Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2005 SALI
HABERLER
DÜNYADABUGtN
ALİ SİRMEN
Avrupalılığını
Van'da Kamtiamak
AB ile müzakere gc»rüşmeleri başlayalı şunun
şurasında, üç hafta okdu. Bu üç hafta içinde eği-
timin laik niteliğini ortadan kaldıracak, basın öz-
gürlüğünü kısıtlayacaK girişimler birbirini izledi.
AB ile müzakere süreci başladıktan sonra, daha
demokratik, daha şeffaf bir toplum olmaya yöne-
leceğimizi söyleyenlerin savlarını destekleyici
hiçbir ilerieme sağlanmış değil, tam tersine... Son
olarak Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü, Yü-
cel Aşkın'ın tutuklanması, Türkiye'yi gerdi. Yücel
Aşkın'ın başında bulunduğu kurumu, çağına uy-
gun laik bir eğitim kurumu olarak korumaya ça-
lıştığı, bu yüzden de Van'da kök salmış irticanın
hedefi haline geldiğini bilmeyen yok Türkiye'de.
Bugüne değin, Aşkınlar'a yapılan baskılar bunun
kanıtı. Aşkın ile dayanışma halinde olduklarını
göstermek için Van'a giden rektörlere karşı yapı-
lan gösterilerde kullanılan ibareler de bu olgunun
kanıtlan. Yücel Aşkın'ın tutuklanmasına tepki
gösterenler, onu savunrnanın Cumhuriyeti savun-
mak olduğunu söylüyoriar.
Karşıtlar ise bağımsız yargının hedef alındığını
ileri sürüyortar.
önce olaylara bakalırn. Rektörün konutu ken-
disi yurtdışındayken basılıyor, zabıt tutuluyor ve
hazırlık soruşturmasının gizliliği ilkesi çiğnenerek
Aşkın hakkında basına asılsız iddialar sızdınlıyor.
Bunlann asılsız olduğu, sonradan verilen takip-
sizlik karanyla ortaya çıkıyor.
Ama hukuk yara almış oluyor.
Daha sonra, Yücel Aşkın rektör olmadan önce,
yapılmış bir ihale yüzünden, rektör hakkında da-
va açılıyor. Davayı açabilmek için, bulunan for-
mül, rektörün suç işlemek için çete oluşturmakla
suçlanması oluyor. A m a bu nasıl çete ise yalnız
bir kişiden oluşuyor.
Rektörün bizzat kendisi, ihalenin soruşturulma-
sı için başvuruda bulunmuş, ama yetkililer baş-
langıçta kovuşturmaya gerek görmemişler. Daha
sonra da 17 Temmuz'da soruşturma açılmasına
karar veriliyor, aradan ü ç ay geçiyor, savcılık he-
nüz dosyayı oluşturmuş değil.
Bu arada, olaya adı kanşmış olanlar, rektör ile
şahsi husumeti bulunanlar bilirkişi olarak atanı-
yorlar. Kendisi hakkındaki olmadık ithamları yurt-
dışındayken duymuş olan Yücel Aşkın, bu olay
üzerine apar topar ülkesine gelmiş, görevinin ba-
şına dönmüş. Yani Yücel Aşkın'ın kaçma şüphesi
yok. Deliller toplanmış, yani delillerin karartılması
olasılığı yok.
Yine de Yücel Aşkın tutuklanıyor.
• - * •
Bu tabloya bakınca, her şeyin hukuka uygun
yürütüldüğünü düşünmek olanağı kalmıyor. Hu-
kukçu olan YÖK Başkanı Teziç, yargıya değil,
hukuka aykın olan uygulamaya karşı sesini yük-
seltiyor, bütün üniversitelerin rektörieri Aşkın ile
dayanışma içine giriyoriar.
Şimdi burada, bazı noktaları aydınlatmak ge-
rek:
Her şeyden önce, bir tasarrufun hukuka uy-
gunluğunu sağlayan, o tasarrufta bulunan maka-
mın hangisi olduğu değil, o girişimin kanunun laf-
zına ve ruhuna uygunluğudur. Başka bir deyişle
mahkemelerin de hukuka aykın kararian olabilir.
Suç işlemek için çete oluşturmak suçunun olu-
şabilmesi için belirii bir sayı gereklidir, burada bu
koşul yok. Tutuklama bir ceza değil, tedbirdir.
Burada kaçma şüphesi ve delillerin karartılması
olasılığı da yok. Yani çağdaş bir hukuk devletin-
de, tutuklama için aranan koşullar yerine getiril-
miş değil.
Aynca, rektörlerin davranışlannın bağımsız yar-
gıya müdahale olduğunu söyleyen AKP'nin, Baş-
bakan'ı ile Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü,
Istanbul 4. Idare Mahkemesi'nin Ermeni Konfe-
ransı'nı yasaklayan karannı kıyasıya eleştirmişler-
di. Doğrusu biz de onlann eleştirilerini haklı gör-
müştük. Demek ki bir mahkemenin hukuka aykırı
karannın eleştirilmesi her zaman bağımsız yargı-
ya müdahale olmuyor.
Aynca, bu iktidann üyesi ve Anayasa Komisyo-
nu Başkanı Prof. Burhan Kuzu, dokunulmazlık-
lann kâldınlması konusunda, "Arkadaşlar yargıya
güvenmiyortar" diyebilmişti bir zamanlar.
Eh bu durum karşısında insan tabii ki, sorar:
"Bu neperhiz bu ne lahana turşusu?"
Görüyorsunuz, olayın iler tutar tarafı yok. Aslın-
da AKP iktidan, 2005 Türkiyesi'nin çağdaş hukuk
devleti yolunun neresinde olduğunu göstermiştir
Van'da....
asirmen@cumhuriyet.com.tr
SARIBAŞ HÜKÜMETÎ ELEŞTÎRDÎ
'ANAVİTAN
yokfarz edüiyor'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Anava-
tan Partisi Genel Baş-
kan Yarduncısı Süley-
man Sanbaş. partısının
anayasa gereği tüm ya-
sama faaliyetlerine ka-
tılması gerekirken çalı-
şacağı bir mekânının
bile bulunmadığını söy-
ledi. Sanbaş, "Bunun
adı düpedüz görgüsüz-
lüktür. ANAVATAN'ı
yokfarz eden MecHsyö-
netimi, arük akhnı ba-
şmaatanakzorundachr''
diye konuştıı.
Sanbaş, dtn düzenle-
diği basın toplantısında,
partilerine bir adet
TBMMBaşkanvekilli-
ği düştüğünü. ancak
AKP ve CHP'nin öne-
risiyle bunun"gasp edi-
(Jjgini" öne sü$dü. Mu-
halefetın sesınf kesme-
ye yönelik bu tür hare-
ketlerin kimseye fayda
sağlamayacağını kay-
deden Sanbaş, anayasa-
nın 95. maddesine gö-
re, her siyasi parti gru-
bunun tüm yasama fa-
aliyetlerine katılması
gerektiğini, aksi takdir-
de bu faaliyetlerin ana-
yasal zeminde yapılmış
olmayacağmı söyledi.
Anavatan Genel Baş-
kan Yarduncısı Sanbaş,
AKP'nin anayasanın
bütçeyle ilgili 5 mad-
desinde değişiklik ön-
gören teklifinin geçen
hafta Anayasa Komis-
yonu'nda ele alındığı-
nı, ancak kendilerine
herhangi bir çağn yapıl-
madığını vurgularken
komisyonun bu faali-
yetinin anayasaya ay-
kın olduğunu bildirdi.
28 Şubat'la hesaplaşma tasansı irticacı öğrencilerin öğretim elemanı olmasmı da kolaylaştınyor
Irticacı öğrenciyede afANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Yurtdışına yüksek lisans için gön-
derilen ancak özellikle 28 Şubat sü-
recinde irticai faaliyetlere kanştık-
lan için ilişikleri kesilen ya da Tür-
kiye'ye geri çağnlan öğrencilere af
getiren yasa tasansı, TBMM Genel
Kunılu'nda yann görüşülecek. Ta-
san. bu öğrencilerden yüksek lisan-
sını tamamlayanlann üniversitelere
sınav koşulu aranmadan öğretim ele-
manı olarak atanmasını öngörüyor.
AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fat-
sa, 28 Şubat'ın normal bir süreç ol-
madığını, haksızlıklann giderilme-
sinin hükümetin görevi olduğunu
belirterek düzenlemeyi savundu. Fat-
sa. Maliye Bakanı Kenıal Unakı-
DTH'DEN AB'YE ÇAĞRI
• AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, 28 Şubat'ın normal bir süreç olmadığını, haksızlıklann
giderilmesinin hükümetin görevi olduğunu söyleyerek düzenlemeyi savundu. Fatsa, Maliye
Bakanı Kemal Unakıtan'a af getiren maddenin de metinden çıkanlabileceği sinyalini verdi.
tana af getiren maddenin de me-
tinden çıkanlabileceği sinyalini ver-
di.
"2. torba yasa" olarak nitelendi-
rilen ve pek çok kesime af getiren Ba-
zı Kamu Alacaklannın Tahsili ve
Terkinı Hakkında Yasa Tasansı, ya-
nn TBMM Genel Kunılu'nda görü-
şülecek. Tasan, yurtdışına yüksek
lisans eğitimi için gönderilen, an-
cak 28 Şubat sürecinde irticai faali-
yetleri nedeniyle ilişiği kesilen ya da
Türkiye'ye geri çağnlan öğrencile-
re af öngörüyor. Konuyla ilgili mad-
deler şu değişiklikleri getiriyor:
• Zonınlu hizmetkarşıhğı yurtdı-
şına gönderilenlerden, eğitimin her-
hangi bir aşamasında öğrencilikle
ilişikleri kesilenler, öğrenim sürele-
rinin bitiminde zorunlu hizmetleri-
ni tamamlamak üzere görevlerine
başlamayanlar, görevlerine başlayıp
da yükümlü bulunduklan zonınlu
hizmeti bitinneden görevlerinden
aynlanlar ile göreve başladıktan son-
ra zorunlu hizmetle yükümlü bulun-
duklan süre içerisinde kadrolanyla
ilişiği kesilenlerden haklannda borç
takibi işlemi devam edenler, 3 ay
içerisinde başvurmalan durumun-
da, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten önceki süreler için faiz uy-
gulanmaksızın hesaplanacak tutar-
larla yükümlü tutululacak.
• Lisansüstü eğitim-öğretim ama-
cıyla yurtdışında kalmalan gereken
süre içerisinde öğrenimlerini tamam-
layamamalan nedeniyle kadrolan
ile ilişikleri kesilenler, eğitimin her-
hangi bir aşamasında, her ne sebep-
le olursa olsun Türkiye'ye çağnl-
mış olanlar, lisansüstü eğitim-öğre-
Sadak: Müzakere
süreciKürt
sorununa bağlansın
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokratik
Toplum Hareketi (DTH) Kurucular Kurulu,
partileşme sürecini tamamlamak üzere dün bir
araya geldi. Bugün de sürecek toplantıda partinin
adı, amblemi, programı, tüzüğü, eşbaşkanlan ve
yönetimi belirlenecek. Hazırlık Komısyonu
Başkanı SeKm Sadak. AB ülkelenne seslenerek
"Kürt sorunu görülmeden AB müzakere süreci
ilerlememelidir'' dedi. DTH Kurucular Kurulu, dün
Kocetepe Kültür Merkezinde toplandı. Bugün de
sürecek toplantıda, partinin adı, amblemi,
programı, tüzüğü. eşbaşkanlan ve yönetimi
belirlenerek partileşme süreci tamamlanacak.
"Ozgürlük ve demokrasi mücadelesi şehhJeri" için
saygı duruşunda bulunulmasının ardından açılış
konuşmasını yapan DTH kurucu üyesi ve
kapatılan DEP'in eski mıllervekillerinden Selim
Sadak, Türkiyedeki demokrasi güçleriyle bir araya
gelmek için bu alandaki çalışmalan bundan sonra
daha da
fc> n T H K ı ı n ı r ı ı l a r yogunlaştıracaklannı,
W DlHKOiruCUlar s ı y a s e t i bireylerden
Kurulu, partileşme topluma yayacaklannı
Sürecini belirttı. "DTH'nin
tamamlamak üzere Y^>m mfayon, bir
,.. , , vandan HEP'ten
dun toplandı. DEHAP'a kadar
Bugün partinin adı, uzanan, onurlu, şerefli ve
amblemi, programı, kararn bir anlayışın
t ü z u g ü misyonudur" dıyen
6
' Sadak şu görüşleri dile
eşbaşkanlan ve g e t ı r d l : «D T H , başta
yönetimi Ortadoğu olmak üzere
belirlenecek. ®&v
ülkelerde yaşayan
Kürtlerle, ülkelerin
ulusal sınuianna saygı
göstererek, Kürt sorununun demokratik çözümü
temelinde dayanışma içerisinde olacaktır.
DTH, Türkiye'nin devlet, siyaset ve toplum
yapısının demokratikleştirilnıesi ve bu çerçevede
Kürt sorununun çözümü konusunda azmini ve
iradesini ortaya ko>acaktır."
AB'nin; toplumsal ve siyasal sorunlan diyalog ve
banş kültürü içerisinde çözen, kalkınmış,
olabildiğince demokratik. modern bir topluluk
olduğunu belirten Sadak,
Türkiye'nin AB'ye üyeliğini önemsediklerini
anlattı. Sadak. şunlan söyledi:
"AB'nin sağlayacağı demokratik ortam, başta Kürt
sorunu olmak üzere, düşünce ve ifade özgürlüğü
gibi temel haklann yerleşmesiyle, tarüşma ortamı
bulacakür. Bu temelde, halen ret ve inkâruı baskısı
altında olan Kürtler, AB sürecine müdahil olmah ve
çok ciddi destek sunmalıdır. DTH, 3 Ekim'de
başlayan Tüıidye-AB müzakere sürecinde aktif
olarak yer alacak, bu amaçla diplomatik
çataşmalannı hızlandn^cakür. Bununla birhkte, AB
çevrelerine de seslenmek istivoruz, Kürt sorunu
görülmeden AB müzakere süreci ilerlememelidir.''
Cami tartişınalanyla gündeme gelen Göztepe Parkı'nda 29 £kün Cumhuriyet Bayra-
mı'nda gerçekleştirilecek törenlerin provalan önceki gün yaptldL (Fotoğraf: Akşam)
Göztepe'de 29 Ekim provası
İstanbul Haber Servisi - Büyükşehir Bele-
diye Meclisi'nin cami yapılması yönünde al-
dığı karar nedeniyle tartışmalann odağı hali-
ne gelen Göztepe Parkı, önceki gün 29 Ekim
tören provalanna sahne oldu. Provada askeri
birliklerin geçit töreni ilgiyle izlendi.
Trafiğe kapatılan Bağdat Caddesi'nin Göz-
tepe ve Feneryolu arasındaki bölümünde ya-
pılan provalar, tam teçhizatlı askeri birlikler ve
ilçedeki 39 resmi ve özel okulun öğrencileri-
nin yerlerini almasıyla başladı. Provada tören
komutanlığını yapan Levazım Maliye Okulu
ve Egitim Merkez Komutanlığı'ndan Kurmay
Albay Nad Boran ve Kadıköy Ilçe Millı Egi-
tim Müdür Yardımcısı Hasan Demir, üstü açık
askeri araçla geçiş yaparak, askeri birlikler ve
öğrencileri selamladı. Tören provası, Gözte-
pe Parkı'ndan Feneryolu'na kadar düzenle-
nen yürüyüşün ardından 1. Ordu Komutanlı-
ğı bandosu eşliğinde Istildal Marşı'nın okun-
ması ve askeri birlikler ve öğrencilerin geçi-
şiyle sona erdi.
Bu arada Kadıköy Belediye Başkanı Sda-
mi Oztürk ve beraberindekiler, Bağdat Cad-
desi'ndedolaşarak esnafve vatandaşlara "Cum-
huriyet Bayranu HaftasT etkinlikleri kapsa-
mında Türk Bayrağı verdi. Göztepe Parkı 'nın
imara açılmasıyla ilgili yurttaşlann tepkileri-
ni dinleyen Öztürk, karardan dönülmesı için
ellerinden geleni yapacaklannı kaydetti.
Fatsa, yasada değişiklik için acelelerinin olmadığını söyledi
6
TMY gündemde değil
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - AKP Grup Başkanvekili
Eyüp Fatsa, Terörle Mücadele
Yasa Taslağı'nın askıya alınaca-
ğı sinyalini verdi. Terörle müca-
dele konusunda mevcut yasalar-
da boşluk olmadığını kaydeden
Fatsa, "ÎDe de TMY'ji değiştire-
Bmgibibiriddiamız,biraceiemiz
de yok. Şu anda gündemimizde
bukonuyok"dedi.
Fatsa, dün gazetecilerin soru-
larını yamtladı. TMY Taslağı ile
ilgili olarak
w
Demokratik kaza-
nımlardan geri dönüş olmaya-
cak" diyen Fatsa, terörle müca-
dele konusunda mevcut yasalar-
da boşluk olmadığını söyledi.
Fatsa. "tlledeTMY'dedeğişüdik
yapahm gibi bir iddiamızda ace-
İemiz de yok. Şu anda acil olarak
gündemimizde böyle bir konu
yok" dedi. Fatsa, Adalet Bakanı
Cemfl Çiçek'in de terörle müce-
dele için mevcut yasalan yeterli
bulduğunu bildirdi.
Fatsa, Sosyal Güvenlik Yasa
Tasansı'nın Plan ve Bütçe Komis-
yonu'ndaki görüşmelerinin bay-
ram sonrasına kaldığının anım-
satılması üzerine, "IMF istKor
diye yasalan taroşmayalım mı?
Eğer IMF bunun için beklhorsa
göriinenokidahaçok bekleyecek''
dedi. AKP'li RamazanToprak'ın
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkm'ın
Ermeni kökenli olduğu yönünde-
ki açıklamalannın anlmsatılma-
sı üzerine Fatsa, "Ermeni köken-
libir vatandaşımız, dekan da ola-
bilir, rektör de olabilir. Türkiye,
bunlan hazmedecek olgunluğa
erişti" dedi. Fatsa, Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer'in üni-
versite rektörlerini Cumhuriyet
resepsiyonuna davet etmesiyle
ilgili olarak "Daha doğal bir şey
olamaz" diye konuştu. Ekproto-
kolün ne zaman TBMM'ye ge-
ürileceğine ilişkin soru üzerine de
Fatsa, "Bukonudaacdemizdeyok
mecburrvet de yok. Ama bir şe-
kilde Mecfis'e gelecek" dedi.
tim amacıyla yurtiçindeki başka bir
üniversitede kalmalan gereken sü-
re içerisinde öğrenimlerini tamam-
layamamaları nedeniyle kadrolan
ile ilişikleri kesilenlerden master
eğitimini başanyla tamamlamış olan-
lar, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren 3 ay içerisinde Yük-
seköğretim Kurulu'na (YÖK) baş-
vurmalan durumunda. öncelikle da-
ha önce kadrolanmn bulunduğu ku-
rumlar olmak üzere YÖK'ün belir-
leyeceği yükseköğretim kurumla-
nndaki durumlanna uygun öğretim
elemanı kadrolarından birisine sı-
nav şartı aranmaksızın ve açıktan
atamaya ilişkin sınırlamalara tabi
tutulmaksızın atanacaklar. Yüksek li-
sans eğitimini başanyla tamamlaya-
mamış olanlar ise kamu kurumlan-
na memur olarak atanacak.
AKP'den savıınma
AKP Grup Başkanvekili Fatsa, 28
Şubat'ın normal bir süreç olmadığı-
nı belirterek "O süreçteyurtdışına egi-
tim için gidenler bizinı insanlanmız.
Eğer gerçekten bir mağdurivete uğ-
ramışlarsa onu gidermek bizinı gö-
revimiz. O insanlar dindar da olabi-
lir, dini inançlan da olma>abilir. Her
iki haldede haksızfeğm gkterimıesi için
çaba sarf edeceğiz'' dedi.
Fatsa, Maliye Bakanı Kemal Una-
kıtana da af getiren düzenlemeyle
ilgili sorular üzerine, "Şahsaözelya-
salar çıkanlmn»or. Biri yaraıianj>or
diye yasa çıkarmayacak nuyız? Ta-
sannın bazı maddeleri çıkabilir'1
dı-
yerek söz konusu maddenin metin-
den çıkanlabileceği mesajını verdi.
Fatsa, Unakıtan'ın davalardan bera-
at ettiğini ileri sürdü.
Tasannın getirdiği diğer af düzen-
lemelerinden bazılan ise şöyle:
• SSK ve Bağ-Kur prim borçlan ye-
niden yapılandınlarak 36 taksitte tah-
sil edilecek. Prim borcunu zamanın-
da ödeyenlere ise indirim sağlanacak.
• Aracılı ihracat işlemlerinde sah-
te farura kullanan imalatçı-tedarik-
çi firmalarla ilgili cezai yaptırun,
aracı ihracatçı firmalara uygulan-
mayacak. Bu madde, Maliye Baka-
nı Kemal Unakıtan'ın da aralannda
bulunduğu birçok kişiye yönelik da-
valan düşürecek.
• TMSF bünyesindeki bankala-
nn, Fon'a devirden önce kalmış ver-
gi borcu. cezalan ve faizlerinin, bu
bankalardan tahsil edilmesinderr vaz-
geçilecek.
• Vergi borçlan nedeniyle hurda-
ya aynlamayan taşıt araçlannın sa-
hipleri. bu araçlan il özel idareleri-
ne parasız teslim ederlerse, MTV,
gecikme zammı, faizi ve vergi ceza-
lan da silınecek.
• Vakıflar Genel Müdürlüğü'nce
yönetilen taşınmazlan kiralayanlar,
1 Ocak 2004'ten önceki dönemleri-
ne ilişkin kira ödemelen için gelir ver-
gisi stopajı ödemeyecekler.
• 1 Ocak 2004'ten önce yenilenen
kadastro işlemlen nedeniyle hesapla-
nan ama zamanında tahsil edilemeyen
harçlann anapara asıllan, 6 ayda ve al-
tı eşit taksitte ödenirse, bunlann ceza
ve faizlerinden \azgeçilecek.
• Körfez krizi döneminde, Irak'tan
alacaklannı tahsil edemeyen firma-
lara Eximbank'ın kullandırdığı kre-
dilerin, ödenmeyen anapara ve faiz-
leri yeniden yapılandıracak.
• Petrol Yasası uyannca yapılma-
sı gerektiği halde yapılmayan ve
mevcut mevzuata göre ilgili bürok-
ratlara trilyonluk zimmet çıkanhna-
sına yol açan petrol kur farklan ala-
caklan affediîecek.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr
Hafta sonunda iki tiyatro oyunu
seyrettim. Günümüz koşullannda ti-
yatroda ısrar eden insanlara ben bi-
raz çılgın gözüyle bakıyorum. Tiyat-
ro, pahalı bir iş. Sahnesi, salonu,
oyuncusu, dekoru, duyurusuyla baş
etmek kolay değil.
Ahmet Levendoğlu ve Mahir
Günşıray iki çılgın tiyatrocu. İki çılgın
arkadaşım. İki önemli oyuncu aynı
zamanda. Onlann sahneye koyup
yönettikleri oyunları seyrettim. Ah-
met Levendoğlu, Kanadalı yazar
Morris Panych'ın "feyzem ve Ben"
oyununu Ortaköy Afife Jale Tiyatro-
su'nda sahneye koymuştu.
Füsun Günersel'in Türkçeye çe-
virdiği oyunda Mehmet Ali Kaptan-
lar ve teyze rolünde Serda Konde-
ler Aktuna rol alıyorlar. Yeğen, tey-
zesinin yakında öleceği haberini alın-
ca teyzenin evine geliyor. Oyun böy-
le başlıyor.
Bugün yann ölecek diye beklenen
teyze bir türlü ölmüyor ve de hemen
hiç konuşmuyor. Sonunda, teyze di-
Mahir Günşıray ve Ahmet Levendoğlu
ye gelinen yalnız kadının teyze olma-
dığı ortaya çıkıyor.
Yalnızlık ve ölüm teması üzerine
kurulan oyun, sürprizlerie ve tek ta-
raflı konuşmalarla sürüp gidiyor. Ah-
med Levendoğlu, tiyatroyu sürdür-
me ısrarını ve yaşadıkları zorluğu
şöyle ifade ediyor: "(Oyun) Oyuncu-
sundan tasanmcısma, bestecisin-
den yönetim/yaptm yardtmctlanna,
prova yeri safıibinden salon sahibi-
ne ve yöneticisine, ilan ve basım iş-
lerini üstleneninden grafikçisine dek
herkesin bu büyük özverisiyle sah-
nelenme olanağına kavuştu. Böyle
olmasaydı kavuşamazdı... Bu ger-
çe/c özellikle iki şeyi ortaya koyuyor:
Ulkede tiyatro yapabilme koşullan-
nın -salt parasal açıdan bakıldığında
bile- artık 'çok çok zor' yerine 'ola-
naksız' biçiminde dile getirilebildi-
ği..." Ahmet Levendoğlu ve Tiyat-
roStüdyosu'na emeği geçen herke-
se sonsuz teşekkürier.
Murat Uyurkulak'ın "7b/" roma-
nından uyarlanan "7b/" oyununu
Mahir Günşıray sahneye uyarlamıştı.
Taksim Tarlabaşı Caddesi üzerinde
Tiyatro Oyunevi'nde sahnelenen
oyun iki oyuncu üzerine kurulu: Ma-
hir Günşıray ve Güven Ince. Ünlü
6-7 Eylül sabahıyla başlayan oyun,
ülkemizin son yıllarının bir tarihsel
hesaplaşması içinde akıp gidiyor.
Oyun "Devrim, Vaktiyle Bir Ihti-
maldi ve Çok Güzel Bir Ihtimaldi"
sözleri üzerine kurulmuştu. Hani,
"Gerçekçi olun, imkânsızı isteyin"
sözü var ya onunla bir uyum içindey-
di.
Mücadele, işkence, ihanet, kavga
ve de devrim hayalleri... Türkiye'nin
son kırk yılında bunlann hepsini bir
arada yaşadık. "Tol", bu karmaşık
yolculuğun hikâyesi, o ihtimalin hikâ-
yesi.
"7o/"u izlerken çok uzaklara git-
tim. Benim için yakın tarih yeniden
bir film şeridi gibi gözümün önünden
aktı gitti. Diyarbakır'dan kalkan tren-
le yeniden uzun bir yolculuktan son-
ra Istanbul'a geldim. Hayallerimin Is-
tanbul'una.
Şair'le Cemal'in konuşması bir dö-
neme, 15-16 Haziran 1970 günlerine
gidiyor: "Cemal: Sesleri duyuyor
musun? Şair: Evet duyuyorum. Ka-
dıköy meydanındayız... Haziranın
mutlu kuşlan cıvıldıyor etrafta. Ce-
mal: Işçiler sel olmuş akıyor. Ellerin-
de pankartlar, bayraklar var, avazlan
çıktığı kadar bağınyorlar. Şair: Slo-
ganlar birbirine kanşıyor, sağa sola
sinmiş polisler... Askerler barikat
kurmuş... Bekliyoruz. Birden kıya-
met gibi bir cayırtı koptu, kulağımın
dibinden vınlayarak bir kurşun geçti.
Cemal: Askerler ateş açtı, ışçiler
dört bir tarafa kaçışmaya başladı.
Ortalık fena kanştı, binlerce insan
ara sokaklarda dağıldı gitti."
Şair, daha sonra süren çatışmayı,
oradaki manzarayı şiirsel bir dille an-
latmayı sürdürüyor. öykünün bir ye-
rinde şunlan söylüyor şair: "Masumi-
yet ülkeye ağır gelmiş." Gerçekten
de 15-16 Haziran olaylarının ardın-
dan gelen sıkıyönetim ve tabii onu
takip eden yıl 12 Mart 1971 askeri
darbesiyle 1968 masumiyetinin bu
ülkeye ağır geldiği kanıtlanmış olu-
yordu.
"Şadi'yi mayısta astılar. Oğuz
ağustosta kayboldu... Tabii ki birer
kahraman onlar. Tabii ki... Tabii ki...
iyi, saf, masum çocuklar. Her kim ki
bir an için onlann unuttuğunu, iha-
net ettiğini düşünmüştür, bundan
sonrasını dinlemesin..."
Devrim vaktiyle bir ihtımaldi ve
çok güzel bir ıhtimaldi.
Mahir Günşıray'a, Murat Uyurku-
lak'a, Tiyatro Oyunevi'ne emeği ge-
çen herkese çok teşekkür ediyorum.
"7ö/"un şansı bol olsun.