimi almak isteyenler de
bu geziler sırasında hangi
tekniğin kendileri için daha
ııygıın olduğıına
gözlemleyerek karar
verecekler. Adı geçen
uygulamalı geziler, cumartesı
ve pazar günleri 13.00 ve
15.00 saatlerinde yapılacak
sıcak cam gösterileri ise
herkese açık olacak ve müzik
eşliğinde sunulacak bu
göstcrilerde, camla ve yapılan
parçayla ilgili bilgi verilecek.
Cam Ocağı'nda, bu
etkinliklerin yanı sıra ikı
günlük atölyeler, topluluklar
için özel çalışmalar ve emay
eğitimi de sürüyor. Cam
üfleme, sıcak döküm, flizyon,
kalıpla biçimlendirme,
lampvvorking, boncuk yapımı
ve mıxed-media gibi farklı
cam yapım tekniklerinin
öğrelildiği iki haftahk yoğun
eğitimler ise I Mayıs 2005
tarihinde başlıyor. Bu eğitim
programları, dünyaca ünlü
sanatçı ve ustalar tarafından
yürütülecek...
ww.camocagi.org
Türk tiyatrosu Avrupa BirliğVne girdi
• , • • . . •
Kültür Servisi - Belçika'nın başkenti Brüksel'de
19 Şubat'ta başlayan ITI-UNESCO
(Uluslararası Tiyatro Enstitüsü) YPC (Yeni
Kuşak Tiyatro Uygulamacıları Komitesi) ilk
yönetim kurulu toplantısı bugün bitiyor. Beş
kıtadan genç delegelerin katıldığı yönetim
kurulu toplantısında ülkemizi genç tiyatro
eleştirmeni, dramaturg Emre Grdenı temsil
ediyor. Emre Erdem, geçcn günlcrde
Japonya'nın Kyoto kentınde gerçekleştırılen
Asya Pasifik Dans Konferansı'nda
"Şaıııaıılardîin Günümüze Türklerde Dans"
başlıklı bilimsel bir bildiri sunmuştu.
1TI/UNESCO TEC (Theatre Education
Committee) yönetim kuruluna seçilen Emre
Erdem, Meksika'da düzenlenen 30. Dünya
Kongresi'nde de TEV'in (Türk Hğitim Vakfı)
katkılanyla Türkıye'yı temsil etmişti. Erdem
kongrede, 2005'te îstanbul, 2006'da Atina'da
birer 'Çok Kültürlü Tiyatro Buluşması
1
gerçekleştirilmesi için ITI Yunanistan Başkanı
Christina Babou-Fagoureli ile bir anlaşma
imzalamış; iki ülke arasında banş, sanat ve
dostluk adına atılan bu ilk adım delegelerce
kongrenin önemli tasanlanndan biri olarak
yorumlanmışh.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Alkış
Eski birbaşbakanımız Yüce Divan'dayargılanma-
ya gelirken, taraftarları kendisini alkışlarla karşıla-
mışlar.
Ne anlama gelir, mahkeme kapısında sanık ola-
rak bulunan bir insanı alkışlamak?
Mahkeme ne karar verirse versin, biz seni suçsuz
buluyoruz mu?
Olay nedir?
Bir banka özelleştirilecek. Türlü yasadışı çıkar ör-
gütleri işin içine girmişler, her türden baskı yöntem-
leri ortalıkta kol geziyor. Böyle bir satışın adil, kamu
yarannı gözeten bir sonuca ulaşabileceği beklenir mi?
Eski başbakan da Yüce Divan'daki ilk sorgusun-
daki açıklamalarına göre bakmış işler sarpa sarıyor,
kendisi devreye girip iyi niyetle satış sürecine mü-
dahalede bulunmuş. Birbaşbakanın görevi, haksız-
lıklara ve adaletsizliklere karşı bireysel girişimlerde
mi bulunmaktır? Bu yolla diyelim ülkedeki haksızlık-
ların ne kadarını önleyebilirsiniz? Yoksa ülkenin bü-
tününde haksızlık ve yolsuzlukları önleyecek kalıcı
önlemler mi almaktır?
Yüce Divan'da yargılanan eski başbakan bu giri-
şimlerde bulunacağına, bütün kamu ihale ve özel-
leştirmelerinin açıklık içinde yapılacağı bir yasa ha-
zırlatsa, bütün devlet harcamalarını kuşkulardan kur-
tarsa daha kalıcı bir çözüm üretmez miydi?
• • •
Daha önce de mahkeme kapılannda alkışlarla kar-
şılanıp uğurlanan sanıklar gördük. Hatta, "Bu ülke
seninle gururduyuyor" sloganları eşliğinde mahke-
me salonlarına girip çıkıyorlardı. Sonunda türlü ce-
zalara çarptırıldılar.
Bu durumda kime inanacağız: Yargının verdiği ka-
rarlara mı, mahkeme kapısındaki taraftarlara mı?
Taraftar deyince akla, spor karşılaşmalarındaki se-
yirciler de geliyor elbet. Orası bir yargı yeri olmasa
da orada da, oynanan oyunun kurallara göre yürü-
mesini sağlamakla görevli bir hakem var.
Seyircinin temel özelliklerinden biri de hakemin ver-
diği kararları protesto etmek. Bu karşı çıkışlar için-
de en ilginçlerinden biri, sahada çok ağır bir kusur
işleyen oyuncuya, oyunu terk etmesi için gösterilen
kırmızı kart karşısındaki tepki.
Kırmızı kart görüp oyunu terk etmek zorunda ka-
lan oyuncu, seyirciler tarafından alkışlarla uğurlanı-
yor. Hakemin dediği oluyor ama.. hakemin dediğini
kimse kabullenmiyor. Yine yargıya dönersek, huku-
ka karşı oluşmuş bu derin güvensizliği anlamak zor
değil. Çok değil daha yirmi beş yıl önce, 12 Eylül 1980
günü başlayan inanılmaz bir hukukdışılık yaşadık. Ola-
ğanüstü mahkemeler, hak hukuk tanımadan binler-
ce insanı düşüncelerinden dolayı ağır hapis cezala-
rına mahkûm etti, onlarca insan darağaçlarında asıl-
dı ve bu sürecin sorumlularından yargı önünde he-
sap sorulamadı.
Daha gerilere gittikçe de toplumun bilinçaltının
derin bir hukuksuzluk olgusuyla dolu olduğu hemen
anlaşılır.
Hukukun yerine alkışı koyan insanlar, neyin gös-
tergesi?
Bu ülkede hukuk yoktur.
Bu ülkede hukuk vardır ama.. beni bağlamaz; ben
bildiğimi okur, bildiğime inanırım.
Ülkece içine girdiğimiz Avrupa Birliği süreci, bizi
anayasamızda yazılı olan "hukuk devleti" özelliği-
ne her gün biraz daha yaklaştırıyor.
Gerçek bir hukuk devleti olabildiğimizde hukuk her-
kes için olacak ve herkese eşit olacak. Toplumsal bi-
linçaltımızdaki hukuk dışılıkların silinmesi de elbette
kolay değil. Hukuk dışına çıkan herkesin yaptıkları-
nın hesabını verebileceği bir düzenin adıdır, hukuk
devleti.
Başbakan da, yasadışı çıkar çeteleri de yaptıkla-
n için yargılanabiliyorsa hukuk devleti vardır. Yine ka-
mu yaran ve bireylerin haklan, bireysel girişimlerle de-
ğil, hukuk tarafından korunabiliyorsa hukuk devleti-
nin varlığından söz edebiliriz.
Brecht'in dizelerini anımsamanın yeridir: "lyilik
yapacağınıza öyle biryere götürün ki dünyayı, iyilik
beklenmesin."
turgay@fisekci.com
İdil Biret Antalya'da
• ANTALYA (AA) - Devlet Sanatçısı ve
piyanist İdil Biret, Antalya Devlet Senfoni
Orkestrası'nın 25 Şubat'ta Antalya Kültür
Menkezi'nde vereccği konserde Antalyalı
sanatscverlerle buluşacak. Şef Naci Özgüç
yönetimindeki konserde, F. Anlar'ın 'Prelude
ve 2 Dans', F. Liszt'in 'Piyano konçerlosu
No:2' ve J. Brahms'ın 'Senfoni No:4' yapıtları
seslendirilecek.
K Ü L T Ü R • Ç t Z İ K
K A M I L M A S A R A C I
j
1
»v
|