22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 ARALIK 2005 SAU EVETİ OKTffi Nedir Catnhuriyet'e Bu Düşmanlık? 3 Aralık 2005 tarihli Mılliyet gazetesinin başlığı: "llhan Selçuk bir takıyye ustasıdır". 18. sayfa ise tamamen bu konuya aynlmış; "C. 'nin kaleminden 'derin' Cumhuriyet". Resimler, yazı- lar, dedikodular, uydurmalar!.. 4 Aralık 2005 günlü "Milliyet"\r\ PazarEki'ndetam iki sayfa "llhan Selçuk faşist bir rejimi savunuyor". Yine uydurmalar, gizli kalmış söylenti parçacıkları!.. 4 Aralık 2005'te "Hürriyet" gazetesinin ekinde yine tam iki sayfa bir hezeyan akıntısı... Yalnız ll- han'a değil, Uğur'a Berin Hanım'a, bizlere söv- gülü sataşmalar!.. 4 Aralık 2005 günü, bu kez de, "Radikal"\n İki adlı Pazar Eki'nde tam sayfa 'Cumhuriyete ve ll- han Selçuk a yine ağır suçlamalar!.. 4 Aralık2005 günlü "Vatan"gazetesindedeay- nı saldırılar! • • • Bilmem gelecek günlerde de 'Cumhuriyet' ga- zetesine ve başyazarı llhan Selçuk'a, Aydın Do- ğan Bey'in gazetelerinde açılan bombardıman da- ha sürecek mi? Istenen nedir? Günden güne güç- lenen, etkisi artan; Atatürk Cumhuriyeti'nin baş sa- vunucusu olmak görevini üstlenen bir gazeteyi sil- mek, yok etmek mi? Aydın Doğan Bey'in dörtgazetesi elbiriiği, işbir- liği etmiş, Cumhuriyefte on sekiz yıl çalışmış biri- nin yayımladığı kin dolu bir kitabın reklamını yapı- yor, "Cumhuriyet"] ve llhan Selçuk'u türiü suçla- malarla okurun gözünden düşürmeye çalışıyor!.. Bu düşmanlık nedir? Bir korkudan olmalı!.. Kimin korkusu bu? En başta şu anda iktidarda olanlann!.. Çünkü gerçekleri yüzlerıne vuran bir başka gazete yok!.. Bir başbakan, ömrünü yurtdışında geçinyor, durmaksızın cümbür cemaat gezmeye gidiyor. Halkımızın büyük çoğunluğu açlık sınınnda çır- pınıyor. Türkiye, yabancı güçlerin elinde oyunca- ğa çevriliyor. Gittikçe bir çeşit sömürge olmak yo- lunda görünüyor. Gerilik, dinsel yobazlık, şeriat, teh- like olmaktan çıkıp gerçekleşmekte... Bütün bun- lar Aydın Bey'in gazetelerinde ikinci planda, var- sayoksa "Cumhuriyet" ve llhan Selçuk!.. Sormuşlar llhan'a, ne diyorsun bu yazılanlara çizilenlere: "Ben bu seviyesizliğe inemem" demiş... Yani dü- zeysizlik, yani sıkılmazlık, yani gerçekleri saklayıp üste çıkmak zavallılığı... Sormak gerekir "Cumhuriyet'i çok sevmiştim" adlı kitabın yazanna: "Nasıl dayandın oncayıl, yazılannı llhan Selçuk'un yazmasına, onun yanında görev yapmaya, sözün- den çıkmamaya?.. Koskoca adamdın, hiç sıkılma- d/n mı? Şimdi iç birikintilerini dökerken geçmişte- ki kişiliğinden bir sıkıntı duymuyor musun?" Beni, şaşırtan, üzen, bu kişinin yazdıkları değil, Türkiye'nin önemli sayılan dört gazetesinin; o ga- zeteleri yönetenlerin içine düştükleri çirkınlik!.. Ba- sın tarihimizde benzeri görülmemiş bir düşmanlı- ğın açıkça sergilenmesi! OLAYLAR VE GORUŞLER Sendikalann Güncel Sorunları Yrd. DOÇ. Dr. Engİll Ü N S A L Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi K üreselleşme sadece gelişmekte olan ül- keler için değil bi- zim ve AB üyesi ül- keleri için de ciddi sorunlar yaratmaya devam etmek- tedir. Küreselleşen sermayenin olumsuzluklanndan en çok işçi- ler ve onlan örgütleyen işçi sen- dikalan etkilenmektedir. AB üye- si ülkelerde, özellikle Almanya'da. sendikalann ve işçilerin yaşadığı güncel sorunlann geçen yüzyılda yaşanan sorunlardan çok daha de- ğişik ve karmaşık bir nitelik ka- zanmıştır. AB'nin en güçlü savunucusu ve politikalannın belirlenmesin- de önemli görevler üstlenmiş olan Almanya, çahşanlann küreselleş- menin getirdiği yeni düzenle ya- şadığı zorluklan, en keskin bir bi- çimde yansıtan ülke olmuştur. Almanya küreselleşmenin bas- kısını, çalışanlara ciddi bedeller ödeterek yaşamaktadır. Şirketler ucuz emek, düşük üretim gider- leri, yeni pazarlar için Alman- ya'dan aynlmaktadır. Önlem olarak hükümet şirket kurmayı kolaylaştırmakta, çalış- ma yasalanna, işverenler yararı- na esneklik getirmekte, örneğin zorda olan şirket bağıtladığı söz- leşmenim dışında uygulama ya- pabilmektedir. Sermaye göçü ne- deni ile işsizlik yüzde 10-12 ora- nına yükselmiştir. Toplusözleş- me kapsamındaki işçi sayısı yüz- de 90'dan yüzde 70'e gerilemiş- tir. 1991 'de 11.7 milyon olan sen- dikalı işçi sayısı 2004 yılında 7 milyona inmiştir. Iş Yasasf nın iş- çiyi feshe karşı koruyan hüküm- leri işverenlerin baskısı ile yumu- şatılmıştır. Artık işverenler işçi- lerle iki yıl veya daha fazla belir- li süreli iş sözleşmeleri yapabile- cek, bu süre deneme süresi olarak kabul edilecek ve işçilerin söz- leşmeleri süre sonunda rahathk- la sonlandınlabilecektir. îşsizliğin azaltılması amacı ile işverenlere tanınan bu hak yeni bir istihdam kaynağı olamamış, ak- sine işçilerin çalışma güvenliği- ni ciddi olarak zedelemiştir. İş- verenler işçilenn kazanılmış üc- retlerinde. işçilerle anlaşarak cid- di indirimler yapabilecek, buna karşı işten çıkarmama güvencesi verebileceklerdir. Bu konu Al- manya'da sıkça uygulama alanı bulan bir hüzünlü gerçek olmuş- tur. Tüm bu ve benzen nedenler- le Alman halkının yüzde 50'sı çok ciddi bir gelecek korkusu yaşa- maktadır. Işbaşına gelen yeni ko- alisyon hükümetinin açıkladığı yeni politikalar nedeni ile, yaşa- mı işçıler ve sendikalar için daha da zorlaştıracağı anlaşılmaktadır. Tüm bu bilgıleri Friedrich Ebert Vakfi'nın akademisyenler için dü- zenlediği bir toplantıda ünlü iş hukuku uzmanı bir Alman profe- sör aktardı ve Alman halkının kü- reselleşme nedeni ile gelecekten korktuğunu söyledı. Bu bilgilerin ışığında küresel- leşmenin ağına düşmüş Türki- ye'de çokuluslu şirketlerin ülke- mize nasıl baktığını irdelersek ge- leceğin karamsar resmini biz de görebiliriz. Yabancı sermaye ül- kemize işsizler havuzunu boşal- tacak işyerleri açmak için gelmi- yor. Tam tersine açtığı işyerleri- nı kapatıyor. Opel İzmir'deki fab- rikasını, General Electric ampul fabrikasını kapatıp üretim yerine ithalat yaparak ülkemizi bir paza- ra dönüştürüyorlar. Özelleştirmeler sonucu eüi bin işçi işinden çıkanldı. Kayıt dışı ekonomi altı milyon işçiye iş ve- rerek vergisini veren dürüst işve- renler için bir haksız kazanç mer- kezi oluşturdu. Fransa'nın çıkardığı yeni yasa- larla duyarlı üretim merkezlerinin yabancılann eline geçmesini en- gellediği ve ekonomik milliyetçi- lik yaptığı bir dönemde bizim ül- kenin çok önemli ve stratejik üre- tim yapan işyerlerini haraç-mezat sattığımız, ülkenin Başbakanı'nın pazarcılığa soyunduğu günümüz- de yabancı sermayeye teslim edil- mek istenen ülke ekonomisi ile- ride daha büyük olumsuzluklar yaşayacaktır, bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Bundan sonraki süreçte ülke- miz sendikalanna çok önemli gö- revler düşmektedir. Sendikaları- mız önce kayıt dışı ekonomi ile sa- vaşımın düzenini kurmahdırlar. Bunu yapabilmek için birleşme- mek ve güçlenmek zorundadır- lar. Birbirleri ile yarışan sendika- lar ancak noterleri zengin etme- ye yaramaktadır. Sendikalar bu ülkenin gelece- ğinden sorumludur. Demokrasinin ve Cumhuriyetin varlığı sendika- lar için bir önkoşuldur. Bunun için sendikalar mutlaka siyaset yapma- lıdır. Üyelerinı ve işçileri eğıterek onlara siyasal bilinç vermeli ve si- yasete ağırlığını koymalıdır. Siya- seten etkili olamayan sendikala- rı bir olumsuz siyasi rüzgârın önünde yok olmaktan kimse kur- taramaz. Sendikalar işyerlerinin yöneti- minde söz sahibi olabilmek için gerekli girişimleri yapmalıdırlar. Endüstriyel demokrasinin olma- dığı işyerlerinde yabancı serma- yenin temsilcileri işçilerle dile- diği gibi oynayabilecektir. Sendikalar vakıflar kurarak iş- çilerine verecekleri hizmetleri çe- şitlendirmelidirler. Artık sadece ücret artışlan üzerine kurulu bir sendikacılık anlayışı geçersiz ol- muştur. Yabancı sermaye, Almanya'da olduğu gibi. işçilerinden ücretle- rinde indirim isteyecek. bunu ka- bul etmeyenleri işten çıkarma ola- nağı veren yasalann kabulü için hükümetlere baskı yapacaktır. Öyleyse ücret sendikacıhğı şir- ketlerin bastırması ile zaten anlam- sız olacaktır. Sendikalar üyesiz sendikalar olmamak için üyeleri- ne yeni olanaklar sunmahdır. Ör- neğin üyeleri için özel ıhtiyarhk (emeklilik) sigortaları kurmalı, sağlık sorunlan için özel polikli- nikler açmayı düşünmelidirler. Hızla değişen bir çağda işçi sen- dikalan da bu değişim rüzgânnın eteğine tutunmahdır. Cyelerine yaşanacak başka dünyalann da bulunduğunu kanıtlamalıdır. Sen- dikalar yaşamak, var olmak için kabuk değiştirmek zorundadırlar. PENCERE Sayın Aydın Doğan'a Bir Soru... Geçen cumartesi sabahı Milliyet'i gördüğüm zaman şaşırdım... Gazetenin sürmanşeti şöyleydi: "llhan Selçuk bir takiye ustasıdır" 'Takıyye' sözcüğü AKP iktidanyla siyasal yaşama oturmuş, Recep Tay- yip'in sıfatına dönüşmüştü; gazete bana mı ihale ediyordu?.. Hem ne siyasal parti başkanı, ne devlette makam sahibi, ne politika li- deriydim; Milliyet hangi amaçla beni sürmanşete çıkanyordu?.. Meğer bu suçiamayı Hasan Ce- mal yeni çıkan kitabında yapmış... Ama, iş bu kadarla kalmadı... • Ertesi gün, pazar günü, basın tari- himizde görülmemiş bir olay yaşan- dı... Milliyet yayınını genışleterek sürdü- rürken, Doğan Medya Grubu'nun bü- tün gazeteleri, birinci sayfalanndan başlayarak Pazar eklerini bu kitaba ayırdılar... Bu gazetelerin sayfalan Cumhuri- yet'e ve bana saldın ve sövgülerie do- nandı... Kitap önemli değil.,. 'Doğan Medya' Türkiye'de gerek satış ve gerek reklam açısından en büyük gruptur; medya dışındaki şir- ketleriyle bir 'dev'e dönüşmüştür. Cumhuriyet'i neden hedef olarak seçmiştir?.. • Hasan Cemal bizim gazetede 19 yıl çalıştı, bunun 11 yılında Genel Yayın Müdürlüğü'nü üstlendi, aynlalı 13 yıl oldu... Bu sürede Pencere köşesinde ne on- dan, ne de ayrılan öteki arkadaşlar- dan -olumlu ya da olumsuz- söz açıl- madı. Zorunluk olmasa yine bir şey yaz- mayacaktım... Ama, artık bu iş bir kitap olayı de- ğil; Cumhuriyet sorunu... Tüm med- yayı ve ülkenin yazgısını ilgilendıren bir dava... Bu arada Hasan'la da ilişkili birkaç söz söyleyeyim; kitabı daha görme- dim, okumadım, okumaya gerek var mı bilmiyorum; ama Doğan Medya'nın tüm gazetelerinde Cemal bana şu suçlamalan yöneltiyor: • Komünist.. • Faşist.. • DarbecL • Askerci.. • StalincL • TKP (Türkiye Komünist Partisi) ile ilişkili.. • TakıyyecL Eh, bunların tümünü bir araya ge- tirmekkolay değil... Aferin bana!.. Ancak bu konuda suç yine bende- dir. • Çünkü Hasan'ı gazetecıliğe Yön dergisinde ben başlattım.. • Cumhuriyet gazetesıne girmesi- ni sağladım. • Cumhuriyet Genel Yayın Müdü- rü olmasını da Nadir Nadi nezdinde ben sağladım.. • Cumhuriyet gazetesinde yazma- ya başlamasını da ne yazık ki ben sağladım.. • Bu yoldaki rolümün ne olduğunu rahmetli Uğur Mumcu şöyle dile ge- tirmişti: "Herkes yazmak için ilham bekler.. Hasan ise llhan bekler." Evet, suç bende!.. Hasan Cemal'in ruhundaki bana karşı biriktmin nereden kaynaklandı- ğını çok iyi anlıyorum.. Peki, ama, Hasan1 ın Uğur Mum- cu'ya, Nadir Nadi'ye, Berin Nadi'ye kin ve nefreti nereden kaynaklanı- yor?.. • Berin Nadi şirret bir kadtnmış.. • Nadir Nadi tüm gericileri asmak isteyen bir cellat ruhluymuş.. • Uğur Mumcu bir ajanmış.. Sanınm ortada patolojik bir vaka var... Hasan bir ruh doktorunun mu- ayenehanesindeki divana uzanmış hasta gibi konuşuyor... Seviyesizliği de cabası.. • Ama, bu iş yukarıda vurguladığım gibi Hasan sorunu değil.. O yalnız konu mankeni.. Tek başına bir gazete olan Cumhu- riyet'e Türkiye'nin satış ve reklamda en büyük medya grubu olan Dogan Holding gazetelerinin ortaklaşa sal- dın ve sövgü harekâtı ortadadır... Dost bildiğim ve sevdiğim Aydın Doğan'ın bu harekâttan haberi var mıydı?.. Yok muydu?.. Sorunun yanıtını dostum Aydın Do- ğan açıklarsa mutlu olurum; ama, açıklamasa da kendimi yanıtını almış sayacağım. İ ç i n d e n h a y a l h a c i m 1e Günümüzde iş, donanımlara, programlara aktanlmış durumda. Bügiyi derlemek, işlemek, insan kaynağından devraiındı. Zaman, insanın kalbini ve zekasını iş'ine koyacağı zamandır. Çaltşma ortamlannın mîsyonu; insanların düşünce ve düşlerini özgür kılmak, özgün iş'lerin önünü açmak olmaiıdır. İşte yeni iş kültürü budur. Koieksiyon Merkez: Hacı Osman Bayırı No-.35 Tarabya - Sanyer 34457 Istanbul Tei: (0212) 223 13 20 pbx / www.koleksiyon.com.tr Diğer Sati^, fsSerkezleri: ADANA Tei: (c;;;:>; ^j^, ;J .; , ^ ^ , KAVAKtlOERE Tti-. ( 0 ^ 2 } 467 69 51 ASKASA ÎURAN GÖSES SSTAN8UI ETİLEg ' »ABZOH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle