25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ARALIK 2005 PERŞEMB Turuncular işletmenîzde! DenizBank İşletme Bankacılığı'nın gizli kahramanları... Gece gündüz emek verdiğiniz, çocuğunuz gibi üzerine titrediğiniz işinizi sınıf birincisi yapmak için çalışıyor. Küçük ve orta ölçekli işletmeler hızla büyüyor. Ayakkabıcıdan akaryakıt Istesyonuna, pastaneden restorana, manavdan süpermarkete, çiçekçiden kuaföre her sektörde Turuncular iş başında. İşletmenizin ve sizin her ihtiyacınızda çözüm ortağınız olacak, sizi sektörünüzün en iyileri arasına sokmak için çalışacaklar. Göreceksiniz, turuncu sizin işletmenize de uğurlu gelecek. İJİEIMF DenizBank EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Hukuk ve Çelenk... Her yıl hukuk fakülteleri yeni öğrencilerle dolar taşar. Yüzlerce, binlerce genç "hukuk''denen bili- mi öörenmeye koşar. Bir zamanlar ben de öyley- dim. Tki yılımı a/dı! Bir şeyler öğrenmek istedim, bir- takım yasalar, hukuk nedir, ne olmalıdır, nasıl uy- gulanmalıdır, kime, kim tarafından!.. Babam avukattı. Sultanahmet'te biryangınla yok olan Adalet Sarayı'na götürürdü beni, duruşmala- n izlerdim... AdaJet duygusuna önem verirdim. Kim haksızlığa uğramışsa yolu buydu; yasalar çizgisin- de hak aramak!.. Ama alır mıydı herzaman hakkı- nı? Kanıtlar mıydı? Inandmr mıydı? Daha sonralan benim de yolum düştü hukuk yol- larınai Yargıç önüne her çıkışımda baktım karşım- dakilere...7şte biryargıç, birsavcı... Benım gibi in- sanlar, benim yaşımda ya da babam yaşında... Bir suçlamaydı, ben o suçlamaya karşı kaç kez konuş- tum. Kaç kez kendimi suçlu saymadım. Belki de suçluydum yasalara göre ya da karşımdaki yargı- ca göre... Hukuk, bir bilim miydi? Bilim iki kez ikinin dört etmesidir kısaca... Yasa- lara göre, yasalan çıkaranlara göre bir uygularna, birtutum, biralışkanlık, nasıl bilim olurdiyeçokdü- şünmüşümdür. Belki horlamışımdır adalet dağıtma- ya kalk/şanı, yasalan eğip bükerek hakJiyı haksct savunanlan... Zaman zaman umutsuzluğa düştüm. Ama öyle insanlarla karşılaştım ki, bu yazdıklanmdan utan- dım. Gerçek yargıçlar da vardı, gerçek savcılar da, gerçek hukukçular da, avukatlarda1 .. örneğin bir Halit Çelenk yeterdi hukuka saygı, sevgi duyma- ya... Her şey insan saygısı sevgisiyle. Yalnız yasa maddeleri değil, o yasalan bir usta bakışla, duyuş- la, sezişle ku/lananlar hukuka saygımı yaşatmıştır. Evet bir tek örnek yetti, bir tek Halit Çelenk!.. Halit Çelenk'i tanıtmak mı ıstiyorum. Gereği var mı? O, bir hukukçu mu yalnız, bir avukat mı? Ki- taplarda yazılmayan, benzerien öyle çok görülme- yen... Adaleti arayıp bulmak, bulamayınca gerçek- leri yaşatmak çabası duyan bir kişi, yalnız avukat diye nitelenir mi? Bir yazar, gerçek hukuku, o kolay kolay ele geç- meyen bir duyarlığı yaşamına geçirmek isteyen bir insan.'.. En güzel tanımı, insan!.. Ama, uzaktan ba- kan, uzaktan duyan, seven bıri değil! Haklı nedir, haksız nedir, neden haklı olunur, nasıl haksız sayı- lır, bunu inceleyen bir kafa'.. Dünyada bir eşitsiz- lik varsa, ki var, belki daha uzun süre de olacak, bunu sezmiş. Hukukun bir çeşit bilim olduğunu, uy- gulamalanyla, yazdıklanyla, konuştuklanyla içinesin- dirmiş biraydın... Halit Çelenk dostluğuyla onurduyduğum bir sa- vaşımcı... Bir hukuk öncüsü... Nerede bir çirkinlik, birkötülük varsa, karşı çıkan; suçsuzlann, haksız- lığa uğramışlann yanında yer alan... Sonra da bü- tün bunlan, belleklerde kalması için kitaplarıyla anıtlaştıran... (Q)ZORLU www.denl2bank.com / 444 0 800 Demiryolu Konusunda Yanılgımız Servet Yıldınm KOÇALİLER Emeklı Türkçe Oğretmeni C umhuriyet tarihı- Anımsıyorum, yine aynı mizde, özellikle çevrelerköylülere"Sakın 1940'lardan sonra, ha,inanmayınböv1eşevte- kalkınmamıziçintemel ni- re, sizi yerinizden yurdu- teJiğmdeolan, hattabugün nuzdan edecekler" dıye- büe uygulanabüirliği bulu- rekengeloldular. Asılgöç nan, ama engellenmiş öy- ondan sonra oldu, köylü le işler, girişimlervar ki, her yerinden yurdundan edil- Türk aydını gibi, beni de di. Türkıye, buprojeyi uy- kahrediyor. Bunlan engel- gulamadıkça tam kalkın- leyenanlayışıaffedemiyo- mayı sağlayamayacaktır. rum. 40 bin yerleşım bıriminı 4 Bunlardan biri Türki- bineindirmekzorundadır. ye 'nin demiryolu politika- Dördüncüsü ve en affe- sı. Atatürk ve Inönü dö- dilmez olanı ıse Köy Ens- nemlerinden sonra Gazi- titülerinin kapatılmasıdır. antep-Kargarmş demiryo- Türkiye'ye bu kötülüğü ludışındabirlrilometreda- kendinden başkası yapa- hı demiryolu yapılmamış- maz. Yurtgerçeğineenuy- ür. Hattamevcutyolunba- gun, özgün eğıtim kurum- kımı dahi ihmal edilmişrir. lan olarak enstitüler, yur- Oysa yurdumuzu demir dumuzda ve dünyada "20. ağlarla örmüş olsaydık yüzyılın eğitim olayı"du". dünyamn en ucuz, en gü- NüfUsumuzun büyük ço- venli ulaşımına safaip ola- ğunluğunun kırsal kesim- caktık. Bize karayolu ya- de yaşadığı, 2. Dünya Sa- pımıiçinkrediverenülke- vaşı'run bütün şiddetiyle lerin haritasına bakınız, sürdüğüokıtlıkyıllannda örümcek ağı gibi demir- kurulan 21 Köy Enstıtüsü yoludöşenmiştir... Sağola- destanlar yaratmışlardır. sı şımdıkı hükıimet de bu Şöyle ki; öğretmenlerinin kadarbaJamsızkalmışde- veustaöğreticilerinönder- miryolunda*hız4ıtren''uy- liğınde kendi okullannı gulamasınakalkıştı, acı so- kendilen yapmış, yiyecek- nucunu hep birlikte yaşa- lerinı kendileri üretmış, bi- dık. g&- rer"aydto" olarakyetış- Ikincisi kooperatifşaÛc miş, Anadolu aydınlanma- 1961 Anayasası ile tûm sınaenbü>-ükkatkıyısağ- ülkede kooperatifçilik Iamışlardır. Laik Cumhu- özendirilecek ve destek- riyete ve Atatürk devrim- lenecektı. Alışverişlerde lenne en sağlam harcı on- "araa" büyük ölçüde kal- lar koymuşlardır. Üretken- kacak üretici de, oîketici likleriniheralandagöster- de kâr edecek, yurttaşezil- mişler; çevreye örnek bah- meyecekri. Bu da-engel- çeleryetiştirmişler,toplum lendi. Hatta birçöğu do- kallunmasında, demokra- landıncı yatağı haline dö- sininyerleşmesinde önem- nüştüriildü. li katialan olmuştur. Bilgi- Uçüncüsü Köy-Kent li, özverili, sağlam karak- projesi. Anadolu'da40bin terli,güleryüzlüöğretmen- kadar köy, bir o kadar da ler bu kurumlardan yetiş- 'mezra' vardı. Bunlara ol- miştir. duklanyerdehızmetgöfür- Günümüzde geçerli mek çok zor ve masraflıy- olan, "konulanezberle,s- dı. Bunun için bu küçük nava gir, sonra her şeyi köyler bir merkeze odak- unut" anlayışıyla yerişen, lanacak, omerkezdeçe\- hiçbıruygulamayıbecere- reye uygun sanayi lcurula- meyen çocuklanmızı ve cak, köylüler bu merkez gençlenmizigördükçe'ya- sayesinde topragmdan ay- parâk,yaşayaraköğrenen, nlmadan her türlü uygar- öğreteD" Köy Ensrirülerini lık olanaklanna kavuşa- çağdaş eğitimciler unut- caklardı. Göç olmayacak, mayacak, sonunda yine büyükkentlerdeki bu sefil- Köy Enstıtüleri örnek alı- lik yaşanmayacaktı... nacak. PENCERE Ben;••• - " Kendi kendime gülüyorum.. Nereye baksam kendimi görüyorum, adımı işi- tiyorum, benden söz açı/ıyor, övülüyorum, çekiş- tiriliyorum; iftira edenlerlesa/dıranlarcabası!.. Ga- zetelerde, televizyonlarda, radyolarda Cumhuriyet gazetesi ve yazan llhan Selçuk'tan geçilmiyor... Kahkahalarla gülüyorum., Arkadaşlarla şakalaşıyoruz: - Ben, diyorum çok meşhur oldum... Sen neymişsin be mübarek!.. • Oysa nasıl yaşıyordum?.. Hiçbir gazete ve dergiye demeç vermiyor, röpor- taj' isteklerini geri çeviriyordum.. Hiçbir televizyona çıkmıyordum.. (Laf aramızda bu ilkemi değiştirmek niyetinde de- ğilim...) Benim derdim Cumhuriyet idi.. Ama beni rahat bırakmadılar.. Şimdi nereye baksam ben.. Ben, ben, ben.. Meğer neymişim ben?.. • Okurianm bunca yıldan beri bu köşede benim 'ben' dediğimi gördüler mi, okudular mı... Pencere'de ben sözcöğüne rastladılar mı? Ne yazık ki medyada artık benden geçilmiyor... Nasıl oldu bu?.. Kimin sayesinde?.. Neymişim ben?.. Milliyet'ın sürmanşetine bakarsanız takıyyeci- yim... Sonra?.. Faşist. Cuntacı.. Komünist.. Askerci.. Yenı Turancı.. Miloşeviççi... Vesaire.. Bir akıllı dostuma bunlan sayıp döktüm: - Bak, dedım, ben neymişim?.. Sakın beni azım- sama!.. Karşımdakinin bakışlan değışti: - llhan Abı, dedi, yoksa sen de tıriatıp kafayı mı yedin?.. Hayır.. Kaç "ben vardı, bende benden içenı..." Kaç gazetede, kaç televizyonda çeşitli benlerim- le arz-ı endam edıyorum?.. Ama dikkat edın.. Bütün bu fasıllarda ben yokum. Pek meşhur kocasından aynlan kadın, adamdan intikam almak için, anılarını kitaba dönüştürüp medyaya sunar... ömür boyu hizmet ettiği şanlı şöhretli efendisi- ne karşı aşağılık kompleksini tatmin etmek isteyen uşak hatıralannı yazar.. Yıllarca gıkını çıkannadan karşısında el pençedi- van durduğu patronuna dönük gızli kin ve nefret duygulannı günlüklenne döküp nice seneler geç- tikten sonra piyasaya çıkaran ezik müdür örneği de patolojik bir vakadır... Ama, bu patolojik vakayı kullanmak isteyenlerin medyada konuşlanmalan çok önemli... Dördüncü Kuvvet'te tekelleşme demokrasiyi ır- galamıyorda sorun Cumhuriyet mi oluyor?.. Sorun ben miyrm?.. Neymişim ben?.. Ben, ben, ben.. Kendi kendime kahkahalaria gülüyorum... Olan bitenlerkarşısında keyiflendim, işedevam ede- ceğim, bundan böyle kendimden söz açacağım için 'ben' adına sevgili okurianmdan çok özür diliyorum. NOVITAS Tupizm KURBAN BAYRAMI Kastamonu-Saf.-Sinop-Amasra : 7-10/11-14 Ocak hon\a-Karya : 7-12 Ocak Kuşadast-Pamukkale (Termalolel 'de) : kuzev £ge : 6-10/10-15 Ocak Ay\ahk tan Foça va Klasik Vunaaistan : 9-15 Ocak ıSelanık- \nna-Ka\ alaı Hafta sonu htanbul kültür turlanmızı acentemizden öğreniniz. p novitas </ mnitas.com.tr »•»•».oovitas.com.tr SATILIK L'JUUSTRATfON CILTLEfii BEYOĞLU1. AİLE MAHKEMESt NDEN Esas Ko: 2004618 KararNo- 2005'549 Dav^cı Penhan Yürük tarafından davalı Kenan Yü- rük aleyhine açılan boşanma davasının yargılaması sonunda: Davalı Kenan Yürük'ün adresi tüm aramala- ra rağmen tespıt edılemediğinden 15.11.2005 tanhli duruşmada hazır bulunınası ıçın Millı Gazete'nin 12.10.2005 tanhli nüshasında ılanen tebligat yapılmış olup, mahkememızın 29 11.2005 tanhli celsesuıde "davamn kabulüne, Ordu ıli, Fatsa ilçesi, Aşağıtepe köyü, cilt 7, hane 74, BSN 89'da nüfusa kayıth Nazım ve Hatıce kızı 26.08.1972 do|umlu Perihan Yürûk ile a>Tiı yerde BSN: 58'de nüfusa kayıtlı Ali ve Hatıce oglu 14.09.1972 doğumlu Kenan Yürük'ün Türk Me- denı Kanunu'nun 166. maddesı gereğınce şıddetli ge- çimsızhk nedenı ile boşanmalanna, müşterek çocuk Kadır Yürük'ün velayetının davacı annesı Penhan Yü- rük'e bırakılmasına, velayetı annesıne bırakılan müş- terek çocuk ile davalı babasının her ayın bumci ve üçüncü haftası cumartesı günü sabah saat 09.00'dan pazar günü akşam saat 17 00'ye kadar birlikte olmala- n suretı ile şahsı ılışkının düzenlenmesuıe" karar ve- rilmış olup, ışbu karar gazetede ılan tanhınden ıtıba- ren (22) gün süre de ıtiraz ve tetnyiz edılmedığı tak- dırde kesınleşeceğı ılanen teblığ olunur. 05.12.2005 Basın. 58893
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle