Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 EKİM 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
Atatürkçü
Şebinkarahisar
Atatürkçü Düşünce
Derneği lokalinin
Ramazan
münasebetiyle saat
14.00'ten sonra
açılması ve iftar
saatine kadar
yiyecek ve içecek
servisi yapılmaması
karaıiaştınlmış olup
karann hayıriara
vesile olması niyaz
edilmiştir.
Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9?Elektronık posta: denizsomecumhunyetcom.tr
17
- Altın tozu
iftariyelik olmuş...
"Zenginin orucu züğürdün
midesini bozar!"
s
ca
Bilimde ikilem:
Kök hücre mi
Köktencilik mi?
UZUN yıllar önce Burdur'da 65 yaşında bir adamı,
oğlu kasığından yaralıyor. Olay adliyeye yansıyor;
oğlan tutuklanıyor; baba hastaneye kaldırılıyor.
Hastanın durumu ağırlaşınca Burdur'daki doktor,
Ankara'daki bir doktor arkadaşına mektup yazıp
hastayı gönderiyor. Ankara'daki doktor, bir sağlık
yurdunda kasığından yarah hastayı ameliyat ediyor.
Fakat ameliyattan ikı gün sonra hasta ölüyor.
Ameliyatı yapan doktor ölüm nedenı olarak "akciğer
embolisi" bilgısinı veriyor. Bu doktor; Prof. Dr.
Ibrahim Ceylan. Yıllar sonra anılannı yazıyor. "Hayat
Savaşımımda Nereden Nereye" kitabında bu olayı
anımsattıktan sonra Ankara Adlıyesı'nde "aşırı
sosyalist düşünce ve eylem içinde olduğu söylenen"
bir cumhuriyet savcısının, hakkında soruşturma
başlattığını anlatıyor. Adliyeye yansımış bir "kasıktan
yaralama" olayının "akciğer embolisi" nedeniyle
ölümle sonuçlanmasını soruşturma konusu yapan
Anılar
Giri:
"aşırı sosyalist" savcıyı ağır bir dille suçluyor.
Soruşturmadan bir sonuç çıkmamış olması da zaten
Prof. Dr. Ibrahim Ceylan'ın yanlışında ne kadar haklı
olduğunu kendince ortaya koyuyor!
Hakkında soruşturma açıldıktan sonraki
gelişmeleri kitabında şöyle anlatıyor Ceylan:
"Bu olay ortaya çıktığı zaman hemşehrimiz
Danıştay üyesi 'a başvurdum. Beni her
zamankinden farklı olarak çok soğuk karşıladı. Bana
kendisinin bir şey yapamayacağını, bir avukat ismi
vererek ona gitmemi söyledi. Avukata gittim. 0
günün şartlarında tahmınimin üstünde bir fiyat istedi.
Kabul ettim. Kula'da cumhuriyet savcısı olarak
tanıdığım çok mert, çok iyi dost rahmetli o
dönemde Adalet Bakanlığı'nda Teftiş Kurulu Başkanı
idi. Ona durumu anlattım. Birlikte Ankara
Adliyesi'nde Başsavcı arkadaşı Bey'e gittik.
Kendisi uzun bir süre içeride kaldı. Çıkışta bana,
Danıştay üyesi ile bu andan itibaren bu konuyu
görüşmememi ve ilişkimi kesmemi istedi. Esasen bir
iki dost yanında da Danıştay üyesinin benim
aleyhimde konuştuğunu duydum. Çok üzülmüştüm.
Bir mana veremiyordum. Fakat olaylar bittikten
sonra kendisiyle görüşmek için Mülkiyeliler Birliği
bahçesinde Dr. M. S., M. Ç., M. K. (Ankara
Cumhuriyet Savcı Başyardımcısı), R. S. (Cumhuriyet
Savcısı), 1.0. gibi müşterek tanıdıklarımızı davet
ederek, gece bu konuyu konuştuk. Olayian bütün
açıklığı ile yüzüne karşı, herkesin önünde hoş
olmayan acı fakat hak ettiği bir tonla anlattım."
Anılar... Keşke yüksek yargı üyeleri, teftiş kurulu
başkanlan, başsavcılar, savcılar devreye
sokulmadan yaşanabilseydi de daha anlamlı olsaydı!
Türkiye, bir kez daha
AB'ye girdi. Fakat 3
Ekim'deki giriş; bir
önceki giriş 17
Aralık'takı gibi havai
fişeklerle falan
olmadı; "giriş
heyecanı" televizyon
programlanyla
sınııiı kaldı. Bu
da gösteriyor ki
her AB'ye girişte
giderek daha
"Avrupalı" oluyoruz.
Bir süre sonra girişler
televizyonlarda bile
ancak alt yazı olacak:
"Türkiye, bugün
AB'ye girdi yann
CD'ye öbür gün ve
EF'ye girecek!"
SESSÎZ SEDASIZ (!) İletişim çağında sağırlar diyaloğu
GAZİANTEPT bir dernek van
Gaziantep Faal Futbol Hakemleri ve
Gözlemcileri Derneği.
Demek yönetimi, 22 Temmuz'da
Superonline'den "500 web sms"
satın alıyor. Amaç, derneğin
üyelerine iletmek istediği bir bilgi
söz konusu olduğu zaman bu
bilgiyi üyelerin tümüne birden aynı
anda iletebilmek. Derneğin ikinci
başkanı kredi kartı hesabından 79
milyon 800 bin lira ödeme yapıyor.
Sıra haberleşmeye gelince "web
sms" çalışmıyor. Sorunu çözmek
için dernek yöneticileri başlıyoriar
Gaziantep'ten, Superonline'nin
Istanbul'daki "merkez" telefonunu
aramaya. Telefona çıkan kişi, sorunu
öğrendikten sonra telefonu bir
başkasına bağlıyor; o bir başkası da
bir elektronik posta adresi verip
konunun oraya bildirilmesini istiyor.
Ne var ki elektronik postalara yanıt
gelmiyor ve tekrar telefon
(
çevriliyor. Sonuçta derneğin
telefon faturası 90 milyon lirayı
buluyor. Bu arada hizmet
verilmiyorsa böyle bir "ürun"ün niye
satıldığını soruyoriar ona da yanıt
alamıyorlar. özetle "iletişim
çağfnda tek yanlı "sağırlar
diyaloğu" yaşıyorlar.
Yüksek Yerilim Hattı
erdir>cutku(g yahoo.com
Yağ satanm bal satanm; devletçilik öldü,
ben devleti bile satanm!
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
SorunTrafikDeğil 'Otomobil'...
Istanbul'un derdi Türkiye'nin
derdı...
Diğer kentler buna "içerie-
se"ler bile, ülke nüfusunun yüz-
de 20'sini banndıran; kalanlan-
nın da mutlaka akrabalannın ve-
ya y/akınlannın yaşadığı bu im-
paratorluklar başkentımız, ulusal
gündemin " 1 " numarası...
Buna medyanın başkenti olma
özelliğini de eklediğimizde, ulus-
ça her gün Istanbul'la uyanıp îs-
tanbul'la yatıyoruz..
Nitekim son zamanlardaki çıl-
dırtıcı "trafikökanıkhğı" da ulu-
sal sorunumuz oldu. Her gün
Türkiye'ye hitap eden köşe ya-
zarlan, yollarda saatlerce bekle-
dikten sonra hınçla döşeniyorlar:
"Aynı anda her yerde birden yol
tamirat ohır mu? Bu nasıl beledi-
yecffik?"
Avrupa'ya bile yayuı yapan
NTV 'de Emre Kongar o kadar si-
nirlıydi ki MehmetBarlas'a prog-
ram gereği "karşı görüşö"nü bi-
le sormadan veryansın etti: "20
dakikahk yohı 15 saatte zor gel-
dik. Bu arük ayıpür_"
• Vali Muammer Gûler'ın cö-
• züm arayışını Edıme'den Kars'a
' herkes öğreniyor: "Müteahhitler-
maz engeUer" ören, doğa ve kül-
tür duşmanı sahil yolu katliamı-
nın da nedeni "o" .
Bursa nın. Bahkesirın. Muğ-
la'nın. birçok kentın ve şımdi de
Denizli'nin verimli ovalanna han-
çer gibi dalıp, yeşili, doğayı yok
eden "çevre yoDan" da "o"nun
üriinü...
Hele MeHh Gökçek'ın Anka-
ra'yı delik deşik eden uzmanlan-
nı AKP'li meslektaşlanna "yanh-
ma" göndermesine ne demeli?
Başkentten sonra tüm ülkeye bu-
laştırdığı "bat-çık" hastalığını da
yaratanyine "o"...
Yani "otomobiT..
Doğan Kuban, uygarlıklara im-
za atan kent tarihini boşuna ikiye
ayırmıyor. "otomobilden önce,
otomobikkn sonra™" diye... Ön-
cesinde mimarlık var, sanat var.
peyzaj var. yani "kent yaşamı"
var; sonrasında ise kavşaklar, vi-
yadükler ve genlimler var: yani
"kent ısürabT var.
Avrupa Kentsel Şartı'nda da
boşuna yazmıyor; "21. yüzyıBa
birükte karar günü de geldi; ya
kentyaotomobiL." dıye... Karar-
lannı "kenften yana verenler tra-
fik sorunlannı da çözüyor; bizim
den rica ettik. gece gündüz çahşıp
tamiratları bitirecekkr_"
Büyukşehır Belediye Başkanı
Kadir Topbaş'ın gerekçelerini Si-
nop"tan Anamur'a herkes dinli-
yor: "Tümüyle rahata kavuşabil-
memiz için birkaç ay bu sıkmüla-
n çekmek zorundayız™"
• îstanbuTun bu derdi öylesine
"utasal" gündemde ki; reklamla-
ra da esin kaynağı oldu. "Bütün
yollar açık, sadece kredi kartıyla
indirimli satış yapan benzin istas-
yonlanna bağlanan yoDarakan!»"
Reklamdakı Murat ashnda
, doğruyu söylüyor: "Bugüne ka-
dar böyle bir aymazhk gönne-
Oysa tıkanıklığın nedeni "oto-
mobilve benzin tüketiminetutsak
ulaşını politikalarT değil mi?
Şimdi de indirimli benzinle kö-
rükle babam köriikle...
Ilahi metin yazanna...
• • •
Evden işe, işten arkadaşınıza
artık asla gidemediğiniz bu tra-
fık dramının temelinde ne varsa,
her yıl karayolu kazalannda yi-
tirdiğimiz insan sayımızla dünya
• rekorlarım kırmamızın temelin-
ıdede "o" var...
' Karadenız'ıngüzelimkıyıları-
nı Samsun'dan Rize'ye yok eden,
kentlilerle denızın arasına "aşü-
gıbı "otomobfl" diye tutturanlar
ise saatlerce yollarda kalmayı
çoktan hak ediyor...
• • •
Peki, işin aslı neden söylenmi-
yor°
Valimizi düşünün: "Bu soru-
nun temelinde karayolu aşkı var_"
derse, hızlı treni kaza yapan, dub-
le yollan ise en büyük övünç kay-
nağı olan iktidarla başı derde gir-
mez mı?
Belediye başkanımızı düşü-
nün; "Trafiksorununudemiryol-
lan düşmanhğı yararrT dese bile
hemen susabilir Çünkü hemen
TurgutÖzal' uı "Demiryollan ko-
münistlerin tercihidir" sözünü
arumsayabılir...
Ya Başbakan? En zor durumda
daokalacak!.. Çünkü "Izindeyiz
ve hayranryız" dedığı Adnan
Menderes. -sadece otomobiller
rahat etsınler diye- îstanbul'u
boydan boya yıkmadı rru?
Sözün kısası, yıllardır, tstan-
bul'un derdi ülkenin de derdi sa-
yıldı ama bu kez gerçekten böy-
le...
Otomobilimiz yine güzeJ ol-
sun: ama önce "her kente
tren"ımiz. "her caddede tram-
vay"ımız, "hersemtemetroT>
muz
olsun...
oekinci / cumhuriyet.com.tr
KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behte3kiyahoo.com.tr
_J
ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciı mynet.com
H A R B İ SEMİH POROY
A,
o
o
A
semihporoy(o yahoo.com
&U9A.
HAYAT EPİK TİYATROSU MI STAFA BÎLGH hayatepik ; mynet.com
KADINLAR
CtNSELLDCTEN ERKEN
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIK\.\ 9Ekim tcww.munUaz-arikan.com
Uçagın özeflı/Ueri:
Kanaf- açrktığı - /<^ m.
Uzun/uğu : C,S m
Ağırlığı: Z36 kg.
Mohoru ••ZO beygir
aüçtü 4- SilindiHı..Şûçtu
/LK UÇAN MOTORLU UÇAK ~E0LE~Mİ?
1QSO'OA BU6ÜN, CLEMENr A&EfZ AOLI FRANSIZ HAYAClSININ yAPMIf
OLDUĞU "EOtE' AOU UÇAK SO MSTTSE KADAK UÇMttfTU. /'l-K fAJSAAJ
TAÇfYAN VE 8UHAG MOroGUyLA ÇAC/&4/V SlR PEIBI/HA/ES/ OLAAJ £OLEt
<SÖRJÜNÛÇÜYL£ rARASAYI AfJfMSATlMAfCTAYOI. ARMArNVILUEIZ-S '
, YE-R.D&N 2C
SO M£T~
&£ MBSAFEYİ HAISA&A
8İR.
BU UÇUŞ,
Ç>£ CreCEfi^
IÇ.İN SİZU
8İR
Ol-MASl ÇEKAAEMEK
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Bir de Kendimize Bakmak
Müzakerelerin başlamasıyla birlikte bir yandan Tür-
kiye'nin Avrupa üyeliğine eskiden beri sıcak bakma-
yan çevreler, öbür yandan da kendisini mutlaka "bir
şeyler yapmak" zorunda gören muhalefet hükümete
karşı "ucu açık" bir kampanya başlattılar. Hiç kuşku
yok ki söz konusu çevrelerin ve muhalefetin AB çer-
çeve belgesi, ek protokol ve müzakere koşullanna iliş-
kin haklı olduklan noktalar var. Ama ben yine de son
günlerde tanık olduğumuz "karşı duruş"\akı sertliğin
aşırı dozunu yadırgıyorum. AB karşıtlan ve muhalefet
partileri Türkiye'yi değerlendirirken bizim "sorunlu"
bir ülke olduğumuz gerçeğini gözden kaçınyortar, do-
layısıyla da gerek AB üyesi devletlerin, gerekse AB
toplumlarının Türkiye'nin AB'ye tam üye olma olası-
lığı karşısında duyduklan tedirginliği, korkuyu anla-
makta zorianıyorlar.
Türkiye, toplumunun eğitim düzeyi çok düşük bir
ülke, bireylerinin okulluluk ortalaması 4 yılın altında ve
bu durum ülkedeki siyasal, ekonomik, kültürel ve top-
lumsal hayatın tüm alanlanna olumsuz yansıyor. Ül-
kemiz son on beş yılda etnik teröre 40 bine yakın ölü
verdi ve dağlarında hâlâ çeteler kol geziyor. Kendile-
rine "Islamcı" adını veren teröristlerin kurbanlannın
toplu mezaıiannın da, onlar tarafından Sıvas'ta yakı-
lan 38 canın da görüntüleri hâlâ belleklerimizde. Tür-
kiye aynı zamanda en çok cinayetin işlendiğı, trafık-
te de en çok ölümlü kazanın olduğu bir ülke olarak
başı çekiyor...
Türkiye'de günlük gazetelerin tiraj toplamı 4.5 mil-
yon, Almanya'da ise yalnızca Bild gazetesi her gün 5
milyondan fazla satıyor. Ülkemiz ne yazık ki işsizlik is-
tatistiklerinde de en son sırayı alıyor, bunun yanında
da Avrupa'da sanayide 8 saatlik iş gününde saat olan
verimlilik 6 saatin üzerindeyken Türkiye'de bu 3 sa-
atin altında. Türkiye ayrıca sendikal örgütlülük ve si-
vil toplum örgütlenmeleri açısından da Avrupa'da son
sırayı alıyor. Seçim sistemindeki yüzde 1O'luk baraj
nedeniyle verilen oyların yüzde 40'ından fazlası boşa
gidiyor, bu nedenle oy kullanmış seçmenlerin yüzde
4O'ı parlamentodatemsil edilemiyor. Daha birkaç gün
önce 12 Eylül Askeri Darbesi'nin ikinci adamı olan Or-
general Nurettin Ersin görkemli bir törenle toprağa
verildi. Başta Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer olmak üzere tüm devlet protokolü ona kabris-
tana kadar eşlik etti. Türkiye, Avrupa'da darbecileri-
ne devlet töreni düzenleyen tek ülke, bu durum bile
tek başına parlamenter demokrasiyi ne ölçüde özüm-
sediğimizi, içselleştirdiğımizi ortaya koyuyor.
Türkiye, nüfusunun büyüklüğü açısından da birçok
Avrupa toplumunun gözünü korkutuyor. Aşağıda say-
dığım ülke adlannın yanında, parantez içinde verilen
sayılann ilki o ülkenin milyon olarak nüfusunu, ikinci-
si ise 732 sandalyeli Avrupa Pariamentosu'nda kaç
milletvekili ile temsil edildiğini gösteriyor:
Macaristan (10.0/24), Portekiz (9.9/24), Isveç
(8.9/19), Avusturya (8.1/18), Slovakya (5.4/14), Dani-
marka(5.3/14), Finlandiya(5.2/14), Utvanya(3.7/13),
Irlanda (3.7/13), Letonya (2.4/9), Slovenya (2.0/7), Es-
tonya (1.4/6), Güney Kıbns 0.8/6), Malta (0.4/5), Lük-
semburg (0.4/6). Görüldüğü gibi Avrupa Birliği üyesi
bu 15 ülkenin nüfus toplamı (67.0) Türkiye'nin bu-
günkü nüfusunun (70.0) altında. Avrupa Birliği'nin en
kalabalık nüfusuna sahip ülkesi Almanya (82.1), onu
Ingiltere (59.4), Fransa (59.1), Italya (57.7), Ispanya
(39.4), Polonya (38.6), Hollanda (15.8), Yunanistan
(10.6), Çek Cumhuriyeti (10.3) ve Belçika (10.2) izli-
yor. Avrupa Pariamentosu'nda Almanya 99, Ingiltere,
Fransa ve Italya 78'er milletvekili ile temsil ediliyor. Is-
panya ve Polonya'nın 54'er milletvekili bulunuyor.
AB-Türkiye müzakereleri 10 mu, 12 mi, yoksa 15
yıl mı sürer, bunu bilemiyoruz. Fakat müzakereler so-
na erdiğinde, -bugünkü artış hızıyla-, Türkiye'nin nü-
fus açısından, nüfusu gerileme eğilimi gösteren Al-
manya'yı yakalayacağına, hatta geçeceğine kesin
gözle bakılıyor. Dolayısıyla AB üyeliği gerçekleştiğin-
de Türkiye, nüfus büyüklüğü açısından birliğin Al-
manya ile birlikte en kalabalık nüfusa sahip iki ülke-
sinden biri olurken, bu doğal olarak Avrupa Pariamen-
tosu'nda temsil edileceği milletvekili sayısına da yan-
sıyacak. Bu olasılık yukanda çizmeye çalıştığım tab-
lo ile karşılaştınlınca Avrupalılann tedirginliğini, korku-
sunu anlamak da kolaylaşıyor. Rüzgâr olup eserken
bir de dönüp kendimize bakmakta, ama dikkatli bak-
makta yarar yok mu?
(e-posta: dkavukcuoglu ' superonline.com)
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDANSAĞA:
1/ Çelimsiz
ve biçimsiz
kimse. 2/ Ar-
goda çok ça- 3
lışan öğrenci-
ye verilen
ad... Müzikte 5
üç ya da daha
çok sesin bir
arada tınla-
ması. 3/ Bir
ilimiz... îra-
desizlikten
ileri gelen sürekli
cansızlık. 4/Hay\r
an-
lara vurulan dam-
ga... Takımada. 5/
Çöl bölgelerinin ya-
nı başında yer alan, 5
çalı ve kurakçıl 6
ağaççıklann oluştur-
duğu bitki toplulu- 8
ğu. 6/ Otel. tiyatro 9
gibi yerlerde girişe yakın geniş yer... Ateş. 7/Bir
pamuk cinsi... Iskambilde koz. 8/Adalet... Jüpi-
ter gezegenine verilen bir başka ad. 9/Japonlann
ulusal dini Şintoizm'in en büyük tannçası.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Antalya yöresine özgü, pirinçli domates yeme-
ği... Soyundan gelinen kimse. 2/ Bir düşünceye
gönülden bağlı bulunma... Küçük ağıl. 3/Bir şe-
yin yapılmasını yasaklama... AJkdeniz Bölgesi'n-
de bir akarsu. 4/ Berkelyum elementinin simge-
si... Rütbeyi göstermek için omuza takılan parça.
5/ "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı' Bir
dakika — yerinde durakladı" (F. N. Çamlıbel).
6/ Yemişınden rurşu yapılan gebreotunun bir baş-
ka adı... Tümör. 7/Bilecen... Kırkpınar güreşleri-
ni düzenlemeyi üstlenen kişiye verilen ad. 8/Giy-
si yapılan bir tür pamuklu kumaş... Nilüfer cin-
sinden birçok bitkiye verilen genel ad. 9/Nazile-
rin politikasında Germen ırkından kimselere ya-
kıştınlan ad... Temiz, berrak.