Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2005 CUMARTESİ
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Istanbul S 19 Sinop B 19 Adana B 23
Edirne B 21 Samsun B 19
Kocaeli S 21 Trabzon Y 17
Çanakkale B 21 Gıresun PB 17
Izmır B 23 Ankara S 15
Manisa B 22 Eskişehir S 17
B 16Aydın B 25 Konya
Denizli B 22 Sıvas PB 10
Zonguldak S 19 Antalya B 24 Kars
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
PB
B
B
PB
K
K
24
18
20
16
16
13
11
PB 12
Yurdun kuzey ve doğu
<esımterı parçalı çok Du-
F
ırt!u, Doğu Karadenız kıyı-
lan ile Doğu Anadolu'nun
gjneydoğusu yağmurtu
dığer yerler az bulutlu ve
açık geçecek Marmara -
nın doğusu ile yurdun ıç
kesımlennde sabah saat-
lennde sıs gorulecek Ha-
va stcalığı tum yurtta 2 ıia
4 derece artacak Kuzey
ve batı yonlennde orta
kuvvette esecek
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
K
Y
Y
B
Y
Y
Y
Y
3
12
11
15
15
15
15
15
Münıh Y 20 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
B
Y
PB
PB
Y
B
B
PB
18
14
26
18
19
8
21
21
B 19 Şan
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahıre
PB
Y
B
Y
SY
PB
Y
A
8
17
17
26
12
26
13
27
A 22
Parçalı bulutlu SlS,ı k
Çok bulutlu Yağmurlj iKa/iı S u l u k a r
. Gök gurûltüKJ
G U I V C ELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
geliyorlar.
AKP de köşe başlarını tutmuş, ulusal gerçek-
lere Sfrtını dönmüş, kimileri AB'den, kimileri yerli
patronlardan beslenen, Avrupalı görünmeye öze-
nen tiplerden yararlanmayı pekâlâ başarıyor.
Van olaylarının gerçek içyüzü yavaş yavaş or-
taya çıkmaya başladı.
Kimi bakanlar "Daha neler olacak, ne/er" diyor-
lardı. Meğer neler olmuş, neler! Işte:
YücelAşkır» 1999'darektörlükgörevine, "Ra-
dikal Islamın kalesi olmuş bir üniversitede görev
yapıyoruz" diyerek başladı ve:
Radikal Islarna karşı mücadeleye girişti. Üniver-
sitenin girişinde iki minareli cami olduğu için Zi-
raat ve Fen Fakültesi'ndeki kız erkek mescitleri-
ni kapattı. önceki yıllarda olduğu gibi oruç tutma-
yanlara saldıran yok. Kara çarşaf, türban yok. Ra-
mazanda yemekhaneler, kafeteryalar açık. Tür-
banlı öğrenci iiniversite bünyesinde rahatça do-
laşabiliyor ve:
Değişimin başlamasından ve yerleşmesinden
sonra kıyamet koptu!
• • •
Yücel Aşkın ve bir avuç arkadaşının kabahati,
YÖK Başkanı Teziç'in söylediği gibi "üniversite-
lerin medreseleşmesine" -Van'da- karşı durmak.
Suçları Cumhuriyet'e sahip çıkmak.
Rektör Aşkın, bir yandan da kendisinden ön-
ceki rektör dönemınde yapılan ihale ile ilgili usul-
süzlük savlarının hedefi oluyor, doğal olarak so-
ruşturma başlatıyor.
Van'daki gerici gruplar rektörden rahatsız. Ola
ki Ankara da (hükümet) rahatsız. Soruşturma, Yü-
cel Aşkın'a yönelik suç unsuru bulunamayınca...
linç girişiminin ilk adımı klasik bir yöntemle baş-
latılıyor. Bir ihbar mektubu üzerine savcılık hare-
kete geçiyor. Suç, çıkar amaçlı suç örgütü (çete)
oluşturmak! Eşiyle Azerbaycan'da olan rektörün
evi basılıyor, kayıtlı tarihi eşyalarına, dizüstü bil-
gisayanna el konuluyor.
Evinin aranmasından 91 gün sonra tutuklanıyor!
• • •
Bu olaylara iktidar seyirci. YÖK, sadece rektö-
rün "siyasi baskılar sonucu" tutuklanmasına kar-
şı savaşım vermiyor; laik Cumhuriyeti ve devrim-
leri savunma görevini de yerine getiriyor.
Van olayıyla ortaya çıkan gerçek şu: Olay; irti-
ca gruplannın ve onları sinsice himaye edenlerin
ülkeyi radikal Islama teslim etme girişimlerinde al-
dıkian mesafeyi gösteriyor ve bu Başbakan:
- Rektörün tutuklanmasını "komplo"olarakde-
ğerlendirmelere ne diyeceğini soranlara -; "...Her-
kes görevini bi/irse... ülkemize çok daha faydalı
oluruz. Yeter ki herkes görevini, 'yerini bilsin' ve
bulunduğu görevin gereğinıyerine getirsin..." di-
yor.
Başbakan bu söylemiyle herhalde; rektör sade-
ce rektörlükte bürokratik görev yapsın! Laik reji-
me kastedenlere müdahale etmesin. Laik rejim
koşutunda eğitime ağırlık vermesin!.. Sonra...
Üniversitede çarşafla gezilsin, türbanla derse gi-
rilsin, oruç tutrnayanlara saldırılsın. Ramazanda
kafeteryalar, lokantalar kapatılsın. Kız ve erkek
öğrenciler el ele -zinhar- dolaşmasın. Cami var-
ken mescide gerek görmeyenler ölümle tehdit
edilsin ve irtica dal budak salsın... demek istiyor.
Bu adamların değiştiklerine inananların aklına
şaşarım!
Cutnhuriyet, 'Hüsnü
Amca'sını uğurladı
tstanbul Ha-
ber Servisi -
Cumhuriyet ga-
zetesinin en kı-
demli emekçisi,
sermürettipi
Hüsnü Turcan
(94), Bakır-
1911FatihKara-
gümrük doğumlu
Turcan 7 Mayıs
1924'te kurulan
Cumhuriyet'e 13
yaşında girdi. Çı-
rak olarak başla-
dığı mesleğinde
köy'dekievinde Hüsnü Turcan. senn
ürettiplığe
kalp yetmezliği sonucu
yaşamını yitirdi.
Hüsnü Turcan (Hüs-
nü Usta), önceki gün
Bakırköy Yenimahalle
Camisi'nde kılınan öğ-
le namazının ardından
Edimekapı'daki Kozlu
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Törene ailesi,
yakınlan ve Cumhuri-
yet çalışanlan katıldı.
(bugünkü uygulamayla
sayfa yapım servisinin
baş yöneticisi) dek yük-
seldı. Cumhuriyet' in 81
yıllık yaşamının 48 yı-
lına çalışarak, yaklaşık
5 yılına yönetim kuru-
lu üyesi olarak, diğer
bölümüne de yakrndan
izleyerek tanıklık eden
Hüsnü Turcan 1972'de
emekliye aynlmıştı.
VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI
Gazetemizin en kıdemli emekçisi
ve tanığı, emekli sermürettibimiz,
yönetim kurulu üyemiz,
'Hüsnü Usta'mız,
Sayın ve Sevgili
Ü ÜHÜSNÜ
TURCANı
yitirdik.
Kendisini saygıyia anıyor,
yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
Başbakanlık Müsteşarı Dinçer, artık öğretim üyeliği yapamayacak
Dinçer'in intihali kesinleşti
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - YÖK Genel Kurulu,
Başbakanlık Müsteşan Ömer
Dinçer'in "İşletme Yönetimi-
ne Giriş adlı kitabında intihal
(Bilim hırsızlığı) yaptığına"
oyçokluğuyla karar verdi. Ku-
rul, Dinçer' i üniversite öğretim
üyeliği görevüıden de atarken
Başbakanlık Müsteşan bir daha
Türkiye'deki herhangi bir üni-
versitede öğretim üyeliği yapa-
mayacak. Dinçer "Prof. Dr."
unvanını ise kullanabilecek.
YÖK Genel Kurulu dün Ku-
rul Başkanı Prof. Dr. Erdoğan
Teziç başkanlığında toplandı.
Toplantının öğleden sonraki bö-
lümünde YÖK Genel Kurulu,
intihalleri görüşmek üzere
"Yükseköğretim Disiplin Ku-
rulu" adı altında bir araya gel-
di. Toplantıda Dinçer'in avuka-
tı Abdurrahman Öz savunma
yaptı. Öz savunmasında söz ko-
nusu "İşletme Yönetimine Gi-
riş" kitabının Dinçer, Başba-
kanlık Müsteşarlığı'na atandık-
tan sonra yayımlandığını savun-
du. Avukat Öz, Dinçer'in intihal
yaptığı yönündeki iddialann
müvekkilini yıprahnaya yönelik
olduğunu ileri sürerken halen
devam eden davada da bilirkişi-
nin intihal yapılmadığı yönünde
görüş açıkladığını kaydetti.
Denetleme Kurulu'nda işlet-
me üzerine uzman olan üyelerin
bulunmadığını savunan Öz,
"intihal" karannın çıkmasında
etkili olan YÖK Denetleme Ku-
rulu raporunun "uzman olma-
Törene katılanlar ve Kışlab'nın 6 yaşındaki kızı Nilhan, Kışlab'nın gömütüne karanfil bırakti.
Ahmet Taner Kışlalı anıldıHaber Merkezi - Bombalı sal-
dın sonucu yaşamnu yiriren ga-
zetemiz yazan Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlalı, dün düzenlenen
etkinliklerle anıldı.
Kışlalı için ilk tören Çayyo-
lu'ndaki evinin önünde yapıldı.
Buradaki törende konuşan CHP
Ankara tl Başkanı Hakkı Süha
Okay, devlet görevlileri sorum-
luluklannı yerine getirmedikleri
için aydınlanmacı yazar ve bilim
insanlannın peş peşe öldürüldük-
lerini dile getirdi. Atatürkçü Dü-
şünce Derneği (ADD) Genel
Başkanı Ertuğrul Kazancı da
Kışlah'mn antıemperyalıst, ulu-
salcı, halkçı, devrimci kişiligine
değinerek "Kışlah nitelikleri ile
halk düşmanlarının, yurt ve u-
lus düşmanlarının, vatan hain-
lerinin hedefi oldu" diye konuş-
tu.Törene katılan kalabalık grup
daha sonra yürüyerek Kışlalı'nın
Çayyolu'ndaki parkı ve amtın
önüne geldiler. Burada yapılan
saygı duruşunun ardından Kışla-
h'mn Karşıyaka Mezarlığı'ndaki
gömütünü ziyaret ettiler.
Kışlalı, Istanbul'da gazetemiz
ile Yurtsever Hareket ve Beşiktaş
Belediyesi işbirliği ile düzenle-
nen törenle anıldı. Beşiktaş Kül-
tür Merkezi'nde düzenlenen an-
ma töreninde açılış konuşması
yapan gazetemiz yazan Şükran
Soner, suikasta kurban giden bü-
tün aydınlann ortak bir kimliği-
nin olduğuna dikkat çekerek,
"Kışlah da diğer öldürülen ay-
dınlar gibiAtatürk İlke ve Dev-
rimleri'nin peşinde giden ve bu
değerleri halka benimsetmek
isteyen biriydi" dedi.
Ressam-yazar Bedri Baykam
ise suikast sonucu hayatını kay-
beden gazeteci-yazar Kışlah'nın
örümcek kafalı zıhniyetlerin bil-
gi, mantık ve tartışma ile alt ede-
mediği büyük bir değer olduğu-
nu vurguladı. Beşiktaş Belediye
Başkanı fsmail Unal da Kışla-
h'mn Atatürk ile özdeşleşen bir
yazar olduğunu anımsatarak,
çağdaşlık ve demokrasi karşıtı
olanlarla her zaman mücadele
edeceklerini söyledi.Törenin ar-
dından düzenlenen "Kışlah'nın
'Demokratik Toplumcu Çağn'sı
ve Günümüz Türkiyesi" konu-
lu panelde gazetemiz yazarlann-
dan Dr. Alev Coşkun ile Ümit
Zileli ve yazar Prof. Dr. Nermin
Abadan Unat, Kadın Araştırma
Derneği Başkanı Prof. Dr. Necla
Arat birer konuşma yaptılar.
van kişUerce" yazıldığmı öne
sürdü. Öz, "uzman olmayan
kişilerin" yaptığı "aşırma"
tespitini içeren cümlelerin "ge-
nel geçer" ifadeler olduğuna
vurgu yaparak, bunlann öğretim
üyeleri arasında "anonim" ha-
le geldiğini belirtti.
Fidan'a da aynı ceza
Savunmanın ardından yapılan
değerlendirmede Ömer Dinçer
hakkında, "İşletme Yönetimi-
ne Giriş" adlı kitabında, intihal
yaptığı gerekçesiyle
Yükseköğretim Kurum-
lan Yönetici, Öğretim
Elemanı ve Memurlan
Disiplin Yönetmeliğinin,
11. Maddesi'nin (a) fık-
rasmın 3. bendi uyann-
ca, "Üniversite öğretim
mesleğinden çıkarma
cezası" verihnesi oyçok-
luğuyla kararlaştınldı.
Aynı ceza, Dinçer'in
söz konusu kitabı birlik-
te yazdığı Yrd. Doç. Dr.
Yahya Fidan'a da veril-
di. YÖK, Dinçer'in aka-
demık unvanını ise intı-
halidoktoratezindeyap-
madığı için kaldmnadı.
Buna göre Müsteşar
Dinçer "Prof. Dr." olan
unvanını kullanabilecek.
Karar 14'e 5 alındı
oi
C Toplantıda karar 5'e
karşm 14 üyenin oyu ile
alındı. Karşı oy kulanan
5 üyenin hükümet kon-
tenjanından atanan öğre-
tim üyeleri olduklan öğ-
renildi. Öte yandan top-
lantıda "karar nihai de-
ğü" tartışması çıktı. Hü-
kümet kontenj anından
atanan 5 üye YÖK'ün ka-
rannın değiştirilebilece-
ğini savundu. Buna kar-
şın diğer 14 üye "inti-
hal" yapıldığıriın ortada
olduğunu ifade etti. Top-
lantıya Prof. Dr. İlhan
Tekeli \e Prof. Dr. Mus-
tafa tlhan ise mazeret
göstererek katılmadı.
'Yargıya gideceğiz'
Ömer Dinçer'in avu-
katı Abdurrahman Öz
ise, YÖK'ün karannın
ardından pptığı açıkla-
mada "YÖK'ün kararı
bize henüz gelmedi, ka-
rar gelince hukuki hak-
larımızı kullanacağız"
diye konuştu.
Üniversiteyiçağdaşgörünüme sokanAşkn 'a cumhuriyetkurumlannın sahipçıkmasını istedikr
Van'da dekanlarm isyanıI Baştarafı 1. Sayfada
mah, buranın Türkiye sınıriarı
içinde olduğu unutuhnamah ve
bizedaha fazla özen gösterilme-
li" dedi. RektörAşkın'ın rutuk-
lanmasuıın ardından sıkıntılı
günler yaşayan Van Yüzüncü Yıl
Universitesi'nin dekanlan, Cum-
huriyet'e konuştu. Türkiye'nin
dört bir yanından bugün üniver-
siteye gelecek olan rektörleri kar-
şılamaya hazırlanan dekanlar,
rektörlük binasında üniversitenin
dününü, bugününü ve sorunlan-
nı anlattılar.
Fırat Cengiz (Ziraat Fakültesi
Dekam): Aşkın'ı öğrencilik yıl-
lanmdan tamyonım. 1995'te Zi-
raat Fakültesi Dekanlığı'na,
1999'da da rektörlük görevine
atanmasından bu yana üniversite-
yi çağdaş, laik, demokratik bir
yapıya kavuşturmak için göster-
miş olduğu katkılar gerçekten öv-
güye değer. Üniversitenin geçmi-
şinde ne yazık ki Atatürk ilkele-
rine ve cumhuriyetin temel ilke-
lerine tamamen ters düşen, özel-
likle cemaatçi bir akademik kad-
rolaşmanın var olduğunu söyle-
mek durumundayım. Aşkm'ın
1995 yılından bu yana üniversi-
tenin çağdaş, laik ve demokratik
yapıya kavuşturulması ve bilim-
sel düzeyinin yükseltilmesi için
küçük bir ek^ple büyük çabalar
sarf ettigi herkesçe bilinmektedir.
Cumhuriyetin tüm kurum ve ku-
ruluşlan, meslek örgütleri, si\il
toplum kuruluşlan ve aydınlann
bu üniversıteye ve bilim insanla-
nna sahip çıkmalan gerektiğine
inamyorum.
Bülent Karakaş (İktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi Dekanı):
Atatürk'ün 1931 "de vasiyet etti-
ği üniversite, tam 41 yıl sonra
1988'de kuruldu. Bir üniversite
kurulduktan 20 yıl sonra ayakla-
nnın üstünde durmaya başlar. Biz
tam ayaklanmızın üstünde dur-
maya kalkıyorduk, birileri kaldır-
madı. Görünen o. Burada görev
yapmak kolay değil. Bu sıkıntı-
lar atlatıhp gidecek, biz yine so-
runlanmızla baş başa kalacağız.
Yani üniversite sadece bu sorun-
larla gündeme geknemeli.
Erksin Güleç (Fen Edebiyat
Fakültesi Dekanı): Hoca sosyal
bilimlerin, ülke için kullanılma-
sım çok iyi idrak etti. "Batı'nın
bize empoze ettiği kültürü de-
ğil, biz kendi yaşadığımız coğ-
rafyadaki kültürü, doğrulan-
mızJa, kendi insanlarımızın ça-
hşmalarıyla ortaya koymamız
gerekir" düşüncesindeydi. Ör-
neğin, Türkiye Cumhuriyeti tari-
hi konusunda bir ilanımız var.
"Ermenilerin tezine karşı çı-
kacak, uluslararası arenada
bizi savunacak. çok ivi İngiliz-
ce bilen birkaç tane asistan al-
malıyız ki bizi orada savun-
sun" derdi.
ÜmitTolluoğlu (Mühendislik-
Mimarlık Fakültesi Dekanı): Yü-
cel Aşkın, gerçekten ideal bir
cumhuriyet ayduıı, çok yönlü hü-
mamst bir insan, sözüne her za-
man güvendiğim bir insan. Ben-
ce Türkiye'de birçok ilke imza at-
mış bir doğa bilımcı. Üzerimiz-
de bu kadar suni baskılann bulun-
ması bizi rahatsız ediyor.
Nihat Mert (Veteriner Fakülte-
si Dekam): 1985'teVan'ageldim.
Bize kimse "Git doğuda çahş"
demedi. Kendi isteğimizle gel-
dik. "Bize bu kadar para har-
camyor, bunun karşılığını geliş-
memiş bölgelerde verelim" de-
dik. Hoca'yla 4 ayn görevde be-
raber oldum. Yüksekokullar Ko-
ordinatörü olarak görev yaptığım
sırada Midyat, Yüksekova, Hizan
ve Doğubeyazıt'ta yüksekokullar
açtık. Cünkü, sıkıntılann eğitim
kurumlanyla aşılacağını düşünü-
yorduk. Neden Atatürk, doğuda
üniversite kurulmasını istemiş ve
Van'ı işaret etmiş? Bu yüzden...
Recai Karahan (Hakkâri Eği-
tim Fakültesi Dekanı): Hoca,biz-
lerden çok daha ıleri düşünebilen
ve her alanda en ince aynntısına
kadar tartışabilen bir bilim ada-
mı. El Sanatlan Merkezi Müdür-
lüğü'nde 2 olan tezgâh sayısını
70"e kadar çıkardık ve birçok kı-
şiye iş olanağı sağladık.
Zühre Şentürk (Güzel Sanat-
lar Fakültesi Dekam): Ben Yücel
Bey'e hiçbir zaman rektör diye
hitap etmedim. Ben hep "ho-
cam" dedim. Ben hocayı
1990'dan bu yana tanıyorum.
Hep şöyle bir hayali vardı; doğu-
da mücadele etmek istiyordu.
Sonra buraya geldi. Gazi Üniver-
sitesi'nde çalışırken bir gün gel-
di ve dedi ki: "Artık senden bir
görev bekliyorum. Benimle be-
raber bir ekip içerisinde olma-
ya var mısın?" dedi ve karanm
için 2 saat süre verdi. Ben de sü-
renin sonunda kendisini aradım
ve "Madem böyle bir inanç var,
geliyorum" dedim. Hocanın
inancı vardı, bu inançla biz yola
çıktık. Biz Atatürk ilkeleri doğ-
rultusundaki mücadelemizi sür-
düreceğiz, asla bunu bırakmaya-
cağız. Bu böyle biline...
Selahattin Kıyıcı (tlahiyat Fa-
kültesi Dekam): Hoca kendi sa-
hasına sıkışmış biri değildi. Fa-
kültemize geldiğinde bizlerle ko-
nuşacak pek çok konu buluyordu.
Ilahiyata devamlı sıcak baktı.
Mansur Kamacı (Tıp Fakül-
tesi Dekam): Yücel Hoca'nın sa-
nat ve bilim felsefesine bakışı
hep ilgimi çekti.Hoca, Van Dev-
let Tiyatrosu'nun gelişimine kat-
kıda bulundu, gençlere yönelik
birçok çalışma yaptı.
GUNDEM MISTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
tuklayıp sonra yargılama unsurlarını saptamaya
girişmek, hangi hukuka sığar?
Başta da vurguladığımız gibi olay Van ilinin sı-
nııiarını aşıyor. Ankara'da, Meclis ve devlet kori-
doriannda konuşulanları satır başlarıyla aktaralım:
- İktidar önce atacağı adımı saptıyor. Sonra ona
uygun bir kanun maddesi arıyor. Varsa kullanıyor,
yoksa zorluyor.
- İktidar mensupları 1.5-2 yıl önce, biz bu yar-
gıya güvenmiyoruz, demişlerdi. Anlaşılan şimdi
güvenebilecekleri bir yargı oluşturuyoriar!
- Öyle bir gidiş ki, sanki hiç iktidardan düşme-
yecekler. Bütün icraat bu mantıklayönlendiriliyor.
• • •
Bu mantığın üniversite ayağı olmaz mı? Elbet-
te olur. Işte Van olayı bu yaklaşımın bir parçası.
Başkan Bush'un tüm ülkeleri "ya bendensinizya
teröristsiniz" ikilemine sokması gibi, iktidar da
üniversitelere şunu söylüyor:
- Ya benim icraatımı uygularsınız ya da kendi-
nize cezaevinden sürgüne kadar onlarca yoldan
birini seçersiniz.
Ankara'da, AKP güdümünde hareket etmeyen
Anadolu'daki üniversite yönetimleriyle ilgili yol-
suzluğu çağrıştıracak bilgi-belge bulmak için bü-
yük bir çaba var. İktidar bu çabasını eğitimi dü-
zeltmek için kullansaydı neler yapmazdı. öyle ki,
ilindeki üniversitenin rektörünü suçlayacak birra-
por yazması için maliye müfettişlerinin kapısını
çalan AKP'Iİ milletvekili bile var!
Büyük kentlerdeki üniversitelere istediği gibi
diş geçiremeyen AKP'liler, küçük illerde benim-
semedikleri rektörün yalnızlaştırılması için de ay-
rıca çaba harcıyorlar.
AKP, iktidara geldiği günden bu yana tam dört
kez, YÖK'ü, devamında üniversiteleri kendileştir-
mek için hamle yaptı. Tümü ters tepince değişik
bir yol izleme kararı almış görünüyor.
Bu yol, yol değil...
• • •
Şimdi sözümüz topluma...
Tepkisiz, umut yorgunu, kaderini gelişmelerin
seyrine bırakmış bir toplum yapısı oluştu.
Bir rektör tutuklandı... Acaba başka türlü mü
yazmalı?..
Bir rektöööööör tutuklandıııııııı!..
öğrencilerin, öğretim üyelerinin, velilerin, Tür-
kiye'nin AB'ye girip daha demokratik bir ülke ol-
ması için olağanüstü çaba harcayanların, sivil
toplum kuruluşlarının, kitle örgütlerinin bir şey
söylemesi gerekmez rn:?
Hukuku çiğnemeden, rektör yargılanmamalı
demeden, kimseye hakaret etmeden şu soruyu
yüksek sesle sormak gerekmiyor mu:
- Binlerce kişi yüzlerce çeşit suçtan tutuksuz
yargılanırken, hatta yargılanmazken, hakkındaki
iddialar netleşmemiş bir rektör neden cezaevine
konuyor?
Eğer bu yöntem yol olursa, bir gün kapınızı ça-
lıp şunu söyleyebilirler:
- Sizi tutuklayacağız... Suçunuzu ve buna iliş-
kin delilleri daha sonra açıklayacağız!
ankcum " cumhuriyet.com.tr
'AŞKIN ERMENÎ KÖKENLÎ'
AKP'liTopraSan
şaşırtıcı suçlama
Dış Haberler Servisi
- Nano teknoloji konu-
sundaki gelişmelere
ilişkin bilimsel bir top-
lantıya katıhnak için Al-
manya'da bulunan AKP
milletvekili Ramazan
Toprak, Van Yüzüncü
Yıl Üniversitesi Rektö-
rü Yücel Aşkın ı "Er-
meni" olmakla suçladı.
Münih'te bir otelde
Türk sivil toplum kuru-
luşlarının temsilcileriy-
le görüşen Toprak, şaş-
kınlık yaratan açıklama-
larda bulundu. Toprak,
Rektör Aşkın'ın "Er-
meni kökenli" olduğu-
nu söyleyerek rektörle-
rin Aşkın'a destek ama-
cıyla Van'da toplantı
yapmalannın asıl nede-
ninin hükümetin YÖK
Yasası'm değiştirmesi-
ni engellemeye yönelik
olduğunu ileri sürdü.
Toprak, Başbakan
Recep Tayyjp Erdo-
ğan'ın rektörleri görev-
lerinden alacağı iddi-
asında da bulundu. Top-
rak, "Rektörler Van'-
da yürüyecekmiş. Er-
menilerin göz diktiği
Van'a Ermeni kökenli
Yücel Aşkın'ı rektör
olarak atıyoruz" de-
di.AKP Isparta Millet-
vikili Emin Bilgiç'te,
"rektörlerin yüzünün
kızarması" gerektiğini
belirterek, milletin de-
ğerlerinin devlet yöne-
timine yansıması için
çalışma yürüttüklerini
savundu. Karar alma
mekanizmalanmn sivil
kurumlara teslim edildi-
ğini ileri süren Bilgiç,
ordunun da kendilerini
destekleğini soyledi.
Soruştupmayı baştatan savaya terfi
• ANKARA (ANKA) - Van Yüzüncü Yıl Üni-
versitesı Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın hakkın-
daki soruşturma emrini veren Van Cumhuriyet
Başsavcı Vekili Muharrem Morgül, Kahraman-
maraş'a Başsavcı olarak atandı. Savcı Morgül'ün
görevlendirilmesinin ardından Rektör Prof. Aş-
kın hakkında iddianame hazırlanarak tutuklan-
mıştı. RektörAşkın'ın tutuklanması döneminde
toplanan Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun
hazu-ladığı atama kararnamesinde Morgül, Kah-
ramanmaraş'a başsavcı olarak atandı.
Düzettme
• İstanbul Haber Servisi -Gazetemizin 15 Ekim
2005 tarihlı sayısında yayımlanan "Fransız Lıse-
si'nin kültür merkezi açıldı" başlıklı haberde, Not-
re Dame de Sion Lısesi yanlışlıkla Notre Dame De
Sıon Kilisesi, lisenin müdürü Yann de Lansalut'un
ismi Yann De Lan Sabut ve Şışli Şube Milli Eğitim
Müdürü Nevzat Ispirli'nin ismi de Nevzat tskilli
olarak yazıhnıştı. Düzeltir özür dileriz.