22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EKİM 2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Atatürkçü Şebinkarahisar Atatürkçü Düşünce Derneği lokalinin Ramazan münasebetiyle saat 14.00'ten sonra açılması ve iftar saatine kadar yiyecek ve içecek servisi yapılmaması karaıiaştınlmış olup karann hayıriara vesile olması niyaz edilmiştir. Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 9?Elektronık posta: denizsomecumhunyetcom.tr 17 - Altın tozu iftariyelik olmuş... "Zenginin orucu züğürdün midesini bozar!" s ca Bilimde ikilem: Kök hücre mi Köktencilik mi? UZUN yıllar önce Burdur'da 65 yaşında bir adamı, oğlu kasığından yaralıyor. Olay adliyeye yansıyor; oğlan tutuklanıyor; baba hastaneye kaldırılıyor. Hastanın durumu ağırlaşınca Burdur'daki doktor, Ankara'daki bir doktor arkadaşına mektup yazıp hastayı gönderiyor. Ankara'daki doktor, bir sağlık yurdunda kasığından yarah hastayı ameliyat ediyor. Fakat ameliyattan ikı gün sonra hasta ölüyor. Ameliyatı yapan doktor ölüm nedenı olarak "akciğer embolisi" bilgısinı veriyor. Bu doktor; Prof. Dr. Ibrahim Ceylan. Yıllar sonra anılannı yazıyor. "Hayat Savaşımımda Nereden Nereye" kitabında bu olayı anımsattıktan sonra Ankara Adlıyesı'nde "aşırı sosyalist düşünce ve eylem içinde olduğu söylenen" bir cumhuriyet savcısının, hakkında soruşturma başlattığını anlatıyor. Adliyeye yansımış bir "kasıktan yaralama" olayının "akciğer embolisi" nedeniyle ölümle sonuçlanmasını soruşturma konusu yapan Anılar Giri: "aşırı sosyalist" savcıyı ağır bir dille suçluyor. Soruşturmadan bir sonuç çıkmamış olması da zaten Prof. Dr. Ibrahim Ceylan'ın yanlışında ne kadar haklı olduğunu kendince ortaya koyuyor! Hakkında soruşturma açıldıktan sonraki gelişmeleri kitabında şöyle anlatıyor Ceylan: "Bu olay ortaya çıktığı zaman hemşehrimiz Danıştay üyesi 'a başvurdum. Beni her zamankinden farklı olarak çok soğuk karşıladı. Bana kendisinin bir şey yapamayacağını, bir avukat ismi vererek ona gitmemi söyledi. Avukata gittim. 0 günün şartlarında tahmınimin üstünde bir fiyat istedi. Kabul ettim. Kula'da cumhuriyet savcısı olarak tanıdığım çok mert, çok iyi dost rahmetli o dönemde Adalet Bakanlığı'nda Teftiş Kurulu Başkanı idi. Ona durumu anlattım. Birlikte Ankara Adliyesi'nde Başsavcı arkadaşı Bey'e gittik. Kendisi uzun bir süre içeride kaldı. Çıkışta bana, Danıştay üyesi ile bu andan itibaren bu konuyu görüşmememi ve ilişkimi kesmemi istedi. Esasen bir iki dost yanında da Danıştay üyesinin benim aleyhimde konuştuğunu duydum. Çok üzülmüştüm. Bir mana veremiyordum. Fakat olaylar bittikten sonra kendisiyle görüşmek için Mülkiyeliler Birliği bahçesinde Dr. M. S., M. Ç., M. K. (Ankara Cumhuriyet Savcı Başyardımcısı), R. S. (Cumhuriyet Savcısı), 1.0. gibi müşterek tanıdıklarımızı davet ederek, gece bu konuyu konuştuk. Olayian bütün açıklığı ile yüzüne karşı, herkesin önünde hoş olmayan acı fakat hak ettiği bir tonla anlattım." Anılar... Keşke yüksek yargı üyeleri, teftiş kurulu başkanlan, başsavcılar, savcılar devreye sokulmadan yaşanabilseydi de daha anlamlı olsaydı! Türkiye, bir kez daha AB'ye girdi. Fakat 3 Ekim'deki giriş; bir önceki giriş 17 Aralık'takı gibi havai fişeklerle falan olmadı; "giriş heyecanı" televizyon programlanyla sınııiı kaldı. Bu da gösteriyor ki her AB'ye girişte giderek daha "Avrupalı" oluyoruz. Bir süre sonra girişler televizyonlarda bile ancak alt yazı olacak: "Türkiye, bugün AB'ye girdi yann CD'ye öbür gün ve EF'ye girecek!" SESSÎZ SEDASIZ (!) İletişim çağında sağırlar diyaloğu GAZİANTEPT bir dernek van Gaziantep Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği. Demek yönetimi, 22 Temmuz'da Superonline'den "500 web sms" satın alıyor. Amaç, derneğin üyelerine iletmek istediği bir bilgi söz konusu olduğu zaman bu bilgiyi üyelerin tümüne birden aynı anda iletebilmek. Derneğin ikinci başkanı kredi kartı hesabından 79 milyon 800 bin lira ödeme yapıyor. Sıra haberleşmeye gelince "web sms" çalışmıyor. Sorunu çözmek için dernek yöneticileri başlıyoriar Gaziantep'ten, Superonline'nin Istanbul'daki "merkez" telefonunu aramaya. Telefona çıkan kişi, sorunu öğrendikten sonra telefonu bir başkasına bağlıyor; o bir başkası da bir elektronik posta adresi verip konunun oraya bildirilmesini istiyor. Ne var ki elektronik postalara yanıt gelmiyor ve tekrar telefon ( çevriliyor. Sonuçta derneğin telefon faturası 90 milyon lirayı buluyor. Bu arada hizmet verilmiyorsa böyle bir "ürun"ün niye satıldığını soruyoriar ona da yanıt alamıyorlar. özetle "iletişim çağfnda tek yanlı "sağırlar diyaloğu" yaşıyorlar. Yüksek Yerilim Hattı erdir>cutku(g yahoo.com Yağ satanm bal satanm; devletçilik öldü, ben devleti bile satanm! ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ SorunTrafikDeğil 'Otomobil'... Istanbul'un derdi Türkiye'nin derdı... Diğer kentler buna "içerie- se"ler bile, ülke nüfusunun yüz- de 20'sini banndıran; kalanlan- nın da mutlaka akrabalannın ve- ya y/akınlannın yaşadığı bu im- paratorluklar başkentımız, ulusal gündemin " 1 " numarası... Buna medyanın başkenti olma özelliğini de eklediğimizde, ulus- ça her gün Istanbul'la uyanıp îs- tanbul'la yatıyoruz.. Nitekim son zamanlardaki çıl- dırtıcı "trafikökanıkhğı" da ulu- sal sorunumuz oldu. Her gün Türkiye'ye hitap eden köşe ya- zarlan, yollarda saatlerce bekle- dikten sonra hınçla döşeniyorlar: "Aynı anda her yerde birden yol tamirat ohır mu? Bu nasıl beledi- yecffik?" Avrupa'ya bile yayuı yapan NTV 'de Emre Kongar o kadar si- nirlıydi ki MehmetBarlas'a prog- ram gereği "karşı görüşö"nü bi- le sormadan veryansın etti: "20 dakikahk yohı 15 saatte zor gel- dik. Bu arük ayıpür_" • Vali Muammer Gûler'ın cö- • züm arayışını Edıme'den Kars'a ' herkes öğreniyor: "Müteahhitler- maz engeUer" ören, doğa ve kül- tür duşmanı sahil yolu katliamı- nın da nedeni "o" . Bursa nın. Bahkesirın. Muğ- la'nın. birçok kentın ve şımdi de Denizli'nin verimli ovalanna han- çer gibi dalıp, yeşili, doğayı yok eden "çevre yoDan" da "o"nun üriinü... Hele MeHh Gökçek'ın Anka- ra'yı delik deşik eden uzmanlan- nı AKP'li meslektaşlanna "yanh- ma" göndermesine ne demeli? Başkentten sonra tüm ülkeye bu- laştırdığı "bat-çık" hastalığını da yaratanyine "o"... Yani "otomobiT.. Doğan Kuban, uygarlıklara im- za atan kent tarihini boşuna ikiye ayırmıyor. "otomobilden önce, otomobikkn sonra™" diye... Ön- cesinde mimarlık var, sanat var. peyzaj var. yani "kent yaşamı" var; sonrasında ise kavşaklar, vi- yadükler ve genlimler var: yani "kent ısürabT var. Avrupa Kentsel Şartı'nda da boşuna yazmıyor; "21. yüzyıBa birükte karar günü de geldi; ya kentyaotomobiL." dıye... Karar- lannı "kenften yana verenler tra- fik sorunlannı da çözüyor; bizim den rica ettik. gece gündüz çahşıp tamiratları bitirecekkr_" Büyukşehır Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın gerekçelerini Si- nop"tan Anamur'a herkes dinli- yor: "Tümüyle rahata kavuşabil- memiz için birkaç ay bu sıkmüla- n çekmek zorundayız™" • îstanbuTun bu derdi öylesine "utasal" gündemde ki; reklamla- ra da esin kaynağı oldu. "Bütün yollar açık, sadece kredi kartıyla indirimli satış yapan benzin istas- yonlanna bağlanan yoDarakan!»" Reklamdakı Murat ashnda , doğruyu söylüyor: "Bugüne ka- dar böyle bir aymazhk gönne- Oysa tıkanıklığın nedeni "oto- mobilve benzin tüketiminetutsak ulaşını politikalarT değil mi? Şimdi de indirimli benzinle kö- rükle babam köriikle... Ilahi metin yazanna... • • • Evden işe, işten arkadaşınıza artık asla gidemediğiniz bu tra- fık dramının temelinde ne varsa, her yıl karayolu kazalannda yi- tirdiğimiz insan sayımızla dünya • rekorlarım kırmamızın temelin- ıdede "o" var... ' Karadenız'ıngüzelimkıyıları- nı Samsun'dan Rize'ye yok eden, kentlilerle denızın arasına "aşü- gıbı "otomobfl" diye tutturanlar ise saatlerce yollarda kalmayı çoktan hak ediyor... • • • Peki, işin aslı neden söylenmi- yor° Valimizi düşünün: "Bu soru- nun temelinde karayolu aşkı var_" derse, hızlı treni kaza yapan, dub- le yollan ise en büyük övünç kay- nağı olan iktidarla başı derde gir- mez mı? Belediye başkanımızı düşü- nün; "Trafiksorununudemiryol- lan düşmanhğı yararrT dese bile hemen susabilir Çünkü hemen TurgutÖzal' uı "Demiryollan ko- münistlerin tercihidir" sözünü arumsayabılir... Ya Başbakan? En zor durumda daokalacak!.. Çünkü "Izindeyiz ve hayranryız" dedığı Adnan Menderes. -sadece otomobiller rahat etsınler diye- îstanbul'u boydan boya yıkmadı rru? Sözün kısası, yıllardır, tstan- bul'un derdi ülkenin de derdi sa- yıldı ama bu kez gerçekten böy- le... Otomobilimiz yine güzeJ ol- sun: ama önce "her kente tren"ımiz. "her caddede tram- vay"ımız, "hersemtemetroT> muz olsun... oekinci / cumhuriyet.com.tr KİM KtME DUM DUMA BEHIÇAK behte3kiyahoo.com.tr _J ÇİZGtLİK KÂMtL MASARACI kamilmasaraciı mynet.com H A R B İ SEMİH POROY A, o o A semihporoy(o yahoo.com &U9A. HAYAT EPİK TİYATROSU MI STAFA BÎLGH hayatepik ; mynet.com KADINLAR CtNSELLDCTEN ERKEN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIK\.\ 9Ekim tcww.munUaz-arikan.com Uçagın özeflı/Ueri: Kanaf- açrktığı - /<^ m. Uzun/uğu : C,S m Ağırlığı: Z36 kg. Mohoru ••ZO beygir aüçtü 4- SilindiHı..Şûçtu /LK UÇAN MOTORLU UÇAK ~E0LE~Mİ? 1QSO'OA BU6ÜN, CLEMENr A&EfZ AOLI FRANSIZ HAYAClSININ yAPMIf OLDUĞU "EOtE' AOU UÇAK SO MSTTSE KADAK UÇMttfTU. /'l-K fAJSAAJ TAÇfYAN VE 8UHAG MOroGUyLA ÇAC/&4/V SlR PEIBI/HA/ES/ OLAAJ £OLEt <SÖRJÜNÛÇÜYL£ rARASAYI AfJfMSATlMAfCTAYOI. ARMArNVILUEIZ-S ' , YE-R.D&N 2C SO M£T~ &£ MBSAFEYİ HAISA&A 8İR. BU UÇUŞ, Ç>£ CreCEfi^ IÇ.İN SİZU 8İR Ol-MASl ÇEKAAEMEK PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Bir de Kendimize Bakmak Müzakerelerin başlamasıyla birlikte bir yandan Tür- kiye'nin Avrupa üyeliğine eskiden beri sıcak bakma- yan çevreler, öbür yandan da kendisini mutlaka "bir şeyler yapmak" zorunda gören muhalefet hükümete karşı "ucu açık" bir kampanya başlattılar. Hiç kuşku yok ki söz konusu çevrelerin ve muhalefetin AB çer- çeve belgesi, ek protokol ve müzakere koşullanna iliş- kin haklı olduklan noktalar var. Ama ben yine de son günlerde tanık olduğumuz "karşı duruş"\akı sertliğin aşırı dozunu yadırgıyorum. AB karşıtlan ve muhalefet partileri Türkiye'yi değerlendirirken bizim "sorunlu" bir ülke olduğumuz gerçeğini gözden kaçınyortar, do- layısıyla da gerek AB üyesi devletlerin, gerekse AB toplumlarının Türkiye'nin AB'ye tam üye olma olası- lığı karşısında duyduklan tedirginliği, korkuyu anla- makta zorianıyorlar. Türkiye, toplumunun eğitim düzeyi çok düşük bir ülke, bireylerinin okulluluk ortalaması 4 yılın altında ve bu durum ülkedeki siyasal, ekonomik, kültürel ve top- lumsal hayatın tüm alanlanna olumsuz yansıyor. Ül- kemiz son on beş yılda etnik teröre 40 bine yakın ölü verdi ve dağlarında hâlâ çeteler kol geziyor. Kendile- rine "Islamcı" adını veren teröristlerin kurbanlannın toplu mezaıiannın da, onlar tarafından Sıvas'ta yakı- lan 38 canın da görüntüleri hâlâ belleklerimizde. Tür- kiye aynı zamanda en çok cinayetin işlendiğı, trafık- te de en çok ölümlü kazanın olduğu bir ülke olarak başı çekiyor... Türkiye'de günlük gazetelerin tiraj toplamı 4.5 mil- yon, Almanya'da ise yalnızca Bild gazetesi her gün 5 milyondan fazla satıyor. Ülkemiz ne yazık ki işsizlik is- tatistiklerinde de en son sırayı alıyor, bunun yanında da Avrupa'da sanayide 8 saatlik iş gününde saat olan verimlilik 6 saatin üzerindeyken Türkiye'de bu 3 sa- atin altında. Türkiye ayrıca sendikal örgütlülük ve si- vil toplum örgütlenmeleri açısından da Avrupa'da son sırayı alıyor. Seçim sistemindeki yüzde 1O'luk baraj nedeniyle verilen oyların yüzde 40'ından fazlası boşa gidiyor, bu nedenle oy kullanmış seçmenlerin yüzde 4O'ı parlamentodatemsil edilemiyor. Daha birkaç gün önce 12 Eylül Askeri Darbesi'nin ikinci adamı olan Or- general Nurettin Ersin görkemli bir törenle toprağa verildi. Başta Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olmak üzere tüm devlet protokolü ona kabris- tana kadar eşlik etti. Türkiye, Avrupa'da darbecileri- ne devlet töreni düzenleyen tek ülke, bu durum bile tek başına parlamenter demokrasiyi ne ölçüde özüm- sediğimizi, içselleştirdiğımizi ortaya koyuyor. Türkiye, nüfusunun büyüklüğü açısından da birçok Avrupa toplumunun gözünü korkutuyor. Aşağıda say- dığım ülke adlannın yanında, parantez içinde verilen sayılann ilki o ülkenin milyon olarak nüfusunu, ikinci- si ise 732 sandalyeli Avrupa Pariamentosu'nda kaç milletvekili ile temsil edildiğini gösteriyor: Macaristan (10.0/24), Portekiz (9.9/24), Isveç (8.9/19), Avusturya (8.1/18), Slovakya (5.4/14), Dani- marka(5.3/14), Finlandiya(5.2/14), Utvanya(3.7/13), Irlanda (3.7/13), Letonya (2.4/9), Slovenya (2.0/7), Es- tonya (1.4/6), Güney Kıbns 0.8/6), Malta (0.4/5), Lük- semburg (0.4/6). Görüldüğü gibi Avrupa Birliği üyesi bu 15 ülkenin nüfus toplamı (67.0) Türkiye'nin bu- günkü nüfusunun (70.0) altında. Avrupa Birliği'nin en kalabalık nüfusuna sahip ülkesi Almanya (82.1), onu Ingiltere (59.4), Fransa (59.1), Italya (57.7), Ispanya (39.4), Polonya (38.6), Hollanda (15.8), Yunanistan (10.6), Çek Cumhuriyeti (10.3) ve Belçika (10.2) izli- yor. Avrupa Pariamentosu'nda Almanya 99, Ingiltere, Fransa ve Italya 78'er milletvekili ile temsil ediliyor. Is- panya ve Polonya'nın 54'er milletvekili bulunuyor. AB-Türkiye müzakereleri 10 mu, 12 mi, yoksa 15 yıl mı sürer, bunu bilemiyoruz. Fakat müzakereler so- na erdiğinde, -bugünkü artış hızıyla-, Türkiye'nin nü- fus açısından, nüfusu gerileme eğilimi gösteren Al- manya'yı yakalayacağına, hatta geçeceğine kesin gözle bakılıyor. Dolayısıyla AB üyeliği gerçekleştiğin- de Türkiye, nüfus büyüklüğü açısından birliğin Al- manya ile birlikte en kalabalık nüfusa sahip iki ülke- sinden biri olurken, bu doğal olarak Avrupa Pariamen- tosu'nda temsil edileceği milletvekili sayısına da yan- sıyacak. Bu olasılık yukanda çizmeye çalıştığım tab- lo ile karşılaştınlınca Avrupalılann tedirginliğini, korku- sunu anlamak da kolaylaşıyor. Rüzgâr olup eserken bir de dönüp kendimize bakmakta, ama dikkatli bak- makta yarar yok mu? (e-posta: dkavukcuoglu ' superonline.com) B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDANSAĞA: 1/ Çelimsiz ve biçimsiz kimse. 2/ Ar- goda çok ça- 3 lışan öğrenci- ye verilen ad... Müzikte 5 üç ya da daha çok sesin bir arada tınla- ması. 3/ Bir ilimiz... îra- desizlikten ileri gelen sürekli cansızlık. 4/Hay\r an- lara vurulan dam- ga... Takımada. 5/ Çöl bölgelerinin ya- nı başında yer alan, 5 çalı ve kurakçıl 6 ağaççıklann oluştur- duğu bitki toplulu- 8 ğu. 6/ Otel. tiyatro 9 gibi yerlerde girişe yakın geniş yer... Ateş. 7/Bir pamuk cinsi... Iskambilde koz. 8/Adalet... Jüpi- ter gezegenine verilen bir başka ad. 9/Japonlann ulusal dini Şintoizm'in en büyük tannçası. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/Antalya yöresine özgü, pirinçli domates yeme- ği... Soyundan gelinen kimse. 2/ Bir düşünceye gönülden bağlı bulunma... Küçük ağıl. 3/Bir şe- yin yapılmasını yasaklama... AJkdeniz Bölgesi'n- de bir akarsu. 4/ Berkelyum elementinin simge- si... Rütbeyi göstermek için omuza takılan parça. 5/ "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı' Bir dakika — yerinde durakladı" (F. N. Çamlıbel). 6/ Yemişınden rurşu yapılan gebreotunun bir baş- ka adı... Tümör. 7/Bilecen... Kırkpınar güreşleri- ni düzenlemeyi üstlenen kişiye verilen ad. 8/Giy- si yapılan bir tür pamuklu kumaş... Nilüfer cin- sinden birçok bitkiye verilen genel ad. 9/Nazile- rin politikasında Germen ırkından kimselere ya- kıştınlan ad... Temiz, berrak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle