23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CASIM 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 Tekirdağ'ın Şarköy ilçesinde kaymakamlık ve belediye, ilköğretim öğrencilerine sütün yarariannı anlatan bir konferans düzenleyip ücretsiz süt dağıttıktan sonra öğrencilerine okulda "kola içmeyin süt için" diyen iki öğretmen hakkında soruşturma açıldı! Bektro«kpo8tKde«aaom«cumhurtyrt^om.tr Tefc 0.212.343 72 74 Fafcfc 0212443 72 60 - Futbol Federasyonu çatırdıyormuş... "Utema okuyup üflesinl" 5 a a S Emekli maaşlvı arasında uçurum varmış. Emekli zaten uçurumda! Sınav BAŞBAKAN'IN gündeme oturttuğu "ulema" tartışması içinde dünya dönmeye devam ediyordu ve dolaytsıyla Türkiye de bu dönüşün içindeydi. Ankara'dan Mustafa Yıldınm dostumuz işte bu dönüşüme Şemdinli'den yola çıkarak dikkati çekiyor. "Kir genllası, kentlerie birleşiyor. Kır gerillası, 'legal' parti kurarak günlük siyasetı etkileme hazıriığında. Bunu bilmek ıçin cihan âlimi olmaya gerek yok! ABD-AB Kolonı Ittifakı ise, yakın geleceğe hazırlanıyor. Ülkemizi kanlı bir kargaşanın içine yenıden atıyortar. Hesaba göre; Türkler öyle bir açmaza düşecekler ki, sonunda intihar etmektense, 'çare yok, enyıp gıdeceğız; en iyisi şu 'Küçük Asya Federe Devletı' çözümünü kabul edelim gıtsin' diyecekler." Mustafa Yıldınm, "Haydi canım" dediğınizi fark ederek devam ediyor "Birkaç yıl önce 'Kürdistan Bölge Devleti1 Erbil'de ilk parlamento toplantısını yaparken ABD-AB Kotoni htifakı Haarbkoradaydı. Kuruluşu ilan edilen Kürdistan Bölge Devleti'nın anayasasının giriş maddesinde, Sevr Anlaşması'nın 64. ve 65. maddeleri temel alınıyordu. Bu gınş maddesi Türkiye'de duyulduğunda Türkiye Cumhunyeti'nı koruyup kollamakla görevli kurumlan yönetenlerin hiçbirinden, ses çıkmamıştı. Şimdi bakıyoruz ki son Mıllı Güvenlik Kurulu Siyaset Belgesi'nde özetle 'ABD'de Türkiye aleyhine pek çok lobı faalıyetı vardır. Lehımize olanlar da bulunmaktadır. Bu ülkenin koşullan gereği lobi faaliyeti ayn bir önem taşımaktadır. ABD'de Türkiye lehine kamuoyu oluşturulması pek çok bakımdan önemlidir. Türkiye'nin ABD ile ilişkileri Orta Asya, Balkanlar, Güney Kafkasya, Ortadoğu politikalan bakımından stratejiktir. Bu konularda işbirliği, dayanışma Türkiye'nin çıkannadır, Türkiye'nin ABD ile ilişkileri stratejiktir ancak başka bir ilişkinın altematifı değildir. ABD, AB sürecimizin bir alternatifi değildir. NATO'daki rolümüzü korumalıyız; tarklılaşan siyasetinde yerimiz olmalı' deniyor. Dilerseniz tercüme edelim: ABD'nin bir devlet siyaseti olarak, Türkiye'ye karşı bir husumeti yoktur. Bütün kötülükleri oradaki gruplar yapıyor. Biz de akıllı olalım, parayla pulla ikna edelim. ABD; Ortadoğu, Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Orta Asya ve Balkanlar'a yerieşıyor. Biz de bu kolonıleştirmeye ortak olalım. NATO; genişleme projesı kapsamında, dünyantn ABD- AB egemenligınde kalması için vurucu güç durumuna yükselıyor; onlarla biriikte biz de vuralım! Demek ki yurttaşlar, Kocatepe'de güneşi ellerinde tutan Mustafa Kemal gönüllerden de sılıneli çok olmuş." Bir okur soruyor. "Son günlerde üniversite öğretim üyelerine karşı küçümseyici ve saygısız ifadelerle saldıranlan üniversite sınavına soksak acaba kaç puan alırlar?" KazançErdal Bozkurt: "Ülkeyi pazariadığını söyleyip bununla övünen Başbakan, eğer ülkeyi toptan satarsa hem daha çok para kazanır hem de zamandan kazanır!" Başkentte etek boyu denetimi ANKARA'DA bir kamu hastanesınde hemşire olarak görev yapıyor. Cumartesi sabahı, hastanedekı hemşire arkadaşlanyla Etlık'te otomobille gıderken durup simit aldıklannda yaşlıca bir adam karşüanna çıkıyor: "önce arkadaşımı süzüp ardından başını eğerek şoför mahallinde kimin oturduğunu anlamaya çalıştı. Ardından sigara ıçmekte olan ve bu nedenle camı açık olan arkadaşıma 'bayanlann sigara içmesi yasak; bir sağiığa zararlı, iki cennete girmenize engel' dedi. Arkadaşım önce 'evet amca biz de biliyoruz ama içiyoruz t işte' dedi. Fakat amcamız başını, açık camdan içeri uzatıp arkadaşımın bacağına dokunarak 'hem böyle giyınmeniz de günah, bu eteklerin boyu daha uzun olmalı' dedi. Adamın elini arkadaşımın bacağına koymasına dayanamayarak söze girdim. 'Bey amca senin elini koyman da yasak, haram' dedim. 'Günah kızım günah' diye cevap verdi. Yolumuza devam ettik ama günümüz o kadar tatsız başladı ki, öfke içindeyiz. Bülent Annç'ın türban özgürlüğü haykınşlan arasında cumhuriyetin Ankara'sının gittikçe karardığını görüyoruz; bir şeyler yapmalıyız!" Yüksek Yerilim Hattı erdincutku g yahoo.com Ulama demokrasilerde ulemanın dediği oturt Alevilerin Asimilasyonu LtJTFİKALEIİ Diyanet Işleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, DİB web sitesinde yayımlanan seri rö- portajlannda Alevüerin variı- ğını inkâr etmeye ve cem ev- lerinin ibadet yeri olmadığını söylemeye devam ediyor. Bu söylemleri, yazılı ve görsel basına da yansıyarak kamu- oyunda tartışma yaratıyor... Bardakoğlu, Alevüerin "Cem evlerinin camigibi iba- dethane olarak kabul edil- mesi" isteginin, AB sürecin- de "siyasi bir talep"ve "ithai edilmiş bir tartışma " olduğu- nu belirtip, "Cem evi, inanç- lan yerine getirme yeri değil- dir. Müslümanlann mabedi 14 asırdır camidir. Alevilerin cem ayininin, semah ve niya- zının, namaz dengi bir iba- det sayılması mümkün de- ğildir" diyor. Diyanet Başkanı, Alevilerin cem evi isteklerini siyasi bu- lamaz. Onlann inançlannı ve cem evlerini yok sayamaz. Bin yıldır Anadolu'da fark- lı bir inanç ve ibadet sistemi uyguladıklan için Sünni ikti- dariann baskı ve kıyımlanna uğrayan, bu kıyımlardan kur- tulmak için köy kırsalında ka- palı toplum olarak yaşama- ya mahkûm edilen Aleviler, cem törenlerini, yani sazlı, semahlı ayinlerini köyün bü- yük meydan damlannda, ya- ni cem evlerinde, dış saldın- lardan korunmak için on iki hizmetliden biri olan bekçiyi kapıya bırakır, içerdeki ışığın dışa yansımasını önlemek için pencerelerine kalın per- deler çeker ve ibadetlerini büyük bir gizlilik içerisinde yapariardı. Köyden kente inen Alevi- ler, bugün de ibadetlerini ca- mide namaz kılarak değil, kendi olanaklarıyla yaptır- dıkları cem evlerinde dara durarak, saz çalarak, semah dönerek, lokma paylaşarak, kendi düiyle dua ederek, ce- mal cemale gelip birbirierine niyaz ederek yapmaktadır- lar... İbadet yerieri, salt cami ile sınırtandınlamaz. Allah'a ina- nan diğer inanç sahipleri kili- sesinde, havrasında, sinago- gunda kendi ibadetlerini na- sıl yapıyoriarsa, tarih boyun- ca camiye gitmemiş olan Aleviler de kendi ibadetlerini, kendilerine özgü ibadetha- neleri olan cem evlerinde yapmaktadıriar. Bugün Ale- vileri camiye çekmeye çalış- mak, 12 Eylül 1980 sonrası okullara zorunlu din dersleri- ni koyan, Alevi köylerine ca- miler yaptırarak Alevileri asi- milasyona tabi tutan darbe- cilerin despot ve dayatmacı anlayışının bir devamıdır... Bu anlayış, Alevilerin variı- ğını ve ibadetlerini inkânn bir ifadesidir. Ne yazık ki bu inkârcı poli- tikaya alet olan satümış Ale- viler de vardır. Biz, öteden beri Alevi ol- maktan onur duyan, her tür- lü kınma ve asimilasyona bo- yun eğmeyen atalanmız gibi, bugünkü asimilasyoncular karşısında da başı dik duran- lardanız. Biz, dün olduğu gibi bugün de, laik devlet yapısında zo- runlu din dersleri ve de Diya- net Işleri Başkanlığı olmaz, olamazdedik... Ama Diyanet içinde yer aimak, bütçesin- den pay kapmak ve din ders- lerinde Aleviliğin de anlatıl- masmı istemekgibi büyük bir yanlışı savunan Alevi Islamcı- lar, asimilasyonculann ekme- ğine yağ sürdüler hep... 2005-2006 eğitim ve öğre- tim yılında ders kitaplanna gi- ren sözde Alevi inancı, hiçbir yerde Alevi adı anılmaksızın, tasavvuf kanalında yer alıp Batıni yorumda Tann-insan birlikteliğinin güzelliğini sergi- leyen; hurafeye değil, bilime değerveren; cihatlan cinayet sayan, kin ve öfkeyi sevgiye, kavgayı uzlaşmaya, düş- manlığı dostluğa dönüştür- meyi yeğleyen ve akli, ahla- ki, insani değeryargılanyla 72 milleti kucaklayan evrensel Alevi inancını anlatmaksızın, sadece Alevilerin inanç ön- deri olan Hz. Ali'yi, Müslü- manlığı ilk kabul eden, gün- de beş vakit camide namaz kılan ve de namaz kılarken camide şehit edilen bir kişi olarak göstererek şöyle de- meye getiriyoriar: - Ey Aleviler! Eğer Hz. Ali'ye bağlı birer Müslüman iseniz, işte Hz. Ali, her gün camide beş vakit namazını kılan kişi- dir. Siz de bırakın sonradan ibadet yeri olarak uydurmuş olduğunuz şu cümbüş yerie- rinizi, günaha sapan sazlı se- mahlı eğlencenizi, hadi gelin camiye de namazlı ibadetya- parak Müslümanlığın gereği- ni doğru biçimde yerine ge- tirip sevap kazanın, kâfir ol- mayın!.. Hadi bakalım Alevi Islamcı- lar, aldınız mı boyunuzun öl- çüsünü? Ama sizler de bunu istiyor- dunuz zaten. Sizler değil misiniz cem ev- lerinin altlarını aptes musluk- lanyla donatan? Imam hatip- li hocalara maaş ödeyerek Sünni inanç gereğince Arap- ça dualı cenaze namazlan küdıran? Kuran kurslan açan?.. Ve de cemtörenlerin- de kadınlann başlannı kapa- tan, haremlik-selamlık yara- tan?.. "Bismi-Şah ° diye baş- layan Türkçe dualan bırakıp, anlamını bilemediği sözcük- leri doğru telaffuz edemeyen, ama Arapça biliyormuş uka- lalığıyla bügiçlik taslayanlan dede postuna oturtup sözde Arapça kem- kümlerie dualar okutturan?.. "Secde-i niya- zınız" yerine "namaz-ı niyazı- nız"dedirten?.. Alın işte, buluştunuz asimi- lasyoncu Müslüman kardeş- lerinizle! Buluşmanız müba- rek olsun!.. KtM KtME DUM DUMA BEHtç AK behlcak@yahoo.com.tr ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasarac'Kdmynetcom HARBİ SEMtHPOROY semihporoy@yahoo.com HAYAT EPtK TtYATROSU MUSTAFA hayatepikCamyneLcom Hasılatmı "Eğitim fîonüllûleri"ne bırakacogmı duyduğumuzda koşa kosa jübilesine gittigimiz ve oradû futbol hayatı boyunca kırmızı kart gbrmediğini ögrendigımizde hayranhŞımızın bir kat daha arttıŞı antrcnör ŞİFO MEHMET istifa etmis. Kutluyoruz. Ama Isviçre maçmda kendisini nasıl bu kadar kaybedebildigini hala anlayamıyor vc bu duruma bir terim bulamıyoruz. t-,,,1 İ..4-.İ TARİHTE BUGÜIS MÜMTAZ ARIKAN 24Kasm WMC.mutntaz-ariknn.coni BESTBCİ ZEKÂİ DEDE» 73 YAŞJNOA ISniAtSUL'PA Â Ö l DGOE, MÛeiĞİHOe, ktÂSİK. OÖM£M/fJ £TO TEMSiUZiSt SAYILAM zetÂI PBOE, E/ZKEH FARKBOtiSuSİ İÇİM, MÛZi&e YAŞ7A BAÇLAMIÇrt. BÛYÜIt SESTBCJ MAUtiZAPe İSMAİL. O£O€ BFSNDİ 'NM ÖĞ~ fSjEMCiSr OLAGAK &U SANATm /LE&L£MfŞTİ. U2UJN YtUAR, Mfff£U MUS7H&I F#Z>L PA- ŞA'NIM KORüMASl AU1NDA 8ULUHAU ZE- icÂi oepe, 10 Yfu AÇMN SÜGE oe tcAHi- 'e *tşAWfr7. "Deoe" SAN/MI SO y*ç- LHP/fYKeU ALAH gS£7SC/A//A/ SOO'Û S£Ç£M YAPITfNDAM ANCAK 2£4'Ü ZAMA- RIMIZA ULAÇABİLMfŞrf/e DÜZ ÇtZGİ ÜMÎT ZtLELt İşte Senaryo Bu! 0 arabayı gördünüz mü? Şemdinli'de, olaylara kanştığı iddiasıyla tutukla- nan uzman erbaş Tanju Çavuş'un yakılan arabasın- dan söz ediyorum... Daha doğrusu arabanın üzeri- ne yerieştirilen Atatürk büstünden! Arabayı yakanlar Şerndinli Lisesi'nin bahçesinden söküp getirdikleri büstü arabanın üzerine yerleştırip ateşe vermişler... - İşte o an, sözün b'ıttiği andır! Şemdinli, ardından Yüksekova, ardından Hakkâ- ri, sonra Diyarbakır, Mersin, Istanbul... Yapılmak is- teneni yalnızca sıradan bir "provokasyon" diye dü- şünenler fena halde yanılıyor. Oynanan oyun, gayet profesyonelce tasarlanmış, "bir taşla çok kuş vur- maya" odaklı bir senaryonun özenle sahneye konan sondan bir önceki aşaması! Ve bu senaryoyu yazan- lar, sahneye koyanlar ve pıyonlar, üstlerine düşen görevi şu ana kadar eksiksiz yerine getirdi! - Şimdi sıra son aşamada! • • • Terör uzmanlannın bile, "Olmaz ki, bu denli akıl dışı provokasyon yapılmaz ki" şeklinde tepki ver- diği Şemdinlfdekı bombalama olayından sonra böl- ge bir anda "ateş çemberine" dönüverdi. Iş, sanık- lann bulunmasından, olayın aydınlatılmasından sü- ratle çıkıp, PKK ve Barzani lehine gövde gösterisi- ne dönüşüverdi. Aynı sıralarda olaylann gölgesinde kalan bir baş- ka haber yansıdı medyaya; Barzani, Güneydoğulu 250 gence 100 dolar aylık bursla Kuzey Irak'taki Se- lahaddin Üniversitesi'nde okuma olanağı sağlamış- tı! Tayyip Bey, olaylann üzerinden neredeyse iki haf- ta geçtikten sonra, bölgeyi ziyaret etti. Türkiye Cum- huriyeti'nin Başbakanı, bölücü sloganlar eşliğinde, gayet soğuk karşılandığı ziyaret süresince çelik ye- lekle dolaştı. Tayyip Bey bölgeden döner dönmez bir "üstkimlik, altkimlik" tartışması başlattı. Anımsar- sanız, yaz aylannda da Diyarbakır'a gitmiş, "Kürt sorvnu varöır" demış ve olaytar başlamıştı! Yıne aynı günlerde, Hulki Cevizoğlu'nun "Ceviz Kabuğu" programına çıkan Kürd-Der sözcüsü Ibra- him Güçlü. Türk halkının gözünün içine baka baka, "Tûricye CumhuriyetiDevleti'nin Güneydoğu'da işgald olduğunu, o topraklar üzerinde yalnızca Barzani'nin iktidannı tanıyacağını" söyledi! Böy- lece "kimlik" konusunda ne düşündüğünü açıkça kusmuş oldu! Aynı zatın, TBMM'ye ve ıngiltere Bü- yükelçiliği'ne "Federal devlet istiyoruz" şeklinde dilekçe verdiği de öğrenildi! Ancak asıl hedef, daha sonra ortaya çıktı; Ameri- kan Newsweek dergisı, Güneydoğu'daki olaylarda ihalenin ordu üzerinde kaldığını ima edip şu yorumu yaptı: - Başbakanm eline böylece, güvenlik kuvvet- leri içinde temizlik yapma imkânı geçti... Türkçeye çevınrsenız şoyle oluyor; "ordu içinde arzutonan dü2enteme.'"Buna,Kori<utÖzarın, du- rup dururken. "Ben Başbakan o/sam Genelkur- may Başkanı Hilmi Özkök'ün görev süresini bir yıl uzattnm" sözlerini ve Anavatan Partısi mılletve- kiliEminŞirinin, "Fethullah Gülen28Şubatdö- neminde 'Hilmi özkök göreve gelirse çok rahat ederiz. Biz onun albay olmasına bile çok şaşır- mıştık' diye konuşmuştu" ıddiasını da ekieyin... Ankara kulislennin aylardır Genelkurmay Başkanı'nın Cumhurbaşkanlığı'na aday gösterileceği söylentisiy- le kaynadığını da üstüne koyun... - Şimdi, tüm olanlan bir kez daha düşünün... Ne görüyorsunuz?! Ibrahim Tatiıses'e teşekkür ~ RadyoTatlıses'te yaklaşık dokuz aydır hafta içi her sabah "Sesli Gazete" programını yapıyorum. Bu program için davet edildığimde Ibrahim Tatlıses ile konuşmuş, "Iktidarsahiplerinin veyandaşlanntn pekhoşuna g'rtmeyecektir. Baskı gelebitir, emin misiniz" diye sormuştum. Yanıt aynen şöyleydi: - Bizim h'ıç kimseye minnet borcumuz yok! Bu laf üzerine programa başladım. Dokuz ay bo- yunca, radyo devredilene kadar bırakın müdahaleyi, tek bir serzeniş bile duymadım. Demokrasi, fikir öz- gürlüğü söz konusu olduğunda mangalda kül bırak- mayan kimi kesimlerin korkak ikiyüzlülüğü yanında böylesine mütevazı ve dürüst tavnn sahibine en azın- dan bir teşekkür etmek boynumun borcudur. Sesli Gazete'nin başı dik, özgür ve gerçekieri an- latan yayını ise aynı şekilde süımektedir. e posta: um'rtzilelifrj gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Zongul- dak'ın Ereğli ilçesinde bir şelale. 11 Bü- 3 gisayarda, üzeri tıklanan küçük simge- lere venlen ad... Hindis- tan'da, ölen kocasının ya- kıldığı ateşe 1 2 3 4 5 atlayıp yanan ve ermiş sayılan ka- duılara verilen ad. Evcilbirgeyik...Bar- bunyaya benzer bir balık. 4/Futboldasa- yı... Nazilerin politi- kasında Germen ır- 6 kından kimselere ya- kıştınlan ad. 5/ Si- 8 irt'in bir ilçesi... Ka- 9 tegori. 61 Erkekte ersuyu kana ının kısırlaştırma ya da enfeksiyonu önleme amacıyla kesilmesi. 7/ Ka- lın bükülmüş sicim... Bir nota... Sazuı en ince ses veren teli. 8/Uygun, tıpatıp gelen... Kuzusesi... Su- udi Arabistan'ın plaka imi. 9/ Ot ya da ekin yığını. YUKARTOAN AŞAĞ1YA: V Erzincan ilinde bir çağlayan. 11 Dâhi... Avustur- ya'nın en tanınmış futbol kulüplerindenbiri. 3/De- niz ya daırmaklarda birdenbire derinleşen yer... Ital- ya'nın enuzun mnağı 4/Genişük... Iskambülerle oy- nanan bir oyun. 5/ Paramızı simgeleyen harfler... "Biz kimseye kin tutmayız/ — âlembırdırbize"(Yu- nus Emre). 6/Koşul eki... Telli bir çalgı... Rütbesiz asker. 7/ Mermi olarak çakıl taşı atan bir tür top. 8/ Kreması labne adlı peynirle yapdan, üzerine bol ka- kao dökülen bir pasta. 9/ Osrnanlı devletinde "bey- lerbeyi" anlamında kuUandan unvan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle