Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 KASIM 2005 ÇARŞAMBA
HABERLER
Hakkârililer, Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinin gecikmeli olduğu ve hiçbir şeyi değiştirmeyeceği görüşünde
'Geldim demelde olmuyor'FIRAT KOZOK
ANKARA -Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan'ın 12 gün gecikmeli
Hakkâri ziyaretinde verdiği mesaj-
lar, bölgede "inandıncı bulunma-
dı". Ilin siyasi parti ve sivil toplum
örgütü temsilcıleri. Başbakan'ın
"Hakkârililerin ağzma bir parnıak
bal çaknğmT belirterek "AyrÂhğıgün
burayı unuttu. Hiçbir değişiknk ol-
mayacak" diye konuştu.
Hakkâri'deki siyasi parti ve sivil
toplum örgütü temsilcileri, Başba-
kan Erdoğan'ın bölgeyi ziyaretini
• CHP 11 Hakkâri İl Başkanı Mazhar Özdinç, "Ben geldim demekle olmuyor. Burada
söylenenlerle Ankara'da yapılanlar uyumlu olmalı" derken. DSP İl Başkanı Mahmet Baş,
"Başbakan sadece alay edici, küçük düşürücü sözler söyledi" diye konuştu.
şöyle değerlendirdi:
CHP Hakkâri İl Başkanı Mazhar
Ozdinç: Hakkârili, bu olaylann per-
desinin kalkmasını istiyor. Bir insa-
nın kulağını çektiğiniz zaman mah-
kemede yargılanıyorsunuz ama diğer
taraftan insanlann ölümüne neden
olanlar serbest bırakılıyor. Hakkâri-
liler, şeffaflık istiyor, yatınm, istih-
dam istiyor. Başbakan Hakkâri'ye
gecikmeli geldi. Olaylann başında
gelseydi, halkla bütünlük içerisinde
olsaydı daha iyi olurdu. Inşallah olay-
lar düzelir ama üstüne gitmek gere-
kiyor. Yüzeysel bir şekılde "Ben gd-
diın" demekle olmuyor. Hakkâri de
söylenenlerle Ankara'da yapılanJar
birbirine uymah. Başbakan, bir par-
mak bal çahyor, gidiyor ve bunlar An-
kara'da unutuluyor. Bunlar güzel şey-
ler değil. Geminin önü batarsa arka-
sı, arkası batarsa önü de batar, bu
unutulmamalı. Biz Başbakan'ı pek
samimi görmüyoruz. Biz burada bü-
tünlük içinde yaşamak ıstiyoruz, gü-
ven, banş istiyoruz.
'Hakkâri ambargolu'
DSP Hakkâri İl Başkaıu Mehmet
Baş: Sayın Başbakan'ın Hakkâri
üzerindeki ambargosu hâlâ sürüyor.
Bu ambargo, kendisine seçım ön-
cesinde 13 yaşındaki bir çocuğun
OKUL ÇDÜŞINDA SALDIRI
Nusaybin'de
öğrenci
dehşetsaçtı
• Mardin'in Nusaybin ilçesinde bir
ilköğretim öğrencisi Kalaşnikof
tüfekle ateş açtığı öğretmen
Adnan Çelik'i öldürdü. Olayda
2 öğretmen ve 2 öğrenci yaralandı.
DİYAJRBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)
-Mardin'in Nusaybin ilçesinde bir
ilköğretim öğrencisi, uzun namlulu
silahıyla dehşet saçtı. Adı
açıklanmayan öğrenci, öğretmenini
taradı. Okül çıkışında gerçekleşen
olayda Adnan ÇeBk adlı öğretmen
ölürken, 2 öğretmen ile 2 öğrenci de
yaralandı. Mardin'in Nusaybin
ilçesinde bir öğrenci, yanındaki uzun
namlulu Kalaşnikof silahıyla Yavuz
Selim İlköğretim Okulu'nda,
bilinmeyen bir nedenle okulda görevli
öğretmenlerden Adnan Çelik'e
saldında bulundu. Okul çıkışında
gerçekleşen saldında öğretmen Çelik,
aldığı yaralar nedeniyle yaşamını
yitirdi. 2 öğrenci ise çeşitli
yerlerinden yaralandı. Olayın
ardından Nusaybin Kaymakamı Ersin
Emiroğtu, hastanede öğrencilen
ziyaret etti. Mardin Valisi Temel
Koçaklar, olayın bir terör saldınsı
olmadığını belirterek öğrencinin
öğretmeni vurarak öldürmesinden
kaynaklandığım söyledi. Vali Temel
Koçaklar, polisin öğretmeni vuran
öğrenciyi yakaladığını, yaralılann
Nusaybin Devlet Hastanesi'nde tedavi
altına alındığını kaydetti.
Demokraük kitle örgütû temsilcileri Adana'da dün Büyük Postane önünde yapbklan açıklamayla
MİT ve JtTEM ile kontrgerillanın kapatümasuu istedi (Fotoğraf: VURAL KÖSE)
Polise 'delilkarartma' suçlaması
ADANA/MERStN (Cumhuriyet)
- Şemdinli'de bir kitabevinin bom-
balanmasının ardından başlayan
olaylara yurt genelinde tepkiler sü-
rüyor. Demokratik kitle örgütü tem-
silcileri Adana'da dün Büyük Pos-
tane önünde yaptıklan açıklamay-
la MİT ve JÎTEM ile kontrgerilla-
nın kapatılmasını istedi.
Mersin Demokrasi Platformu bi-
leşenleri ÎHD önünde toplanarak.
"Katiller Mersin'de,adaktnerede"
sloganlanyla büyükşehir belediye-
si bınası önüne yürüyerek basın açık-
laması yaptılar. Demokrasi Platfor-
mu adına konuşan tHD Şube Sek-
reteri AH Bozan. 19 yaşındaki Mu-
rat Demir'in ölümüyle sonuçlanan
olaylarda polısi "defilkaratmalda'"
suçladı. Bozan, "Güvenükgüçkriya-
rahlan hastaneye götürmek yerine,
boş kovan toplayarak detilleri ka-
rartma yoluna gitmiştir'" dedi.
Adana'da da Büyük Postane
önünde toplanan, aralannda EMEP,
BDSP, SDP, DTP, tHD gibi siyasi
partıler ile demokratik kitle örgü-
tü temsilcilerinin bulunduğu grup,
"MfT, JtTEM, kontrgeriİİa dağı-
nlsın", "Şemdinli halkı yalnız de-
ğüdir", "Susuriuk, Şemdinü, işte
çete devleti" sloganlan attı. Basın
açıklamasını okuyan tHD Şube
Sekreteri Mustafa Bağçiçek. Şem-
dinli olaylannda devletin failleri
korumaya çalıştığını ve olaylann ay-
dınlatılmasını isteyen demokrasi
güçlenne baskı ve şiddet uygula-
dığım öne sürdü.
domates atmasıyla başladı. Başba-
kan, valilik önünde bir açıklama yap-
tı, halkla alay edercesine konuştu. Ge-
çen ocak ayında Hakkâri, 68 kez
depremde sallandı. Eksi 30 derece
soğukta insanlar çırpınırken, bize
bir telefonu bıle çok gördü.
Öyle bir mülki amir göndermiş
ki, insanlan cezalandırmak içın. Baş-
bakan, bu ambargosunu sürdürecek-
se Hakkâri'yi silsin. Burada efeler
gibi yürüyerek bızımle alay ettı. Hak-
kâri halkı 35 yıl feodal beylerin ezik-
liğini yaşadı. Bizimtekgelirkayna-
ğımız devlet memuru ve işçi maaşı.
Hepimizin kanında Kürt
kanı var ama burası laik
cumhuriyet. Kimsenin ay-
rımı söz konusu olamaz.
Başbakan" ın açıklamalan-
nı hepımız yakından takip
edeceğiz. Buradan çıktı git-
tı ve Hakkâri"yi unuttu.
Eğer halka istıhdama yö-
nelik bir çıvı çakarsa bana
ne derseniz deyin. Sadece
alay edercesine, küçük dü-
şürücü sözler...
'Güvensizlik var'
Eğitim-Sen Hakkâri Şu-
besi Başkanı Haydar Yıkbz:
Halk, Başbakan "ınziyaren-
ni gecikmış bir ziyaret ola-
rakyorumluyor. Kendisinın
buraya gelişi halkta herhan-
gi bir heyecana yol açmadı.
•"Başbakan gefiyor" denildı-
ğinde kımse önemsemedı.
Burada yoğun bir umut-
suzluk var. Daha önce de
benzer olaylar birçok defa
yaşanmıştı ve beklenen so-
nuç çıkmamıştı. Bundan
ötürü halkta bir güvensızlik
var. Başbakan ve Dışişleri
Bakanı ilk gün güzel açık-
lamalar yaptılar. Fakat da-
ha sonraki açıklamalarhal-
kın güvenıni sarstı. Başba-
kan, açıklamalardan hemen
sonra buraya gelse, güzel
bir şekilde karşılanırdı. 12
gün sonra geldiği için iyi
karşılanmadı, tepki gördü.
Ben bir değişiklik olacağı-
na inanmıyorum. bir şey de
beklemiyorum.
SES Hakkâri Şubesi Baş-
kanı Ahmet Ediş: Halkın
hükümetten özellikle de-
mokratikleşme konusunda
çok büyük beklentileri var.
Ama maalesef bu konular-
da ciddi bır adım bugüne
—1 kadar atılmadı.
Çete kurduklan iddia edilen kamu görevlileri aklandı. 10 yıl hapis cezası alan itirafçı Kahraman Bilgiç de tahliye edildi
Mahkeme Yüksekova çetesini 'akladr*
• Yüksekova Çetesi
davası başladığından
bu yana müdahil
avukat olan Yaşar
Altürk "Dosya
içindeki delillere ve
sanıklann bütün
aşamalardaki samimi
anlatımlanna karşın
bu davada beraat
karan verilmesini
kaygı ile
karşılıyoruz" dedi.
MAHMUTORAL
DİYARBAKIR-Hakkâri'nin Yükseko-
va ilçesinde çete kurduklan iddia edilen ka-
mu görevlilerinin tümü hakkında beraat ka-
ran verilirken aynı suçlamayla yargılanan
itirafçı Kahraman Bflgiç 10 yıl hapis ce-
zasına çarptinldı. Bilgiç, tutuklu kaldığı sü-
re gözönüne ahnarak tahliye edildi.
Yüksekova Çetesi, Hakkâri ve ilçelenn-
de köylülerin gözaltına alınıp öldürülme-
si, kamu görevlilerinin de aralannda bu-
lunduğu kişiler taranndan uyuşturucu ti-
careri yapıhrken askeri helikopterlerin kul-
lanılması, ilçe merkezinde otellerin lav si-
lahlan ile yakılması, işadamlannın kaçı-
rüıp haraca bağlanması gibi iddialarla gün-
deme gelmişti. Kapanlan Diyarbakır4 No-
lu DGM'de görülen Yüksekova Çetesi da-
vasında, PKK itirafçısı Kahraman Bilgiç
31 yıl, korucubaşı KemalÖfanez 13 yıl, Bin-
başı Mehmet Emin Yurdakul 25 yıl, özel
rim polisi Enver Çırak 3 yıl, yüzbaşı Bö-
lentYetütde 7 yıl hapisle cezalandınlırken
diğer sanıklar beraat etmişti. Ancak bu ka-
rar, Yargıtay'da bozuldu. Sanık sayısı Yur-
dakul, Bilgiç, Yetüt ve Çırak ile sınırh kal-
dı. Dava Hakkâri Ağır Ceza Mahkeme-
si'nde yeniden görülmeye başlandı.
Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi ise ge-
çen cuma günü yaptığı son oturumda Yur-
dakul, Yetüt ve Çırak'ın "bihakkm bera-
atine" karar verdi. Aynı suçlamalardan do-
layı 8 yılı aşkın bir süredir cezaevinde bu-
lunan ve çeteyi itiraflanyla ortaya çıkaran
Bilgıç'e ise 10 yıl hapis cezası verdi. Bil-
giç, cezaevinde kaldığı süregöz önünde bu-
lundurularak tahliye edildi.
Yüksekova Çetesi tarafindan amcasının
oğlu Abduflah Canan kaçınlıp öldürülen
CHP Hakkâri Milletvekilı Esat Canan ise
karan "sonucu böyle olacağı beUivdi" di-
ye degerlendirdi. Davanın kamuoyu bas-
kısı sonucunda açıldığına dikkat çeken
Canan, "Dosyada çok net detifler var. Bu
nedenlebu konudayargıya müdahaleedil-
diğûıi tahmin ediyorum. Bu karar temyiz
edilecektir. l manm Yargıtay da bu gerçe-
ği görür ve suçlulann tekrar cezalandınl-
ması dhetine gjder" dedi. Şemdinli olay-
lannın yaşandığı dönemde böyle bir karar
çıkmasını "manidar" olarak niteleyen Ca-
nan, "Bu karar ŞemdinliolayınıgerçekJeş-
tirenleri cesaretJendirecektir" dedi.
Karan temyiz edeceğiz
Dava başladığından bu yana müdahil
avukat olan YaşarAltürk ise "Son günler-
de eereyan eden olav lann tesiri alûnda kal-
dığı gibi bir şüphe uvanmaktadır. Dosya-
daki delillere ve samldann samimi anla-
omlanna karşın bu davada beraat karan
verümegnikaygjle karşıhvoruz.Karantem-
>iz edeceğiz. Gerekirse dosjajı AİHM'ye
götürmevi düşünüyoruz. Ânia Susurluk
süreci ile Ugüi en önemli davalardan biriol-
duğu için, iç hukuk yolu>1a sonuç ahnabi-
leceğini de hâlâ umut edivoruz" dedi.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Abdüllatif Şener, şarap ve iç-
ki yasağı üzerine "önemli" değerten-
dirmelercte bulundu. Şener'in sözlerini
aktarmak istiyorum: "...Vaktiyle
ABD'de içki satışı ve kullanımı anaya-
saya yerieştirilmek suretiyle yasaklan-
mıştı. Buna benzer uygulamalar in-
sanlık tarihinin değişik dönemlerinde
yaşanmış olmakla birlikte, günümüz-
de artık çağdaş dünyanın geldiği bir
anlayış ve algılama biçimi diye bir şey
vardır. Içkinin yasaklanması diye bir
şey olamaz zaten."
Şener bu konuşmayı Şarap Üretici-
leri Derneği'nin "Topraktan Kadehe
AB Yolunda Bağcılık" toplantısında
yaptı. Şarapla ilgili değerlendirmesin-
de ise şunlan söyledi: "19O4'te ülke-
mizde 340 milyon litre şarap üretilirdi.
Bugün 90. milyon litreye ulaşmışız di-
ye 'büyük atak' yaptık diyoruz. Şarap
üretiminde düşük seviyedeyiz. Kalite-
miz düşük. Üretimin üçte ikisi kayıt
dışı, şarap kendini tevekkûle kaptır-
mış gibi geliyor bana. Pek bağdaştı-
ramıyorum ama tevekkül içinde şa~
AKP ve İçki Yasağı
rapçılığı sürdürmek mümkün değil."
• • •
AKP'nin geleneksel kanadından ge-
len, Necmettin Erbakan'ın çok yakı-
nında yıllarca siyaset yapan Abdüllatif
Şener'in bu sözlerini değerlendirmek
gerekiyor. Çünkü ilk kez bir üst düzey
AKP'Iİ içki yasağının anlamsızlığını ifa-
de etti. Daha da ileri gitti, şarap üretimi-
nin arttırılması, kalitenin yükseltilmesi
gerektiği üzerine tahliller yaptı.
Şener bu değerlendirmeleri yapar;
ken, birçok AKP'lı beledıye içki yasağı
içın çeşitli yollara başvurmaya devam
ediyor. Örneğin Tayyip Erdoğan'ın Be-
lediye Başkanlığı döneminde Istanbul
Büyükşehir Belediyesi tesislerinde al-
kollü içki yasağı başlamıştı. Bu yasak
hâlâ sürüyor. Benzer şekilde birçok
AKP yönetimindekı belediyede de türlü
yasaklar varlığını koruyor.
• • •
Şener'in şarap ve yasak üzerine
değerlendırmesı, aslında AKP'nin ya-
şadığı çelişmelerı, açmazları. değiş-
mekle değişmemek arasında gidip
gelen kararsızlığı çok güzel ifade edi-
yor. Başbakan, bir gün ulemaya baş-
vurmaktan söz ediyor, Denizli'de içkili
lokantaların kent dışına sürülmesıni
onaylıyor. Ertesi gün, aynı gelenekten
gelen, "muhafazakâr" diyen tanımla-
nabilecek bir başka bakan ise "Yasak
anlamsızdır" diyor.
AKP, işte tam da böyle bir parti. Bir
yönüyle dünyaya açılan, dünyayla tica-
ret hacmi giderek artan bir ülkede siya-
set yaptıklan içın, arkalarında ciddi bır
ticaret burjuvazisi desteği olduğu içın,
ekonomınin gereğini görüp ona uygun
önlemlerı almaya çalışıyorlar. Öte yan-
dan dayandıkları ideoloji ise yasakçı.
Şarap, içki olmanın ötesinde aynı za-
manda bir ticaret metaı. AKP de bir öl-
çüde sırtını Anadolu tüccanna dayıyor.
Şarapla olan ilişkileri biraz IMF'yle,
Dünya Bankası'yla, AB'yle olan ilişkile-
rine benziyor. Artık birbirine açılan dün-
yanın bazı kurallan var. Ticareti, insan
haklarını, özgürlükleri bu kapsamda ete
alabiliriz.
•••
AKP'liler, işte bu dengelerın, rüzgâr-
lann arasında Türkiye gibi AB ile müza-
kereye başlamış bir ülkede siyaset ya-
pıyorlar. Burası Iran değil, Irak ya da
Suudi Arabistan da değil. Burası, 200
yıllık bır modernleşme yürüyüşü olan,
Batılı degerterte ıç ıçe geçmiş birikimiy-
le gelişen, Cumhuriyet dönemindeki
modernleşme atılımıyla şekillenen bir
ülke.
AKP'liler siyaset yaparken. bu yolcu-
luğa çıkarken böyle mı düşünüyorlardı?
Bence böyle düşünmüyorlardı, ülkenin,
dünyanın ve hayatın gerçekleri onlan
zorluyor. Iki arada bır derede hallerinin
nedeni de bu.
Örneğin Abdüllatif Şener'in bu de-
ğeriendirmelerine Başbakan Tayyip Er-
doğan nasıl yaklaşacak? Kızacak mı,
bizim değer'srimızi hiçe saydı diye mi
düşünecek? Belki de ulema değerlen-
dirmesiyle bozulan imajını, bu çıkışı
dengeleyeceğini düşünecek. öyle dü-
şünüyorsa, Istanbul'da belediye tesis-
lerindeki alkollü içki yasağının sürmesi-
ni nasıl açıklayacak?
•••
"AKP tamamen değişti ve demok-
rat oldu" değerlendirmesini gerçekçi
bulmuyorum. Çünkü, Türkiye'de de-
mokrat olmak kolay değil. Siyasi Par-
tiler Yasası'nı, Seçim Yasası'nı aynen
koruyarak, Türk Ceza Kanunu'nda ifa-
de özgürlüğünü hedef alan hükümleri
koruyarak demokrat olunamaz. Hâlâ
şeriatı referans gören bir anlayıştan
kopmadan demokrat olunamaz. İçki
yasaklarını bir şekilde sürdürerek de-
mokrat olunamaz.
"AKP hıç değışmedi, yaptıklarının
hepsi takıyye" değerlendirmesini de bır
materyalıst olarak yaşama aykın görü-
yorum. Hayat, iktidar, değişen dünya
onları da etkiliyor. Abdüllatif Şener, 5-
10 sene önce böyle konuşur muydu?
AKP'lilerden bakalım daha neler gö-
rüp neler dinleyeceğiz?
GLOBALpOLfrÎKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
ABD Irak'ta
Nasıl Kalabilir?
ABD'de yoğunlaşan Irak Savaşı tartışmalanyla
Şemdinli olaylarıyla başlayan gelişmelere bakar-
ken kötü bir tiyatro oyunu izliyormuşum hissine
kapıldım. Bağnşmalardan ve telaştan önemli bir
şeylerin gelişmekte olduğu anlaşılıyor. Ama ne?
Ama en azından, şu iki tespiti yapabiliriz diye
düşünüyorum. Şemdinli'yle başlayan olaylann
gerçek nedeni ne, tetikçisi kim olursa olsun, sü-
reç her halükârda tek bir yere çıkacak gibi görü-
nüyor: Daha fazla karışıklık ve provokasyon orta-
mı. Ne hükümetin ne de "derin devlet" denen
şeyin (genetik yapılarını düşününce...) yapabile-
ceği pek bir şey yok. Sanırım "oyun" çoktan ku-
rulmuş, "Atı alan da Üsküdar'ı geçıyor"... Ikinci-
si, olaylar, çok özel bir konjonktürde patlak verdi.
Irak tartışmaları
The VVashington Post'a göre VVashington'da
Irak tartışmaları tüm diğer konuların önüne geç-
miş durumda. Halk, kamuoyu araştırması kuru-
mu Gallup'tan Frank Nevvport'a göre, "Vietnam
Savaşı döneminde bile görülmeyen bir hızla, sa-
vaşa karşı tavır alıyor" (Toronto Star, 20/11).
Cumhuriyetçi Parti'den temsilciler, Brooking Ins-
titute'tan Iva Daalder'e göre "Bush'i/ terk et-
meye başladılar. Artık siyasi geleceklerini başka-
na ve onun Irak politikasına bağlamak istemiyor-
lar". Geçen hafta salı günü meclis, Bush yöneti-
minden düzenli olarak bir hesap vermesini,
Irak'tan çıkmanın programını geliştirmesini iste-
yen bır karar geçırdi. New Yok Times'a göre bu,
"Bush yönetimine verilmiş bir güvensizlik oyuy-
du". The Times, ABD komutanlarının Irak'tan as-
ker çekme planlarından söz etti, ilk adımların
önümüzdeki aylarda atılacağını savundu. Pazar
günü, Rumsfeld'in "Ben Irak'ı işgal etmeyi sa-
vunmadım" (!!) sözleri gerçekten ıbret verıciydi.
Clinton'ın ve Demokrat Parti'nin 'Şahinlerinden',
ordu üst kademelerine yakınlığıyla bilinen Temsil-
ci Murtha'nın çıkışları, Cumhuriyetçi Parti'de
saflar dağılırken Demokratlann savaşa karşı bir-
leşik bir tutum alabıleceklerini düşündürüyordu.
Tomdispatch'den Engelhardt'ın "VVashing-
ton'da ikı hayalet birden dolaşıyor Vietnam ve
vVatergate" saptaması çok doğru. Karşımızda,
bir tarafta sayıları gittikçe artan asker cesetleri,
diğer taraftan, halkın güvenini hızla kaybeden,
skandallar altında ezilen bir yönetim var. Bush
yönetimi üzerindeki Irak'tan çıkmaya yönelik
baskılar daha da artacak.
Ama buradan, ABD'nin Irak'ı "terk edeceği"
sonucuna ulaşmak doğru olmaz. ABD'nin Irak'a
gelmesinin arkasındaki, enerjı kaynaklarının, Av-
rasya'nın, Batı Asya'nın denetimine, Israil'in özel
rolüne, askeri-sınai kompleksin kısa dönemli
ekonomik çıkarlanna ilişkin nedenleri birçok kez
tartıştık. Bu bağlamda, Irak'tan çıkmak, ABD açı-
sından büyük bir yenilgi olur. öyleyse şimdi
ABD'nin kalmaya nasıl devam edebileceğini tar-
tışmak gerekiyor. Bu tartışma Türkiye, Suriye ve
Iran açısından özellikle önemli.
2004 başında, Chicago Tribune, kurulmakta
olan 14, büyük çaplı kalıcı üsse bakarak ABD'nin
bölgede uzun dönemli bir askeri varlık oluştur-
makta olduğunu aktarıyordu. Bu yıl MotherJones
şubat/mart sayısında, The VVashington Post da
mayısta, komutanların güçleri dört büyük üste
konsolide etmeyi planladıklannı aktanyorlardı. Bu
üsler, DVD dükkânları, Pizza Hut, McDonald's gi-
bi ABD kültürünün temel bileşenleri de dahil inşa
edilmeye başlanmışlar bile.
Peki. ABD daha fazla kayıp vermeye devam et-
meden Irak'ta nerelerde kalabilir? Sünni bölgesi
ayaklanmanın merkezı. Burada büyük çaplı, pro-
fili yüksek biçimde kalmaya devam etmek hem
tepki çekiyor hem de kayıpları arrtırıyor. Güneyde
Şiilerin. seçımlerden sonra bölgesel otonomileri-
ni güçlendirirken kalıcı bir ABD varlığına taham-
mül etmelerini beklemek gerçekçi olmaz. Geriye
Kürt bölgeleri kalıyor. Zaten üslerin büyük çoğun-
luğunun daha şımdiden, Bağdat-Musul arasında-
ki koridora yerleşmiş olduğunu görüyoruz. Burası
ABD'nin kendini en güvende hissettiği bölge. Ay-
rıca ABD, Iran-Suriye ve Türkiye üçgeninin tam
ortasına, çevre ülkelere istediği gibi müdahale
edebileceği, su kaynaklannı denetleyebileceği bi-
çimde yerleşmiş oluyor. Güneydeki Şıilere dogru-
dan müdahale etmek yerine, gerektiğinde Iran'a
baskı yapmak çok daha ekonomik olacak.
Ancak ABD'nin, Kürtlerin toprağında, uzun dö-
nemli var olmaya devam edebilmesi için yerel
güçlerle iyi geçinmeye devam etmesi, Kürtlerin
kendilerini sömürge gibi hissetmek yerine, "ulu-
sal-tarihsel kaderlerine" doğru ilerlemekte ol-
duklarını düşünmeye devam etmeleri gerekiyor.
İşte tam bu noktada Suriye. Türkiye, Iran bölge-
lerindeki Kürtlerin geleceğe ilişkin beklentılerini,
son aylarda artan hareketliliği denklemin içine
sokmaya başlayabiliriz sanınm...
ergin.yildizoglu a gmail.com
HAKSIZMAL ED
]NME SUÇLAMASI
HSYK,Yalçınkqya'ya
cezftyagerekgörmedi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Hâkim-
ler ve Savcılar Yüksek
Kurulu (HSYK). eski
Yargıtay Genel Sekre-
ter Yardımcısı. halen
Kazan Cumhuriyet
Savcısı olan Ercan Yal-
çınkaya hakkındaki
suçlamalardan ceza ta-
yinine yer olmadığına
karar verdi.
AdaletBakanlığıTef-
tiş Kurulu'nca Ercann
Yalçınkaya hakkında
başlatılan soruşturma
tamamlandı. Adalet Ba-
kanlığı Ceza Işleri Ge-
nel Müdürlüğü, Ercan
Yalçınkaya'ya, "gerçe-
ğe a> kın mal beyanın-
da bulunmak, haksız
mal edinmek" ve "ta-
vassutta bulunmak*" fi-
illerinden 3 kez yer de-
ğiştirme, aynca süre-
sinde mal beyanında
bulunmamak fiilinderı
de disiplin cezası ve-
rilmesi istemiyle Tef-
tiş Kurulu'ndan geler
soruşturma dosyasnr
HSYK'ye gönderdi.
HSYK de Ercan Yal-
çuıkaya'mn bu suçla
malardan yapılan cezî
yargılamasından bera-
at etmesi ve verilen ka-
rarın kesinleşmesin
dikkate alarak "cezata-
yinine yer olmadjgınaT
karar verdi.