23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 KASIM 2005 PERŞEMBE HABERLER Başbakan'ın alt ve üst kimlik açıklamasının tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekildi 'Erdoğan'ınsözleritehlikeli'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk, Kürt ve Çerkezin "alt kimlik'', Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığının ise "üst kimlik" olduğuna ilişkin açık- laması tartışmalara neden oldu. Prof. Dr. Oya Arash, Erdoğan'ın açıklama- laraun tehlikeli düşüncelerin zihınler- de yer etmesıne yol açabileceğıni be- lirterek "Anayasadaki ulus anlayışı ır- ka. etnik kökene, dine dayah bir ulus anlayışı değJkBr" dedi. Türkiye Baro- lar Bırliği Başkanı Ozdemir Özok da ırka dayalı aynmcılığın doğuracağı sorunlara ışaret ederken "Son dönem- de yaşanan olayiar bir anlamda bu- • Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özok: Irka dayalı tammlamalar yapmak ülkemiz için son derece tehlikelidir. «* Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Oya Araslı: Bizim millet anlayışımız ırka, etnik kökene, dine dayalı bir ulus anlayışı değildir. ttun sonucudur" dedi. CHP Ankara MiUetvekilı, anayasa hukukçusu Prof. Dr. Oya Araslı, Baş- bakan Erdoğan'ın alt-üst kimlik, ulus, vatandaşlık konulannda kavram kar- gaşası olduğunu belirterek "Söyledi- ğisözierbuııudüşiİDdürü\wr dedi. Bu açıklamalann akıllan kanşnracak teh- likeli sonuçlar doğuracağından endi- şe ettiğini vurgulayan Araslı, "Bizim mflkt anlayışunız ırka, etnik kökene, dmedayakrjirıriıısanlayçıdeğidir.Ana- yasanuzın ulus anlayışı da aynı şekil- dedir. Etnik kökeni dikkate almaz. BöylebirulusanlavışıvDktur' dedi. Ay- nştıncı anlamlar çıkabüecek şekilde tanımlaryapümasının anayasanm ulus- culuk anlayışıyla bağdaşmadığına işa- ret eden Prof. Dr. Araslı, "Yanhş kav- ramlar,yanhş düşüncelerin zihinlerde yer etmesine yol açar" diye konuştu. TBB Başkanı Özdemir Özok, Türki- ye Cumhuriyeti vatandaşlığını ırka dayalı biçimde tanımlamanın yanlış olacağını kaydederken "Eşit koşul- larda vatandaşlık bağı ile Türkiye Cumhuriyeti'ne bağh olan her insan TüridyeCıımhurryeti vatandaşıdır''' de- di. Türkiye'nin bulunduğu coğrafya nedenıyle sorumlu durumda olanla- nn dikkath konuşması gerektığini an- latan Özok, "Avnmcıhğı çağnşüra- cak ifadeden kaçmmaİL Irka dayalı tanımlamalar yapmak ülkemiz için son derece tehlikelidir. lyi niyetle söy- lediğiniz şeylerbaşkalannca farkh yo- rumlanabOir" dedi. Ozdemır Ozok, öz- gürlük, demokrasi, insan haklan ve hukuk devletinin gelişmesi için des- tek verdiklerini söylerken kurum ve kavram birliğinin ulusal beraberliğin temel harcı olması gerektığini belirt- tı. Özok, "Federatif yapının altyapısı oluşturulmamahdır. Son yasal düzen- lemdcrden sonra olayiann yaşandığı Şemduüi, Yüksekova'da en etkin kişi- ter bdedhe başkanlan oldu. Kafasın- da kimi aynlıkçı düşünceler olan, ırka dayah aynmcıiık olan insanlar için de- mokratik açıümlar yanlış yorumlana- biMr. Son dönemde yaşanan olaylarbir anlamria bunun sonucudur" dedi. 'ÜST KÎMLÎK^IARTIŞMASI Kabine Başbakan V/ destek verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar Ku- rulu'nun dünkü toplantısında bakanlar "üst kim- lik'' tartışmasında Başbakan Recep Tayyip Erdo- ğan'a destek verdiler. Bakanlar Kurulu Sözcüsü Cemil Çiçek, AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesı Offi Rehn'in ifade özgürlüğü ko- nusundaki eleştınsine tepki göstererek "Fırnna koparmamn âlemi yok" dedi. Bakanlar Kurulu, dun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı. Çiçek, toplan- tırun ardından yaptığı açıklamada, yurttaşlarla idare arasındaki anlaşmazlıklara çözüm önerile- rinde bulunacak kamu deneücilen (ombudsman) ile ilgilı yasa tasansının Bakanlar Kurulu'nda im- zaya açıldığını kaydetti. Çiçek, kurulun aynca kat mülkiyetiyle ilgili bürokratik engellerin kaldınl- masını öngören Kat Mülkiyeti Yasa Tasansf nı da Meclis'e sevk ettiğini bildirdi. Çiçek, bir soru üzerine "üst küıüık T> tartışma- sıyla ilgili olarak Başbakan Erdoğan'a destek ve- rerek u Bu konuşma açıkür, nettir. an ve duru bir Türkçe ile de yapıldığı için anlaşılmasında da hiç- bir zorluk yoktur" dedi. Çiçek, 011i Rehn'in ıfade özgürlüğü ile ilgili eleştirilerine ılişkın bir soru üzerine ise "Sayın Ol- li Rehn'in söylediği hususlar; bir kısım maddeferde bir şey hakaret suun içinde mi kahyor, eleştiri hu- dudu içinde mi kahyor; bu ince ayan yapacak olan ilk derece mahkemeleridir. Bunlâra karşı da yargı- nın ortaya koyacağı tavınhr, buradaki kriterterdir. Bu noktada 3-4 ayhk uygulamadan sonra firtma koparmanın çok fazla bir anlamı yoktur" dedi. 'BAYKAL'IN KAFASI KARIŞDÇ_ AKP, CHP'yeyükkndi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP ve CHP arasındaki "üst kimlik'' tartışması ise büyüyor. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ın "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşhğı üst kimKk değD hukuki kimlik" sözlenne tepkı gösteren AKP Grup Baş- kanvekilı SaKh Kapusuz. CHP'nın ınternet sıte- sinde "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşhğı üst kün- Kktir" denildiğini söyledi. Kapusuz, "Kafa kan- şıkhğı Başbakan'da değfl BaykaTda mevcut" dedi. Kapusuz, dün düzenlediği basın toplantısında, Baykal'ın "üst kimlik" konusundaki konuşmasına tepki gösterdi. Baykal'ın 35 yıldır Türk sıyasetin- de ohnasuıa karşm hiçbir zaman hükümet olmak gibi bir kaygısının olmadığını belirten Kapusuz, CHP'nin ınternet sitesinde 1999 tarihh "Demok- ratikleşme ve tnsan Haklan" başhklı yazı bulun- duğunu, yazıda "Hiçbir kültür kmüiği, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşhğı üst kimliği De çanşma- mabdır" görüşüne yer verildiğini söyledi. CHP'B Kemal Anadol, parlamentoda düzenlediği toplanüda 'kimliktarüşmasf sorularmı yanıtladL (AA) TJstkhııKk TürkmiHetidir' Alt kimliğikimseninyoksaymadığını söyleyen Kemal Anadol, Amerika'yıyenidenkeşfetmeyegerekyok'dedi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-CHP Grup Başkanvekili Ke- malAnadol, Başbakan' ın başlat- tığı" kimlik tarHşmasrna dikkat çekerek Tayyip Erdoğan'ın tarif ettiği "Türkiye Cumhuriyeti va- tandaşhğmın" üst kimlik olama- yacağını söyledi. Anadol, "Alt kimlikleri kimse yok saymryor. Ama üst kimlik, Türk miDetidir" dedi. i Anadol, parlamentoda düzenlediği basm top- lantısında "Idmliktaraş- ması" ile ilgil sorular üzerine, Atatürk'ün bu sorunu çözdüğüne işaret etti. Atatürk'ün "Ne ~ """"""" mutiu Türk'üm diyene" sözünün bu konuda temel anlayışı yansıt- tığını kaydeden Anadol, "Ata- türk, ne mutiu Türk doğdum di- yene dememiştir. Alt khnhlder el- bette olacakür. Alt kimfikkrin in- kân asimüasyona, kafatasçıhğı- na yönelik bir anlayışür. Ondan elbette uzağız, bunu kabul ede- meyiz. Ama üst kimliği sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaş- hğmaindirgersenizbüyük biryan- hş yapmış ohırsunuz" dedi. Bu konuda "Amerika'yı yeni- den keşfetmeye gerekohnad^mı" vurgulayan Anadol, Bulgaris- tan'da yaşayan Türklerin duru- munu örnek gösterdi. Yıllarca Türklere karşı asimilasyon poli- • Anadol, "Alt kimlikleri kimse inkâr etmiyor, kabul ediyoruz. Ancak biz üst kimlik olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını kabul etmiyoruz" dedi. garca konuşuyorlar" dedi. Anadol, CHP lideri Deniz Bay- kal hakkında, SHP'nin Genel Sekreteri'yken hazırlanan Kürt raporu nedeniyle dava açıldığına işaret ederek "Yani biz bu işin mücadefesinden geliyonız,ak kim- Bkleri kimse inkâr etmiyor, ka- bul ediyoruz. Ancak biz üst kim- BkolarakTürkiyeCum- huriyeti vatandaşlığını kabul etmhonız' 1 dedi. tikası izleyen Bulgaristan'ın da- ha sonra bu yaklaşımdan vazgeç- tiğini ve Türklere her türlü demok- ratik hakkı tanıdığını kaydeden Anadol, "BugünBulgaristan'da- ki Türkler hükümette temsil edi- hyor, yakalannda Bulgar ba>ra- ğinın yer aldığı miDetveküi roze- tini takryorlar. Partinm basma ka- pah MYK toplanûlannda Bul- ÇlFTÇILERE İHANET' CHP,AKPhükümeti- nin, mayınlardan temiz- lenen arazileri anayasa- run toprak reformuna ilişkin hü- kümlerine aykırı olarak satışa çı- karma planına tepki gösterdi. Devletin, anayasa gereği "top- raksız ya da toprağı az olan çift- çilere toprak sağlama" yükümlü- lüğünü anımsatan Anadol, AKP hükümetinin ise anayasaya kar- şın toprak dağıtmak yenne "sat- maya" hazırlandığını belırtti. ERKANMUMCUj TKK'nin rmenıne su taşıntyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anavatan Partısi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın açıklamalanna tepki göstererek "Bu kim- Kk tarnşmasını kızışarma- nm ülkeye bir faydası yok. Kimlik tartışmalan PKK'nin değirmenine su taşjyor. Ankara veDiyarba- ku-'da iki ses bombası pat- latülar. "Sorun" dedikleri konuya ilişkin bugüne ka- dar ne vaptdar?" dedi. Mumcu, partisinin dünkü TBMM grup toplantısında Şemdinli'deki olaylardan sonra çeşıtli komplo teori- leri üretildiğıne dikkat çek- ti. Mumcu, şu açıklamala- n yaptı: "Devlet güçlerinin hukukdhşıişlereginüğiima- sı varsa derhal gereği yapd- malıdır. Güvenlik güçleri içinden biri ya da büileri devlete hizmet saildyle de oba hukukçizgisidışına çık- mışiseyinedeadakttşleme- tidir. Başbakan, olay lokal değO, dedL Öyieyse gereği neden yapümadı? Başba- kan bflgiye değil, zanna gö- re konuşuyvrsa TBMM'de özür dilemeudir" Kimlik tartışmalanna dikkat çeken Mumcu, "Anayasada ortak vatandaşhk bağnmzm adı Türk ibaresidir. Başbakan bu ibareyi ağzma ahnaktan kaçuuyor. hatta alt künKk- lerden birisi olarak saydığı- m görüyorum. Bu umanm sürçüKsandır. Bundan yeni polemikkr üretmekistenü- yorum" dedi. Başbakan'ın provokatif, kışkırtıcı üslubunun Türki- ye'ye yarar sağlamayaca- ğını vurgulayan Mumcu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kimliktarbşmalanaçmak nereden çıkü? Ankara ve Diyarbalar'da 2 ses bomba- sıpatiatular.Bunun tahriba- ûnm nereye varacağı hesap edümedi.' Sorun' dediğiniz konuda bugüne kadar bir tedbiraldmızmı? Farkarar- sanız tek yumurta ikizlerin- de de bulursunuz. Başba- kan farkhhklan mı göster- meü, birtik ve berabertiğin alünımiçizmeü.*' PERŞEMBE ORHAN BURSALI Türbana Serbestlik! Açıkça söyleyeyım: Türkiye, ısteyen kız öğrenci- nin üniversitelerde türban takabildiği bir ülke olabil- meli. Ama olamıyor, neden? Sorun burada.. Nitekim bu sorunu ülkemizde anayasal laik düzeni korumak- la görevli hukuk ve yargıdan sonra, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi de son karan ile "gördü". AİHM, Türktye'detürbanla ilgili yargı karan ve ida- ri uygulamalann insan haklanna aykın olmadığına karar verdi. AlHM'nin bu görüşü üzerine, tabii ki AKP'nin er- kekleri, yanıltıcı, aldatıcı açıklamalarda bulundu. AKP'nin en büyük mugalatacılanndan belki de bir numaralısı, Meclis Başkanı Bülent Annç'ın verdiği demece bakın: "Yani AİHM bu karan verdi diye Av- rupa'da üniversiteler türban yasağı mı getirecek?" Bir liberal gazete de manşetine taşıdığı bir kö- şe yazısıyla AKP'ye yol gösteriyor ve akıl veriyor Ya türbandan vazgeç, ya da türban yasağını kal- dırmakta karariı ol! Cumhurbaşkanlığı'nı rahatça ele geçırirsin, böyiecetürbanı da Türkiye'nin önün- de sorun olmaktan çıkartırsın... AB siyasilerinin, Erdoğan, Gül ve Annç'lann yüzJerine karşı söyleyemedıği türbanla ilgili gerçek, AB'nin "hukuk vicdanı"nda dile geldi. Avrupa Bir- liği, Islamın şeriat yüzünden tabii ki endişelidir, AB üyeliği varsayıldığında, Türkiye ile biriikte epey bir şeriatçının AB pasaportlu olacağını görmüyoriar mı? Ancak güncel politikalar nedeniyle şimdilik iktida- nn bu dinci yüzü siyasetin ön planına gelmiyor. • • • Yineliyorum: Isteyen türban takıp üniversiteye gi- rebilmeli.. hatta devletin tepesindeki davetlere bi- letek tük türbanlının gitmesı beni rahatsız etmez. Fakat türban, AKP ve arka plandakı daha radikal dincı kesimin sahip olduğu "siyasi programın bir maddesi" olduğu için önem taşıyor. Türban, sıra- dan olay değil. Ülkeyi polıtik olarak dincileştirme ça- balannın önemli bir unsuru... Temel sorun burada Şu ikilemle karşı karşıya ülke (ve Avrupa): Tür- kiye yönetim ve yaşam biçimi olarak nasıl bir ül- ke olacak? Laiklik herkesin sorgusuz sualsiz benimsediği ana ilke mi olacak? Yoksa ülke esas olarak dinsel dogmalann gide- rek yasallaştığı, yol göstericiliğinin kabul edildiği, ama bunun yani sıra "laiklere de yaşam fırsatlan ve olanağı sunulduğu" bir ülke mi olacak? Türbanın arka planı budur, AİHM de bunu gör- dü ve karannı verdi! • • • AKP ve şeriatçılann merkezi olarak ülkeye da- yatılacak kabank bir "yasa(k)lar listesi, progra- mı" bulunuyor. Türban orada sadece bir madde. Mesela içki yasağı da, bu listede. Yasak, mer- kezi olarak gıderek yaygınlaşıyor.. Uygulama, Er- doğan'ın Istanbul Belediye Başkanı olduğu dönem- de başlatıldı... Şimdi de "kırmızı" noktalı bölgele- re taşınması ve insanlann doğal yaşamlanna mü- dahalenin yaygınlaşması için "öncü şeriatçı be- lediyeler" ortaya çıkmaya başladı. Şeriatçı kafa iktidarda ya, insanlann yaşamlan- nı merkezi olarak düzenleme peşinde.. Devletin Standartlar Enstitüsü'nün, Dışişleri Bakanı'nın girişimiyle, üretime Islami standartlar getirilmesi girişimı de, merkezi olarak düzenleme programının çok önemli tıcari bir maddesi.. Şüphesiz, kadın - erkek aynmının çeşitli uy- gulamalarla toplum içinde yine merkezi olarak yaygınlaştırıldığını görüyoruz; kadın - erkek plaj- lan.. toplu taşrtlarda kadın - erkek bölmeleri... Listede başka neler mi var? Tabii kı ÇOK HUKUKLULUK var, en başta.. Kim bilir belki de Islam cemaatleri arasında bu çok hukukluluk uygulamaya konmuş, miras vb. bü- tün konularda Islami yaşam hükmünü sürdürme- ye başlamış olabilir. bilmiyoruz Ve kendilerine "solcu" adını veren liberallerden de, bu çok hukuklu toplum modeline en büyük des- tek geliyor, biliyorsunuz değil mi? Bölücülük, sadece Kürt teröristlerin mi öbür adı sanıyorsunuz! Dincilık ve onlara gelen liberal destek de, top- lumu bölmenin diğer isimleri olarak ortalıkta.. Türbanın neden bu ülkede masum bir örtü olamayacağını, yaşayarak görüyoruz. obursaliCg cumhuriyetcom.tr hsan Haklan Komisyonu bölgede • HAKKÂRİ (AA) - TBMM insan Haklan Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış baş- kanlığındaki heyet, Hakkân'de mcelemeler- de bulundu. Heyet, Vali Erdoğan Gürbüz ta- rafından karşılandı. Elkatmış, önceki gün Şemdinli ilçesinde incelemelerde bulunduk- tan sonra Hakkâri'ye geldüderini söyledi, buradaki incelemelerin ardından bugün Van'a gideceklerini söyledi. Elkatmış, ince- lemeler doğrultusunda rapor hazırlandıktan sonra açıklama yapılabileceğini kaydetti. O. DOĞU StLAHÇIOĞLU r p ürkiye Cumhuriyeti bugün; tarihinin en bu- 1 nalımlı dönemini yaşıyor! Bölücü/'aynhk- çı hareket Türk topraklannda olanca hızıyla yol kat ediyor... Ulusun varhğına yönelik kapsamlı saldınlar arahksız sürüyor... Sınırlanmızın ötesin- den tehdit dolu sesler yükselmekte... Bu arada, "LaikTürkiye Cumhuriyeti'' giderek kan kaybet- mekte! Türkiye Cumhuriyeti'ni "tslam Cumhu- riyeti"ne dönüştürme amaçh çabalar açıktan açı- ğa sürdürülüyor. Türkiye'yi, çağdışı "Siyasal Is- lam" ideolojisine göre şekillendirmek isteyen- ler, artık hiçbir engel tanımıyorlar. Türkiye üze- rinde emelleri olan yabancılann desteğiyle ve yerli ışbirhkçilerin onlarla birlikte hareketiyle, Cumhuriyetin tüm kazanımlan birer birer yok edilmekte... Ulus sessiz ve tepkisiz... Cumhuri- yet karşıtlannın hiçbir şeyden korkulan kabna- mış... Düşüncelerinin değiştiğini söyleyen Başbakan, yeniden eski düşüncelerine geri dönmüş... Tür- kiye'de yaşamı dinsel kurallara göre şekillendn-- me anlayışı giderek ivme kazanmakta; şimdi bu anlayış kamu yönetimine de taşınmakta! Dinsel kurallann her alanda egemenliğinı sağlamak için, siyasal ıktidar tarafından benzeri görülmemiş Ulema, Başbakan ve Türkiye!.. yöntemler oluşturuluyor. Dinsel kararlar vererek yönetime destek sağlayacak bir kurumlaşmanın altyapısı hazırlanıyor. Başbakan arhk "ulema'' de- nilen din adamlannın fetvasından yardım uma- cakhalegelmiş... Ve ne yazık ki, laik Türkiye Cumhuriyeti'ni yok etmeyi amaçlayan bu büyük tehlike karşısmda, Türk ulusu etkih' bir duruş, güçlü bir karşı koyuş sergileyemiyor! Türkıye'de siyasal iktidar, AB ve ABD tarafından oluşturulmuş rüzgân ardına alarak "Türkiye tslam Cumhuriyeti" hedefi yo- lunda hızla ilerlemekte... Bu koşullann devam etmesi halinde; Türkiye'nin yakın bir gelecekte, bugünkü anayasal nitelikleriyle varlığını sürdü- rebilmesi olanaksız görünüyor... Türk ulusu ar- tık, yabancdar ve onlarla birUkte hareket eden yer- li işbirlikçilerce oluşturulmuş bir kader çizgisi üze- rinde adeta sürükleniyor... Ulusal kimlik bilinci- ne sahip yurttaşlar büyük endişe içinde! Türk ulusu, siyasal iktidar tarafından karanlık bir yo- la sokulmuş; çağdışı bir yaşamı kabule zorlanı- yor... Toplum yokluk ve yoksulluğun baskısı al- tında... Halkın büyük bir kesimi yakuzca yaşa- mını sürdürebilme uğraşında... Şeriat düzeni gel- diği takdirde ortaya çıkacakvahşeti ve dehşeti ço- ğu kimse göremiyor... Söylemleri sık sık sorun yaratan Başbakan -her- halde danışmanlannın önerileriyle olacak- son- radan yenı açıklamalarla toplumun karşısına çık- mak zorunda kalıyor. Televizyon ekranlannda herkesin gözünün içine baka baka, "ulema"nm Türkçe anlamının, "âhmkr"olduğunu söylüyor. Bu sözcüğün esas anlamınm; "Osmanh'da, şeri- at düzeninde var ohnayan uygulamalan din açı- smdan yorumlayan; fetva veren ayncahklı bir sı- nrf" olduğunu herkesten iyi bildiği halde, bil- mezdengeliyor... Eğer Başbakan; matbaayı 272 yıl yasaklayan (1455/1727); rasathaneyitopa tut- turarak yıktıran ve 331 yıl faaliyetten men eden (1580/1911); bilimsel çalışmalar için kadavra in- celemesini yıllar yılı engelleyen; "ulema" adı ve- rilen bir topluluğun mensuplanm "aümler" ola- rak tanımlıyorsa, doğruyu söylüyor. Zaten "Ne söyhl>x)rsakbilereksöy1üyoruz" diyerek bunu iti- raf da ediyor... Başbaka'nın, geçmişte olduğu gi- bi; biüm ve aklın önünde bir set oluşturmak is- teyen anlayışı; kendisine özgü "ulema" tanımıy- la tümüyle örtüşüyor. Bu tanım, Başbakan'ın yo- lunu çizen ideolojiyle bağdaşıyor; Sa\Tinduğu düşüncelerle bütünleşiyor... Ona yakışıyor... Başbakan herhalde; Birinci Dünya Savaşı son- rasmda, Anadohı'yu işgal eden düşman kuvvet- lerinekarşı mücadeleyi günah sayan; "Yunan Or- dusu"nu "Hafife Ordusu" olarak tanımlayan; Başta Ulu Önder Atatürk ohnak üzere Ulusal Kurtuluş Savaşımızın tüm kahramanlan hakkın- da "katii vadptir" fetvası veren "ufcma"nın, ya- nn ne gibi fetvalar verebileceğini tahmin ediyor! (Türk ulusunu gerçekleri ayırt edemeyen bir top- lum gibi görenlere, bu sühinlardan kendilerinin ve yandaşlarının çok sık kullandığı üsluptaki bir ifadeyle yamt verebilmek mümkün olmakla bir- likte; onlarla aynı düzeyde algılanma endişesi ve ulusun böyle bir nezaketsizliği bağışlamayacağı korkusu, buna engel oluyor!..) Türkiye Cumhuriyeti bugün bir yol ayınmın- dadır! Bugün Cumhuriyet karşıtı karanhk güçler karşısında tepkisiz kalmak; ihanetle eşanlamlıdır... Her yurttaş, Cumhuriyete sahip çıkmakla görev- lidir. Bu görevi yerine getirmekle yükümlüdür. Bu görev öncelikle yurttaşlara; sonra da anayasal ku- rum ve kuruluşlara aittir. Türkiye Cumhuriye- ti'nin varlığına kasteden bu büyük tehlike karşı- sında Türk ulusunun soylu e\ r latlan, Türkiye Cum- huriyeti'ni korumak için olanca güçleriyle bir araya gelmelidirler. Tarihimizin bu bunahmlı dö- neminde Türk ulusu için tek kurtuluş yolu, "Ata- türkçü Düşünce" çatısı altında birleşmek ve bir- birine kenetlenmektir. Bu yolda herkes üzerine dü- şen görevi yerine getırmek zorundadn-. Türk ulusu bu gelişmeler karşısmda sessiz ka- lırsa eğer; gün gelecek zaman çok geç olacakür. Ve aydınhk umutlan, bir karanlık çıkmazda gi- derek yok olacakür... Tehlike yaygınlaşmışur!.. Ama ulus buna bir çözüm yolu bulacaktır!.. Ata- türk; yurdunu işgalden kurtarmak, ulusunu özgür- lüğe kavuşturmak için 3 8 yaşında yola çıkmış; 42 yaşmda en büyük ideali olan Türkiye Cumhuri- yeti'ni gerçekleştirmiş; 57 yaşında ise ölümsüz- lüğe ulaşmıştı... Bugün Türkıye'de, 38 yaşın altında milyonlar- ca genç var!.. Şimdi hemen bugün; bugün olmaz- sa yann; yann olmazsa öbür gün; içimizden çı- kacak bui veya bizden sonra gelecek bir başka- sı; O'nun bırakhğı yerden; belki de bıraktığı yer- den bile değil, başladığı yerden yola koyulacak; tüm engellemelere rağmen Türk ulusu Atatürk'ün gösterdiği yolda ilerlemeye devam edecek... Türkiye Cumhuriyeti, anayasal nitelikleriyle birlikte, varlığını sonsuza dek sürdürecek....
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle