17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 EKİM 2005 CUMARTESİ CUMHURİYET EKONOMI ekonomi(S cumhuriyet.com.tr Memur ve emeklisine sağlık için 363 dolar ödeyen devlet, SSK'li için 172 dolar harcıyor Devlet babanm üvey evladı• Türkiye'de kişi başına düşen sağlık gideri, 25 Avrupa Birliği ülkesinin oldukça gerisinde. Sağlık gideri tsviçre'de 4 bin219, trlanda'da 2 bin 255 dolar. Ekonomi Servisi- Devletin sun- duğu sağlık hizmetinden en düşük payı SSK'liler alırken en şanslı ke- simi memur ve memur emeklileri oluşturuyor. AA'dan Gökçen Çamlıyurt'un haberine göre Emekli Sandığı Ge- nel Müdürlüğü'nün verilerine gö- re, geçen sene SSK'li başına yapı- lan sağlık harcaması, kamu çalı- şanlan ve memur emeklileri için ödenen miktann ancak yansı ka- dar oldu. Devlet, 2004'te, SSK'liler için 6 milyar 405 milyon 528 bın YTL sağlık harcamasında bulundu. Bu şekilde, SSK'li sayısının 27 mil- yon 795 bin 128'e ulaştığı ülke- mizde, SSK'li başına yapılan orta- lama sağlık harcaması 172 dolar (230.5 YTL) düzeyınde kaldı. Kamu çalışam, memur emekli- si ve bunlann yakınlan için ger- çekleştinlen sağlık harcaması tu- tan ise 363 dolar (487.6 YTL) ola- rak hesaplandı. Devletin geçen yıl 9 milyon 283 bin 596 kamu çalı- şam ve emeklileri için yaptığı sağ- lık harcamalannın toplamı 4 mil- yar 527 milyon 259 bin YTL oldu. Son 3 yılda Emekli Sandığı'nın kasasından emekli, dul ve yetim- lerinin sağlık giderleri için toplam 7 milyar 134 milyon YTL çıktı. Öte yandan Dünya Sağlık Ör- gütü'nün (DSÖ) 2002 yılı verile- rine göre, Türkiye, kişi başına dü- şen sağlık harcamalan bakımın- dan 25 AB ülkesinin oldukça ge- risinde kaldı. Türkiye, sağlık gi- derleri açısından AB'ye aday ülke- lerden Hırvatistan'ı da yakalaya- madı, ancak Romanya ve Bulga- ristan'ı geride bıraktı. SAĞUKMPORU Ülke Harcaraa ($) Isvıçre 4.219 Norveç 4.033 Lüksemburg 2.951 Izlanda 2.916 Danimarka 2.835 Abnanya 2.631 Isveç " 2.489 Fransa 2.348 3 YIL HERKESE AÇIK TÜPRAŞ'a şartlı onay ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Rekabet Kurulu, Türkiye Petrol Ra- finerileri AŞ'nin (TÜPRAŞ) Koç- Shell Ortak Girişim Grubu'na satışı- na şartlı onay verdi. Rekabet Kurulu Başkanı Mustafa Parlak. bugün yapılan Rekabet Ku- rulu toplantısına ara vererek TÜP- RAŞ'ın satışına ilişkin karan açıkla- dı. Parlak, TÜPRAŞ'ın Koç-Shell Ortak Girişim Grubu tarafından dev- ralmasuıın, TÜPRAŞ'ın rafinaj pa- zanndaki mevcut hâkim durumu güçlendirebileceği ancak bu duru- mun, a lzmit RafinerisTnde yer alan LPG ithaline yönelik tesislerin proto- kol çerçevesinde yürütülen uygula- maya ilave olarak, 3 yıl boyunca dağı- ûm şirketierinin doğnıdan ithalat ya- pabilmeferine de oianak tanıyacakşe- kilde kullanıma açıhrasr halınde. re- kabetin önemli ölçüde azalhlması so- nucunu doğurmayacağına ve bu ko- şulla işleme "izin verilmesTnde sa- kınca bulunmadığına oyçokluğu ıle karar verildiğini belirtti. Parlak, TÜPRAŞ'ın diğer teşeb- büslerle ilgili olarak da, Indian Oil Coorporatıon Limited- Çalık Enerji Sanayi ve Ticaret AŞ Ortak Girişim Grubu tarafından devrahnmasında da, "işleme izin verilmesinde bir sa- kınca bulunmadıgınr kurulun oybir- liğiyle karar verdiğini söyledi. ÎHALE ÎPTAL OLMUŞTU Koza Davetiye Star 'a talip Ekonomi Servisi - Koza Davetiye ve Ipek Matbaacılık'ın bağlı olduğu Koza-Ipek Holding bünyesinde fa- aliyet gösteren tpek Yayıncıhk, da- ha önce 6 Ekim'de yapılması prog- ramlanan, ancak başvuru olmadığı için ertelenen Star gazetesi ihalesi için şartname aldı. tMKB'nin 20 Ekim tarihli bülteninde yer alan Ko- za Davetiye ve Ipek Matbaacılık açıklamalannda şöyle denildi: "Ko- za-tpek Holding bünyesinde faaüyet gösteren tpek Yayıncıhk Bilişim Sa- natsal ve Eğitim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ firması Star gazetesi ti- cari ve iktisadi bütünlüğü ihalesine girebilmek için ihale şartnamesini aJ- mıştır. İhaleyc katılan olmadığından iptal edilen ihale ile ilgili gelişmeleri takip etmektedir." SAFARİ HD-TOURMALİN Temsa dan iki yeni model Ekonomi Servisi - Temsa, Brük- sel'deki Busworld 2005 Fuan'nda yeni otobüs modeli Safari HD ve Tourmalin'in yanı sıra Diamond'ı sergiliyor. Temsa'dan yapılan açıklamada, Brüksel'de düzenlenen Bus- world'de, resmi olarak 1000'inci otobüsün teslim edileceği Fransız pazanndaki başannın ardından, bu- nun Avrupa'daki tüm faaliyetlere de yansıtılmasının planlandığı kayde- dildi. Safari HD, 12.2 ve 12.9 metrelik iki farklı uzunluğa sahip. Uluslara- rası müşterilere ilk olarak Busworld 2005'te sunulan Tourmalin ise 78 kişiye kadar yolcu kapasitesi ile Temsa'nın kısa mesafeli yolculuklar için sunduğu bir otobüs. Temsa'nın en üst modeli olan lüks, uzun mesa- fe otobüsü Diamond'un da 12.9 metre ve 13.9 metrelik seçenekleri bulunuyor. Temsa, Busworld 2005'te aynca Safari ve Opalin 9 araçlannı da sergiliyor. Manchester \^1 en zengin takımr^ Kulup Yllllk Gelir |Mılyon USD, 20r 1 Manchester Unıted 2 Juventus 3 AC Mılan 4 Real Madrıd 5 Bayern Munıch 6 Internazıonale Mılan 7 Arsenal 8 Lıverpool 9 NevvcastleUnrted 251.4 218.3 200.2 192.6 162.7 162.4 149.6 149.4 138.9 J&" i „ t & ^ ^ i n B m » ıji&T • mM 10 Chelsea 11 AS Roma 12 Borussıa Dortmund 13 Barcelona 14 Schalke 04 15 Tottenham Hotspur 16 LeedsUnıted 17 SS Lazıo 18 Celtıc 19 Olympıgue Lyonnaıs 20 Valencıa Kaynak: Sport Busmess Group a İtahan Juventus listede Manchester United'uı ardından ikinci sırada yer alryor. Yılhk getirleri ise 2183 milyon dolar. Dünyada 3 milyar alıcısı bulunan fiıtbolun yıllık cirosu yaklaşık 500 milyar dolar Futbolunkaymağı şirketlere B undan yaklaşık 300 yıl önce, arsalarda, çayırlarda masum bir oyun olarak başlayan fut- bolun, milyonlann değil, milyarla- nn ilgisini çeken, üstünden milyar- larca dolar kazamlan bir global en- düstri haline geleceğinı kim bilebi- lirdi? Ama oldu. Bugün futbol, "rnani- faktür" dönemıni, sonra da ıç paza- ra dönük endüstriyel döneminı geri- de bırakıp küreselleşmiş bir endüst- ri olarak icra ediliyor ve tüm ülke- lerde bu sanayi dalı, globalleşme hattı ve iddiasını izleyerek büyüyor. Futbol, tüm dünya genelinde 3 milyar alıcısı olan ve yaklaşık yıllık cirosu 500 milyar dolan bulan bir dev global sanayidir artık... Peter FUTBOLUN EKONOMİSİ -1- MUSTAFA SÖNMEZ • Arsalarda, çayırlarda masum bir oyun olarak ortaya çıktı. Üstünden milyarlarca dolar kazamlan oyunlar, manifaktür dönemini, sonra da ıç pazara dönük endüstriyel dönemi geride bıraktı. Şimdi, küreselleşmiş bir sanayi olarak icra ediliyor. Kenyon, Manchester United Genel Müdürü durumu özetliyor, "Sorun, bir futbol kulübü olarak nu, yoksa artık küreselleşmiş bir sporda dün- ya çapında tanınan uluslararası bir marka olarak nu algılandığımızı bil- mektir™" Tanmsal ürünlerin, giderek sana- yi ürünlerinin ihtiyaç için üretilmek- ten, pazar için üretilmeye evrileceği belliydi. Bunlar hızla metalaştı, tica- rileşti. Ardından hizmetlerin, mü- zik, basın, sinema, kitap gibi kültü- rel ürünlerin pazar için üretilmesı geldi. Bunu kısa sürede seyirlik sporların, bir sahne sanatı gibi me- talaşması, ticarileşmesi izledi. Futbol, tabii ki, en seyirlik, en sa- IKÎ TEMEL YATIRIM ALANI VAR Sporcunun imajı satılıyor P SG'den Barcelona'ya transfer edilen RonaJdin- ho'ya 30 milyon Avro, Manchester United'dan Real Madrid'e gelen Beckham a 25 milyon Avro. Blackburn'dan Chelsea'ya geçen DufTa 24 mil- yon Avro yatırım harcaması ya- pılmıştı... Bunlan sadece futbolcuya ya- pılan yatınm gibi düşünmeyin. Özellikle Beckham örneğinde ol- duğu gibi. yatınm yapılan insan sermayesinden beklenen, çıkıp yeşil sahada top koşturması değil, satın alınan onun "imaj"ı aym za- manda. O "ımaj" bir marka ola- rak satın alan kulübe para kazan- dınyor. Beckham formalan. Beckham'ın yeraldığı reklamlar- dan alınan paylar vs. yapılan ya- tınmın geri dönüş biçimleri. Futbol kulüplerinin iki temel yatınm kalemi var: Birincisi fut- bolcu ve teknik kadroya yatınm, ikincisi ise stadyuma yatınm. Yapılan yatınmlarla üretilen ürün (seyirlik futbol) yatınmcı kulübe a) Bilet gelıri, b) TV ya- yıngeliripayı, c) Stadm bir kom- pekse dönüştürülmesiyle rant ge- liri, d) Merchandise (marka kul- lanımı) geliri, d) Kulüp firması- nın hisse senetlerini borsaya ar- zederek gelir sağlama gibi geri dönüşler sağlıyor. David Beckham, iıtıaj satan futbolculardan. tılabilir spordu ve önce stadyumla- ra taşındı. Oradan, gazetelerin say- falannda beslendi, giderek elektro- nik medyanın, radyonun, TV'nin kucağında serpilip gelişti. Artık o "şov"un parasını sadece stadyum bi- letinden değil, medya üstünden ka- zanmak mümkün oluyordu. Gide- rek reklam veren için bir mecra ol- mayı başardı futbol. En çok gelir 5 ülkenin Futbol, elektronıkteki gelişme sonucu TV naklen yaymlan ile pa- zannı tüm dünyaya taşıdı. Ciroda üçte ikilik payı olan en büyük beş ül- ke, Ingiltere, Fransa, ttalya, Ispanya ve Almanya'da maç hasılatlan artık gelinn sadece yüzde 21'ini oluştu- ruyor. Buna karşılık gelirin yüzde 79'u medya gelirleri, sponsorluk an- laşmalan ve merchandising satışla- nndan... Medya patronlan, aynı za- manda futbolun da patronlan duru- muna geliyorlar. Ingiltere'de dünya- nın en büyük medya patronu Rupert Murdoch'a ait BSkyB Premier Le- ague'in yayınlannı elinde tutuyor. Almanya'da ise naklen yayın hakkı- nı Leo Kirch medya grubu öderken, bu şirketin yüzde 24'üne yine Mur- doch sahip.. Barcelona kulübü bir televizyon platformu olan Via Digital ile yaptı- ğı sözleşmeye göre 2003-2008 yılla- n arasında yayın haklanndan 2.3 milyar frank gelir elde edecek. Bu- na karşılık Ispanya'nın diğer lider kulübü Real Madrid ise Telefonica Media & Sogecable'la yıllık 400 milyon franka anlaşmış durumda... Ha\Tiz sisteminde ise yayın geliri ül- kedeki kulüpler arasında hak ediş sistemine göre pay ediliyor. EMNİYET KEMERİ HAYAT STANDARDIOIR TEMİ İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Boyası Çıkıyor AKP iktidan, Erdoğan Hükümeti'nin, siyasal Is- lamcı kimliğini geride bıraktığı, değiştiği, sıkı AB'ci, demokrasiden yana açılım gösterdiği, Cumhuriyet, laiklikle bile uyum sağladığı yolundaki takıyyeci mas- kesinin boyalan çok çabuk aktı. Hemen her icraatın- da, dökülen suyun etkisi ile akan kötü boyaya ben- zer bir durum yaşanıyor. Maske akıp gidiyor, altında- ki gerçek yüz çıkıyor. Van'da yaşanan tarikat vasiyeti çıkışlı savaşta, Rek- törter Komitesi karanna sinirlenen Başbakan Erdo- ğan, "Herkes yerini bilsin" demiş. Çok doğru, ilk kez üniversite rektörleri yerlerini bilme, üniversitelerin kimliğine, işlevine sahip çıkma anlamında beklen- medik bir tepki veriyorlar. Bana sorarsanız ilk kez, su- ya sabuna dokunmasalar da, sadece laiklik karşıtı ha- reketin içinde rol almadıklan için başlanna gelebile- cekleri gördüler. Savunma refleksi ile RektörAşkın'a sahip çıkıyorlar. YOK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç dahil, asistan- lık yıllarından tanıdıklarım var. Çok hoşgörülü, hu- kukçu, kelimenin tam anlamı ile zarif bir insanı, bu ka- dar sert sözcüklerle çıkışa zorlayan koşullartoplumu kaygılandırmalı. İlk bakışta polisiye, bireysel, yolsuz- luk gibi pazarlanan bir olayda, YÖK, rektörler, Baro- lar Van'da toplanmak gereğini duyuyorlarsa, ortada üniversitelerin özerkliği, hukukun işlerliği, insan hak- lan anlamında çok ciddi tehditler var demektir. AKP iktidan, Başbakan Erdoğan, siyasal Islamcı kimlikleri ile adım adım yürüdükleri ılımlı Islam yolun- da attıklan her adımda olduğu üzere, zoru görüp, ka- zanımlannı kâr sayıp, yeni adımlannı yeni zamanla- ra, yeni fırsalara bırakıp, geri adım atmazlarsa, bu iş sanıldığından çok fazla büyüyecek. Çünkü bu işin şa- kası hiç yok. Başbakanı dahil, çoğu Bakanı dokunul- mazlık zırhının arkasına saklanmamış olsalar, yargı- lanıyor konumda olacaklarken, Van Üniversitesi Rek- törü'nün kendisine savaş açmış olanlann suçlama- ları ile tutuklanma biçimi adalet terazisini bozuyor, hak, hukuk duygusunu çok fena yaralıyor. Aynntılannı Cumhuriyet haberlerinde okuduğu- nuz için burada yinelemenin anlamı yok. Ben AKP ik- tidan döneminde üniversitelerde iktidar siyasetinin ürünü yaşanan çöküşten söz etmek istiyorum. YÖK'ten türban, imam hatip ödünlerini koparamayın- ca küplere binen ve üniversiteleri cezalandırmaya ka- rar veren Hükümet, iktidar gücünü kuralsız, sonuna kadar kullanıyor. Üniversiteleri çaresiz, parasız, araş- tırma araç, kaynaklarından uzak bırakmak üzere her yoldan yararlanıyor. Koskoca üniversitelerde bilimseJ çalışma, araştırma ortamı hak götüre, bina onanm- lan, badana boya işleri, tuvaletlerin temizliğine, ısın- ma olanaklanna kadar her şey, her yer dökülüyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin üniversitelerinin bu utanç verici halleri, Erdoğan Hükümeti sayesinde Türki- ye'nin AB'ye daha yakın mı yoksa daha uzak mı ol- duğunun en çarpıcı aynası olmalı. Sanki bir şaka gibi, AB görüşmelerinin açılış süre- cinin ilk konusu, bilimsel ölçekler, üniversrteler. Do- ğal olarak Brüksel'de yapılacak tarama süreci görüş- melerinin ilkinde, Hükümet adına katılacaklar yanın- da, YÖK, üniversitelertemsilcileri olacak. Kaçınılmaz olarak AB'nin üniversite özerkliği, bilimsel kriterieri- ne ilişkin kabul edilmış düzenlemeler gündeme ge- lecek. Bologna krrterieri olarak bilinen ilkelerin iş- letilmesi istenecek. Erdoğan Hükümeti'nin, Başba- kan Erdoğan ve Bakan Çelik'in, medrese, diktatör- ce yönetim anlayışlan ile bilimsel özerklik ilkeleri ara- sındaki uçurum nasıl aşılacak? Azınlık oyu ile çoğunluk diktatör iktidar yönetim anlayışının örnekleri sadece kafayı taktıkları türban, imam hatipler, laiklik sınırlarının zorlanması anlamın- da değil ki.. Yaşamın her alanından, hukuk devleti il- kelerinin dışında yönetim, icraatlan, her gün sayisız örnekle ortaya çıkıyor.. O kadar arka arkaya, o kadar çok hak, hukuk dışı icraat söz konusu ki.. Birinin an- lam ve sonucu üzerinde duramadan bir başkası gün- deme geliyor. Günün haberlerinden.. Yargıtay karan ile ortaöğre- time devredilen kurumun, Balkanlar ve Orta Asya devletlerine imam yetiştirmek amacıyla kullanılması- na karşı çıkan Kırklareli Valisi, önce yörenin milletve- kili tarafından omuz darbesine hedef olup, sonra hız- la merkeze çekiliyor. Istanbul'da kendi partilerinden, kendilerinin seçtikleri Belediye Başkanı'nı da yok sa- yıyorlar. En son Kadıköy'de Göztepe Parkı'na cami yapılması, üçüncü Boğaz köprüsü gibi, Istanbullula- nn onayı alınması gereken yaşamsal konularda, Er- doğan'a bağlı Başkan Yardımcısı aracılığı ile, Baş- kan'dan habersiz, AKP'Iİ Meclis üyelerine işaretle parmak kaldırtıp, içeriğini saklayarak kararlar aldır- tabiliyorlar. [email protected] Tekstildeki fuar aynlığma bir çağrı da Giyim Sanayicileri Derneği'nden geldi TGSD: Birlik olana kadar tarafsı • Biri 9-11 Şubat tarihlerinde TÜYAP'ta, diğen 16-18 Şubat tarihlerinde CNR EXPO'da düzenlenecek iki ayn tekstil fuan için tüm kurumlar birlik çağnsı yapıyor, ama sonuç değişmedi. Ekonomi Servisi - Tekstil ve hazır giyim sektöründe yaşanan fuar aynhğı bir türlü giderile- miyor. IF Uluslararası İstanbul Hazır Giyim Fuan'nda başla- yan aynşma devam ediyor. Fu- arlan düzenleyen ve destekle- yen kurumlann birlik çağnlan- na karşm tekstil sektörü şubat- ta beş gün arayla iki ayn fuara sahne olmaya hazırlanıyor. Fu- arlann birleştirilmesi yönünde- ki son çağn da sektörün en bü- yük organizasyonlanndan bın olan Türkiye Giyim Sanayicile- ri Derneği'nden geldi. Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD), sektörde birlik ve be- raberhk yeniden tesis edilince- ye kadar fuar konusunda taraf olunmayacağını açıkladı. TGSD'nin yanı sıra Ege Gi- İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Orakçıoğhı iddialı olduklannı söyledi. yim Sanayicileri Derneği, Kon- feksiyon Yan Sanayicileri Der- neği, Çorap Sanayicileri Derne- ği ve Triko Sanayicileri Derne- ği'nin beraberliğinden oluşan IF Konseyi'nin geçen ağustos- ta 13 sektörel derneğin birlikte hareket ettiği büyük bir oluşu- ma dönüştüğü ve IF Konsey Başkanlığı'nı devrettiği kayde- dilen açıklamada, "TGSD, her zaman sektörün birlik \e bera- berliğini önde tutan görüşü doğ- rultusunda, her iki oluşumu bir- leştirmek yönünde son ana ka- dar çaba harcamışür. Ancak ça- balar sonuçsuzkalnıışür" 1 denil- di. Açıklamada, birlik sağlana- na kadar derneğin taraf olma- yacağı vurgulandı. Bu arada İstanbul Fashion (IF) Konseyi tarafından, TÜ- YAP Fuar ve Kongre Merke- zi'nde 9-11 Şubat 2006 tarihle- ri arasında "Uluslararası İstan- bul Hazır Giyim Fuan" düzen- lenecek. Bu fuardan desteğini çeken tstanbul Tekstil ve Kon- feksiyon thracatçı Birlikle- ri'nin öncülüğünde de 16-18 Şubat tarihlerinde "İstanbul Moda Show" düzenlenecek. Öte yandan, Türkiye îhracar- çılarMeclisi Başkanı OguzSa- öcı, fuann tanıtımı amacıyla Ceylan Otel'de düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, istanbul Moda Shovv'un Tür- kiye'nin hazır giyim sektörü- nün moda endüstrisine geçişin- de önemli bir anahtar olacağı- nı \Tirguladi. TIME 2005 PAZARTESl BAŞLIYOR îşfırsatları mobil dünyada Ekonomi Servisi - In- terpro Forum tarafından organize edilen ve 24- 25 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek TI- ME 2005'te kârlılık, ge- lişjm ve şirketlerin re- kabet güçlerinde önem- li rol oynayan kablosuz ve mobil uygulamalar ele alınacak. Yeni iş mo- delleri, Ceylan Inter- continental'de gerçek- leştirilecek etkinlikte 30'a yakın konu, konuk, uzman ve konuşmacıy- la aktanlacak. tş dünyasının oyun- culan, dünyanın yaşadı- ğını "Ofissiz, Kablosuz, Eğlenceti, YeniKkçi" iş duzenı "OKEY" ile kendilerini rakipleriyle kıyaslama firsatı bula- cak. TIME 2005'te mo- bil dünyayı her açıdan ele alacak ve konuklan farklı bakış açılan sağ- layabilecek birçok otu- nım düzenleniyor. Iş modelleri ve oyuncula- nn nasıl konumlandığı, markalann mobil orta- mı seçme sebepleri, de- ğer zincirinin nerede güçlü, müşteri cephe- sinde neler olduğunun cevaplan "Markalann Mobil Yözû" adlı otu- rumda aranacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle