Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 EKİM 2005 CUMARTESİ
8
Istanbul
HABERLERIN DEVAMI
TURKİYE
Y 16 Sınop
Edirne PB 19 Samsun
Y 17 Adarta A 28
Y 16 Mersin B 27
Kocaelı Y 17 Trabzon
Çanakkale PB 20 Gıresün
Izmır İ ~ 2 0 Ankara
Manisa
Y 18 Diyartakır B 26
_Y 16 Şanhurfa B 27
PB 16 Mardin B 24
B 21 Eskişehir Y 16 Siirt
Aydın B 25 Konya PB 20 Hakkâri
B 22 |
PB 15
Denizli B 24 Sıvas PB 18 Van PB 13
Zonguldak Y 14 Antalya A 27 Kars Y
Yurdun kuzey kesım-
len parçalı bulutlu, Mar-
maranın doğusu, Kara-
denız ve Doğu Anado-
lu'nun kuzeyı ıle Eskışe-
hır, Çankın ve Stvas çev-
relerı yağışlı geçecek Ya-
ğışlar Karadenız bolgesı-
nın ıç kesımten ıle Doğu
Anadolu'nun kuzeyınde
karla kanşık yağmur. dı-
ger yerterde yağmur şek-
lınde olacak Hava sıcak-
lığı bıraz azalacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Parıs
Bonn
Y
PB
PB
Y
Y
PB
Y
B
10
6
10
18
20
20
20
21
Münih B 194 Zürih
Beriın
Budapeşte
Madnd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
PB
1b
18
17
18
22
20
22
24
PB 21 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
B
PB
PB
PB
PB
Y
PB
u
27
8
21
21
18
14
27
PB 28
lı bulutlu ^ Çok bulutlu ı Yagmuriu Sulukar . Gok gurultutu
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
başka, dışarıda başka konuşarak siyaset yapma sa-
natına darbe vurduğundan hareket ederek mi böyie
bir yola, yönteme başvurdu?
Anımsayalım; Yunanistan'la dostluğumuzun gide-
rek güçlendiğini öne süren söylemlerin çoğaldığı
günlerde Atina; Ege sorununun banşçıl yollardan çö-
zümlenmesini arzuladığını söylüyor. Mademki, diye
başlayan bir soruyla konuya giriyor "Sorunu banş-
çıl olanaklaria çözecek isek karasulanmızı 12mileçı-
karmamızı Türkiye neden (casus belli) savaş nedeni
sayıyor?"
Bu soaı hükümeti dalgalandınyor; hatta basına
hükümetin hazırladığı MGSB'de 12 milin savaş ne-
deni sayılmayacağına değinen bir madde eklendiği
haberleri yansıyor. Hükümet "gizliliği" gözetmeden
yazılan bu haberi yalanlamadığı gibi "stzdıranı bul~
magörevinin istihbarat birimlerine" verildiğine ilişkin
bir açıklama da yapmıyor.
Üstelik hükümetin -AB'nin askerlerin siyaset üze-
rindeki etkinliğini kaldıımaya yönelik dayatmalanna
uymak amacıyla- içgüvenlik tehditleriyle mücadele
eden devlet kurumlan arasında TSK'yi saymamak gi-
bi bir eğilim de medyaya yansıyor veya yansrtılıyor.
Hükümetteki bu iki eğilim geniş tartışmalara ne-
den oluyor.
• • •
MGK toplantısında görüşülmeden önce yayimla-
nan bilgilerin aksi, değişik, MGSB'nin son şekli ana
hatlarıyla basına "sızıyor": Casus belli kalıyor, asker
iç güvenlikten sorurnlu tutuluyor.
MGSB'nin son şekli MGK'nin son toplantısında
kabul ediliyor ve böylece:
"Izahata muhtaç" bir durum kimi sorularla ortaya
çıkıyor Dışişleri Bakanı (Başbakan Vekili) Abdullah
Gül, -Dışişleri Sözcüsü aracılığıyla- MGSB i!e ilgili
son dönemde çıkan haberleri "maksatlı sızdırmala-
nn ürünü" diye niteliyor ama; bu niteleme "söz ko-
nusu bilgilerin nasıl ve hangiyöntemlerte sorvmsuz-
ca stzdınldığının tespiti ve sonımlulannı bulmak için"
devletin istihbarat birimlerine (MlTe) görev verme-
sinde gizlenen nedenleri açıklamıyor.
Hükümet bu açıklamayla ne yapmak istiyor? ör-
neğin 12 mille ilgili (casus belli) haberlerin "yalan yan-
lış bilgiler" olduğunu açıklayarak Yunanistan'ı ürküt-
memeyi, uyutmayı mı yeğliyor?
TSK'nin iç güvenliğin sağlanmasındaki konumu-
nu saptayan ifadeyi, askerlerin ülke sorunlarından
soyutlanmasını sürekli dayatan AB'den çekindiği,
MGSB'nin basında açıklanmasından sonra Brük-
sel'den gelecek eleştirileri göğüslemek için mi yalan-
lıyor?
Yoksa; hükümet 12 mil ve iç güvenlik konulannda
"askerin dayatmasına" boyun eğdiğini öne süren
savlardan kendi kamuoyunun etkilenmesinden mi
çekiniyor?
• • •
Oysa, hükümeti yalanlama telaşına iten 12 mil ve
TSK konulu bilgiler ülkenin ulusal gereksinimleriyle
örtüşüyor. 12 mili savaş nedeni saymak, Atina'nın
uluslararası ortamı uygun bulduğu ilkfırsatta Ege'de
karasulannı 12 mile çıkarma olasılığını zayıflatıyor.
Asker konusuna gelince; MGSB'nin son şekli
PKK terörünün yeniden başlamasından sonra AB'yi
de öne koyarak askerden sıynlmak amacında olan
bu hükümetin iç güvenliğin ancak TSK aracılığıyla
sağlanabileceği bilincine eriştiğini gösteriyor.
Hükümet gerçekleri saklayayım, dış dünyayı uyu-
tayım derken bu iki konuda duyarlı olan iç kamu-
oyuyla ters düştüğünün ayırdında mı acaba?
Danimarka'da 4 gözaltı
I KOPENHAG (Cumhuriyet)- Danimarka'da
önceki giin terör eylemi hazırhğında olduk-
lan gerekçesiyle dört genç gözaltına alındı.
Başkent Kopenhag ve çevTesinde üç ayn ad-
reste gözaltına alınan gençlerin evlerinde ya-
pılan aramalarda patlayıcı maddeler, bilgisa-
yar CD'si ve DVD'ler ele geçirildi. Gözaltına
alınan kişilerin Danimarka'da ikamet ettikle-
ri ve hepsinin de Ortadoğu kökenli olduklan
açıklandı, ancak ülkeleri belirtilmedi. Genç-
lerin kısa önce Saraybosna'da gözaltına alı-
nan ve birinin Türk olduğu açıkJananan iki
kişi ile bağlantılan olduğu belirtiliyor.
Teröriste korıuııa
Istanbul'daki bombalı eylemlerin sorumlulanndan Sakra'nın, Alman istihbarat
servisi BND'dekibazıkesimlerin araya girmesiyle takiptenkurtulduğu ileri sürüldü
OSMAN ÇUTSAY
ALİYILDIRIM
FRANKFURT / BERLtN -
Alman Birinci Televizyonu
ARD'de yayunlanan haftalık bir
haber programında, halen Türki-
ye'de tutuklu bulunan Luai Sak-
ra'nın, 2001 yılı sonunda izle-
meye alındığı, ancak Alman is-
tihbarat servisi BND tarafindan
korunarak ülke dışına çıkması-
nın sağlandığı ileri sürüldü.
"Panorama" adlı programdaki
haberde, Federal Suç Dairesi (B-
KA) tarafindan izlenen terörist
Sakra'nın, istihbarat servisi B-
ND'nin "bazı kesimlerinin"
araya girmesiyle takipten kur-
tulduğu ve Suriye'ye kaçmayı
başardığı belirtildi. Sakra'ya ve-
rilen desteğin de Türkiye'deki
bombalı saldınlarnedeniyle on-
larca insanın ölümüne yol açtı-
ğı kaydedildi.
El Kaide'nin önde gelen isim-
lerinden Sakra'nın Almanya'da
kaldığmı saptayan BKA, bir iç
yazışmada, teröristin 2001 yılı
sonunda bir anda kayıplara ka-
nşmasında BND'nin parmağı
olduğu kuşkusunu dile getirdi.
Polis tarafindan izlenen Luaı
Sakra'nın Suriye'ye gittiği ve bu
olanağın kendisine BND tara-
findan sağlandığı vurgulandı.
Sakra" nın Suriye gizli servisi
için de çalıştığı ve El Kaide li-
derleri hakkında aynntılı bilgi-
ler verdiği, bu gerekçelerle de
BND' nin muhbiri olarak Alman
güvenlik soruşturmasına takıl-
maması sağlandı.
Ancak Sakra, Almanya'dan
çıktıktan sonra, Türkiye başta
olmak üzere faaliyetlerini sür-
dürdü. Istanbul'daki bombalı
saldınlarla Irak'taki infaz ey-
lemlerinde bizzat görev aldı.
Bu arada, Alman istihbarat
servisi yetkilileri, Sakra'nın hiç-
bir zaman Almanya'da olmadı-
ğuu savunarak kendisine de kaç-
ması ıçinde herhangi bir yar-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Londra'da Türk gençleriyle sohbet etti. (Fotoğraf: AA)
Yurtdışında türbanşikâyeti
Dış Haberler Servisi - Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, Malatya'da çocuk yuvasında uy-
gulanan şiddetin sorumlusu olarak medyayı gös-
terdi. Türbana ilişkin değerlendirmelerde de bu-
lunan Erdoğan, türbanın kamuda giyilmesine
ilişkin mesajlar verdi.
Londra da AB zirvesine katıldıktan sonra
London Shools of Economics'te "Kültürel Çe-
şitlilikte Kadının Insan Hakları" konulu kon-
feransta da katıhmcılann sorulannı yanıtlayan
Erdoğan, Malatya çocuk yuvasında yaşanan şid-
det olayının sorulması üzerine, "medyayı" suç-
layarak Devlet Bakanı Nimet Çubukçu yu sa-
vundu. Erdoğan, "Basının burada görevini
yapması lazım. Basın çok farklı şeylere yer
veriyor ama vermesi gerekeni vermediği gi-
bi bir de hakaret üstüne hakaret yağdmyor.
Yine kadından, aileden sorumlu bir hanım
bakana bunu yapıyor. tnamyorum ki bir de-
moralize durumu var. Bunu yapan nedir?
Medyadır. Medya burada yargısız infaz yapı-
yor. Benim bakanım kendi döneminin fatu-
rasını değil, geçmişin faturalannı mı ödeye-
cek? Nimet Hanım, Türkiye'ye döndüğü za-
man bu iş düzelecek mi? Düzelecekse tabii ki
gitmesi gerekiyor. Böyle bir şey söz konusu
değil ki" diyerek konuşmasını sürdürdü.
İngiltere, ağırlıkh olarak Hıristiyan ülke olrna-
sına karşuı kamu kurumlannda başörtülü insan-
lann çalışabildiğini, ancak çoğunluğu Müslü-
man olanTürkiye 'de kamu kurumlannda başör-
tülü çalışılamadığını anlatan Erdoğan, başörtü-
sünün insan halckı olduğunu söyledi. Türban ko-
nusunda toplumsal mutabakata önem verdikle-
rini söyleyen Erdoğan, "Bu konuda toplumsal
mutabakat Türkiye'de vardır. Mutabakat
yüzde 100 değildir ama yüzde itibanyla, da-
ha önce birçok kurumun yaptığı araştırma-
lar bu, yüzde 70-80'lerde. Bu konuda muta-
bakat vardır. Kurumlar arasında mutabakat
var mı derseniz, parlamento içi siyasi parri-
lerde henüz bir mutabakat oluşmamıştır.
Parlamento içinde bu mutabakat oluştuğu
anda parlamentoda bu işi çözeriz" dedı.
dımda bulunulmadığım bildir-
di.
Arkadaşı Tbomas Berndt ile
birlikte haberi hazırlayan ve
önümüzdeki günlerde bu habe-
rin devamı niteliğindeki araştır-
malannın sonuçlannı da duyu-
racaklarını kaydeden gazeteci
Ahmet Şenyurt, Sakra olayının
ardında yanıtlanmamış birçok
sorunun bulunduğunu doğrula-
dı. Şenyurt, Istanbul'da hayatını
kaybeden insanlann, Alman-
ya'daki bu düzensizlikler olma-
saydı belki de kurtanlabileceği-
ni belirterek "Bu baber ashn-
da Türkiye için önemlidir, Al-
manya için o kadar da önemli
değildir" diye konuştu.
Cumhuriyet'in sorulannı
yanıtlayan Ahmet Şenyurt,
Alman istihbaratmın yasadı-
şı bir eylemde bulunduğunu
ve yasalan ihlal ettiğini be-
lirtti. Avrupa'nın en büyük
ülkesinde birtakım hukuk-
suzluklarla Sakra gibi bir te-
rör zanlısının korunduğunu
söyleyen Şenyurt, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Sakra olayında bence i-
ki konu çok önemli. Birin-
cisi, çok açık bir biçimde,
gizli servisler teröristleri,
terörist yapılara sızmak
için kullanıyor. tkincisi ise
şu: Elbette bu, gizli servis-
lerin görev alanına giriyor.
Ama onlar da yasalarla
bağlıdır. Yasalara uymak
zorundadırlar.Yani, Sakra,
eğer 2001'de Almanya'da
rutuklansaydı, bu tstan-
bul'daki saldırılar muhte-
melen meydana gelmeye-
cekti. Bu da benim için en
önemli haberdir. tnsanlann
bayatı kurtarılabilirdi. Bir
başka örnek de Londra'dır.
Orada da eyiemcilerin li-
derlerinden biri gizli servis
tarafindan aylarca izlendi.
Ama buna rağmen bu sal-
dırılar Londra'da gerçek-
leştirilebildi. Ayrıca, Sakra
Türkiye'de iki kez gözaltına
alındı. Neden serbest bıra-
kıldı? Türkiye'den çıkıp
Halep'e gittiğini ve sonra
tekrar Türkiye'ye giriş yap-
tığını biliyoruz. Sahte bel-
gelerle elbette, bu açık..."
Sakra'nın çok fazla bilgi
yüklü olabileceğini kabul e-
denTürk-Abnan gazeteci, şe-
riatçı terör zanlısımn Alman-
ya'daki tüm hayatını incele-
mek istediklerini ve bunu da
kısmen gerçekleştirdiklerinı
söyledi.
59. Cumhuriyet Hüicümetirıin BaşbakanınaAçık Mektup
• Baştarafı 1. Sayfada
"Psikolojik donanımı olmayan tip-
lerin bu olaya yol açtığı anlaşıhyor.
Geçmişten bugüne gelen bir yanlış.
Buralara istediğimiz gibi eleman al-
ma şansunız yok."
Bu sözlerinizde doğrular var. An-
cak yanhşlar doğrulan götürüyor.
Çocuk yurtlannda asli sürekli gö-
rev, çocuk bakımı ve eğitimi. Bu gö-
revlerin de psikolojik donanımı olan
insanlar arasından seçilerek alman
kamu görevlilerince yerine getiril-
mesi gerekiyor.
Bu çok doğru.
Ancak "Buralara istediğimiz gi-
bi eleman alma şansunız yok" de-
mek, inandıncı olmuyor. Doğruyu
da alıp götürüyor.
Neden istediğiniz gibi eleman al-
ma şansınız yok? Göreve geldiği-
niz üç buçuk yıldan beri kurumla-
nn hizmetlerinin donammh perso-
nel tarafindan yürütülmesini sağla-
yacak düzenleme yapmanız olanak-
sız mıydı? Yıllann birikimini belki
tamamen yok edemezdiniz ama hiç
değilse umut yaratan adımlan ata-
bilirdiniz. Bu üç buçuk yıl, ağır
eleştirilerinize muhatap olan sizden
önceki birçok hükümetin toplam ik-
tidar süresinden bile fazla. Onun
için bir yurt müdürünün söyleyebi-
leceği bir sözü, bir Başbakan' m, he-
le hele Meclis'te 357 millervekili
olan bir hükümetin başkamnın söy-
leme hakkı yoktur.
Kaldı ki TBMM'de "Çocuk yurt-
lannda ve yuvalannda çahştınlmak
üzere çocuk eğitimi, çocuk psikolo-
jisi, çocuk bakmıı konulannda eği-
tim görmüş elemanlann istihdam
edileceği kadro talebine" kim karşı
çıkabilirdi ki? Yeter ki kadrolann
kariyer ve liyakat ilkelerine uygun
olarak kullamlacağından emin
olunsun. Bunun için anayasayı de-
ğiştirecek çoğunluğu bile bulurdu-
nuz.
Buna çıksa çıksa IMF karşı çıkar.
Çünkü sosyal nitelikli bir harcama
söz konusu olduğunda "belki yol
olur" endişesi ile onlann tüyleri di-
ken diken olur.
Sayın Başbakan,
Kamu hizmetlerinde işin gerektir-
diği donanımlı elemanlan ahna şan-
sını aslında bu kurumlara "istediği
gibi eleman doldurmak isteyenler"
engelliyor. Asli görevlerin gerektir-
diği nitelikte eleman alınması bun-
lann işlerine gelmiyor. O zaman bu
kadrolara teşkilattan, akraba ve ta-
allukahndan eğitimsiz insanlan dol-
durma şanslan kalmıyor.
Onun için asli ve sürekli kamu
görevleri, kurallann arkasmdan do-
lanılarak taşeronlaştmlıyor. Olaylar
da bunun bir sonucu ve daha başlan-
gıcı.
Kamu hizmetlerinde taşeronlaş-
tırma işlemi birkaç adımda gerçek-
leştiriliyor. Önce kamu kurumlan-
mn, örneğin temizlik gibi, bazı hiz-
metleri özelleştiriliyor. Bu iş için
belirlenen eleman sayısı başlangıç-
ta gereği kadar tutularak hizmetin
bu yolla daha ucuz yapıldığı söyle-
niyor. Ancak daha sonra bu işi ya-
pan şirkete suursız bir şekilde ele-
man aldınlarak, bu elemanlar ku-
rumlarda çalıştınlıyor. Örneğin Ma-
latya Çocuk Bakımevi. Temizlik
hizmetleri bir şirkete veriliyor. Son-
ra bu şirkete aldınlan, ücretleri ku-
nıma fatura edilen hizmetliler, ku-
rumun asli ve sürekli işlerinde ça-
lıştınlmaya başlanıyor.
Asli kamu görevlerinin kamu gö-
revlisi olmayan şirket elemanlanna
gördürülmesi suçtur. Kamuya, yasa
ve kurallara aykın eleman alınma-
sıdır. Başbakanlığın bu konudaki
genelgelerini de hiçe saymaktrr. Gö-
revin suiistimahdir.
Saym Başbakan,
Yazılanlann amacının polemik
yaratmak olmadığını anlamış ohna-
nız gerekir. Amacımız Türkiye'nin
en önemli sorununa; kamu kurum-
lannda asli ve sürekli görevleri ya-
pan kamu görevlilerinin işten çıka-
nlıp, o görevlerin temizlik şirketle-
ri üzerinden alınan elemanla yapıl-
masına dikkat çekmek. Bu uygula-
manın sonuçlan çok daha ağır ola-
cak. Sorun çocuk yurtlan ile sınırlı
değil. Tüm devlete yayılmış. Soru-
na ciddiyetle eğilmek gerekiyor.
Ancak bu konularda sağlıklı ka-
rarlar vermek için bazı bilgilere ge-
reksiniminiz var. Öncelikle bakan-
lannızdan şu bilgilen bir isteyin.
1. Hangi kamu kurumlannda han-
gi hizmetler taşeronlar aracılığı ile
yapılıyor?
2. Bu hizmetler ilk özelleştirildi-
ğinde bu şirketlerde kaç kişi istih-
dam ediliyordu, halen kaç kişi istih-
dam ediliyor? Ücretleri kurumlara
fatura edilen bu kişiler hangi işleri
yapıyor?
3. Bu şirketlerde istihdam edildi-
ği halde kurumlann asli ve sürekli
işlemlerinde çalıştınlanlar var mı?
Bu hizmetleri alan kurumlarda kaç
kişinin işi^e son verildi?
4. Özelleştirilen hizmetler için
ihale aşamasında ödenen bedel ve
son ödenen bedel ne kadar?
Sayın Başbakan;
Malatya olayında, sorumlu Ba-
kan'ın sergilediği tutumun kabine-
nize karşı büyük bir güven erozyo-
nu yarattığını da bilgilerinize sun-
mak isterim.
Sayın Bakan'ın katıldığı "Lond-
ra Buluşması" daha sonra, tutanak-
lar okunduğunda da bilgi edinilebi-
lecek, her yıl onlarcası yapılan top-
lantılardan biri. Ülke adına yapılan
bir görevin olduğunu, Bakan olmaz-
sa aksayacağını da sanmıyorum. Ya-
pılacak bir konuşmayı da başka bir
görevli, Bakan adına, yapabilirdi.
Bu durumda Bakan'ın Türkiye'yi
sarsan olaylar sırasında telefon ba-
şmda beklemek yerine derhal göre-
vine dönmesi gerekmez miydi?
Asıl kabul edilemeyen ise Ba-
kan'ın, gelip gelmeme konusunda,
Başbakanı'ndan izin istemesi. Oy-
sa bakanlar, Başbakan' m memurla-
n değildir. Görev inisiyatifini ken-
dileri kullanu-. Her adımını Baş-
bakan'a soran, inisiyatif kul-
lanamayan bakanlar ile ülke yönet-
mek çok zor olsa gerek.
Saygüanmla.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
ki dayak, şiddet, kötü davranışın açtığı yaranın birto-
kat şiddetinde gelip geçmemesini diliyoruz. Her şe-
yi bir yana bırakalım, SHÇEK'in en tepesine baka-
lım...
Genel Müdür Ismail Banş bu görevi vekâleten yü-
rütüyor. Barış, AKP iktidan döneminde genel müdür
vekilliğineatanan dördüncü kişi. Yani AKP, 3 yıllık za-
man diliminde 3 kez kendi atadığı kişiyi kendisi gö-
revden almış. SHÇEK'in yönetmeliğinde kurumun
tepesine gelecek kişinin ve yardımcılarının sosyal
hizmetler eğitimi almış olması öngörülüyor. Banş'ın
böyle bir eğitimi yok. Daha önceki görevi AKP çizgi-
sinin Gölcük Belediye Başkanlığı. 1999 depreminde-
ki derin değertendirmeleri ile tanınıyor. Ismail Banş
doğduğunda annesi-babası kendisine şu adi ver-
miş:
Mustafa Kemal.
Arkadaşımız bu adı değiştirme gereği duyuyor ve
Ismail yapıyor!
Arkadaşımız Deniz Som bu olayı yazdı. Herhan-
gi bir yalanlama gelmedi. CHP Millervekili Güldal
Okuducu'nun soru önergesine Bakan'ın verdiği ya-
nıtla da doğrulandı.
• • •
Ankara'dan Malatya'ya gelirsek... SHÇEK Malat-
ya ll Müdürü Yakup Güler'in bu göreve atanma bi-
çimiyle ilgili de bir dizi kulis bilgisi var. Ankara'daki
yöneticilerinin yukarıda aktardığımız gibi atandığı bir
kurumun Malatya şubesiyle ilgili hangi haber yayılır-
sa ilk tepki şu olur.
- Ee doğrudur, bunu da yapmışlardır!
SHÇEK'in öteki illerdeki eski yöneticileri de Ma-
latya olayının yerel olmadığını, pek çok yerde ben-
zerlerinin yaşandığını söylüyortar.
SHÇEK'ten sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubuk-
çu'nun bu bakanlığa atanması dönemindeki bir ku-
lis bilgisini de aktaralım... Çubukçu'nun bakan olma-
sı gerektiği AKP iç kamuoyunda kabul gören bir gö-
rüştü. Şöyle deniyordu:
- Çubukçu'nun bakan olması iyi olur.
- Ne bakanı olsun?
- Vallahi Adalet Bakanı olabilir... Ya da başka bir
bakanlık. Ne olursa...
Işte "ne olursa"dan SHÇEK'ten de sorumlu Dev-
let Bakanhğı çıktı!
• • •
Malatya, SHÇEK'le ilgili haberlerin ilki değil. Gö-
rünen o ki, sonuncusu da olmayacak. Meslek yaşa-
mım boyunca bu kurumla ilgili gelişmelere olabildi-
ğince kayrtsız kalmamaya çalıştım. Kurumun eski
genel müdürlerinden Bülent llik'le karşılaşınca ne
olup bittiğini sormadan edemem...
AKP iktidan döneminde temelde kadrolaşma man-
tığıyla yaklaşılan SHÇEK'te kimi yöneticiler kendile-
rince yeni yöntemler geliştirmeye giriştiler. Bir örne-
ği paylaşalım...
Gazı Kız Yetiştirme Yurdu'nun basına bir laborant
getiritdi. Ankadaşımız yurdu da laboratuvar gibi gör-
müş olmalı ki, bazı deneylere girişti. Bu çocuklann
ailelerini buldu, onlann yanına dönmeleri için çaba
harcadı. Düşünce ilk bakışta güzel ama arkadaşımız
çocuklann neden bu yuvaya geldiğini birazcık araş-
tırsa belki bu yolu seçerken biraz daha düşünecek-
ti. Zira, çocuklann yüzde 9O'ı aile içi sorunlar nede-
niyle yurda sığınmıştı.
Laborant yöneticimiz o çocukları ailelerine verdi.
Bir süre sonra ne durumda olduklan araştınldı. Şu so-
nuç çıktı: Çoğu ailesini terk etmiş. Yurda da dönme-
miş. Nerede olduğu bilinmiyor!
Yaptığım her şey doğrudur mantığıyla hareket e-
den bir iktidann elinde, sosyal devlet kavramını yok
etmenin sonuçlannı yaşıyoruz.
ankcum v; cumhuriyet.com.tr
Bağımsız medya
bildirgesi
tstanbul Haber Servisi - TGC-KAS Yerel Med-
ya DeğerlendirmeToplantısf nda, Atatürk'ün
hedef gösterdiği çağdaşlaşmanın ilkelerini ve
kurumlannı korumak için toplum katmanlannın
ve sivil toplum kuruluşlannın sorumluluk bilin-
cinde ve duyarlıhk içinde olmasmın önemine
dikkat çekildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
(TGC) ile Konrad Adenauer Stifung'un (KAS)
Yerel Medya Projesi kapsamındaki "Yıl Sonu
DeğerlendirmeToplantıları'nın 5'incisi îstan-
bul'da gerçekleştırildı. TGC ve KAS Yerel
Medya Projesi 5'inci YU Sonu Değerlendirme
Toplantısı Sonuç Bildirgesi yayımlandı.
Türkiye'nın çeşitli illerinde kurulu 33 Gazeteci-
ler Cemiyeti'nin başkan ve yöneticileriyle, Ba-
sın Ilan Kurumu Genel Müdürü Ertan Cillov ve
tÜ lletişim Fakültesi Dekanı Suat Gezgin'in ka-
tıldığı toplantıda, görüş birliğine vanlan bildir-
gede, basının güçlü ve özgür olabilmesi için edi-
toryal bağmısızlığın şart olduğu vurgulandı. Ya-
yımlanan sonuç bildirgesinde, özetle şu konula-
ra dikkat çekildi:
- Özgür bir Türkiye yaratılmasımn önkoşulunun
bağımsız ve demokratik bir medyamn olması
gerektiğine dikkat çekildi.
- Bütün medya kuruluşlanna asgari düzeyde
"fikir işçisi" çahştırma zorunluluğu getirilme-
sinin zorunlu olduğuna dikkat çekildi.
- Türkiye'de sadece gazete, dergi ve ajanslarda
çalışan gazetecilere tanınan "haber kaynağını
açıklamama". "tanıldık yapmaya zorlanma-
ma" kuralının radyo ve televizyonlarda çalışan
gazetecıleri de kapsayacak biçimde genişletil-
mesinin gerekliliği vurgulandı.
- Ülkemizin hak ve özgürlükler açısından çağ-
daş ülkeler düzeyine gelebilmesi için basın öz-
gürlüğü kadar "y argı bağımsızhğı" ve "yargıç
tarafsızlığı" nin da önemli olduğu ifade edildi.
- Sektördeki işgücü fazlasımn entilebilmesi için
iletişim fakülteleri ve bu fakültelerdeki öğrengj
sayısının azaltılmasının önemi vurgulandı.