Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 ARALIK 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
Elektronik posta: denizsom@ajmhuriyctcom.tr Tel: «İİZ343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
17
Öteki
Zehra Top: "Bizi idare
edenler bu dünyada
ınsan gibi yaşamamızı
sağlamak yerine
neden hep öteki
dünyada ne
olacağımıza
kanşıyor?"
- AKP'liler Ankara'da
askeri bina
istemiyormuş...
"Önce Pentagon taşınsın!"
Cengiz Çandar:
"Cumhuriyet'teki
yıllanma acıyorum."
Cumhuriyetçiler de!
Haka
Ahmet önen:
"Başbakan'ı yurtta
tutmak için hava
alanlanmızda her
zaman hazır bekleyen
birer 'haka dansı'
ekibi bulundurulmalı!"
GÜNÜMÜZ koşullannda iki kırmızı çizgiden söz
ediyor llhan Selçuk: Ülkenin bütünlüğü ve laik
Türi<iye. Cumhuriyet, bu iki ilkeden ödün vermiyor.
Vay sen misin geri adım atmayan! Cumhuriyet
"Kızılelma"cı oluyor; llhan Selçuk da faşist,
komünist, darbeci, takıyyeci, demokrasi düşmanı.
Peki sen nesin kardeşim? Senin kırmızı çizgilerin
ne? Demokrasi mi?
O halde bana "demokrasi"den ne anladığını
anlat. Demokraside bir ülkeyi bölmek var mı?
Şeriata giden yola taş döşemek var mı?
Demokrasiyi "amaç" değil "araç" olarak görenlerie
işbiriiği yapmak var mı? Emperyalizmin Ortadoğu
için tezgâhladığı büyük oyunda piyon olmak,
maşa olmak var mı?
Varsa söyle, biz de öğrenelim.
Sen ve senin gibiler Islamcıdan Amerikancıya,
darbeciden işbirlikçiye hangisi olursa olsun her
Bu gazeteiktidara sırtını dayamayı alışkanlık haline getirip
kılıktan kılığa girerken, kalkmış bir de demokrasi
dersi veriyorsun.
Işte buraya yazıyorum:
Yann, siyaset rüzgârian değişip de iktidara ırkçı
bir parti gelirse, en büyük kafatasçı sen olacaksın!
Çünkü elin mahkûm. Çünkü cebin mahkûm.
Çünkü sen ve senin gibiler iktidara mahkûmsunuz.
Çünkü yaşadığınız "değişim" ve "dönüşüm"ün
sonunda artık aklınızla değil midenizle
düşünüyorsunuz.
Senin bir tek kırmızı çizgin var Gelen ağam,
giden paşam. Geçmişini anımsayıp aynaya bak;
bukalemun gibi olduğunu göreceksin.
Bu arada, şu sıra herkesin gözü Cumhuriyet'in
üzerinde ya, Sabah'tan Emre Aköz de hariçten
gazel okumaya kalkışıp Hasan Cemal'in,
kitabının ilanının, Cumhuriyet'in Kitap ekinde nasıl
yayımlandığına akıl erdirmeye çalışmış, "Kitap
ekibi sayfalan hazıriayıp gönderdi. Ardından ilgili
servis, reklamlan boş bırakılan kısımlara yerieştirdi.
Ve ilave basıldı! Sanınm olay bu kadar basit"
demiş.
llan servisinin, ilan gelince ortada farklı bir
durum olduğunu sezip durumu gazete yönetimine
ilettiğini, konunun Yayın Kurulu'nun gündemine
geldiğini ve llhan Selçuk'un "Arkadaşlar bu ilanı
yayımlamazsak, adımızı sansürcüye çıkanrlar"
dediğini basit bir şekilde anlatsak anlaıiar mı
acaba?
Ne diyelim; Cumhuriyet'i anlamayanın da canı
sağ olsun, anlamak istemeyenin de. Biz hep
buradayız!
Ayrı
Gülhan Elmas: "Plaj,
hastane, toplu taşıma
aracı, yemek
masasından sonra
kadınlar için ayn cami
de yapılacakmış.
Yetmez! Kadınlar
için ayn başbakan
da yapılsın!"
Fırsat
Akif Kökçe:
Türkiye
yabancılar için
fırsatlar ülkesi olmuş.
Umanz bir gün kendi
gençleri için de
fırsatlar ülkesi oluıi"
t
SESSÎZ SEDASIZ (!) M Kutsal ittifakın oyunu: Hasreti Fatih
İSTANBUL'DA Bahçelievler
Belediyesi Tiyatrosu'nda
"Zümrüdüanka" grubunun "Hasreti
Fatih" oyununun galası yapılıyor.
Davetli hanımlann türban ve kara
çarşaflan ile beylerin de sank ve
cüppeleriyle bir şıklık yarışı içinde
olduğu hemen dikkati çekiyor.
Perde açılıp oyun başlıyor.
Sahnedeki sanatçılar Fatih Suftan
Mehmet Han hazretlerinin şahsında
Osmanlı'ya duyulan büyük hasreti
dile getiriyor. Daha sonra Mustafa
Kemal Atatürk'ün devrimleri ve
cumhuriyetın kazanımlan yerden
yere vuruluyor. Cumhuriyetin
yarattığı sorunlanndan kurtulmanın
tek yolunun Osmanlı günlerine
dönmek olduğu anlaşılıyor. Bu
doğrultuda oyun boyunca verilen
mesajlar, seyircilerin "Amin"
sesleriyle kesiliyor. Oyun,
Ayasofya'nın camiye dönüşeceği
günlerin hasretiyle nihayete eriyor.
Perde kapandıktan sonra bu güzel
tiyatro oyununu Bahçelievler'e kadar
getiren kuruluşlann temsilcileri
sahneye davet ediliyor. Milli
Gazete, Yeni Şafak ve Vakit
gazetelerine bilhassa teşekkür
ediliyor. Eserin tanıtımı ise
Zaman gazetesinden yapılıyor.
Yüksek Yerilim Hattı
erdincutfcu « yahoo.com
Cemal yüzünden cemalsiz
kaldı medyamız!
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCt
'Bat-çık'lı kentler!
Bursa nın .Nilüfer Belediye-
si, anlamlı bir "buluşma"ya ev
sahipliğiyaptı. "DeneyimPay-
laşımT temasıyla 24-25 Ka-
sım 2005 günlerinde bir araya
gelen belediye başkanlan ile
uzmanlar, özellikle "iyi uygu-
hmalar"dan ömeklerle birbir-
lerine "deneyimlerini" aktar-
dılar...
Mudanya'nın tarihi istasyon
Hinasındaki Montania Ote-
li'nde gerçekleşen toplantının,
Belediye Başkanı Mustafa
Bozbey tarafından ilan edilen
sonuç bildirgesınde ise şu vur-
gulama da vardı: "Yerd yöne-
timlerde çözümlerin, çağdaş,
evrensel ve bilimsel değerieri
taşınıası gerekmektedir.^"
Bıldırgedekı bu "saptama"
içinde yaşadığımız şu "bilgi
çağ^nda acaba hangi "çağdı-
şı ve bilimsel olmayan uygula-
malar"dan kaynaklanıyordu?
Payiaşılan deneyim!
Aklımıza önce Ankara'da,
kentı delik deşik eden ve her
bıri için mahkemelerin "şehir-
cilikbiKmi"ne aykın bularak
"iptal" kararlan verdiği
"kent içi alt-üst geçider
geldi.
Çünkü bunlar, bildi-
rinin "haku"hlığını
çağnştırmanın öte-
sinde, özellikle
son belediye se-
çimlerinden bu
yana birçok kent-
te "paylaşılan deneyim
T>
le-
rin(!) de başında geliyor.
O kadar ki hemen tümünde
de bu "çağdışı'Mığı başkenti-
mize bulaştıran Ankara Bü-
yükşehir Belediye Başkanı
MeKh Gökçek'in "ulaşun ve
kavşak inşaaü uzmanlan"(!)
ya göre\' yapıyorlar ya da "da-
nışman"lık .
Işte, son iki yıldır kentleri-
mizde "kesintisizulaşınT adı-
na yaygınlaşan "bat-çık" uy-
gulamalanndan bazılan:
Antalya'da 100. Yıl Cadde-
si, Falez, Mevlana, Meydan,
Şarampol ve Güllük kavşak-
lanndaki bat-çıklarla artık
cadde değil, adeta bir "kuyu-
larkoridoru"...
Gaziantep'teki Maarif Kav-
şağı ile Doğumevi Kavşa-
ğTnda da artık batılıp batılıp
çıkılmakta...
DenizM'de, kente Izmir yö-
nünden girildiğinde Bakırlı
kavşağında; Ankara yönünden
girildiğinde de Sevindık Kav-
şağı'da batılacak ve çıkılacak.
Buna bir de aynı yöndeki Zey-
bek Kavşağı'ndaki bat-çık ek-
leniyor...
Bursa'da da önce Yüksek
îhtisas, ardından Orhaneli ve
Kısırdöngü
Merinos kavşaklannda trafi-
ğin "kesintisiz" akması için
hızla inşa edilen dev bat-çık
uygulamalannın, bir "dene-
yim paylaşamT üriinü olduğu-
nu, Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Hikmet Şahin, geçenler-
de 20 bürokratıyla gerçekJeş-
tirdiği "Ankara incelemele-
ri"nın ardından bakın nasıl
açıklıyor:
"Tecrübenin sının yoktur.
(...) Belediye Başkanlanmız
kalkıp Ne» York'a, Paris'e,
Singapur'a gidiyor. Bizûn de
Türkiye'den örnek alacağumz
çok şey var. Bu nedenle bura-
dayızJ"(Olay-0l Aralık2005)
Kent mi, otomobü mi?
Bu uygulamalara baktığı-
mızda, hemen tümü için, örne-
ğin tsmail Hakkı Acar gibi
"gerçekulaşun uzmanlan"nın
söyledikleri özetle şöyle:
"Otomobili daha da özendire-
rek ve toplu taşıma yönelmeyi
olumsuz yönde etkileyerek,
kent içi yoğunluklann bu kez
çözümsüz noktalara ürman-
masına davetiye çıkanyor-
lar."
Aynı konudaki "şehir-
cilik bilimi''nin uyanla-
n ise Ankara'daİd kav-
şakJar için "iptal"
karan veren mah-
kemelerin bilirki-
şi raporlannda
özetle şöyle yer
alıyor. "Kentsel
yaşam, kentin tüm mekânlan-
nı yaşayarak, görerek ve kulla-
narak algılamayla gelişebilir.
Kent içi yollardâki bu tür uy-
gulamalar ise topoğrafya ile
mekân ve peyzaj ilişkisini par-
çalamakta, yaşamın merkezi-
ne kent yerine otomobiH oturt-
maktadır..."
Üstelik, İçişleri Bakanlığı
tarafından tüm belediyelere
dağıtılarak "gözetümesi'' iste-
nilen 1999 tarihli "Avnıpa
KentselŞartT diyor ki: "Yavaş
ama kesin bir biçimde otomo-
bfl kenderi öldürmektedir. Öy-
le ki 2000'li ydlarda ikisi bir
arada olamavacağından, oto-
mobil ya da kentten birini seç-
mek zorunluluğu otacakor..."
Kentlerimizde "ulaşun" ko-
nusunda Melih Gökçek'in hu-
kuk dışı ve bilimle kavgalı
"başkent deneyimlerini payla-
şan" belediye başkanlanmız,
öyle görünüyor ki kenti değil,
"otomobüi seçmiş" durumda-
lar...
Çağdaş "kent kültürü" an-
layışını hiçe sayan bu uygula-
malara karşı da "kamuojn du-
yarühğrna bakalım ne zaman
kavuşabileceğiz?
oekinci '< cumhuriyetcom.tr
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicaka yahoo.com.tr
•Ji/nv gen
- es-sz,
jeniK* Sen.ifofioP/eÂirı /fmoan carmm hang/ /nsan, /$te//î'ni
ÇtZGÎLlK KÂMİL MASARACI kamilmasaraciimynet.com
H A R B I SEMİH POROY
000,4Bİ • • • bÖtAlS&B <AÖ$£
^ /
/1
r
•
1
II JJ-1U I 1
s
'r y
HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA BILGIN
AZIZ BABAAA]
90. YAŞ SONÜNO
KUTLARKEN
SORAYIM DEbtM;
SÜNDEMDEKI ŞU
SON KÎTAP tCÎN
NE DÎYOSUN?..
hayatepikit! mynet.com
HASAN ALMAZ
"BASAN" ALIR,
DtYORUMI..
RANT OLARAK
YANt..
r n
TARİHTE BUGÜN MİMTAZARIKA* llArahk ıctcıc.rnumtaz-arikan.com
E.ÜÛNM SAVAŞ/ GENİŞLİYOR!
i94t oe Bueü*/, n. DÛMY^ s*t//if/ SÜKEJZ -
/££*/, ALMAtJYA *•"£• fTXWA, AMEG/K4 g/GL£-
f iK e>eı/L£n£/&'uf PÜŞMAM ro4M er**;çrr.
4- SÜ/V Ö/VCE, JAPONV4, HAu/Att 'DE/Cİ PEABL
HAZSOCJB. /IMe&tKAM P£M2 ÜSSÜNE AMt
BİK SAU>tie/ yAPAGAK 8ü OElSLErfM SAVA-
ŞA Gi&ME£İN£ NEOSM OLMUÇTU. DAHA SON-
, fAPONtA*ÎÜÇLÜ P A K r " Ğ
Sİ&ttgfME ÇAĞf/eMtÇrt. ArNt 6ÜN,
P£ MİSİLL£MEPE SULIJNUHCA, U, PÜN
SAVAÇf i M
f
SoU/a, Mussolini re MHtr ge*erafter!e. satrtf
f>tar> <e r/nı görûfürıken goı-üfujoc
ASt> gafkmm
Koattrtlt
PANO
DENtZ KAVUKÇUOĞLU
"Ifşaar (2)
Hasan Cemal, llhan Selçuk'asovüyor, ona, "Se-
nin aydınlanman faşizmdir! Senin Kemalizmin fa-
şizmdiıi Senin milliyetçiliğin faşizmdir! Evet, öyle ll-
han Selçuk..." diyor. Bunlan söylerken, bizim tanı-
dığımızdan farklı bir llhan Selçuk resmi çizdiği gibi,
biz Cumhuriyet çalışanlannı, yazariannı "birfaşiste
biat etmiş" muhiplerolarak gösteriyor, göstermek is-
tiyor. Dolayısıyla alnını kanşlamak elzem oluyor.
Okurianmın da tanıklık edecekleri gibi ben Mark-
sist-sosyalist bir Cumhuriyet çalışanıyım. Yedi yıldır
bu gazetede yazıyorum, bir Cumhuriyetçiyim. Ba-
ğımsız gazeteciliğin son kalesi olan Cumhuriyet'in bir
yazan olmaktan onur duyuyorum. Bugüne kadar
yüzlerce yazım yayımlandı bu gazetede ve hiçbirine
müdahalede bulunulmadı, üstelik birçok yazımda ll-
han Selçuk'un köşesinde savunduğu düşüncelere
yeryertersdüşmüşolmamakarşın. Birçok Cumhu-
riyet yazanyla da Kürt sorununa, Türkiye'deki azın-
lıklar konusuna, milliyetçilik konusuna, Annan Pla-
nı'na, Türkiye'nin AB üyeliğine, özelleştirmelere iliş-
kin olarak çok kez ters düştüğüm oldu, hâlâ da dü-
şüyorum, amagazetemde hıç kımseden "Niçin böy-
leyazıyorsun?" serzenişi duymadım, duymuyorum.
Yazarianna böylesine geniş bir özgürlük sunan baş-
ka bir gazete var mı bu ülkede? Patronlannın çıkar-
lanna, genel yayın müdürterinin düşüncelerirte aykı-
n yazılar yazdıklan için işlerinden olan arkadaşlan-
mızın durumlan ortada değil mi?
• • •
Hasan Cemal, okuriannı yanıttmaya çabalıyor. Cn-
da, vazgeçenlenn ruhsal bunalımı var. Moda bir za-
manlar "cuntacılık" iken, cuntacı olmak belli çevre-
lerde oldukça prim yaparken, "hoş" bir şeyken, o da
"cuntacı" oluyor. Siyasal yaşama askeri müdahale-
yi savunan bir yayın organında, "Devrim'öe, Doğan
Avcıoğlu'nun yanında cuntacılığı savunuyor. Ne var
ki cuntacılık moda olmaktan çıkıyor bir süre sonra,
o da vazgeçip "doğnı yolu" buluyor. Yıllar sonra bir
de kitap yazıyor, nasıl vazgeçtiğine dair. Cumhuri-
yet'te ise "solculuk" yapıyor, yeni modaya uyup. A-
ma rüzgâr farklı esmeye başlayınca "solculuk'tan
da vazgeçiyor, "liberal" oluyor.
Kendisı eski düşüncelerinden, eski görüşlerinden
vazgeçmiş ya, herkes de vazgeçsin istiyor. Cengiz
Çandar, Hadi Uluengin, Gülay Göktürk gibi, öbür-
leri gibi "liberal" olsunlar, geçmışlerine, hayatlannın
geride kalmış bir dilimine sövsünler istiyor. Sosya-
lizme olan inançları "duvar"a koşullanmış sosyalist
mukallitler gibi o da 1989 yılını, Beriin Duvan'nın yı-
kılışını ikinci bir "milat" olarak görüyor hayatında.
Sosyalizmin bir "duvar sonınu" olmadığını, özünde
bir emekçi ideolojisi olan sosyalizmin bir duvann yı-
kılmasıylatarihten silinemeyeceğini göremiyor. Çün-
kü yaşamının hiçbırdöneminde "sosyalist" olmamış,
bir sosyalist gibi düşünmemış, düşünememiş.
• • •
Şimdilerde keyifli bir yaşamı var Hasan Cemal'in.
"Faça" ile "maça" arasındaki yaşam tercihini "fa-
ça'dan yana yapmış. "Gusto" sahibi de üstelik, a-
ma geçmişiyle bir tüıiü sona erdiremediği hesaplaş-
masından kaynaklanan sindirim bozukluğu yaşam
keyfinin de, gustosunun da içine ediyor. Çoğunluk-
la sonradan "hanımefendi" olmuş "eski hizmetçi-
ler"öe görülen o ruh halini bilirsiniz, onunki de buna
benzer acıklı bir durum işte. Bu nedenle huzursuz,
hırçın vesaldırgan. Sürekli "depresyon"içinde. Yok-
sa 13 yıl durduktan sonra Berin Nadi'ye, llhan Sel-
çuk'a, Oktay Akbal'a, Ali Sirmen'e, Uğur Mum-
cu'ya, diğer Cumhuriyet yazarlanna, bize, hepimize
saldırma gereksinimini niçin duysun?
Hasan Cemal'in gözünde farklı bir Cumhuriyet gö-
rüntüsü var, bu görüntü onu altından kolay kalkama-
yacağı yanlışlara, yanılgılara, batağa sürüklüyor.
Cumhuriyet'in çokrenkliliğini, çoksesiiliğini göremi-
yor. Içindeki hınç, hırs, öfke kör etmiş gözterini. Cum-
huriyet'i, "Cumhuriyet" yapanın 1OO'ün üzerindeki
yazarının "çoğulcu biraradalık"\ olduğunun da, hiz-
met personelinden yazarlanna, habercilerinden çi-
zerierine tüm Cumhuriyetçilerin sağlam omurgalı in-
sanlar olduğunun da farkına varamıyor. Cumhuri-
yet'i "başka" yerterle karıştınyor.
Yazık, çok yazık. Bize değil, ona tabii.
e-posta: dkavukcuogtu@superonline.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Nemli yer-
lerde yetişen
bir eğrelti tü- 2
rü. 2/ "Aptal, 3
salak" anla-
mında argo
sözcük... Sa- 5
nat, hüner. 3/ 6
Vurmalı bir
çalgı... Öküz
yemliği. 4/
Birgıdamad- 9
desi...Biıbiri-
ne bitişik büyük ya-
pılar. 5J Antalya yö-
resine özgü, kabur- 2
ga eti ve pirinçle ya-
pılan bir yemek... 4
Kütahya'nın Simav 5
ilçesindebirkaphca. 6
6/ Akdeniz yöresin- 7
de yetişen bir ağaç- 8
çık...Rütbesizasker. 9
II Kiremitlerin altına konan ya da kiremit yerine
kullanılan ince tahta... Kimi Türk lehçelerinde
"ağa" yerine kullanılan sözcük. 8/Sözleşme, ba-
ğıt... Aşuı şişman. 9/Batı ve Kuzey Anadolu'da
yetişen, mavi ya da mor renkli çiçekler açan otsu
bir bitki.
YUKARTOAN AŞAĞIYA:
1/ Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı...
En kalın erkek sesi. 2/Alan Parker tarafından si-
nemaya da aktanlan ünlü bir müzikal... Eliaçık,
cömert, yiğit. 3/ Köpek ve ineklere yedirilmek
için un ve kepekle hazylanan yiyecek... Döl ver-
me çağına eren. 4/Vilayet... Azerbaycan halk ede-
biyatında maniye verilen ad. 5/ Aldatma işi, hi-
le... Şarkı, türkü. 6/Ödenmiş ya da ödenecek olan
hesaplann dökümü... Ateş. II"Amnkökû'' de de-
nilen kusturucu bir kök... Ağabey sözcüğünün
konuşmada aldığı biçim. 8/ Kaynağı mitolojik
çağlara dayanan kirişli bir çalgı... Israil'in para bi-
rimi. 9/ABD Başkanı Eisenhovver'ın takma adı...
Yeryüzü parçası.