Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 1 EKİM2005CUMA CUMHURİYET SAYFA
SAGLIK
Uzmanlar, gripte antibiyotik kullanılmaması gerektiğini belirtiyor ve uyarıyor:
Antibiyotik gribe etki etmez• Düzensiz ve gereksiz
antibiyotik kullanımı
nedeniyle. bakteriler direnç
k&zanacak ve süper bakteriler
ortaya çıkacak. Bunlara da
hiçbir antibiyotik etki
etmeyecek. Uzmanlar aynca,
antibiyotiklerin reçete ile
satılmasının gerekliliğine
işaret ediyorlar.
ŞLTLEKÖKTÜRK
ICuş gribi tartışmalan sırasında
korkunç senaryolar yazılırken uz-
manlar, grip me\r
simiiîde bir başka
sonına dikkat çekiyor.
Halen eczanelerde reçetesiz satı-
lan antibiyotikler, gripte de düşün-
meden tükeftiğimiz ilaçlar arasın-
da yer ahyor.
Uzmanlar, gripte bakteriyel enfek-
siyon gelişmediği sürece antibiyo-
tik kullanmanın gereksiz olduğuna
dikkat çekerek gereksiz antibiyo-
tik kullanımı nedeniyle dirençli "sü-
per bakterüer" gelişecegi ve hiçbir
antibiyotiğin bu bakterilere etki et-
meyeceği uyansında bulunuyorlar.
tstanbul Tıp Fakültesi Farmako-
loji ve Klinik Farmakoloji Anabi-
lim Dah Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ya-
Gribin en etkiıı tedavisi nedir? Şişli Belediyesi'nden aşı kampanyası
* Uzmanlar gribin en etkin tedavisinin ya-
takistirahati, yeterli sıvı ve gıda alınması, Cvi-
tamininden zengin beslenme, belirtilereyönelik
tedavi, yani ağrı kesiciler ve ateş düşürücüle-
rin kullamlabileceğini yineliyor,
* Aspirin kullamlmamasını öneriyor,
* Gribe etkili antiviral ilaçlann tedavi ve ko-
runma amacıyla belirlenmiş durumlarda ve
hekim reçetesiyle kullanılmasını öneriyorlar.
Şişli Belediyesi, Şişlilileri gribal enfeksiyonlardan korumak
amacıyla ücretsiz grip aşısı kampanvası başlattı. 10 bin kişiye
ulaşılması hedeflenen kampanyayı, Bomonti Fransız Fakirha-
nesi 'nde başlatan belediyenin sağhk işleri ekipleri, çoğunluk-
la yaşlılarm kaldığı vurîtaki 186 kişiyi ücretsiz sağhk kontro-
lünden geçirerek grip aşısı yaptı. Şişli Belediye Başkanı Mus-
tafa Sarıgül, sağhk kontrollerinin önümüzdeki günlerde ilçe-
deki okullar, yurtlar ve ekonomik gelir düzeyi düşük yurttaşla-
rın oturduğu mahallelerde devam edeceğini söyledi.
ğız Üresin, gribin etkeninin virüs
olduğunu anımsatarak virüsü yok et-
mek için bakterilere karşı etkili olan
antibiyotiklerin kullanılmasırun ge-
reksiz olduğunu vurguladı.
Griple birlikte bakteriyel bir en-
feksiyon gelişmesi durumunda an-
tibiyotiğe doktor kontrolünde baş-
lanabileceğini ifade eden Üresin,
"Gereksiz ve sürekü olarak antibi-
yotik kullanımı nedeniyle bakteriler
direnç kazanacak ve süper bakteri-
ler ortaya çıkacak. Bunlara da hiç-
bir antibiyotik etki etmeyecek" de-
di.
Bazı hastalıklarda, hangi bakte-
rinin etken olduğunun anlaşılması
için 'antibryogranV testi yapılması-
nın zorunlu olduğuna işaret eden
Üresin, "Doktorunbutestolmadan
da yazabfleceği antibiyotikler vardır.
Asıl sorun eczanelerde antibrvotik-
lerin reçetesiz olarak saübnasL An-
tibiyotiklerin doktor kontrolünün
ardından reçeteile hastaya veribne-
si gereldyor'' diye konuştu.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfek-
siyon Hastalıklan Anabilim Dah
Başkanı Prof. Dr. Recep Oztürk de
gereksiz antibiyotik kullanımının
kişinin florasının bozulmasına ve
"konuna" sağlayan faydalı flora
mikroplarının yerine hastalık ya-
pan ve daha dirençli olan başka bak-
terilerin veya mantarların yerleş-
mesine sebep olacağını söyledi.
Dirençli mikroplann tedavisinin
daha zor ve pahah, hatta bazen im-
kânsız olacağına işaret eden Öz-
türk,"Aynca hastada antibiyotikle-
rin 'karaciğer, böbrek bozukluğu,
kan hücrelerinin azalması. ishal,
döküntü' gibi yan etkileri görülür.
Hastanın ve ödeme kurumu olan -
genelde devletin- gereksiz harcama
yapmasina sebep olunur" dedı.
Hekim reçetesi şart
Ilaçlann hekim reçetesi ile satıl-
ması gerektiğini de vurgulayan Öz-
türk, reçetesiz satılan antibiyotiğin
genel olarak uygun bir seçim ol-
mayacagından direncin artmasına ve
yaygınlaşmasrna sebep olacağını
söyledi.
Oztürk, bakterilerde giderek ar-
tan direnç nedeniyle tedavilerınde
ciddi zorluklar yaşandığına dikka-
ti çekerek "Bu dirençli bakteriler-
den biri metisiüne dirençli staphy-
lococcus aureus (MRSA) olup diğer
pekçok antibiyotiğe de dirençüdir.
Hastanekrde sık olarak infeksiyon
yapar. Son yıllarda toplumda da so-
run olmaya başlanuşür. MRSA ba-
sında süper bakteri olarak adlandı-
nlnuşür" diye konuştu.
GÜNDE 3BÎN Klşl CAN VERİYOR Erken doğan bebeklerde ROP, erken teşhis ve tedavi edilmediği zaman körlüğe yol açıyor
Tansiyon
öldürüyor
SİBELBAHÇETEPE
Yüksek tansiyondan
(hipertansiyon) kaynak-
lanan inme nedeniyle
Avrupa'da her yıl orta-
lama 1.2 milyon insan
yaşamını yitiriyor. Av-
rupa'da ölümlerin üçün-
cü nedeni sayılan inme.
erişkinlerdeki fiziksel
işlev kaybının en yay-
gın nedeni olarak bilini-
yor.
Itarya'data Roma Üni-
versitesi Kardiyoloji Bö-
lümü ve Kardiyoloji Uz-
manlık Okulu Başkanı
ve tç Hastalıklan ve
Kardiyoloji Profesörü
Massimo Volpe, inme-
nin önlenebilen bir fela-
ket olduğunu söyleye-
rek "Günde 3 bin
500'den fazla kişuünha-
yaü inme nedeniyle ge-
reksiz bir şekilde sona
ermektedir; halbuki in-
me önlenebilen bir fela-
kettir" dedı.
Volpe, inme görülme
sıklığının azaltılmasın-
da en doğrudan yönte-
min, inmede en önemli
değiştirilebilir faktör
olan hipertansiyonu
kontrol etmek için kanı-
ta dayalı nbbın kullanıl-
ması olduğuna dikkat
çekti.
Avrupa Parlamento-
su (AP) üyesi John Bo-
wis de inmenin önlen-
mesi konusunun Avru-
pa geneünde poliuka ve
sağhk programlanna
dahil edilmesinin haya-
ti önem taşıdığını söy-
ledi. Bovvis, "Şu anda
harekete geçilmemesi
getecekte bize daha yük-
sek maliyetlerie karşı-
laşmak dışında bir ya-
rar sağlamayacaktır.
Yüksek risk taşryan hi-
pertansifhastalarda in-
me ile mücadele etmek
için üp camiasL, hükü-
met) etkiHleri ve kamu-
oyunun desteğini istiyo-
nız. Amacınuz, kanıta
dayah übbı kullanarak
hipertansiyon tedavisi
sırasında primer inme-
nin önienmesiniiyüeştir-
mesidir. 'Hipertansif
Hastalarda tnrnenin Ön-
lenmesi tçin Meta - Fo-
rum - Avrupa Konsen-
sus Konferansı'mn uz-
man panel üyelerince
vürütülen kampanya-
nın bir parçasıdır. Bu
girişimin dilekçesi önü-
müzdeki yılAvrupa Par-
lamentosu'na gönderi-
lecektir. Amaç ise Av-
rupaPariamentosu'mm
Avrupa genetinde dilek-
çede beHrtikn adımlan
destekleyerek harekete
geçmelerini sağlamak-
nr" diye konuştu.
Hasta-hekim diyaloğu
Hipertansif hastala-
nn yüzde 73'ü inme için
başta gelen risk faktö-
rii olmasına karşın hi-
pertansiyonun ciddi bir
problem olmadığına
inanıyorlar. Hekimle-
rin yüzde 70"i ilk inme-
lerin tümünün veya ço-
ğunun yüksek kan ba-
sıncının doğru biçimde
tedavi edilmesiyle ön-
lenebileceğine inan-
makta, ancak uygula-
mada hipertansiyon için
ilaç tedavisine başla-
mamakta. Hipertansi-
yon tedavisi ve onun in-
menin önlenmesi ile
Uişkisi hakkında hasta-
hekim diyaloğunun iyi-
leşurilmesi bu bilgi uçu-
nımlannın giderilme-
sine anlamlı düzeyde
yardımcı olacaktu-.
Erken doğan bebeklerin
yaşama oranı artıyor
tstanbul Haber Servisi - Tıp-
taki gelişme sayesinde, erken
doğan, yani prematüre bebek-
lerin yaşama oranı da artıyor.
Ancak, bu olumlu gelişmelerin
yani sıra erken doğan bebekler-
de, birçok sorun ortaya çıkı-
yor. Bu sorunlardan biri olan
"Prematüre Retinopatisi"
(ROP) ise erken teşhis ve teda-
vi edilmediği zaman körlüğe
yol açıyor.
Uzmanlar, ROP'un Türki-
ye'de de tedavi edilebildiğini
belirterek doğumdan sonra 4-
6 hafta arasındabebeklerin mut-
laka göz muayenesinden geç-
mesi gerektiğini belirtiyorlar.
Dünya Göz Hastanesi hekim-
lerinden Dr. Umur Kayhan.
ROP'un, en sık bir kilonun al-
tuıda doğan bebeklerde görül-
düğünü ifade ederek, 32'nci
haftadan önce ve 1500 gramın
altında doğmuş bebeklere mut-
laka ROP muayenesinin yapıl-
ması gerektiğini söyledi.
Yeni doğan bebeklere göz
muayenesi şart
Yeni doğan bebekler konu-
sunda uzman doktorlar ve göz
doktorlannın birlikte çahşma-
sıyla ROP'un erken tanısırun
mümkün olduğunu ifade eden
Kayhan, bebeklerde rastlanan
akciğer, kalp damar hastalıkla-
n, ağu" enfeksiyonlar ve beyin-
de yaşanabilecek problemlerin
de retinopati riskini arttırdığı-
na dikkat çekti.
Doğumdan 4-6 hafta sonra
göz muayenesi yapılması gerek-
tiğine işaret eden Dr. Umur
Kayhan, "Beş evresi bulunan
ROP'un tedavisindeld başan
evresiyie üintilidir. îlk iki e\re-
sinde takip yeteıiidir, üçüncü
evreden hibaren ise lazer \ e kriz
tedavisine başlanmabdır, çünkü
hastahkeniyisonucu üçüncü ev-
rede veriyor. Dördüncü ve be-
şind evrelerde yapuması zorun-
lu cerrahi müdahalede ise ba-
şanh sonuç elde edilmiyor" de-
di. Umur Kayhan, yeni doğan
tüm bebeklerin ilk bir ay için-
de göz muayenesinin yapılma-
sının sadece ROP değil, birçok
hastalığm zamanında tanısının
konuhnasında ve başanyla te-
davi edihnesinde rol oynadığını
sözlerine ekledi.
Türkiye'de ağrı görülme sıklığını en fazla kadınların çektiği belirtiliyor
'Ağrısız Yaşam Haftası'
tstanbul Haber Servisi - Avrupa Agn Teşkilat-
lan Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Serdar Erdi-
ne, Türkiye'de yetişkinlerde ağn görülme sıklı-
ğının yüzde 63.5 olduğunu ve en fazla ağnyı ka-
dınlann çektiğini belırtti.
Federasyon tarafindan her yıl 17-22 Ekim ta-
rihleri arasında düzenlenen ve dünyada da kutla-
nan "Ağnsız Yaşam Haftası'' kapsamında düzen-
lenen toplantılarda konuşan Erdine, hafta boyun-
ca her ülkede "Ağrmmçaresi var" çağnlannın ya-
pıldığını, bu konudakı etkmlıklerin de yıl boyun-
ca devam edeceğini söyledi. Ağrı çeken hastala-
nn yüzde 73 'ünün kronik ağn hastalan (sinir sis-
temihastahğı) olduğununalnnı çizen Erdine, ağ-
n sıkhğının en fazla ban ve dogu bölgelerinde gö-
rüldüğünü, ağn çekenlerin de ancak yansımn bir
hekime başvurduğunubeHrtti. Erdine. Avrupa'da
her 5 kişiden birinin kronik ağn hastası olduğu-
nu, bunlarm da yüzde 58'inde depresyon veya baş-
ka psikolojik bozukluklar bulunduğuna da dik-
kat çekti. Avrupa'da ağn çeken her 6 hastadan 1'inin
zaman zaman ölmek istediğini dile getiren Erdin-
le, ağnlı hastalann yüzde 80-85' inin ilaçlarla te-
davi edilebileceğinı
dile getirdi. Ağnnın
toplumsal bir sorun
olduğunu anımsatan,
kronik ağnnın, Avrupa
Parlamentosu'nca (AP) başlı
başına bir hastalık olarak kabul
edildiğini vurgulayan Serdar Er-
dine, bu ağnnın eklemlerde bo-
zulma, kireçlenme. uy-
kubozukluklan, iş-
tahsızlık. ilaçlara
bağımlılık, işte ba-
şanlı olamama ve
sonuçta toplumdan
tecrit olmaya kadar varan,
fiziksel ve psikolojik sorunlara ne-
den olduğunu söyledi.
Toplantıda daha sonra Istanbul Üniversitesi
(tÜ") Tıp Fakültesi Ağn Ünitesi'nde tedavi gören
hastalardan Hakan Bağdemir. silahla yaralandı-
ğı için 25'ten fazla ameliyat geçirdiğini ve 7-8 yıl
boyunca inanılmaz ağnlar yaşadığını kaydetti.
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMtR
D
aha önce de yazmıştım. Yurdu-
muzda sağlık alanındaki yetmez-
lik ve başansızlık doktor sayısı-
nın yetersizliğinden ileri gelmiyor. Bu-
gün Türkiye'de doktor sayısı 100 binin
üstündedir. 650 kişiye bir doktor düşü-
yor. Başbakanhğı döneminde Turgut
Özal ve Adnan Kahveci ve onlan izle-
yenler ve bugünkü yöneticiler halkımız
her yerde doktor istiyor gerekçesi ile ye-
ni tıp fakültelerinin açılmasını gündeme
getiriyorlar. Biz onlan tabıp odalann-
dan; "halkdoktordeğQ,adaıngibibir sağ-
hk hizmeti istiyor" diye yanıtlıyoruz.
Doğru olan budur.
İyi sağlık hizmeti ancak iyi ve gerçek-
çi bir sağlık eğirimi, iyi bir örgütlenme,
iyi yetişmiş sağlık elemanlarından olu-
şan ekip ve onlann verimli kullanımı ile
ve toplumcu bir yaklaşımla gerçekleşir.
Türkıye'deki yönetimler böyle bü- anla-
Sağlıkta reform ya da kargaşa
yışı benimseyememişlerdir. Her biri 7 bin
kişiye koruyucu hekimlikle birlikte ilk
basamak sağlık hizmerini verecek sağ-
hk ocaklannı öngören sosyalizasyon sis-
temi çökertilmiştir. BüyüJc Hekim Nus-
ret Fişek'i burada saygı ile anmak iste-
rim.
Bugün bir özelleştirme firtınası esiyor.
Her yerde, her alanda özelleştirme. Eği-
tim ve sağlık gibi halkın temel gereksi-
nimleri de özele ve bireyci piyasa kural-
Ianna teslim ediliyor. Devleti küçültmek
temel hedef olmuştur. Onun için özel
hastanelere destek var. Devlet hastane-
lerine yok. Onlar birer işletmeye dönüş-
türülmektedir.
Reform adı verilen yeni düzenleme-
lere göre bugün devlet memurlan ve
SSK mensuplan özel hastanelerden ya-
rarlanabiliyorlar. Acaba nasıl bü" yarar-
lanmadır bu? Elbette ceplerinden öde-
yerek. Kapıdan girerken 20-60 milyon
vermeleri gerekiyor. Laboratuvar hiz-
metlerinuı sadece bazılan karşılanıyor.
Öteküer için fark verilecek. Ömeğin MR
için 75 milyon. Diş bakımı için ücretin
tümünü ödemek lazım. Operasyonlar
için devlet 2 milyar ödüyor. Hastalar da
bir ek ücret ödemek zorundalar. Kalp
operasyonlan için bu miktar 5 milyara
kadar çıkıyor. Devlet hastaneleri daha
ucuza mal olduğu halde peki halk aca-
ba neden özel hastaneleri tercih edecek.
Çünkü devlet hastanelerinde uzun kuy-
ruklar var. Devlet hastaneleri zayıf dü-
şürülüyor, kadro verilmiyor. Binalar.
odalar bakımsız. laboratuvarlar ve per-
sonel yetersiz. Özeller ise pınl puıl. Dev-
let hastanelerindeki doktorlar ve uzman-
lar artık muayenehanelerine gitmeyip
tam gün çalışsalar bile özel doktor sta-
tüsündeler. Hasta başına 21 puan birik-
tiriyor ve döner sermayeden ödenek ah-
yorlar. O zaman bir uzman hekimin gün-
de 50 hastadan şikâyet etmesi için ne-
deni kalmıyor. Çünkü hasta sayısı arttık-
ça daha çok kazanacaklar. Artık acil has-
ta, yatan hasta bakraunda da prim daha
>üksek olacak. Peki bir günde bir hekim
bu kadar hastaya nasıl bakabilecek, bu-
nu hiç soraıaym.
Sosyalizasyon \e sağlık ocaklan çö-
kertildikten sonra onun yerine konul-
maya çalışılan aıle hekimlıği de bir özel
hekimlik, devlet hizmeti değil. Onlar da
ücret alacaklar. Devlet de onlardan hiz-
met satın alacak. İşte bunlara sağlıkta dev-
rim, sağlıkta atılım diyorlar. Ve halkı al-
datıyorlar.
Toplumsallıktan bireyselliğe dönü-
yoruz. Neoliberal sistem egemen olacak.
Siyasal, sosyal eşitlik kaldınlıyor. Pa-
rası olan iyi eğitim, parası olan kaliteli
sağhk hizmeti alacak. Yönetimin top-
lumsal misyonu yok edilecek. Bireysel
özgürlükler var olacak. Gücü gücüne
yetenlerin dünyası kurulacaktır. Parayı
bastıran eğirimde de, sağlıkta da öne
geçecektir. Kıyılan, sitleri, ormanlan, li-
manlan da satın alabilecektir. Bunlara
değişim deniyor. Dikkat edin, buna kar-
şı çıkarsanız medyadaki değişimciler
sizi statükocu, dinozor olarak teşhir ede-
ceklerdk. Elbette böylesine yozlaşan ve
işe aluıacaklann mezheplerinin sorgu-
landığı bir ülkede, güneyde bü hastane-
nin başhekimi de ramazanda yemekha-
neyi, çay servisini kapatacak ve dok-
torlar da bu açıkça anti laik eyleme ses
çıkaramayacaklardır.
DUZYAZI
ORHAN BİRGİT
Anılarda Savcılar ve
Yargıçlar
HayırlısıylaTüyap Kitap Fuan'ndan sonra, Frank-
furt'taki de bitse de, bizim yayınevieri sorumlusu ar-
kadaşlar işbaşı yapsalar. Üç ayı aşkın bir süredir Do-
ğan Kitapçılık'ın, dipfrizinde basılma sırasını bekle-
yen anı kitabımın ilk cildinin yayımlandığını görebilsem.
Bu özlem ile dün sabah, müsveddeleri kanştınyordum.
Bugünün kimi güncel olaylan ile çağnşım yapan bir
ikisinin özetinin özetini okurlanmla şimdiden paylaşa-
yım dedim. Bendeki bilgisayar çıkışının 168. sayfasın-
da 1955 yılı Ağustos ayında geçen bir olayı, dönemin
CHP Genel Sekreteri Kasım Gülek'in bir Karadeniz
gezisinde Sinop'tatutuklanışını anlatmışım. Bindiği ge-
mi Sinop'a geldiği zaman rahmetli Gülek'e Istan-
bul'dan aynlırken Galata nhtımında yaptığı basın top-
lantısında söyledikleri için tutuklandığı bildirilir ve ad-
liyeye götürülür.
Rahmetli Genel Sekreter bir odada bekletilirken,
gezide kendisine eşlik eden CHP Parti Meclisi Üyesi
ve gazeteci Nizamettin Nazif kapıyı açar ve "Beye-
fendi sizi derhal mi götürmek istiyortar" diye sorar. Bu
soru üzerine odadaki genç bir adam Nizam'a, "Sizkim-
siniz" diye sormuş. Nizam da mukabele etmiş: "Ya siz
kimsiniz?" Genç adam birden parlamış. "Vay beni
tahkir ha? Ben savcıyım. Adınız ne?" "Nizamettin
Nazif. Gazeteciyim." Savcı çekmecesindeki listeye
bakmış: "Sizi tevkif ediyorum" demiş. Tevkif sebebi
şuymuş: "Kıçını çevirmek suretiyle savcılık makamı-
na hakaret." Bu sırada savcının, Malatyalı olduğu
meydana çıkmış. Heyetteki bir Malatya Milletvekili
genç adama dönmüş:
"Demek bir de Malatyalısınız ha!" demiş. Savcı bir
kenara çekilmiş. Başlamış ağlamaya.
•Beyaz Eldivenli Hâkim'
"Evvel Zaman Içinde" adlı anılann bu bölümünde
Gülek'in tutuklu olarak bir otomobil ile aç susuz, on
yedi saat süren bir yolculuk sonunda Istanbul'a geti-
rilip Paşakapısı Cezaevi'ne konulduğunu anlatıyorum.
Genel Sekreter'in bu haksız tutuklamadan sıkıldığını,
Istanbul'daki hâkimlerin tutukluluk karannı kaldırmak-
tan çekindiklerinden söz ediyorum.
özetle şöyle yazmışım:
"llhami Sancar" ve ekibı, Istanbul ceza hâkimleri-
ni tek tek gözden geçirirken, Ekrem Bey, "özden", ade-
ta Arşimet gibi "Buldum" dedi. Yedinci Ceza Hâkimi
Hamdi Öner Adanalıydı. Aılece CHP'Iİ olarak tanını-
yorlardı. Kımse kendisi için kötü birşey söylemiyordu.
Onunla konuşarak yoklama yapılabilirdi.
"Yalnız." O yalnızın cevabını llhami Bey, Genel Baş-
kan'la görüşerek alamaz mıydı? Şayet olumlu yanıt ala-
bilirse ondan sonrasını Ekrem Bey çözebileceğine
emindi. Ekrem Bey benı de aldı. Sirkeci'deki Büyük
Postane'nin üst katındaki Yedinci Ceza Hâkimliği'nin
odasına gittik. Uzun boylu esmer Hamdi Bey bizi sı-
cak karşıladı. Ama ziyaretin nedenini ögrenince de sı-
kıntılı olduğu yüz hatlanndan okunur hale geldi.
"Dosyayı ınceleyeyim" diye elbette bir hâkimin söy-
leyebıleceği kadannı söyjedi. Ekrem Bey bana hafifçe
göz kırpt. "Oman sen öbür işlen'ni bitir. Ben geliyo-
rum" dedi. Anlamıştım. Yalnız kalması gerekiyordu.
Hamdi Bey'e veda ettim ve dışan çıktım, Koridorun so-
nunda Nejat Çerman ve Ayhan Yetkiner beni bekli-
yorlardı.
Kısa bir süre sonra Ekrem Bey de çıktı.. "Çocukiar
hiçbirşey belli etmeyelim. Oldu bu iş"ded\.. Mahke-
me kâtibinin kucağında yazı makinesi ile hâkimin oda-
sına girişi çıkışı bize çok uzun zaman gibi geldi. Son-
ra Ekrem Bey kalemden yazıyı aldı, savcılığa gitti ve
salıverme yazısı Paşakapısı'na ulaştı.
Ekrem Ozden'in, ilhami Bey ile hazırladığı plan,
Adanalı Hâkim Hamdi Öner'in herhangi bir baskı
ile karşılaşarak yerinden olması karşısında ilk se-
çimde CHP listesinden aday gösterilmesi güven-
cesinin verilmesini iceriyordu.
Ertesi günkü gazeteler, tahliye karannı veren Ham-
di öner'e gelen telgraflar arasında, kendisine bir ka-
dm vatandaştn "Beyaz Eldivenli Hâkim" dediğini de ya-
zıyordu. Oyle bir hanım yoktu. Yakıştırma, sadece
Hamdi öneVi değil, geniş meslektaş grubunu da hem
hoşnut edecek; hem de özendirecek nitelikteydi.
Genel Sekreter, hemşerisi yargıca, gelecek için gı-
yabında ve kendi adına yapılmış taahhüdü memnun-
lukla benimsemekle kalmadı; 1957 seçimlerinde Ham-
di öner'in Adana listesinden CHP Milletvekili olarak
TBMM'ye girmesine de destek verdi.
• • •
27 Mayıs 1960 askeri müdahalesinde, Ankara Sav-
cısı Hayri Mumcuoğlu'nun çekmecesinden üstü boş;
altında savcının imzası hatta mührü olan tutuklama ya-
zılan çıktı. Bunlar o dönemde gazeteciler için kullanı-
lıyordu.
Rahmetli Mumcuoğlu, önce YTP kontenjanından
Kurucu Meclis'e üye o)du. Daha sonra da DYP ve ar-
kasından CHP'den Tekirdağ Senatörü. Partamentoda
kendisine o olayı soruduğumu ve yanıt olarak "Bir ül-
kede yargıç güvencesi bulunmaz ise işlerin çivisinin
çıkacağım" söyledi bana
Elbette bugün öyle bir dönemde değiliz. Ancak sa-
nınm Savcılar ve Hâkimler Yüksek Kurulu'ndan Ada-
let Bakanı'nın başkanlığı kaldınlmadan da, adalet men-
suplannın tam bağımsızlığından söz etme hakkını ta-
şımadığımızı unutmamalıyız.
Heradaletyılının açılışındaYargıtay başkanlannın ko-
nuşmalanndayeralan bu haklı isteği iktidariar niçin kar-
şılamazlar ki?
Faks: 0 212 677 08 21 obirgit ; e-kolay.net
Toyland'da kuş gribi
bir can daha aldı
BANGKOK(AA)-Tay-
land'da bü" kişinin daha
kuş gribinden öldüğü bil-
dirildi.
Başbakan Thaksin Shi-
naroatra. ölen kişi ile ilgi-
li "ensonJabotatuvartest-
lerinin öncekigecegeküği-
ni ve pozitif olduğunu"
açıkladı. Sağlık yetkilile-
ri. ölen kişinin başkent
Bangkok'un 100 km. ba-
ûsındaki Kanchanburi eya-
letinden48 yaşında bü:er-
kek olduğunu belüttiler.
Kanchanburi eyaletinde
son günlerde, kümes hay-
vanları arasında tekrar
H5N1 viriisündenkayTiak-
lanan kuş gribi görüldüğü
bildirilmişti. Ölen kişinin,
hastalanmadan önce evi-
nin yakınlannda tavuk ke-
simiyapüğıbeUrtildi. Ül-
kede kuş gribinden ölen-
lerin sayısı 13'e çıktı.
Aşıyabüyfikilgi
Macaristan'ın, hem in-
sanlan hem de hayvan-
lan hastalıktan koruya-
bilecek kuş gribi aşısı ge-
liştirdiğini bildirmesüıin
arduıdan ABD, tngiltere
ve Rusya'nın açıklamaya
büyük ügi gösterdiği bil-
dirildi. Hükümet sözcü-
sü Andras Batiz, arala-
nnda Endonezya, Ukray-
na, Fihpinler ve Moğolis-
tan'ın da bulunduğu diğer
ülkelerin aşıyı ahna ko-
nusunda isteklerini bil-
dirdiğüıi söyledi.