23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 2005 SALI 14 KULTUR kultur@ cumhuriyet.com.tr SAHNEDEN AYŞEGÜL YÜKSEL Sürünerekyaşamakya da...Oyun Atölyesi, 2005-2006 tiyatro dönemine çağdaş Bulgar ozan ve oyun yazan Stefan Tsanev'in 'Jeanne d'Are'ın Öteki Ölümü' başlıklı oyu- nunun Türkiye prömiyerini yaparak girdi. Tsanev'in Sokrates'in Son Ge- cea' adh oyunu daha önce Izmır Dev- let Tiyatrosu'nca sahnelenmiş. şiirle- ri yanında başka oyunlan da Türkçeye çevrilmiş. Oyun Atölyesi'nin 'Jeanne d'Arc' yapımı, Hüseyin Mevsim'in çe- virisi, Kemal Aydoğan'ın sahne düze- ni, Bengi Günay - Gamze Kuş'un sah- ne tasanmı, Alper Maral'ın müziği ve IrfimVaıt'nın ışıktasanmıyla gerçek- leştirilnüş. Bulgar şiirinin Mayakovskfsi ve Bul- gar tiyatrosunun Vacla\' Havel'i olarak anılabilecek düzeyde yaygın bir ünü var Stefan Tsanev'in. 13 Ocak 2005 tarih- li Cumhuriyet Kitap'ın -Cevat Ça- pan'ın yönettiği- Şiir Atlası köşesin- de yayımlanmış olan şiirlerinden 'Ger- çek CMüm' başlıklı olanının 'Jeanne d'Are' oyununun temel izleğiyle örtüş- tüğünü keşfetmenin keyfıni sizlerle de paylaşma adına, söz konusu dizeleri ahntılıyorum: 'Uzun bir hastalıktan sonra ölür- senVkanser veya veremden öldüğümü sanmayın - / kanımın kızü ordusu ga- yet dirençlidiri/Aniden ölürsem/inti- har etâğbni sanmayın sakın-/yeterince pısınk ve akılbyunduv//Anıa yine de ötürsem_//Kafatasımda kurşun/kar- mmda bıçaV kanımda siyanür ara- mayın. //Dfcderime bir baJani Süriin- me izkri görürsenizy işte budurbenim ölümüm!' (Çevıren Hüseyin Mevsiın) Jeanne d'Are'ın, Tsanev tarafindan biçimlendirilen dramı işte tam da bu noktaya odaklanıyor: 'Erk' sahipleri- nin ayaklan altında sürünerek yaşa- mak mı, yoksa onursuz bir var oluşa karşı çüap ölme yürekliliğini göster- mek mi? Sinemada ve tiyatroda on- larca kez izlediğimiz bir tarihsel kişi Jeanne (Türkçe'deki popüler yazımıy- la Jan Dark). Ortaçağın sonlannda Fransa ile Ingiltere arasında sürüp gi- den 100 Yıl Savaşlan'nın, Fransa'yı iyi- ce sindirdiği bir aşamada, Sntan kur- tancısT olarak halkına yeni bir güç aşılayan, sonralan Ermiş Jeanne ola- rak anılacak olan Orleansh bakire, 'Bulgar ozan ve oyun yazan Stefan Tsanev'in ülkemizde ilk kez sahnelenen 'Jeanne d'Are'ın Öteki Ölümü' başlıklı yapıtı, Oyun Atölyesi'nin koyduğu yoğun emekle, yeni dönemde en çok ilgi çeken tiyatro oyunu olacak sanıyorum.' Domreymli çoban kız, zaman içinde, iki ülkenin de güttüğü siyasete 'ayla- n' bir noktaya geldiğinde, Tann ile ko- nuştuğu iddıası nedeniyle 'kâfîr' suç- lamasıyla engizisyonca mahkûm edi- lir. Ya sahtekârlık yaptığını kabul ede- rek ve yerlerde sürünerek af dilemesi sonucunda bağışlanacak ya da büyü- cü olduğu için yakılacaktır. Tarihin yazdığına göre Jeanne, Tann ile olan iletişimini inkâr etmeye yanaşmadığı için yakılarak cezalandınlmıştı. Kili- se tarafindan bağışlanarak 'ermiş' mer- tebesine yükseltilmesı ise daha sonra- ki yıllarda gerçekleşecekti. Çafldaş Ibret oyunu Oyun, Jeanne'ın yaşamak ya da öl- mek arasında seçim yapacağı son ge- ceyi gösterir. Jeanne'ın kapatıldığı hüc- rede geçen oyunun öteki iki oyun ki- şisi Tann ve Cellat'tır. Yazar Tsanev, Ortaçağ tiyatrosunun, Hıristiyanlara 'ahlakdersi" verme amaçlı 'ibret oyu- nu' (morality play) türünün çerçevesi içine yerleştirdiği oyunu, yine ibret oyunlannın bir özelliği olan 'alegorik' yaklaşunla biçimlendirmiş, üç oyun kişisini gerçek birer varlık değil de bi- rer 'kavram' olarak değerlendirme yo- luyla, günümüzdeki siyasi rejimlerin 'çoğuku' yaklaşımdan uzak, halktan ko- puk politikalannı, halkuı sıradanlığı- nı ve pısınklığını ve Tann'nnı, kendi yaraftığı insanlann yaptıklan karşısın- da yaşadığı 'komik' çaresizliği irdele- mektedır. Ancak, oyun 'komikbakışap- a'yla biçimlendirildiğinden ve sahne- de baştan sona -sonunda 'sürpriz'li bir açılımla doruk noktasına ulaşan- bir 'oyunsu'luk egemen olduğundan, içe- riğin taşıdığı ciddi ileti 'eğlendirici' bir anlatımla sunulabilmiş ve ortaya bir saat kırkbeş dakikalık sevimli bir 'se- yirlik' çıkmıştır. 'Oyunsu'luğa vurgu Yönetmen Kemal Aydoğan'ın en büyük başansı, Tsanev'in oyununun 'oyunsu' niteliğini oyunculann yorum- lannı biçimlendirmelerinde temel yak- laşım olarak değerlendirmelerini sağ- lamak yanında, bu oyunsuluğu sah- nedeki hareket biçimıne, dekor ve giy- si tasanmlanna da taşıması ohnuştur. Aydoğan'ın oyuncularla olduğu den- li, dekor - giysi - ışık - müzik tasanm- lannı gerçekleştiren sanatçılarla da 'espri' eksenli bir iletişim kurmuş ol- ması, oyunun akışını ve izlenişini ko- laylaştırmıştır. Oyunun ağır yükünü üç oyuncu ta- şıyor. Sahneden bir an bile aynlmayan Tülay Günal oyunun eksen kişisi Je- anne'ı yorumlarken, 'yaşamak' ya da 'öhnek' sorunsalım hem tüm ağırlı- ğıyla yaşarken, hem de rolünün taşı- dığı 'oyunsu'luğun tam hakkmı veri- yor. Sunmayı üstlendiği oyunculuk öyle tuzaklarla dolu ki, oyunun doğ- ru okumasını yapmış olmasa, yoru- munu her an yanlış boyuta kaydırabi- lir. Ancak, Tülay Günal tuzaklı roller- de deneyimli. îki yıl önce Ankara Dev- let Tiyatrosu'nda sahnelenen Peter Shaffer'ın 'Gorgon'unArmağanı'nda da böyle tuzaklı bir roldeydi. Günal, özdenetimi şaşırtıcı düzeyde yüksek bir oyuncu... Cellat'ı canlandıran Gü- ven Kıraç, oyunun girişini hızlı, can- lı ve esprüi kılmada ve yapunın kome- di dozunu belirlemede başlıca etken. Güvenli bir fars oyunculuğuyla giydir- diği oyun kişisini Tsevan'ın 'flbretoyu- nu'nun "zayıflıldannatutsak' insan'ına kolaylıkla dönüştürüyor. Ve HalukBü- giner Kimsenin oynamaya yanaş- madığım öğrendiğim 'Tann' rolünü üstlenmiş. tnsanoğlunun yüzyıllarbo- yunca düş kınklığına uğrata uğrata perişanlaştirdığı feleğinişaşınnış' Tan- n'nın güldürü dozunu ayarlamak ko- lay değil. Çünkü, sırf konuşabileceği birileri olsun diye yarattığı insanlar- dan kazık yemiş olsa da, Tsevan'ın 'Tann'sı, Jeanne'ın 'Tannm, beni ni- ye bırakün' sorusunu 'Isa'yı bırakma- saydım, tsa Mesih olmayacakn,' diye yanıtlayan bir Tann. Bilginer. yüce ve gülünç olam iç içe banndıran bu rolü oyuncu kişi karizmasıyla çözmüş. Ha- luk Bilginerce bir Tann yorumlamış; ne göğe ne de yere, yalnızca sahneye ait olan bir Tann... Başanlı bir yapım anlayışı, kıvrak bir reji ve nitelikli yorumlarla sunulan 'Jeanne d'Are'ın Öteki Ölümü'nün dönemin en çok ilgi çeken oyunlann- dan olacağını samyorum. 15. yıl kutlama etkinlikleri başladı AFAD yeni dönemî açtı 7-10 KASIM TARlHLERlNDE YAPILACAK ///. Uluslararası Likya Sempozyumu ADANA(CumhuriyetBû- rosu) -Adana Fotoğraf Ama- törleri Derneği (AFAD), ye- ni dönemi dernek üyelerin- den EmineDenizer'in fotoğ- raflanndan oluşan 'Yaşam! Bir Yerlerde' adlı sergi ile açti. AFAD Başkanı SefelTu- kan, yoğun bir döneme "Merhaba* dediklerini belir- tirken, "AFADveüyderi,yurt ve dûnya çapındaki başan- lannın devamh olması için daha çok çahşmak ve üretmekzorunda olduklannın büinciyle ye- ni döneme gniyor" dedi. Yeni döneme girilmesi dolayısıyla dernek merkezinin bulunduğu Kasım Gülek Fotoğraf Sanat Galerisi'nde düzenlenen Denizer'in, 'Ya- şam! Bir Yerlerde' adlı sergisinin açılışmda konuşan Ulukan, şunlan söyledi: "25'ind yı- hnı etkinliklerle kudamaya başlayan AFAD, heryıl olduğu gibi bu yıl dafotoğrafseverlere eği- tim vermeyi sürdürür- ken, ülkemizin hatta dünyanın birçok fotoğ- raf ustasını Adanahlar- la ve sanatseverlerle bu- luşturacak. Sergive gös- terilerimizle AFAD'm misyonuna yakışır bir biçimde 25 yülık gek- neğimize Nme kazan- dırarak yolumuza devam edeceğiz. Fotoğraf eğitim kurslannua teknolojinin yeniükleriyle biıükte uyum içinde sürdüreceğiz.'' Dönem açıhşını dernek üyelerinden Emine Denizer'in uzun yıllann birikimi olan ve 'An fotoğraflan'ndan oluşan 'Yaşam! Bir Yerlerde' adlı sergisi ile açmalanmn da anlamh olduğu- nu beürten Ulukan, sergjnin 28 Ekim'e dek açık olduğunu anunsatü. (0 322 458 38 52) Emine Denizer'in sergianden bir fotoğraf. Kültür Senisi - Uluslararası Likya Sempozyumu'nun üçün- cüsü, 7-10 Kasım tarihleri ara- sında Antalya'da yapılacak. 1995 yıhndan bu yana kuruldu- ğu arkeolojik ve kentsel sit ala- nı Antalya - Kaleiçi'ndeki ta- rihi binasında etkinligini sürdü- rüenAKMED(Suna - Inan Kı- raç Vakfı Akdeniz Medeniyet- leri Araştırma Enstitüsü) tara- findan gerçekleştirilen sempoz- yumun düzenleme kurulunda Prof. Dr. CevdetBaybuıHuoğ- hı, Prof.Dr. HahıkAbbasoğlu ile Kayhan Dörtiük yer ahyorlar. 'işteLikya!' başlığından yola çı- kılan sempozyum ise Divan Antalya Talya Hotel Kongre Merkezi Platin Salon'da yapıla- cak. 7 Kasım sabahı 09.00'da- ki açılış konuşmalannın ardm- dan 10.30'da Refik Dunı'nun 'BaüAkdenizBölgesindeNeoü- tike Geçiş' konulu sunumuyla ilk oturum başlayacak. 10 Ka- sun Perşembe, 15. oturumun sonunda saat 17.10'da Cevdet Bayburduoğhı ile JürgenBoıth- hardt'ın yapacaklan genel de- ğerlendirmeyle sempozyum so- na erecek. Sempozyumda, Lik- ya'nm tarihöncesinden başla- yıp ortaçağın sonuna kadar uza- nan süreçte coğrafyası, tarihi, arkeolojisi, epigrafisi, nümiz- matiği ve sanat tarihini de kap- sayan bildiriler sunulacak. Ul- kemizden uzmanlar, bu etkinhk- te Avusturya, Yunanistan, ABD, Almanya, Italya, Avustralya, Kanada, Belçika, Ingıltere, Fran- sa, Isvıçre ve KKTC'den arke- olog ve ilişkili dallardan uzman- larla buluşacaklar. 'Myra-Demre Aziz Nikolaos KüisesiMimariDeğerlendirme- leri', 'Geç Roma Dönemi Lik- yası'ndaKaiseBenzeönesi', 'An- tik Likya'da Kadının Statüsü 1 , 'Likya Mimarisi ve Mimesis\ 'Geç AntikveErkenBizans Dö- neminde Likya' sunulacak bil- diri başlıklanna birkaç örnek sadece. Sempozyumda sunulan bildiriler ve sonuç bildirgesi, daha sonra kitap olarak yayım- lanacak. (0 242 243 42 74- akmed@akmed. org.tr) YAZIODASI SELtM tLERİ Eylül'de Boğaziçi (3) Eylül'ün aşka hasret kahramanı, Necib, da- yanamaz; Suad'ın eldivenini çalar. Sonra has- talanacak, kayıp eldivenini Suad onda bula- caktır... Karanlık bir gecede görülen rüya, Suad'a, kendisinin de Necib'e karşı duygusuz olma- dığını öğretir. 1890'ların sonundaki Istan- bul'da, dönemi için o kadar cesur aşk içten içe varlığını hissettirmiştir. Hasta iyileşip üç arkadaşın yeniden birara- ya gelişlerinde sonbahar olanca saltanatını kur- muştur. Yağmurlar başlar. Gökyüzü duman ren- gidir. Damlalar, "birağaçtan meyve düşergi- bi patırdayarak nazla düştükçe, yollann biri- ken toprakları delik deşik olarak hafif bir toz" kalkmaktadır. Yağmurda daima denizin ve toprağın koku- su. Bazı günler yazdan izlenimler taşır yine de. Boğaziçi rüzgârsız, durgun, sessizdir. "Deniz bir kısmı bulutlarla solmuş, ilerisi güneşle yanmış", serilmektedir. Karşı kıyının, Anadolu yakasının çizgileri, renkleri duru bir ışıkta artık çok keskindir. He- le yağmurlardan sonra. Sandal gezilerinde ruhun ıssızlığı, çoraklı- ğı pekişir. Görüntüler de ıssız ve çoraktır. Rüz- gâr ve yağmur bulutları denizde siyahlanan ürpertiler bırakır. Bazan bir kış manzarası bile şöylece beli- rir, neyse ki kaybolur. Eylül'de Boğaziçi yalnız bırakılmış insanın ruh dünyasını dört bir yanından çevreleyen eş- siz bir dekordur. Pek az eser, istibdatın dü- şünce ve duyguda köreltici etkisini, istibdat- tan söz açmaksızın, belki de istibdatı hiç dü- şünmemişken bu kadar ustaca anlatabilir... Ülküsüz, cansız, birbirinden kopuk, amaç- sız, ruh gurbetindeki o insanlar rüzgârda, yağ- murda, siyah ürpertili denizde git git silinme- ye tutsak düşerler. Tıpkı gezinti arabalarının seyrekleşmesi, Büyükdere'deki otelde kibar kalabalığın azalması, sularda mesirelerde eğ- lenenlerin yok olması gibi. Suad-Süreyya- Necib üçgeninin hayatları da sonbaharla bir- likte sönükleşir. Suad eylül ayına minnet besler: "Eylül!.. öyle birayki, geçen hergüzelgü- nü için ona minnettar olmak lazımdır. Eylül esef ve hasret ayıdır; içine birkaç günlük kış hücumundan acı düştüğü için, insan o gü- zel havalarm, devamlı yazın artık geçtiğini anlayıp esefeder ve hasret çeker..." Boğaziçi'nde renkler solar, çiçeklerin koku- su silinir, yapraklar hızla saranr. Yapraklann ço- ğu dökülüşüp çamurda çürür. özgürlüğünü, bireyliğini yaşayamayan insan burada sade- ce yılgılara kapılır. Adı konulmamış istibdat... Her türlü "baskı" amansız bir zafer kazanır. "Evet, her şey çürüyor, hersey... insanlar çürümeyecekler mi? Eylülde, sanki bahara hasret çeken melul bir tazelik, sanki üzerine çöken kışın, kendini mahvetmek isteyen son- bahara rağmen devam etmek, yine bahar ol- mak mücadelesi vardır; fakat bunun muhtaç olduğu şeylerden mahrumdur ve kendisin- de de dayanmak takati kalmamıştır; tabiat da bunu anlamış gibi acı bir düşünceyle, üstü- ne çöken ıssızlığın, matemin altında ezilerek durur. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ne kadar da- yanabilirse dayansın, kışın galip geleceği, ar- tık her şeyin, hürümidin bittiğini, buna taham- mül lazım geldiğini anlamaktan doğan bir ta- katsizlikle ağlar... Ne renk, ne güzel koku... İşte yapraklar ölüyor... Rüzgâr insafsız, yağ- murinatçı; herşey çürüyor, oh!... Her şey çü- rüyor!.." Artık kırlangıçlar da gider. Aşkın yaşanmadan yıkılacağını hissederiz. Boğaziçi de kendi yıkılışına hazırlanmakta- dır. Mehmet Rauf, eylülü Boğaziçi'nde biryas şarkısına dönüştürür. Yüz beş yıl önce ya- yımlanmış bu roman, hiç şüphesiz, yarın da edebiyatımızın en duyarlı, en ince eserleri ara- sında varlığını koruyacak. Önerilen Kitap / Bir Yaz Yağmuruydu, Mario Levi, Do- ğan Kitap, 2005. TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ 2005 - TUS EYLÜL DÖNEMİ EK YERLEŞTİRMEYE KATILMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE! 2005 Tıpta Uzmanlık Eğitimi (TUS) Eylül Dönemi sonunda boş kalan kontenjanlara Ek Yerleştirme yapılacaktır. Kayıtyaptınlmayanveya yerleştirmeden boş kalan kontenjanlar 24 Ekim 2005 tarihinde Sağlık Bakanlığı II Müdürlüklerinden veya ÖSYM'nin www.osym.gov.tr internet adresinden öğrenilebilir. Ek yerleştirme kontenjanlarına başvurmak isteyen adaylar, Başvurma For- munu Ek Yerleştirme Boş Kontenjan Listesine bakarak doldurup 28 Ekim 2005 tari- hinde Merkezimizde olacak şekilde Acele Posta Servisiyle veya Taahhütlü olarak pos- ta ile gönderecek ya da elden teslim edeceklerdir (faks kabul edilmez). 2005-TUS Eylül Dönemi Ek Yerleştirme Kontenjanlarına başvurabilmek için aşağıdaki koşullann tümünü karşılamak gerekir. a) 10 - 11 Eylül 2005 tarihlerinde yapılan 2005 - TUS Eylül Dönemi sınavlanna girmiş olmak. b) 2005 - TUS Eylül Dönemi sonunda hiçbir programa yerleşmemiş olmak. c) Ek yerleştirmede tercih edilen programın 2005 - TUS Eylül Dönemi merkezi yerleştirme sonunda oluşan en küçük puana aynı puan türünde eşit veya daha yüksek bir puana sahip olmak. Adaylar, Başvurma Formunu ve Ek Yerleştirme Boş Kontenjan Listesini Sağlık Bakanlığı II Müdürlüklerinden, KKTC'de oturanlar ise "Bedrettin Demirel Caddesi, No: 101, Lefkoşa/KKTC " adresindeki ÖSYM Temsilciliğinden 24-28 Ekim 2005 ta- rihleri arasında alabilirler. Adaylar, 2005 - TUS Eylül Dönemi Ek Yerleştirme ile ilgili danışma için (0 312) 298 80 50 numaralı telefona başvurabilirler. ÖSYM BAŞKANLIĞI SIVAS VALİLİĞİ İL ENCÜMENİ BAŞKANLIĞFNDAN l-_Mülkiyeti Sıvas tl Özel Idaresi'ne ait Sıvas mer- kez Ortülüpınar Mahallesi. Istasyon Caddesi üzerinde ve tapunun 25 pafta, 1841 ada ve 1 nolu parselde ka- yıth 3062 M2 arsa üzerine yapılmış olan 114 oda, 234 yatak kapasıtelı. lokanta ve çok amaçlı salonlardan oluşan 10 katlı ve "4 yıldızlı otel binası", 2886 sayıh Devlet Ihale Kanunu'nun 35 a maddestne göre kapalı teklif usulüyle satılacaktır. 2- Satılacak taşınmazın muhammen bedeli KDV ha- riç 10.000.000.00 YTL olup. geçici teminat tutarı: 300.000.00 YTLdir. 3- thale, tl Encümeni'nce 23 Kasım 2005 Çarşamba günü saat 10.00'da Sıvas ll Özel Idaresi Hizmet Kompleksi Encümen Toplanh Salonu'nda yapılacak- tır. 4- İhaleye ılışkın şartname, Sıvas tl Özel Idaresi Gelir Şube Müdürlüğü'nde mesai saatlen içerisinde görûlebilir/ücretsiz temin edilebilir. 5- tsteklilerin: Aşağıdaki belgeleri içeren kapalı teklif zarflannı inale saatine kadar, makbuz karşılığın- da ihale komisyonu başkanlığına vermesi gerekmekte- dir. Dış zarf aşağıdaki belgeleri içerecektir. a) Içzarf (teklif zarfi) b) Nüfus cüzdanı (aslını ibraz etmek şartıyla sureti), c) Tebliğe esas ikâmet belgesi, d) tstekli tiizel kişi ise oda kaydı ve vergi levhası, e) Vekâleten iştirak edilmesi halinde noter tasdikli vekâletname, şirket adına iştirak edilmesi halinde şir- keti temsile yetkili olduğuna dair noter tasdikli imza sirküsü, ortak girişim olması halinde ise noter tasdikli ortaklık sözleşmesi ve imza sirküsü, f) tmzalı şartname, g) Sıvas Valiligi tl Encümeni Başkanlığı adına alın- mış, 300.000.00 YTL tutanndakı geçici teminatın ya- tınldığına dair banka makbuzu veya teminat mektubu, 6- fiıaleye iştirak edenler şartnameyi peşinen kabul etmiş sayılırlar. 7- tdare, ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. 8- Telgraf veya faksla yapılacak müracaatlar ve pos- tada meydana gelebılecek gecıkmeler kabul edilmeye- cektir. tlan olunur. Basın: 49754 ACI KAYBIMIZ Merhum Akhisarlı Çanakkale Gazisi Emekli Öğretmen M. Asım ve E$i Z. Hilmiye Çetinkaya'nm kızı,lstanbul Büyükşehir- Eminönü ve Eski Eserler MİMAR'I AYSEL ÇETİNKAYA 24/10/2005 günü Hakk'ın Rahmetine kavırçmuştur. Cenazesi 25/10/2005 günü Karacaahmet Camii'nden öğle namazında kaldınlarak Karacaahmet Mezarlığmda toprağa verilecektir. KARDEŞLERİ; Ayfer- (Merhum Okhan)- Orhan Kaya Çetinkaya YECENLERİ; Prof.Dr.Gölay Hergenç- Dr.Senay Rasche- Dr.Nuray Örge- Öğretnıen Burçin Didem Koru- Ekin Uluseri- Cem ve Sema Arıman KÜÇÛKYEGENLERİ; Doga Hergenç- Renan ve Suzan Rasche- Timur ve Tamer Örge- Oğuzhan ve Batuhan Koru AKRABALAR1; Necla ve Reyhan Çetinkaya- Leyla Yetkin- Selma Gökcek Sevenlerine duyrulur. Çiçek gönderilmemesi rica olunur. Arzu edenlerin Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'ne bağış yapmasıricaolunur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle