Katalog

AFÜLIK 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 OÇÜ Ahret Mete Apak: "Esı Diyanet Işleri Başanı Yazıcıoğlu, AB'e girdiğimiz takcrde bizim imailann doktoralı papilarla boy ölüşemeyeceğini syfemiş. Cçüşemez olur ru, Avrupa'da hngi papaz baöakan olmış?" - Irak, adım adım bölünüyormuş... "Amerika bu; çarpar da böler de!" 3 1 Edoğan: "Din çmentodur." Katıklı mı latıksız mı? Sevgi MUĞLA Üniversitesi'nde, arkadaşfanyia Arapça konuşan bir öğrenci Kürtçe konuştuğu savıyla bir gnjp öğrencinin bıçaklı saJdınsına uğradı; saldınyı protesto eden öğrencilef Muğla Ülkü Ocaklan Şubesi'ni taşladı; polis 13 kişiyi gözaltına aldı. Muğla Üniversitesi'nde neler oluyor sorusunun yanıtını bir grup öğretim üyesine yöneltiyoruz. Yanıt: "Son günlerde Muğla Üniversrtesi'nde gerçekleşen 'öğrenci olaylan'nın perde arkasına bakacak olursak, bu gelişmelerin sürpriz olmad/ğını görürüz. Üniversitenin kurulduğu 1991 yıltnda göreve getirilen ve halen görevde olan idari kadronun başındakilerin hemen tamamının MHP'li veya BTP'li olması, bu konudaki en önemli ipuçlanndan biridir. Yıllardır, üniversite yerleşkesinde, yuröarda ve Muğla'dakent içinde öğrencilerin Ülkü Ocaklan ve MHP'li kişiler tarafından çok çeşitli gerekçelerle tehdit edilmelerine, hatta yaralanmalanna neden olan saldınlara uğradıklanna şahit olduk. Bu saldırgan öğrenciler, yurtlan, bazı idari birimleri, öğrenci isJerini kontrol eden idari kadronun şefleri tarafından korunmakta ve kollanmaktadır. Son günlerde ise Türkiye genelinde tetiklenmeye çalışılan aynmcılık ve ırkçılık akımlannın Muğla kentinde ve Muğla Üniversitesi'nde kendine bir alan yaratma girişimleri giderek tedirgin edici bir boyutta gözlemlenmektedir. 14 Kasım'da ve 12 Aralık'ta yaşanan olaylar da bu saldınlann bir devamı şeMindedir. 14 Kasım'da gerçekleşen saldında kullanılan satır, döner bıçağı gibi çeşitli kesici aletlerin Ortaca'dan MHP yöneticisine ait bir araçla kampusa sokulduğuna tanıkhk eden öğretim üyeleri vardır. Muğla Üniversitesi Rektörü Şener Oktik basına verdiği demeçte 'Kimse üniversite üzerinden siyaset yapmasın' demiştir. Bu mesaj kimedir? Ortada siyaset yok, ırkçı-fasist saldınlar var. Bunlann da dayanak noktası başta Genel Sekreter olmak üzere, daire başkanlandır. Rektör bu uyanyı onlara mı yapmaktadır? Muğla Üniversitesi'nin rektörü, adlan sayısız yolsuzluklara kanşmış yöneticileri neden görevden alamamaktadır? özetlersek, tüm Türkiye'de olduğu gibi, Muğla Üniversitesi'nde de faşistler saldınya geçmiş bulunmaktadır. Üniversitedeki destekçileri görevden alınmadıkça bu saldınlann devam edeceği inancı içindeyiz." Gülrun Elmas: "CumhLJriyet'i çok sevmiştim ama ılımlı 'slam da fena değilniş!" CIA f Akif Kökçe: "Ameika'nın Merkezi Istihbarat örgütu için 'silahlı sivil kuvverler'in neci olduklan önemli değil; <endileri için çatışıyorsa gerilla. kendilerine karşıysa terörist!" SESSÎZSEDASIZf!) Yasaları inisiyatifle yorıımlamak İRAN'A özenen AKP'li belediyeler içkiye yasak getirirken ABD'ye özenen "CHP'li Şişli Belediyesi de lokantalarda sigara yasakçılığına soyundu. Ne de olsa memlekette demokrasi var; herkes istediği yasağı koymakta serbest! Şişli Belediyesi'nin hukuk işlerinden sorumlu başkan yardımcısı Ayhan Kızılöz yasaklama karannın dayanağını şoyle açıklamış: "Belediye Yasası'nı inisiyatif kullanarak doğru yorumladık." Işte aradığımız ve özlediğimiz 9 demokrasinin çiçek açacağı hukuk devletinin temel ilkesi de bu olmalı: Herkes yasalan kendi inisiyatifini kullanarak kendine göre doğru yorumlamaiı! Doğru nedir, yanlış nedir gibi konulan tartışmak ise demokrasiye aykın olduğu için, yeri geidiğinde doğrunun, yeri geldiğinde yanlışın hiçbir anlam ve önemi yoktun dolayısıyla bu tür tartışmalara girenler de külliyen demokrasi düşmanı ilan edilmelidir. önemli olan yasalan inisiyatif kullanarak yorumlamaktır. Yaşasın inisiyatifli demokrasi! Yüksek Yerilim Hattı erdincırtku n yahoo.com Başlık yanlış; "CumhuriyBfe Saldırmanm Dayanılmaz HafifHği" daha iyi satardı! Cumhuriyet Gibi Komışmak... ALPASLAN BERKTAY ödün verrnemek, hele güç koşullarda, onuriu olduğu ka- dar zor bir iş! Onu başarama- yınca, eksikliğini her an yaşa- mak da kaçınılmaz bir duygu! Polıtikada eksiklendirerek kendine bağlamanın yolunu A. Menderes aşmıştı. Partisinin içinde kendisine karşı sert mu- halefet yapan bir kişi, Grup Başkanı Refik Şevket Ince i- di. Menderes, çevresindekile- re "Yahu, bu adam hâlâ kira- L^ mı oturuyor? Verin şuna örtûlü ödenekten 90.000 lira!" dedi. R. Ş. Ince bir daire sahi- bi oldu. Ne var ki, eski minval üzere yüksek perdeden ko- nuşmayı sürdürmeye kalktı- ğında, Menderes usulen ete- ğinı çekip "Ağır ol, kadın ol!" dedi ve bir daha adını duyan olmadı. Menderes bir yana, Celal Bayar'a bile ödün ver- meyen, ölüm döşeğindeyken kendisini kapıdan geri çevi- ren kişi, eski Sağlık Bakanı, il- keli ve onuriu kişi Dr. Ekrem Hayri Üstündağ idi. Düzen, insanı -servet, şöh- ret- zayıf yanından yakalıyor. Dolca Vita!.. Tatlı HayatL Cumhuriyet gazetesi, fizik- teki (santimetre, gram, saniye - CGS sistemi) gibi, yıpratıla- mayan bir mihenk taşı... Bu- nun bedelini her an ödedi, ödüyor. Onur ucuz değil.. Cumhuriyet gazetesinin sesi, Cumhuriyet'in sesi, ödün ver- meyenlerin sesi... ödün ve- rerlerin öfkesi bundan.. Koro haınde Cumhuriyet'e saldı- ranların, bir de koro halinde suskunluklan var. Terimler Amerikan sözlüğünden.. Hiç anmadıklan, unutturmaya ça- lıştıkları sözcükler: Emperya- lizm, bağımsızlık, devrim.. Tür- kiye Cumhuriyeti'nin temelin- deki kavramlar.. Devrim grtti, devrimsiz demokrasi .geldi. Bugünkü devrimsiz demokra- si, karşıdevrimin kendisidir. Devletçilik gitti, özelleştirme geldi, bağımlılıkla eşanlamlı.. Laiklik gitti, "ılımlı Islam" gel- di! "Ulus devlet" sözcüğü, ağızlannı yakıyor! Amerika'nın sesi olanlar, ko- ro halinde.. Turgut Özal da, "en iyi savunma, saldındır" kurnazlığıyta "Babıâli'nin Prav- dası" demişti. Recep Tayyip geri kalır mı, o da Cumhurbaş- kanı Sezer'e "Cumhuriyet gi- bi konuşuyorsunuz" dedi. Tek ayak üstünde ağız, kimlik, renk değiştirebilen, "Gerekirse pa- paz kılığına girebilirim"diyebi- len, Cumhuriyet gibi konuşa- mayanlann öfkesi! Cumhuriyet'e saldınlar bir yanı ile Dostoyevski'ye uygun bir psikopatoloji tablosu.. Tür- kiye'yi pazarlayanlann öfkesi.. Kendini ucuza pazarlayanlann dramı.. "Ben neden ucuzagit- tim?" öbür yandan, saldınlar aslında Cumhuriyet gazetesin- den de ötede, onun kalesi ol- duğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kendisine.. 2'nci cumhuriyet- çileriyle, Islam cumhuriyetçile- riyle.. Çünkü Cumhuriyet ga- zetesinin sesi, Cumhuriyet'in sesi.. Ama yine hevesleri kur- saklannda kalacak! KtM KÎME DUM DÜMA BEHÎÇAK [email protected] Ş ÇİZGÎLlK KÂMİL MASARACI [email protected] HARBÎ SEMtHPOROY Kültür ve Sanat Yaşamında TAVIR Dergisi'nin Aralık Sayısı Çıktı! -Sanat Akımlan : 2 -Azteklerin, Mayalann, Inkalann Mirası... -Direnenlerin Dostu : Jean Genet -Babam ve Oğlum : Insan Büyüdükçe, HayaHeri Küçülür Mü? -Kültürel Zenginliklerimiz: Bakırcılar ve Kalaycılar. -Abidin Dino'dan Gerilla Desenleri. -Ezgınin Günlüğü ile söyteşi. Müzik, edebiyat, eleştiri, röportajlar ve güncel politik yazılanyla alternatif bir kültür- sanat dergisi okudunuz mu? Türn gazete bayiilennde ve kitapçılarda... Mutlaka okuyun!.. Hagazin ve popüler sanat anlayışına karşı "TAVIR" alın! \ HAYAT EPtK TtlATROSU MLSTiFA hayatepik(âmynet.com RECEP USTA. 5ÎN VALLA BEN. BUNU BILÎR BUNU SOYIERÎM:SEN NE DERS BU HUŞUSTA; "DtN MILLETİN KUM DA KUM OLMAKTAN CTKA&, ClMENTO DA CİMENTO OLMAKTANL ÇÎMENTOSU MUDUR? TARİHTE BUGUN MÜMTAZAMKAN 15Aruhk tncu.mutntaz-aruuin.com SARIYER SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 20O5'1355 Karar No: 2005 1672 Mahkememizin 2005/1355 Esas, 2005/1672 Karar sayılı ıJanu k, Erzincan, Kemah, Doğanbeyli köyü, Cilt: 59, Hane: 95'te nüflı- a kayıtlı Ali ve Hafize'den olma 1919 doğumlu Zekeriya Bay- nrk'ün rahatsızlıgı nedeniyle hacır altuıa alınarak kızı Fatime Ge- iik'in TMK 407. maddesi gereğince vası olarak atanmasına, Hüküm özetinin yerine kaim olmak üzere ılanen teblığ olunur. Basuı: 58834 KUrtJPTA SUYA G/RfLIRMİ?. 13S2'O£. BUSÛH.KU2BY KUTBU'UA YAKIU SclLAJePA, SC&UKTAM £TK<LEUMEC>£K1 OBNİze GiRkAE t>£HE- YAPILDı. S/iÖNLAND DEAf/Zt''AJOe S'G 7HT- yAFVM İNGİLİz. DONAAWtAStM-A eAĞU 8AZI GEMİL£R /aRAsrfJDA £AGi-E UÇAK oe BuLUMKMKmyaı. eu GEMID&J s>e LİSİYE SAMDALiyL/t AÇIOM HAVACILAR, SUYA ATLA0I. ÖZ&L OCABAK yAPILM/f, SU GEÇİB- MEY£N VE '£1 İLET**£YeN ELBİSELER, OAILA- RIN BATAriASfAJ/ OA BAieELL/YO/SDU. PGklİZE •ZOftUNLU İKIİf YAPAH yA DA OÛÇEfJ UÇAK- LAR.IM PEfZSONELİ İÇİN T74SABLANMIŞ OLAA1 BU ELBlSELBJZ j CrrDMATİK ŞİÇE/J RAHlA 81R-LJKTE KULLAHILfYOR VE SO6UK DÜZ ÇtZGİ ÜMÎT ZtLELt Halkımız ticalan'a Hanrlanıyor! - Türkiye Cumhuriyetivatandaşlığını anayasal üst kimlik olarak kabul ediyorvz... Hürriyet gazetesinin 6 Aralık'taki manşeti buydu. Yukandaki sözleri söyleyen kimdi? Biliyorum, aklmı- za hemen Başbakan Tayyip Bey geldi ama değil, bu sözlerin sahibi, ağırlaştınlmış ömür boyu hapis tatili- ni Imralı'da geçirmekte olan Abdullah Öcalan'dı!.. Bununla da kalmıyordu Öcalan: - Başbakan'ın kullandığı kavramlan daha ön- ce ben kullanmıştım. Bu kavramlar bana aittir! Haklıydı!.. Gerçekten de "Demokratik Cumhuri- yet" kavramını da ilk kez Öcalan kullanmış, da- ha sonra Tayyip Bey aynı kavramı kamuoyuyla paylaşrnıştı!.. Aynı gün Ertuğrul Özkök Hürri- yet'teki sütununda MlTin şimdiki patronu Emre Ta- ner'in müsteşar yardımcısıyken Imralı'da öcalan'la görüştüğünü yazdı. Yalanlanmayan bu yazıya göre, baş başa kaldıklan an öcalan, EmreTaner'eşöyle de- miş: - Bugöne kadarneredeydiniz?.. öcalan'ın "çok önemli" mesajlar verdiği bu görüş- me sonrasında Emre'Taner, Imralı'dan ilerisi için umut verici bazı izlenimlerle dönmüşü! Yazının geri kalan kısmında özkök, MİT Müsteşa- rı Taner'in "Kürtsorununa" nasıl hâkim olduğunu ve "gerçekçigözlükten" baktığını anlattıktan sonra ana soruya geliyor - Öcalan'la ilişkikuran MİT, acaba örgûtün dı- şandaki kısmıyla ilişki kuramaz mı, örgütü dağ- daninmeye, silahıbırakmaya ikna edemezmi?.. özkök, "Adı Türkiye olan bu ülkede insanlanmut- lu, banş içinde yaşatmanın heryolu denenmelidir" diye bitirmiş yazısını. Ama koca yazıda bir şeyi fena halde pas geçmiş: - Öcalan ve dağdakikadro "ne karşılığında"si- lahı bırakıp dağdan inecek?.. • • • Iki gün sonra, 8 Aralık'ta, Vatan gazetesi şu soru- yu taşıdı manşetine: - Devletin sesi mi? Kısa bir süre önce emekli olan MİT Müsteşar Yar- dımcısı Cevat Öneş, Radikal gazetesine yazdıöı ya- zjda, "Teröre karşı yeni politika" öneriyordu. Oneş, son derece ilginç bir yaklaşımla "Toplumumuz, Tür- kiye vatandaşlığı üst kimliği attında, farklılıkia- nnızengin bütünlüğe çevirebilecek tarihibiriki- me ve olgunluğa sahiptir" diyordu. Diğer bir de- yişle; üst kimlik konusunda öcalan ve Tayyip Bey'le aynı çizgide buluşuyordu!.. Emekli MfTçi yeni terör politikasmın en önemli ayağını da açıkça belirtmişti: - Cezasını çekmekte olan Öcalan'dan, silah- lann bıraktınlması ve çözümlerde yararianılma- sı, iç banşın sağlanması için önemlfdir.. Şu tesadüfe bakın; bir gün arayla Hürriyet Gaze- tesi Genel Yayın Yönetmeni ve en üst düzeyden emekli MİT mensubu aynı kanıda birleşivermişler- di!.. Tabii art arda gelen bu iki yazı, Emre Taner'in ge- çen yıl Imralı'dan "ilerisi için umutlu dönüşü" ile bir- leşince ortaya Vatan gazetesinin de ima ettiği soru çıkıyordu: - Ne oluyoruz? Öcalan'ın özgürlük yolu mu açılıyor?.. • • • Türkiye'nin günden güne radikal bir biçimde deği- şen gündemi nedeniyle yukanda anlattıklanm bir an- lamda toz duman arasında kaynadı gitti!.. Ardından önce FBI Başkanı, sonra da CIA Başka- nıAnkara'ya geldiler. Gazetelerin büyük bölümü Tür- kiye'nin bu iki çok önemli kişiden isteklerini bir bir sı- raladı. Ancak çoğunluk, bu muhteremlerin Türki- ye'den ne istediğini yazmadı!.. Cumhuriyet, gayet isabetli bir şekilde sıranın Iran ve Suriye'de olduğu- nu manşete çıkardı. CIA Başkanı'nın MİT Müsteşa- n'yla görüştüğü sıralarda Lübnan'dan gelen suikast haberi, Iran'dan önce Suriye'nin defterinin dürülebi- leceği mesajını veriyordu!. Ülkenin en büyük gazete- sinin patronu, milletvekili ve Suriye karşıtı Cibran TOeyni bombalı saldın sonucu öldürülmüştü. Suri- ye'yi ilk kim suçladı? ABD Dışişleri Bakanı Rice!.. Su- riye öylesine aptaldı ki, kendi eliyle kendi idam fer- manmı imzalamıştı!!! Peki sonuç? İçinde, öcalan ve PKK'nin yeni ko- numu, Kuzey Irak'ın tanınması ve himayesi ile Suri- ye ve Iran'ın "ham yapılması"mr\ da bulunduğu bir senaryo uygulamaya konulmuş gibi görünüyor.. Bu dev projenin "nasıl" uygulanacağı ise Türkiye'nin "nasıl" kullanılacağına bağlı... Türkiye'ye biçilen rol ne acaba? - Piyon mu?.. , e posta: umHzileli(§ gmail.com B U L M A C A SEDAT YAŞAYA1Sİ 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA; 1/îran'daAle- 'vüere verilen ad. 2/ Bir meyve... Dinsel tören. 3/ Osmanhlarda, sınır boylannda görev yapan bir 5 sınıf asker. 4/ Hukuksal işlem- lerdeki sakat- uk... Bağışlama. 5/Gelecek...Ha- vvaii'de karşıla- ma ya da uğurlama ya da uğurlama anısı olarak verilen, çiçeklerden ya- 2 pılmış kolye. 6/ Bir gö- revden başka bir göreve atanma... Hayat ilinde birınnak. 7/Kripton ele- mentinin simgesi... "Sûnne" de denilen bir ekinhastahğı.S/Hıristi- 8 yan... Adlan sıfat yapan 9 bir yapım eki. 9/ Jiujitsu gibi dövüş sporlannda el, dir- sek, dız ya da ayakla vunüan darbe... Meyve kurusu. YUKARTOAN AŞAĞIVA: 1/Hep birlikte yüksek sesle okunan dua. 2/Sulak y- er... Merkür gezegenine verilen bir bakşa ad. 3/Köy e- vi ya da köy görünüşü veren... Tavlada "üç" sayısı. 4/ Bir kimsenin dinin buyruklannı yerine getirmek için yaptıklan... Cennet bahçesi. 5/Vezir ve sadrazamlann giydikleri bir tür kavuk. 6/Pasta yapımında kullanılan bir tür peynir... Bir nota. 7/ Avuç içi... Kalkan ve zırh gibi koruma aracı. 8/ Tırpana balığına verilen bir baş- kaad... "Neresi — bizeneresigurbet" (MuratnanMun- „. gan). 9/ Argoda eteğin açılmasıyla bacağın görün- mesine verilen ad.