14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2005 SALI HABERLER DÜNYADABUGtN ALİ SİRMEN Avrupalılığını Van'da Kamtiamak AB ile müzakere gc»rüşmeleri başlayalı şunun şurasında, üç hafta okdu. Bu üç hafta içinde eği- timin laik niteliğini ortadan kaldıracak, basın öz- gürlüğünü kısıtlayacaK girişimler birbirini izledi. AB ile müzakere süreci başladıktan sonra, daha demokratik, daha şeffaf bir toplum olmaya yöne- leceğimizi söyleyenlerin savlarını destekleyici hiçbir ilerieme sağlanmış değil, tam tersine... Son olarak Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü, Yü- cel Aşkın'ın tutuklanması, Türkiye'yi gerdi. Yücel Aşkın'ın başında bulunduğu kurumu, çağına uy- gun laik bir eğitim kurumu olarak korumaya ça- lıştığı, bu yüzden de Van'da kök salmış irticanın hedefi haline geldiğini bilmeyen yok Türkiye'de. Bugüne değin, Aşkınlar'a yapılan baskılar bunun kanıtı. Aşkın ile dayanışma halinde olduklarını göstermek için Van'a giden rektörlere karşı yapı- lan gösterilerde kullanılan ibareler de bu olgunun kanıtlan. Yücel Aşkın'ın tutuklanmasına tepki gösterenler, onu savunrnanın Cumhuriyeti savun- mak olduğunu söylüyoriar. Karşıtlar ise bağımsız yargının hedef alındığını ileri sürüyortar. önce olaylara bakalırn. Rektörün konutu ken- disi yurtdışındayken basılıyor, zabıt tutuluyor ve hazırlık soruşturmasının gizliliği ilkesi çiğnenerek Aşkın hakkında basına asılsız iddialar sızdınlıyor. Bunlann asılsız olduğu, sonradan verilen takip- sizlik karanyla ortaya çıkıyor. Ama hukuk yara almış oluyor. Daha sonra, Yücel Aşkın rektör olmadan önce, yapılmış bir ihale yüzünden, rektör hakkında da- va açılıyor. Davayı açabilmek için, bulunan for- mül, rektörün suç işlemek için çete oluşturmakla suçlanması oluyor. A m a bu nasıl çete ise yalnız bir kişiden oluşuyor. Rektörün bizzat kendisi, ihalenin soruşturulma- sı için başvuruda bulunmuş, ama yetkililer baş- langıçta kovuşturmaya gerek görmemişler. Daha sonra da 17 Temmuz'da soruşturma açılmasına karar veriliyor, aradan ü ç ay geçiyor, savcılık he- nüz dosyayı oluşturmuş değil. Bu arada, olaya adı kanşmış olanlar, rektör ile şahsi husumeti bulunanlar bilirkişi olarak atanı- yorlar. Kendisi hakkındaki olmadık ithamları yurt- dışındayken duymuş olan Yücel Aşkın, bu olay üzerine apar topar ülkesine gelmiş, görevinin ba- şına dönmüş. Yani Yücel Aşkın'ın kaçma şüphesi yok. Deliller toplanmış, yani delillerin karartılması olasılığı yok. Yine de Yücel Aşkın tutuklanıyor. • - * • Bu tabloya bakınca, her şeyin hukuka uygun yürütüldüğünü düşünmek olanağı kalmıyor. Hu- kukçu olan YÖK Başkanı Teziç, yargıya değil, hukuka aykın olan uygulamaya karşı sesini yük- seltiyor, bütün üniversitelerin rektörieri Aşkın ile dayanışma içine giriyoriar. Şimdi burada, bazı noktaları aydınlatmak ge- rek: Her şeyden önce, bir tasarrufun hukuka uy- gunluğunu sağlayan, o tasarrufta bulunan maka- mın hangisi olduğu değil, o girişimin kanunun laf- zına ve ruhuna uygunluğudur. Başka bir deyişle mahkemelerin de hukuka aykın kararian olabilir. Suç işlemek için çete oluşturmak suçunun olu- şabilmesi için belirii bir sayı gereklidir, burada bu koşul yok. Tutuklama bir ceza değil, tedbirdir. Burada kaçma şüphesi ve delillerin karartılması olasılığı da yok. Yani çağdaş bir hukuk devletin- de, tutuklama için aranan koşullar yerine getiril- miş değil. Aynca, rektörlerin davranışlannın bağımsız yar- gıya müdahale olduğunu söyleyen AKP'nin, Baş- bakan'ı ile Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü, Istanbul 4. Idare Mahkemesi'nin Ermeni Konfe- ransı'nı yasaklayan karannı kıyasıya eleştirmişler- di. Doğrusu biz de onlann eleştirilerini haklı gör- müştük. Demek ki bir mahkemenin hukuka aykırı karannın eleştirilmesi her zaman bağımsız yargı- ya müdahale olmuyor. Aynca, bu iktidann üyesi ve Anayasa Komisyo- nu Başkanı Prof. Burhan Kuzu, dokunulmazlık- lann kâldınlması konusunda, "Arkadaşlar yargıya güvenmiyortar" diyebilmişti bir zamanlar. Eh bu durum karşısında insan tabii ki, sorar: "Bu neperhiz bu ne lahana turşusu?" Görüyorsunuz, olayın iler tutar tarafı yok. Aslın- da AKP iktidan, 2005 Türkiyesi'nin çağdaş hukuk devleti yolunun neresinde olduğunu göstermiştir Van'da.... asirmen@cumhuriyet.com.tr SARIBAŞ HÜKÜMETÎ ELEŞTÎRDÎ 'ANAVİTAN yokfarz edüiyor' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anava- tan Partisi Genel Baş- kan Yarduncısı Süley- man Sanbaş. partısının anayasa gereği tüm ya- sama faaliyetlerine ka- tılması gerekirken çalı- şacağı bir mekânının bile bulunmadığını söy- ledi. Sanbaş, "Bunun adı düpedüz görgüsüz- lüktür. ANAVATAN'ı yokfarz eden MecHsyö- netimi, arük akhnı ba- şmaatanakzorundachr'' diye konuştıı. Sanbaş, dtn düzenle- diği basın toplantısında, partilerine bir adet TBMMBaşkanvekilli- ği düştüğünü. ancak AKP ve CHP'nin öne- risiyle bunun"gasp edi- (Jjgini" öne sü$dü. Mu- halefetın sesınf kesme- ye yönelik bu tür hare- ketlerin kimseye fayda sağlamayacağını kay- deden Sanbaş, anayasa- nın 95. maddesine gö- re, her siyasi parti gru- bunun tüm yasama fa- aliyetlerine katılması gerektiğini, aksi takdir- de bu faaliyetlerin ana- yasal zeminde yapılmış olmayacağmı söyledi. Anavatan Genel Baş- kan Yarduncısı Sanbaş, AKP'nin anayasanın bütçeyle ilgili 5 mad- desinde değişiklik ön- gören teklifinin geçen hafta Anayasa Komis- yonu'nda ele alındığı- nı, ancak kendilerine herhangi bir çağn yapıl- madığını vurgularken komisyonun bu faali- yetinin anayasaya ay- kın olduğunu bildirdi. 28 Şubat'la hesaplaşma tasansı irticacı öğrencilerin öğretim elemanı olmasmı da kolaylaştınyor Irticacı öğrenciyede afANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yurtdışına yüksek lisans için gön- derilen ancak özellikle 28 Şubat sü- recinde irticai faaliyetlere kanştık- lan için ilişikleri kesilen ya da Tür- kiye'ye geri çağnlan öğrencilere af getiren yasa tasansı, TBMM Genel Kunılu'nda yann görüşülecek. Ta- san. bu öğrencilerden yüksek lisan- sını tamamlayanlann üniversitelere sınav koşulu aranmadan öğretim ele- manı olarak atanmasını öngörüyor. AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fat- sa, 28 Şubat'ın normal bir süreç ol- madığını, haksızlıklann giderilme- sinin hükümetin görevi olduğunu belirterek düzenlemeyi savundu. Fat- sa. Maliye Bakanı Kenıal Unakı- DTH'DEN AB'YE ÇAĞRI • AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, 28 Şubat'ın normal bir süreç olmadığını, haksızlıklann giderilmesinin hükümetin görevi olduğunu söyleyerek düzenlemeyi savundu. Fatsa, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a af getiren maddenin de metinden çıkanlabileceği sinyalini verdi. tana af getiren maddenin de me- tinden çıkanlabileceği sinyalini ver- di. "2. torba yasa" olarak nitelendi- rilen ve pek çok kesime af getiren Ba- zı Kamu Alacaklannın Tahsili ve Terkinı Hakkında Yasa Tasansı, ya- nn TBMM Genel Kunılu'nda görü- şülecek. Tasan, yurtdışına yüksek lisans eğitimi için gönderilen, an- cak 28 Şubat sürecinde irticai faali- yetleri nedeniyle ilişiği kesilen ya da Türkiye'ye geri çağnlan öğrencile- re af öngörüyor. Konuyla ilgili mad- deler şu değişiklikleri getiriyor: • Zonınlu hizmetkarşıhğı yurtdı- şına gönderilenlerden, eğitimin her- hangi bir aşamasında öğrencilikle ilişikleri kesilenler, öğrenim sürele- rinin bitiminde zorunlu hizmetleri- ni tamamlamak üzere görevlerine başlamayanlar, görevlerine başlayıp da yükümlü bulunduklan zonınlu hizmeti bitinneden görevlerinden aynlanlar ile göreve başladıktan son- ra zorunlu hizmetle yükümlü bulun- duklan süre içerisinde kadrolanyla ilişiği kesilenlerden haklannda borç takibi işlemi devam edenler, 3 ay içerisinde başvurmalan durumun- da, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki süreler için faiz uy- gulanmaksızın hesaplanacak tutar- larla yükümlü tutululacak. • Lisansüstü eğitim-öğretim ama- cıyla yurtdışında kalmalan gereken süre içerisinde öğrenimlerini tamam- layamamalan nedeniyle kadrolan ile ilişikleri kesilenler, eğitimin her- hangi bir aşamasında, her ne sebep- le olursa olsun Türkiye'ye çağnl- mış olanlar, lisansüstü eğitim-öğre- Sadak: Müzakere süreciKürt sorununa bağlansın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokratik Toplum Hareketi (DTH) Kurucular Kurulu, partileşme sürecini tamamlamak üzere dün bir araya geldi. Bugün de sürecek toplantıda partinin adı, amblemi, programı, tüzüğü, eşbaşkanlan ve yönetimi belirlenecek. Hazırlık Komısyonu Başkanı SeKm Sadak. AB ülkelenne seslenerek "Kürt sorunu görülmeden AB müzakere süreci ilerlememelidir'' dedi. DTH Kurucular Kurulu, dün Kocetepe Kültür Merkezinde toplandı. Bugün de sürecek toplantıda, partinin adı, amblemi, programı, tüzüğü. eşbaşkanlan ve yönetimi belirlenerek partileşme süreci tamamlanacak. "Ozgürlük ve demokrasi mücadelesi şehhJeri" için saygı duruşunda bulunulmasının ardından açılış konuşmasını yapan DTH kurucu üyesi ve kapatılan DEP'in eski mıllervekillerinden Selim Sadak, Türkiyedeki demokrasi güçleriyle bir araya gelmek için bu alandaki çalışmalan bundan sonra daha da fc> n T H K ı ı n ı r ı ı l a r yogunlaştıracaklannı, W DlHKOiruCUlar s ı y a s e t i bireylerden Kurulu, partileşme topluma yayacaklannı Sürecini belirttı. "DTH'nin tamamlamak üzere Y^>m mfayon, bir ,.. , , vandan HEP'ten dun toplandı. DEHAP'a kadar Bugün partinin adı, uzanan, onurlu, şerefli ve amblemi, programı, kararn bir anlayışın t ü z u g ü misyonudur" dıyen 6 ' Sadak şu görüşleri dile eşbaşkanlan ve g e t ı r d l : «D T H , başta yönetimi Ortadoğu olmak üzere belirlenecek. ®&v ülkelerde yaşayan Kürtlerle, ülkelerin ulusal sınuianna saygı göstererek, Kürt sorununun demokratik çözümü temelinde dayanışma içerisinde olacaktır. DTH, Türkiye'nin devlet, siyaset ve toplum yapısının demokratikleştirilnıesi ve bu çerçevede Kürt sorununun çözümü konusunda azmini ve iradesini ortaya ko>acaktır." AB'nin; toplumsal ve siyasal sorunlan diyalog ve banş kültürü içerisinde çözen, kalkınmış, olabildiğince demokratik. modern bir topluluk olduğunu belirten Sadak, Türkiye'nin AB'ye üyeliğini önemsediklerini anlattı. Sadak. şunlan söyledi: "AB'nin sağlayacağı demokratik ortam, başta Kürt sorunu olmak üzere, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi temel haklann yerleşmesiyle, tarüşma ortamı bulacakür. Bu temelde, halen ret ve inkâruı baskısı altında olan Kürtler, AB sürecine müdahil olmah ve çok ciddi destek sunmalıdır. DTH, 3 Ekim'de başlayan Tüıidye-AB müzakere sürecinde aktif olarak yer alacak, bu amaçla diplomatik çataşmalannı hızlandn^cakür. Bununla birhkte, AB çevrelerine de seslenmek istivoruz, Kürt sorunu görülmeden AB müzakere süreci ilerlememelidir.'' Cami tartişınalanyla gündeme gelen Göztepe Parkı'nda 29 £kün Cumhuriyet Bayra- mı'nda gerçekleştirilecek törenlerin provalan önceki gün yaptldL (Fotoğraf: Akşam) Göztepe'de 29 Ekim provası İstanbul Haber Servisi - Büyükşehir Bele- diye Meclisi'nin cami yapılması yönünde al- dığı karar nedeniyle tartışmalann odağı hali- ne gelen Göztepe Parkı, önceki gün 29 Ekim tören provalanna sahne oldu. Provada askeri birliklerin geçit töreni ilgiyle izlendi. Trafiğe kapatılan Bağdat Caddesi'nin Göz- tepe ve Feneryolu arasındaki bölümünde ya- pılan provalar, tam teçhizatlı askeri birlikler ve ilçedeki 39 resmi ve özel okulun öğrencileri- nin yerlerini almasıyla başladı. Provada tören komutanlığını yapan Levazım Maliye Okulu ve Egitim Merkez Komutanlığı'ndan Kurmay Albay Nad Boran ve Kadıköy Ilçe Millı Egi- tim Müdür Yardımcısı Hasan Demir, üstü açık askeri araçla geçiş yaparak, askeri birlikler ve öğrencileri selamladı. Tören provası, Gözte- pe Parkı'ndan Feneryolu'na kadar düzenle- nen yürüyüşün ardından 1. Ordu Komutanlı- ğı bandosu eşliğinde Istildal Marşı'nın okun- ması ve askeri birlikler ve öğrencilerin geçi- şiyle sona erdi. Bu arada Kadıköy Belediye Başkanı Sda- mi Oztürk ve beraberindekiler, Bağdat Cad- desi'ndedolaşarak esnafve vatandaşlara "Cum- huriyet Bayranu HaftasT etkinlikleri kapsa- mında Türk Bayrağı verdi. Göztepe Parkı 'nın imara açılmasıyla ilgili yurttaşlann tepkileri- ni dinleyen Öztürk, karardan dönülmesı için ellerinden geleni yapacaklannı kaydetti. Fatsa, yasada değişiklik için acelelerinin olmadığını söyledi 6 TMY gündemde değil 9 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, Terörle Mücadele Yasa Taslağı'nın askıya alınaca- ğı sinyalini verdi. Terörle müca- dele konusunda mevcut yasalar- da boşluk olmadığını kaydeden Fatsa, "ÎDe de TMY'ji değiştire- Bmgibibiriddiamız,biraceiemiz de yok. Şu anda gündemimizde bukonuyok"dedi. Fatsa, dün gazetecilerin soru- larını yamtladı. TMY Taslağı ile ilgili olarak w Demokratik kaza- nımlardan geri dönüş olmaya- cak" diyen Fatsa, terörle müca- dele konusunda mevcut yasalar- da boşluk olmadığını söyledi. Fatsa. "tlledeTMY'dedeğişüdik yapahm gibi bir iddiamızda ace- İemiz de yok. Şu anda acil olarak gündemimizde böyle bir konu yok" dedi. Fatsa, Adalet Bakanı Cemfl Çiçek'in de terörle müce- dele için mevcut yasalan yeterli bulduğunu bildirdi. Fatsa, Sosyal Güvenlik Yasa Tasansı'nın Plan ve Bütçe Komis- yonu'ndaki görüşmelerinin bay- ram sonrasına kaldığının anım- satılması üzerine, "IMF istKor diye yasalan taroşmayalım mı? Eğer IMF bunun için beklhorsa göriinenokidahaçok bekleyecek'' dedi. AKP'li RamazanToprak'ın Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkm'ın Ermeni kökenli olduğu yönünde- ki açıklamalannın anlmsatılma- sı üzerine Fatsa, "Ermeni köken- libir vatandaşımız, dekan da ola- bilir, rektör de olabilir. Türkiye, bunlan hazmedecek olgunluğa erişti" dedi. Fatsa, Cumhurbaşka- nı Ahmet Necdet Sezer'in üni- versite rektörlerini Cumhuriyet resepsiyonuna davet etmesiyle ilgili olarak "Daha doğal bir şey olamaz" diye konuştu. Ekproto- kolün ne zaman TBMM'ye ge- ürileceğine ilişkin soru üzerine de Fatsa, "Bukonudaacdemizdeyok mecburrvet de yok. Ama bir şe- kilde Mecfis'e gelecek" dedi. tim amacıyla yurtiçindeki başka bir üniversitede kalmalan gereken sü- re içerisinde öğrenimlerini tamam- layamamaları nedeniyle kadrolan ile ilişikleri kesilenlerden master eğitimini başanyla tamamlamış olan- lar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde Yük- seköğretim Kurulu'na (YÖK) baş- vurmalan durumunda. öncelikle da- ha önce kadrolanmn bulunduğu ku- rumlar olmak üzere YÖK'ün belir- leyeceği yükseköğretim kurumla- nndaki durumlanna uygun öğretim elemanı kadrolarından birisine sı- nav şartı aranmaksızın ve açıktan atamaya ilişkin sınırlamalara tabi tutulmaksızın atanacaklar. Yüksek li- sans eğitimini başanyla tamamlaya- mamış olanlar ise kamu kurumlan- na memur olarak atanacak. AKP'den savıınma AKP Grup Başkanvekili Fatsa, 28 Şubat'ın normal bir süreç olmadığı- nı belirterek "O süreçteyurtdışına egi- tim için gidenler bizinı insanlanmız. Eğer gerçekten bir mağdurivete uğ- ramışlarsa onu gidermek bizinı gö- revimiz. O insanlar dindar da olabi- lir, dini inançlan da olma>abilir. Her iki haldede haksızfeğm gkterimıesi için çaba sarf edeceğiz'' dedi. Fatsa, Maliye Bakanı Kemal Una- kıtana da af getiren düzenlemeyle ilgili sorular üzerine, "Şahsaözelya- salar çıkanlmn»or. Biri yaraıianj>or diye yasa çıkarmayacak nuyız? Ta- sannın bazı maddeleri çıkabilir'1 dı- yerek söz konusu maddenin metin- den çıkanlabileceği mesajını verdi. Fatsa, Unakıtan'ın davalardan bera- at ettiğini ileri sürdü. Tasannın getirdiği diğer af düzen- lemelerinden bazılan ise şöyle: • SSK ve Bağ-Kur prim borçlan ye- niden yapılandınlarak 36 taksitte tah- sil edilecek. Prim borcunu zamanın- da ödeyenlere ise indirim sağlanacak. • Aracılı ihracat işlemlerinde sah- te farura kullanan imalatçı-tedarik- çi firmalarla ilgili cezai yaptırun, aracı ihracatçı firmalara uygulan- mayacak. Bu madde, Maliye Baka- nı Kemal Unakıtan'ın da aralannda bulunduğu birçok kişiye yönelik da- valan düşürecek. • TMSF bünyesindeki bankala- nn, Fon'a devirden önce kalmış ver- gi borcu. cezalan ve faizlerinin, bu bankalardan tahsil edilmesinderr vaz- geçilecek. • Vergi borçlan nedeniyle hurda- ya aynlamayan taşıt araçlannın sa- hipleri. bu araçlan il özel idareleri- ne parasız teslim ederlerse, MTV, gecikme zammı, faizi ve vergi ceza- lan da silınecek. • Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce yönetilen taşınmazlan kiralayanlar, 1 Ocak 2004'ten önceki dönemleri- ne ilişkin kira ödemelen için gelir ver- gisi stopajı ödemeyecekler. • 1 Ocak 2004'ten önce yenilenen kadastro işlemlen nedeniyle hesapla- nan ama zamanında tahsil edilemeyen harçlann anapara asıllan, 6 ayda ve al- tı eşit taksitte ödenirse, bunlann ceza ve faizlerinden \azgeçilecek. • Körfez krizi döneminde, Irak'tan alacaklannı tahsil edemeyen firma- lara Eximbank'ın kullandırdığı kre- dilerin, ödenmeyen anapara ve faiz- leri yeniden yapılandıracak. • Petrol Yasası uyannca yapılma- sı gerektiği halde yapılmayan ve mevcut mevzuata göre ilgili bürok- ratlara trilyonluk zimmet çıkanhna- sına yol açan petrol kur farklan ala- caklan affediîecek. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Hafta sonunda iki tiyatro oyunu seyrettim. Günümüz koşullannda ti- yatroda ısrar eden insanlara ben bi- raz çılgın gözüyle bakıyorum. Tiyat- ro, pahalı bir iş. Sahnesi, salonu, oyuncusu, dekoru, duyurusuyla baş etmek kolay değil. Ahmet Levendoğlu ve Mahir Günşıray iki çılgın tiyatrocu. İki çılgın arkadaşım. İki önemli oyuncu aynı zamanda. Onlann sahneye koyup yönettikleri oyunları seyrettim. Ah- met Levendoğlu, Kanadalı yazar Morris Panych'ın "feyzem ve Ben" oyununu Ortaköy Afife Jale Tiyatro- su'nda sahneye koymuştu. Füsun Günersel'in Türkçeye çe- virdiği oyunda Mehmet Ali Kaptan- lar ve teyze rolünde Serda Konde- ler Aktuna rol alıyorlar. Yeğen, tey- zesinin yakında öleceği haberini alın- ca teyzenin evine geliyor. Oyun böy- le başlıyor. Bugün yann ölecek diye beklenen teyze bir türlü ölmüyor ve de hemen hiç konuşmuyor. Sonunda, teyze di- Mahir Günşıray ve Ahmet Levendoğlu ye gelinen yalnız kadının teyze olma- dığı ortaya çıkıyor. Yalnızlık ve ölüm teması üzerine kurulan oyun, sürprizlerie ve tek ta- raflı konuşmalarla sürüp gidiyor. Ah- med Levendoğlu, tiyatroyu sürdür- me ısrarını ve yaşadıkları zorluğu şöyle ifade ediyor: "(Oyun) Oyuncu- sundan tasanmcısma, bestecisin- den yönetim/yaptm yardtmctlanna, prova yeri safıibinden salon sahibi- ne ve yöneticisine, ilan ve basım iş- lerini üstleneninden grafikçisine dek herkesin bu büyük özverisiyle sah- nelenme olanağına kavuştu. Böyle olmasaydı kavuşamazdı... Bu ger- çe/c özellikle iki şeyi ortaya koyuyor: Ulkede tiyatro yapabilme koşullan- nın -salt parasal açıdan bakıldığında bile- artık 'çok çok zor' yerine 'ola- naksız' biçiminde dile getirilebildi- ği..." Ahmet Levendoğlu ve Tiyat- roStüdyosu'na emeği geçen herke- se sonsuz teşekkürier. Murat Uyurkulak'ın "7b/" roma- nından uyarlanan "7b/" oyununu Mahir Günşıray sahneye uyarlamıştı. Taksim Tarlabaşı Caddesi üzerinde Tiyatro Oyunevi'nde sahnelenen oyun iki oyuncu üzerine kurulu: Ma- hir Günşıray ve Güven Ince. Ünlü 6-7 Eylül sabahıyla başlayan oyun, ülkemizin son yıllarının bir tarihsel hesaplaşması içinde akıp gidiyor. Oyun "Devrim, Vaktiyle Bir Ihti- maldi ve Çok Güzel Bir Ihtimaldi" sözleri üzerine kurulmuştu. Hani, "Gerçekçi olun, imkânsızı isteyin" sözü var ya onunla bir uyum içindey- di. Mücadele, işkence, ihanet, kavga ve de devrim hayalleri... Türkiye'nin son kırk yılında bunlann hepsini bir arada yaşadık. "Tol", bu karmaşık yolculuğun hikâyesi, o ihtimalin hikâ- yesi. "7o/"u izlerken çok uzaklara git- tim. Benim için yakın tarih yeniden bir film şeridi gibi gözümün önünden aktı gitti. Diyarbakır'dan kalkan tren- le yeniden uzun bir yolculuktan son- ra Istanbul'a geldim. Hayallerimin Is- tanbul'una. Şair'le Cemal'in konuşması bir dö- neme, 15-16 Haziran 1970 günlerine gidiyor: "Cemal: Sesleri duyuyor musun? Şair: Evet duyuyorum. Ka- dıköy meydanındayız... Haziranın mutlu kuşlan cıvıldıyor etrafta. Ce- mal: Işçiler sel olmuş akıyor. Ellerin- de pankartlar, bayraklar var, avazlan çıktığı kadar bağınyorlar. Şair: Slo- ganlar birbirine kanşıyor, sağa sola sinmiş polisler... Askerler barikat kurmuş... Bekliyoruz. Birden kıya- met gibi bir cayırtı koptu, kulağımın dibinden vınlayarak bir kurşun geçti. Cemal: Askerler ateş açtı, ışçiler dört bir tarafa kaçışmaya başladı. Ortalık fena kanştı, binlerce insan ara sokaklarda dağıldı gitti." Şair, daha sonra süren çatışmayı, oradaki manzarayı şiirsel bir dille an- latmayı sürdürüyor. öykünün bir ye- rinde şunlan söylüyor şair: "Masumi- yet ülkeye ağır gelmiş." Gerçekten de 15-16 Haziran olaylarının ardın- dan gelen sıkıyönetim ve tabii onu takip eden yıl 12 Mart 1971 askeri darbesiyle 1968 masumiyetinin bu ülkeye ağır geldiği kanıtlanmış olu- yordu. "Şadi'yi mayısta astılar. Oğuz ağustosta kayboldu... Tabii ki birer kahraman onlar. Tabii ki... Tabii ki... iyi, saf, masum çocuklar. Her kim ki bir an için onlann unuttuğunu, iha- net ettiğini düşünmüştür, bundan sonrasını dinlemesin..." Devrim vaktiyle bir ihtımaldi ve çok güzel bir ıhtimaldi. Mahir Günşıray'a, Murat Uyurku- lak'a, Tiyatro Oyunevi'ne emeği ge- çen herkese çok teşekkür ediyorum. "7ö/"un şansı bol olsun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle