Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
«ARALIK2005SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Şemdinlili, Yüksekovalı, Vanlı, Hakkârilili YurttaşlarHeyeti'ne 'Bu davanınpeşini bırakmayın' dedi
'Adaletve eşitlikistiyoruz'BERATGÜNÇIKAN
Y
öhm sonu: Şemdınli, Cilo Da-
ğı'nın arkası Iran Vahit. Zü-
be>T, îbrahim, KerualMehmet,
Seter,Zeydan»Geçen ağustos-
tan bu yana yaşadıkJannj anlatıyorlar.
Kimi kâğıttan okuyor, elleri titreyerek,
'drninin sesi tıtnyor, kimi sakin ve se-
si gümbürgümbürakıyor. Başbakan Ta-
yqj Erdoğan'ın tanıklıklannı geçersiz
saymaya kalkışmasının acısmı çıkan-
yor gibıler, 9 Kasun'da neler olduğu-
nu saat saat aktanyorlar.
Yurttaşlar Heyeti not alıyor, Gencay
Gürsoy (TTBj.'Sahın üslu (Hak-îşj,
Musa Çam (DlSK), Sevgi Göyçe
(KESK), ErcanKarakaş, OyaBaydar,
Osman Kavala, Tank Ziya Ekinci. Ay-
şe Berktay, Vecdi Sayar, Özlem Dalkı-
ran, Sczgin Tannkulu (Dıyarbakır Ba-
rosu), BahriBelen (fstanbul Barosu)...
Heyetın amacı "çok yönhı provokas-
yonia" yeniden şiddet ortamına çekil-
mek istenen Şemdinlılilerle dayanış-
mak. Hakkâri'de, Yüksekova"da ve
Van'da da sivil toplum örgütlen ve yurt-
taşlarla konuşurken hep aynı vurgu ya-
pıhyor: "Yükselen millivetei dalgaya
dikkat"...
Heyetın ılk durağı Hakkân "de ılk gö-
rüşülen kişi Valı Ayhan Nasuhbe>wğ-
IIL TBMM'de koalısyonlarda yer al-
mış, valilik yaptığı herkentte sıvıl top-
lum örgütlenyle çalışrmş. "Önce biz
yöneticiler uymahyTz" dıyor "Hukuk
devletinin kurallanna ve gereklerine"
Can kaybının fazla olmamasını kaza-
nun olarak görüyor Vali Na-
suhbeyoğlu. Şemdınli-
lilerde çok fazla ki-
şinin öhnemesını
lüğÜDÜ istiyonız'' dıyerek bitiriyor ko-
nuşmasını.
Cenaze törenlerinde yaşanan gerili-
min Şemdınlılere göre açıklaması ise
"Bizi haritadan silmek istivorlar*. He-
yetın üç gün boyunca dınledığı iki yü-
zün üzerindekı Şemdinlili, Yüksekova-
lı, Vanlı, Hakkânli hep aynı cümleyle
başlıyorlar konuşmaya: "Biz bölün-
mek istemiyoruz."' Tanhten ömekler-
le anlatıyorlar, hjçbır zaman da böJün-
mek, ayn bır devlet olmak ıstemedik-
lerini. Kımısı, "Busorununadıkonsun
arük" diyor, kımisi konunun gerçek-
ler göz ardı edilerek bır Amerika soru-
nu halıne getırilmesinden yakınıyor.
Oğlu Islam Barn, Yüksekova tiakı oiay-
larda öldürülen AbdurrahmanBaro, üç
oğlu daha olduğunu, banş ıçin gerekir-
se üçünü de feda edebıleceğını söylü-
yor. Ölüm hem agır hem de sıradan, gün-
lük bir hal gıbı. Her toplantıya tanık-
lann yanı sıra çerçevelenmış fotoğraf-
lar da eşlik edıyor, onlar çatışmalarda
öldürülenler... Bıri henüz 14 yaşında.
Abisi Ergen Mengeç, "Kardeşim okul
dönüşü öküirüJdü" diyebiliyor ancak...
EŞNAF DUKKANA
KILİT VURMUŞ
Bombalar, çatışmalar, hak ihlalleri
arasında konuşmalar bir başka şidde-
te, yoksulluğa da kayıyor. Şemdinli da-
ha bırkaç yıl öncesine kadar sebze ve
meyvesini daha ucuza îran'dan alırken
sınır ticaretı yasağı, yoksulluğun daha
da ortaya çıkmasına yol açmış. Kepenk
kapama eylemJen ahşveri-
şi kent merkezine kay-
dırarak cezalandı-
kendı sağduyu-
lanvehukuka
inançlanyla
açıklıyorlar.
"Eğer" dı-
yor Zey-
dan, "Biz
buofayiann
içindeolsay-
dık, yakala-
dığunız bom-
bacüan orada
ünç ederdik, ama
etmedik. Çünkü biz
adaletin yerine getiril-
mesini istiyoruz". Su-
ırluk'la Şemdinli ara-
sındaparalellik kurulu-
yor sık sık. Sendıkacı
Nezıh, "Biz Susur-
luk'ta kaçınlan kuyruğu tuttuk, şundi
iş sizin, gövdeyi ortaya çıkaruT dıyor.
nlmış. Butun
bölgede bin-
lerce esnaf
dükkânına
kilit vur-
mak zo-
rundakal-
mış. Köye
dönüşpro-
jesinin uy-
gulanmasın-
dahepbirpü-
riiz çıkanbnış.
Çaaşmalardan do-
ğan zarann karşılan-
masını öngören yasa-
Yurttaşlar Heyeti getirdikleri danyararlanmakiçin
kitaplan bombalanan Umut
Kitabevi'nin sahibi Seferi
Yılmaz'a verdiler.
SAVAŞ FILMI SAHNESI CIB)
Şemdinli'de 1 Kasım'da bombala-
nan çarşının görüntüsü bütün heyeti
şaşkına çeviriyor. Çünkü iki sıralı yı-
kık dükkânlar, savaş filmlerinden ko-
panlmış sahneler gıbi. Umut Kıtabe-
vi'nde de bombanın izleri duruyor; cam
kınklan, parçalanmış kıtaplar... Seferi
Yıhnaz, heyetın kendisine getırdıği, çe-
şıtlı yayınevlenne aıt 30 kılokitabı alır-
ken yaşadıklannı anlatıyor, el bomba-
sını göriir görmez dükkândan çıkışını,
bombayı atanm peşinden koşuşunu,
yakalayışlannı... Üzerlerine ateş açıl-
masuını tek bır nedeni var Şemdinlile-
re göre; bagajında sılah, bomba, ısim
hstelen ve krokiler olanarabayı ve için-
deki üç saldırganı ellerinden alıp dos-
yayı kapatmak. Ateşın savcı varken
açıhnasının nedeni de bu. Savcı keşfi
bırakıp gidiyor, ama Şemdinlililer ge-
ce yansına kadar arabanın başından
aynlmıyor, ne zaman ki savcı yeniden
geliyor, keşifyapüıp raporyazüıyor, on-
lar da evlerine dönüyor... Vahit, dizın-
den vurulmuş, kurşunun henüz çıkanl-
madığını anlatıyor, toplantıya gelme
nedeni, bu davanın sonuçlandınlması-
nı istediğini söyleyebilmek. Belediye
Başkanı Hurşit Tekin de yaşananlan
özetliyor \e -AdaJctive hukukun üstün-
21 bin başvuru yapıl-
mış ama, ancak 700'ü
hakkında karar veril-
mış. Yüksekova'da
uyuşturucu ılkokullara kadar sokul-
muş, aileler çocuklannı uyuşturucu-
dan koruyabıhnenın yollannı aramaya
başlamış. Akraba evliliklerinden kay-
naklanan bedensel engellilere mayuıa
basarak yaralananlar eklenmiş. Hem
banş isteyen hem de geleneklerin ağı-
nı yırtmak isteyen, bunun için de "Çok
eşüliğe hayır" dıyen kadınlar hakkmda
davalar açılmış... Sezaryenle doğum
yapan kadınlar, onaylan aknmaksızın
kısu-laştınlmış. Oğlunun mezan başın-
da Kürtçe ağıt yakan bir anne "terörist"
diye gözaltına alınmış...
OLAYLARIN TAKIPÇISIYİZ'
Heyet dinliyor, onlar yaşadıklannı
ve isteklerini anlatıyorlar... Gencay
Gürsoy, olaylann aydmlatıhnasının ta-
kipçisi olacaklannın sözünü veriyor.
Onlann da ısteği bu. "Bizi >alnızbırak-
n^in" diyorlar ya da w
Eünizi taşuı al-
bndan çekmevin". Vanlı doktor Mab-
mut "Iktidarla ifişkmizisürdürünki bir
şeyier dönüşebilsin" dıye vurguluyor:
"Çünkü Şemdinli oiayını ortaya çıka-
racakolaniktidardn-.BizimiewiktKİar-
la bağınızı kesnıevia" Alev Şahan, yir-
mi yıldır yaşananlann bir özetı gibi ta-
nımlıyor kendisuu: "Biz olağanüstü
hal nesliyiz. Hâlâ bu duygunun içinde-
yiz, Ikincfl olmaktan. Kurt' kelimesi-
nin öcü gibi görülmesinden bıktık ar-
ük. Adalet \e eşitlik istiyoruz."
îşsizlik ve yoksulluğun
yarattığı sorun:
KAPKAC
Psikologlar,
kapkaç oiayını
yaşayan insan-
larda olay son-
rası, kalp çar-
pıntısı, terie-
me, kapkaçı
gerçekleştiren
insana benze-
yen birini gör-
düğü zaman
aşırı korku gibi
davranışların
görüldüğünü
söylediler.
'Magchırgüveninide kapünyor'
Psikologlar, kapkaça uğrayan fdşikrin bir uzmandan destekalması gerektiğini
belirterek'Ahihalde travma sonrası stres bozukluklan yaşanabilir' dedi
StBELBAHÇETEPE
T
ürk Psikologlar Deraeği Is-
tanbul Şube Başkanı Dr.
AyiaDönmez, kapkaç. gasp,
yankesıcilik gibi olayla kar-
şı karşıya kalan bıreyın kendını top-
luma karşı "güvensjz" hıssedeceği-
ni beürtn. Dönmez, *Gih«ısizbirtop-
lumda yaşıyorum*. "çaresizinı'' gı-
bı düşüncelerin birey ve toplum ya-
şamında yaygınla$masının tehlikelı
olacağını ıfade ettı. Dönmez, genel-
likle yaşanan ılk tepkılenn ardından
şok, donukluk, aşın korku, çaresız-
lık ya da dehşete düşme, huzursuz-
luk, uykusuzluk, öfke patlamalan,
eşı ve çevresindekılerle saglıksız ıle-
tışun kurma, unutkanlık, baş ağnsı.
mide, kalple ilgılı psıkosomatik şi-
kayetlerin göriilebileceğini belirtti.
'Bunlar travma behrtileri' dıye ko-
nuşan Dönmez, şöyle devam ettı:
"Oiayiann üsrünü örtüp görmezden
gelmeye çalışırsak, konuşmaktan,
duygulanmızı pa>1aşmaktan kaçı-
nırsak, durumia baş etme>e yönelik
girişiınJerdebulunmazsak;yaşamak-
taoldugumuzbelirtileruzun sürer ve
artar. Bu durunı da' Travma Sonra-
sı Stres Bozukluklan' 'na neden olur
Or. Ayia
Dönmez
ve depresyona ka-
dar gidebilir."
"Iravma Sonrası
Stres Bozuklukla-
n" yaşayan bire-
yın bır uzmandan
yardım ahnası ge-
rektiğinın önemine
değınen Dönmez,
tra\ ma yaşayanla-
nn sayısının fazla
olduğu toplumlarda yaşam kalitesi-
nin düşeceğini \xırguladı.
UZMANDAN DESTEK ALIN
Dönmez, sözlenni şöyle sürdürdü:
"Travma >aşa\ an kişiler muüaka bir
uzmandan destek almalıdır. Duygu-
laruu basürmamak, pa> laşmak. ya-
ianlamla da\anışma içinde olmak,
içinde bulunduklan durumu daha
kolay aüatmalanna varduncı olur.
Tabü, travma yaşanolannın çok ol-
duğu toplumlarda bireye düşen so-
rumluluklar kadar eğitim, adalet,
sos>al güvenlik gibi kurumlara ve
med>a>-a da göre> ler düşmektedir."
Uzman Psıkolog Ah Rrza Tanaltay
da kapkaç olayma maruz kalan ve
korku, panik gibi duygulan en üst se-
viyede yaşayan insanlann, ruhsaJ ve
bedensel olarak denn yaralar aldığı-
nı vurguladı. Tanaltay, "Kapkaccı,sa-
dece kişinin paraanı çalmnor. Ruhun-
da \î bedeninde de derin >aralar bı-
rakryor. Bu insanlar bunun bilincin-
de olsa bunu>apmaz'" dedi. Kapkaç
oiayını yaşayan insanlarda olay son-
rası, kalp çarpıntısı, terleme, kapka-
çı gerçekleştiren insana benzeyen
binni gördüğü zaman aşın korku gi-
bi davranışların görüldüğünü söyle-
di. Kapkaç oiayını yaşayan insanla-
nn bir uzmandan destek alması ge-
rektiğini belirten Tanaltay, "Kimiin-
sanlar. savunma mekanizmalan güç-
hî olduğu için olayi konuşmayarak,
basürarak unutmaya çalışır. Bazıla-
nnında savunma mekanizmalan za-
jıfhr, olayı anlatnıazlarsa bir sûre
sonra bilinçalündan su yüzüneçıkar.
Ve olayian rihalanndagörmeye baş-
lar. Bu nedenle bir psikologdan des-
tek almahdırlar" dedi. Tedavi s^a-
sında, mağdurun olayı psikologla
paylaşması gerektiğinin önemine de-
ğinen Tanaltay, sözlenni şöyle sür-
dürdü: "Se\inclerpavlaşıknkçaartar-
ken üzüntükr pay laşJdıkça azaür.
Bu viizden mağduıia ola>ı konuşmak.
onun bir nebze rahaüamasını sağJaıf
Kapkaççıları kaçıran ürünler
I
stanbul Haber Servisi - Bugün birçok fır- Kapkaı
ma, kapkaç olaylanna karşı özellıkle ka-
dınlann kendilenni koruması için çok sa-
yıda ürün piyasaya sürdü. Bunlann başın-
da "kapkaç çantasT. "kapkaç kmar" ,
ve "kapkaç alarnu" geliyor. Kadınla-
nn son dönemlerde yoğun olarak kullandığı kapkaç
çantası, iç içe geçmiş ama birbırinden aynlabilir iki
bölümden oluşuyor. İç bölüm, güvenlik kordonuyla
bele bağlanıyor. Çüzdan gibi eşyalar buraya konuyor.
Kapkaççı çantayı koldan çektiğinde ıçı boş olan dış
bölümü alıp gidiyor. Altı modeli bulunan ve
2 yıl garantısi olan çantalar 40 ıle 48 YTL
arasında satıhyor. 250 bın voltluk akım ürete-
rek saldırganı etkısiz hale getıren kapkaç ko-
varın öldürücü etkisi yok. Kapkaççıyı bayıltan
ve geçici olarak uyuşturan kapkaç kovann etkı-
sini göstermesınm tek şartı, mağdurun saldırgana
dokunması. Düğmeye basıldığı anda aktif
hale gelen malone. yüksek akım ıle çıkardığı ses
ışık görüntüsü çok ürkütücü olduğu için temas
etmeden kapkaççının korkup kaçmasına neden olu-
yor. Boyutlannın küçük olması nedeniyle çantaya,
arabanın yan ceplenne kolayca sığan makinenin tek
ıhtiyacı 9 \oltluk alkalınlı bır pıl. Alarm, çanta, bavuJ
ve cüzdan gibi taşıma eşyalannın fermuar veya toka
bölümüne takıhyor. Kapkaççılar tarafindan çalman
çanta \eya cüzdanın açılmaya çalışüması sırasmda
alarm, 90 desıbellik \oiksek ses seviyesiyle hemen ötü-
yor. Bu alarmın fiyatı ise 8 YTL. Kapkaç çetelen ta-
rafindan çalınan ürünJer çoğunlukla kenttekı alt
ve üstgeçitlerde açılan tezgâhlarda saülıyor.
Bu ürünler en çok Tahtakale ve Topkapı
pazarlan, Şirinevler, Bakırköy, Merter
üstgeçitlen ve Beyazıt Meydanı'nda
açılan tezgâhlarda sergileniyor.
ENTERNET /MEHMET SUCU mehmet(â cumhuriyet.com.tr
Insan yaşadığı çevreyi en çok etkile-
yen varlık olarak bilinir. Sanayileşme ile
biriikte doğayı daha çok etkileyen ve yok
eden insanoğlu, küresel ısınmayı çok
uzak birtehdit olarak algılıyor. Ancak ki-
mi uzmanlar da küresel ısınmanın en faz-
la iki nesil içinde etktsıni göstermeye baş-
layacağını belirtiyor.
100 yıl içinde küresel ısınma ile bir-
liktedenizlerin 50 cm kadaryükselece-
ği belirtiliyor. Ortalama sıcaklıktaki bir-
kaç derecelik oynamanın tam olarak
neiere neden olacağı konusunda da fi-
kirbirliği henüz yok. Sel, kuraklık, hor-
tum gibi felaketlerin iklimdeki bu deği-
şikliğin bir sonucu olduğu aşikâr. Hat-
ta orman yangınlannın sayısında yaşa-
nan patlama da küresel ısınmayla iliş-
kilendiriliyor. Ortalama küresel sıcaklı-
ğın 5 derece yükselmesi, srtmadan ölen
insan sayısında patlama yaşanması an-
lamına geliyor. Bazı senaryolar, sıcak-
lıktaki 3-5 derecelik bir artışın dünya
Küresel Isınma Uzak Bir Tehdit Değil
nüfusunun yüzde 50'ye yakın bölümü-
nün sıtma tehdidi altında kalacağını ve
artan taşkınlar sonucunda, salmonella
ve kolera gibi hastalıklarda da artış ola-
cağın/ öngörüyor.
Atmosferi etkileyen sera gazlan da-
ha çok sanayileşmiş ülkeler tarafindan
üretiliyorve ancak onlartarafindan kont-
rol edilebilir durumda.
Kanada'nın Montreal kentinde dü-
zenlenen BM Iklim Konferansı'nda kc-
nuşan Arjantin Çevre Bakanı Gines
Gonzalez Garcia'nın sözleri. küresel
ısınmanın sonuçlannın çok kısacave öz-
lü birözeti gibi. Garcia, insanoğlu iklim-
de geri dönüşü olmayan değişimlerya-
ratırsa ne ekonomik büyümeden ne de
demokratik özgürlüklerden söz edilebi-
leceğini savundu.
Aslında sorunun varlığı konusunda
birtartışma dayaşanmıyor. Hemen her-
kes küresel ısınmanın ciddi bir sorun ol-
duğunda birieşiyor. Ancak gelişmiş ül-
keler bu sorunun giderilmesi konusun-
da adımlar atmak yerine, deyim yerin-
deyse havanda su dövmeyi tercih edi-
yoriar. Atmosfere salınan sera gazlan-
nın azaftılması alışıldık sanayi ve ener-
ji üretimini değiştirmekle olası. Doğal ola-
rak bu da çokuluslu büyük şirketlerin hiç
dehoşuna grtmiyor. Kapitalizmin doğa-
sı gereği kaynaklar sonuna dek kulla-
nılmalı ve tüketilmeli. Bu arada elde edi-
lebilecek en büyük fayda (kâr) sağlan-
malı.
Çokuluslu şirketleralışık olduklan yön-
temleri kullanarak daha da büyümek, et-
kin olmak, yönetmek, kâr etmek ve kü-
resel imparatorluklar kurmak yerine ne-
den üretim biçimlerini değiştirsinler ki?
Kendi küresel çıkarlan için savaşlar
çıkanp, sivillerin üzerinefosforbomba-
lan atarak toplu kıyımlar yapanlann at-
mosferdeki sera etkisi yaratan gazlar ile
ilgileneceğini sanmak, çocukluktan baş-
ka bir şey değil.
Oysa bu gidişle iki nesil sonra kurduk-
lan küresel imparatorluklar artık sömü-
recek insan ve çalıştıracak emekçı bu-
lamayacak, satacak ürünlen kalmaya-
cak.
Michele Fabri, Ekim 2003'te yayım-
lanan yazısında konuyu şöyle özetliyor:
Nüfusunun üçte birinden fazlasının aşı-
n yoksulluk koşullarında ve sanayileş-
miş ekonomilerin dışında yaşadığı bir
dünyada, mevcut kırlilik düzeyinin kat-
lanarak büyümesi, enerji kullanımı ile
ekonomik gelişme arasındaki bugünkü
ilişki kökter değiştirilmediği takdirde
kaçınılmazdır. Fakat bu köklü değişimi
olanaklı kılmak ıçin, egemen ekonomik
sistemin de kökten değiştirilmesi gere-
kir. KapitaJizm mümkün olan en az ya-
tınmla en çok kân gerçekleştirme ara-
yışı üzerine kuruludur. O, temel güdü-
sü şirket kâriarı değil de insanlığın (sa-
dece şimdiki neslin değil, gelecek nes-
lin de) ihtiyaçlannın karşılanması olan bü-
yük çaplı yatınm ve bilimsel araştırma
seviyelerine ihtiyaç duyan böylesi bir
destansı girişimın koşullarını yarata-
maz.
Tarihte ilk defa insanlık, onun doğu-
muna ve gelişimine şahit olan bu ge-
zegeni yok edecek araçlara sahiptir.
Ama aynı araçlar, kapitalist azınlığın
elinden alınır ve işçi demokrasisi bağ-
lamında kullanılırsa, hiçbir beşeri ve
maddi kaynak israf edilmeden, bu ge-
zegeni açlığın, savaşlann ve sefaletin
sonsuza kadar silindiği bir cennet bah-
çesine dönüştürebilir.
DUZYAZI
ORHAN BİRGtT
448MağdurkıDuruşma!
Van Üniversrtesi Rektörü Prof. Dr. Yücet Aş-
kın'ın duruşması, haftaya bugün, yani 14 Aralık
Çarşamba günü, Ağır Ceza Mahkemesi'nde baş-
layacak.
Istanbul Barosu'nun eski başkanlanndan Basın
Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Av. Turgut Kazan,
bugün Aşkın ile birlikte yargılanacak öteki bazj sa-
nıkların vekili olduğu için dosyayı incelemek ama-
ayia Van'a gidiyor.
Dosya dedim ama kaç sayfadan ve kaç klasör-
den oluştuğunu bilmiyorum. lyi bir hukuk fakülte-
si öğrencisi değildim. Ama artık çok gerilerde kal-
dığı için övünme sayılmasın, kötü bir avukat da de-
ğildim. özellıkle ceza ve basın davalarında baya-
ğı başanlıydım ki, Ismet Paşa'dan (Inönü) Hüse-
yin Cahrt Yalçın'a, ünlü 9 Subay Davast'na, Şem-
settin Günattay ve Kasım Gülek'e kadar bir di-
zi politik davada yer aldım.
Hem avukatlık hem gazetecilik yaşamımda çok
sanıklı dava izJedim. Ama lütfen dizgi yanlışı ya da
abartma sanmayın. 448 mağdurlu bir davanın
açılmış olduğunu duyup işitmedim. Yücd Aşkın da-
vasında "başka düşüncede olan insanlan bas-
kı altında tutmak rnedeni ile" kendılerıne "mağ-
dur olduklan kabul ettirilen" 448 vatandaşımız
da yer alacakmış. Bu 448 mağdur vatandaşın ki-
misi, eşi başörtülü olduğu için fiştenmiş olmak-
tan ötürü Yücel Aşkın'ın yakasına yapışıyormuş.
Bir bölümü, kişisel verilerine el koymasından do-
layı Rektör Bey'den davacı olduğunu söyleyecek-
lermiş. Bir başka mağdurlargrubu da özet hayat-
lannın gizliligini ihlal ettiği için rektörün bu dün-
yada cezalandırılmasını isteyenler arasında du-
ruşma salonunda yer alacakmış.
Yücel Aşkın'a sahip çıkan rektörler başta olmak
üzere, ülkenin dört bir yanından üniversite öğre-
tim üyelerinden imkân bulanlann duruşma günü
Van'da olacaklannı biliyorum. Birzamanlar, turist
çekebılmek amacıyla Van Gölü Canavan senar-
yosunu vizyona koyan Vanlılann artık bu tür zeki
yanşmalan yaratmalanna gerek kalmadı. Van sav-
cısının Yücel Aşkın için açtığı davanın kamu oyun-
da neden olduğu ilgi, sanınm önümüzdeki hafta
özel Van seferieri için uçak şirketlerinden otobüs-
lere, kentteki otel ve lokantalann personel takvi-
yesine kadar bir dizi turistik önleme de yardımcı
olacak.
Bu açıdan başta Van Mıllet vekili ve aynı zaman-
da Milli Eğitim Bakanı Doçent Dr. Hüseyin Çelik
olmak üzere, Vanlılann Sayın Başsavcı'ya bir te-
şekkür borçları olmalı sanırım. Son yıllarda bu gü-
zel kentimizı görmedim. Orada 448 mağduru da
içine alabilecek bir duruşma salonu var mı? Bunu
bilmiyorum.
Yücel Aşkın ve çetesi
Bilmesem de sanmıyorum... Çünkü hangi Ada-
let Bakanı, günün birisinde bir üniversite rektörü
ile o rektörün üç çalışma arkadaşının bir çete oluş-
turarak bazı yasalan çiğnemeyi göze alacaklannı,
o arada 448 mağdurun da üstlerine yürüyecekle-
rini hesap ederek adalet saraylan yaptırtmayı dü-
şünecekti ki?
Yakın tarihimizde, olağanüstü durumlarda, yani
darbeler dönemlerinde çok sanıklı davalar günde-
me gelmiştir. örneğin 12 Eylül 1980'de yönetime
el koyanlar, Devrimci İşçi Sendikalan yöneticileri-
ni içeri tıktırmışlar, duruşma aşamasında da kapa-
lı spor salonlannı kullanmak gibi hiç hesaplama-
dıklan bir emrivaki ile karşı karşıya kalmışlardı.
Sanınm, sanık sayısı açısından değil ama o 448
mağduru olması nedeniyle 14 Aralık davası da
Van da öyle bir salonda gerçekleşebilir. Mağdur-
lar belki birer avukatla da gelirlerse 866 kişi sade-
ce onlar. Meslektaşlarını dünya gözü ile görebil-
mek amacıyla ya da bir gün kendi başlanndan da
geçebilecegi hesabıyla duruşmayı izlemeye gide-
cek rektörlerimizi, hâlâ bu ülkede akademik kari-
yer yapabileceklerini sanan dekan, profesör, do-
çent gibi saf vatandaşlarımızı da hesaba katarsa-
nız sayı daha da büyüyebilecektir.
Bu nedenle haddimi aşarak ben o duruşmanın
yapılacağı yer için de ilgililerin bir şeyler düşünme-
lerinde yarar görürüm.
Sen hangi mekânı amaçladın Türenç?
Yok merak etmesinler. Sanık öyle AB himaye-
sinde olmadığı için o ülkelerden komiserlerin ge-
leceğini, demeçler vereceklerini ve Sayın Dışişle-
ri Bakanımızın karşı güvence olarak yasa değişik-
liklerinin yolda olduğu mesajlanndan söz etmeye-
ceğim.
Hatta Tann korusun ama Sayın Yücel Aşkın'ın
da bunca arzusuna karşın o gün mahkemede bu-
lunup bulunamayacağını da bilemiyorum.
Zira dün Tufan Türenç arkadaşım, Turgut_Ka-
zan'dan aldığı duyum ile "Van Yüzüncü Yıl Öni-
versitesi'nin dört ünlütapbilim adamınca ha-
zırianan raporunda Yücel Aşkın'a yapılan in-
sanlık dışı davranışlar nedeniyle büyük birruh-
sal bunalıma sürüklendiği"ni de yazarak "akıl
almaz manevi işkenceler" için bir tür suç duyu-
rusunda bulunuyordu!.. Tufan, yazısının başlığını
"Yıllar sonra rektör sorulunca Bakan Çiçek ne
yanrt verecek?" olarak seçmiş.
Tufan'a sormak isterdim:
"Bu dünya da mı? Öbüründe mi?"
POLÎSLE ÇAÜŞANİKİ KİŞİGÖZALTLNDA
Beyoğlu'nda
taksici gaspı girişimi
Istanbul Haber Servisi - Beyoğlu'nda bir taksiciyi
gasp etmeye çalışan ve polise ateş açan 2 kişi
gözaltına alındı. Tabancayla yakalanan şüpheli-
lerin, hırsızlık ve gasp suçlanndan emniyette ka-
yıtlannın bulunduğu belirlendi. Aksaray'dan,
Haluk Cimfli'nm kullandığı 34 TJN 30 plakalı
taksiye binen 2 kişi, Dolapdere'ye gitmek iste-
diklerini söyledi. Unkapanı Köprüsü'nü geçtik-
ten sonra bu kişilerden biri tabancasını çıkararak
Cimih'den parasını vermesıni istedi. Cimili ise
yol kenannda gördüğü ekip otomobilinin yanın-
da taksiyi durdurarak yanına koştuğu polislere,
araçtaki kişilerin kendısini gasp etmeye çalıştığı-
nı belirtti. Bunun üzerine bu kişiler, ateş açarak
kaçmaya çalıştı. Polisin de karşılık vermesiyle
şüphelilerden SA. (25) kasığından yaralandı.
Diğer zanJı CJTyi de yakalayan polis, am-
bulansla S.A.'nuı Taksim Eğitim ve Araştırma
Hastanesi'ne kaldınlmasını sağladı.