19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 11 ARALIK 2005 PAZAR HABERLER 'Hezeyan sözü ölçüsüz'Meclis taburu tartışmasına katılan TBMM Başkanı Arınç, AKP Milletvekili Resul Tosun'a sahip çıkarken Genelkurmay'ı eleştirdi ANKARA (Cumhtıriyet Büro- su)-TBMM Başkanı BüİentArmç, Genelkurmay Başkanlığı'nın AKP'li ResulTosun'un Meclis ta- bunınunve kentteki karaıgâh bina- lannın taşınmasına ılişkin yazısı- na gösterdığı tepkiyi eleştirdı. "Ya- zıylailgffi 'Münfent bır hezeyan' sö- zünü ölçüsüz, oranösız, o arkada- şunmyazdığıyazı kadar yanhşbu- luyorunV dıyen Annç, açıklama- yı "garipsediginr belır- terek Kara Kuvvetlen Komutanlığrntn yeni brövesını eleştirenlere bıle daha merhametlı davranıldığuu kaydettı. TBMM Başkanı Bü- lent Annç, Islam Kal- kınma Örgütü Zırve- bjçbirinindebusevginindışındaoi- duğuna inanraıyonım" dedi. TBMM Içtüzüğü'nün 164. mad- desine bakıldığında Muhafiz Ta- bunı'nun yalnızca TBMM Baş- kanı'nın emn altında olduğunun görüleceğinı kaydeden Annç, şu açıklamayı \ aptı u Muhafiz taburuylaflgflibir şey söylenmesi, yapdması gereldyor- sabunu sadece ben yapanm. Yet- • TBMM Başkanı Bülent Annç, AKP'li Tosun'un farklı bır düşünceyi savunabileceğinı vurgularken Kara Kuvvetlen brövesıyle ilgıli tepkilere Genelkurmay'ın daha merhametli davrandığını söyledi sı'nden dönüşünde, Esenboğa Ha- valımanı'nda gazetecılenn AKP Tokat Milletvekili Resul Tosun'un TBMM taburunun buradan çıka- nlması gerektığı yönündekı yazı- sı sonrasında Genelkurmay Baş- kanlığı'nın yaptığı "Münferit bir hezeyan* açıklamasına tepkı gös- terdı. Türk milletının, askerinı ve ordusunu sevdığını belırten Annç, u Milletvekili arkadaşlanmızdan kililerie konuşur, ifade ederim. Meclis Başkanlığı'nda 4 yıla gir- dim. Bu sürede hiçbir askeri yet- küiylebundan sonra ne olmasıge- rektiği konusunda bir cümle ko- nuşmuş değilim. Sadece AKP'ti- ler değil bütün millervekilleri ba- na düşüncelerini ifade etmiştir. Ben taburun konumunu değişti- recek hiçbirdüşünceyi doğru bul- madığunı söyledün." AKP milletvekili Tosun'un, ga- zetesındekı köşesınden düşünce- sını ılan ettiğinı, buna karşı "Mün- ferit bir hezeyan" yanıtının venl- dığıru anlatan Annç, mılletvekıh olmasa da herkesuı düşüncesını açıklayabıleceğını söyledi. Annç, "MecÜsteki birisinin farkhdüşün- cesi olabilir, buna karşı 'Münferit hezeyan' sözünü ölçüsüz, oranü- srzbutuyorum. En azmdano arka- riaşımmn yazisı kadar orantısız buluyorum" dıye konuştu. Tûrkıye Emeklı Ast- subaylar Derneğı Yöne- tım Kurulu ıse yaptığı açıklamada "Cuinhuri- yetiebirtiktekuruian ve bugüne kadar demok- ratik düşünceyi koruma görevi ve hizmeti veren TBMM muhafiz ta- buru mensupianndan rahatsızhk duyanlar cumhuriyetin her döne- mindeolmuştur. Bundansonra da olacakür. Bunlann bu tür davra- nışve duşüncelerininalbndayatan niyeüerini, yüce Türk mflleti çok iyi bilmektedir. Bu gibi düşünce sahipleri milJetinıiz tarafindan de- ğerlendirilmektedir'' dedı. NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Çiğli'de Tinerci Piro Müslim Çiğli, Izmir'in en çok göç alan ilçesi. Biz Çiğli'yi ABD askeri havaalanı olarak bilir- dık gençliğimızde. O zaman- lar kentin dışında küçük bir yerdi. Şimdi 200 bin nüfusuy- la kocaman bir kent-köy di- yebilinz. Bu ilçenin bir de ünlü Belediye Başkanı var: Ensari Bulut. Başkan Bulut, başına gelen dertler nedeniyle tanın- dı. 12 Eylül öncesı dönemde, ölümden döndüğü ağır yara- lanma, hapis, ağır bir kanser hastalığı ve daha nıce sıkın- tıyla dolu bir hayat. Bunca dert yetmiyormuş gibi, bir de dertli bır ilçeye be- lediye başkanı olmaya karar vermiştı. Üstelik, hemen hiç seçilme şansı yokken aday olmuştu. AKP'nin Izmir'de kazanma şansının en yüksek olduğu yer olarak kabul edili- yordu yerel seçimlerde Çiğli. Işte tam hastalıkla boğuşur- ken Bulut aday olmuştu. "Ben devrimciyim, yoksulla- nn sesiyım" diyerek propa- gandaya başladı. Mağdur ol- muş siyasi tutuklu ve mah- kûmlara sahip çıkacağını da ekledi sözlerine. Onunla da yetinmedi, "Çiğli'de tinercileri işe alacağım, burada kapka- çı, tinerci saldınsını bitirece- ğim" sözünü verdi. • • • 10 Aralık Insan Haklan Gü- nü nedeniyle bir toplantıya katılmak amacıyla Çiğli'dey- dim. Mülkiyeli arkadaşım Ali- me Mitap, Çiğli Belediyesi Kültür ve Sosyal Işler Müdür- lüğü'nün bir etkinliği nedeniy- le beni Çiğli'ye davet etmişti. Avukat Hilal Küey'in de ko- nuşmacı olduğu etkinliğe çok sayıda izleyici gelmişti. Arala- rında bazı cezaevi arkadaşla- rımın da olduğu izleyicilerle ülkemizin yakın geçmişini in- san haklan açısından yeniden değeriendirdik. Türkiye'nin hâlâ geçmişiyle hesaplaşamadığı gerçeği, bir kez daha gündemimize geldi. Susurluk'tan Şemdinli'ye uza- nan "derin devlet" olgusunu nasıl alt edebileceğimizi ko- nuştuk. Abdi Ipekçi cinaye- tinden Doğan Oz cinayetine, Uğur Mumcu cinayetinden Bahriye Üçok cinayetine ka- dar karanlıkta kalmış suikast- ları bir kez daha hatırladık. • • • Toplantıdan sonra Çiğli Be- lediye Başkanı ve Çiğli'deki solcularla sohbet ettik. "Ne olacak bu solun hali" klasik sorusuna cevaplar aradık. Başkan Bulut, eksi yüzdeler- den başladıklan seçim mara- tonunu nasıl adım adım lehle- rine çevirdiklerini, esprili ör- neklerle anlattı. Çiğli, aynı za- manda dere yatağına kurulu evleriyle unlenmişti. Sel fela- ketinde bu dere yatağındakı evler sele kapılmış, çok sayı- da yurttaş yaşamını yitirmişti. Bu sorunun çözüldüğünü ve dere yatağındaki evlerin kaldı- nldığını söylediler. Biz Ensari Bulut'la görüş- mek için odasına girdiğimizde o, bır gençle konuşuyordu. Genci yolcu ettikten sonra ya- nımıza geldiğinde, "O genç ti- nercilerin liderlerinden, ne yapmaları gerektiğini konuş- tuk" dedi. Bu arada ilginç bir tinerci öyküsü anlatmayı ih- mal etmedi. Bulut'un anlattığı tinerci öy- küsü şöyle: Piro Müslim, ti- nerci gençlerden. Çiğli'nin Güzeltepe Meydanı da en çok olay yaşanan yerlerden. Gü- zeltepe Karakolu, sürekli gös- tericilerin, tinercilerin yarattığı olaylardan yorgun düşmüş bir karakol. Ünlü TARİŞ olayları- nın da geçtiği meydan burası. Başkan Bulut, tinerci Piro Müslim'i işe aldıktan sonra, onu Güzeltepe Meydanı'nda görevlendirmek istemişti. Piro Müslim "Ne olur Başkan beni oraya yollama" diye itiraz et- mişti. Başkan, hayır oraya gi- deceksin, deyince çaresiz ka-' fasına çöpçü şapkasını takıp temizliğe başlamıştı. Ancak şapkayı sürekli yüzünün gö- rünmeyeceği şekilde indirme- si dikkat çekiyordu. Başkan bir gidişinde ona şapkasını kaldırmasını söyleyince olan- lar oldu. Çünkü polisler onu tanıdılar ve iki yıllık bir cezası olduğu için gözaltına alıp ha- pishaneye yolladılar. Durumu öğrenen Başkan Bulut, mahkemeye ve ceza- evine gitti. Gerekli parayı yatı- rarak Piro Müslim'in cezasını erteletti. Birkaç gün sonra Müslim, Güzeltepe Karako- lu'nun karşısında yine temizli- ğe başlayınca, polisler şaş- kınlıklannı gizleyemeyip, onun buraya nasıl geldiğini sordu- lar. "Baba paramı yatırdı" ce- vabını verince konu anlaşıldı. Başkan Bulut, Izmir'de kap- kaçın en az sorun olduğu ye- rin Çiğli olduğunu söyledi. Başka ilginç öyküler de anlat- tı. Çiğli, Izmir'in renkli ve çok kürtüriü bir ilçesi olarak dikkat çekiyor. 'MUTLAK YARATICI ALLAH'TIR' Erdoğan 'dan yine dini mesaj • Konuşmasında dini söylemlere sık sık yer veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avustralya'da da bu alışkanlığını korudu. Erdoğan, bedelli askerlik konusunu da Genelkurmay Başkanhğı ile yeniden görûşeceklerini söyledi. SYDNEY (AA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avustralya zıyaretinin son gününde türban, bedelli askerlik, erken seçım, Kürt sorunuyla ilgilı açıklamalar yaptı. "MuÜak yarancı Aflah'ür" dıyen Erdoğan'ın, kendisıne yöneltılen, "Seninçok sevdiğin Cumhurbaşkanı kadın haklarmdan bahsediyor. Ama Köşk'e, üniversitelere türbanhlar ahnnuyor, ne diyorsunuz" şeklındeki bir soruyu, "Sen sorunun cevabuıı verdin, ben ne diyeyim'' dıye yanıtlaması dikkat çekti. Erdoğan, gezisinin son gününde Avustralya'da yaşayan Türkler ıle Olimpiyat Parkı'nda bır araya geldi. Erdoğan, bu ülkede yaşayan Türklerin, siyasetin, ekonominin, kültürel yaşamın ıçinde olmalan gerektiğini dile getırerek "Entegre ohın, ancak asimik ohnavın" dedi. Avustralya zıyaretınde Türk derneklennın fazla olduğunu gördüğûnü ifade eden Erdoğan, bunlann bırleştınlmesı çağnsmda bulundu. Erdoğan, "Hangi kökenden gefirse gelsin, Avustralya vatandaşı olan herkesin oyunu ahnaya çahşacaksınız. Onlaıia münasebederi geliştireceksiniz, el ele vereceksiniz, omuz omuza vereceksiniz, insan eksenH bir pontika izleyeceksiniz. Bizim medenrvetimizde Yunus Emre var. 'Yaradılanı sevenz yaradandan ötürü.' Hedefbu olacak. Hepimiri yaratan muüak yaraücı AUah'ûr. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak o üst ortak paydada büieşerek el ele vereceğjz" ıfadelen dikkat çekti. Daha sonra Avustralya'da yaşayan Türklenn sorulannı yanıtlayan Erdoğan, bır Türk'ün "Atatürk'ten sonra Türkiye'de tider yetişmedL Biz sizi Bder olarak göriiyoruz" sözleri üzenne Erdoğan, "Atatürk Türkiye'nin modernleşnıe sürecinde en büyük Başbakan Erdoğan. BderimizdL Onu aşmak, onu geçmek gibi bir gayretimiz yok. Örnek almak gibi bir ga>Tetinüz \-ar. Temennimiz odur ki Türkiye'yi Atatürk'ün ifade ettiği muasır medeniyeder seviyesine çıkarabm. Hedef budur. Bunu başarmamız laznn" dıye konuştu. Yurtdışında bulunan vatandaşlann bedellı askerbk yapmasıyla ilgilı bır soruyu da yanıtlayan Erdoğan, konuyu Millı Sa\ımma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanhğı ıle görüştüklenni bildırdi. Bu talepleri tekrar ilgılilere üeteceklennı bıldıren Erdoğan, konuyla ilgılendiklennı söyledi. Erdoğan, bır başka Türk'ün "Senin çok sevdiğin Cumhurbaşkanı kadm haklanndan bahsediyor. Ama Koşk'e, üniversitelere türbanhlar ahnnuyor, ne diyorsunuz" sözlen üzenne, "Sen sorunun cevabuıı verdin" dedı. Kalabalıktan bır kişı de mikrofonu alarak Erdoğan'a, "200Tde seni cumhurbaşkanı, Abdullah Gül' ü de başbakan olarak inşaDah görüriiz" dedi. Erdoğan, türban konusunda da eskı söylemlerini yineleyerek toplumsal bir mutabakat olduğunu, ancak TBMM'de uzlaşının sağlanması gerektiğini savundu. Başbakan Erdoğan, "Bu mutabakat sağlandığnıda hayırhsryla biz bu işi çözebihriz'' dedı. Kalabalıktan bır Türk'ün, "Bu bizi üzüyor" sözlen üzenne Başbakan Erdoğan, "Üzmeyecek inşaDah'' karşıhğını verdı. Pamuk baberlerine eleştiıi Bu arada, Sydney Morning Herald gazetesıne göre Başbakan Erdoğan, yazar Orhan Pamuk ıçın "uluslararası bir k>bi" çalışması yapıldığını söyledi ve Türk yargısının baskı altma almması anlamına geldığını söyledığı bu durumun "yasanm > üstünlüğüne saygı duyma ilkesiyle çefiştiğmi'' beürtti. hayatmaksimumda
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle