22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 2005 CUMARTESİ HABERLER Parti içinde bazı bakanlar ve yönetici kadro arasında yaşanan sorunlann huzursuzluğa neden olduğu belirtildi AKP'dekabîneANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP'de bazı bakanlann uygula- malan nedeniyle huzursuzluk ya- şandığı belirtildi. Adalet Bakanı Ce- mil Çiçek, AKP'yi bölmek isteyen- ler olduğuna işaret ederek "Şimdiay- msı burada yaşanryor. MiOi Göriiş- çüfer,AıNAPTılar,DoğnıYorcıılardi- ye a> nnı yapıbyor, d altuıdan ısıüb- yor" dedi. AKP içinde bazı bakanlar ve par- ti yönetimi arasında sorunlar yaşan- dığı ileri sürüldü. Deviet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şe- ner'in Galataport ihalesi başta olmak üzere pek çok özelleştirme konu- sunda AKP yönetimi ile ters düştü- ğü belirtiliyor. Şener'in yakın çev- resine rahatsızhğını dile getirdiği kaydediliyor. Deviet Bakanı Kür- • Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AKP'yi bölmek isteyenler olduguna işaret ederek "Şimdi aynısı burada yaşamyor. Milli Görüşçüler, ANAP'lılar, Doğru Yol'cular diye aynm yapılıyor, el altından ısıtılıyor" dedi. şad Tüzmen'in gümrükler başta ol- mak üzere bazı uygulamalan nede- niyle parti yönetiminin tepkisini çek- tiği ileri sürülürken îçişleri Bakanı AbdülkadirAksu'ya da bazı parti yö- neticilerinin tepkili olduğu kulisler- de konuşuluyor. Bazı milletvekille- ri, Maliye Bakanı Kemal L nakı- tan'ın özelleştirmeler konusundaki açıklamalannı yakışıksız buluyor. Aksu ve Unakıtan'ın oğullan ile il- gili iddialar ise parti yöneticilerini rahatsız ediyor. Dinci basının tepkisini çekti Adalet Bakanı Cemil Çiçek ise Te- rörle Mücadele Yasa Taslağı nede- niyle özellikle dinci basının tepkisi- ni çekti. Çiçek'in hazırladığı taslak, AKP Genel Merkezi'nde kabuLgör- medi. Çiçek'in bazı konularda genel merkezi dikkate almadığı, bu neden- le Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile arasının açıldığı ileri sürülüyor. Çiçek, kabinedeki huzursuzluk iddi- alanyla ilgili olarak yaptığı açıklama- da, "Böyle bir dunım söz konusu de- ğü. Ama böyleofanasınıisteyenlervar. Içimizde de dışımızda da var. Biz ay- nı şeyi ANAP'ta da yaşanuşük" dedi. Çiçek. şunlan söyledi: "ANAP4kat- h bir apartmandı. Dört eğilimi birieş- tirmişti. bk 3 yıl her şey yoiunda git- ti. Sonra bu gidişten rahatsız olanlar partiyi parçalamak için hareketegeç- tiJer. Muhafazakâriar, liberaller, kut- sal ittifakçılar diye partiyi kategorize etnıeye başladılar. Şimdi aynısı bura- da yaşamyor. ANAP bir Idtle parti- siydi Şimdi de AKP aym konumda. MOH Görüşçüler, ANAP'lılar Doğru Yol'cular diye aynm yapüıyor. El al- bndan Kiülryor." Türkiye'nin birliğini sağlamanın AKP'nin bütünlüğüne bağlı ol- duğunu kaydeden Çiçek, "Bu par- ti, Türkiye'nin her yerinde var oian tek parti. Ben bu partinin bürün- lüğünü korumayaçahşryorum. Sorun varisebunu siyaseten çözmekgerekir. Şunu bilin ld, kimse her sorunu tek başuıa çözemez. Zaten kimsenin de böylebirkknasyok" dedi. Çiçek, par- ti temelinde siyaset yaptığını, attığı her adımdan, alınan her karardan partinin haberi olduğunu söyledi. 40 VEKİL ÖNERGE VERDÎ AKP'nin 6 seksi kıyafet' rahatsızbğı EMfiVE KAPLAN ANKARA - AKP'nin 40 milletveküi, gelin-kay- nana programlanyla ilgi- li Meclis araştuması açıl- masını istedi. Televizyon- larda kültûr, edebiyat ve şiir, Türk müziği prog- ramlanna ağırhk veril- mesini isteyen milletve- killeri, mafya ve Güney- doğu'daki ağalık sistemi- ni övücü dizilerin kaldı- nlmasını önerdi. Millet- vekilleri, sunuculann sek- si kıyafet giymemelerini istedi. AKP UşakMillet- vekili Aüm Tunç ve arka- daşlan. gelin-kaynana içe- rikli yanşma programla- nnın topluma etkilerinın araştınlmasi için önerge verdi. Önergede, şu ge- rekçeleryeraldı: • Türkiye'de özellikle 1990'hyıllardaözeltele- vizyon kanallannın yay- gınlaşmasıyla kültürel alandayaşanan değişme- ler artmış ve popüler kül- tür tartışmalan yoğunluk kazanmaya başlamıştır. • Kadınlan ve aile içi sorunlan reyting malze- mesine çeviren ve özel hayatlann uluorta sergi- lendiği kadın programla- nnda bazı kadînlann dert- lerini anlatmalan, kendi- lerini ifade etmeye çalış- malan karşısında toplum olarak hezeyana uğradık. Söz konusu programlar, toplumumuzun mahre- miyet anlayışını kökten değiştirmekte, evin içini genel izleyiciye açarak ailerun kutsalhğını zede- lemektedir. • Bu tür programlarda, fedakârlık, dostluk, şeref, asalet gibi toplum değer- Ieri ayaklar altına ahn- makta, ahlaksızlık, sada- katsizlik, terbiyesizlik, hi- le, entrika gibi kötülükler ikame edilmektedir. Sa- dece bu yapımlan değil, psikiyatrik ve pedagojık açıdan topluma zarariı ola- cağmı düşündüğümüz her türlü yapımı mercek altı- na alabilmeliyiz. • Mafya dizileri, ge- rek içerdikleri aşırı şiddet görünrüleri, gerekse ver- dikleri açık ve örtülü me- sajlarla yasadışılığı özen- dirmekte ve hatta meşru- laştırmaktadır. • Televizyonda ülke ile ilgili belgesel ve öğreti- ci programlara, kültür ya- yınlanna, edebiyat ve şi- iryapıtlanna, Türk müzi- ği programlanna daha fazla yer verilmeli, kan- lı mafya ve Güneydo- ğu'daki "ağahksistemini övücü, malum şivelerin kuflanıkfağı, Türk isimle- riniyoksayanaJdaoadra- malar''dan kesinlikle vaz- geçilmeli, evlilik kuru- munun kutsallığına göl- ge düşüren "eş buhna" ve "geKn-kaynana"prog- ramlan ciddi birbiçimde gözden geçirilmeli, su- nuculuk görevini ısrarla en seksi kıyafetlerle su- nan hanımlann yerine ile- tişim fakültelerinden me- zun olmuş, yetenekli ve bilgili gençleralınmalıdır. Sonuç bildirgesinde "Gökçeada ve Bozcaada'daki Hıristiyan cemaatin gayri- mcnkuUerinin gen verüntesinin dini özgürlükler açısından önem vurgulandı. (Fotoğraf: AA) Alman Hıristiyan Demokrat Parti ve Avrupa Parlamentosu (AP) Üyesi Renate Sommer 'Komşuluğaevet, üyeKğehayır' tstanbul Haber Servisi - Al- man Hıristiyan Demokrat Parti (CDU) ve Avrupa Parlamento- su (AP) Üyesi Renate Sommer, "Türidye'nin AB üyetiğiniistiyo- ruz" diyenlere karşılık olarak. "Hepimiz i>i komşuluk istiyo- ruz ama hepimiz Türkiye'nin tam üyeliğini istemjyoruz" dedi. AP Türkiye Raportörü Camiel Eurlings ise Alevilere ilişkin iyi- leşme yapılmadığını belirterek, "Aleviler, hâlâ kendi ibadetyer- lerini açmakta zorlanrvorlar.Av- rupa olarakAievilerin durumu- nu ek almak zorundayız" dedi. Fener Rum Patrikhanesi ile AP Hıristiyan Demokratlar-Av- rupa Demokratlan Grubu'nun Hilton'da gerçekleştirdiği "G«- nişlemeyiMümkün Kılacak Av- rupa Dayamşma ve İşbirliği İçin Temeller" başhklı uluslararası konferans dün sona erdi. Kon- feransın tartışma bölümünde söz alan Sommer, konuşmalarda "Türkiye'nm AB'ye üyeKğiıü is- tiyoruz'' dendiğini anımsatarak "Ha\ır, tam olarak böyle değil. Hepimiz iyi komşuluk istrvoruz, ama hepimiz Türkiye'nin tam üyeliğini istemiyoruz'' dedi. Avrupa'nın böyle kalabalık bir ülkeyi 10 yılda da, 15 yılda da kaldıramayacağmı öne süren Sommer, "Aslında kendileri de istemiyor görünüyorlar. Çunkü sıiçin mutlaka biryol bulmakzo- runda. İstek olursa yol da bulu- nur" dedi. Geçen yıl hazırladığı Türkiye raporuna atıfta bulunan Eur- lings. raporda Aievilerin sorun- lanna da yer verdiğini anımsa- tarak, "Türkiye'de yaklaşık 12- 20 mihon AJevi olduğu tahmin ediliyor.Aleviler, dini cemaat ola- • AP Türkiye Raportörü Camiel Eurlings, "Aleviler, hâla kencıi ibadet yerlerini açmakta zorlanıyorlar. Avrupa olarak Aievilerin durumunu ele almak zorundayız" dedi. gereken kıstaslan, kriterleri ye- rine getirmiyoriar. Ama yine de yerine getirilmemesine karşın müzakereler başladı, bir hayati hata olarak" diye konuşru. AP Türkiye Raportörü Cami- el Eurlings ise Heybeliada Ruh- ban Okulu'nu gündeme getire- rek. "Türk mercileri, Heybeb- ada Ruhban Okulu'nun açılma- rak kabul edilmhor. Drvanet'te tenısil edilnınor. Cemevleri iba- det yeri olarak kabul görmüyor. Ale\iler, hâlâ kendi ibadet yer- lerini açmaktazorianryoriar. Av- rupa olarak Aievilerin durumu- nu ele almakzorundayK" dedi. Eurlingsz, dini cemaatlerin malvarlığı ve hukuki kişilikleri konusundaki sorunlann da ha- len devam ettiğini söyledi. Konferansın "DiniOzgürhık- ler" konulu oturumunda konu- şan Yunanistan Egitim ve Din Iş- leri Bakanı Marietta Yiannaku, "Avrupahlann güçlü bir mey- dan okumayla karşı karşr>a bu- hınduğunu" ılen sürdü. MariettaYiannuku, "Öncefik- fcdemografikdegişimlerdenbah- sedebffirim ki; bu, göçlerden kay- naklanan bir değişim. Örneğin, Fransa'ya başörtüsünün taşuı- ması gibi bazı sorunlan doğur- du.Avrupatophımlanndaki göç- men topluluklann bütünleşme- si meselesi var. Bu topluluklann özgüriüklerinin de mutlaka ka- bul edifanesi gereldyor" diye ko- nuştu. 2 günlük uhıslararası konferan- sın sonuç bildirgesinde, AB'de kiliselerin srvil tophım ve dini öz- gürlüklerin hayata geçirihnesin- deki önemi vurgulanarak, bu di- yaloğun her yıl devam etmesi isteği yer aldı. îstanbul Büyükşehir Belediyesi, Göztepe Parkı'na cami projesinden sonra tartışmalı 3. köprüye de imza attı Topbaş-Güllüce çekişmesi tdris Güüüce GÖKÇEUYGUN Îstanbul Büyükşehir Belediye- si (ÎBB) Başkanvekih İdris Gül- lûce, Göztepe Parkı'na cami pro- jesinden sonra îstanbul'a 3. köp- rünün yapılmasına ilişkin proje- nin de altına imza attı. Tartışma- lı bu iki kararda ÎBB Başkanı Ka- dir Topbaş'ın "devre dışı" bıra- kılması, Topbaş-Güllüce arasın- daki "üstü kapah çefdşmeyi" bir kez daha ortaya koydu. 3. köprü projesiyle ilgili ge- lişmeleri gazetemize değerlen- diren IBB Meclisı CHP Grup SözcüsüCanÖzyedierler, "Top- baş,birprotokol başkam. Kamu- oyunda 'Topbaş. İstanbul'u yö- netiyor mu, yönetmiyor mu so- rusu hâkun" dedi. Öz>edierler, komisyondakı CHP'li üyelerin raporun genişletilmesini istedik- lerini ancak bunun kabul edil- meyerek meclise gönderildiğini anlattı. Kadir Topbaş ise ÎBB Mecli- si'nin "tstanbul Boğaa Rayh Sis- ternü 3. Karayolu Geçişi" hak- kındaki olumlu karannı, 1/25 binlik planlann hazırlanmaması nedeniyle yeniden değerlendiril- mek üzere lade ettiğini anımsa- tarak kendisınin ve Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan ın 3. köp- rünün, iki köprü arasına yapılma- sına karşı olduğunu söyledi. îstanbul Valisi MuammerGü- ler, tstanbul'a 3 Boğazköprüsü- nü çok gerekli bulduğunu, çün- kü bu köprünün yeni bir çewe yohınu da kapsarruş olacağını be- lirterek "Bu köprünün mevcut2 köprünün arasına değil.2. köprü- nün kuzeyine olacağı konusunda birmutabakaon oluşruğunu biH- yorum'' dedi Arnavutköy Semt Girişimi ta- rafindan yapılan açıklamada, "Ar- navutköy-Vaniköy arasına köp- rü vapma projesinin yeniden gün- deme geldjğj" belutilerek "ran- tın esas alındığı 3. köprü yapma bevesinden vaz^çibnediği'' kay- dedıldı. TOPBAŞ'TAN HALÎÇ'E YENl GEÇİŞ PROJESÎ MÜJDESİ 'Köprü inşaatı yakında başlayacak' İstanbul Haber Servia - îstanbul Büyükşehir diğer projenüı de Leonardo Da Vinci 'nin 1502 Belediye Başkanı Kadir Topbaş, metro geçişi yılında Haliç için çizdiği köprüyü yapmak ol- için Haliç'e yapılacak köprü üışaatına 2 ay için- duğunu belirterek "Da Vinci'nin tasarladığı bu de başlanacağını söyledi. köprüyü, Eyüp-Sütlüce arasuıdayapmayıplan- Topbaş, gazetecilere yaptığı açıklamada, ken- hyoruz" dedi. di çizdiği köprü projesinin Arutlar Kurulu tara- Çamhca'ya yapılması planlanan televizyon ku- fından onaylandığını belirterek "Köprü inşa- lesinin ihalesinin de yıl başına kadar gerçekleş- atına 2 ay içinde başlanacak ve 2 yılda da ta- tirileceğini ifade eden Topbaş, kule inşaatının mamlanacak. Taksim-Yenikapı metrosu en geç da 2006 yılında başlayacağını ifade etti. Bey- 3 yıl içinde hizmete girecek" dedi. Sultançiftli- likdüzü'nde Büyükçekmece Belediyesi'nin gi- ği-Vezneciler arasmda yapılan raylı sistem hat- rişimi ile 30 milyon dolar harcanarak yapılan ve nnın da Şubat2006'da biteceğini dile getiren Top- kaba inşaatı tamamlanan TV kulesi yanm bıra- baş, başlayan diğer raylı sistem projelerinin de kılırken Çamlıca'ya TV kulesi planJanması tep- devam ettiğini söyledi. Topbaş, Îstanbul için bir kilere neden oldu. 8 BÎN KAPATÎSELİ YUVALARDA 9 BİN KİŞİ KALIYOR SHÇEK'in 'içleracısı' durumu ANKARA (Cunıhuriyet Bürosu) - Sosyal da. kapasitenin üzennde, 9 bin 935 çocuğa Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bakım hizmeti veriliyor. Yetiştirme yurtlan ise (SHÇEK)bünyesinde faahyetgösteren çocuk 8 bin 853 kişi kapasiteye sahip. Toplam sa- yuvalan, yetiştirme yurtlan, özürlü bakım yısı 109 olan bu yurtlardan ise 10 bin 242 genç aile danışma ve rehabilitasyon merkezleri, yararlanıyor. Kapasitesi 562 olan 43 Çocuk kadın konukevlen ile çocuk ve gençlik mer- ve Gençlik Merkezi'nden, 946 kişi faydala- kezlen kapasitesinin üzennde hizmet veriyor. rurken; 65 Özürlü Bakım Aile Danışma ve Re- Buna göre. yurt genelindeki çocuk yuvalan- habilitasyon Merkezi 'nden de, toplam kapa- nın kapasitesi 8 bin 721, hizmet verilen ço- sitesi 2 bin 803 olmasına karşın 5 bin 52 ki- cuk sayısı ise 9 bin 935. Kapasitesi 8 bin 853 şi hizmet alıyor. Kadın konukevlerinde de olan yetiştırme yurtlanndan da toplam 10 bın kapasitenin üzerinde hizmet sunuluyor. Bu- 242 genç yararlanıyor. na göre, Türkiye genelinde hizmet veren 14 Ülke genelinde 8 bin 721 kişi kapasiteli 95 kadın konukevînde 239 kişinin kalması ge- çocukyuvası bulunuyor. Söz konusu yurtlar- rekirken, buralardan 931 kişi faydalanıyor. CUMARTESİ YAZDLARI ATAOL BEHRAMOĞLU ChipacNeDemek İstedi? Fransa Cumhurbaşkanı Chirac "TCırkler'in bü- yük bir kültür devrimine gereksinimi var" derken acaba ne demek istedi? Hürriyet gazetesindeki köşesinde değerli dos- tum Özdemir Ince, Chirac'ın sözlerini, Fransa Cumhurbaşkanı'nın AKP yönetimi konusunda duy- duğu kuşkuyla açıklıyor. Nitekim Chirac sözlerini şöylesürdürmüş: "..'SizAvrupalıdeğilsiniz, gidin!' denirse, kim bize bu topluluğun kökten dincitiğe kaymayacağını söyleyebilir?" Özdemir'in açıklaması bence sorunun bir yönü- nü aydınlatıyor. Bu konuda daha da ileri giderek şöyle diyebiliriz: AKP yönetimindeki Türkiye zaten başını almış, her alanda kökten dinciliğin egemen- liğine doğru gidiyor. Van Üniversitesi'nde yaşananlar, Erzurum'daki reklam panosu olayı, sadece son günlerin iki ör- neği. AKP ideologlannın kökten dinciliğinden kuşku duymak için bir neden yok ve bu gerçek git gide, her sözlerinde, her girişimlerinde daha da gün gi- bi aydınlanıyor. Chirac ya da başkaca AB yetkililerinin bu ger- çeği bilmemeleri ve buna ilişkin olarak da yukan- daki sözlerde dile getirilen kuşkuyu duymamalan olanaksız. Buraya kadar söylenenlere diyeceğim yok. Fa- kat Ö. Ince'nin yazısındaki şu yargı konusunda kuşkuluyum: "Jacçues Chirac'ın CumhuriyetDev- rimleri'nden habersiz olduğunu ilerisürmek müm- kün değil." Chirac ve benzerleri Türkiye'deki Cumhuriyet devrimlerinden gerçekten haberliler mi? Ya da ne ölçüde haberliler? Çağdaş Türkiye'yi, bu ülkenin sahip olduğu ile- rici dinamizmi ne ölçüde tanıyorlar ve bu dina- mizmle hangi anlamda, ne bakımdan ilgililer? Bunlan tartışmalıyız... • • • Chirac'ın bu sözleri söylediği günlerde CNN Türk'ün bu konuya ilişkin bir programına katıldım. Programda benden başka, Le Monde'un şu sıra- larda Türkiye temsilciligine atanmış Bayan Sop- hie Shibab da vardı. Işıklı salonlardan ve kızlı er- kekli, pırıl pırıl bir gençlik topluluğu arasından ge- çerek kamera karşısına çıkan Bayan Shibab'a, programın sempatik sunucusu Mithat Bereket'le konuşmaktalarken, şu soruyu yönelttim: "Buraya gelirken, Türkiye'de böyle birmedya kuruluşuyla karşılaşacağınızı tahmin edebilirmiydiniz?" Bayan Shibab sorumu, duraksamaksızın, "Hayır, ede- mezdim" diye yanıtladı... Birkaç gün sonra, bu kez TÜYAP Kitap Fuan'nda, çevresi bizim karikatürist dostlarla çevrili olarak Ya- zarlarSalonu'na giren konuk Fransız karikatürist, Le Monde'un ünlü çizeri Plantu'ye benzer bir so- ru yönelttim: "Türkiye'de böyle bir kitap fuarıyla karşılaşacağınızı düşünebilirmiydiniz?" Onun ya- nıtı da, duraksamaksızın, "Hayır" oldu... Bunlar beklediğim yanıtlardı. Çünkü Fransız aydını, Batı'daki ötekı benzerle- rinden farksız olarak, Türkiye'yi tanımıyor. Pek azı dış/nda, Tüfkiye onlartn imgeleminde kebap, lokum, göbek dansı, harem ve şimdi de Islamcı terör vb. çağnşımlanyla özdeşleşmiş bir ülkedir. Jacques Chirac, kâğıt üzerinde "Cumhuriyet devrimleri"nin bilgisine sahip olsa da, sanmam ki gerçek Türkiye'den, bu ülkenin sahip olduğu ile- rici dinamizmden, aydınlanmacı kimiikten haberii olsun... ••• öyleyse Chirac ne demek istedi? Belki gerçekten de ve sadece, sözünü ettiğim yazıda işaret edilen şeyi... Fakat hem gösterdiği hedef, hem seslendiği ad- res yanlış... Çünkü Chirac gerçek Türkiye'yi tanımıyor. Çünkü gerçek Türkiye o büyük kültür devrimini çoktan gerçekleştirdi ve bazı bakımlardan Batı ül- kelerinin de ilerisindedir... Türkiye'nin sorunu toplumsal adalet devriminin gerçekleştirilmesinde ve Batı bizi dışlasa da dış- lamasa da ülkeyi adım adım kökten dinciliğe gö- türmekte olan siyasal kilitlenmede... Bunlar ise Chirac'ın ya da bir başkasının değil, bizim kendi sorunlanmız... Bir düzeftme: Geçen haftaki "ŞiiriMucizedirÇün- kü" başlıklı yazıda geçen "dil içinde dil" sözcük- lerinin dogrusu "diliçin dil"d'\r... Anlamı tersine çe- viren bu dizgi hatası için üzgünüm. llk fırsatta bu konuya bir yazıyla yine döneceğim. ataol b@cumhuriyet.com.tr. Faks:(0212)513 85 95 BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 13093 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT MEHMET ÇORBACIOĞLU 20.10.2005 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 21.10.2005 Cuma günü kaldınlan aziz meslektaşımızaTann'dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlanmıza başsağlığı dileriz. ÎSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle