Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
.23 KASIM 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
SOZ OKURUN
Atatüık'ün
Fikret Dağhoğlu
posta@cumhuriyet.conı.tr
Faks:O 212 343 72 64
an,heykelleri
M
isak-ı Milli sırurlanmız
içindeki güzel ülkemizin
neresinde olursak olalım, bir
yerlerde Mustafa Kemal
Atatürk"ün bir fotoğrafi ya da bir heykeli, •
büstü, adını taşıyan bir kurum bizi karşılar!
Başta annem olmak üzere, onun masmavi
derinlikleri olan gözlerini görenJerin
tanımladığı coşku ve hayranlığı tadamadı
bizim kuşaklanmız, ama resimde de. heykel
ya da büstte de olsa onun yaşam
alanımızdaki varlığı, kurucusu olduğu
Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşı olan bizler
için öylesine bir güç ve onur kaynağıdır ki.
sanınm çoğumuz için bu duygulan
tanımlamak epey zordur! Dünyadaki her
ülkenin simgeleşmiş bir kurtancısı,
devrimcisi, kurucusu ya da o ülkeyi varlığı ve
eserleriyle tanıtan bir sanatçısı, hatta simge
bir sporcusu vardır ve de bizler gibi sade
yurttaşlar, ezilmiş, sömürülmüş belki de
aşağılanmış halk, onlann açtığı aydınlık
yolda yarattıklan değişimle, dönüşümle ya da
devrimle özdeşleşmiş, kendisini bulmuş,
özgüvene kavuşmuştur. Mustafa Kemal
Atatürk, tam da soyadına uygun şekilde,
ulusumuzun bireylerinin atası, babası,
kardeşi, dostu ve de güvencesi olmuş,
insanlann yüreğindeki ve beynindeki en baş
köşede yerini almıştır. Gelişen Türkiyemızde
bizler caddelerimizde, sokaklanmızda, ilkten
yükseğine tüm okul bahçelerimizde,
parklanmızda, uygun olan iç ve dış mekânda,
her yerde. uzak ve yakın geçmişte iz bırakan
insanlanmızın ya da sanatçılanmızın diğer
yaratıcılann heykellerini, büstlerini, fotoğraf,
resim sergilerini görmek, gönenmek,
mutlanmak ve onlarla kıvanmak istiyoruz!
Atatürkümüzün de evimiz, ışyerimiz, gönüllü
kuruluşumuz, sendikamız, devlet
kurumlanmız gibi insanın var olduğu her
yerde yanımızda, yakuıımızda, gözlerimizin
önünde olmasını kimse önleyemez1
O, bizim
zaafımız değil, güç kaynağımızdır. Bırkaç
kendini bilmez aksını söylüyor diye
dertlenmeyelim. Unutmayalım ki görevimiz,
ona layık olmak için yurttaşlık bilincimizi
geliştirmek ve daha çok çalışmaktır.
- Türkan SAYLAN
DOC|clZimiZcl Siyasette etik var mı? Ij
Aymazhk kimde?
batan kılçık
A
vnıpalı dostlanmızla aralannda, oyunlan Türk-
çeye çe\Tİlmiş ve Ankara'da sahnelenmiş olan,
bir yazar da vardı, Boğaz'da yemek yedik. Ba-
lıklanmızı çok sevdiler. Sohbetımız iştah ve neşe
ile devam ettı. AB vatandaşı olan misafırlerimiz
Istanbul'da bir gece önce gördüklerini anlatmaya
başladılar. Açık alanda kurulan iftar sofralannı, ço-
purlu, takkeli ve de çarşaflı, türbanh insanlanmızı
hayret ve biraz da gülünç bulmanın şaşkınlığı vardı
konuşmalarında. Kaldı kı bu insanlar TC Atatürk
devTİmlerinı, laik insanlanmızı gayet iyi biliyorlar,
>ıllardır gelip giderler ve severler Türkiye'de tatil
yapmayı. Mavi yolculuk, Ayasofya, Sultan Ahmet
yöresi vs ile îstanbul'u da, Türkiye'yi de nerdeyse
bizim kadar tanırlar. Bu defa neden bu denli şaşır-
mışlardı. Çünkü son iki üç yıldan beri Türkiye'nin
değiştirilmesi -içerden ve dışardan- göze batmaya-
cak türden değil. Adeta "AB'ye gümekistiyorsunuz
ama görüntünüz, yaşam taranız hiç de btımı haklı
çıkaracak uyumda değü_." gıbı konuştular. Dılımiz
döndüğü kadar, bu görünümün bir yönetim ve zih-
niyet değişüninden kaynaklandığını, Türk milletı-
nin onlann deyimı ile fundamantalist (köktendinci)
olmadığını, halkın çoğunluğunun laik ve demok-
ratık Türkiye Cumhuriyetı'ne bağlı oldugunu anlat-
maya çalıştık. Ama onlar çok da haksız değillerdı:
AK Sinnen'in köşesınde yazdığı gibi, çuvaldızı
biraz da kendimıze batıralım.
EniseSÖNMEZ
Dünyanın en
lı internetipahal
T
ürk Telekom tarafından telefona yapılan gizli
zammın ardından, BinaB Yıkunm'ın yüzde 100
indirim olarak tabir ettığı yüzde 100 bindinm
bardağı taşıran son damla olmuştur. 256 Kbps sınır-
sız internet enşuni kullanan aboneler üvey evlat
muamelesi görmüş. enşım hızlannda herhangi bir
artış olmamıştır. En ucuz lımitsiz internet erişimi
olan 256 Kbps, insanlan kotalara mahkûm etmek
amacıyla kaldınlmış ve bunun sonucunda en ucuz
limitsiz internet erişimi 99 YTL olarak karşınuza
çıkmıştır. Bu yüzde 100 bindirime karşılık gelmek-
tedir. Öncelikli amacı vatandaşına hizmet olan
Türk Telekom, yurtdışı çıkışlannı arttırmak için ya-
unmdan kaçan, amacı sadece maksimum kâr elde
etmek olan bir ticarethane haline gelmiştir. Denize
düşen yılana sanhr mısali Türk insanı bir Türk ku-
ruluşu olan Türk Telekom'dan değil, 2006 yüının
ilk çeyreğinde faal göreve başlayacak olan
Oger'den yatınm ve teknoloji beklentisi içine gir-
mıştir. Bir Türk vatandaşının kendi kuruluşundan
değil, yabancı bir kunıluştan beklenti içerisinde ol-
ması son derece üzücü bir durumdur. Bütün Avrupa
ülkelerinde asgari ücretle çalışan bir insan, en dü-
şük hızdaki limitsiz internet erişimini bütçesi hiç
sarsılmadan kolaylıkla alabılmektedir.
Ahmet EZBER
Araştırmagörevlileri
L
ıet bir yandan yeni üniversiteler açıl-
ması için kanun tasanlan hazırlarken, diğer
yandan da mevcut üniversitelerin sorunlan-
na karşı ilgisizlik göstermeye devam ettiği gibi
yeni sorunlar çıkarmaktan da geri durmuyor. Bu
konunun son örneklerinden birini de araştırma
görevlilerinin maaşlannda ortaya çıkan can sıkı-
cı problemde görmekteyiz. Bu bir "probtem";
çünkü araştırma görevlileri, yani, üniversitelerin
geleceği demek olan genç bilim insanlan, maaş-
lanm alamamak gibi bır durum ile karşı karşıya
bulunuyorlar. Aym zamanda bugüne kadar da
hıç görülmüş, işitilmiş türden değil; ne demek
devlet üniversitesinde, kamu görevi yapan bir
kamu görevlisinin. hakkı olan maaşmı alama-
ması? Aynca bir de "can süacı"; çünkü maaşla-
nnm önündeki engel teknik veya mali bir sorun,
para yokJuğu değil, doğrudan doğruya Maliye
Bakanlığının kendisi... Maliye Bakanhğı'nın.
saymanlıklara, "Araşûrma görevKlerine maaş
ödemeyin" şeklindeki talimatı ile binlerce genç
b lım insanı mağdur edılmış bulunuyor. Yine bu
kmu aynı zamanda "utanç verici", hem de bir-
çok bakımdan: çünkü asıl sorun. hükümet ile
YÖK arasındaki gerginliğin ve bazen açıkça ba-
zen de gizlice cereyan eden çatışmanın sonu-
cunda hükürnetin;faturayı araştuma görevlile-
rne kesmesinden kaynaklanıyor.
M. Hanefı BOSTAN
Siyasi Partiler Yasası (SPY) ve seçim sistemimizin içeriği, algı-
lanışı, uygulanışı demokratik kurallarla bağdaşmamaktadır. Do-
layısıyla ülkemizde siyasetin yürüyüşü ve onun sonuçlan demok-
rasi açısından etik değerler taşımamaktadır. Siyasi partilerimiz,
özellikle TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerimizin öncelikle
yapacaklan ış, AB ülkelenndekı SPY'nin ve seçim sisteminin
Türkiye'de de oluşmasını sağlamaktır. "TBMM Siyasi Etik Ko-
misyonu"nun ilk işinin de bu yönde faaliyet göstermesı gerek-
mektedir. O komisyon için en etik davranış da bu olacaktır. Mev-
cut seçim sistemıne ve SPY'ye göre halka temsilcisini seçme
yetkisi verilmiyor. Halkın yüzde 45'i Meclis'te temsil edilmiyor,
seçmen sayısının yüzde 25'i, seçıme ıştirak edenlerin yüzde 35'i
Meclis'te yüzde 65 çoğunluk oluşturuyor. Bu durum demokrasi
anlayışıyla bağdaşıyor mu, sıyaseten etik mi? Meclis'te temsilci-
lerimız "Siyaset bir fazilet yansKÜr" dıyorlar, ama fazilet içınde
siyasi yanşa meydan vermiyorlar. Bu tutum ahlaki mı, etik mi?
HulusiKOÇAK
Atatürk'ün "GençKge Seslenişi'nde'' belirttiğı: "Bütün bu ko-
şuüardan daha acıkfa ve daha korkunç ohnak üzere, yurdun-
da, işbaşmda buhınanlar, aymazhk ve sapkmhk içinde olabilir-
ler, üsteiik hayınhk da yapabinrler. Daha kötüsü işbaşında bu-
hınanlar kendi çıkarlanm, yurduna gümiş olan düşmanlan-
mn siyasi erekleriyle buieştirebüırler. Lius yoksuDuk ve sıkuıö
içinde ezgin ve bititin düşnıüş olabilir" şeklindeki örgörülerini
yaşayarak görüyoruz. Bu bölümdekı "aymazhk" bence aydın-
lık güçler için geçerli. Nedenı mi? Adamlar ne yapacaklannı
söyleyerek iktidara geldiler. "Amaca ulaşmak için her yolu de-
neriz" dediler. "Değjştik" dediler. Bütün bunlar olurken ay-
dınlar, ülkenin uyanık güçleri, Atatürkçüler ne yaptık? Siya-
sal güç olarak Meclis'te bulunanlar oradaki çabalanm dışan
ile birleştırmediler. Günlük demeçler vererek günü kurtar-
dılar. Kitleselleşmek ve örgütlü güç olmak zorundayız.
Bunun ötesinde güç birliği yapmak görevunizdir.
Metin KILI\ÇER
Atatürk büstü
açûışında
anlamlı mesaj
Adana Atatürk Usesi'nde Atatürk
büstü ve sunum alanının yeniknmesi
dolayısıyia yapılan törende konuşan
Okul Müdürü Rıdvan Şanhtürk,
"Atanunn bize emanet ve vasiyet
olarak bıraktğı medeni ve müreffeh
bir ülkenin insanlan olarak bu
varuğıınizı yükseftmek zorundayız"
dedi. Büstün yapımına katkı
sağlayan işadamı İsa Ceyian'ın da
kaoldığı törende, Atatürk'ün izinde
olduklaruu, bflimden başka mürşjt
tanunadıklannı vurgulayan Okul
Müdürü Şanlıtürk. çağdaş ülkelerin
ulaşüğı eğitim düzeyini yakalamak
için çahşüklannı kavdetti.
Sevgili Cumhuriyet yönetici-
leri, ls%içre milli maçı sonrası
gazetenizdeki yorum ve ha-
berleri okudum. Diğer gaze-
telerle aynı çizgide olmanıza
karşın, federasyonumuza ve
nıtbolculanmıza yönelık eleş-
tirüerinizden de geri kataıadı-
nız. Özellikle Halit Derin-
gör'ün yazısı bir harika.
"Sporda millhetçiliğe yer yok-
tur, spor koşan ahlakür" yo-
rumu gözlerimizi yaşartırken,
a>TO sayfanın diğer köşesinde
Abdülkadir Yüceunan, "Fl-
FA'da Türkhe'nin düşmanla-
n var" dıyerek tarafsız yazar-
lıkla bağdaşmayacak bü" yo-
rum getirmiştir. Deringör'ün
tarafsızlığını kutlarken,
Yücehnan'm ulusalcılık kav-
ramından çıkıp milliyetçilik
suıınna gelen yorumuna eleş-
tiri getiriyorum.
Okan CANSER
13Kasım2005tarihli
Cumhuriyet Dergi'nin 8.
ve 13. sayfalanndaki, "Üç
Türkiyeli Yönetmen" ile
"Türkiyeli Sanatçüar"
başlıklan. rahatsızlık
verici bir zorlama duygusu
yaratıyordu. Yazılarda adı
geçen sanatçılann Türk
yerine Türkiyeli anılmak
gibi bir tercihleri var da
ona mı saygı gösterdiniz,
yoksa bu ifadeler bir
komplekslinin marifeti
mi? Vazgeçtik yaşamınm
üçte ikilik bölümü olan
son otuz yılını Italya'da
geçirmiş olan Özpetek'ten,
ama doğma büyüme
Almanyalı olan Fatih
Aknı'a (salt Türk
dememek için) Türkiyeli
demek. sizce acaba ne
kadar doğru olmuş?
Berker ERTUNA
Cumhuriyet, sayfalarını CVMOK'lara açü. "Söz
Okurun " sayfamızda yaytn ilkelerimize uygun tüm
haberlere, duyurulara, görüşlere ve eleştirilere yer
veriyoruz. CUMOK'lar bu gazetenin gerçek
sahibidirler; ülke yayın yaşamtna yepyeni katkılarda
bulunup ufuklar açacaklarına, ülkenin yerel ve genel
sorunlarını yansıtmakta önemli işlevler
üstleneceklerine inanıyoruz. ADD ve ÇYDD 'nin var
oluşlannı hızlandıracak iletişim ağının "Söz Okurun "
sayfasında gerçekleşmesi de olanak kazanacaktır. 2000
vuruşu aşmayacak görüş ve eleştirilerinizi bekliyoruz-
posta(Q cumhurixet.com.tr Mektup Adresi: Prof Nurettin
Mazhar ÖktelSk. No: 2. 34381 Şışli'îstanbul
Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Bir Kurultayın Ardından
Cumhuriyet Halk Partisi'nin geçen haftayapılan 31.
Olağanüstü Kurultayı'ndan aklımızda ne kaldı dersi-
niz?
Genel Başkan Baykal. üç buçuk saat süren, do-
ğaçlamayı çağnştıran güzel sayılabılecek bir konuş-
ma yaptı.
Hemen ekleyelim.
Keşke o kadar uzun konuşacağı yerde ülkenin dört
biryanından gelen ve hemen hepsi "BaykalcTlık sı-
navında sınanmış olan delegelerin dönüşlerinde "ta-
ban lanna ve dahası şu anda kararsız olarak ilk seçim-
de ne yapacağını düşünen seçmenlere, o konuşma-
dan verebilecekleri kısa, kesin mesajları olabilseydi.
Genel Başkan, öyle bir mesaj veremedi. CHP'nin
onayını almadan, büyük kararların uygulama alanına
sokulamayacağını söyleyerek, iktidar hedefinin par-
tisi için hayli uzakta olduğu izleniminı verdi.
Oysa Çankaya'yı ele geçirme hesapları yapan
AKP'nin, beş yıllık yasama dönemini tamamlayama-
dan genel seçimlerin öne alınmasını sağlamanın, Cum-
huriyet Halk Partilı milletvekillerinin oylanyla gerçek-
leşebileceğini bu kurultay kamuoyuna ilan etmeliydi.
Nasıl mı?
Kurultay Ana Davalar Komisyonu, önümüzdeki ge-
nel seçimlerde CHP listelerinden aday olmak isteye-
cek Yasama Meclisi üyelerine, Parti Meclisi'nin ala-
cağı parlamentodan çekilme karannı yürüriüğe sok-
ma görevini vermeliydi.
Kurultay bu öneriyi tartışmalı, Çankaya'nın ele ge-
çirilme hesabını yapan AKP'lilere tek kale oynama
şansı demek olan bugünkü parlamento aritmetiği ile
11. Cumhurbaşkanı'nın seçilmesi hamlesinin karşısı-
na somut engebeler koymalıydı.
Ama böytesine ağır ve tarihsel bir hamleyi kim
ya da kimler yapacaktı?
Kurultayı tek kale maç olarak gören Genel Başkan
mı? Gazeteler, bir önceki Sangül kurultayının ardın-
dan geçen hafta yargının zorlaması ile kaçınılmaz olan
genel kurul için, Baykal ve arkadaşlannın hangi iller-
de kongreleri ve dolayısıyla delegeleri yenilediklerini
yazmıyorlar mıydı?
O asi delegelerin yanı sıra Genel Merkez, parla-
mento grubunda tam bir dısıplin ile görev yapan 7 mil-
letvekilinden seçılme haklarını almamış mıydı?
Olup bitenleri içlerine sindiremeyen başka bazı
CHP'li milletvekifleri, bu hal ve gidişi delegelere ayn-
lan yerden değil de izleyicılertribününden hüzün için-
de seyretmeyi yeğlememişler miydi?
Genel Başkan, dargınlar grubunun bu görünümü-
nü düzeltecek, gönül alacak tek bir söz söyledi mi?
Bir küçük hareket yapmayı düşündü mü?
Hayır. Çünkü Baykal'ı bır kez daha CHP Genel Baş-
kanlığı makamında ve dolayısıyla ana muhalefet lider-
liğinde oturtacak kadar blok oy garantısi, çoktan sağ-
lanmıştı. O da kendisine yeter, hatta artardı.
0 yüzden olmalı ki, Genel Başkan ülke gündemin-
de isim yapmış mılletvekili arkadaşlarının önemli bir
bölümüne CHP nin yeni vitrininde yer vermedi. Onla-
rı gözden ve ilk fırsatta CHP formalanndan da soyut-
layacağını anlatmaya çalıştı.
Niçin böyle yapıyor Baykal?
CHP Genel Başkanı, partisinin bugünkü tabloda
seçeneksiz oldugunu görüyor. Dahası, önümüzdeki
seçimlerdekı kampanyasını datıpkı 3 Kasım 2002'de
başarı ile uyguiadığı gibi, bu tek adres olma avanta-
jına dayandırmak istıyor.
Hatırlarsınız. Geçen seçımde otobüsün kalkmak
üzere oldugunu söylemişti. Kimileri terminalin zilleri-
nin gürültüsünü kendilerine yapılan özel çağnlar ola-
rak da algılayarak nefes nefese koşmuşlardı Baykal'a.
Baykal, belki çoğu kımsenin gözlerinden kaçan bir
özelliğini, bir kez daha geçen haftaki Kurultay seçim-
lerinde sergıledı. DSP'den aynlan üç eski bakana bir-
likte çalışmak tçin verdiği sözü nasılsa unutuverdi. On-
lan Parti Meclisi listesine almadı. O arkadaşlann, CHP'ye
geçtikleri gün Grup Kürsüsü'nde Genel Başkan'la ke-
netlenme görüntüsü vermek için TV kameralan önün-
de havaya kalkmış elleri ise bir Baykal klasiğinın daha
uygulanması sonucu öyle kalıvermiş oldu.
Faks: 0 212 677 08 21 obirgit@e-kolay.net
Yabancı futbolcu
F
enerbahçe - Shalke maçının ardmdan, başan-
sızlığın nedenı olarak Avrupa takımlanndaki
yabancı futbolcu sayısının fazlalığı, bazı çev-
relerce Türk takımlannın başansızlık nedeni
olarak gündeme getırildı. A\Tupa futbolunda
1960'lardan bu yana kaydedilen gelişme yaban-
cı ftıtbolcularla mı oldu? Alman, Italyan, tngiliz,
Hollanda takımlan altyapılanndan yetiştirdikle-
ri, kendi ülkelerinin ftıtbolculan ile birer "ekol"
olmadılar mı? Yabancı futbolcular bu ülkelere
gelmeden önce kendi futbolculan diğer Avrupa
kulüplerine transfer olmadılar mı? Bu ülkelerde-
ki yabancı futbolcu transferi -ağırlıklı olarak-
son 10-12 yüın olgusu değil mi? Öyleyse, nüfu-
sunun büyük çoğunluğu gençlerden oluşan Tür-
kiye'de zaten oldukça geniş tutulmuş bulunan
yabancı kontenjanının arttınlması kaynak isra-
findan öteye ne işe yarayacaktır?
SıtkıERGÜNEY
DOKUZKİŞİLÎKRUSEKİPTARAFINDANORÎJİNALMETNÎNDENRUSÇAYA ÇEVRİLENNUTUK'UNBASKISITAMAMLANDI
Nutuk, Rusçaya kazandırıldıANKARA (AA)- Atatürk'ün Nutuk'u, ilk
kez orijinal metninden Rusçaya çevrildi.
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Ens-
titüsü ile Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil
ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştır-
malan Merkezi tarafından hazırlanan Rus-
ça Nutuk'un baskısı tamamlandı. Anka-
ra'da düzenlenen Uluslararası 6. Türk Kül-
türü Kongresi'ne katılan Rus profesör Dmit-
ri Vasüiyev, Nutuk'un Rusça baskısmın ba-
şeditörlüğüniFyaptı.
Prof. Vasiliyev, 9 kişilik bir Rus ekibin-
ce yapılan çevirinin 3.5 yılda tamamlandı-
ğmı belirterek u
Bugün benim için çok bü-
yük bir gün" dedi. Dönemin Türkçesinden
bu akademik çeviriyi yapmanm çok zor bir
çalışma oldugunu belirten Prof. Vasiliyev,
"Ankara'da basdan kitabuı ilk nüshasuıı
dün (önceki gün) aldım. Bu khabu Mosko-
va'daki meslektaşlanm da sabırsızhkla bek-
Byor. Moskova'daki Türkiye BüyükelçiB-
ği'nde de kitabuı tanıtunını yapmak istno-
ruz. Rus okuvucular bu büyük eserle böy-
lece tamşabilecekler" diye konuştu.
Rusçanın diğer eski SSCB ülkelerinde de
geçerli olmasından ötürü, eserden bu ülke-
lerin de yararlanacağmı kaydeden Vasiliyev,
Nutuk'un daha önce Rusçada 1920'liyıllar-
da basıldığuıı, ancak bu çevirinin Fransızca
stenograf yazıdan yapıldığım ifade etti. Va-
süiyev, "Ozamandan beri çok yıl geçti ve hem
dfli eskidi hem de ya'nızca birkaç kütüpha-
nede kaJdı. Ama bu yeni çeviri orijinal me-
tinden yapıldı ve üzerinde en ivi Türkoloji uz-
manlanmız çalıştı" dedi Tercümenin yapıl-
masını "çok önemli bir olay" olarak değer-
lendiren Prof. Vasiliyev, Atatürk Araştırma
Merkezi'ndeki uzmanlara da teşekkür etti.
Prof. Vasiliyev, Rusya'nın Sibirya bölgesin-
deki arkeolojik kazılara da katıldığmı be-
lirttı. Bölgede 8 ve 9'uncu >TÜzyıllardan kal-
ma 100'e yakın Göktürk yazıtının daha ön-
ce ortaya çıkanldığını belirten Vasiliyev, "Bu
yaz, 9 yeni yazıt daha bulduk" dedi.
Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji ve
Etnografya Enstitüsü'nden Prof. YııfiyHu-
dekof da Altay bölgesi başta olmak üzere,
Sibırya'daki diğer bölgelerde yaptıklan ar-
keolojik kazılarda elde ettikleri eski Türk
savaşçılann giysilerini yeniden canlandır-
dıklannı ve müzede sergilenecek hale ge-
tirdiklerini belirtti.
Prof. Hudekof. "Kabartmalara, ele ge-
çirdiğimiz parçalara bakarak bu grvsileri
yeniden canlandınv oruz. Hatta bunlan bir
savaş ovıınunda da kuOandık. Bir zırh 16 ki-
lo olmasma karşın ağırbgı vücutta o kadar
iyi dağüryor ki hissedilmiyor bile. Darbele-
re karşı da çok dayanıkh" diye konuştu.
Prof. Yulıy Hudekof, "Güney Sibirj-a'da,
Göktürk dönemine ait bulgulannuzm sav>
sı çok büviik. Son olarak Altay bölgesinde
bir zırhlı elbise ve enteresan bir kılıç,ok baş-
lan bulduk" diye konuştu.